Şimdi Ara

OKB tam olarak ne beyler?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
27
Cevap
0
Favori
1.424
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ben bunun hastalık olduğunu düşünmüyorum.

    Biraz araştırdığımda algının bozulmasıyla alakalı bir şeyler okudum.

    Bu nasıl aşılır? Ne tip egzersizler gerekli?


    Bende sosyal ilişkiler ve özel ilişkilerde takıntı olabiliyor.




    _____________________________
  • up up

    _____________________________
  • Obsesif kompulsif bozukluk yani takıntı demek bu temizlik takıntısı olabilir veya dini olabilir vesvese. Aynı şekilde evden çıkıldığında acaba televizyonu kapattım mı tarzında da olabilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-0DB69929B

    Obsesif kompulsif bozukluk yani takıntı demek bu temizlik takıntısı olabilir veya dini olabilir vesvese. Aynı şekilde evden çıkıldığında acaba televizyonu kapattım mı tarzında da olabilir.

    Peki bu aşk takıntısı, sosyal ilişkilerde takıntı gibi tezahür edebilir mi?

    Ve belirli telkinlerle aşılabilir mi?

    _____________________________
  • Hayat rutinini bozabileceği için rahatsızlık addediliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    We're beyond sympathy at this point, we're beyond humanity.
  • Yıllardır bu hastalıktan muzdaribim. Herhangi bir şeyin takıntısı olabilir. Spesifik olarak sadece el yıkama vs. Değil. Her şey.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • Sosyal hayatı etkiler elbette. Örneğin, insanları dış görünüşündeki detaylara göre sınıflandırma gibi durumlar ortaya çıkabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Whippoorwill -- 23 Aralık 2020; 6:49:43 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Bu sene ki grip bi farklı mı
    6 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • @Whippoorwill Tam üstüne bastın. Bununla alakalı araştırma yapıyorum. Buna hastalık deniyor. Fakat bu hastalık değil. Kesinlikle beyin yapısındaki mantık yürütmenin bozulmasından kaynaklanıyor. (Frontal lob)

    Bu işi iyice araştıracağım.


    @James Alan Hetfield Hocam frontal lob, limbik sistem ve amigdala üzerine araştırmalar yapmanı öneririm. Bu kesinlikle hastalık değil. Bu belirli tekniklerle bir süreçte düzeltilebilir. Mesela alternatif olarak İzzet Güllü diye biri var takip ediyorum. Bu adamı çok kötü karalamaya kalkanlar oluyor. Fakat adam son derece mantıklı ve gerçekçi konuşuyor. Bu konuyu bu tip kişileri keşfetmek için açtım. Başlığı bilerek böyle yazdım. Bu yönde belki farklı ve mantıklı bir açıklama gelebilir diye.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Albert Caraco -- 23 Aralık 2020; 2:29:4 >
    _____________________________
  • OKB nedir detaylı olarak hiç araştırma yapmadım ama çevremde duyduklarımdan anladığım hastalıktan çok takıntı olduğu. Takıntı demişken, OKB'ye girer mi bilmiyorum ama tuhaf takıntılarım var ve yapmayınca gerçekten rahat hissedemiyorum mesela en çok rahatsız edeni gece yatmadan dua okurken sesli okuma gereği duyuyorum çünkü içimden okuduğumda yanlış söylediğimi düşünüyorum, ikinciside mesela televizyonda bir dizi izlerken sürekli kafamda dizinin ismi, yeni bölüm yazısı, kanalın adı ve kanalın numarası 4 lü sıra oluşturacak şekilde dönüp duruyor, ayrıca birde sürekli plaka okuma isteği durumu var... Bunlar sosyal hayatımı etkilemiyor ama beni bazen ciddi anlamda rahatsız ediyor... Böyle yazınca biraz saçma geldi ama bence ufak şeyler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________

    Rıse again,win it all !




    Agar.io Nick: つみ☮ βιℓι©




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ComandanteBilic

    OKB nedir detaylı olarak hiç araştırma yapmadım ama çevremde duyduklarımdan anladığım hastalıktan çok takıntı olduğu. Takıntı demişken, OKB'ye girer mi bilmiyorum ama tuhaf takıntılarım var ve yapmayınca gerçekten rahat hissedemiyorum mesela en çok rahatsız edeni gece yatmadan dua okurken sesli okuma gereği duyuyorum çünkü içimden okuduğumda yanlış söylediğimi düşünüyorum, ikinciside mesela televizyonda bir dizi izlerken sürekli kafamda dizinin ismi, yeni bölüm yazısı, kanalın adı ve kanalın numarası 4 lü sıra oluşturacak şekilde dönüp duruyor, ayrıca birde sürekli plaka okuma isteği durumu var... Bunlar sosyal hayatımı etkilemiyor ama beni bazen ciddi anlamda rahatsız ediyor... Böyle yazınca biraz saçma geldi ama bence ufak şeyler.

    Bunlar sadece birer parçaları.

    _____________________________




  • Bazı tekniklerle düzeltilebilir demişsiniz. Nasıl teknikler hocam bilgi verebilir misiniz?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • benim aklima surekli onemsiz olan bana rahatsizlik veren bir dusunce yapisip kaliyor.kafam hic huzurlu olmuyor.illaki bir sey takiliyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • James Alan Hetfield kullanıcısına yanıt

    Hocam David Burns - İyi hissetmek diye bir kitabına başladım.

    Sana ciddi bir şekilde söylüyorum akşam 10 gibi oturdum arkada açtım Beethoven not defterimi aldım kitabı okumaya başladım. Kitabın o an ki yönlendirmelerini yaptım. Dünkü üzüntü seviyem nirvanayken şuan garip şekilde eğleniyorum, mutluyum. Bazı şeylerin farkına vardım. Kitap sana okurken bilişsel terapi yapıyor. Seni başlarda bir teste tabii tutuyor. Depresyon seviyeni ölçebilir hale geliyorsun. Daha sonraları sana öyle şeyler aktarıyor ki mantık dışı otomatik düşüncelerin üzerinde mantık yürütüp dönüştürür hale geliyorsun. Hatta bi noktada ayağa kalktım yaktım sigarayı "Bütün bunlar bu muydu?" diyerek kahkaha atmaya başladım. O an duygumun yukarı düşünceye değil, düşüncemin alttaki duyguya yön verdiğini gördüm. Yani şuan kafama takıntı yaptığım bir şey gelmiş olsa bile o an mantığım öyle bir devreye giriyor ki takıntı kendine istediği yanıtı alamıyor. Günde 10 kere düşünüyorsan 5 kere düşünmeye başlıyorsun 3-4 hafta 2 kere düşünürken 2 ay sonunda belki 1 kere düşünür hale geliyorsun. Hatta sana kitaptan bir kısmı atayım:


    7. Duygusal Kararlar: Duygularınızı gerçeğin kanıtı gibi algılarsınız. Mantığınız, "Kendimi çok başarısız hissediyorum, o zaman ben başarısızım" şeklinde işlemektedir. Bu çeşit mantık yürütme yanıltıcıdır; çünkü, duygularınız düşüncelerinizi ve inançlarınızı yansıtmaktadır. Eğer bunlar çarpıtılmışsa, ki genelde öyledir, duygularınızın bir geçerliliği olamaz. Duygusal mantık yürütmeye bazı örnekler "Suçlu hissediyorum. Kötü bir şey yapmış olmalıyım" , "Bunalıyorum ve çok umutsuzum. Sorunlarının çözümü mümkün değil", "Kendimi yetersiz hissediyorum. işe yararmazın tekiyim", "Hiç havamda değilim. Gidip yatmalıyım", ya da "Sana kızgınım. Bu senin ahlaksızca davrandığını ve benden yararlanmaya çalıştığını gösterir. " Duygulara göre mantık yürütme, neredeyse bütün depresyonlarda rol oynar. Her şey size çok olumsuz geldiği için, gerçekten de öyle olduklarını varsayarsınız. Duygularınızı yaratan düşüncelerinizin geçerliliğini sorgulamak aklınıza bile gelmez. Duygusal karar vermenin bir yan etkisi de ertelemektir. Masanızı temizlemekten kaçınırsınız çünkü kendi kendinize "Şu masayı düşündükçe kendimi öyle kötü hissediyorum ki, temizlemek mümkün olmayacak" demektesinizdir. Altı ay sonra kendinizi biraz zorlayıp yaparsınız.Sonuç memnun edicidir ve o kadar da zor olmamıştır. Hep kendinizi kandırmışsınızdır; çünkü, olumsuz düşüncelerinizin davranışlarınızı etkilemesine izin vermişsinizdir.


    -Duyqular Gerçekler Değildir-

    Bu noktada belki kendinize şunu soruyorsunuz: "Tamam. Depresyonumun olumsuz düşüncelerimden kaynaklandığını anlıyorum; çünkü,hayata bakışım duygu durumumun iniş çıkışlarını etkiliyor. Ama olumsuz düşüncelerim bu kadar çarpıtılmışsa, nasıl sürekli bu hataya düşüyorum? Yanımdaki insan kadar net ve gerçekçi de düşünebiliyorum, peki kendime söylediklerim bu kadar mantıksızken, nasıl bu kadar doğru görünüyor?" Depresif düşünceleriniz çarpıtılmış bile olsa gerçeğin kuvvetli bir yanılsamasını oluşturur. Yanılgının kökenini daha net cümlelerle ifade edeyim: Duygularınız, gerçekler değildir! Hatta, duygularınız, düşüncelerinizin aynası olmak dışında, anlamsızdır da. Eğer algılarınız bir anlam ifade etmiyorsa, yarattıkları duygular da lunaparktaki hileli aynaların yansıttığı görüntü kadar gülünç olacaktır. =Ama bu anormal duygular da çarpıtılmamış düşünceler tarafından yaratılanlar kadar tutarlı ve gerçekçi geldiği için, otomatik olarak onların gerçek olduğunu varsayarsınız. İşte bu yüzden depresyon, zihinsel 'kara büyü'nün kuvvetli bir şeklidir.= (= olarak belirttiğim yeri çok dikkatli okuyun)

    Bir dizi otomatik çarpıtılmış biliş sonucu depresyonu davet ettiğinizde, duygularınız ve hareketleriniz sürekli birbirlerini etkileyen bir kısır döngü haline gelir. Depresif beyninizin size her söylediğine inandığınız için, kendinizi her şey hakkında olumsuz hisseder bulursunuz. Bu tepki milisaniyeler içinde olur, sizin farkında olabilmeniz için çok kısa bir süredir bu. Olumsuz duygu gerçekmiş hissi uyandım ve onu yaratan çarpıtılmış düşüneceye inandırıcılık yükler. Bu döngü sürer gider ve sonunda içinde tutsak olur kalırsınız. Zihinsel hapis bir yanılsamadır, elinizde olmadan yarattığınız bir oyundur. Gerçek görünür; çünkü, gerçekmiş gibi hissedersiniz. Bu duygusal hapisten kurtulmanın anahtarı nedir? Basitçe: Düşünceleriniz duygularınızı yaratır, o zaman duygularınız düşüncelerinizin doğru olduğunun kanıtı olamaz. Hoş olmayan duygular sadece olumsuz bir şey düşündüğünüzün ve ona inandığınızın göstergesidir. Duygularınız, yavru ördeklerin annesini izlemesi kadar mutlak biçimde, düşüncelerinizi izler. Ama yavru ördeklerin sadakatle izlemesi, annenin gittiği yeri bildiğini göstermez. "Düşünüyorum, öyleyse varım" önermesini inceleyelim. Duyguların gerçekliği yansıttığı inancı depresifinsanlara özgü değildir. Bugün birçok psikoterapist, duygularınızın daha fazla farkında olup onları açıkça ifade etmenin duygusal olgunluk göstergesi olduğunda birleşirler. Bunun anlamı duygularınızın daha yüksek bir gerçeklik, dürüstlük oldukça farklı. Duygularınızın hiçbiri o kadar da özel değil. Aslında, duygularınız, çoğu zaman olduğu gibi, çarpıtılmış bilişlerinizin ürünü olduğundan, pek de istenilen şeyler değildir.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Albert Caraco -- 24 Aralık 2020; 20:8:13 >
    _____________________________




  • meradz kullanıcısına yanıt

    Üstteki uzun yazıyı oku.

    _____________________________
  • Hocam bunlarla ugrasmak yerine keşişleri araştırın yaşam biçimlerini

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-5ABAB68E0

    Hocam bunlarla ugrasmak yerine keşişleri araştırın yaşam biçimlerini

    Hocam bunları araştıracağınıza keşişleri araştırın demek akılcı bir öneri olmuyor.

    Çünkü gidip bak inzivaya çekiliyorsun lotus pozisyonunda düşünce akışını durduruyorsun desem birine "iyide nasıl?" diyecektir. Hatta bak şöyle deyip başlasam "iyide olmuyor ki" diyecektir. Şuan bunu daha somut bir şekilde ele alıyorum. Bu benim keşişleri araştırmadığım anlamına gelmiyor ki.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Albert Caraco -- 24 Aralık 2020; 20:22:40 >
    _____________________________
  • Umutsuzluk > Dibe vurma > İyileşme çabaları ... inişli çıkışlı ilerlemeden sonra > İyi hissetme > Depresyonla başa çıkma

    Bozukluk veya hastalık, her neyse, birine söyleseniz komik gelecek derecede kolay gözüken bir rahatsızlık. Başıma gelmese aynı şeyi düşünürdüm, ama yaşayınca her gününü mücadeleye çeviren birşey. Kendi aklından şüphe etmek çok kötü birşey, inşallah düzgün bir sağlığa kavuşuruz da başkalarına yardım edebiliriz. Öldürmüyor, süründürüyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    Hayat Devam Ediyor...
  • Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek. Ve o düşüncenin içindeyken kendini rahatlatamadığın süre boyunca kafandaki o düşünceyi atamamak hatta zincirleme düşünce oluşması bir konuya girersin ve işin içinden çıkamassın. O an sex yapıyor olsan bile gram zevk alamassın. O düşünceler biter sonra dersin ki ben niye o kadar düşündüm felan diye. Al sana yeni bir takıntı işte niye bu kadar düşündüm diye düşünüp dururum kendimi rahatlatana kadar bu böyle devam eder. Mesela yapma etme eline ne geçiyor gibi düşünceler olur beynimde bunu karşıda biri varmış gibi anlatırım eğer düzgün anlatamassam tekrar tekrar... Eskiden tırnağımı gözüme sokma boyun kütletme takıntılarıda vardı. En iyi kütletme gelene kadar devam ederdim hızlı hızlı. Şuan sırf o yüzden boyun düzleşmem var gözlerim ise uzağı çok bulanık görüyor tv yazılarını hiç okuyamıyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek Lider Atatürkk -- 25 Aralık 2020; 0:27:0 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________




  • Elinize kolunuza sağlık hocam gerçekten çok teşekkür ederim. Bu mesajınızı SS alıyorum. Kendimi kötü hissettikçe açar ve hatırlarım. Bunca çabanız ve yazdıklarınız için gerçekten teşekkür ederim. Zaman geçtikçe değişimleri PM atarım.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • OKB'nin açılımı "Obsesif-Kompulsif Bozukluk"tur. Hastalığın adından da anlaşılacağı üzere iki komponenti vardır, bunlar obsesyon ve kompülsiyon'dur.

    Obsesyon, kişinin kafasında kurduğu takıntılı düşünceleri ifade eder. Aslında hastalar, takıntılı düşüncelerinin farkındadır ve bu düşüncelerinden kurtulmak isterler; ama başaramazlar, başaramadıkları için de bundan büyük rahatsızlık duyarlar.

    Peki nedir bu takıntılı düşünceler diye soracak olursanız; "Acaba evin kapısını kilitledim mi?", "Acaba ocağı kapattım mı?" şeklindeki düşünceler örnek olarak verilebilir.

    Kimi hastalarda ise yukarıda yazdıklarımdan farklı olarak istemsiz olarak "içinden kutsal değerlere küfür etme" davranışı görülür. Tabi bunlar sadece obsesyonlara verdiğim birkaç örnekti, demek istediğim her OKB hastasında türlü türlü obsesyonlar olabiliyor.

    Yukarıda da yazdığım üzere bu hastalar, bir türlü kurtulamadıkları bu düşüncelerden biraz olsun uzaklaşıp, rahatlamak için bu düşüncelerine hizmet eden birtakım eylemlerde bulunurlar. İşte bu eylemlere de "Kompulsiyon" denir. Mesela yukarıda bahsetmiş olduğum ocak takıntısına sahip bir hasta, tam evden çıkacakken tekrar tekrar geri dönüp ocağı kontrol eder, işte bu davranış bir kompülsiyon örneğidir.

    Kimi hastalarda ise el yıkama takıntısı vardır. Bu hastalar, ellerinin hiçbir zaman tam temizlendiğine emin olamazlar ve bu yüzden uzun süre el yıkama ihtiyacı hissederler; ancak bu davranışın yakınları tarafından garip karşılaşılacağını bildiğinden el yıkama davranışına bir kısıtlama getirmek ister ve bunu da içinden süre tutarak yapar, mesela "30 saniye elimi yıkayacağım." gibi.

    OKB'nin tedavisi anti-depresan ilaçlarla yapılmaktadır. Ancak bu ilaçların faydasının ortaya çıkabilmesi için aylarca kullanılması gerekir. Bu ilaçlara ilk başlandığında yan etki olarak mide bulantısı, iştahsızlık, sertleşme bozukluğu, cinsel istekte azalma, uyku bozukluğu, baş dönmesi yapabilir ve bu yan etkilerin hepsi normal olup, bir ay ilaç kullanımından sonra geçer.

    Sorunuz olursa sorabilirsiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
    İşletim Sistemi: Windows 11 Pro
    İşlemci: Intel i7 12650H
    Ekran Kartı: Nvidia RTX 4060 - 105W
    RAM: 16 GB
    Depolama: 1 TB NVMe SSD




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.