Şimdi Ara

Özgür Özel'in Din Dersi Düşmanlığı! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
193
Cevap
1
Favori
3.469
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Zeki adam şu soruyu sorar. Özgür Özel tam da şu anda, niye durduk yere bir korkuluk yaratıp onu dövmeye kalktı. Her önümüze atılan şeye zıplamayalım dostlar...

  • Din dersi değil, akp tarzı siyasi islam dersi.

  • Senin halkının ezici çoğunluğu Müslümanken sen temel eğitimi devlet kontrolündeki okullarda camilerde vermezsen, halk çocuğunu merdivenaltı yerlerde din dersi almaya gönderir başına çok daha büyük bela alırsın.


    Türkiye, azınlıklara hak vermiyor da kim veriyor?

    Takmışsın 3 kere çan olayına? Hangi ecnebi ülkenin şehir merkezinde bangır bangır ezan sesi okunuyor?

    Her bir Avrupa ülkesinde milyonlarca Müslüman yaşıyor. Alınan haklar ise çay kaşığıyla zar zor alınıyor.

    Nerede kaldı özgürlük?


    Ortodoks kiliselerinin merkezi Türkiye'de, 6 asırdır korunmuş. Tüm ibadetlerini serbestçe yapıyorlar.

    Dünyada hangi ülkede var başka bir dinin merkezi 6 asır korunsun? Onca dünya savaşı, iş karışıklığa rağmen korunmuş. Tek bir başka örneği yok.

    Aynı tarihlerde Amerika'da tüfekle Kızılderili avlıyorlardı, Afrikada siyahiler toplu şekilde Avrupalılar tarafından köle yapılıyordu. Biz ise bu curcunada Ortodoks kilisesine bile sahip çıkıp dokundurtmamışız.


    Sadece İstanbul da korunan kilise sayısı birçok Avrupa ülkesinden fazla.

    Yunanistan da cami bırakmamış adamlar, hepsinin yakıp yıkmış.


    Alevilerle ilgili Din kültürü dersine konu eklendi. Cem evlerine devlet desteği geldi. İstediği gibi cenaze törenini yapıyor. Kaldı ki temel eğitim aynı. Aleviler başka bir Kuran kullanmıyor ki. Ufak farkları ev ahalisi çocuğuna öğretir, öğretiyordur da zaten.





  • Timsah-16 kullanıcısına yanıt

    Arap dini değil ama inananlar araplar ve çevresindeki kavimler acaba neden yersen


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ülke sözde değil özde laike muhtaç. Ülke sözde değil özde dinsize muhtaç. Özgür özel Aleviliğe negatif bir şey çağdıştıracak en ufak bir söylem söylemekten aciz. Çıkmış ahkam kesiyor. Sünniğe sallamanın riski yok, salla gitsin. Aleviliğe de salla biraz da çapını görelim.



    Bu ülkede her partinin din, mezhep gibi yumuşak karnı olan olgular var. Bu ülkede gerçek laik, gerçek dinsiz ne bir lider, ne bir parti, ne bir toplum var.

    Aleviyim ama ateistim, Sünniyim ama Aleviciyim kafası var. Ayrıca bu ülkede Hristiyanlık Yahudilik ve bu dinlerin mezheplerine karşı düşmanlık yok. İslam'ın Ehli Sünnet dışı mezheplerine düşman kimse de yok. Bu ülkede bir tek Sünniliğe düşmanlık var.


    Bu ülkede İncil'in, Tevrat'ın ayetlerini yasaklama cesareti yok. Ama Kuran'ın ayetlerini yasaklama cesareti gösterme özgürlüğü var. Bu ülkede hiç bir zaman İncil Tevrat ayeti okuyup tutuklanan ceza olan kimse olmadı. Bu ülkede Kuran ayeti okuyup tutuklanıp ceza alan hatta öldürülenler oldu. Bu ülkenin laiklik tanımı "Din ile değil, İslam ile devleti birbirinden ayırmak" şeklindedir. Gerci bu ülkede Atatürk zamanında dahi din (İslam) gerçekten devletten ayrılmamıştır. Bu ülkede laiklik sadece bir tanımdan ibarettir.


    Bu ülkede İslam devletin gayriresmi dini olmuştur. Ama uygulamada en çok İslam'a düşmanlık edilmiştir. Diğer dinleri devlet görüntüde itmiştir. Eğer bu ülkede Hristiyanlık veya Yahudilik gibi İslam da devlet katından tamamen devre dışı bırakılsaydı işte o zaman LAİK bir devlet olurdu. İşin garibi Yahudilik ve Hristiyanlık için Diyanet yok, ama İslam için Diyanet var. Ama Yahudilik ve Hristiyanlığın hiçbir hizibi tehdit olarak görülmemiş, ama İslam tehdit olarak algılanmıştır. Devlet Kuran basmış, ama Kuran'ın içindeki bazı ayetleri tehdit olarak görmüştür. Devletin bir memuru (imamları, vaazları) Ku'randan ayetler ile halka İslamiyet anlatmış, devletin diğer memurları ise devletin bastığı Kur'an kitabındaki bu ayetleri okuyanlara ceza karineleri üretip uygulamıştır.


    TC; Diyanet vasıtasıyla İslam ile ilgili yumuşak karnı var

    AK PARTI; Sinnilikle ilgili yumuşak karnı var.

    CHP; Alevilikle ilgili yumuşak karnı var.



    TC devletinin diyanet diye bir kurumu olmasaydı, AK parti (sağ diyelim) sünnilikle ilgili, CHP de (sol diyelim) alevilikle ilgili bir olgusu olmasaydı mankurtluk olmamış olacaktı.


    Devletin ya dini olur, ya olmaz. Takiyye yaparak toplumun her kesimine göre şerbet veren bir sistem olmaz. Şu anda TC devletinin hem dini var, hem yok. Bütün sorun da bundan kaynaklanıyor.


    Takiyyeye gerek yok. Ya devleti dinsiz yapalım, ya da bir dine sokalım.... Bunun dışındaki her yol uçurum.....




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 30 Haziran 2025; 17:57:5 >




  • Timsah-16 kullanıcısına yanıt

    Devlet kontrolündeki okul devlet kontrolünde din eğitimi verir devlet kontrolünde bir din inşaa eder bu İslam değildir. Devlet dinidir. Sonra din adamlığı yapanlar mercedeslerinde halka, bir lokma bir hırka edebiyatı yapar durur




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1F607C30A -- 30 Haziran 2025; 17:47:33 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eğer okullarda öğrencilerin din öğrendiğini falan sanıyorsanız kafanızı kumdan çıkarın, biraz etrafa bakın.


    Ahlaklı olmayı öğretsinler diyeceğim de toplum ahlaksız olduktan sonra okulda ahlak öğretsen ne olur.


    Daha geçen bir tanesi hutbeden bilim insanlarına putperest diyordu, ama hasta olunca koşar hastaneye.


    Bizim millet kafa yormayı sevmiyor, aklını başkasına kiraya vermek çok kolay geliyor.


    Onun da temelinde insanları hayatta kalma savaşına iten, düşünmeye fırsat tanımayan bu çürümüş sistem var.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi eriemiva -- 30 Haziran 2025; 17:52:5 >
  • limbesh kullanıcısına yanıt

    Hurafeleri eleyelim diyorsun ama kendin hurafe çıkarıyorsun. Dünyadaki her kitabı insan yazdı. Gökten inmedi hiç biri.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 3bin yıldır toprağa gömülü Sümer tabletlerini bilecek, Rosetta taşı bulunmasından bin yıl önce Mısır hiyerogliflerini çözüp firavunlara cevap verecek, İncil ve Tevrattaki mantık hatalarını ayıklayacak, birçoğu unutulmuş enaz 18 farklı dildeki toprağa gömülü binlerce farklı kaynağı derleyip kıssaları çıkartacak. Gök bilimleri, hayvanlar, yer şekilleri, denizler okyanuslar hakkında bilgiler verecek. Ve tüm bunları çölün ortasında ufak bir kabilede yapacak.

    Kağıt kalemin bile olmadağı bir devirde, eşi benzeri olmayan edebiyat açısından en üstün eserle ortaya çıkacak.

  • Timsah-16 kullanıcısına yanıt

    Bunların hiç biri yok. Orada öyle değil böyle yazıyor diyenlerin hokkabazlik sanatı hepsi


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İspat istediğin için ben de insanların yazabilmesi imkansız dedim,

    bunun neresi hurafe, gayet doğrulanabilir/yanlışlanabilir bir bilgi.

  • Dinde zorlama yok, dolayısıyla ortada olan gerçekleri niye görmezden geliyorsun,

    sen bize "evet doğru, mantıklı" vs dersen, seni zorlayacak mıyız sence ?

  • limbesh kullanıcısına yanıt

    Doğrulanabilir olsaydı yani doğru olsaydı şu anda dünyada ezici çoğunluk Müslüman olurdu. Ezici çoğunluk değilse bile kafası çalışan zeki olan herkes okuduğunu anlayan herkes musluman olurdu. Böyle bir şey göremiyorum. Nerede geri kalmış topluluk varsa Müslüman olma olasılığı daha yüksek. Dolayısıyla eğer Doğrulanabilir ise bunu dogrulamadan önce bunu düşünmeni tavsiye ederim.

    Yoksa kimseyi inandırmadan kendi hayal dünyanda bu kitap gökten gelme ve insan ürünü değil demek bir yöntem değil.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konunun püf noktasını kaçırıyorsun; Kişilere göre hurafe diye bir şey yoktur. Herkesin kutsalı kendine göre doğrudur, sana göre hurafedir. Burada önemli olan siyasetçinin tavrı


    Damardan bir örnekten girelim;

    Özgür Özel çıksın desin ki "Alevilik hurafedir". O zaman da RTE de "Sünnilik hurafedir" demek zorundadır.


    Bu örnekte de gördüğün gibi Türkiye'de Anayasadaki laiklik kavramı da, Diyanet de, din ile ilgili söylemler de, dinsizlik ile ilgili söylemler de tamamen siyasetin konusudur. Ne bilimle ne de diğer (siyaset disiplini hariç) disiplinlerle ilgili bir konudur.


    Olgu bilimsel tartışmaya çekilip konu vikipedi çöplüğüne dönmüş. Çünkü sen dahil kimsenin derdi "ya gerçek din, ya gerçek dinsizilik değil". Herkesin derdi siyasi ve ideolojik maksimum faydayı sağlamak. Burada din de dinsizlik de herkes için bir araç.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 30 Haziran 2025; 18:16:25 >




  • fıraktı kullanıcısına yanıt

    Zorunlu denilen, devlet okullarında müfredatın dini dersleri içerme zorunluluğudur. Eyaletler yerel olarak karar verir. Derslere katılmak zorunlu değil. Nüfusun %28'inin herhangi bir dini tabiyeti yok. Eski komunist Doğu Almanya'da oranlar daha yüksek, Berlin'de %75'lerde. Müslümanların oranı %6'ya ulaştığı için bu dinin eğitiminin nasıl verileceğini tartışıyorlar. Yani, sizin anlyacağınız, oradaki zorunlulukla Türkiye'deki zorunlulukların fiili olarak alakaları yok.


    İngiltere'ye hiç girmeyelim. 1200'lerden beri geleneğini korumayı başarmış, yıkmadan idare etmiş, dünyanın en eski devleti, tabii ki ortaçağdan devam eden bağlantıları olacak. Önemli olan, birey bu okula / derse gitmek istemiyorum dediği zaman karşısna ne çıkıyor? Belediye kadrasundaki iş mülakatlarında Aziz Nikolas'ın meziyetleri soruluyor mu mesela?


    Zaten Özgür Bey'in de kasttettiği bu. Seçmeli olsun, isteyen seçsin. Çok iyi bildiğiniz Almanya'nızdaki, İngiltere'nizdeki gibi. Biz Türkiye'de daha kendi oranlarımızı bilmiyoruz.


    Kaynak hassasiytetinizde samimi iseniz istifadeniz için iki kaynak:


    cambridge core
    Religious Education in Germany in Light of Religious Diversity: Constitutional Requirements for Religious Education | German Law Journal | Cambridge Core
    https://www.cambridge.org/core/journals/german-law-journal/article/religious-education-in-germany-in-light-of-religious-diversity-constitutional-requirements-for-religious-education/DA53CF0E68B465C7FD4E027BAD3887AF

    pp. 111~126

    www.nomos-elibrary.de
    Policies and Politics of Teaching Religion - Nomos eLibrary
    https://www.nomos-elibrary.de/de/10.5771/9783845256542/policies-and-politics-of-teaching-religion




  • Engelleyici hurefeler, yalancı sakllılar, hocalar vs var, ondan o, o başka konu.

    Bana senin ne düşündüğün lazım, insan o kitabı yazabilir mi yazamaz mı ?




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi limbesh -- 30 Haziran 2025; 18:14:3 >
  • limbesh kullanıcısına yanıt

    Gerçekleri görmezden gelmek nedir? Bir kitap sayısız mezhep tarikat vs önce ne yazıyor ona karar verin. Kafa kesen adam da kadınları kedicik yapan adam da aynı kitaba iman ediyor


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • limbesh kullanıcısına yanıt

    Yazabilir mi değil. Yazabilir vs değil.

    Yazmış.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • "Bilmiyorum ama nasıl olduysa yazmışlar işte"

    diyorsan bu da bilimsel bir yaklaşım, kabul ettim.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi limbesh -- 30 Haziran 2025; 18:19:28 >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.