Şimdi Ara

rölativitede aklımın almadığı nokta

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
13
Cevap
0
Favori
535
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • iki ikiz kardeşten teki dünyada duruyor teki ışık ışık hızına yakın hızda uzayda hareket ediyor
    uzaydaki dünyaya dönünce ikiz kardeşini kendisinden daha yaşlı görüyor
    uzayda hareket edenin hücreleri nasıl zamanın daha yavaş geçtiğini algılıyor da daha yavaş bölünüyor/ölüyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hærun -- 30 Haziran 2011; 16:27:05 >



  • Hücreler hızlı gittiklerini algılayıp da yavaş bölünmeye başlamıyorlar. Onlar normal hızlarında bölündüklerini "sanıyorlar", ama aslında sabit olan kişiye göre daha yavaş bölünüyorlar.
  • Onlar zaten normal hızlarında bölünüyor. Aslında ışık hızıyla hareket eden de zamanda bi değişiklik olup olmadığını hissetmiyor. Mesela sen yüksek hızda giden bir aracın içinde ol. Zaman sana göre herzamanki gibidir.
  • zaman görelidir, yani dünyadakinin hücreleri de uzaydaki başka bir konumdaki birine göre daha yavaş bölünüyor. zamanın akış hızı hücrelerden atomların bozunmasına kadar her süreci etkiliyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    zaman görelidir, yani dünyadakinin hücreleri de uzaydaki başka bir konumdaki birine göre daha yavaş bölünüyor. zamanın akış hızı hücrelerden atomların bozunmasına kadar her süreci etkiliyor



    İşte merak ettiğimde buydu. Aslında kusur bende neden bunu sormadım diyorum veya yazdınız daha önce ben okumadım.

    Ama yine kafamı zorluyor. Bu durumda hız zamana etkimiyor gibi dediğinize göre. Eğer atoma etkiyorsa hız bu durumda zaman aynı akıyor sadece kişinin yapısında değişime yol açıyor ve bizden farklı olduğu için zamana bağlıyoruz diye düşündüm doğrumudur.
  • hız dediğimiz şey zaman ve mesafeyle ilgilidir. uzayda hiçbir nokta yoktur ki sabit yani sıfır hıza sahip olsun. her referans noktası kendi zamanında vardır. biz de şuan dünya üzerinde belli bir zaman akış hızına sahibiz ancak bunu derecelendiremeyiz ancak dünyadan başka bir yer ile kıyaslama yapabiliriz

    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    zaman görelidir, yani dünyadakinin hücreleri de uzaydaki başka bir konumdaki birine göre daha yavaş bölünüyor. zamanın akış hızı hücrelerden atomların bozunmasına kadar her süreci etkiliyor



    İşte merak ettiğimde buydu. Aslında kusur bende neden bunu sormadım diyorum veya yazdınız daha önce ben okumadım.

    Ama yine kafamı zorluyor. Bu durumda hız zamana etkimiyor gibi dediğinize göre. Eğer atoma etkiyorsa hız bu durumda zaman aynı akıyor sadece kişinin yapısında değişime yol açıyor ve bizden farklı olduğu için zamana bağlıyoruz diye düşündüm doğrumudur.




  • Tamam dediğinizi anlıyorum formül tabiri ile hız eşittir yol bölü zaman. Birbiri ile alakalı doğru. Ancak maddeye etkimesi söz konusu anladım yazdıklarınızdan. Zira öteki konudada bunu insan vücudu kaldıramaz diye anladım. Doğrudur kaldıramayabilir. Ancak hız atoma kadar bir çok süreci etkir dediniz. Ben o noktadan yola çıkarak Zaman kavramında bir anlaşmazlıpa düştüm...
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • demek istediğim hücresel hareketlerden atom bozunmalarına hatta atomaltı parçacıkların hareketlerine kadar herşey eşanlı olarak yavaşlar.
    aslında yavaşlar demek pek doğru değil daha doğrusu bir önceki hızına göre herşey daha yavaş gerçekleşir. bu durum hızlı giden için hiçbirşey ifade etmez çünkü o bunu hiçbir şekilde anlayamaz ölçemez. einstein bu durumu nasıl farketti hala şaşırıyorum.
    aklıma yine bir örnek geldi; diyelim ki ışık hızına çok yakın bir hızda teleskoplarla gözleyebildiğimiz bir gezegene doğru gidiyor olalım. gezegenin kendi etrafında bir turunu ne kadar zamanda attığını biliyoruz ve gözleyebiliyoruz. normalde gezegen bizden 1000 turluk mesafede olsun yani gezegenin ışığı bize ulaşana kadar gezegen kendi etrafında 1000 tur atıyor dolayısıyla biz onun 1000 tur önceki halini görebiliyoruz.
    şimdi gezegene doğru %99,99999 hızında giderken ne görürürüz...
    bu hızla aradaki mesafeyi kendi saatimize göre birkaç dakikada alacağımızdan gezegen karşımızda fırıldak gibi 1000 +birkaç turunu atar biz oraya gidene kadar. yani gidilen yönde herşey hızlanır, arkaya baktığımızda ise herşey durma noktasında yavaşlamıştır. aslında buradan da anlayabiliriz ki biz aslında ışık dalgalarına yetişmişizdir ancak yine de ışık neden bizden aynı hızında uzaklaşmaktadır. çünkü zaman genleşmesi ve boy büzülmesi bize ışığın hızını hesaplarken yanıltmaktadır.

    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Tamam dediğinizi anlıyorum formül tabiri ile hız eşittir yol bölü zaman. Birbiri ile alakalı doğru. Ancak maddeye etkimesi söz konusu anladım yazdıklarınızdan. Zira öteki konudada bunu insan vücudu kaldıramaz diye anladım. Doğrudur kaldıramayabilir. Ancak hız atoma kadar bir çok süreci etkir dediniz. Ben o noktadan yola çıkarak Zaman kavramında bir anlaşmazlıpa düştüm...




  • Baside indigeyecek örnek bulamadım uykusuzum ama şöyle düşün.

    Örneğin yemek pişiriyorsun,ateşi açarsan daha hızlı pişer dimi? Bundada aynı olay sözkonusu. Hızlandıkça ateşin kısıldığını düşün. Diğerine göre daha yavaş pişer.

    Dünyayı merkezi birim olarak alamazsın,göreceli zaman ,belirli bir zaman yok yani. Sen hızlandıkça zaman yavaşlıyor bunun hücresi vesaire yok. Tabi sen sistemin içinde olduğun için fark etmiyorsun ancak dışarıda bir bakıyorsun yıllar geçiyor
  • Hücre ne zaman bölünür?

    Hücrenin yüzey alanı hacminden küçük kalınca, yüzey alanını arttırmak için hücre bölünür. Bölünme sinyalini hücrenin mebranında bulunan reseptörler nucleus a gönderir. Bu sinyal birkaç sıra dizinimli bir aminoasittir. Bu aminoasite duyarlı nucleus daki enzimler paketlenmiş halde ki kromozomları açar ve DNA nın kopyası çıkarılmaya başlar.
    Bu tüm hücre tiplerinde temelde olan şekildedir. Prokaryotların daha kısa sürede bölünebilmeleri ise onların DNA larının paketlenmesini sağlayan Histon proteinlerinin olmayışındandır.
  • Burada şöyle bir şey yok: Biri hızlı gidiyo bu adam 300 yıl yaşar biri yavaş gidiyo 60 yıl yaşar. Herkes kendi koordinat sisteminde normal zamanlarını yaşar. Burada esas soru şudur. Kardeşlerden biri sabit hızla dünyadan uzaklaşıyo. Diğeri kalıyo. Kalana göre uçan çok hızlı uçtuğu için kalan şöyle düşünürse yanılmış olur: "Kardeşim çok hızlı gidiyo zaman ona göre daha yavaş işliyo." Çünkü görelilikte mutlak(öncelikli) koordinat sistemi yoktur. Diğeri de şöle düşünebilir o zaman ve yanlış olmaz: "kardeşim çok hızlı(sonuçta uçana göre uçan hareketsizken kalan hareketli) o daha çok yaşayacak." Bunu nasıl çözecez? Şimdi trende bir olayı anlatalım(en klasik örnektir bu). Biri trenin üstünde "en ortada" duruyo ve trenin iki yanında flaş var. Yerde de bir adam var duruyo ve tren sabit hızla gidiyo. İki adam aynı hizaya geldiği anda iki flaş da patlasa yere göre bunlar aynı anda patlamıştır. Ama trendeki adama göre ön taraftaki daha önce patlamıştır. Trendeki adama göre aynı anda patlatsaydık, yerdeki adama göre önce arkadakini patlatmış olcaktık. Yerdeki adamın koordinat sistemi trendeki adamınkine göre daha öncelikli gibi gelebilir ama unutmayalım ki dünya 30km/saniye hızla güneş etrafında dönmekte, güneşin galaksi merkezine göre sabit hızı var, galaksinin de evren içindeki toptan hareketi var. Yani yer de öncelik verilecek bir yer değil ve ayrıca göreliliğe göre öncelikli koordinat sistemi gibi bir tanım olamaz zaten. Şimdi tren örneğinden ne anladık: bu örnekte şunu anladık "iki koordinat sisteminin zaman algısı farklıdır." Şimdi bu sonucu unutmuyoruz. İkizler paradoksuna dönelim. İki kardeşi karşılaştırmak için zaman algılarını aynılaştırmak gerekir. Bunu roketi yeniden dünyaya getirerek yapabiliriz ki o zaman roketteki kardeş genç kalır. Dünyayı roketin hızına çıkartabiliriz(kuramsal olarak düşüncez pratikte uygulanabilirliğe göre değil) ki o zaman da dünyada kalan kardeş genç kalır. Uzun ve sözel bir yazı oldu ama yardımcı olduğumu düşünüyorum. Bu konuda 50 soruda görelilik kuramları ve zaman makineleri kitabını öneririm. Buraya kadar fizik olarak düşündük. Şimdi biraz da biyolojiden bir kaç söz söyleyip susçam. Şimdi her zaman şöyle bir yanılgı hakimdir: Hücreler hastalıkları tanır. Virüs girdiğini anlar vs... Buradaki tanıma anlama vs sözcükleri durumu daha iyi betimlemek için olsa bile yanlıştır. En basitinden tanıma, yüzeyler arası şekil uyumudur. Yani bu tip sözcükler söylene söylene bilinçaltında çok da doğru olmayan bir hücre tanımı çıkar ortaya ve bu ereksel kavrayış çok önemli bir gerçeği unutturur: Hücreler de mekanik bir dünyanın parçası olarak mekanik bir süreçle basit mekanizmalarla işlerler. Anlayamazlar tanıyamazlar vs... Canlılığın tanımı da belirsizleşir sanki şöle bir anlayış çıkar laboratuvarda bir balık yapsak yaşamaz çünkü ruhu(bilinci veya "canlandırıcı" özü) yoktur. Ama canlılığın esas tanımı şöle verilmelidir: Canlılık, gerçekleşme olasılığı sabit olarak abiyotik bir sistemden çıkan olay veya ürünlerin toplamı, bir sistemin dünenlilik ve kararlı durum görüntüsüne verilen "ad"tan başka bir şey değildir. Derdimi anlatabildim mi bilmiyorum ama benim diyceklerim bu kadar. Biraz uzun oldu fakat umarım aydınlatıcı olmuştur.




  • Stephen Hawking'in yaptığı "into the universe" diye bir belgesel var.
    Tavsiye ederim. Indirin ve seyredin.
    Orada bu sorulara çok basit cevaplar veriliyor.
    Gerçi son dönem açıklamaları ile inananlar tarafından sevilmiyor olsa da büyük bir bilim adamıdır kendisi.


    http://www.imdb.com/title/tt1655078/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M@ni@C -- 21 Temmuz 2011; 15:04:33 >
  • isnanoğlu zaman kavramını ışıkla ölçer.yani ışık takvimini kullanır.çünkü görebildiği herşeyi ışık sayesinde görür.eğerki ışık yavaşlarlarsa ve bir yüzyden daha yavaş yansırsa insan onu daha geç görür.yani aslında ışık hızına ne kadar yaklaşırsanız zamanın durma noktasına da o kadar yaklaşırsınız.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.