Şimdi Ara

Nietzsche: Bilimin nihai gayelere izahı yoktur.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
22
Cevap
0
Favori
663
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Nietzche'nin fazla gündeme gelmeyen bilim hakkındaki düşüncesi...




  • İyi de paylaştığın bu yazı, köpekler ezan vakti uluyorlarsa, bunun mutlak sebebi şudur, başka hiçbir şey olası olamaz demiyor ki. Şu şu koşullar, köpeklerin ulumalarına yol açabilir diyor gayet uyumlu gerekçelerle. Yazıdan bir kesit:

    Köpekler, özellikle sabah saatlerinde aniden başlayan ve onları rahatsız edici düzeyde duyulan seslere karşı şartlanmış olabilirler. (şartlanmışlardır değil, şartlanmış olabilirler deniyor.) Sen bu tür yaklaşımlara tepkiliysen, okurken yazının arkaplanında mutlaklık özgüveni algılayabilirsin elbette.

    Mesela "Köpekler bölgelerini korumak için insanlara havlarlar." ifadesini ele alalım. Komşumun köpeği bana yoldan her geçişimde havlardı. Sonra bir gün tanıştık hayvanla, sahibinin de yanında; beni iyice kokladı falan. O günden sonra bir daha havlamadı. Böyle bir durumda "Köpekler insanlara bölgelerini korumak için havlarlar." ifadesinin içini boşaltmak anlamsızdır. Çünkü bu ifade aslında köpekler, tehdit olarak algıladıkları insanlara havlarlar olarak anlaşılmalıdır. Ha, yine de köpeğin biri beni hem tehdit olarak algılayıp hem de sesini çıkarmayabilir, neden olmasın? Ama bu durumda da ya beyninde bir farklılık/hasar vardır, ya korkutulmuştur, ya eğitimlidir ya da bir başka durum söz konusudur. Bu son yazdığım da bilimsel sayılabilecek bir yaklaşım ve geçerlilik kapsamı daha geniş. Ne kadar genişletirsek doğruluk oranı o kadar artıyor. Bilgi dediğimiz şey böyle bir şey.

    Söz ettiğin bilimi dünya görüşleriyle bulamaç eden Caner Taslaman gibi ahlakçılar var evet, bilimden ilham alarak kendi ahlak anlayışlarını geliştiriyorlar. Haklılıkları, faydaları tartışılır tabi. Fakat bilime tekil olarak baktığımızda metodu bellidir, iddiasının geçerliliğinin bilincindedir ve hepsi bu kadardır. Suç islamda değil insandadır sözü gibi; suç bilimde değil insandadır diye düşünülebilir :D
    Dinler ön kabullerinin alanını genişlettiler zaten. Zaman içinde dini metinlerin sayfa sayıları, değindikleri detaylar arttı da arttı. Fark edilen dünya genişledikçe, ona uygun açıklamalar getirme ihtiyacımızın doğal bir sonucu bu.

    Zaten olay, ne kadar geniş bir açıklama, o kadar yüksek bir doğruluk değeri değil. Herhangi bir açıklamadan ziyade, "gerçek" açıklamanın doğruluk değerinin genişlemesi önemli. Somut verilere dayanan, deney gözlemle yanlışlanabilir veriler en değerlileri olmuştur her zaman. Kullanarak gerçeklikte sonuç verdiğini görebildiğimiz veriler bunlar veya bunlara temas eden soyutlamalardır.

    Dini bir metinde ayın hareketinden isabetli açıklamalarla söz edilebilir. Sırf dini bir metin açıklama getirdi diye bilim ona başkaldırmaz. Bilim, kendi metodunu izler ve bu metodun izlenip izlenmemesiyle muhatap olur. Eski ruhbanların çoğu, aynı zamanda kendi çaplarında bilimciydiler ve yer yer bilimden istifade ederek geliştirdiler zaten kendi öğretilerini.

    Limon gerçek, su gerçek dışı hayallerse; limonlu suyun problemi, içinde limon olmaması değildir. O da iş görür tabii ki.. Elbette o da limon aromasını bir ölçekte verir sana. Sorun, limonla beraber bir sürü suyun da orada bulunmasıdır. Sadece limonu amaçlayan bir teknik, suyla karışık limonu dayanak alarak kendi yoğunluğunu azaltmak (doğruluk değerini düşürmek) istemez.

    Bir din olsa, hiç bilimin temas etmediği bir alanda şiirsel açıklamaları olsa. Ve bu açıklamalardan ilham alan insanlar, kendilerini tatmin edecek sonuçlar kazanımlasalar.. Bu gayet mümkündür. Ama duru beyne sahip bir gözlemci gelipte, burada insan ruhuna dokunan etmenleri analiz edebilir. Bazı sonuçlar çıkarıp, o doğrultuda bir metin yazarak kendisi de benzer etkiler yakalayabilir. Sonra açığa çıkar ki ortadaki şey bilinmez bir büyü değil, insan doğasına hitap eden kimi koşullardır. Bu durumda büyünün saygınlığına dayanan verimsiz ve kısıtlayıcı diğer görüşlerden sıyrılma imkanı doğabilir.
  • Genelde aforizmacı bilimci tayfa niçenin sözleri ile dine vurur ama
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2019yks

    Genelde aforizmacı bilimci tayfa niçenin sözleri ile dine vurur ama

    Sıkıntı zaten insanların bilim, din ve felsefenin kesin ayrılan hatlarını hala anlayamamış olması. Onların gözünde bir tabaka oluşturursak en altta din, üstünde felsefe ve onun üstünde herşeyi kapsayan, kutsanan bir bilim. Ancak bunun böyle bir tabaka olmadığını biliyoruz
  • quote:

    Nietzche'nin fazla gündeme gelmeyen bilim hakkındaki düşüncesi...


    Yoo bu çok bilindik bir şey, postmodern düşüncenin özü. "Fazla gündeme gelmeyen" yazınca sanki bilimin itinayla saklanan, karanlık bir yüzü olduğu ima edilmiş gibi. Hayır, bilim insanlarının da haberdar oldukları, bilginin doğasına yönelik yerinde bir eleştiri bu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 1 Kasım 2017; 7:0:21 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    quote:

    Nietzche'nin fazla gündeme gelmeyen bilim hakkındaki düşüncesi...


    Yoo bu çok bilindik bir şey, postmodern düşüncenin özü. "Fazla gündeme gelmeyen" yazınca sanki bilimin itinayla saklanan, karanlık bir yüzü olduğu ima edilmiş gibi. Hayır, bilim insanlarının da haberdar oldukları, bilginin doğasına yönelik yerinde bir eleştiri bu.

    Saklama degilde insanlar duymak istediklerinden haberdarlar oyuzden gundeme gelmiyor demek istemistim.

    Diger bi noktada ben toplumdan bahsediyorum. Toplumda bilimcilik içten içe cok fazla benimseniyor. Bu dindar kesime bile sıçramış durumda. Caner taslaman cikiyor 3-5 programa şöhret kazanıyor. Neden diye sorsan kurani bilimle sentezliyor derler. Twitterda forumlarda hatta videolarda yeni ateizmi goruyoruz. En büyük kozları bilimcilik. Burada bile görüyoruz arkadasim. Dolayisiyla ben zaten bilinen birsey olarak görmüyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mesela şöyle bi örnek vereyim:
    http://evrimagaci.org/photo/tr/kopekler-neden-ezan-ambulans-vb-seslere-karsi-ulurlar-havlarlar
    Bu linkte köpeklerin ezan sesini duyduğunda ulumasına ilişkin yüksek şidddette sesten rahatsız olmasıyla bilimsel bir yorum getirilmiş. Doğrudur köpeklerin ulumasına yüksek şiddette sesin etkisi olabilir. Fakat köpeğin her ezan sesini duyduğunda her ulumasının arkasındaki sebebinin bu olduğunu söyleyemeyiz. Bunun kesin bi sebebini asla bilemeyiz. A var olduğunda B çıkıyorsa bu demek değildirki B'nin çıkması herzaman A'nın var olmasındandır. Uzun lafın kısası bu linkte bahsedilen bilgiye sen dahil kimse böyle yaklaşmayacaktı ve hala yaklaşmıyorlar. Dolayısıyla biliniyor dersek bile özümsenmiyor diyebiliriz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FF1B88FA0 -- 1 Kasım 2017; 17:7:17 >




  • "Köpeklerin "insani yargılarla geliştirilen" inanç sistemlerine riayet etmesini düşünmek bilimsel olarak tamamen geçersiz bir argümandır."



    Ne demek yanii bu?

    Elbette geçersizde, insani yargılarla geliştirilen ne anlamadım??? inanç sistemi, din mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ugarb

    "Köpeklerin "insani yargılarla geliştirilen" inanç sistemlerine riayet etmesini düşünmek bilimsel olarak tamamen geçersiz bir argümandır."



    Ne demek yanii bu?

    Elbette geçersizde, insani yargılarla geliştirilen ne anlamadım??? inanç sistemi, din mi?



    evet ondan bahsediyorda yazdığı şey bi kere ofsayt zaten. inanç denilen şey zaten bilimsel olmuyorki. yazıdan bilimcilikle ne kastettiğimi görebilirsiniz. gayet net anlaşılıyor. bunları hedef göstermiyorum genel manada bilime yaklaşım bu şekilde



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-FF1B88FA0 -- 1 Kasım 2017; 17:35:24 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: goormurra

    Mesela şöyle bi örnek vereyim:
    http://evrimagaci.org/photo/tr/kopekler-neden-ezan-ambulans-vb-seslere-karsi-ulurlar-havlarlar
    Bu linkte köpeklerin ezan sesini duyduğunda ulumasına ilişkin yüksek şidddette sesten rahatsız olmasıyla bilimsel bir yorum getirilmiş. Doğrudur köpeklerin ulumasına yüksek şiddette sesin etkisi olabilir. Fakat köpeğin her ezan sesini duyduğunda her ulumasının arkasındaki sebebinin bu olduğunu söyleyemeyiz. Bunun kesin bi sebebini asla bilemeyiz. A var olduğunda B çıkıyorsa bu demek değildirki B'nin çıkması herzaman A'nın var olmasındandır. Uzun lafın kısası bu linkte bahsedilen bilgiye sen dahil kimse böyle yaklaşmayacaktı ve hala yaklaşmıyorlar. Dolayısıyla biliniyor dersek bile özümsenmiyor diyebiliriz

    Tümevarım oldukça primitif metafizik şekillerindendir senin demek istediğini kavradım düşünsel alanların kendi metotlarına sadık kalarak çıkarımlar üretmelerinden yanasın evet ilahi metinlere pozitivist şekilde yaklaşıyorlar maalesef



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 1 Kasım 2017; 19:13:56 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: goormurra

    Mesela şöyle bi örnek vereyim:
    http://evrimagaci.org/photo/tr/kopekler-neden-ezan-ambulans-vb-seslere-karsi-ulurlar-havlarlar
    Bu linkte köpeklerin ezan sesini duyduğunda ulumasına ilişkin yüksek şidddette sesten rahatsız olmasıyla bilimsel bir yorum getirilmiş. Doğrudur köpeklerin ulumasına yüksek şiddette sesin etkisi olabilir. Fakat köpeğin her ezan sesini duyduğunda her ulumasının arkasındaki sebebinin bu olduğunu söyleyemeyiz. Bunun kesin bi sebebini asla bilemeyiz. A var olduğunda B çıkıyorsa bu demek değildirki B'nin çıkması herzaman A'nın var olmasındandır. Uzun lafın kısası bu linkte bahsedilen bilgiye sen dahil kimse böyle yaklaşmayacaktı ve hala yaklaşmıyorlar. Dolayısıyla biliniyor dersek bile özümsenmiyor diyebiliriz

    Tümevarım oldukça primitif metafizik şekillerindendir senin demek istediğini kavradım düşünsel alanların kendi metotlarına sadık kalarak çıkarımlar üretmelerinden yanasın evet ilahi metinlere pozitivist şekilde yaklaşıyorlar maalesef

    Anlaşılıyor olmak güzel birşey




  • İyi de paylaştığın bu yazı, köpekler ezan vakti uluyorlarsa, bunun mutlak sebebi şudur, başka hiçbir şey olası olamaz demiyor ki. Şu şu koşullar, köpeklerin ulumalarına yol açabilir diyor gayet uyumlu gerekçelerle. Yazıdan bir kesit:

    Köpekler, özellikle sabah saatlerinde aniden başlayan ve onları rahatsız edici düzeyde duyulan seslere karşı şartlanmış olabilirler. (şartlanmışlardır değil, şartlanmış olabilirler deniyor.) Sen bu tür yaklaşımlara tepkiliysen, okurken yazının arkaplanında mutlaklık özgüveni algılayabilirsin elbette.

    Mesela "Köpekler bölgelerini korumak için insanlara havlarlar." ifadesini ele alalım. Komşumun köpeği bana yoldan her geçişimde havlardı. Sonra bir gün tanıştık hayvanla, sahibinin de yanında; beni iyice kokladı falan. O günden sonra bir daha havlamadı. Böyle bir durumda "Köpekler insanlara bölgelerini korumak için havlarlar." ifadesinin içini boşaltmak anlamsızdır. Çünkü bu ifade aslında köpekler, tehdit olarak algıladıkları insanlara havlarlar olarak anlaşılmalıdır. Ha, yine de köpeğin biri beni hem tehdit olarak algılayıp hem de sesini çıkarmayabilir, neden olmasın? Ama bu durumda da ya beyninde bir farklılık/hasar vardır, ya korkutulmuştur, ya eğitimlidir ya da bir başka durum söz konusudur. Bu son yazdığım da bilimsel sayılabilecek bir yaklaşım ve geçerlilik kapsamı daha geniş. Ne kadar genişletirsek doğruluk oranı o kadar artıyor. Bilgi dediğimiz şey böyle bir şey.

    Söz ettiğin bilimi dünya görüşleriyle bulamaç eden Caner Taslaman gibi ahlakçılar var evet, bilimden ilham alarak kendi ahlak anlayışlarını geliştiriyorlar. Haklılıkları, faydaları tartışılır tabi. Fakat bilime tekil olarak baktığımızda metodu bellidir, iddiasının geçerliliğinin bilincindedir ve hepsi bu kadardır. Suç islamda değil insandadır sözü gibi; suç bilimde değil insandadır diye düşünülebilir :D




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    İyi de paylaştığın bu yazı, köpekler ezan vakti uluyorlarsa, bunun mutlak sebebi şudur, başka hiçbir şey olası olamaz demiyor ki. Şu şu koşullar, köpeklerin ulumalarına yol açabilir diyor gayet uyumlu gerekçelerle. Yazıdan bir kesit:

    Köpekler, özellikle sabah saatlerinde aniden başlayan ve onları rahatsız edici düzeyde duyulan seslere karşı şartlanmış olabilirler. (şartlanmışlardır değil, şartlanmış olabilirler deniyor.) Sen bu tür yaklaşımlara tepkiliysen, okurken yazının arkaplanında mutlaklık özgüveni algılayabilirsin elbette.

    Mesela "Köpekler bölgelerini korumak için insanlara havlarlar." ifadesini ele alalım. Komşumun köpeği bana yoldan her geçişimde havlardı. Sonra bir gün tanıştık hayvanla, sahibinin de yanında; beni iyice kokladı falan. O günden sonra bir daha havlamadı. Böyle bir durumda "Köpekler insanlara bölgelerini korumak için havlarlar." ifadesinin içini boşaltmak anlamsızdır. Çünkü bu ifade aslında köpekler, tehdit olarak algıladıkları insanlara havlarlar olarak anlaşılmalıdır. Ha, yine de köpeğin biri beni hem tehdit olarak algılayıp hem de sesini çıkarmayabilir, neden olmasın? Ama bu durumda da ya beyninde bir farklılık/hasar vardır, ya korkutulmuştur, ya eğitimlidir ya da bir başka durum söz konusudur. Bu son yazdığım da bilimsel sayılabilecek bir yaklaşım ve geçerlilik kapsamı daha geniş. Ne kadar genişletirsek doğruluk oranı o kadar artıyor. Bilgi dediğimiz şey böyle bir şey.

    Söz ettiğin bilimi dünya görüşleriyle bulamaç eden Caner Taslaman gibi ahlakçılar var evet, bilimden ilham alarak kendi ahlak anlayışlarını geliştiriyorlar. Haklılıkları, faydaları tartışılır tabi. Fakat bilime tekil olarak baktığımızda metodu bellidir, iddiasının geçerliliğinin bilincindedir ve hepsi bu kadardır. Suç islamda değil insandadır sözü gibi; suç bilimde değil insandadır diye düşünülebilir :D

    Öyleyse dinler ön kabullerinin alanını geliştirirse şimdiki bilimciler onu kabul etsin lakin hiçte öyle bir farkındalığa sahiplermiş şeklinde davranmıyorlar.Ya da biliminden aslında dinle bağdaşık yapıda olduğunu söyleyip samimi olsunlar lakin eskiler öğretilerinin imajı kötü olduğu için mevcut metafiziğe sadık kalmaları zorlaşır işte buna popülizm denir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 2 Kasım 2017; 2:6:26 >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Dinler ön kabullerinin alanını genişlettiler zaten. Zaman içinde dini metinlerin sayfa sayıları, değindikleri detaylar arttı da arttı. Fark edilen dünya genişledikçe, ona uygun açıklamalar getirme ihtiyacımızın doğal bir sonucu bu.

    Zaten olay, ne kadar geniş bir açıklama, o kadar yüksek bir doğruluk değeri değil. Herhangi bir açıklamadan ziyade, "gerçek" açıklamanın doğruluk değerinin genişlemesi önemli. Somut verilere dayanan, deney gözlemle yanlışlanabilir veriler en değerlileri olmuştur her zaman. Kullanarak gerçeklikte sonuç verdiğini görebildiğimiz veriler bunlar veya bunlara temas eden soyutlamalardır.

    Dini bir metinde ayın hareketinden isabetli açıklamalarla söz edilebilir. Sırf dini bir metin açıklama getirdi diye bilim ona başkaldırmaz. Bilim, kendi metodunu izler ve bu metodun izlenip izlenmemesiyle muhatap olur. Eski ruhbanların çoğu, aynı zamanda kendi çaplarında bilimciydiler ve yer yer bilimden istifade ederek geliştirdiler zaten kendi öğretilerini.

    Limon gerçek, su gerçek dışı hayallerse; limonlu suyun problemi, içinde limon olmaması değildir. O da iş görür tabii ki.. Elbette o da limon aromasını bir ölçekte verir sana. Sorun, limonla beraber bir sürü suyun da orada bulunmasıdır. Sadece limonu amaçlayan bir teknik, suyla karışık limonu dayanak alarak kendi yoğunluğunu azaltmak (doğruluk değerini düşürmek) istemez.

    Bir din olsa, hiç bilimin temas etmediği bir alanda şiirsel açıklamaları olsa. Ve bu açıklamalardan ilham alan insanlar, kendilerini tatmin edecek sonuçlar kazanımlasalar.. Bu gayet mümkündür. Ama duru beyne sahip bir gözlemci gelipte, burada insan ruhuna dokunan etmenleri analiz edebilir. Bazı sonuçlar çıkarıp, o doğrultuda bir metin yazarak kendisi de benzer etkiler yakalayabilir. Sonra açığa çıkar ki ortadaki şey bilinmez bir büyü değil, insan doğasına hitap eden kimi koşullardır. Bu durumda büyünün saygınlığına dayanan verimsiz ve kısıtlayıcı diğer görüşlerden sıyrılma imkanı doğabilir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Dinler ön kabullerinin alanını genişlettiler zaten. Zaman içinde dini metinlerin sayfa sayıları, değindikleri detaylar arttı da arttı. Fark edilen dünya genişledikçe, ona uygun açıklamalar getirme ihtiyacımızın doğal bir sonucu bu.

    Zaten olay, ne kadar geniş bir açıklama, o kadar yüksek bir doğruluk değeri değil. Herhangi bir açıklamadan ziyade, "gerçek" açıklamanın doğruluk değerinin genişlemesi önemli. Somut verilere dayanan, deney gözlemle yanlışlanabilir veriler en değerlileri olmuştur her zaman. Kullanarak gerçeklikte sonuç verdiğini görebildiğimiz veriler bunlar veya bunlara temas eden soyutlamalardır.

    Dini bir metinde ayın hareketinden isabetli açıklamalarla söz edilebilir. Sırf dini bir metin açıklama getirdi diye bilim ona başkaldırmaz. Bilim, kendi metodunu izler ve bu metodun izlenip izlenmemesiyle muhatap olur. Eski ruhbanların çoğu, aynı zamanda kendi çaplarında bilimciydiler ve yer yer bilimden istifade ederek geliştirdiler zaten kendi öğretilerini.

    Limon gerçek, su gerçek dışı hayallerse; limonlu suyun problemi, içinde limon olmaması değildir. O da iş görür tabii ki.. Elbette o da limon aromasını bir ölçekte verir sana. Sorun, limonla beraber bir sürü suyun da orada bulunmasıdır. Sadece limonu amaçlayan bir teknik, suyla karışık limonu dayanak alarak kendi yoğunluğunu azaltmak (doğruluk değerini düşürmek) istemez.

    Bir din olsa, hiç bilimin temas etmediği bir alanda şiirsel açıklamaları olsa. Ve bu açıklamalardan ilham alan insanlar, kendilerini tatmin edecek sonuçlar kazanımlasalar.. Bu gayet mümkündür. Ama duru beyne sahip bir gözlemci gelipte, burada insan ruhuna dokunan etmenleri analiz edebilir. Bazı sonuçlar çıkarıp, o doğrultuda bir metin yazarak kendisi de benzer etkiler yakalayabilir. Sonra açığa çıkar ki ortadaki şey bilinmez bir büyü değil, insan doğasına hitap eden kimi koşullardır. Bu durumda büyünün saygınlığına dayanan verimsiz ve kısıtlayıcı diğer görüşlerden sıyrılma imkanı doğabilir.

    Dinler ön kabullerini bilimden dahi etkin şekilde genişletip onun yerine geçmesiydi demek istediğim yoksa tabi dinler ön kabullerini genişletmiştir.Gerçek denilmişin algısının büyümesi evet harika şekilde tarif ettin.Zaten bilimin diğer mekanizmalara karşı olmasının sebebi budur mesela et sakıncalı haline gelseydi kötü algılarla uzak durulan etten yola çıkılarak bina olan gelişmelerden söz edemezdik mesela sentetik et olmazdı işte hissiyatın yani bilim literatürüyle deney gözlemin hikmeti.Doğru düzgün bilgin kimsemizin olmaması eskilerin öğretilerini çözümlememiz için alan bırakmıyor.Buda etin tabu haline getirilmesidir aslında kısacası diyebiliriz ki esas kötülük bilimin eskilerin çıkarımlarına karşı durması değil hiçlemesidir.Şimdi yalnızlık tanımında yapısalcı bakış açısıyla nötrdür yazmamış kendi paradigmamdan cevap getirme şeklim pozitif olurdu.Bilimin yaptığını yaptım peki ettiğim hareketin zararı gene halka onların çift yönlü düşünme olanaklarını bitirdim işte.Limonun içindeki suyu ne yapacağız sonuçta limonu sıktığın zaman içinden suda akar neden tek su dışarıdan gelen olsun ki kendimize sınırlarla eziyet etmemize gerek yok.Büyüler isimle şekillenir ve hayat bulur isimse varlığın tarifini yapan hissiyatların tümüdür.Mesela kabile toplumlarında herkes yaptığı davranışlarla isim alır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 2 Kasım 2017; 4:22:6 >




  • ilahi varyasyonun bir mevzudaki öncelikli yapısı tespit edildikten sonraki insanı yaratması denen tutumu göz önüne alınırsa bir kısım işaretlerin varlığı bu yaratılma ya da var olum denen sürece ayrıksı bir bakış sağlar.

    bana göre belki de mevcudatta yapılan yanlışın üstüne örtme ve insanı sorumlu tutma adına insan vardı.

    bilinen manada var eden kavram anne babadır ve hata yapmışlardır dedik. şimdi anne baba denen kavram hata yaptı ve insanı husule getirdi. bu durum real ilahı aklar mı? yani hata yapmasına izin verdiği şey bu hatayı kamufle adına insanı da husule getirdi. esbab ilah değildi ve belki de insanı da o yaratmamıştı ancak anlatılagelen ilah bundan bir şekilde mesuldu.

    bu açıdan ilimsel gelişmede anlatılagelen ilahın pozisyonu bana göre makbuliyet sınırlarında değildir. bir şekilde sorumlu olması gereken varlık sorumluluğunun sınırlarını belli etmeli ya da yoksa bunu ortaya koyup kul denen varlığın acziyetini kabulle bir antant ortaya koymalı idi.

    bana göre insan gerekten de mevcuda gelmiş bulunan sorunlar silsilesini kamufle etmek için var edilmişe benziyor. bunun görünen sebebleri malum. görünmeyen sebebleri ise ilahi varyasyonu işaret etmekte.

    ilahın yokluğu üzerine yapılan bir kısım düşünüşlerde aslında varlığı ile yokluğu bir olanın ilahi varyasyondaki yeri hususu gündeme gelmektedir.

    benim inandığım yaratıcı inanılan herhangi bir yaratıcıya benzemez. zaten özündeki değer bakımında o teala ben her şey yok diyecek kadar var ettim diyen bir zattır.

    bu zat tanri yehuva veya ALLAHU teala diye adlandırılamaz. insanlık bu adlandırma konusunda hakkını kaybetti ve ilahi kat buna bir şey demedi. ben rahman rahim vaadullah ayetullah ruhullah isminde esra buşra kubra igra isminde bir çoğunu gördüm ve ilah bu çocuk bu adam olamaz derken bu kişilerin içinde bizatihi ALLAHU tealanın isimleri de var idi. ayet de sen hiç ALLAH isminde başka bir ilah bilir misin der.

    bence bu durumun tespiti ve sonuçları bakımından inancın ateizme kayan noktalarında ilahi varyasyonun ateizmi teklif etme durumu mevcuttur diye daha önceden yazmıştım. ateizm belki de insanlığa sunulan son fırsattı demiştim.

    sonuçta ilahi kudretin bir şekilde kendisini insani varyasyonda beyanı bu ilah olamaz diyen kimsenin ısrarla ilahın ismini taşıması ilahi kudretin zanu dediği bir oluşuma sebeb olmuştur.

    ............................................

    farzedişte,bilimsel olarak nihayi gaye bir yaratıcının bulunması var kabul edersek bilimsel olanın kendisi varken aradığı ilah bakımından ateizm ya da materyalizmin insan boyutu denen şeye takılmaması olası değil gibi gözüküyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 2 Kasım 2017; 13:44:13 >




  • Bilimin nihai gayelere izahı olduğunu söyleyen kim? Bilim zaten hep nasıl sorsunun cevabını veriyor zaten. Sana hayatın anlamını söyleyecek değil. Nesnel şeyler bilimin alanıdır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben ne düşünsem, nietczhe önceden dile getirmiş oluyor.

    Ancak bilim artık sadece How sorusuna değil Why sorusunada cevap verebilmektedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Perceptron -- 14 Kasım 2017; 14:42:1 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nihai gayelerin izahı yoktur desek daha mantıklı olur gibime geliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • niçe gizli evliyalardandır. bilmeyene..
  • Bilimin gerçeği bulamayacagini ancak Yanlışlanarak, Yanlışların elenip gerçeğe dahada yaklasacagini bilim dünyası Popper ile birlikte tamamen kavramış oldu. Bilim dünyasına Popper in görüşleri hakim oldu iyice.



    Bilim İnsanı Hakikat Yoluna değil, Evreni Anlama yoluna sevk ediyor. Tabiki istisnaları vardır. Din Bilimin Test edemediği alanlar için Gerçeklik iddiasinda bulunuyor. İddialari ancak varsayimdan öteye geçemiyor. Metafizik iddialar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.