Romanya'da asgari ücretin 3670 TL olması! (2. sayfa)

AB üyeliği loto çekilişiyle alınmıyor; o da bir meziyet.

"Türkiye ihracat yapmıyor, ihracat yapınca kıyaslayın" demek gibi bir şey bu.

Romanya da büyükşehirlerde ortalama 2+1 daire kira €450 ortalama 2+1 kışlık ısınma maaliyeti €150, ortalama 2+1 elektrik gideri €90... Bizzat yaşayandan bilgiler...Alım gücü de öyle Türkiye den fazla değil, çok fazla fakir var, alt yapı Türkiye yin yarısı yok.. Sağlık hizmeti yerlerde. Siz gençler bırakın Romanya vs ülkeleri, avrupanın en gıbta ettiğiniz ülkesine gidin bir müddet çalışın, yaşayın sonra Türkiye ile kıyas edin, uzaktan görünen güzel, yakından bakıldığında ne denli keyifsiz olduğu fark ediliyor, eldekinin değerini ancak yaşarsanız anlarsınız. Uzaktan hesaplandığı gibi değil Avrupa da ABD de...

Romanın ithalat ihracat verilerini Türkiye ile kıyaslayın sonra bir böyle bir kıyas kurun

Aynı ev Türkiye'de 1+1 olarak 5000 TL den başlıyor haberin olsun. :)

Asıl seninki boş muhabbet. Sanayisi yokmuş, uluslararası alanda bilmem nesi yokmuş. Bu ülkede sanayi var da sana mı var? Sanayici para kazandıkça kar payı mı alıyorsun? Turizmde dünya birincisi olsa herhangi bir otelde 1 odan mı var? Ülkedeki varlıklar ortak malımız mı?

Kim takar uluslararası alandaki parasını, sanayisini, turizmini? Ben kendi cebime girene bakarım ve bu parayla alabildiklerime. Bu konu ülkenin parasından vatandaşa düşen payla ilgili.

O beğenmediğin ülkelerin eski halini de biliriz açlıktan nefesi kokuyordu bunların. 30 senede nereden nereye geldiler.

Romenler Avrupalılara kıyasla fakir, Türklere kıyasla zengindir! bunu bilmen için matematik dehası veya özellikle belirtiğin üzere mühendis bile olmana gerek yok! kazandıkları paraya nazaran alım güçleri bizimkinden çok daha fazladır.

ayrıca bir Fransız veya Alman veya Norveçli başka bie ülkeye gidip çalışmak isteyebilir. hatta bazıları vatandaşlığını bile terk eder. şimdi bunlar gidiyor diye Fransa, Almanya, Norveç vb. fakir ülkeler mi?

https://www.bbc.com/turkce/ekonomi/2012/12/121217_france_depardieu

yine sizin kafadaki insanlar istenmedikleri ülkelere gidiyor. hatta Kuran'da açık ayet bile var: "Hristiyanlardan dost edinmeyin" diye. ama neden Müslüman ülkelere gitmiyorsunuz? ve neden sizi istemeyen Hristiyanların ülkesine gitmek istiyorsunuz? ben genel konuşuyorum. belki sen gitmek istemiyorsundur. belki sen, altlı üstü kalabalık mülteci ve ümmet kardeşlerinle sürekli gürültü kavgası yapmak istiyorsundur. yada senin tuzun kurudur, mültecilerle fakir semtlerde ve apartmanlarda kalmıyor olabilirsin, o zamanda sana davulun sesi hoş geliyordur.

bahsettiğimiz ülke 20 milyonluk, yaşlı nüfusu bizden daha fazla ve bizimkilerin gibi üremeyi sevmeyen bir ülkedir. mevcut hastaneler ve kamu binaları kendilerine yeterken, gitmeyecekleri hastane için, hasta garantisi verip hastane mi açsınlar? geçmedikleri, ihtiyaç duymadılar köprüler için geçiş garantisi verip halkını mı soysunlar? bu arada belki bilmiyor olabilirsin ama Romenlerin gereksiz kamu binalarına karşı nefretleri vardır! bakınız: "çavuşesku sarayı"

velhasıl, mühendis dediğin adam çok yönlü düşünür! sorulmayan veya alakası olmayan bir konuda ben mühendisim demez! ama gerçekten mühendiste olabilirsin ama beni ilgilendirmez. yani ben insanların açık fikirlerine ve çok yönlü düşünmelerine önem veririrm.

• net bir bilgim yok. bölgesel asgari ücretler olabilir. yada asgari ücretle çalışan kesim çok düşük olabilir ama yinede o kadar yüksek olduğunu sanmam.. bi kaynakta şöyle bir bilgi buldum; Moldova'da asgari maaş= 44€
• Moldova-ülke Ortalama maaş (stopaj ve vergiler uygulandıktan sonra)= 257.29€
• asgari ücretleri ne kadar az olursa olsun, alım güçleri bizimkinden iyidir. hatta makedonya'da 2000 TL'ye kral gibi geçinilebilir diyorlardı.

ayrıca bizim zenginler için ev satıp vatandaşlık dağıtıyorlar. bi ara cüneyt ozdemir'in haberlerinde izlemiştim, çok büyük bir ilgi var diyordu. yani bizim zenginler bile bu ülkeye kadar düşmüş.

not: üsteki yazım Makedonya içinde olabilir. çünkü bu 2 ülkeyi sürekli karıştırıyorum. 🙃

tuzum kuru

çünkü okumak için veya birşeyler yapabilmek için özel hayatımdan vaktimden feragat ettim. bir meslek sahibi oldum ve o mesleğin temsil ettiğim masa ve sandalyede 30 yıl çalışıp emekli oldum... o sandalye ve masada babamın si.. sayesinde oturmadım. bilgi işlem ; çok uzun ve bitmeyecek bir iş. halen tanımlaması yapılmıyor. yapılamıyor. çünkü her an yeni birşeyler ve hedefler ekleniyor içerisine. ama bilginin olduğu her yerde varız.

"hamili kart yakinimdir" diyecek kimsem olmadı. dolayısı ile bir iş yerinde mesleğim veya görevim konusunda kimse söz eleştiri de bulunamadı. şahsımı eleştiriebilirler. ama mesleğimi eleştiremezler. ne istediklerini bilmeyen insanlara nasıl yardımcı olabilirdim ?

artık bir emekliyim yeterli bir emekli maaşı alamadığım için yeni bir iş arıyorum. evim yok arabam yok. ama yinede TUZUM KURU.. çünki, kendimi ve yapabilirliğimi biliyorum.

bir yabancı ülkeye gitmek istiyor muyum ? tabiki istiyorum. tokyo osaka arasındaki o hızlı trene binmeyi istiyorum. ve niyagara şelalesini de görmek istiyorum. kutuplarda penguenler ile yarışmak istiyorum. onlar gibi o buz üzerinde paytak paytak yürümeyi merak ediyorum. her ne kadar erzurum?da kar çok idi ama buz... buz üzerinde tabiki yürümeyi denemedim. heleki bir penguen ile yarışmak. apayrı heyecan olsa gerek. var tabiki hayatımda gitmek istediğim yerler. misal ispanya daki o boğaların önünde koşan insanları seyretmek gibi. herkesin bir hayali fantezisi vardır hayatdan UMUT ettiği.. bugüne kadar yurt dışına çıkamadım. kısmet.. belki emekliliğimde olur. 2500 lira emekli maaşım ile gidebilirim diye bir hayalim var !!!!!!!!!??????? sen neyi umut-hayal edebiliyorsun ?

"hristiyanlardan kendinize dost edinmeyin".. ayet mealidir.. ve o söz hakdır. bu DOST kelimesi senin şuan kullandığın kanka (kelimenin aslı Kan Kardeş demek olsa bile).. arkadaş diye tanıttıklarınız veya isimlendikleriniz.. dost dedikleriniz. "eski dostdan düşman olmaz"; eğer düşman oluyor ise demek ki sizin aranızdaki DOSTLUK değilmiş. DOST kelimesi, oradaki arabca kelime dost değil VELİ-dir. meale bakarak da gündelik hayatımızdaki dost kelimesi koyan mealcinin neden o kelimeyi seçtiğini de bilmiyorum.. bahsettiğin ayet maide suresi 51. ayet olsa gerek. "yehuda - nasara" diye geçer.. dolayısı ile hristiyan ve yahudilerden diye yazıyor. arabcası EVLİYA olan kelimenin, baştaki "E" harfi çoğul ifadesi (-ler). bugün kullandığı VELİ kelimesi nin aslıdır. dolayısı ile buradaki evliya / dostlar bugün senin yorumladığın arkadaşlık-kanka kelimesi değil. ben sırrımı, zafiyetimi, amacımı benim dinime; halkıma düşmanlık edebilecek kimseler, (risaletden önce sizle yakin ilişkide olanlar, risalet sonrası dostlukları aynı mı sanıyorsunuz) paylaşmamamız üzerinedir o ayet. ayet medeni bir ayetdir. yani medine de nuzül etmiştir. dolayısı ile "medine" diye bildiğimiz şehrin adı da YESRİB dir. P harfi arabca da yoktur. dolayısı ile bugün TDK nın listesinde olan arapça ifadesi yanlıştır. diyeceksin ki biz kendi dilimize göre uyarladık. kabul. ama bunu bir arab ile konuşurken p harfi kullandığında pek de hoş karşılanmazsınız. arabları çok mu seviyorum ? HAYIR. günümüz arabları sahtekar - dolandrıcı - sözünde durmayan - çıkar için kendi halkını bile korumayan - çıkar için çok kolay tüm erdem sıfatlarından vaz geçebilecek bir insan grubu olarak düşünüyorum. yineliyorum. günümüz de. çok eskiden nasıllardı bilmiyorum. sadece kitablarda yazanı biliyorum. aralarında çok erdem sahibleri-bilim adamları - savaş kahramanları tabiki çıkmış. İslam Peygamberi ARAB dır. hatta kendi tabiri "en koyu arab benim" der. günümüz Türk-leri içinde de çok fazla benzer insancıklar mevcud. her kavim ve dinde tabiki sevilmeyecek özellik-kişilikde insancıklar olacaktır.

neyse ayetin mealine geri dönecek olursak. o bir NEHY ayetidir. yasaklama üzerinedir. Medine (Yesrib) şehri bir var oluş, bir dini inanışın devamını gelirlemesi açısından önemli idi. Şehir 2 bölümden oluşuyor idi. Arabların yaşadığı ve yahudilerin yaşadıkları olmak üzere. aklımda kalan, yesrib içinde hristiyanlar yok denecek kadar idi. o tarihlerde hristiyanlar halen bir var oluş, kendilerini kabul ettirme, mezheb kavgaları ile uğraşıyorlardı. arab bölgesinde çok fazla bulunmuyorlardı. Hicaz bölgesi ve çevresinde daha çok varlardı, diye aklımda kalan. hatalı da olabilirim.

hrsityanlık bir yahudilik midir. yoksa yahudiliği nehyeden YENİ bir din midir ? tartışmaları da var idi o dönemde.evet kabul edilmişlerdi. ama ne kadar ? halen gerçek din veya ehl-i kitab olarak o bölgede yahudilik biliniyor idi. amma, bir sorun var. yahudilik aynı zamanda bir IRKI da temsil ediyor idi. şuan bile yahudi kelimesi kullananların bir ırkı mı yoksa bir dini mi anlatmak istediği şüheli iken. fakat genel olarak 2 si bir arada mana ifade ediyor.

İsa AS ım peygamberlik ilan etmesi veya o dini söylemlerinin süresi 3 yıl kadar iken, incillerde o kadar çok fazla hikayeler varki; sanki 30-40 yıllık bir peygamberlik süresi anlatılır. İsa AS tam olarak TEVHİD kısmını geçemeden o fitne duçar olmuş iken. hristiyan din adamları tüm dini söylemlerini onun ağzından çıkmış gibi lanse ediyorlar ve kayıtlara geçiriyorlar. hepimizde o ifadelere inanıyoruz. 3 yıl.. 10 yıl değil. 30 yıl değil.

ayet de bahsi geçen yehuda-lar ise. zaten komşu idiler. gündüz aynı pazarda ticaret yapar, yan tarafdaki bahçede çalışır, tüm aktivitelerini beraber yapar şekilde idiler. yahudilerin arablara karşı tavırları ise; puta tapan, heykele tapan kişilere sen nasıl düşünürdün ? ki birçok çocuk-aile hayatları da zaten bilindik şeyler idi. yahudi halkının aile hayatı veya içki içme durumlarını da incele istersen. arablar, yahudi din ve günlerine hürmeten ziyaret eder, tam olarak onların o günlerinde beraber olmasalar bile, günlük aktivitelerinde onları rahatsız etmiyecek şekilde yaşarlardı. peki yesrib de bu kadar çok fazla yahudi varken, nerdeyse yok denecek kadar hristiyan sayısı varken; ve ayet meallerinde 2 din beraber söylenirken.. sen o bu şu. sadece ayetin bir kısmını söyleme gerekçeniz nedir ? veya ayet asıl yahudilerin bu fitnesini işaret ediyor iken, hristiyanlar neden girdi ayete ? basit.. İslam dini bir dönem vey yaşantı üzerinden tüm zamanlara ışık tutuyor.

Nisa suresinin 43. ayetinde "namaza yaklaşmayın" diye bir ifade de mevcud. ama ayetin başı "sarhoş iken" diye bir şart belirtiyor. aynı ayet içinde başka nehy lerde mevcud.. cunub olmak gibi. ama mealci-ler ayetin bir kısmı alır.. ki aldıkları da arabcası sukera olan kelimeyi içki diye tercüme ederler. tüm ayet sadece bir nehy dan bahsediyor gibi gündem konusu olur. alakası bile yok. ayetin tamamını okumak lazım.

güzel bir söz var. müteercim katildir diye geçer. eğer tercüme eden doğru kelime ve ifade kullanmaz ise manası olduğundan farklı şekilde naklederse.. ha bir insanı öldürmüşsün, ha bir düşünce veya kanunu hatalı nakletmişsin.. fark yok, manasındadır bu cümle de.

neden peki bu nehy var ? amacı neydi ? çok basit bir tarihi olay. şehir 2 bölge halinde idi. bir taraf arabların yaşadığı, ve etrafı güzel korunaklı ve barikatlı yahudi kısmı. ki bu kısma geçiş sağlayan geçid-kapılar belirli bir vakitden sonra yahudiler tarafından kapatılıyor idi. bir savaş yaklaşıyor. mekke müşrikleri, kendilerinden kaçan ve bir risalet davasındaki ister zengin ister fakir-köle bu kişileri yok etme, putlarına - atalarına olan inanışlarını eleştiren bir DİN e karşı mücadele içerisinde idiler ve yesrib e sığınmış bu muhalifleri yok etmek istiyorlardı. arab kesmi.. o kesimden bir şey yapamıyorlardı. karşılarında ölümü hiçe sayan ve oldukça güçlü bir topluluk vardı. dolayısı ile mekkeli müşrikler diye isimlendirilen grub, kendilerinden kaçan kişileri yok edebilmek için yahudiler ile gizli toplantı - görüşmeler yaparak; yesrib deki Müslüman nufusu yok etmek için, şehre yahudi kısmından geçmek için antlaşma yaptılar.

aile içerisinde bile yan komşunun bilmesini istemeyeceğin; aile içi sorunlar; aile içi yatırımlar; AİLE İLİŞKİLERİ kavramına girebilecek herşeyi diğer dinden (hristiyan-yahudiler) olanlarla paylaşılmamasını istiyor. hatta çalıştığınız firma. devlet kurumları içinde bile bazı özel-gizli bilgilerin paylaşılmaması istenir. peki bir var oluş içerisinde olan bir din neden bunu yapmasın ?

tabiki olayları o zamanı ve o dönemdeki inanışları - aile hayatını - törensel gelişmeleri bilme incelemek ile olur.

sizin anlattığınız şekilde olaylara bakacak olsa idim. hiçbir islam dışı kişiler ile herhangi bir ticari - siyasi - coğrafi.. akala gelebilecek her türlü yakınlaşmadan uzak kalmam gerekiyor idi. ki İslam dini veya Kur'an daki yasaklar kimler veya hangi maksad ile bilmeden konuşsa idim.

işte bu bakış açıları bu ülkeyi veya İslam Alemini geri bıraktı ve fakirleştirdi. ortada bir YASSSSAAAKKKKK var.. ama o yasak - men kimin için hangi maksad ile konulmuş BÜYÜK bir soru işareti.

ben tv den ilk körfez savaşını ve insanların üzerine bombalar yağarken canlı yayın da seyrederken; ilk planda bir rambo filmi seyrediyor gibi heyecan duymuş ve içinde garib bir mutluluk duymuş idim. ama kısa bir süre sonra o bombaların benim üstüme yağma ihtimali aklıma gelince.. o yaşadığım his ve duygulardan halen utanıyorum........ maalesef hayatımdaki utandığım anlardan biridir o duygu anları. ya benim ülkeme de o bombalar yapıyor olsa idi, hiçbir olaydan habersiz, etkisi olmayan bir sivil olarak o an neler yaşayacak veya neler düşünecek idim.

savaş - din mücadelesi - var oluş mücadelesi ; bunlar bir aksiyon filmi değil. yakın tarihimizde kıbrıs gazileri var etrafımızda hala. kore gazilerimiz yaşıyor halen. onlardan sormak lazım. SICAK SAVAŞ anındaki duygu ve düşüncelerini. o an neler hissetiklerini.. hele ki bir kore gazimizin tabiri ile "ben bu yabancı topraklarda neden varım - neden burada olan savaş içindeyim" diye kendini sorgularken bir yandan da çamurlar içinde siper aramasını. öldürdüğü kim. kim kendisini öldürmek istiyor. maksad nedir ?

bana ayetin tamamını.. maksadını. hedef kitlesini.. nuzul sebebini bilmeden gelmeyin lütfen. bi zahmet edip ister kabul ettiğiniz, ister muhalif olduğunuz bir dini - görüşü - mesleği araştırıp geliniz.

DİL - kelimeler zaman içerisinde kullanım amacı dışında değişime uğrar. 1-2 asır önce BELKİ kelimesi kesinlik ifadesinde kullanılıyor iken bugünkü kullanımda ihtimal ifade ediyor.

mehmet akif, halkalı'da inzivaya (aslında dost-ahbablarına küstüğü bir dönemde) çekilip, kendisine ; üstad ayıya dönmüşsün cevabına.. o zaman biraz da pencereye döneyim deyip yüzünü pencereden tarafa çevirmiş.

kelimeler sizin elinizdeki bir hamur gibidir. nasıl kullanmak istersen, neyi amaç edindin ise onu çağırır. sen bazen kullandığın ama silsilesini bilmediğin bir kelime seçersin. çünkü aklına ilk gelen kelimedir. o kelimeyi duyunca tarihi olaylar aklıma gelir ve sana hiç beklemediğin bir tepki verebilirim.

tahir efendi bana kelp demiş

iltifatı bu sözde zahirdir,

maliki mezhebim benim zira,

itikadımca kelp tahirdir.

bu kadar uzun yazma olayım sana veya başkalarına direk .. muhalefet olsun DEĞİL. benim muhalefetim, çözüm sunmayan.. sırf iş olsun diye onu bunu karalayan, duyduğu veya rastgele denk geldiği bir ayet mealini sırf karşısındakini susturmak.. haksız olduğu bir davayı haklı gibi göstermeye çalışanlaradır

İlber Ortaylı hocamızı hürmet ile anıpi kendisinin çok kullandığı hitab ile sonlandırıyorum

SELAMLAR

Bulgaristan nüfus 7 milyon 2019 ihracat rakamı 34 milyar dolar

Türkiye nüfus 82 milyon 2019 ihracat rakamı 180 milyar dolar

Türkiye'nin nüfus 12 kat fazla olmasına rağmen ihracat rakamı 5.5 kat fazla.Adamlar bizden daha iyi performans göstermiş. Bizim son 10 yılda ihracat gerilemiş. Dalga geçtiğin Bulgaristan'in ihracatı 2 katına çıkmış...

Romanya yı bırak gürcistan bile halk refahı konusunda içimizden geçer bizim.

En azından vergi cenneti ülkeler değil gıda araba sigara alkol ucuz.

Bizim milletin 300 avro ya çalıştığı yetmiyormuş gibi her alanda da sömürülüyor.

Ülkede vergileri aşırı arttırırsan,özel sektörü zayıflatırsan olacağı buydu.

dolar olmuş 7 tl adamlar hala türkiyenin ekonomisinin berbat olduğuna inanamıyorlar. tarihte böyle bir halk başka ülkede olmamıştır heralde. dalga mı geçiyorlar kendilerine rant mı sağlıyorlar nedir görmemek için elinden geleni yapıyorlar.

Büyüdükçe kişi başı gelir artışı olması gerekir... Senin mantığınla Türkiye 7 parçaya bölünse her parça daha fazla gelir elde etmesi gerekir oysa birleşince kişi başı gelir artar Wolswagenin Türkiyeye gelmeyi DÜŞÜNMESİ bile bu nedenledir. Beinsport Süper lige ödediği para 6.sırada olmasının nedeni de budur . Senin dediğin gibi olsa zaten her etnik grup Türkiye'de bölünmek isterdi AB diye bir şey ABD bir şey olmazdı