Şimdi Ara

MHPlilerin AKPye destek vermesi ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
1
Favori
325
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Milliyetçi olarak geçinen MHPlilerin Andımızı kaldıran be Atatürk hakkında yaşanan şeylerden sonra AKPnin adayını desteklemesi ve AKPye arka çıkması sizede saçma gelmiyor mu ? MHPliyim ve Milliyetçiyim diyen bir babayiğit açıklasın bize öğrenelim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Onlardaki koltuk sevdasıda seçmene ne demeli. Bu kadar koyun millet işte dün küfür ederken bozkurt şimdi yalakalık yaparken bozkurt yemişim milliyetçiliğinizi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Araplaşmayı tercih ettiler beyinsizler.
  • Mhp akepeye desteğini açıkladığı an mhp yi bıraktım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Onlar zaten akpli. Mhp diye birşey yok ortada. Akp ve akpnin diğer kolu var. Pkk, ypg bağı gibi düşünün. Aynı amaç için çalışan birbirine bağlı 2 oluşum. Tek fark ikisinin ayrı yerlerde aktif olması.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu ülkede her şeyin laçkalaştığı gibi partiler de laçkalaştı...

    Oy vercek parti var mı sizce?

    Şu CHP keşke düzelse;Muharrem İnce başa gelip parti içi temizlik yapsa ne güzel olurdu be...

    Birdahaki seçim kesinlikle kazanamayacak bu hükümet,tabi o zamana kadar ülke denen bir şey kalırsa.
  • mehapenin milliyetçilikle ülkücülükle alakası yok.
    ümmetci arapperest bir parti oldular.Hakapenin stepne lastiği oldular.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Habersiz Siyasi Parti Üyeliği
    6 yıl önce açıldı
    DH AĞA SEÇİMİ OY PUSULASI
    11 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • tuncelideki hdp chp alicengizliği gibi.
  • Mhp'nin 2015 yilinda chp-hdp ile birlikte katilmama kararini dogru buluyordum. Cunku milliyetci bir partinin teror ile anilan bir partiyle yan yana gelmesi hem tehlikeli hem de absurt idi.


    Akp ile yakinlasmasi hem kurulus felsefesini hem de benligini yitirmistir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wake Up Lieutenant -- 6 Eylül 2018; 13:37:20 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • ... (küfür hakaret vb. şeyler olmamasına rağmen hiçbir gerekçe göstermeden yazılanlar silindikten sonra konulara yorum yazmanın ne anlamı var.)

    *********

    1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip'in Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına söylettiği andımız bazı değişikliklerle günümüze kadar devam etti.

    Hergün yaz-kış, çamur-yağmur demeden ilkel bir şekilde zorla söylettirilen Andımızın İlkokullarda devam etmesi tepki ile karşılanırken, ortaokullarda kaldırılması sevindirici bir gelişme olarak değerlendirildi.

    Memurlarnet.biz'in haberine göre; özellikle içerisinde ırkçılık kokan ifadelerin yer alması bir çok kesim tarafından tepki ile karşılanmıştı. Eski Başbakanlarımızdan Prof.Dr. Necmeddin Erbakan'ın andımızla ilgili ifadeleri 1 yıl hapis cezası almasına sebep olmuş ve siyasi hayatı sekteye uğratılmıştı. Erbakan konuşmasında; 'Bu ülkenin evlatları asırlar boyu mektebe başlarken besmele ile başlar. Siz geldiniz besmeleyi kaldırdınız, ne koydunuz yerine Türküm, doğruyum, çalışkanım. Sen bunu söyleyince öbür taraftan da müslüman evladı ya öyle mi, ben de kürdüm daha doğruyum, daha çalışkanım deme hakkını kazandı ve böylece siz bu ülkenin insanlarını birbirlerine yabancılaştırdınız.' demişti.

    ÖĞRENCİ ANDI (1933)
    Türküm, doğruyum, çalışkanım.
    Yasam; küçüklerimi korumak,
    büyüklerimi saymak,
    yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir.
    Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
    Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

    And, 1972 yılında değiştirildi. 29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde andda yer alan "budunumu" kelimesi "milletimi" olarak değiştirilirken "Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan cümle ile sonra yer alan "Ne mutlu Türküm diyene" cümlesi eklendi:

    ÖĞRENCİ ANDI (1972)
    Türküm, doğruyum, çalışkanım.
    Yasam;
    küçüklerimi korumak,
    büyüklerimi saymak,
    yurdumu, milletimi, canımdan çok sevmektir.
    Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
    Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
    Ne mutlu Türküm diyene!

    And, 1997 yılında ikinci defa değiştirildi. "Öğrenci Andı"nın günümüzde söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre ilköğretim okulunda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı söylüyorlar:

    ÖĞRENCİ ANDI (1997)
    Türküm, doğruyum, çalışkanım.
    İlkem; küçüklerimi korumak,
    büyüklerimi saymak,
    yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
    Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
    Ey büyük Atatürk!
    Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
    Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
    Ne mutlu Türküm diyene!

    Dr. Reşit Galip kimdir?
    Rodoslu, eski İttihatçı, Şeyh Sait'i astıran İstiklal Mahkemesi'nin hukukçu olmayan üyesi.
    Atatürk'e kafa tutmuş ve onu Rus lokantacı karı-kocaya İş Bankası'ndan verilecek usulsüz bir krediye aracılık etmekle suçlamış.

    Atatürk onu sofradan kovduğunda "Bu, milletin sofrasıdır; kaldıramazsınız!" diyerek kafa açınca Atatürk sofrayı terk etmiş. Daha sonra onu affettiğinde iki asker çağırıp iskemlesinden kaldırtmış ve mealen "Ahan da biz adamı istersek böyle kaldırtırız" diye aşağılamıştır.

    Birinci Türk Tarih Konferansı'nda Türk ırkının özelliklerini "uzun boylu, uzun beyaz simalı, düz veya kemerli ince burunlu, muntazam dudaklı, çok kere mavi gözlü ve göz kapakları çekik değil, badem gözlü bir ırk" olarak tanımlamış.

    Biraz daha ileri giderek "Müslümanlık: Türk'ün milli dini" adlı tezinde, Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Muhammed'in Türk olduğunu iddia etmiş.

    Prof. Afet İnan ‘Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler' adlı eserinde onu şöyle anlatıyor:
    "1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya Köşkü'ne geldiği vakit, Atatürk'ün yanında bana bir kağıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. ‘Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı' dedi…"

    Adam kızlarına bir 23 Nisan sabahı aşka gelerek yazdığı manzumeyi, daha sonra bütün öğrencilere mecburi olarak okutmak için 1933 yılında bir genelge yayımlatmış.

    1972 yılında, yine bir genelgeyle ‘Andımız'a eklemeler yapılmış.

    Ruhi yapısı şüpheli birinin attığı taşı 78 yıldan beri çoluk çocuğa okutturup duruyoruz.

    Danıştay'a açılan ‘Andımız'ın iptal edilmesi ile ilgili davada, Danıştay Sekizinci Dairesi, "… Yeni nesillere Türk devletinin ve milletinin bir ferdi olma onurunu duymaya ve hazzını yaşatmaya yönelik…" gibi bir gerekçeyle anayasa ve yasa maddelerine aykırılık bulunmadığını ifade etmiş…

    Şimdi olayın ‘ırkçı' yanını falan bir kenara bırakıyorum ve basit bir teklif yapıyorum.

    Başta Danıştay'ın ilgili daire üyeleri olmak üzere, bu marşı faydalı bulan, bundan bir ‘hazzı yaşatma' beklentisi içinde olan herkesi günde bir kez yüksek sesle okumaya davet ediyorum.

    İşte Andımız:
    "Türk'üm
    Doğruyum,
    Çalışkanım,
    İlkem; küçüklerimi korumak,
    Büyüklerimi saymak,
    Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
    Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
    Ey büyük Atatürk!
    Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe,
    Durmadan yürüyeceğime and içerim.
    Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
    Ne mutlu Türk'üm diyene!"

    Memurlarnet.biz




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.