Şimdi Ara

nicholai ramazan sebebiyle duruldu (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
86
Cevap
5
Favori
2.977
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Gülmek kadar bunlara da ihtiyaç var, neye güldüğümüz zekâmızı nasıl güldüğümüz kişiliğimizi gösterir. Seviyeyi "Yakarsa dünyayı garipler yakar." seviyesinden "Toplumsal konumu gereği proletarya, sınıflı toplumsal yapıyı sona erdirecek olan iradedir." seviyesine getirdiğim için kusura bakmayın siz de artık.

    Bir sevgi insanı olarak Nikko (N harfini değiştirip de serbest çağrışım yapmayın, hayattan tad alamama sebebiniz olurum).
  • Nicholai Hel kullanıcısına yanıt
    Saçı uzatırsın tamamda, işte özgürlükte değindiğin nokta bununla doğru orantılı aslında. Saçı uzatmak mesele değil, seni ondan ayıracaklarla savaşmak mesele :D Ki zaten seçenekte yok hani, ya olsun ya olmasın diyorlar. Olup olmaması arasındada belli kayıp yada kazançların var.

    Saçlarım belime geliyordu 3 hafta öncesine kadar. Ya askerlik alacak dedim yada kasım sonunda başlayacağım o iş. İyisimi kendi rızamla kestireyim... Yarısını kestirdim. Özgür olunmuyor yani senin dediğin anlamda hep bağlı hep muhtaçsın. Güçlü olamamak güçlü olamamaktır. Zayıf olmaksa yine güçlü olamamaktır. Güçlü değilsen, ki ben bence yeterince güçlü değilim... aksi halde gitmezdi saçlarım :) Şahsen ben saç konusunda senin gibi uzatın demiyorum. Aklı olan uzatmasın ikilemde kalıyor insan, azacıkta canı yanıyor.
  • Bizim hayatımızın kontrolü tamamen bizde değil. Hayat dediğimiz şey de iki boyutlu, başlangıcı, aşamaları ve bitişi olan, sayısal olarak değerlendirilebilir, her noktasında kontrol edilebilir ve müdahale edilebilir bir nüans değil. Bu durum özgürlüğü kısıtlayacak bir durum değil, bunu olduğu gibi kabul etmek gerek. Birini kaybetmek gibi. Ben de saçlarımı öğretmenlik yaptığım bir dönemde kestirmek zorunda kaldım. Saçlarım uzundu, ama okuldaki kızlar hareketliydi. Müdüre Hanım da buna şahit olunca konuştu, bana mantıklı geldi, işi inada bindirmek gerekmiyordu, üzülerek kestirdim.

    Kofti anarşist olmamak gerek. Her istediğimizi yapmak eyvallah, başkalarını rahatsız etmeyen tercihler için kimse hiçbir konuda yargılanamaz, yadırganamaz, küçük düşürülemez, zorlanamaz. Yalnız her istediğimizi yapamadığımızda ya da hayat bize yeni şeyler yapmamızı önümüze sunuyorsa değerlendirmek gerekir. Değerlendirmek diyorum, bölümü bırakıp saçlarımla mutlu ve huzurlu yaşamayı tercih de edebilirdim ve bundan dolayı hiç gocunmazdım. Ama o an saç uzatmak değil belki ama uzun saça bu denli anlam yükleyip kozmetiğe tutunmaya çalışmak saçma geldi. Tercih yaptım.

    Önceliği belirlemek gerek. Önceliğin nedir, saç uzatmak mı? O zaman bu önceliğini riske atmayacak şeyler yapmalısın. Bir arkadaşım riski hiç sevmez. Ama hiçbir konuda, görmelisiniz. İş yerinde huzursuz olma riski mi var, ortam istediği gibi değil mi, sorunlu insanlar mı var? İşi bırakır. Sevgilisi ilerleyen zamanlarda mutsuz olabilme/edebilme riski mi taşıyor? Arkadaşım kavun koklarmış gibi hatundan anladığı için çok önceden bunun farkına varır ve bağyan arkadaşı terk eder. Şehirde sorun mu var, iyice şehir baydı mı onu? Şehirleri bildiğin araştırır, günü birlik gider gelir ve taşınarak şehir değiştirir. Huzur arkadaşım için riske atılmayacak bir konudur, diğer her şey değiştirilebilir. Saç da sizin için öyleyse askere gitmeyecektiniz, çalışmak için rahat bir iş bulacaktınız. Askere gitmeyeyim de ne yapayım? Orada çalışmak zorundayım, ne yapabilirim? gibi sorular sizin saç uzatma lüksünüze bahane değil. Golf sopanız yokken golf oynamayı beceremiyorum diye kendinize kızamazsınız. Sahip olduğunuz şeyi korumak için sorumluluk almanız gerek, en baştan sahip olmasaydınız o şeyi özlemezdiniz.

    Domalımhaber yönetimine başvuruda bulundum, mahlası Nicholai Abla olarak değiştirecekler.




  • Nicholai Hel kullanıcısına yanıt
    Ama şu da gerçk seni gerçek sen yapan değerler çoğunlukla eğitiminden (anne babandan tut hocana okudun kitap izlediğin dizilere kadar) dışarıdan gelme. Dışarıdan gelme bilgilerin ne kadarı onların dışarısına yalıtılmış olabilir ki? Annem bana 3 yaşımdayken ikizimin eteğini giydiğimde 'Giyme seni ayıplarlar dalga geçerler' demeseydi, ya da toplumsal ahlakımızda eteğin yeri 'etek kızlar içindir' olmasaydı, biz de iskoçya gibi olabilirdik, ama olmadık ve olamayız. Şimdi sorsan etek giyer misin diye boş bulunduğum anda 'Dalga mı geçiyon' düşündüğüm anda 'Niye giyeyim ki' derim. Yani kendimizi biz yapan ahlaki değerlerin kaynağı dışarısı, bu da demek oluyor ki bir yanımıza ister istemez bu dokunuyor. Ama öyle deftere yazılır gibi değil de belki defterin 5-10 sayfa arkasında bıraktığı iz gibi etki ediyor.
    İnsanlar bazı dış kaynakları da kendi seçemediği için kötü ahlaklı -yanlış anlaşılma olmasın, kötü ahlak derken başkasının ahlakını kendi ahlakın ile tarttığında bunun sonucuna ulaşıyorsun, o da sana uymayınca kötü ahlaklı oluyor, yoksa kimine sokakta etek giymek ayıp olmuyor kimine sokakta sevişmek, bir farkı yok- insanlar yetişiyor ve yetişecek. Ancak seçebildiğin kaynaklar senin ahlakını sen taraflı değiştiriyor, bazılarını istemesen bile. Okuduğun kitabı sen seçiyorsun, fakat içeriğini seçemiyorsun ve o kitabın senin dünya görüşüne ne derece ve nasıl etkiyeceği bilgisine sahip değilsin.

    Eşit değiliz, eşit olmamız da imkansız çünkü benim için benim dünyam var ve ben herkesten üstünüm. İnsanın doğası bu, herkes için kendi en üst planda, denizde boğulan birini kurtarmaya çalışırken eğer daha da denerse kendi boğulacağını bile bile öteki insanı kurtamaya çalışmaz.

    Dizilerden konu açılmışken şunu da eklemek gerekir, 'Eğer kimse senden nefret etmiyorsa, bazı şeyleri yanlış yapıyorsun demektir' demiş House, ki bu da ilk konunun bir özeti oluyor, çünkü seni sen yapan değerler bazılarına muhakkak batıyor ve insanlar batan şeylerden çok hoşlanmıyor(bazı batan şeyler harıç), Lerzan bile, (erik anlayışımda Lerzan ablamız yok, suratı çok yeşilçam kokuyor ve ben yeşilçam sevmiyorum) o yüzden muhakkak mutlu etmediğin ve etmemen gereken insanlar vardır ve bence olmalı da.

    Tercih konusunda da vicdanın tanımı çok önemli, o yüzden vicdandan kastının ne olduğunu tam kavrayamadığım için çok dokunmak istemiyorum, zira bu konuda daha önce çok battım, en dibe varınca da gidebileceğin tek yer yukarısı oluyor, mazallah daha da batarsam belki nirvanaya ulaşırım, gerek yok.

    Ben forumda daha önce 2 kere bu tarz şey yazdım, birinde ban yedim (30 gün hemi de az değil) diğerini de sildim. Sevmediğiniz şey için de sizi zorlamak istemem, sevmediğimiz şeyleri yapmalı mıyız bilmiyorum ama o kadar çok zamanımız var mı bilmiyorum, belki burada yazmaktansa birilerini götürmek var, o yüzden duruşunuza saygılıyım.Zaten az daha bu mevzulara girersek biri burayı menşınlayıp Devlet gibi ovırreytıd kitap yazar diye korktum.




    Sokrates olayında da kesin ip var
    Edit: Düşük cümle yazmışım, kendime tokat mahiyetinde dokunmuyorum, avel ben



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Playinq -- 21 Ekim 2015; 16:55:18 >




  • Evet, gök kubbe altında söylenmemiş söz kalmadı ve bizi şu anki halimize dönüştüren şeyler okuduklarımız, gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve bunları birbirine bağlayan beynimiz (Ben bilmem beyin bilir). Ancak öznel olabilmek bizim elimizde, nasıl yapılır bunun eğitimini almadığımdan anlatamam, yapılabilir. Şüpheci olmak ile başlanabilir. Bir şeyi anlamak istiyorsan o şeyi değiştirmeye çalışmalısın. Verdiğin örneği kullanacak olursam, eğer ki etek giymenin bana yararı olduğunu ve doğru olanın bu olduğunu düşünürsem şu toplumda etek de giyerdim. Sorun değil. Ama bunu istediğim şeyi giyebileceğim ortamlarda giyerdim, özgürlük özgürlük diye bayrakla koşmak ile yerine göre davranmak arasında fark var. Tercihlerimiz toplumun tercihleriyle örtüşebilir, bunda kötü bir şey yok. Çoğu insanı kötü yoldan korumak, kötülük yapmasını engellemek, yaptığında ise örnek olsun da kendisi ve diğerleri yapmasın diye cezalandırmak için ahlâk, din ve kanun ortaya çıkmıştır. Her ahlâk kendi vicdanından sorumludur, herkesin Allah ya da tanrı -aynı anlamda ama her iki taraftan da alınan arkadaşlar olmasın diye ikisini de kullanalım- inancı farklı. Anlayışı farklı. Saydığında semavi dinlerin sayısı belli ama ufak bir detay var, herkes içerisinde x kardeşiyiz dediği birlik hissiyatını farklı yaşıyor. Burada vicdan devreye giriyor, ahlâk ya da düzeni ve dirayeti sağlayan diğer değerler vicdandan sonra geliyor.

    Biz burada geneli eleştiriyoruz, genel zayıftır, genel acizdir, düşük seviyelidir. O yüzden geneli alıp kendimize örnek göstermemeliyiz. Herkes için kendi üst plânda demişsin ama benim için öyle değil meselâ. Hayat tatlı, yaşamak güzel. Bir kaza anında kurtarabileceksem ya kendimi ya da birden fazla genci, çocuğu kurtarma şansım varsa ben kendimden feragât edebilirim. Doğmadan önce sahip olmadığım şeyleri ölümle kaybedeceğim diye korkmam. Bu konudaki düşüncelerimde etkili olan kişi Schopenhauer'dır.

    Doktor Bey doğru bir şey söylemiş ama doğrunun da seviyeleri vardır. Eğer çok sayıda farklı kültüre ve yetişme tarzına sahip insanlara ulaşmıyorsan, yaptıkların ulaşmıyorsa doğru şeyler yapıp kimsenin nefretini kendine yönlendirmeyebilirsin. Aslolan sayı, nicelik değildir. Niteliktir. Bazıları dediğiniz az sayıda kişiyi temsil ediyor, çok sayıda kişi yaptıklarınızdan ve dahî varlığınızdan rahatsız olsa da bu sizin yanlış yaptığınızı göstermez. Doğru yaptığınızı da göstermez. Üstün bir empati ve iyi gelişmiş bir vicdan ile, tartışma adabını bilerek, doğru duyguya doğru kelime kullanabilerek doğru bir insan olabilirsiniz. Mutlu olur musunuz, bu onun garantisi değil. Kimisi eşektir, her şeyi alttan alır ve anaçlık yapar, hep özür diler ve mutludur. Eşektir ama mutlu bir eşektir. Mutluluk konusuna girmeyelim, benim için düşüncelerimi tam olarak anlatmak yazı ile mümkün olmayacak ya da çok uzun yazarak olacak bir konu.

    Lerzan Mutlu'nun yüzüne çoğu zaman bakmıyorum, erik gibi yüzü olduğunu iddia etmedim. İnsanları sadece yüz güzelliğine göre değerlendirmemeliyiz. Daş daş.

    Benim bu yazdıklarım ile hiçbir amacım yok. Yazıyorum çünkü yazabiliyorum. Birkaç yazı okumam gerekiyordu ama okuyasım yoktu. Daha iyi değerlendirebilirdim ama değerlendirmemek benim tercihim oldu. Burada herkesin görebildiği bir platformda yazmak hem enaniyet hem kendini cilalamak hem de karşıma gelip konuşmadığım sürece tam olarak anlatamayacağımdan eksik bir sohbet, monolog gibi geliyor. Yönetim de umrumda değil, yaptığım şeylerden ötürü beni susturacaklarsa bu bana dert olur, kimleri yönetici diye koymuşlar der onların adına üzülürüm. Ama önlerinde eğilip ceza süresine üzülmem, hareketlerime ket vurmam, yazacaklarımı ceza alırım diye yazmamazlık yapmam, bu da onlara dert olsun.




  • Ben kaçıyorum beyler. Kaç saattir konuşuyoruz abimize bir garı yollayalım demediniz, kaç saattir bir Beren, bir Selin, bir Göknil demedik. Kültür isteseydim geçen hafta aldığım Dost Yoğurt'u açıkta bırakırdım.

    Kahrolsun Converse giyen komünist sahte sarışınlar.
  • Nicholai Hel kullanıcısına yanıt
    Zaten mevzu da o, doğru yargımızın bir miktarını toplum oluşturuyor, fayda yargımızı ise mantığımız oluşturuyor. Hayata tutumu realist olan bir insan için de fayda sorgulamak daha doğru oluyor, o yüzden realist olduğumu düşünüyorum, böyle düşündüğüm için romantizm içeren durumlar bana fazla zorlama geliyor (kızlar romantiklerden hoşlanıyor diyolla o zaman ayvayı yedim gibi) doğru yargısını daha çok sorguladığım için olabilir.

    Sizin için de öyle olmadığını düşünmüyorum, verdiğim örnek sığ kaçmıştır belki, kaldı ki edebiyat adamı değilim okuduğum şiirler tüm parmaklarımın sayısıyla yarışır, ama kastım şu idi öleceğini bile bile ölme oranı çok yüksek(oranı çok yüksek kelimelerini özenle seçtim) ise her insanda bir ene vardır, azdır çoktur tartışma bu değil, fakat herkes bir derecede kendini ön plana koyar. Bu da bizim için hangi oranın çok yüksek olduğunu belirler. Yani milyonların kurtulması için perişan bir hayat yaşıyan insanda bile bir ene vardır, ama onun için ölme oranının çok yüksek olabilmesi için daha farklı durumlar gerekir.

    Doktor beyin alıntısını (böyle deyince şu abidik use it resmi geldi aklıma, house beni andı sanırım) Lerzan bile mutlu dediğinizi sandığım için yaptım, sanırım yanlış anladım.
    Laf Lerzan hanımdan açılmışken, zaten Erik ifadesinin bendeki yerini söyledim, ben erik deyince daha çok yüze, daş ya da at derseniz tombiktolara bakıyorum, nachizane düşüncem.

    Dediğiniz gibi böyle bir ortamda konuşurken eksik anlamlar ve anlatımlar çok oluyor, çay teklifim hala geçerli.




  • Bu adam bi denişik ya
  • Bu kadar uzun ne yazdınız diye merak ediyorum hemde useniyorum.özet geçecek var mı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • alfe28 kullanıcısına yanıt
    Felsefe, kız, felsefe, felsefe, felsefe ve yine felsefe...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lynxou

    Felsefe, kız, felsefe, felsefe, felsefe ve yine felsefe...

    Tamamda ne üzerine bu kadar mesaj yazmışlar.felsefeninde bir konusu olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • alfe28 kullanıcısına yanıt
    Hayattan başlayıp kız mevzularına giriyor. Sonra biraz daha hayatla ilgili konuşuyor. Ardından da bana bir kız göndermediniz deyip konuyu terk ediyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: alfe28


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lynxou

    Felsefe, kız, felsefe, felsefe, felsefe ve yine felsefe...

    Tamamda ne üzerine bu kadar mesaj yazmışlar.felsefeninde bir konusu olur.

    Okusan daha kolay bence, konuşulan birçok şey var ve hepsi ilintili, sınıflandırmaya çalışacak şimdi adama da yazık.
    Ayrıca bence merak ile üşengeçlik zıt anlamlı, ikisinin aynı anda oluyor olması imkansız
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Playinq

    quote:

    Orijinalden alıntı: alfe28


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lynxou

    Felsefe, kız, felsefe, felsefe, felsefe ve yine felsefe...

    Tamamda ne üzerine bu kadar mesaj yazmışlar.felsefeninde bir konusu olur.

    Okusan daha kolay bence, konuşulan birçok şey var ve hepsi ilintili, sınıflandırmaya çalışacak şimdi adama da yazık.
    Ayrıca bence merak ile üşengeçlik zıt anlamlı, ikisinin aynı anda oluyor olması imkansız

    Ikisinden biri illaki ağır basıyor ancak ikiside aynı anda olabilir.sonuç olarak boş troll muhabbet dönmüş.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Konuşulan konuda çok az kız mevusu var, o da troll için kullanıldı benim açımdan, yoksa Lerzan Mutlunun fiziğine buradaki kimse laf söyleyemez
  • DH LoL bölümünün efsanelerini tanımak isteyen şu konuya bir göz atsın.
  • siz siz olun nicholai ile oyuna girmeyin
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AkumaRai XIII

    siz siz olun nicholai ile oyuna girmeyin

    Yok artık o efsaneler
  • ilginc ilk mesajı da ben atmısım :)
  • Auspexanın da auspexa oldugu zamanlar he :D adam toplamış artıları

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.