Şimdi Ara

İTÜ (ve) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği hakkındaki sorularınızı cevaplıyorum (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
246
Cevap
19
Favori
21.211
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • barman B kullanıcısına yanıt
    7600 gibi sıralama ile odtü makina(gelmez büyük ihtimal) sonrada itü makina yazmak istiyorum.ediyorum.Makinada ısrarcı olmamın nedeni ise biraz daha hareketli iş istemem.Masa başı işlere hep uzağım.İTÜnün makina bölümündeki güncel durumunu açıklarsanız çok makbule geçer.itü makina mezunlarının iş bulma durumu ve ücretlerini merak ediyorum.Bide orada okuyanlar durumlarından memnun mu?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Centaureea

    hocam itü uzaya girip makineyle çap yapmak konusjnda ne düşünüyorsunuz?epey ortak dersleri varmış,çap işi kolay olabilir diyolar. 37krediye kadar düşürülebiliyormuş?

    edit:"ÇAP yapmadım, İTÜ'de çap yapmayı düşünen birine çok uzun bir mesaj yazmıştım. Eğer istek olursa onu da paylaşabilirim. " demişsin.birde o yazını paylasırmısıb

    hocam cevap bekliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İTÜ'DE ÇAP
    Ekşi sözlükte bana geçenlerde bir mesaj gelmişti. İTÜ EHB'de 2. sınıfı bitirmiş, 3'e geçmiş. 5.yy için çap için makina, endüstri, kontrol gibi bölümlere çap için fikrimi soruyordu. Bunlara ek olarak isteksiz de olsa bilgisayar ve elektrik gibi seçenekleri de varmış kafasında. Dikkat ederseniz bu 3.yy değil, 5.yy çapı. Genelde 1. sınıf sonunda çapa başvuruyorlar. 2. sınıftan sonra yük olabiliyor bazı dersler ve okulu ister istemez uzatma ihtimali yüksek. Ben de bu soruya uzun bir cevap yazdım. Ekşi'den kopyalayacağım için küçük harflerden oluşacak.

    öncelikle bir öğrencinin kendisine sorması gereken en önemli sorulardan biri de çift anadala niye ihtiyacım var olacaktır. açıkçası çok çeşitli sebepler duyuyorum. ortalaması ziyan olmasın diye çapa başlayan, sırf iki diploma fikri kendisine hoş geldiği için çap yapan, öyle alelade iki alakasız bölümle öylesine çapa başlayıp devam eden, işverenin gözünde "aa bu çap yapmış, hmm bunu alalım" fikri olduğunu düşünen, iki bölümü bir potada eritebileceğini düşündüğü bir iş alanı bulabileceğini düşünen, iş sahasını genişletme amaçlı 2. bir anadala ihtiyaç duyan, ileride neye yönelebileceğini kestiremediği için alternatif olarak düşünen, akademik kariyer yapmayı düşünerek 2. anadalının teorik olarak kendisine katkı yapacağını düşünen, belki de 2. anadalının kendisini daha fazla çekebilme ihtimalini düşünerek belki de kariyer planını tamamen o yönde ilerletmek isteyen vb. çoğaltılabilecek şekillerde çap yapılma fikirleri olabiliyor.

    tabii genel olarak işverenin gözünde daha değerli, kalifiye gözükme fikri nedeniyle, daha fazla talep edilecek kişi olabileceğini düşünüldüğü için çap fikri cazip geliyor. atıyorum elektronik ve haberleşme mühendisi olmakla kalmayıp bir de üstüne elektrik mühendisliği okudum. hatta bıraksalar 3'ü de okurdum imajı var biraz. bu tarz düşüncelerin oluşmuş olmasının aslında çok eleştirilecek bir yanı yok. her insanda gelecek kaygısı bulunmakta. hani tamam iyi bir okul ve bölümdeyiz; ama acaba "mission completed" diyebilir miyiz? tamam bundan sonra önüm açık, yardırırım, en üst kademelere de gelirim diyebiliyor muyuz? bunu diyen biraz hayal görüyordur maalesef. hani üniversiteye kapak atayım da tamam her şey hazır, stajlar, iş teklifleri hepsi ayağıma gelecek, havada kapılıcam diye bir şey yok, en azından olmadığını kısa bir sürede anlıyoruz. "bu yüzden bir şeyler yapmalıyız ulan!" fikrinin yeşerdiği yerde çift anadal gibi fikirler çıkıyor.

    şimdilik bu fikirleri cebimizde tutalım, tekrar döneceğiz.

    şu fikirleri detaylandırmadan önce, itü'de çap yapmanın zorlukları nelerdir, nelerle karşılaşırız gibi konulara değinmek istiyorum.

    ufak bir örnekle başlamak istiyorum. benim elektrik mühendisliği okuyup elektronik ve haberleşme mühendisliği ile çap yapan bir arkadaşım var. kağıt üzerinde aslında çok inanılmaz kredi farkı da yok. yanlış hatırlamıyorsam 40 krediden fazla değildi. tabii buradaki 40 kredi gözümüze az geliyor; ama bu kredilerin baba krediler olduğunu ayırt edemiyoruz. hani 3'er krediden oluşan gayet bölümle iç içe olan ağır dersler. hatta elektronik gibi tamamen soyut ifadelerden oluşan bir bölümün yanında makine gibi tamamen mekanik bir alanla çap yapılınca bu krediler de epey artıyor ortak derslerin çok az olması sebebiyle. yani alınacak kredi sayısını başta küçümsemek lazım. çünkü benim arkadaşın yaptığı hatalardan biriydi. 40 kredi alıyorum, bir diploma alıyorum diye düşündü de kazın ayağı pek öyle değildi. bu arkadaş da aslında derslerle, bölümle ilgili, meraklı bir arkadaş. muhtemelen amacı da iş hayatında daha seçilebilir insan olmak, daha farklı disiplinleri de görmek, daha komple bir mühendis olma fikrindeydi. yalnız bu kadar yoğun olacağını tahmin edemezdi. sürekli 24-25 kredi almak zorunda kalıyorsun. sürekli yaz okulunda ders alıp dönemini rahatlatmaya çalışıyorsun. fazla fazla staj yapman gerekiyor. bölüm için 3 staj gerekiyor, diğer bölümden de bir o kadar gerekiyor. artık bir iki stajını birbirine saydırmak zorunda kalıyorsun. yine de en az 4-5 staj yapmak zorunda kalıyorsun. vizelerin yaklaştığı dönemde, vize, ödev, quizler üst üste geliyor, bir de tokadı finaller vurunca epey zorlanabiliyorsun. hele biraz rahatına düşkün, sosyal hayatına ve kendine zaman ayıran bir insansan epey bir şeyden feragat etmen gerekiyor. açıkçası benim arkadaş bu çalışma temposuna zor ayak uyduruyor. sürekli vizem var, quizim var, şu kadar sürede bitirebilirim, şu dersi şu zaman alırım, staj ayarlamalıyım gibi sıkıntılarla çok daha fazla uğraşıyor, elbette herkes uğraşıyor; ama bunun dozu epey artınca bir lanet etme durumu olabiliyor. peki her çap yapan bu şekilde sıkıntılar mı yaşıyor dersen, kişiden kişiye değişir. gerçekten bölümde 3.7-3.8 ortalamalarının üzerinde olup çapa başlayıp çap derslerini de hakkıyla veren, düzenli ders çalışan adamlar var; ama sosyallik kırıntısını hepsinde gördüğümü söyleyemem.

    kendimden ufak örnek vereyim. ben açıkçası kendime zaman ayırmayı seviyorum. hani benim için mühendislik=teknik konulardaki müthiş hakimiyet değil. öyle olduğunu düşünen var, kendi davasında haklı da olabilir ama bana göre değil. benim kendimce ilgilendiğim konular, ilgi alanlarım var. atıyorum felsefe, tarih, antropoloji, evrimsel biyoloji, dinler, astrofizik, sosyoloji, politika vb. ilgilendiğim bir çok şey var. beni daha komplike yapan, beni dünyada daha fazla "birey" hissettiren şeyler bunlar. açıkçası çift anadal fikrinin beni fazla yoracağını, bu tarz ilgi alanlarımdan okumalar yapmak yerine sürekli derslerle uğraşma fikri bana ters geleceği için çap düşünmedim. tüm bölümlerle de çap yapma fırsatım vardı, aklımın ucundan da geçti; ama gerek duymadım.

    işte niye çap yapmak istediğimiz konusuna bir örnekle dönüş yapmak istiyorum. hani her çap yapan daha az sosyal olmak zorunda da değil. mesela ehb mezunu biri var. kendisi ayrıca fizik mühendisliğinden çap yaptı. bu kişi, hem fazlasıyla sosyal, dünyayla ilgili, hem bölümüyle hem ilgi alanlarıyla sürekli okumalar yapan, dünyayı gezen, bölümünde çok çok başarılı, fizik alanına yönelip çalışmalarını o alanda yürüten ve şu anda michigan'da fizik yükseği yapan biri. böyle insanlara aşırı saygı duyuyorum. maalesef ki böyle komple biri olmak, her şeyle fazlasıyla ilgilenebilmek kolay değil. itiraf etmek gerekirse, kendimde de böyle her şeye vakit ayırabilecek enerji de göremedim. bu yüzden kendimi tanımamız, neler yapıp neler yapamayacağımızı bilmemiz önemli. seni tanımadığım için böylesine iyi bir örneği senin için de örnek olsun diye söyleyemiyorum. zaten bu kişi, akademik kariyer yapmak isteyen biriydi. anladığım kadarıyla iş hayatından bahsettiğine göre kendin özel sektör düşünüyorsun. bu nedenle senin beklentilerin, isteklerin ayrılıyor bu konuda.

    çapın elbette bahsettiğim gibi zorlukları var, kimi bir şekilde başa çıkabiliyor, kimine eziyet geliyor. örnek verdiğim kişi, alelade çap yapan biri değildi. kendi bölümünde başarılıydı ve akademik kariyer düşüncesinin ardından fizik mühendisliği alanını tanımak istedi ve orada daha da başarılı oldu. şimdi hayatını fizik üzerinden yürütmek istiyor. hatta başka bir arkadaş var. kendisi makine mühendisliği okurken fizik mühendisliği ile çap yapıyordu. makine mühendisliğini son sınıfta bırakıp fizik mühendisliğine yatay yapıp tamamen oradan devam etmek istiyordu ve kendisi akademik alanda ilerlemek istiyor. fakültesinde fizik dersleri de veriyor, hocalık performansı konusunda da epey başarılı. yani fizik gibi belki de daha düşük bir bölüme makinada son sınıfken bırakıp geçmek epey radikal bir karar. hani bu kadar bölüme, derslere ilgi duymak her yiğidin harcı değil.

    şimdi senin olayından bakarsak anladığım kadarıyla özel sektör odaklı düşünüyorsun. hani iki bölüm okumanın işveren gözünde etkisi olabilir, olur demiyorum. çünkü işverenden işverene çok değişir bu durum. ama seni hayata 3-0 önde başlatacağını söylersem seni kandırmış olurum. gerçekten böyle bir dünya olmadığını düşünüyorum. hani bazıları hatta şöyle düşünüyor ki, en hatalısı da bu. mesela işveren makine mühendisi arıyor, ayrıca elektronik mühendisi de arıyor. aa bak iki bölümü de okumuş ben bu adamı alayım, hatta biraz daha maaş vereyim yeter demiyor. buradaki hata, bölümden mezun olmanın lisans dersleriyle ilişkili olduğu zannedilmesi. iş hayatı çok çok farklı. hani iş hayatında lisans derslerinin çok çok az bir kısmını kullanacaksın, bir çok şeyi öğrenmediğini, iş hayatında öğrenmek zorunda kaldığını fark edeceksin. hani makine derslerini almış, elektronik derslerini almış ne müthiş adam hepsini yapar bu gibi bir olay yok. kendi bölümünde de bazı alanlara yönelip oralardan gideceksin. tüm her şeyi öğrenip komple eksiksiz, süper, harika mühendis olmak kolay değil. her şeye yetişilmiyor. ha 2 farklı anadaldan yürüyüp bambaşka iki iş sahasının karşına çıkmasını beklemek de bana biraz güvensizlik olarak geliyor. hani ehb'den mezun olarak da gayet iyi işlerde çalışabilirsin, 2. bir dala gerek yok(tabii iş sahası üzerinden konuşuyorsak).

    peki kardeş iyi hoş konuştun da ne yapalım o zaman diyorsan, elbette her konuyu, sektörü biliyorum ediyorum diye konuşmuyorum. şahsi fikirlerim, gözlemlerim üzerinden yorumlamaya çalışıyorum. öncelikle 2. sınıfı bitirdiğine göre muhtemelen 5.yy çapından bahsediyorsun ki okulunu uzatabilecek bir durum. çap için 3.yy belli anlamda kabul edilebilir; ama 5.yy geç buluyorum. ha uzatmak sıkıntı değilse ayrı bir durum. bölümün söylediğim gibi tamamen soyut ifadelerden oluşmakta. sen gidip tamamen mekanik ve ortak dersi olmayan makine mühendisliği okumak istiyorum diyorsan çok radikal bir karar olur. hem de gümüşsuyu'na sürekli gitmek zorunda kalacaksın ve makina da epey baba ve kasıntı bölümlerden. hani amacın "ulan adam hem ehbyi bitirmiş, o da yetmemiş itü makinayı da bitirmiş allah allah, yürü be" şeklindeyse bence bu düşüncen yersiz olur. seni çok yorar, okulunu uzatır, sonunda da net katkısını göremeyebilirsin. endüstri için de sürekli maçka'ya gitmen gerekecek. ders yoğunluğu olarak bir nebze daha kabul edilebilir; ama ortak dersin yine az. ayrıca 5.yy'da başlamışsın alacağın daha çok ders olacak. ha tabii yönetici, ceo hayallerini kenara bırakıp daha rasyonel düşünüp ilgini çeken bir alansa düşünülebilir; ama direkt karşılığını alman biraz zor. hani daha satış, pazarlama alanlarında, ne bileyim customer&experience management gibi alanları düşünüyorsan düşünülebilir; ama yüksek veya mba tarzı şeyler daha akıllıca olur gibi geliyor, tabii tartışılabilir bu durum. kontrol ise benim sevdiğim bir alan. henüz almamışsındır belki; ama otomatik kontrol sistemleri de içerik olarak alanı sevdirici, güzel bir ders; ama kontrol çapı da aa otokon, itüro, düz mantık robot yapacağım mantığından uzaksa iyi araştırılmışsa düşünülebilir. bilgisayardan uzak olman muhtemelen yazılımın ilgini çekmiyor oluşundandır. gerçi pek yazılım dersi de verilmiyor bölüm de ama sürekli iç içe olman gerekecek. ilgini çekmiyorsa tabii diyecek çok bir şey yok. elektrik konusunda da yüksek gerilim, güç elektroniği gibi alanlar ilgini çekmediği sürece tercih edilmesi mantıklı olmuyor. hani hem elektrik, hem elektronik, hem haberleşme gibi komplike bir ünvana ihtiyaç yok. farklı disiplinler. haa ilgin varsa tercih edilebilir, ona bir şey diyemem.

    tabii bu söylediklerimi daha önce söylediklerim dışında yazmaya çalıştım. özel sektör odaklı birinin çap yapmaması taraftarıyım ama yine de üzerinden geçmek istedim.

    şimdi işin iç dünyasına girmek gerekirse, çap programlarının çoğuna ihtiyacın yok. atıyorum turkcell, vodafone vb. gsm şirketlerde developer mu olmak istiyorsun, bilgisayar mühendisi olmak zorunda değilsin. oturur c, c#, java vb. alanlarda kendini geliştirirsin. hatta yanına python da eklersin. yazılım sektörüne kendini atabilirsin bu şekilde. lisans derslerinden ibaret değil bunlar. bir çok alaylı developer da var. okulda senin aldığın "c" ile c konusunda epey eksik olursun. hani "c" mi öğrenmek istiyorsun, sonuna kadar gideceksin. alıp bir kitabı ciddi anlamda hatim etmen gerekiyor. tabii programlama dil öğrenmek değil, problem çözebilmektir. ee dil öğrendik sonra deyince, bir problem çözmek, bir projede bulunabilmek önemli. okulda aldığın "veri yapıları" ile çok derinleşemezsin. kendin de ciddi anlamda okumalar yaparak kendine çok şey katabilirsin.

    ha sen network alanında çalışmak istersin. koca lisans programında network dersi yok neredeyse. bildiğin iş hayatına girince kendi kendine bir çok şey katman gerekecek. ccna gibi sertifika programlarına katılıp sertifika alınabilir.

    bunlar dışında ingilizceyi mükemmelleştirebilmek önemli. inan ki ingilizceyi geliştirmeden, 2. 3. dil öğreneyim düşüncesi mantıksız. dur işte elinde belli seviyede öğrendiğin dil var, üzerine git. her dilden biraz biraz para etmiyor.

    ayrıca kendini kişisel olarak da geliştirebileceğin bir çok alan var, ilgilerin olabilir başka şeyler olabilir. onlarla da yoğunlaş. ne bileyim enstrüman olabilir, spor olabilir, benim ilgilendiğim tarz okumalar olabilir. daha önce de dediğim gibi mühendislik=teknik konulara müthiş hakimiyet değil. inan iş hayatında eksiğin varsa, öğrenmek gerekiyorsa oturur öğrenebilirsin. zaten itü, öğrenmeyi öğretiyor. sıfırdan bir şeyleri oturup öğrenebilecek potansiyele erişiyorsun; ama sosyal becerileri sonradan elde etmek çok mümkün değil. insanlara hitap edebilmek, parmakla gösterilebilmek, saygı duyulabilir konuma gelmek, insanlara vizyon katabilmek, konuştuğun zaman "bu adamda iş var" dedirtebilmek vb. şeyler çok kolay kazanılmıyor. bu nedenle kişiliğine de önem vermek çok önemli. tabii burada kişisel gelişim kitapları, seminerleri tarzında şeylerden bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın. bana göre çöplükten ibaret çoğu. anlamak istedin diye tahmin ediyorum demek istediğimi.

    ayrıca gayet düz bir mühendis olarak mezun olabilirsin. hani her şeyin ortalamadır. ortalama ingilizce, ortalama c vs. bu tarz şeyler seni çok çok öne çıkarmayabilir. elbette iş bulursun, iyi yerlere de gelebilirsin; ama işini şansa bırakmış olursun biraz. gerçekten birkaç şeyi iyi yapabilmek çok önemli. atıyorum, çok çok iyi ingilizce biliyorsundur, net fark yaratırsın. atıyorum çok ileri derecede c# biliyorsundur, kendini geliştirmişsindir. bunu arayan şirkette net fark yaratırsın.

    özetle; zamanını, enerjini 2. anadal programına ayırmak yerine kendine katabileceğin farklı alanlara yönelmeni tavsiye ederim. elbette bunlar benim kişisel görüşlerim. belki de başkasına göre ağır saçmalıyorumdur, başkası çapın ne kadar muhteşem bir fırsat olduğundan da bahsedebilir. bu nedenle düşüncelerimi direkt mutlak referans olarak almamanı isterim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi barman -- 24 Temmuz 2016; 15:37:39 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: arjina

    Erasmus yaptınız mı ?
    Evet ise ülke ve aldığınız aylık hibe?

    Erasmus yapmadım. Yapan arkadaşlar var. Ülke-hibe ilişkisini merak ediyorsanız İTÜ'nün erasmus sayfasını kurcalarsanız görebilirsiniz.

    2014/2015 için ayrılan hibe.

     İTÜ (ve) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği hakkındaki sorularınızı cevaplıyorum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gofret23

    7600 gibi sıralama ile odtü makina(gelmez büyük ihtimal) sonrada itü makina yazmak istiyorum.ediyorum.Makinada ısrarcı olmamın nedeni ise biraz daha hareketli iş istemem.Masa başı işlere hep uzağım.İTÜnün makina bölümündeki güncel durumunu açıklarsanız çok makbule geçer.itü makina mezunlarının iş bulma durumu ve ücretlerini merak ediyorum.Bide orada okuyanlar durumlarından memnun mu?

    +
  • barman B kullanıcısına yanıt
    hocam öncelikle teşekkür ederim çok mantıklı yaklaşmıssınız sizinle tamamen aynı fikirdeyim.ben işin içinde olmadıgımdan tabi bu fazla staj işlerini vs. düşünemedim bana 36kredi normal ders yükü denince mantıklı geldi tabi.şuan çap değil de yatay geçiş düşünüyorum."felsefe, tarih, antropoloji, evrimsel biyoloji, dinler, astrofizik, sosyoloji, politika vb." tesadüftür ki bende bu konular üzerine okuyorum :) yani yatay geçiş benim için daha iyi olacak.biraz da itü de yataş geçiş şartlarından bahsedebilirmisiniz.

    son olarak,insanlara hitabet,vizyon katmaktan bahsetmişsiniz,sizcr bu özellikler nasıl gelişir?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vatMAN27

    Hocam öncelikle merhaba.Konuya girmeden önce kendimden bahsedeyim.Liseyi geçen sene bitirdim.Üniversite sınavlarında 35 bine girdim.Bu sene de ygs de 11 bine lys de 5 bine girdim.Aklımdaki bölümlerden biri de itü ehb.Ama bu konuda hem benim hem annemgilin kararsızlığı var.Gerçi annemgilin kararsızlığı yok onlar direk tıp istiyor da neyse.Saadete gelelim.Ben geçen seneden beri çalışırken çalıştığım mesleğin en iyisi olmak hayalimdi.Bu yüzden mesleğin pek bi önemi yoktu.Seçtiğim mesleğin en iyisi olmak içinde bana en yakın mesleği seçmek isterim.Tıpa gitsem hastane ortamı var ve kendimi geliştirmem için sürekli hastenede hastalarla takılmam lazım.Ehbye gitsem gerçekten severmiyim bilmiyorum.Eğer dersle mat- fiziğe yakınsa sevebilirim.Ancak onun da tıp gibi garantisinin olmadığı söyleniyor ve girişgenlik de lazımmış.Ben girişgenlik için çabalarım ama ne kadar olur bilmem sonuçta benim amacım bir arge şirketi veya üniversitede kalmak.Son olarak bir hocam senin elektronik de pek bilgin yok gitme onun için babanın mühendis falan olması lazım ayriyeten çevre lazım dedi.Ben de kod yazamam ama bilgisayar oyunları oynuyorum pcyle az da olsa içli dışlıyım.Sence yeterli olur mu cevap verirsen ve görüşlerini de paylaşırsan memnun olurum

    Merhabalar,

    Dostum tüm yazdığım şeylere göz at derim. Elbet sorduğun sorularla alakalı birçok şeye cevap bulacaksındır. Şimdi tekrar tekrar da her şeye uzunca cevap vermek zor oluyor.

    Şimdi bir lise öğrencisinin, lisans düzeyindeki bir eğitimi ne kadar sevebileceğini anlaması tamamen mümkün olmayabiliyor. EHB fizik, matematik ağırlıklı bir bölüm net olarak. Elektronik, özellikle daha çok fizik alanıyla iç içeyken, haberleşme kısmı epey ileri matematikle alakalı. Yalnız, YGS, LYS'deki matematik sevdanız buradaki matematiği seveceğiniz anlamına gelmiyor, aksini de söylemiyorum elbette. Size en büyük tavsiyem, yukarıda attığım siteleri kurcalayın. İnternette bir dünya video, kaynak vs. var, kısa sürede bunlara da bakının. En önemlisi linkedin olsun, başka alanlar olsun mezunların neler yaptıklarına nerelere geldiklerine bakının.

    Girişkenlik kısmı biraz saçma olmuş. Eğer iş hayatı kastedildiyse, bayağı nerd takılan bir sürü insan var; ama genel olarak, bölüme özel değil de, hayat açısından daha fazla girişken olmanız gerekli. Sonuçta 23-24 yaşlarında mezun olup hayata atılmış gençler olacaksınız. Şimdi eskisi gibi insan içine çıkmayan, içine kapanık mühendis modeli kalmadı pek. İş hayatınızda, stajlarınızda sürekli insanlarla iç içe olup iyi ilişkiler kurmanız gerekiyor. Yoksa bulunduğunuz ortamda pek barınamayacağınızı söyleyebilirim.

    Gelirken kimsenin elektronik, haberleşme bilgisi de yok. Bilgisayarla içli dışlı olmanızla da hiç alakası yok. Hani verdiğin örnek de biraz komik olmuş kusura bakma. Hani bilgisayar oyunlarıyla vs. bir alaksaı yok. Ayrıca bölümün yazılımla da direkt ilişkisi yok. Bölümde başarılı olman için herhangi bir alana ilginin olma şartı da yok. Yani inşaat mühendisi olmak istediğinde, inşaat ile alakalı ne kadar bilgin olabilir ki? Her inşaat mühendisi olmak isteyen şantiyelerde mi yatıp kalkıyor?
    Hiçbir alakası yok. Eğer bölümdeki şeylerin hoşuna gidebileceğini düşünüyorsan, ileride de bu tarz işlerde çalışmak istiyorsan tercih edebilirsin. Bu durum diğer bölümler için de geçerli.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: IAbuzerI

    Hocam elektroniğe yatay gecis yapanlarin sayisi ne kadardir ve bunlar buraya geldikten sonra zorluk cekiyorlar mi?

    Son sene bildiğim kadarıyla 5-7 civarına çekilmişti. 1. sınıfta %90 ortak dersler alındığı için çok çok sıkıntı olmuyor. Yalnız şöyle bir problem olabiliyor. EHB'de 1. sınıfta lineer cebir alınıyor. 2. sınıfta ilk dönemde Elektrik Devre Temelleri alması gerekiyor. Bu dersin ön şartı da lineer cebir. Bu yüzden siz 2. sınıf olarak bölüme geldiğiniz için önce lineer cebir dersini almanız gerekiyor, bu nedenle biraz sarkarak devam edebilir; ama uzatmadan düzelebilir. Ders planlarına iyi göz atmak lazım. Bunun dışında herhangi bir zorluğu, problemi yok yatayın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gofret23

    7600 gibi sıralama ile odtü makina(gelmez büyük ihtimal) sonrada itü makina yazmak istiyorum.ediyorum.Makinada ısrarcı olmamın nedeni ise biraz daha hareketli iş istemem.Masa başı işlere hep uzağım.İTÜnün makina bölümündeki güncel durumunu açıklarsanız çok makbule geçer.itü makina mezunlarının iş bulma durumu ve ücretlerini merak ediyorum.Bide orada okuyanlar durumlarından memnun mu?

    Yaptığın iş açısından, makina gibi bir bölümde ne kadar hareketli, dinamik iş bulabilirsin bilemiyorum. İşin biraz fabrika boyutundan bahsediyorsun sanırsam. Bizim işte ağırlıklı olarak ofis ortamı mevcut. Özellikle haberleşmeciysen ağırlıklı işlerin bilgisayarda olacak. Açıkçası bunu iş ortamında görmen senin açından daha da sağlıklı olabilir. Ben de kurumsal bir şirkette masa başında çalışma fikrini çok monoton, sıkıcı bulurdum; ama pek de böyle olmadığını iş hayatının içerisinde anladım. Açıkçası bu taraf benim için daha uygun, daha keyifliydi.

    İTÜ Makina kısmına gelirsek, arkadaşlarım var; ama sürekli muhabbet ettiğim yakın bir arkadaşım yok. Tabii 1. sınıftan sonra ağırlıklı olarak Gümüşsuyu'ndan ders almalarından dolayı, çok da iç içe olamıyorsun. Forumda İTÜ Makina'dan arkadaşlar var biraz araştır, onlar sana daha fazla yardımcı olurlar. Hani sektör böyle, çalışanlar böyle, ücretler böyle şeklinde bir şey demem doğru olmaz.

    Forumdaki İTÜ Makina öğrencilerini, varsa mezunlarını bulup ulaşmaya çalış. Bunun dışında linkedin'de İTÜ Makina mezunlarının profillerine ulaşmaya çalış, nerelerde staj yapmışlar, nerelerde çalışmışlar, neler öğrenmişler vs. bakabilirsin. Merak ettiğin şirketlerin de iskolig.com'dan memnuniyetlerine, eski veri de olsa aşağı yukarı geilrlerine de bakabilirsin. Bu tarz şeyler yapabilirsin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Centaureea

    hocam öncelikle teşekkür ederim çok mantıklı yaklaşmıssınız sizinle tamamen aynı fikirdeyim.ben işin içinde olmadıgımdan tabi bu fazla staj işlerini vs. düşünemedim bana 36kredi normal ders yükü denince mantıklı geldi tabi.şuan çap değil de yatay geçiş düşünüyorum."felsefe, tarih, antropoloji, evrimsel biyoloji, dinler, astrofizik, sosyoloji, politika vb." tesadüftür ki bende bu konular üzerine okuyorum :) yani yatay geçiş benim için daha iyi olacak.biraz da itü de yataş geçiş şartlarından bahsedebilirmisiniz.

    son olarak,insanlara hitabet,vizyon katmaktan bahsetmişsiniz,sizcr bu özellikler nasıl gelişir?


    ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • odtü ee mi itü ehb mi bilkent ee mi

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Centaureea

    hocam öncelikle teşekkür ederim çok mantıklı yaklaşmıssınız sizinle tamamen aynı fikirdeyim.ben işin içinde olmadıgımdan tabi bu fazla staj işlerini vs. düşünemedim bana 36kredi normal ders yükü denince mantıklı geldi tabi.şuan çap değil de yatay geçiş düşünüyorum."felsefe, tarih, antropoloji, evrimsel biyoloji, dinler, astrofizik, sosyoloji, politika vb." tesadüftür ki bende bu konular üzerine okuyorum :) yani yatay geçiş benim için daha iyi olacak.biraz da itü de yataş geçiş şartlarından bahsedebilirmisiniz.

    son olarak,insanlara hitabet,vizyon katmaktan bahsetmişsiniz,sizcr bu özellikler nasıl gelişir?


    Söylediklerimden çap tüü, kakadır, kimse yapmamalıdır gibi bir şey demek istemiyorum. Bazen birkaç stajını da birbiri yerine saydırabiliyorlar; ama çok fazla kasacağını net şekilde söyleyebilirim. Bunun direkt olarak karşılığını alacağınızı da düşünmüyorum.

    Yatay geçiş şartları şu şekilde. Yerleştiğiniz bölümdeki tüm 1. sınıf derslerini vermeniz gerekiyor. Yazın başvuruyorsunuz, Eylül gibi sonuçları alıyorsunuz. O yaz, yaz okulu da yapabiliyorsunuz. Başvurular yaz okulu notları açıldıktan sonra yapılıyor. Bu dediğim 3. yy yatay geçişi. Bir de 5. yy olanı var. Onda da 1 ve 2. sınıftaki tüm dersleri vermiş olmanız gerekiyor. Bu yatay geçişte farklı fakülteye geçilemiyor. Aynı fakültede yapılabiliyor. 3.yy için hiçbir sınır yok.

    Son sorduğun soru için direkt bir şey söylenebilir mi bilmiyorum; ama zibilyon tane parametre etkili bu konuda. Okul, çevre, arkadaşlar, sizin ilgi alanlarınız, yetiştiğiniz ortam, yaptığınız okumalar vs. şeklinde uzatılabilecek birçok etken var. Açıkça söylemek gerekirse eskiden mühendislik, özellikle bilişim sektöründeki mühendislikler içine kapanık, daha asosyal alanlar olarak gözüküyordu; ama günümüzde çok da öyle değil artık. İletişim de çok önemli. Ucundan kıyısından yaptığın, kendine kattığın her şeyin sana olumlu dönüşleri olur. Hani bir film, bir kitap ya da okuduğun bir iki cümle bile ufkunu açabilir. Bunları kovalamalısın.




  • itü ekonomi hakkında bilginiz veya fikriniz var mı?
    ya da ikisi birlikte
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Centaureea

    hocam itü uzaya girip makineyle çap yapmak konusjnda ne düşünüyorsunuz?epey ortak dersleri varmış,çap işi kolay olabilir diyolar. 37krediye kadar düşürülebiliyormuş?

    edit:"ÇAP yapmadım, İTÜ'de çap yapmayı düşünen birine çok uzun bir mesaj yazmıştım. Eğer istek olursa onu da paylaşabilirim. " demişsin.birde o yazını paylasırmısıb

    www.sis.itu.edu.tr/duyuru_ekler/201210_IcYatay_YeniNo.html

    Hocam 5 sene önce bile bunca kişi geçiş yapmış itü içi geçişlerle. Her sene yatay geçiş kontenjanları artıyo zaten bölümünü beğenmezsen baska bölüme geç seni girdigin bölümde zorla tutan yok. Sadece not ortalamasına bakılıyo zaten. Talebe göre bazı bölümlerin taban not ortalaması daha yüksek olabiliyo (3.8 gibi). Ağustos ayındaki yaz okulu notları açıklandıktan sonra başlayan başvurularda gördüğün gibi her bölümün kontenjanı belli. Not ortalaması tabanı da aynı lys tercihleri gibi talebe göre oynamalar yapabilir zaten.

    www.sis.itu.edu.tr/tr/cyy/201510/201510_ituiciyatay_taban_tavan_puanlari.htm

    www.sis.itu.edu.tr/duyuru_ekler/cap_yandal_yatay201710/itu_ici_yatay201710.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: legolasxx7

    odtü ee mi itü ehb mi bilkent ee mi

    Kıyaslama yapmak istemiyorum. Açıkçası forumdaki arkadaşlar da rahatlıkla atıyorum Bilkent>Koç>Sabancı>Boğaziçi vb. sıralamaları nasıl yapıyorlar anlamıyorum. Ha biz de yıllar yıllra önce yapmışızdır da, o kadar saçma bir kıyaslama ki. O kadar tonla kıyaslanabilecek parametre var, onları da geçince öğrenci devreye giriyor.

    Ayrıca diğer üniversitelerde de bulunmadım, okumadım. Açıkçası Bilkent'teki de İTÜ'yü, ODTÜ'yü bilmiyor. İTÜ'lü olarak da diğer üniversitelerde durumu yakınen bilemiyorum. Sadece duyduklarıma, okuduklarıma göre bir iki bir şey karalayabilirim.

    Sadece şu anki kafama göre, İstanbul'da doğup büyümüş biri olarak İTÜ'yü ODTÜ'ye tercih ederdim. Ankara ve çevre illerinde olsam ODTÜ'yü tercih ederdim muhtemelen. Eğer Bilkent tam burslu oluyorsa iyi bir vakıf üniversitesinin katabileceği vizyonu da merak ettiğim için Bilkent'i ilk olarak tercih ederdim. Ha bunlarda herhangi bir kıyaslama vs. yapmıyorum.

    Bazılarını görüyorum bazen, çok ince ayar kıyaslamalar yapıyorlar. Yok şu profesörü varmış, şurada doktora yapmış. Şöyle bilmem ne lab'ı varmış vs. diye de, ne o hocadan ders alıyorsun, ne de o laba bir kez girme fırsatın oluyor. Yani bazen çok büyük artılarmış gibi konulan şeyler senin için artı olamayabiliyor. Mesela kütüphaneyle çok arası olmayan bir insan olarak Bilkent'in övülen kütüphanesi benim için çok bir kriter diyemem. Artılarını eksilerini görebileceğiniz bir sürü yorum görebilirsiniz, tekrar tekrar yazmayım. Kriterlerin kendiniz için önemli kısımlarına bakın. Bazıları için İstanbul çok büyük bir faktördür. Bazıları için önemsizdir, hatta nefret bile ediyor olabilir. Bu nedenle kendi artılarınızı, eksilerinizi iyi tartın. Artıları, eksileri kesinlikle kişiden kişiye çok değişir.




  • Öncelikle merhabalar,

    Ben de İtü ehb düşünüyorum. Bu bölümde haberleşme değil de daha çok elektroniğe yönelmek istiyorum. Kendimi geliştiren öğrencinin ortalama bir öğrenci karşınıda ÇOK büyük bir üstünlüğü olur mu? Örneğin neredeyse 4 ortalama ile bitiren, 4 dil konuşan, üniverste hayatı boyunca sürekli ekstradan bilgi edinen, sürekli sosyal aktivitelere katılan öğrenci ortalama bir öğrenciye göre ne kadar avantajlı olur?

    Bir de sınıfta öğrencilerin aralarındaki ilişki nasıl oluyor onu merak ediyorum. Muhabbetler tamamen not, ortalama odaklı mı yoksa eğlenceli takılan tayfalar da var mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: -POWERHOUSE-

    itü ekonomi hakkında bilginiz veya fikriniz var mı?
    ya da ikisi birlikte

    Pek bilgim yok; ama ekonomi alanını düşünsem tercih etme ihtimalim yüksek. Maçka gibi yerde, işletme fakültesinde böyle bir bölümü okumayı düşünebilirdim. Tabii, üzerine bir araştırmam yok.
  • Merhabalar hocam. Sıralamam İtüdeki bütün Türkçe bölümlere yetiyor.

    İtü bilgisayar düşünüyorum ama bilgisayara karşı şimdiye kadar bir ilgim olmaması düşündürüyor beni. Yazılım vs. hoş geliyor gerçi ama ehb yazmadığım için pişman olmak da istemiyorum.

    Fizik dersinde elektrik konularında hep zorlanmışımdır. Ama manyetizma vs. çok zevkliydi. Elektromanyetik dalgalar filan kulağa çok güzel geliyor. Ehb seçersem haberleşme okurum. Sırf bu yüzden ehb seçmeli miyim sizce. Yoksa bilgisayardan sonra ilgi duyduğum bir alanda yüksek yapmam daha mı iyi olur?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu bolum mezunlari tam olarak ne is yapar?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ilk önce itü - inşaat okumuşsun benimde öyle olucak büyük ihtimal. itü-inşaat bölümü nasıl ?

    birde bende ehm ye geçmek istiyorum not ortalaması kaç olursa geçebiliyoruz belli bir kuralı var mıdır ?
  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.