< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
Sağdan sollamak suç mu? Ciddi soruyorum! (4. sayfa)





-
-
Lütfen sonuna kadar okuyunuz...
Forumda bu başlık altında yazılanların çoğunu okudum da, hiç kimse yolun müsaade edilen en yüksek hız sınırına dikkat etmiyor, etmemiş ve sağdan öne geçmeyi marifet gibi anlatmış.
Diyelim ki her biri 2 şeritli bölünmüş yolda gidiyorsunuz. Hız sınırı 90 km/saat ve şeridin solundan 90-95 km/saat hızla gidiyorsunuz. Sağınızda da yine araçlar var, aynı hızda veya daha düşük hızda ilerliyorlar.
Maalesef ki bazı sürücüler trafik tabelalarının veya yol çizgilerinin çok da farkında değiller. Hatta bana kalırsa hangi hızda gittiklerinin bile farkında değiller muhtemelen. Sonra ne yapıyorlar? Önündeki araçtan yol istiyorlar... Sözüm şudur:
- Öndeki araç zaten yolun izin verilen hızında gidiyor, sağ şeritte de giden araçlar var, yol akıyor... NİYE yol versin ki? Önde giden bu araç müsaade edilen hızda gitmeyi bilmiyor mu?
- Sonra ne yapılıyor? Arkadan gelen ve yol isteyen araç selektör yapmaya başlıyor öndeki araca (çoğu durumda yol isteyen bu araçlar yolu açın ben geliyorum diye uzaktan selektör yapmaya başlarlar).
- Öndeki araç kayıtsız kalınca bu defa korna basıp ve selektör yapıp taciz etmeye başlarlar. Aynı zamanda gidilen hızın kuralına uymayıp yakın takip etmeye başlarlar, kısacası her şekilde tacize devam.
- Daha sonra bakarlar kendilerine yol verilmiyor, bu defa sağlayarak bu aracın önüne geçerler ilk fırsatta ve çoğu durumda da sinyal bile vermezler. Hatta yol vermeyen aracı cezalandırmak için veya taciz etmek için çok yakından direksiyonu önlerine kırarlar ve sağladıkları aracın fren yapmasına sebep de olurlar. Çoğu durumda ne yapıp edip 1-2 araçlık dar bir aralığa da sağdan gelip girerek trafiği tehlikeye sokanlar da vardır.
İşte ben bunu yıllar önce bir kez de İzmir'de Karşıyaka Tünellerinin içinde yaşadım ve hayatta kalmam mucize gibi oldu. Sabırsız ve muhtemelen psikolojik sorunlu bir Volkswagen Transporter sürücüsü tünel içinde akan trafikte ve müsaade edilen en yüksek hızda gidiyor olmama rağmen sırf yol vermediğim için sağdan önüme geçmeye çalıştı. Sözde korkutmaya ve cezalandırmaya da çalıştı ve o kadar yakın geçti ki benim sağ dikiz aynamı kapattı ve ardından refleks hareketle direksiyonu sola kırınca, benim aracımın dışarı az da olsa çıkan sağ tekeri sıkıştıran aracın sol arka tekesine temas etti ve muhtemelen takıldı ve bir süre de sürükledi çünkü havaya boya veya lastik parçaları fırlamaya başladı, korkunç sesler çıkmaya başladı. Bu arada hızın 80 km/saat civarında olduğunu belirtmek isterim. Frene basıp aracımı durdurduğumda ise aracımın önü sol şeritte tünelin sol yan duvarına bakıyordu ve acı fren sesleri ve korna sesleri duyuyordum. Sesleri duydum ama hiç sağa sola bakmadım. Arkadan belkide yakın takip eden araç olmayışı nedeniyle şansımın, sakinliğimin ve yılların verdiği tecrübeyle de olsa gerek derhal tam gaz yapıp muhtemelen patinaj yaparak da aracın burnunu yola çevirdim ve hızlanmaya çalıştım ve başardım. Olabilecek faciayı hayal etmek bile ürkütücüydü ve neredeyse kesin ölümlü bir kaza olabilecekti. Yaşam ve ölüm arasında saniyeler vardı adeta, an meselesi idi. Sürücü kapısı tarafından fren yapsa da duramayan hafif veya ağır herhangi bir aracın hızla çarpması ya sakatlık ya da ölüm demekti. Kapı ne kadar koruyabilecekti ki? Ve sağdan önüme geçen o beyaz Volkswagen Transporter hiç bir şey olmamış gibi uzaklaşıp gitti. Biraz sakinleştikten sonra hızlandım, kazaya sebebiyet veren aracı otoyol çıkışında trafik ışıklarında yakaladım ve plakasını alabildim.
Ne gerek vardı sabırsızlığa ve kural ihlali yapmaya? Zaten gittik yine otoyol çıkışında trafik ışıklarında duruldu. Hız yaptı da, sağladı da önüme geçti de ne değişti? Yine aynı yerdeydik. Gidilecek yere en fazla 1-2 dakika daha erken varmak için risk almaya veya tehlike oluşturmaya değer miydi?
Sonra mı ne oldu? Destek istediğim yakınlarım geçmiş olsun dediler ve uğraşma, bir şey çıkmaz dediler, vakit kaybetme dediler. Ben yaşadığım olayın ciddiyetini de düşünerek polise şikayette bulundum, alkol muayenesi, tutanaklar vesaire derken epeyce zaman aldı. Karakolda trafik motorlu ekipten olduğunu tahmin ettiğim bir polis şikayetçi olmadığımı yazan bir belge imzalatmaya çalıştı, ama belgeyi okuyunca imzalamayı kabul etmedim. Muhtemelen onlar da içlerinden başımıza iş açma, olmuş bitmiş işte gibi düşünüyorlardı. Polis memuruyla tüneldeki kamera kayıtlarını incelemeye gittik ama o sırada kayıtlara da ulaşamadık. Ardından ben çizdiğim ayrıntılı krokileriyle ve detaylarıyla karakolda şikayetimi tutanak altına aldırttım ve imzaladım, kararlı oldum.
Daha sonra mı ne oldu? İki yıl sonra söz konusu Volkswagen Transporter ve sahibi her detayıyla bulunmuştu ve kamu davası açılmıştı. Yaklaşık altı ay kadar sonra mahkemede hakim karşısında olayı yine detaylarıyla anlatıyordum. Sonra uzun bir ara, kaç celse sürdü o mahkeme bilemiyorum. Çok sonra bana mahkeme sonucu da tebliğ edildi. Karşı taraf suçlu bulunmuştu, tam hatırlamıyorum 6 ay mı yolsa 1 yıl mı yoksa daha fazla mı hapis cezası almıştı karşı taraf ve kayıtlı ilk suçu olduğu için ceza ertelenmişti. Beş yıl içinde suç tekrarı durumunda uygulanacaktı sanırım.
Sonuç olarak, evet bir bana söylendiği gibi bir şey çıkmamış gibiydi, ama ben hedefime ulaşmıştım: Suç karşı tarafın siciline işlendi, hapis yatmamak için bir tekrardan sakınması gerekecekti. Hukuk ve adalet sitemi erken ya da geç işlev gördü. Bir ihtimal daha dikkatli olacaktı, farkındalık kazanacaktı, belki başkalarının canının yakma ihtimalini de azaltmıştım. Sizler şimdi bu yazdıklarımı okuyarak belki ders alıyorsunuz. Yine de birşeyler çıkmıştı, susup kalmaktan, kabullenmekten, başı öne eğmekten daha iyi bir durumdu bana göre. Ben toplumsal sorumluluğumu da yapabilmiştim.
Ben neredeyse bir yıla yakın korka korka aracımı kullandım, ama hayatta olduğuma da çok şükrettim.
Ama hep şunu da düşünmüşümdür: Volkswagen Transporter sürücüsü gideceği yere belkide en fazla 5-10 dakika daha erken ulaşmak istedi ama buna karşılık defalarca hakim karşısına çıkmak için adliyeye gidip gelirken, duruşma salonu önünde beklerken veya duruşma sırasında, veya ifadesini hazırlamak için veya avukat tutmak için saatlerce günlerce zaman harcadı. Zaman olarak hiç de avantajlı hesaplı bir durum değil elbette. 10 dakika için birkaç bin dakika... Ya ölümlü veya yaralanmalı bir kazaya sebep olsaydı ne olacaktı? 10 dakika için yılları gidecekti, aileler dağılacaktı, varsa çocukları kim bilir ne sıkıntılar çekecekti... Herşey 5-10 dakika erken ulaşmak için, sabırsızlık nedeniyle... Değer mi? Bana göre değmez, hiç değmez. Değdiğini düşünenler varsa hız yapsınlar, hatalı sollasınlar, sağlasınlar, önündeki aracı sıkıştırıp taciz etsinler, trafik kurallarına uymasınlar... Benim inancım trafikte bu şekilde kazanılan 5-10 dakikanın alınan riskler ve oluşturulan tehlikeler nedeniyle bir gün gelip bu kişilerden kat ve kat zaman olarak da çıkacağı ya da çıkartılacağı yönünde.
Bu istenmeyen kaza benim de hayatımın 2-3 gününün boşa harcanmasına sebep oldu. Karakolda geçen saatler, mahkeme ve gidip gelme zamanı ve hasar gören sağ ön çamurluk tamiri için... Bir diğer yandan sakat kalsaydım kim bilir kaç yıl acılar ve sıkıntılar çekecektim. Ne için? Kimin için? Bir densizin 10 dakika daha erken gideceği yere ulaşması uğruna mı? Çoluk çocuk aile meselelerine ise hiç girmeyelim...
Bırakın trafik akışında gitsin, ama hep aksın. Sürekli başkasının önüne geçilirse trafiğin akışı da yavaşlıyor. O kadar geniş yollara rağmen neden sadece belli yerlerde tıkanıklıklar oluyor trafikte.. Çünkü herkes birbirinin önüne geçmeye çalışıyor. Bırakın aksın gitsin, on dakika erken gitmek için başkasının önüne kuralsız veya tacizci şekilde geçmeye çalışırken asında herkesin yarım saat geç kalmasına sebep olunduğunun bence kimse farkında değil.
Yollar yarış pisti değil. Yollar güçlü motorlu araçlarla veya büyük araçlarla güç gösterisi yapılacak yerler değil. Trafiğe çıkmış, sürücü ehliyeti olan her vatandaşın kurallara uyduğu sürece yolları kullanma hakkı var. En sol şeritte 70-80 km hızla gidenden şikayet edenler... Belki siz çok hızlı gidiyorsunuz kural dışı olamaz mı? Göreceli olarak yavaş gidiyor gibi gelir öndeki aracın hızı... Belki de o sırada sizin düşünemediğiniz, öngöremediğiniz bir sebep var öndeki aracın yavaş gitmesinde? Olamaz mı? Belki de yola bir şey döküldü, belkide yolda bir yabancı cisim var, belkide ileride soldan yan yola çıkılacak, çıkışı kaçırmak istemiyor öndeki sürücü.. Mutlaka çok çeşitli sebepleri vardır. Önde aracı sıkıştırıp, taciz edip, kural dışı önüne geçmek çoğu durumda sabırsızlık, ego tatmini veya psikolojik bir sorun belirtisi değildir de nedir?
Ya da şöyle durumlar da oluyor... Siz orta veya en sağ şeritte kendi halinize uygun hızda gidiyorsunuz. En sol şeritten gelen tacizci araç, sözde kendince yolları açıyor, en soldaki araçları taciz etmeye başladığında bu araçlar arkadan gelen araca yol vermek için direksiyonu sizin önünüze kırıyor ve bu defa siz tehlikeye sokuyor, yavaşlatıyor, ve yeniden güvenli takip mesafesi oluşturmak için yavaşlamak zorunda kalıyorsunuz. Yanlış yanlış üstüne.. Sebep ne? Birileri kural dışı hızlı gidecek. Yurt dışında da çeşitli ülkelerde araba kullandım. Örneğin İspanya deneyiminde hız sınırı 80 km/saat idi ve önüm boş olmasına rağmen onlarca kilometre boyunca arkamdaki araç beni sollamadı ve güvenli mesafede takip etti. Türkiye'de olsa böyle bir durum çok çok ender bir durum olurdu ve sabırsız sürücülerimiz yol boş ise Allah ne verdiyse diye basar hız yapardı. Kaldı ki İspanya bir dönem trafik ihlalinin en çok yapıldığı ülkelerin en başında gösteriliyordu.
Neyse... ben ne yapıyorum... çok çok acil bir durumum yok ise mümkün olduğunca kurallara uymaya çalışıyorum. Arkamda bir römork varmış gibi, adeta TIR kamyonu kullanır gibi ağır kullanıyorum aracımı. Kontrollü hızlanma ve yavaşlama yapıyorum, öngörülü olarak aracımı kullanıyorum uzun yıllardır. İnanın çok zor değil. Hatta yoğun trafikte en kolay akan şerit en sağ şerit olduğunu da keşfettikten sonra artık sol şeritte gitmek, girmek çok da umurumda değil. Önemli olan hiç durmadan gitmek... yavaş olsa da sürekli gidebilmek, yoğun trafikte dahi. Çünkü dur-kalk yaptıkça, veya hız yapmaya çalıştıkça hem yoruluyorsunuz dikkatiniz tükeniyor kısa sürede, hem de arabanız yıpranıyor, hem de daha çok akaryakıt veya enerji harcıyorsunuz ivmelenme nedeniyle. Sonuçları şöyle somutlaştırayım biraz da... Eğer aracınızın arkasında çok ağır bir yük taşıyan römork çekiyor gibi, fren yaptığınızda durmayacak gibi, ya da gaza bastığınızda fırlayarak hızlanmayacak gibi kullanırsanız yorulmuyorsunuz da... Ben bu teknik ve taktik ile kullandığımda otomatik vitesli aracımın ön fren diskleri ve balataları ilk defa 100 bin km civarında ağır bakımda değiştirildi.
İnanın herkes ulaşıyor eninde sonunda gideceği yere. Çok kritik zamanlı işiniz yoksa gidin 70-80-90 km/saat hızla uzun yolda, kimisine göre kağnı gibi hızlar bunlar belkide, ama öyle değil. Hızlı giderseniz sadece yolu görüyorsunuz, daha çok dikkat harcıyorsunuz ve daha çok yorulup daha çok risk alıyorsunuz. Daha da sabırsız hale geliyorsunuz... Oysa ki uygun düşük hızlarda hem riskiniz daha az, hem de çevreyi görme şansı daha yüksek, yol daha eğlenceli, sıkılmıyorsunuz. Finike den çıktım Korkuteli üzerinden Denizli tarafına gidiyorum. Ayarladım hızı 70-80 km civarına direksiyondaki hız sabitleme ayar düğmeleriyle. Meğerse çevrede ne güzellikler varmış... Hızlı giderken bir şey görünmüyor, çünkü yola bakamıyorsunuz. Araba kullanmak camın arkasından adeta televizyon ekranından akan görüntülere, bilgisayar oyunlarına bakar gibi hale geliyor. Aslında hiç de eğlenceli değil bir süre sonra... Toplamda baksanız yarım saat daha erken varmak adına yüzlerce kilometre gereksiz yorulmaya değmez şehirlerarası yollarda da. Herkesin fikri ve durumu, karakteri aynı olmayabilir tabi.
Bu arada takip ettiğiniz aracı adeta sollar gibi sağından önüne geçmek kurallara aykırıdır ve görüldüğünde cezai işlem ile karşılaşabilirsiniz. Böyle bir durum ile karşılaşmamak için baktınız orta şerit veya en sağ şerit müsait, geçin orta şeride veya en sağ şeride, önüne geçmek istediğiniz araçtan birkaç yüz metre uzaklaştıktan sonra önüne veya uygun şeride geçin şerit değiştirme kurallarına uygun olarak. Böylece sadece şerit değiştirmiş olursunuz. Yolun müsaade ettiği üst hız sınırlarına uygun hızda seyreden araçları arkadan gelip sıkıştırıp taciz etmeye kimsenin hakkı yoktur, geçiş önceliği, üstünlüğü olan araçlar duruma göre kısmen hariç.
Trafik kuralları daha güvenli seyahat edebilmek için bize yol göstericidir. Mümkün olduğunca uymak, sınırları aşmamak için çaba göstermek gerekir. Keşke bazı kuralların gerekçelerini de ezberletmek yerine mantıksal çerçevede açıklasalar, anlatsalar. Günümüzdeki eğitimlerde, kurslarda belki vardır ama benim dönemimde sırf ezberden ibaret idi. Mesela tünellerde neden farlar yakılır, oysa ki bakıyoruz tünellerin içi aydınlık hatta ışıl ışıl. Mantıklı düşününce gereksiz gibi görünüyor. Herhangi bir elektrik arızasında, tünel içi aydınlatmanın aniden kesildiğini düşünün, birden her yer karanlık olacaktır ve zincirleme kazalar ile bir facia olacaktır. Bu riski azaltmak veya ortadan kaldırmak için tünel içlerinde mutlaka farları yakmalıyız. Her trafik tabelasının veya kuralının gerekçeli açıklamaları gerekli bence. Örneğin, dönel kavşak kuralı gibi..
Kazasız ve sağlıklı günler dileğiyle...
-
Ben yapıyorum ya. Uzun yolda, otobanda özellikle. Genelde 100-120 giderim. Orta şeritte 90 ile giden araçlar oluyor hep. E sola geçsem arkadaki 200-240 yardırmış geliyor. Sola geçip trafiği tehlikeye atmaktansa sağa geçerim yavaş yavaş kendimi gösterecek şekilde geçerim.
Bir de bir laf vardı; sağ şeridinizdeki araç sizi geçiyorsa ya hızınız ya da şeridiniz hatalıdır diye.
-
Otobanda sol şeritte 70 80 ile giden dayılar var onları ne yapacağız? Ne selektör, ne korna ne de başka bir şey işliyor. İstifini bozmandan sol şeritten gitmeye devam ediyor.
-
Ben hiç uğraşmıyorum artık. 46/2-D uygulanmadığı için herkes en solda. Adam yola yeni bağlanmış 30 40 ile sola atlıyor.
1 2 selektör atarım. Geçmiyorsa sağa, tamam der ben geçerim. Niye kendimi sinir edip, zaman kaybedeyim ki? Bu ülke böyle işte kural yok.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
burası Bursa - İzmir otobanı, direkt benim çekimim, yorumsuz.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Beetle Juice -- 4 Ocak 2024; 13:26:43 > -
Sağ şeritten giderken bir aracı geçerseniz bu sollama olmuyor. Şeridinde gitmek oluyor. Yani kural ihlali değil.
Eğer orta şeritte giderken önüne araç geldiğinde sağına geçip sollarsan o zaman kural ihlali olur.
-
170 ile sag şeritte hayatta gidilmez, insanların hayatını tehlikeye atmıs olursunuz. sol şerit kısmen dogru tercih burada sağ şeride göre , orta şeridi saymazsak . olmadı hız sınırı hiç aşılmayacak.
170 gibi hızdaki bir kişinin sağ şeritte yeri olamaz.
sol şeridi boş tutmak adına 200lerde kişiyi de sağ şerite atamazsınız.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi worldforger -- 13 Ağustos 2024; 11:27:25 > -
Bu ülkede isterseniz 6 şeritli yol yapın. Bu insanlar en sol şeridi ve bir sağındaki 2 şeridi kullanacaklar. Anlatamazsınız hızına uygun şeritte gitmeleri gerektiğini. Bakın şuan çıkın kuzey marmaraya herkes bu 2 şeritte. sağdan 2 şeritte istediğiniz hızda onları sağlayarak hatta minimum şerit değişimiyle gişeden gişeye gidebilirsiniz.
Sol şeridin sollama şeridi olduğunu, sadece araç sollamak için kullanılması gerektiğini biri öğretmeli. Şimdi 4 şeritli yol yaptılar fakat insanların beyinleri 2 şeride alışkın olduğu için en sol 2 şeritte gitmeye devam ediyorlar. Öğretemezsiniz.
-
Koyacaksın her 5 km ye bir kamera, ısrarla soldan gidenlere basacaksın cezayı.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Hız limitinin 100 olduğu yerde 100 ile soldan gitmek hakkın değil güzel kardeşim. Kanun açık ve net, solladıktan sonra sol şeridi boşaltacaksın. Bu kadar basit.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X