Şimdi Ara

KURANDA 30 GÜN ORUÇ DİYE BİR ŞEY YAZMAMASI (NEDEN 30 GÜN ORUÇ TUTUYORUZ] (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
45
Cevap
0
Favori
9.985
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • hem yoruldum hem de yazacağımı yazdım sanırsam. bundan sonrası bana ait olmayan şeyler olabilir diye son noktayı koyma zamanı geldi gibi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cadence1


    quote:

    Orijinalden alıntı: kasova

    Oruç sürelerinin değişmesinin nedeni dünyanın şekli ve mevsimle alakalı.

    Köy hakkında yorum yapamayacağım.

    dünyanın yalan uyduruk şekli topik geoit olmasıyla ne alakası var

    oruc süresi fecr ile başlar güneş akşam gözden kaybolunca biter .

    bu kadan basit

    nerde yasıyorsanız bu fenomenleri gözlemleyebilirsiniz güneş doğmadan görünür olmadan önce doğu ufkunda kızıllık oluşur . simetrisinde garb ederkende batı ufkunda kızıllık oluşur

    yeryüzünün her coğrafyasında bu yasanır düz dünyada ..

    kutup masalı anlatmayın ömrü hayatında kutup görmemiş 70. kuzey güney enleminin dışına çıkmamış kişilerin kutup masallarına inanıp 6 ay gece 6 ay gündüz vaa mış gutuplarda diyerek sacmalama devri gecti .

    yok böle bir olay 6 ay gece 6 ay gündüz

    her coğrafyada 1 gün yasanır ve 24 saattir .. her cegrafyada istisnasız gece+gündüz yasanır ...

    Her coğrafyada 1 gün 24 saattir fakat her coğrafyada gece ile gündüz süresi eşit değildir. En az lise dengi bir diploma sahibi isen bunu bilirsin. Şimdi sen kalkıp dünya düz de dersin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Dinin ne olduğunu bilmiyorsunuz.
    Namazda kuranda doğru düzgün geçmez.
    Ama o zamandan gelen geleneğe bakıyoruz böyle yapmış.

    Tabi Edip Yüksel damara biraz girmiş.
    Kuran'ı Edip gibi bağlamdan ayırırsan salak salak sorunlarla karşılaşırsın.
    Ama aslında bi sorun bile değil.


  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eskel

    Dinin ne olduğunu bilmiyorsunuz.
    Namazda kuranda doğru düzgün geçmez.
    Ama o zamandan gelen geleneğe bakıyoruz böyle yapmış.

    Tabi Edip Yüksel damara biraz girmiş.
    Kuran'ı Edip gibi bağlamdan ayırırsan salak salak sorunlarla karşılaşırsın.
    Ama aslında bi sorun bile değil.






    />



    Edit:

    Her neyse, yine bilmeyen arkadaşlar vardır diye cevaplayayım.

    Namaz, yani Salah, Kur'an'da tüm ayrıntılarıyla geçer.
    http://www.kurandakidin.com/2012/03/kuranda-namaz-ibadeti-nasil-anlatilmaktadir/
    http://www.kurandakidin.com/2012/03/kurana-gore-namaz-nasil-kilinir/

    Her ne kadar saçmalıkta 4. boyutu bulmuş olsalar da videodaki sorulara cevap veriyorum

    1- "Allah herkesi niye inanmayacak şekilde yarattı?"

    Allah herkesi inanmayacak şekilde yaratmadı, Allah kimseyi inanmayacak şekilde yaratmadı. Kur'an'a göre Allah insanlara hür irade vermiştir ve insanlar hür iradeleri ile iman etmeyi yahut inkâr etmeyi seçerler.

    2- "Allah herkesin inanacağı bir din niye yollamadı?"

    Allah herkesin inanmasını sağlayabilirdi, ancak Allah iman etme ve inkâr etme arasındaki seçimi de sınavın bir parçası olarak koymayı uygun görmüş.

    3- "Allah'ın insanlara garezi mi var?"

    Hayır

    4- "Sizin gibi düşünmeyen insanlara ya da inanmayanlara müşrik demiş olmuyor musunuz? Diğerleri de sizin için aynı ayeti kullanıyor zira!!"

    Kimseye müşrik demiyor, inanmayan demek müşrik demek değildir. Müşrik inanan ve ortak koşanlar için kullanılır. İnanmayana kâfir denir. Kaldı ki burada spesifik olarak hiçbir insanı, yahut grubu hedef alarak tekfir etmiyor yahut müşrik olduklarını söylemiyor. Söylediği şey insanların çoğunluğunun İslam'a inanmıyor olduğu, ki bu da sadece istatistiklere bakarak doğrulu teyit edilebilir bir bilgi zaten. Dünyada İslam'a inanmayan insanların sayısı, inanan insanların sayısından çok daha fazla.

    Benzer bir ayet Asır suresinde de vardır. "Vel asr, innelinsane lefi husr" yani "Asra yemin olsun ki insanlık hüsran içindedir".

    quote:

    Dinin ne olduğunu bilmiyorsunuz.


    Güven bana, bu forumda İslam hakkında benim kadar bilgili olan insan sayısı bir elin parmağını geçmez



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0E184FE49 -- 26 Mayıs 2017; 21:14:20 >




  • kingman29 K kullanıcısına yanıt
    quote:

    Kuran'da Peygamber'in izinden gidin diye bir ayet var. O ne yaptıysa biz de yapmak zorundayız.


    quote:

    Hadisler içinde varsa uydurma hadisler, uygulamak zorunda değilsin. İslam da okuduğunuz her hadisi uygulayın diye bir emir yok


    Peygamberi izlemek zorundaysak hadisleri uygulamak zorundayız.

    Hadisler uydurma olabilirse ve biz hepsine uymak zorundaysak hangisini uygulayacağız? Uydurma mı değil mi nereden bileceğiz?

    Mesela ben uydursam şimdi desem ki bir rivayete göre peygamber öğle yemeğinden sonra kuran okurdu.

    Bu uydurduğum şey Kuranla çelişiyor mu? Hayır. İyi bir şey mi mantıklı mı? evet. Ama aslında uydurmaydı.

    Böyle garip bir durum işte.
  • cadence1 kullanıcısına yanıt
    fecrdeki ayınlık güneş ışığı değil de güneşin aydınlattığı ayın ışığı olabilir mi?

    güneşe göre zaman belirlerken güneşin ne zaman battığını anlamak adına başka bi ışık kaynağına ihtiyacımız var. güneş var battı dedik ancak yine var fakat göremiyoruz. evde sürekli yanan bi abajur olsun. güneş var abajur yansa da karanlıkta kalır ışığı gözükmez. şimdi güneş aslında dünya yüzeyinde hiç batmadığı için güneşe tabi zamanı güneş battığında ortaya çıkan şeyle anlıyoruz. aslında bu da güneşin devamı. ayı ay olarka değil güneş ışığını yansıtan bi başka güneş ışığı kaynağı olarak tanımladık.yani güneş batmadı. belki de doğdu çünkü güneş batması mümkün olmayan olarak kendine zaman tayin etmişti. mesela ben saat 17.45 de batmam demiş gibi ki bu doğrudur.

    ay gözüktü ve bu gözükme diyelim ki sabah 6.00 gibi kayboldu ve güneş dedi ki ben aslında doğmadım dedi. zira batmıyorum da.

    güneşin doğuşu(ki bu dünyanın hareketinden dolayı doğrudur) ayın görünüşü ve batışı ayın kaybolması şeklinde düşünülebilir. ve iki esemede toplam olarak güneşin doğuşu ve batışının olamayacağı bi düzenekte ayı güneşin zamanındaki doğma batma olgusunu belirleyen bi yapı olarak tanımlayabilir.




  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    güneşin batıp batmadığını dünyaya göre belirleyemeyiz. bunu dünya dışındaki bi kaynağa göre belirleyebiliriz. bu gözlemde güneşin batamadığını anlayabiliriz ve bu batamama hali dünyaya göre sanki doğum hali gibidir.

    o batamaz ancak doğabilir gibi düşünün. bunu neye göre belirleyeceğiz?
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    geceyi düşünün. elinizde bi fener çevre elektirikli gözünüzü kapatmadığınız sürece her yer aydınlık olmak zorunda. bu ihtiyaç mı yoksa geceyi aydınlatmak zorunluluğu mu? bu bence zorunluluk yani yükümlülük.

    geceyi aydınaltmak zorunlu ise siz geceyi doğma kavramına eklemekle de yükümlü gibi olursunuz. birincisi bu karanlık gece değil. yaptığınız şey aslında güneşi tasdikleyip aynı şeyi yapma çabası. ay yıldızlar bu çabada ortak. insanın da dünya gezegenlisi bi canlı olarak buna ortak olduğunu görüyoruz. gece olsa bile kainatta fikir birlikteliği etmiş bi güneşi doğurma çabası var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    hem yoruldum hem de yazacağımı yazdım sanırsam. bundan sonrası bana ait olmayan şeyler olabilir diye son noktayı koyma zamanı geldi gibi.


    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eskel

    Dinin ne olduğunu bilmiyorsunuz.
    Namazda kuranda doğru düzgün geçmez.
    Ama o zamandan gelen geleneğe bakıyoruz böyle yapmış.

    Tabi Edip Yüksel damara biraz girmiş.
    Kuran'ı Edip gibi bağlamdan ayırırsan salak salak sorunlarla karşılaşırsın.
    Ama aslında bi sorun bile değil.






    Yukarıda söylediklerine cevap verdim gördün mü




  • Burada ayette yok şu kelime bu anlama gelir şu kelime bu anlama gelir.
    Oynu yapıyorda. O kelimeler çok anlamlı.
    Hangi anlamın oturduğunu hangi metodla karar veriyor.
    Benim kolayıma geldi... + herkesin kolayı kendine göre değişir
    Yok bu kelime şu anlamda kullanılmıştırdan geçilmiyor attığın makale.
    Ben giderim daha farklı bi anlam seçerim.
    Akşama kadar tartışırız. Kör dövüşü gibi.
    Ha bu tartışmalar beni bağlamıyor
    O ayetler kelimeler değerlendirilecekse bile namaz için
    dönemin şartlarında o kelimeler hangi anlamında kullanıldığına kadar derin aratşırmalar gerekir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eskel

    Burada ayette yok şu kelime bu anlama gelir şu kelime bu anlama gelir.
    Oynu yapıyorda. O kelimeler çok anlamlı.
    Hangi anlamın oturduğunu hangi metodla karar veriyor.
    Benim kolayıma geldi... + herkesin kolayı kendine göre değişir
    Yok bu kelime şu anlamda kullanılmıştırdan geçilmiyor attığın makale.
    Ben giderim daha farklı bi anlam seçerim.
    Akşama kadar tartışırız. Kör dövüşü gibi.
    Ha bu tartışmalar beni bağlamıyor
    O ayetler kelimeler değerlendirilecekse bile namaz için
    dönemin şartlarında o kelimeler hangi anlamında kullanıldığına kadar derin aratşırmalar gerekir.


    Öff yav he he inkârcı kardeş




  • daha önce yazmıştım
    " Kuran kendi başına ihtilaf üreten bir metindir.
    Beyler bakın sadece ingilizce çeviri için bile böyle ayrı metinler çıkıyorken.
    Arapça gibi bir kelimenin korkunç sayıda anlamları olan bir dilde çeviri yaparkan
    40 farklı anlam arasında x anlamının doğru anlam olduğuna nasıl karar verilir. Bunun mihenk taşı nedir ?

    Bakın ingilizce gibi arapçaya göre daha az komplike bir diliden bir şiiri iki farklı insan nasıl çeviriyor.


    Tired with all these for restful death I cry: 

    As to behold desert a beggar born,

    And needy nothing trimmed in jollity,

    And purest faith unhappily forsworn,
    And gilded honour shamefully misplaced,
    And maiden virtue rudely strumpeted,
    And right perfection wrongfully disgraced,
    And strength by limping sway disabled,
    And art made tongue-tied by authority,
    And folly, doctor-like, controlling skill,
    And simple truth miscalled simplicity,
    And captive good attending captain ill;
    Tired with all these, from these would be I gone,
    Save that, to die, I leave my love alone.
    William Shakespeare


    Çeviri
    66. SONE 

    Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
    Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
    Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
    Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
    Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
    O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
    Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
    Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
    Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
    Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
    Doğruya doğru derken eğriye eğri çıkmış adın,
    Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e,
    Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
    Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
    Çeviren: Can Yücel. Her Boydan. Dost Yayınları, 1957


    LXVI 
    Bıktım artık dünyadan, bari ölüp kurtulsam:
    Bakın, gönlü ganiler sokakta dileniyor.
    İşte kırtıpillerde bir süs, bir giyim kuşam,
    İşte en temiz inanç kalleşçe çiğneniyor,
    İşte utanmazlıkla post kapmış yaldızlı şan,
    İşte zorla satmışlar kızoğlankız namusu,
    İşte gadre uğradı dört başı mamur olan,
    İşte kuvvet kör-topal, devrilmiş boyu bosu,
    İşte zorba, sanatın ağzına tıkaç tıkmış.
    İşte hüküm sürüyor çılgınlık bilgiçlikle,
    İşte en saf gerçeğin adı saflığa çıkmış,
    İşte kötü bey olmuş, iyi kötüye köle;
    Bıktım artık dünyadan, ben kalıcı değilim,
    Gel gör ki ölüp gitsem yalnız kalır sevgilim.
    Çeviren: Talât Sait Halman. William Shakespeare, Soneler Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009.


    Şimdi bu metni ingilizcesi iyi bir arkadaş bile okusa tüm detaylara vakıf olamaz.
    Belki Şekspirin hayatından bi gönderme var.
    Şekspirin bu metni yazma amacı vermek istediği mesaj vb bunu nasıl öğreneceksiniz ?


    O zaman Kuran gibi komplike bir dille yazılmış o metni nasıl olurda sadece çıplak arapça metinden aklına hoş gelen anlamıyla çevirirsin.

    Çeviri yapmak demek yeniden yazmaktır..."




  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    İlk defa dediğini anladım.Şuan kendimi profesör gibi hissediyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Şeyh-i Ekber İBN-İ ARABİ -- 27 Mayıs 2017; 11:48:27 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eskel

    daha önce yazmıştım
    " Kuran kendi başına ihtilaf üreten bir metindir.
    Beyler bakın sadece ingilizce çeviri için bile böyle ayrı metinler çıkıyorken.
    Arapça gibi bir kelimenin korkunç sayıda anlamları olan bir dilde çeviri yaparkan
    40 farklı anlam arasında x anlamının doğru anlam olduğuna nasıl karar verilir. Bunun mihenk taşı nedir ?

    Bakın ingilizce gibi arapçaya göre daha az komplike bir diliden bir şiiri iki farklı insan nasıl çeviriyor.


    Tired with all these for restful death I cry: 

    As to behold desert a beggar born,

    And needy nothing trimmed in jollity,

    And purest faith unhappily forsworn,
    And gilded honour shamefully misplaced,
    And maiden virtue rudely strumpeted,
    And right perfection wrongfully disgraced,
    And strength by limping sway disabled,
    And art made tongue-tied by authority,
    And folly, doctor-like, controlling skill,
    And simple truth miscalled simplicity,
    And captive good attending captain ill;
    Tired with all these, from these would be I gone,
    Save that, to die, I leave my love alone.
    William Shakespeare


    Çeviri
    66. SONE 

    Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
    Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
    Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
    Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
    Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
    O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
    Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
    Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
    Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
    Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
    Doğruya doğru derken eğriye eğri çıkmış adın,
    Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e,
    Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
    Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
    Çeviren: Can Yücel. Her Boydan. Dost Yayınları, 1957


    LXVI 
    Bıktım artık dünyadan, bari ölüp kurtulsam:
    Bakın, gönlü ganiler sokakta dileniyor.
    İşte kırtıpillerde bir süs, bir giyim kuşam,
    İşte en temiz inanç kalleşçe çiğneniyor,
    İşte utanmazlıkla post kapmış yaldızlı şan,
    İşte zorla satmışlar kızoğlankız namusu,
    İşte gadre uğradı dört başı mamur olan,
    İşte kuvvet kör-topal, devrilmiş boyu bosu,
    İşte zorba, sanatın ağzına tıkaç tıkmış.
    İşte hüküm sürüyor çılgınlık bilgiçlikle,
    İşte en saf gerçeğin adı saflığa çıkmış,
    İşte kötü bey olmuş, iyi kötüye köle;
    Bıktım artık dünyadan, ben kalıcı değilim,
    Gel gör ki ölüp gitsem yalnız kalır sevgilim.
    Çeviren: Talât Sait Halman. William Shakespeare, Soneler Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009.


    Şimdi bu metni ingilizcesi iyi bir arkadaş bile okusa tüm detaylara vakıf olamaz.
    Belki Şekspirin hayatından bi gönderme var.
    Şekspirin bu metni yazma amacı vermek istediği mesaj vb bunu nasıl öğreneceksiniz ?


    O zaman Kuran gibi komplike bir dille yazılmış o metni nasıl olurda sadece çıplak arapça metinden aklına hoş gelen anlamıyla çevirirsin.

    Çeviri yapmak demek yeniden yazmaktır..."

    Batinilikle zahiri hükümlerin farkları vardır kendi dilin bile olsa anlaman imkansızdır çünkü kelimeler imgeleri taşımaz




  • bakara 183 184 185 187

    Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.

    Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

    (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.

    ar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar.



    Kuranın indiği ayda lütfen Kuran okuyalım.Sorduğunuz soruların cevapları zaten orada.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Çok mantıksız bir soru sormuşsunuz Ramazan ayı 30 veya 29 gün değil mi ?
  • Where are john and gene?



    Bunu turkçe okursanız

    Ve ar john(bilinmeyen kelime) yemin(and) gene( aslında bilinmeyen kelime)



    Ver utanma duygusu john yemin gene(yine)



    Şimdi karşımdaki adam bunu demiş olmalı ama o dedim diyor ki jon ve jin nerede.



    Şimdi adamın dediği ile kastettiğini söylediği şey konusunda ispat kendisi.



    Sorun ingilz olanın o olması. Neden anlaşamadık ve anlaşmak isterken ben değil o doğru oldu?



    Sorun ilahi beyanın anlamıdır? Bu anlamı yazamıyor ve her seferinde ver ar yemin gene diyip diyip duruyoruz.



    Aynı ayetin 10 değişik meali olsa 10 nu da aslında ver ar yemin geneyi değişik değişik soyluyor.



    Yine yemin ver dedi ar. Biri değiştiriyor.



    Haya ver dedi yeminle.



    Tekrarla haya ver diye yemin ediyordu.



    Haya( erkek tenasul uzvu manasında) yine yeminle ver demişti.



    Sonuç jon ve gene acaba evli mi?



    Kısaca anlattım. Ancak kelimenin surece tabi anlam kaymasında nerede olduğu merak edilen iki kişinin evli olup olmadığı ya da birbirine mi kaçtığı gibi alakasız bi esatir oluştu.



    Sozu söyleyen bu iki kişiyi araken veya aramaz sadece sorarken ya da sırf meraktan bi şey sormuştu.



    Duyan da bu bunu dedi derken jon ve gene çoktan evlendi diyerek nedensellik oluşturdu.



    Bu yüzden meal denen şey sakat bi esemedir. Karşınızda ilk ki bi ilah olmasına da gerek yoktur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Ya hadisleri kabul etmeyen adam Kuran'ı da reddetsin. Aynı adamların elinden geliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oruç tutmayanın derdi oruç olmuş , namaz kılmayanın derdi namaz olmuş..müslüman olmayanın derdi islam olmuş .



    İslama olan bu tutkunuz düşmanlık da degilde sevgide olsa evliya olurdunuz .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.