Şimdi Ara

Lanet

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
137
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • beşinci sınıfın ikinci dönemi yaklaşık iki üç aylığına cinselliğim çalışmaz olmuştu ben okul çıkışı bunu sekizinci sınıf bir kız üzerinde denemeye karar verdim ve sekizinci sınıf kızın arkasına dayaya dayaya gidiyordum kız bunun farkına vardı ve arkama geçti kulağımdan çekmeye başladı müdür yardımcısının odasının yanından geçiyorduk ben müdür yardımcısı kulağımı çekiyor zannettim kız kapıdan dışarı çıktı ve ben alnımı kapıya çarptım her ne hikmetse ön dişimin yarısı kırılıp elime düştü dişçiye gittik dişçi yaşı biraz büyüsün öyle gelsin dedi yedinci sınıfta on iki kasımda on kasıma binayen resim öğretmenine atatürk hakkında espri yapmak istedim ve dedim ki hocam atatürk öleli yüz sene olmuş hala kahrını çekiyoruz dedim hoca da senin ağzının dediğini kulağın duyuyor mu oğlum dedi geldi bir tokat patlattı tırnağıyla boğazımı çizdi ve dedi ki oğlum sana bu sınıftan iki şahit tutarım seni sallandırırlar dedi bu laf seni ipe götürür dedi bunu kimseye anlatmadım ve asılacağım korkusuyla yemek yemeyi azalttım besin artı oksijen eşittir enerjidir ve insanın bedenini bu enerji çalıştırır bu enerji azaldığında insan kendisini halsiz hisseder ve zekası ve gücü iyi çalışmaz bir sene boyunca az yemek yedim sekizinci sınıfta dişçiye gittik dişçi tavsiyem böyle kullansın dedi diş büyük ihtimalle tutmayacak dedi ben baba yaptırmayalım dedim babam bir dişi gedik mi gezeceksin oğlum dedi yaptıralım dedi sekizinci sınıfın ikinci dönemi yeni eve taşınmıştık yeni evimizden servis almadığı için sabahları kahvaltı yapamıyordum özel okulu kazanmıştım duvarda şöyle yazıyordu her gün yedi bardak su içmek insana kendini daha zinde hissettirir yedinci sınıfta kendimi halsiz hissetmemi buna bağladım ve yemekhanedeki kadının yanında dedim ki ben bu sıralar kendimi halsiz hissetmeye başladım yemekhanedeki kadına söyleyelim de bize az yemek versin kendimizi daha zinde hissedelim dedim kadın bunu duydu kadına yemeği bana az koy dedim o günden beri bana az yemek koymaya başladı enerjiyi az üretince enerjimde azalma olunca suyu bol içmek için biraz da yemek yemeyi kendim azalttım arkadaşlarıma ve öğretmenlerime kendimi halsiz hissetmeye başladığımı gücümde ve zekamda bir azalma olduğunu söyledim bunun neden olabileceğini sordum kimse besin artı oksijen eşittir enerjiden kaynaklı olduğunu bilmiyordu herkesle aram bozuldu dişçiye gittiğimde enerjik olabilmek için dişçiye elindeki dişleri kestiği aleti bütün dişlerime sürt dedim dişçi sürtmem dedi sürt diye bir bağırdım ağzımdaki iki üç diş hariç bütün dişlerimi kestirdim anadolu lisesini kazanmıştım lisenin başlamasına iki gün kalmıştı dişçiye gittiğimde dişçi ağzıma tükürük emen bir madde koydu ben azalan sıvıyı geri alabilmek için gece yatmadan önce içebildiğim kadar su içtim gece çok çişim geldi kalkıp işeyememiştim gece bende rüyalanma oldu meni çıkarken aynı anda ben işedim meni idrar yolunu tıkamış olacak ki sabah kalktığımda işeyemiyordum idrar içerde bir yere girdi sandım işeyebilmek için bir içebildiğim kadar su daha içtim artık işeyemiyordum işeyemeyince su içmeyi bıraktım sonra da susuz kalınca ağzım kurudu yemek yemeyi bıraktım yemek yemeyi bırakınca da besin artı oksijen eşittir enerji olduğundan dolayı kendimi halsiz hissetmeye başladım bir iş yaptıkça kendimi daha da halsiz hissediyordum gücümde ve zekamda azalma oldu bir sene böyle yaşadıktan sonra sekizinci sınıfın ikinci dönemi biyoloji öğretmeninin tahtaya yazdığı besin artı oksijen eşittir enerji olduğu aklıma geldi ve bu enerjinin insanın bedenini çalıştıran enerji olduğunu anladım yemeği çok yemeye başladım işeyememem geçmişti anneme ve ablama enerjisi az kişiler olduklarını düşündüğümden dolayı çok kötü davranıyordum onlara sürekli hakaretler ediyor onları aşağılıyordum iki ay yemeği her öğün üç tabak yedikten sonra bir tabak yiyeyecek kadar iştahım azaldı iştahımı arttırmak için boynumu kıracaktım ve omurgamın şeklini bozacaktım böylelikle sinir sistemini bozacaktım yedinci sınıfta enerjisizlikten dolayı sinir sistemine tam çalışamamıştım omurganın omurilik olduğunu ve omurgadan beyne ve vücuda sinyal şeklinde sinir gittiğini sanıyordum omurgamı kafatasından çıkaracaktım ve böylelikle beynime az kan gidecekti omuriliğimden az sinir çıkacaktı ve başımı döndüremeyecektim başımı dik tutayacaktım ve stres yaparak iştahımı arttıracaktım boynumu kırmak için bir sene boyunca boynumu aşağı eğdim ve boynum aşağıdayken başımı iler baktırdım yani boynumu öne aldım bazen de boynum aşağıdayken elimle çenemi ileri ittirdim bu hareket boynumu zerre kırmamıştı bir sene sonra annem kendisine kötü davrandığım için beni psikiyatriste götürdü psikiyatrist ilaç yazdı ilacı bir kaç kez kullandım tam boynumu kırmaktan vazgeçiyordum ilaçtan aldığım psikolojik destekle boynuma bu hareketi yaptırırken boynumun arkasına sopa dayadım ve boynumun arkasına sopayla vurdum ve boynumu sakatladım boyun düzleşmesi sırtta tümseklik ve belde çukurlaşma olmuştu ikinci lise birde bende her gece üç defa rüyalanma olmaya başladı küçükken bir akrabam bir kere rüyalanmayla harcanan enerji sabahtan akşama kadar koşup yüzmekle harcanan enerjiden daha fazladır demişti ben de bu enerjiyi gün içinde stresle kaslarıma harcatabilmek için ve iştahımı arttırabilmek için bana kötü davranmaları için ve stres yapabilmek için bizim sınıftakilere güçsüz olduğumu ve kavga edemeyeceğimi söyledim sonra da bunu kendime unutturdum okuldaki beni tanıyan herkes bunu duydu bir sene boyunca bana çok kötü davranıyorlardı bizim sınıftakiler ben konuştuğum zaman sus kes diyorlar okulda kimse benimle konuşmuyordu ben bir şey dediğim zaman cevap vermeden geçip gidiyorlardı çok fena stres yapmıştım depresyona girmiştim bir keresinde arkadaşın birisi arkamdan bana yapışmış şekilde duruyordu onu iyi bir yumrukladım sonra ilerde voleybol oynarken o koştu ve belime uçan tekme attı belimden çıt diye bir ses geldi eve gittiğimde iki buçuk saatliğine felç oldum okula geldiğimde bizim sınıftakiler bana kavga ettiğimi söylediler hani sen kavga edemezdin dediler ben de felç olmanın yaptığı psikolojik etkiden dolayı onlara kavga edemediğimi bir kere ettiğimi ama bir daha edemeyececeğimi söyledim bu psikolojik etki bir iki hafta boyunca devam etti ioride ve kratosta da boyun düzleşmesi olduğu için iorinin ve kratosun beni anlatmak için yapıldığını düşünüyordum boyun düzleşmesinden dolayı beynime az kan gittiği için kafamın şekli kratosun kafasının şekline benziyordu iori de kratos da lanetliydi lise bittikten sonra bana nazar değdirdiklerini düşündüğüm için bir internet kafeye gittim sahibi ve arkadaşlarıyla tanıştım lise birde bana kötü davranmalarından bıkan ben onlara sürekli her gün masturbasyon yaptığımı anlatıyordum en sonunda onlara bana kız ayarlamalarını söyleyecektim ayarlayacakları kıza arkadan girerim diye düşünüyordum önce aynada kendi arkama bakim dedim çekiştirirken çekiştirirken aklıma içine sokmak geldi lanetten kurtulmak için gururu düşünmeyecektim ve parmağımı içine soktum bir hafta boyunca böyle soktum mutasyona uğramıştım beynimin yüzde yüzünü kullanmaya başladım bir anda bir milyon şey düşünüyor telepati kurabiliyor ve hayvanlarla konuşabiliyordum bu mutasyon bende şiddetli zaman geçirememe anlamında can sıkıntısı yaptı benim bir iki santim göğüslerimi çıkardı sesim kadın sesi gibi çıkıyor kıvırtarak yürüyor ve kendimi kadın gibi hissediyordum zekam artarken gücüm azalmıştı bir gün gücüm azaldığı için mutasyonla ilgili değişiklik yapim derken ellerimle arkamı araladım ve bacaklarımı açarak yürüdüm bacaklarımdan çıt çıt diye sesler çıktı ve her çıkışında acıyordu tendonlarımı kırmıştım tendonlar göz kapağına bağlı olduğu için göz kapaklarım kısaldı ve gözlerim psikolojik hasta gibi bakmaya başladı ve gözlerim aşağıya bakıyordu mutasyonla artan zekam geri azalmıştı gözlerimin bakışının bozulduğunu gören annemle babam beni psikiyatriste götürdüler psikiyatrist psikoz teşhisi koydu iki sene hap kullandım kas gevşetici akineton da kullandım bu sırada masturbasyon yaptım boşalma anında vücuduma kasılma geldi yumruğumu sıktığımda vücuduma kasılma geliyordu bu sırada zekam bir anda yirmi otuz tane şey düşünecek kadar geri arttı ve gücüm de arttı gözlerimin bakışı biraz düzelmişti ben daha iyi düzelsin diye parmaklarımla göz kapağımı iki kenarından sıkıştırdım çıt diye bir ses çıktı gözlerimin bakışı daha da bozulmuştu ve göz kapağı kırıklığından dolayı saçlarımı uzattığım zaman yanları havaya kalkıyordu iki sene sonra iğneye geçtik iğneler beynimde sızı şeklinde bir sinir yaptı beynimde zehir dolaşıyormuş gibi hissediyordum beynim ölmüş gibi hissediyordum beynim acıyordu ve zeka geriliği yaptı sinirli saldırgan hiperaktif sadist mazoşist kendini değersiz hissetme ve hayattan zevk almama hastası olmuştum gözlerimin bakışı bozulmuş ve sesim bozulmuştu yumruk atışlarım çok hızlanmıştı iğneyi beş sene daha kullandıktan sonra ilaçları bırakmak için istanbula babamın yanına gittim günde altı tane kas gevşetici akineton içiyordum yengem dondurmama bir sürü akineton ve antipsikotik attı kullandığım bu ilaçlardan dolayı hızlı hızlı nefes alıp veriyor ve koltukta doğru düzgün oturamıyordum bu halimi gören babam beni bakırköy acile götürdü ve bu sefer kas gevşetici iğne vurdular mersine geri geldim bir daha kas gevşetici iğne vurdular istanbula geri gittim babam beni bakırköye götürdü ertesi gün yurt dışına gidecekti psikiyatrist benim çok sinirli olduğumu söyledi ve bir kas gevşetici iğne daha vurdu evde yalnız kalamayacağımı söyledi ve beni bakırköye yatırdı on beş gün kapalı ortamda kaldım hemşirelerden bol azar işittim on beş gün sonra çıktım bir aylığına daha ilacı bıraktım bakırköy acile geri gittim beş gün daha yattım iki üç gün sonra bakırköye babam beni getirdi yirmi iki gün yattım bu süre zarfında hasta bakıcılardan bol azar işittim ve sinir oldum sonra mersine geri gittim ilaç kullamamak için anneme dayak attım beni ekrem toka yatırdı 32 gün yattım hasta bakıcılardan bol azar işittim hasta bakıcılar bana deli diyorlar çık dışarı diye bağırıyorlardı altı sene iğne vurulduktan sonra iğnenin beni böyle yaptığını anladım iğneyi bıraktım beş yedi sekiz aydır hap kullanıyorum


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



    _____________________________




  • Bu yazıyı 10 yıl önce de okumamıştım
    Yine okuyamadım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
    _____________________________
  • Gemini'a düzelttirdim buyrun:


    Ortaokul Yılları ve İlk Travmalar

    Beşinci sınıfın ikinci dönemi, yaklaşık iki üç aylığına cinsel bir işlevsizlik yaşadım. Okul çıkışı bunu sekizinci sınıf bir kız üzerinde denemeye karar verdim ve kızın arkasına dayayarak yürümeye başladım. Kız durumu fark edince arkama geçti ve kulağımdan çekmeye başladı. Müdür yardımcısının odasının yanından geçerken, kulağımı çekenin müdür yardımcısı olduğunu sandım. Kız kapıdan dışarı çıktığında ise alnımı kapıya çarptım ve ön dişim kırılarak elime düştü. Dişçiye gittiğimizde, doktor yaşımın biraz daha büyümesini beklememizi söyledi.

    Yedinci sınıfta, 10 Kasım'ı bahane ederek resim öğretmenine Atatürk hakkında bir espri yapmak istedim. "Hocam, Atatürk öleli yüz sene olmuş, hâlâ kahrını çekiyoruz," dedim. Öğretmen, "Senin ağzının dediğini kulağın duyuyor mu oğlum?" diyerek bana bir tokat attı ve tırnağıyla boğazımı çizdi. Sonra, "Oğlum, sana bu sınıftan iki şahit tutarım, seni sallandırırlar. Bu laf seni ipe götürür," dedi. Bunu kimseye anlatmadım ve asılacağım korkusuyla yemek yemeyi azalttım. "Besin + Oksijen = Enerji" formülünden yola çıkarak, bu enerjinin azalmasının insanı halsiz düşürdüğünü ve zekasını zayıflattığını düşündüm. Bir sene boyunca az yemek yedim.

    Enerji, Beslenme ve Vücut Algısı Üzerine Yanlış Çıkarımlar

    Sekizinci sınıfta tekrar dişçiye gittik. Dişçi, yapılan dişin büyük ihtimalle tutmayacağını ve bu şekilde kullanmamı tavsiye ettiğini söyledi. Babama yaptırmayalım dediysem de, "Bir dişin gedik mi gezeceksin oğlum?" diyerek yaptırdı. Sekizinci sınıfın ikinci dönemi yeni bir eve taşınmıştık. Servisimiz olmadığı için sabahları kahvaltı yapamıyordum. Kazandığım özel okulun duvarında "Her gün yedi bardak su içmek insana kendini daha zinde hissettirir," yazıyordu. Yedinci sınıftaki halsizliğimi buna bağladım. Yemekhanedeki görevli kadına, "Ben bu sıralar kendimi halsiz hissetmeye başladım. Bize az yemek verin de kendimizi daha zinde hissedelim," dedim. Kadın bunu duydu ve o günden sonra bana az yemek koymaya başladı. Enerjiyi az üretince enerjimin azalacağını düşünerek, suyu bol içmek için yemek yemeyi kendim de azalttım.

    Arkadaşlarıma ve öğretmenlerime kendimi halsiz hissettiğimi, gücümde ve zekamda bir azalma olduğunu söyledim. Bunun nedenini sorduğumda kimse "Besin + Oksijen = Enerji" denkleminden kaynaklandığını bilmiyordu. Herkesle aram bozuldu. Enerjik olabilmek için dişçiye gittiğimde, elindeki aleti bütün dişlerime sürtmesini istedim. Dişçi reddedince "Sürt!" diye bağırdım ve ağzımdaki birkaç diş hariç bütün dişlerimi kestirdim.

    Lise Yılları, Psikoz ve Kendine Zarar Verme

    Anadolu lisesini kazanmıştım. Lisenin başlamasına iki gün kala dişçiye gittiğimde, ağzıma tükürük emen bir madde koydu. Azalan sıvıyı geri alabilmek için gece yatmadan önce içebildiğim kadar su içtim. Gece hem rüyalandım hem de altıma işedim. Meninin idrar yolunu tıkadığını düşünerek sabah işeyemedim. İdrarın içeride bir yere girdiğini sandım ve işeyebilmek için bir kez daha içebildiğim kadar su içtim. Artık hiç işeyemiyordum. İşeyemeyince su içmeyi, susuz kalınca da yemek yemeyi bıraktım. Yemek yemeyince yine "Besin + Oksijen = Enerji" formülü aklıma geldi ve kendimi halsiz hissetmeye başladım. Bir süre sonra sekizinci sınıf biyoloji öğretmeninin tahtaya yazdığı bu formülün bedeni çalıştıran enerji olduğunu anladım ve bu sefer her öğün üç tabak yemeye başladım. İşeme sorunum geçmişti. Anneme ve ablama "enerjisi az kişiler" olduklarını düşündüğüm için çok kötü davranıyor, onlara sürekli hakaret ediyordum.

    İki ay sonra iştahım tekrar azaldı. İştahımı artırmak için sinir sistemimi bozmayı düşündüm. Omurganın omurilik olduğunu ve sinyallerin buradan gittiğini sanıyordum. Omurgamı kafatasından çıkararak beynime daha az kan gitmesini, böylece strese girip iştahımın artmasını planlıyordum. Boynumu kırmak için bir sene boyunca başımı öne eğip ileri bakmaya çalıştım ama bir işe yaramadı. Bir sene sonra annem beni psikiyatriste götürdü. Doktorun yazdığı ilacı birkaç kez kullandım. Tam bu fikirden vazgeçecekken, ilaçtan aldığım psikolojik destekle boynuma sopa dayayıp vurarak kendimi sakatladım. Sonucunda boyun düzleşmesi, sırtta tümseklik ve belde çukurlaşma oluştu.

    Lisede her gece üç defa rüyalanmaya başladım. Küçükken bir akrabam, bir kere rüyalanmanın bütün gün koşmaktan daha fazla enerji harcattığını söylemişti. Ben de bu enerjiyi stresle harcayıp iştahımı artırmak için sınıftakilere güçsüz olduğumu ve kavga edemeyeceğimi söyledim. Bir sene boyunca bana çok kötü davrandılar, kimse benimle konuşmuyordu. Bir gün bir arkadaşıma yumruk attım. Sonra voleybol oynarken koşup belime uçan tekme attı ve belimden "çıt" diye bir ses geldi. Eve gittiğimde iki buçuk saatliğine felç oldum. Okula döndüğümde, felcin psikolojik etkisiyle onlara bir daha kavga edemeyeceğimi söyledim. God of War oyunundaki Kratos ve The King of Fighters oyunundaki Iori karakterlerinin de boyun düzleşmesi olduğu için, onların beni anlatmak amacıyla yaratıldığını düşünmeye başladım.

    Lise Sonrası, "Mutasyon" ve Ağırlaşan Psikiyatrik Süreç

    Lise bittikten sonra, bana nazar değdirdiklerini düşündüğüm bir internet kafeye gittim. Oradakilere sürekli mastürbasyon yaptığımı anlatıp bana bir kız ayarlamalarını istemeyi planlıyordum. Bu sırada, bir lanetten kurtulmak için gururumu hiçe sayıp parmağımla kendimi anal olarak keşfetmeye başladım. Bir hafta sonra "mutasyona uğradığımı", beynimin yüzde yüzünü kullandığımı, telepati kurabildiğimi ve hayvanlarla konuşabildiğimi düşündüm. Bu "mutasyon" göğüslerimin biraz büyümesine, sesimin kadınsı çıkmasına ve kendimi kadın gibi hissetmeme neden oldu. Zekam artarken gücüm azalmıştı. Gücüm azaldığı için mutasyonla ilgili bir değişiklik yapmak isterken bacaklarımı açarak yürüdüm ve tendonlarımı zedeledim. Tendonların göz kapağına bağlı olduğunu düşündüğüm için göz kapaklarımın kısaldığını ve bakışlarımın "psikolojik hasta" gibi olduğunu sandım. Artan zekam geri azalmıştı.

    Ailem beni tekrar psikiyatriste götürdü ve "psikoz" teşhisi kondu. İki sene hap kullandım. Bir gün göz kapaklarımı parmaklarımla sıkıştırdığımda "çıt" diye bir ses duydum ve bakışlarımın daha da bozulduğunu hissettim. İki sene sonra iğne tedavisine geçtik. İğneler beynimde sızı ve zehir dolaşıyormuş gibi bir his yaratıyor, zeka geriliği yapıyordu. Sinirli, saldırgan, sadist, mazoşist ve hayattan zevk almayan birine dönüştüm.

    Beş sene iğne kullandıktan sonra ilaçları bırakmak için İstanbul'a, babamın yanına gittim. Yengem dondurmama gizlice bir sürü ilaç attı. Bu ilaçlar yüzünden hızlı nefes alıp veriyor, yerimde duramıyordum. Babam beni Bakırköy Acil'e götürdü ve orada kas gevşetici iğne vurdular. Bu olaydan sonra defalarca hastaneye yatırıldım (15 gün, 5 gün, 22 gün). Bu süreçlerde hasta bakıcılardan sürekli azar işittim. Mersin'e döndüğümde ilaç kullanmamak için anneme dayak attım ve 32 gün daha hastanede yattım. Orada da hasta bakıcılar bana "deli" diyerek kötü davrandılar. Altı sene sonra, iğnelerin beni bu hale getirdiğini anladım ve tedaviyi bıraktım. Yaklaşık sekiz aydır sadece hap kullanıyorum.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mutlucan96 -- 9 Temmuz 2025; 9:47:13 >
    _____________________________




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Lanet
    6 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.