Şimdi Ara

İTÜ (ve) Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği hakkındaki sorularınızı cevaplıyorum (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
247
Cevap
19
Favori
21.204
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • barman B kullanıcısına yanıt
    Sizde de tamamen software üzerine olsanız da, birçok gereksiz ders aldığını fark edeceksin.


    Hah! Tamamen durum bu, siz bunu dert etme demissiniz ama iste ogrencilerin bu konuda sikayetleri mevcut.

    Agır dersler oldugu ve sizin de dediginiz gibi gereksiz kalabilceginden dolayı tereddutle sanki sadece onume engel olacakmıs gibi geliyor.


    Diger etmenleri de dikkate alıyorum haklısınız ama üniversite kıyasında ilk olarak egitimine bakıyorum.Siz de endise etmene gerek yok diyorsunuz sizi de anlıyorum.Ama yukarı da dedigim gibi sanki önume engel olacakmıs kendimi gelistirecegim vakitlerde bunlarla ugrasarak gereksiz zaman yiyecekmis gibi bir ruh halindeyim.

    Buna sebep gerek sözlüklerde gerek forumlarda okudugum, ogrencilerin ortak yorumları.

    Bu konuda son tavsiyeleriniz nelerdir?

    Yardımlarınız icin tesekkur ederim durumumu,endiselerimi anlamıssınızdır umarım.



    Edit:Son olarak hocam sizin illaki itu bilgisayardan arkadaslarınız vardır onların bu konuda gorusleri ne acaba?Benim bir sekilde iletisime gecebilecegim yer var mı onlarla? veya siz yorumlarını kısaca buraya yazabilir misiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi V3tra -- 20 Temmuz 2016; 16:37:11 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam benim puanım maalesef itü elektronik ve haberleşmeye yetmiyor. Ama elektriğe yetiyor. Aradaki fark nedir. ehb ile elektriğin?
    Ayrıca örneğin ben elektrik okuyorum kendimi geliştirirsem yazılıma veya haberleşmeye kayabilir miyim? Ortalama ile geçmeden bahsetmiyorum. O dersleri seçebiliyor muyum?
    Yazdıklarınız ekşi olsun burası olsun büyük çoğunluğunu okudum. Yurtdışında çalışma imkanı nasıl? Yurtdışında çalışan arkadaşlarınız var mı? Çap veya çift ana dal yaptınız mı? Kendimi geliştirirsem Türkiyede iş bulma olanağı nasıl? Hocam yine maaşlar yaklaşık 3000 ile başlıyor demişsiniz en fazla kaça kadar çıkılabilir? Bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler...
  • mlpö3533 kullanıcısına yanıt
    Ayrıca hocam elektronik 1, 2 gibi kafa patlatan dersler var demişsiniz. Yeni başlayanlar için Türkçe kaynak önerir misiniz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: thrain

    kardeşim kocaeli elektrik müh. hakkında ne düşünüyorsun ? ya da daha genel olarak elektrik müh. hakkında bir bilgin var mı ? Yardımcı olursan sevinirim..

    Açıkçası Kocaeli Elektrik'ten arkadaşım yok. Elektrik mühendisliği okuyan birçok arkadaşım var, sorunu dallandırıp spesifikleştirebilirsen daha fazla yardımcı olabilirim.
  • Bugün işlerimden dolayı fazla ilgilenemedim, yarın fırsat olduğunda dönüş yapacağım tüm mesajlara.

    Sorularınızı sorabilirsiniz.
  • ABİ BENİM SIRALAMA 9630.İTÜ ELOHAB 9520 GELİR Mİ?TEŞEKKÜRLER
  • quote:

    Orijinalden alıntı: altnkrn

    Hocam benim puanım sizinki kadar iyi olmadıgı için namık kemal elektronik haberleşme(124k) düzce elektrik-elektronık(117k) düşünüyorum :) Buralarda akademik kadronun yetersizliği kendimizi geliştirme açısından ne kadar faydalı olur.Diğer üniversitelerdede ehb yeni yeni oturan bir bölüm oldugu için okumanın bir dezavantajı varmıdır? Aslında ilköğretim mat.öğrt.de isteyen birisiyim ama sizin gibi haberleşme alanına da ilgi duyuyorum ve bu ilginin mühendisliği okuma açısından nekadar yeterli oldugunu bilmiyorum

    Merhabalar,

    Kısaca okulun fark yarattığı noktalara ufak ufak değinmek istiyorum. Genel itibariyle en büyük farkın öğrenci profili olduğunu söyleyebilirim. Okulları iyi, kötü olarak ayırmayacağım elbet ama daha iyi sıralamalı okullarda öğrenci profili çok daha farklı oluyor. Öğrenciler iyi sıralamayla gelmiş, nasıl öğrenebileceğini bilen, daha istekli kişilerden oluşuyor genellikle. Böyle bir öğrenci profili olunca hocalar da ona göre seviyeyi tutup sıklıkla zorlamaya da çalışmaktalar. Mesela İTÜ'de bazen öğrenciler hocanın zorlamasından dolayı hocaya serzenişte bulunduklarında "İTÜ'de okuyorsunuz, kusura bakmayın." şeklinde tepkiler olabiliyor. Bu gibi durumlar öğrenciyi daha çok çalışmaya, daha derinlemesine öğrenmeye mecbur bırakıyor. O an öğrendiğin bilgiyi kullanmasan bile, belli bir eşiği aştığın için çok komplike, karışık bir konunun bile bir şekilde altından kalkabildiğin için seni daha iyi hale getirebiliyor. Daha düşük sıralamayla öğrenci alan okulların en büyük sıkıntılarından biri de bu bence. Öğrenci profili istenildiği gibi olmuyor, içlerinde birkaç istekli öğrenci dışında diğerleri şehre, okula, her şeye lanet eden öğrencilerden oluşuyor. E ister istemez hoca da isteksiz öğrencilere karşı hevessiz olduğu için de ayrı bir sıkıntı çıkıyor.

    Bunlar dışında dezavantajın var mı? Maalesef ki var. Şehir de sıkıntı. Özellikle Ankara, İstanbul, İzmir vb. büyükşehirlerden gideceksen hayalindeki üniversite hayatından çok uzak bir görüntüde olması hayal kırıklığına uğratabilir, lanet de edebilirsin. Bunun dışında etiket gibi bir de problem olabiliyor. Özellikle yeni mezunsan 2. plana düşme ihtimalin yüksek. Ne kadar üniversite belirtmeseler bile, ayrım yapan çok şirket var. Çünkü yeni mezun olmuş birinin elinde etiketi dışında pek de bir şey olmuyor. İşveren de ilk söylediğim şeylere daha çok bakıyor. Bu öğrenci iyi bir sıralama yapmış, en kötü ihtimalle bile zorlu bir eğitimden geçip mezun olabilmiş. Bu yüzden tercih edilme ihtimali artıyor. Tabii mezuniyetten sonra bir şekilde tecrübelerle, yaptıklarınla daha çok öne çıkıyorsun. Üniversite geri plana düşmeye başlıyor.


    Elektronik ve haberleşme diğer üniversitelerde yeni yeni oturan bir bölüm olmasının aşırı dezavantajı olduğunu düşünmüyorum. Elektrik-elektronik gibi çok yerleşmiş bölümlerden çok büyük fark sağlamaz. Çok ayrı, çok çok yeni bir disiplin değil.

    Maalesef üniversiteye yerleşmeden önce neyi sevip sevmediğinizi çok anlayamıyorsunuz. Elektronik kısmı ne kadar kulağa hoş gelse de, iç dünyası sizi çekmeyebilir. Belki dersleri çekmez, iş hayatındaki kullanımı çekebilir. Alacağın haberleşme derslerinde ileri matematik göreceksin. Fourier'i adın soyadın kadar iyi bileceksin; ama iş hayatında kimse sana bunlarla alakalı bir şey yaptırmayacak. Akademik anlamda bir şeyler yapmazsan Fourierle pek de bir işin olmadığını anlarsın. Yani lisans düzeyinde hem elektronik hem de haberleşme için akademik odaklı teorik eğitim veriliyor. Ek olarak da lab dersleriyle de uygulaması yapılıyor.Yine de genel olarak işi ağırlıklı yaptığınız işte öğreneceksiniz. Yani ilgi konusunda haberleşme, telekom kulağa hoş geliyor; ama okuması veya iş hayatı sana ne kadar keyif verir bilemem. Ne kadar bazen epey zorlayıcı olsa da seviyorum alanımı.

    Şimdi ilköğretim mat. öğretmenliği işini bilemem. Mühendislik okumak istiyorsan, bunlar da elektrik, elektronik, telekomünikasyon, bilgisayar, kontrol vb. bölümlerse elindeki en iyi seçeneği seçmen gerekiyor. Kendini yakın hissetiğin bölümden sonra şehir ve üniversite seç. Linkedin'den mezunlarına bir şekilde bak, nerelerde ne yapıyorlar. Piyasada ne kadar çok bulunuyor vs. diye.

    Okunur mu okunmaz mı kısmına yine de bir şey demiyorum. Sözlerimi yanlış anlama ama mühendislik ciddi anlamda ayağa düşmüş durumda. Herkes mühendis olabiliyor. Burada kişisel fark çok çok önemli. İşin en kötü tarafı herkes müthiş bir öğrenci olacağını, uçup kaçacağını, pokemon gibi gelişip evrileceğini düşünüyor; ama okumaya başlayınca çok burun kıvıran, hayattan soğuyan, bitse de kurtulsak diyen çok insan oluyor.

    Bu seviyede üniversiteleri tercih ettiğin zaman yukarıda bahsettiğim tarzda problemlerle karşılacaksın. Hele hele hevesli, hırslı biriysen çevrendeki insanlarda o ışığı görememen seni de rahatsız edecek bir süre sonra; ama bunların üstesinden gelebilirsen, kafanı da kullanabilirsen iyi yerlere gelirsin. Ne bileyim network alanında çalışmak istersin zamanında CCNA, CCNP yardırıp yabancı dilini de geliştirirsen üst seviyedeki okullardaki adamlarla yan yana çalışırsın. Tabii işin önemli kısmı herkes yaparım, yardırırım, parçalarım düşüncesinde; ama yapan bir elin parmağını geçmiyor.

    Kolay gelsin. :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: patasana20

    usta selamlar,
    konunuzu gördüm de birkaç şey hakkında fikrinizi almak istedim.bu sene itüye girebilecek kadar iyi değil yerim. başka yerlere gidebilirim ama bu da pek içime sinmiyor. itü de okumak o eğitimi almak beni daha iyi yerlere taşıyacaktır diye düşünüyorum. itülü olmak gibi kavram varsa bunun içi dolu olmalı sizce de böyle mi yani bir şeyler fark edecektir oradan mezun olduğunda herhalde.sadece eğitim olarak değil kültür,fikirler,hayata bakış falan bu konuda ne dersiniz. ayrıca hazırlık sınıfı zorunlu mu oluyor yoksa sınav yapılıp başarısız olan mı alınıyor hazırlığa. sene içinde ingilizceyi geliştirerek ilerlemek mantıklı olur diye düşündüm. teşekkürler,saygılar


    Selamlar,

    Önce son soruna cevap vererek başlayım. İTÜ'de hazırlık zorunludur; ama sınavına girip atlayabilirsiniz. Bunun dışında TOEFL, IELTS gibi sınavları daha önceden verdiyseniz de yeterli puanınız varsa o şekilde de atlayabilirsiniz. Çoğu öğrenci atlama sınavına girmez zaten. Çok kendine güvenen, okumak istemeyen, iyi olanlar atlayıp geçiyorlar. Hani başarısız olanlar okuyor diye bir şey yok.

    Diğer soruna gelirsek, üstte verdiğim mesaj ağırlıklı olarak senin sorularına cevap verecektir; ama ekstra bir şey de belirtmek istiyorum.

    İTÜ'lü olmak, ODTÜ'lü olmak, Boğaziçi'li olmak vs. bence içi boş bir laf. Evet, iyi bir öğrenci profilinden bahsettim daha önce; ama bu okullardan herhangi birine gittiğinizde inanılmaz hayal kırıklığına uğrayacağınız insanlar da göreceksiniz. Yani o kadar boş yapan, okulla alakasız, dünyadan bihaber insanlar var. Herkes disiplinli, herkes üniversite okuduğunun bilincinde, herkes hevesli, hırslı diye bir şey yok. Tabii bölüm olarak da fark ediyor, inkar etmeyeceğim. İTÜ'de ne bileyim düşük puanlı Jeoloji Mühendisliği gibi bölümlerde öyle alelade gelmiş, İTÜ'ye gelebilmek için tercih yapmış insanlar var. Elbette içlerinden çok ciddi ilgilenen, akademik kariyer yapmak isteyen, Celal Şengör yolunda olmak isteyen de var; ama çok olmuyor. İTÜ'nün etiketini kullanan insanlar oluyor genellikle. Daha yüksek sıralamalı bölümlerde bu tarz durumlar olmuyor, genellikle daha ilgili, daha bilinçli öğrenciler var.

    Yalnız genel olarak yine de kişiden kişiye inanılmaz değişiyor. Aha bu İTÜ'lü, o havayı solumuş, vizyonu geniş insan vs. gibi bir durum yok. Hani okulda ortamını iyi şekillendirirsen, doğru insanlarla tanışırsan, iyi hocalardan ders alıp iletişimini ilerletirsen, okulun etiketini de iyi kullanarak iyi stajlar yapıp orada da iyi referanslar elde edersen ister istemez etki ediyor. İstanbul'un göbeğinde bir okul olması da epey önemli. Her yere rahatlıkla ulaşabiliyorsun. Bir sürü iş, staj imkanı hep buralarda. Teknokent'lerinde de iş imkanları var. İçi boş öğrenci bile olsan, işveren İTÜ'lü diye adam yerine koyabiliyor.

    Başka okula gidersen her şeyden mahrum kalacağını düşünmek de saçma. İş hayatında birçok farklı okuldan insanla tanışıyorum. Hiç de öyle genelleme yapabileceğim bir durum yok. Aaa bak bu Boğaziçi'li, hemen de fark ediliyor gibi bir durum yok. İTÜ'den mezun çok çok iyi yerlere gelmiş, üst seviye CEO'lar, profesörler de var. Biraz siyasi olacak ama Binali Yıldırım gibi iki kelimeyi bir araya getiremeyen, vizyonsuz başbakanlarımız da var. İnan her okuldan, gayet kültürlü, vizyon sahibi olarak mezun olabilirsin, bu tamamen sana bağlı. Evet burada şartlar daha iyi, bir şeyler yapmam lazım bilinci daha fazla; ama yine de gayet düz bir şekilde de kendine bir şey katmadan da mezun olabilirsin.




  • babam buradan mezun. şuan 3 doktor maaşı alıyor
  • Kocaelinde okunur mu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • barman B kullanıcısına yanıt
    anladım dediklerinizi peki mesela sizin okuduğunuz bölümü ele alalım. bu bölümü başka bir üniversitede de okurken de aynı şartlara sahip olur muydunuz yani sonuçta üniversiteler belli sıralamalardan alıyor bunlar eğitim,yerleşke vb. farklardan dolayı oluşuyor diye düşünüyorum. a üniversitesinden daha fazla olanak sunmuyor mu itü ,odtü, boğaziçi gibi yerler bunu da merakımdan soruyorum sadece.bu tip yerler için en azından bir sene daha sınava girmek mantıklı bir düşünce gibi geliyor bana. görüşlerinizi almak isterim bu konuda
  • barman B kullanıcısına yanıt
    hocam itü uzaya girip makineyle çap yapmak konusjnda ne düşünüyorsunuz?epey ortak dersleri varmış,çap işi kolay olabilir diyolar. 37krediye kadar düşürülebiliyormuş?

    edit:"ÇAP yapmadım, İTÜ'de çap yapmayı düşünen birine çok uzun bir mesaj yazmıştım. Eğer istek olursa onu da paylaşabilirim. " demişsin.birde o yazını paylasırmısıb



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Centaureea -- 22 Temmuz 2016; 23:17:25 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kardeşe ihtiyacın var mı hocam ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: liberum

    Kardeşe ihtiyacın var mı hocam ?

    bela bir kardeşim var hocam saol
  • Hem konudaki mesajına, hem de özelden attığın mesaja cevap vereyim.

    Software için yazdığım kısmı aslında farklı anlamışsın. Ben orada şunu demek istedim. Eğer eğitim tamamen yazılımdan oluşsaydı da, alacağın işine yaramayacak gereksiz dersler olacaktı. Hani her türlü aldığın her ders çok çok işine yarıyor gibi bir şey olmadığından bahsetmek istemiştim. Aslında donanım, yazılım olsun alacağın dersler gereksiz de değil. Sadece direkt iş hayatına yansıtabilmek zor burada; ama ben genel anlamda pek bir eksiğin olmayacağını vurgulamak istedim.

    Ekşi sözlükteki yorumları uzun zaman önce okumuştum, açıkçası zorluk açısından epey iç karartıcı bir tablo çizmişler; ama ben bu kadar da efsane zorlayıcı olduğunu düşünmüyorum. Evet, zor; ama öyle işkence, ölüm vs. de değil. Ben sadece şunu objektif açıdan söylüyorum. Eğer ki amacım bilgisayar mühendisliği okumaksa, yazılımla uğraşmak istiyorsan İTÜ Bilgisayar'ı tercih edebiliyorsan, çok yorumlara vs. bir şeye takılma et derim. Şöyle bir sıkıntı olabiliyor. Birçok öğrenci gerçekten üniversite sınavına emek verip yerleştikten sonra biraz rehavete kapılabiliyor. Hele hele hazırlık, 1. sınıftan sonra yavaş yavaş sıkıntılar oluşabiliyor. Direkt burada öğrenci şöyledir, böyledir, sorumsuzdur demek istemiyorum. Gerçekten de ciddi anlamda ilgi göstermek gerekebiliyor. Vizeler, quizler, ödevler, projeler seni yoracaktır. Hani rahatına düşkün bir insansan İTÜ Bilgisayar'ı tekrar tekrar düşünmen gerekebilir. Hatta bilgisayar, elektronik, haberleşme vb. mühendislikleri baştan düşünmen gerekebilir.

    Şimdi özel mesajda acaba TM bölümlerini mi tercih etsem demişsin. Eğer beşeri bilimlere benim gibi yakınsan, eğer gidebiliyorsan Boğaziçi İşletme'yi ciddi ciddi düşün derim; ama bu direkt olarak rahatlıktan değil de gerçekten o alana yatkınlığını da hesaba katman gerekiyor. Eğer dediğin gibi TM'den de girmişsen sınava, Boğaziçi İşletme'ye sıralaman yetiyorsa, tekrar konuşalım.




  • barman B kullanıcısına yanıt
    Erasmus yaptınız mı ?
    Evet ise ülke ve aldığınız aylık hibe?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mlpö3533

    Hocam benim puanım maalesef itü elektronik ve haberleşmeye yetmiyor. Ama elektriğe yetiyor. Aradaki fark nedir. ehb ile elektriğin?
    Ayrıca örneğin ben elektrik okuyorum kendimi geliştirirsem yazılıma veya haberleşmeye kayabilir miyim? Ortalama ile geçmeden bahsetmiyorum. O dersleri seçebiliyor muyum?
    Yazdıklarınız ekşi olsun burası olsun büyük çoğunluğunu okudum. Yurtdışında çalışma imkanı nasıl? Yurtdışında çalışan arkadaşlarınız var mı? Çap veya çift ana dal yaptınız mı? Kendimi geliştirirsem Türkiyede iş bulma olanağı nasıl? Hocam yine maaşlar yaklaşık 3000 ile başlıyor demişsiniz en fazla kaça kadar çıkılabilir? Bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler...

    Biraz arka arkaya fazla soru olmuş; ama elimden geldiği kadar kısa kısa cevaplamaya çalışayım. İTÜ Elektrik ile Elektronik ve Haberleşme Müh. farklı bölümler olduğunu anlamak gerekiyor. İlk başta Elektrik Devre Temelleri, Elektromanyetik Alanlara Giriş, İşaretler ve Sistemler, Devre ve Sistem Analizi, Elektroniğe Giriş(Elektrik), Elektronik 1-2(EHB), Sayısal Devreler, C vb. ortak derslerden sonra epey kopuş yaşanıyor ve bunun dışında Güç Elektroniği gibi seçmeli birkaç dışında bayağı uzaklaşıyor. Özellikle 2. sınıftaki birçok ortak dersten sonra, pek beraber ders almayacağınızı görebilirsiniz. Elektrik ile Elektronik arasında bir kopuş var. Çok çok aşırı özetle elektrik mühendisliği enerjinin üretimi, transmisyonu ve bu enerjinin dağıtımı ilgilenir. Elektronik alçak gerilimle uğraşırken, elektrik ağırlıklı orta-yüksek gerilimle ilgilenir. Ayrıca elektrik mühendislerinin yüksek gerilim için imza yetkisi bulunuyor.

    Elektrik okurken ders anlamında çok elektronik ve haberleşmeye kayabileceğin durumun olmayacak. Seçmeli derslerin genellikle kendi alanınla ilgili farklı seçmeli dersler olacak. Tabii elektrik mühendisi olduğunda da elektronik alanına da kayabilirsin. Telekomünikasyon alanına da kayabilirsin, hiçbir şekilde birbirine geçiş diye bir şey yok diyemem. Sadece her şeyi lisans dersleri üzerinden düşünmeyin. İş hayatına girdiğinizde çok farklı bir ortamla karşılaşabiliyorsunuz. Yani ciddi anlamda dışarıdan yazılımla uğraşıp çok iyi bir yazılımcı olabilirsin. Kimse de demez aa sen yazılım, bilgisayar mühendisi değilsin diye. Tabii kendi alanınla uğraşırken başka alanlara kaymak için ekstra bir isteğin olması gerekiyor. Hani hem onu bileyim, hem onu bileyim durumu da çok olmuyor. Sadece kendinizi hiçbir şekile sınırlamayın. Yalnız ne istediğinizi tam da bilemiyorsunuz. Sırf EHB sıralaması daha iyi diye haberleşmeye kaymak daha tercih edilebilir gibi duruyor; ama herkes için öyle değil. Elektrik'te okuyan EHB ile çap yapıp mezun olmuş birini tanıyorum. Kendisi elektriği seviyordu, elektrikte devam etti. Hani neyi sevip sevmeyeceğinizi işin içine girmeden çok çok iyi anlayamayabiliyorsunuz.

    Yurtdışında özel sektörde çalışan bir arkadaşım yok. Haliyle ben şu an mezun değilim, çevremde de ağırlıklı bu sene mezun olacak arkadaşlardan oluşuyor. Bir de mezun olur olmaz direkt yurtdışı da direkt olmayabiliyor. Her şeyin zamanı var.

    ÇAP yapmadım, İTÜ'de çap yapmayı düşünen birine çok uzun bir mesaj yazmıştım. Eğer istek olursa onu da paylaşabilirim.

    Kendini geliştirme kısmına bir şey diyemem. O kadar çok parametre var ki. Daha önce de yazımda belirttim. Herkes çok gelişeceğini, muhteşem olacağını düşünüyor; ama bu işer böyle yürümüyor. Kariyer fırsatlarını çok iyi kullananlar çok çok daha iyi yerlere gelebiliyor. Bölümle alakasız, hiçbir şey bilmiyor dediğin adam büyük şirketlerin peşinde koşup staj kovalayıp kapıyor. Sonra da bir şekilde kapak atabiliyor. Ha böyle yapın anlamında demedim. Sadece ufak bir örnek bu. İTÜ Elektrik olsun, EHB olsun hiç fark etmez, her türlü iş bulursunuz. Bulduğunuz işin tatmin kısmı tamamen size bağlı. Bazıları araziyi çok seviyordur, direkt şantiye, saha ile ilgili işlere bakar. Başka elektrik mühendisi de daha ofis odaklı düşünüyor. Proje çizimi vs. yapabilir ya da alanından kopup çok farklı IT, Network, Marketing vb. sektörlere kayıp gidebilir. Yalnız her türlü iş bulursunuz; ama ne istediğini bilmek önemli. Tabii bunu ancak işin içindeyken anlayabiliyorsun.

    Maaşlar konusunda aslında hiçbir şey söylemek istemiyorum. Şimdi 3000-3500 ağırlıklı dedim diye, yok şu şöyle kazanıyor vs. diyenler olacak diye de çekiniyorum. Ben gözlemlediğim ve duyumlarımdan yola çıkıyorum. En fazla kaça çıkabilir kısmını da bilemeyiz. Birçok şirket çok farklı politikalarda çalışıyor. Turkcell gibi bir şirket grade sistemiyle ilerliyor. Birçok parametreye bakarak maaşını belirliyor. İşte tecrüben, işe hakimiyetin, kendini geliştirmen, iş arkadaşlarınla uyumun vs. derken ona göre kıdemin, maaşın oluyor. Yalnız yine de şuraya kadar çıkar gibi bir şey demek istemiyorum. Bunlarla da ilgilenmeyin fazla. Herkes bölüm tercih ederken ne kadar kazanacağım diye düşünüyor. Zamanında ben de düşünürdüm de, sonradan rakamlara takılmamayı başka şeylerin de önemli olduğunu fark ediyorsun. Tabii vaktim olduğunda daha da ayrıntılandırabilirim bu mevzuları. Şimdilik yeterli diye düşünüyorum.




  • Hocam öncelikle merhaba.Konuya girmeden önce kendimden bahsedeyim.Liseyi geçen sene bitirdim.Üniversite sınavlarında 35 bine girdim.Bu sene de ygs de 11 bine lys de 5 bine girdim.Aklımdaki bölümlerden biri de itü ehb.Ama bu konuda hem benim hem annemgilin kararsızlığı var.Gerçi annemgilin kararsızlığı yok onlar direk tıp istiyor da neyse.Saadete gelelim.Ben geçen seneden beri çalışırken çalıştığım mesleğin en iyisi olmak hayalimdi.Bu yüzden mesleğin pek bi önemi yoktu.Seçtiğim mesleğin en iyisi olmak içinde bana en yakın mesleği seçmek isterim.Tıpa gitsem hastane ortamı var ve kendimi geliştirmem için sürekli hastenede hastalarla takılmam lazım.Ehbye gitsem gerçekten severmiyim bilmiyorum.Eğer dersle mat- fiziğe yakınsa sevebilirim.Ancak onun da tıp gibi garantisinin olmadığı söyleniyor ve girişgenlik de lazımmış.Ben girişgenlik için çabalarım ama ne kadar olur bilmem sonuçta benim amacım bir arge şirketi veya üniversitede kalmak.Son olarak bir hocam senin elektronik de pek bilgin yok gitme onun için babanın mühendis falan olması lazım ayriyeten çevre lazım dedi.Ben de kod yazamam ama bilgisayar oyunları oynuyorum pcyle az da olsa içli dışlıyım.Sence yeterli olur mu cevap verirsen ve görüşlerini de paylaşırsan memnun olurum




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mlpö3533

    Ayrıca hocam elektronik 1, 2 gibi kafa patlatan dersler var demişsiniz. Yeni başlayanlar için Türkçe kaynak önerir misiniz?

    Elektrik Müh. için soruyorsan, elektronik 1-2 dersleri EHB'de alınıyor. Elektrik, Kontrol, Bilgisayar gibi bölümler Elektroniğe Giriş alıyor tek ders olarak. Burada 1 ve 2'yi de daha özet şekilde tek derste görüyorlar.

    Elektronik hiçbir şekilde yapılamayacak, çok çok zor bir alan değil. İTÜ'de Elektronik kısmında çok ağlatan hoca olduğu için haliyle daha da zor hale geliyor. Daha önce söylediğim gibi derslerde işin çok çok derinine iniliyor. Atıyorum küçük işaret analizinin dıdıdısının dıdısını görüyorsun. A, B, AB tipi güç kuvvetlendiricileri fazlasıyla derin şekilde görüyorsun. Transistörün bile her şeyini içinde neler dönüyor, tamamen öğreniyorsun. Teorik olarak eyvallah, iyi hoş güzel ama sektöre dalacak arkadaşlar da bu bilgileri kullanamadığı için anlamı kalmıyor, unutuluyor yavaş yavaş. Yani insanları elektronikten soğutan işte işin teoriğinin ağır olması, çok zor problemlerinin olması ve hocaların da İTÜ gibi bir okulda gözünün yaşına bile bakmaması oluyor. Bu yüzden elektronikten kaçan, telekoma yönelenler olabiliyor; ama iş dünyası böyle değil.

    Normalde lisans düzeyinde çok iyi İngilizce kaynaklar var; ama sorunuz o değil sanırsam. Şu an bakınabileceğim, ısınabileceğim basit düzeyde Türkçe bir site, kaynak vs. bir şey istiyorsunuz sanırsam. Eminim çok daha fazla kaynak, site vardır da benim ilk aklıma gelenler:

    www.silisyum.net
    www.elektrikport.com

    İlkinde temel düzeyde devre elemanlarını, birçok elektronik malzemeyi tanıyabileceğiniz bir site. Elektrikport'a daha önce bakınmanızı tavsiye ederim. Transistör nedir, ne değildir, önemi nedir gibi başlıklar var. Ne bileyim BJT'yi inceleyen, diyotları inceleyen şekilde başlıkları var. Kurcalarsanız güzel, resimli, anlaşılır açıklamalar görürsünüz.

    Kolay gelsin.




  • barman B kullanıcısına yanıt
    Hocam elektroniğe yatay gecis yapanlarin sayisi ne kadardir ve bunlar buraya geldikten sonra zorluk cekiyorlar mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.