Hiç evlenmeyenlerin sayısı 19 milyonu geçmiş (4. sayfa)

Bu egosu tavan yapan kadınlar, bu ameleler aç ve düşük kalite, o yüzden bana yürüyorlar şeklinde düşünmüyorlar mı peki?

Ben kadın olsaydım, bana yürüyen sefillerin, yıkık tipler olduklarını saniyesinde anlardım aksine bence bu yürümeleri hakaret olarak algılamaları gerekir. Bana hakaret gibi gelirdi gerçekten. Acaba bende bir sorun mu var neden bu ameleler bana yürüyor ama iclerinden düzgün biri çıkmıyor diye düşünürdüm..

Bence onlarda da böyle bir problem mutlaka vardır. Yani düşün ki, günde 100 amele yürüyor ama hepsi primat. Bence çoğu kafayı yiyordur çünkü gerçekten şansı olan erkekler de seçici oluyor. Önüne gelen her kadınla ilgilenmiyorlar.

Zaten önüne gelen her kadınla ilgilenmek, erkeğin doğasına aykırı. Hoşuna gitmezse eline gecirsen bile muhtemelen zevk vermez bir de o kisiyle evleneceksin surekli sana zimmetlenecek. Bu abazalar sayıları çok biliyorum ama bu erkek doğasına bile aykırı bir durum, bu nasıl bir mevzu ki, bu primatlar önlerine gelene yazılıp doğaya aykırı hareket ediyorlar.

Hepsi amele değil. Ortaya karışık gibi düşün... Her türden var.

Bence amele olmayan adam nette kızlara pek yazmaz gibi düşünüyorum. Çünkü sosyal ortamlarda, yani insanlarla tanışma şansının olduğu yerlerde, mutlaka aranan kızlar oluyor. Erkek arıyorlar. Önce onlarla arkadaş oluyorsun, sonra zaten bizi cafe'ye götür diyorlar.   

Simdi internette bulduğun kız ise her şekil riskli durum. Çünkü fotoğrafta güzel çıkıyorlar ama gerçek hayatta çok tipsiz olabiliyorlar ya da internette kendilerini daha farklı tanıtabiliyorlar.

Bu yüzden bu sanaldan yürüyenler genellikle amele oluyor. Mesela boyu cücük gibi oluyor, fix 180 diye sallıyorlar zaten, ya da yaşlı oluyor mesela gençlik fotoğrafını koyuyor, sisman ya da cılız oluyor, kafa fotoğrafı koyuyor, cahil oluyor, doktorum diye sallıyor bunlar internette her türlü yılansı yöntemle kızları ağlarına düşürmeye çalışıyorlar ahahaha Tabii kızlar da az değil onlar da bazı taktiklere başvuruyorlar. İnternetten flört ve tanışma amele isi bence.

Şunu artılamışlar bir de.47 yaşına kadar hormonların da mı çalışmadı? Elinden başka bir tatmin yolun olmadığına göre yazık geçirdiğin 50 yıla.Senin millete evlenin evlenmeyin diye hayat tecrübesi,nasihatı aktarma gibi bir durumun da yok.

Ex'in instaya baktmıştık bir ara. Doktoru, mühendisi, memuru ne istersen vardı... Bazıları şu kadar para vereyim şöyle yapalım böyle yapalım diye geliyorlar. Bazıları da daha başka şekillerde... Sadece Selam merhaba yazan da var. Vs. Vs.

İnş hocam kızda uyum sağlamıyor çalışmıyor ama yer beğenmiyor  

Para teklif edenlerin mesajlarını silebiliyorsa silmemis mi?

Benim burada tanıdığım bir amca vardı, profiline travesti subscribe olmuş, bunu nasıl kaldırabiliriz diye ağladı resmen. ahaha

Kötü reklam olur.

Sayısalda başarılı olan öğrenciler eziq olurlar genelde. İleride iş hayatına atılınca da eziqlikleri devam eder. Yüz yüze kız götürebileceklerini sanmıyorum. Canlı canlı konuşmak daha güç bir olay. Ses tonu lazım, sözcük kurma kapasitesi lazım, karizma lazım, boyun kaçsa direkt gözüküyor, tipin biçimin her şekil gözüküyor. Tohtorlar yapamaz bence, tabii sırf tohtor diye atlayanlar denk gelmezse ama ben denk geleceğini düşünüyorum.

Ben de 45 yaşındayım ve hiç evlenmedim. Evlilik yapan arkadaşlarımın özellikle çocuk olduktan sonra hayatlarının artık çocukları olduğunu görüyorum. Neyse ki çoğu iyi bir insanla evlendi, ama kendilerine ayırdıkları vakit çoooook azaldı.

Evlenmeye niyetim yok ama tabii büyük konuşmamak gerek, gerçekten iyi insanı bulunca insan evlenebilir, ama günümüzde ilişkilere de bakınca, bekarlık sultanlıktır diye düşünüyorum.

:)) başlangıçta olur bazen, kafalarınız ve hayata bakış açınız uyumlu olduğu sürece pek bir sorun olmaz.. mutluluklar dilerim.

evlenmek güzel ama.. tavsiye ederim.

İnsanların birbirini ciddiye almadığı bir dönemdeyiz bu periyotta geçer gibi ama biraz zor olacak sanırım

Katılmıyorum.

Kendine zaman ayırmak nedir tam olarak da bu kişiler yapamıyor hem de 30 35 ten sonra. Bir söyler misiniz

Mesela arkadaşlarıyla toplanıp ne sinemaya gidebiliyorlar çocuklar olmadan, ne internette beraber oyun oynanabiliyor, istedikleri TV programını ya da filmi seyredemiyorlar, her şey çocuklara endeksli oluyor. Çocuklar belli bir yaşa gelmeleri lazım o zaman ancak işte.

Bunun daha kötüsü de bunları yapmak için sürekli çocukları aile büyüklerine bırakmak.

Yaş ilerledikçe sosyal alışkanlıklarımızın ve önceliklerimizin değişmesi doğal bir süreç. Elbette herkesin yaşam tarzı farklıdır ama 30 35 yaşından sonra arkadaşlarla yapılan etkinliklerin, örneğin sinemaya gitmenin, gençlik dönemindeki anlamını biraz yitirmesi anlaşılır olabilir. Bu dönemde birçok kişi için hayat daha çok aileyle, eşle ve çocuklarla geçirilen zamanla derinleşir. Çünkü bu yıllar, bireyin hem sorumluluklarını sahiplendiği hem de bir aile kurup kök saldığı bir evre olabilir.

Genç yaşlarda sosyalleşmek, farklı deneyimler yaşamak oldukça kıymetlidir. Fakat zamanla bu deneyimlerin araç olduğunu, asıl amacın içsel olgunluk ve anlamlı bağlar kurmak olduğunu fark etmek de önemli bir adımdır. Bu bakış açısı hem erkek hem kadın için geçerlidir.

Elbette bu düşünce, herkesin böyle yaşaması gerektiği anlamına gelmez. Ancak bazı kişiler için 35’ten sonra aileyle vakit geçirmek, 55 60’tan sonra ise daha bağımsız bir yaşam tarzı benimsemek, doğal ve tatmin edici bir yol olabilir.

Sonuçta herkesin hayat yolculuğu kendine özgü ama belli yaşlarda farklı önceliklerin öne çıkması da oldukça insani bir durum.