Şimdi Ara

İslama göre herşeyden şüphe edelim, fakat İslamdan değil, niye ne özelliği var? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
93
Cevap
1
Favori
3.369
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Periah kullanıcısına yanıt

    Eğer işe insanı katarsak akıl denen soyut şeyi de eklemiş oluruz. Ben bitkilerde akıl diye bir şey olmadığı için bu sayılara takılıyorum.


    Sence fibonacci görünen bitkiler evrim geçirerek mi fibonacci sayılarına ulaştılar peki? Yani daha net olarak bitkilerdeki fibonacci dizilimi DNAlarında kodlu demektir. Bu kodlar tesadüfen mi mutasyona uğradılar da o seviyeye geldiler?


    Bir de Piramit benim bildiğim bir tek Antik Mısır'da var. Yukarı doğru küçülen tarzdan yapı yapmak ile piramit yapmak aynı şey değil. Yani Aztek tapınakları piramit değildir.


    Bir ara ben de öyleydim 7/24 çalışıyordum, hiç oyun oynayamıyordum, benim PS cafem var malum kapalı, aynı zamanda da normal mesaili bir işim var, pandemi nedeniyle hep evde olunca mecbur bir şeylere sarıyor insan. 2-3 aydır oynamadığım epey oyunu oynadım, yine de aslen çok fazla oyun var. Xbox Series X de almayı düşünüyorum da sonradan vazgeçiyorum.Gamepass ta epey oyun var da çok zaman haracayabileceğimi sanmıyorum aslında.


    Ben de fırsat bu fırsat hazır insan görmüyorken sigara bırakmaya niyetlendim bakalım geçen sene de bırakmıştım 50 gün sonra hiç yoktan yeniden başlamıştım. Ondan sinirlenirsem mazur gör beni, kafam iyi değil canım sigara istiyor, oyun oynarken aklıma gelmiyor da o da sıkıyor bir müddet sonra.


    Sen yoğun çalıştığın için mi zaman ayıramıyorsun? Aynı şekilde günler geçiriyoruz dünya olarak bu pandemi herkesi psikolojik olarak yıprattı. Benim gibi asosyal adam bile insan görmeyi özlemişse normal insanları düşünemiyorum  


    Eğer genel bir depresyonda isen de (geçmişte yaşadım, birbirinin aynısı günler geceler, sürekli bir bıkkınlık hissi vs) kurtulmanın tek yolu düzeni bozman. Her ne yaparsan yap düzeni boz. Normalde hiç yapmayacağın tarzdan şeyler yap. Ben hiç yapmam dediğim ücretli öğretmenlik yapmıştım ve ne olursa olsun sosyalleşmek iyi gelmişti.





  • Periah kullanıcısına yanıt

    Ama evrim Tomb Raider dan Uncharted da türer diyor onu ne yapacaz Biri Squere Enix biri Naughty Dog.


    Sadece zaman meselesi ifaden ise çok bilim dışı. Evrim vardır ama evrimin nasıl olduğu tamamiyle muamma. 1 milyon yıl önce ne vardı? 2 milyon yıl önce ne vardı? Bunlar hep tahminler. Fosilden, kayaçtan vb şeylerden elde edilen bilgi ile üretilen tahminler gerçek değildir.

  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Piramitten kastım çok basit bir ifade. Tabanı geniş tepesi ise dar bir yapıyı yapmak ilkel insanlar için çok daha kolaydır. Farklı bölgelerde piramide benzeyen pekçok yapının bulunması da bundan kaybaklanır. Yani yapacağınız işin boyutu büyüdükçe şartlar sizi belli şekillere farketmeksizin zorlamaya başlar.


    Bitkiler konusunda ise bitkilerin fibonacci veya belli şekilleri bulmaları için zeka sahibi olmaya ihtiyaçları yoktur. Evrimde bir zeka sahibi değildir. Gelişimde sürekli ilerleme yönünde değildir. Evrim her yöne gerçekleşirken peki niye biz zamanla daha karmaşık ve özeelşmiş canlılar elde ediyoruz ? Neden fibonacciye daha uygun bitkiler görüyoruz. Yanıt çok basittir. Çünkü eğer rastgele mutasyonlar sonucu fibonacci sayılarına yatkın şekkiller çıkartan bitkiler veya rastgele mutasyonlar sonucu kendisine fayda sağlayan özellikler edinen canlılar ortaya çıkarsa. Yani fibonacci sayılarına yakınsamanın doğada sağladığı bir fayda varsa. Evrimsel olarak rastgele bu özelliği edinmiş popülasyondaki bireylerin yaşama şansı , döllerini sonraki nesle aktarma şansı daha yüksek olacaktır. Bu özelliğe sahip olmayan veya tersine ona yük olacak özellikler edinen canlılar ise tersine hem yaşam sürelerinden hemde soylarını aktarma konusunda dezavantajlı hale gelecektir.


    Dolayısıyla bu mutasyon ve bu motasyonun olduğu canlılar poülasyon içerisinde daha fazla üreme ratio'suna sahip ise. Zaman içerisinde bu özelliğin tüm nüfusa yayılması şaşırtıcı olmayacaktır. İşte fibonacci sayıları eğer doğada bitkilere bir avantaj sağlıyorsa, bu özelliğe sahip bitki sayısının fazla olması şaşırtıcı değildir. Doağl seçilim içerisinde yayılması son derece doğaldır.





  • Periah kullanıcısına yanıt

    Piramit değil o şekiller ya. Ben de nerde var diye merak ettiydim. Dediğin gibi yukarı çıkıldıkça küçülen yapılar bunlar. Şekilleri bir geometrik şekil değil, bi Mısırlılar manyak olduğu için onlar tam piramit yapmışlar.


    Verdiğin cevap genel evrim cevabı. Ancak bunun DNA kodlarında açıklaması aslında yapılmadı.


    Ben evrim teorisinin gelecekte DNA kodlarının ne dediği anlaşıldığında değişeceğinden eminim. Yani senin bu mesajda yazdığın şey tamamiyle bir senaryodur. Tesadüfün nasıl var olduğunun senaryosu.


    Halbuki DNA kodlarında var o fibonacci dizilimi. Ancak biz okumayı bilmiyoruz henüz.


    Yani 1 milyon yıl önce yoktu demiş oluyorsun bu açıklaman ile. Tabi bitkiden bitkiye değişir de epey uzun bir zaman olduğu için öyle diyorum.


    Peki şimdi sorum şu:


    Birbiriyle hiç alakası olmayan coğrafyadaki bitkilerde fibonacci sayısının olmasını nasıl açıklarsın? Yani atıyorum Amerika kıtasındaki bir bitki 2 milyon yıl önce fibonacciye evrimleşti, Avrupa kıtasındaki 1 milyon yıl önce, Afrikadaki 500 bin önce.


    Yani neden fibonacci? Bilinç mi var bitkilerde?





  • torlofan T kullanıcısına yanıt

    Aslında sana yanıtı çoktan verdim. Eğer fibonacci sayılarına yakınsamak bitkiler için bir avantajsa. Tüm dünyada birbirinden kopmuş farklı bitki türlerinin fibonacci sayılarına yakınsaması sadece bu evrimsel mutasyonun rastgele ne zaman çıkacağı ile alakalı bir durumdur.


    Fibonacci sayıları doğada bir avantaj sağlıyorsa Afrikada da Amerikada da da veya Asyada da sağlıyordur. ( Bölgesel fayda sağlayan bir özellikse tek bir bölgedeki canlılarda görülür, kyzey bölgelerinde kürk veya iğne yaprak bitki gibi vb.) Dolayısıyla fibonacciye yakınsayan canlıların evrimleşmesi sadece bir zaman meselesidir diyebilriiz.


    Piramit şekilli yapıların farklı tarihlerde farklı coğrafyalarda ortaya çıkması gibi. Tabanı geniş tepesi dar olan yapıları yapmak eğer diğer şekillere göre çok daha kolaysa. Bu şeklin dünyanın farklı bölgelerindeki farklı insanlar tarafından farklı dönemlerde yapılması da son derece doğaldır. Asıl garip olan ilkel insanların aynı anda dünyanın farklı bölgelerinde tabanı dar tepesi geniş büyük yapılar yapmaya çalışması olurdu.


    Ayrıca bir mutasyon doğrudan DNA üzerinde gerçekleşir ve DNA altsoylara aktarılır. Dolayısıyla bu mutasyon çıktıktan sonra aynı popülasyon içerisinde rekabette avantaj sağlıyorsa bu mutasyona sahip olmayan bireylerin yerine zamanla işgal edecek ve bu DNA kodunu yani mutasyonu içeren canlılar nufusun tümünü kapsayacaktır. Dolayısıyla dediğin şekli almış canlıların DNA'sında zaten doğal olarak bu şekli alacak kodlar vardır.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Hocam burada bu arkadaşın söylediği tezi ben daha önce kendi kendime bulmuştum. Bulma nedenimde sözler köşkü adlı bir islami kanalın propaganda videosuna nasıl yanıt vereceğimizi düşünmemden kaynaklı.


    Özetle burada denilen şey şudur. O sözler köşkü videosunda bir şahıs çıkıp. Şu muazzam bilgisayara bir bak. Bu bilgisayar nasıl kendi kendine oluşur. Bunun devrelerinin bir parçası dahi olmasa bu nasıl çalışır. Dolayısıyla bu bilgisayar hem evrimi hemde ateizmi deizmi yalanlar tarzı birşey söylüyordu.


    Fakat biz bilgisayarların şu anki haliyle birden ortaya çıkmadığını biliyoruz. İlk bilgisayarlar çok ilkeldir. Hatta abaküs'ü ilk bilgisayar gibi sayarsak bu cihazların ilk versiyonlarının yetenekleri, işlevleri şu ankinden çok daha kördü. Fakat her nesil diğerinin üstüne koya koya bugünkü karmaşık cihazlar zaman içerisinde atalarından türeyerek bu hale geldi.


    Bunun diğer versiyonuda. Oyun serileridir. Örneğin Tomb Raider'in ilk oyunundan son oyununa kadar. Tomb Raider 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10 diye adlar verirsek. Ve her oyunu bir önceki le karşılaştırırsak her versiyonunda evrimleşip karmaşık hale geldiğini görürürüz.


    Yani şu anki canlıya bakarak bu nasıl olmuş derseniz bu biraz konuyu çarpıtmak gibi olur. Çünkü en ilkel ilk versiyonlar bir şekilde oluştuktan sonra birikim etkisi ve evrimsel süreçlerle bugünkü karmaşık yapıların ortaya çıkması sadece zaman meselesidir.


    Yani konu bu. Belki size mantıklı gelir belkide gelmez fakat bu arkadaştan duymadan önce benim kendi bulduğum bir argümandı ve burada da kötü bir şekilde ifade edilişini görüyoruz. Sahne heyecanı veya bu arkadaşın ekrana pek uymamasından kaynaklı olarak.


    Yani tartışmamaız gereken mevzu bu karmakarışık muazzam canlılar nasıl oluştu ve bu sistemler nasıl işliyordudan ziyade. Bu karmaşıklıktan eser dahi taşımayan aşırı derecede ilkel ve basit canlının oluşup oluşamaması mevzusudur. Çünkü ilk basit versiyon ortaya çıktıktan sonra evrimsel sürecin onu bugünlere getirebileceğini ortaya koyduk.


    İlk yapılan bilgisayar oyununun pong adı verilen ve sadece bir çubuk ve bir noktadan ibaret olması ve o oyundan itibaren geçen 50 yılda bugünün muazzam ve karmaşık oyunlarının ortaya çıkması gibi. Her oyun kendinden sonra çıkanlara birşeyler katarak adım adım bu hale geldi. Assasins Crred Oddysey 1970lerde bir anda zuhur etmedi. Kendinden önce geliştirilen yüzbinlerce milyonlarca oyundan birşeyleri alarak bugünkü şekline ulaştı.

    Tartışmanızı bölmek istemiyorum ama güzel konulara değinmişsin.


    Yine aynı arkadaştan örnek verirsek eğer:

    "Mutasyonlar gibi çeşitlilik mekanizmalarındaki rastgelelik, başıboş ratstgelelik değildir. Evren içerisindeki her bir olay gibi DOĞA YASALARI tarafından belirlenmekte ve yönetilmektedir".

    Doğa yasasının ne olduğunu söyleyip, sonra bu yasa-kurallar idare ediyor diyor!

    Yasa yapar diyor! Halbuki yasa sadece açıklar, YAPAMAZ!

    Basic dilininin kurallarını kullanarak eski dos oyunları yazmakla, C++ dilini kullanan Unreal motoru üzerinden geliştirmek aynı şeyler. Şimdi biz diyebilir miyiz "Canım bunda şaşılacak şey yok Gears of War gibi bir oyunu KENDİ KURALLARI yazdı! İyi de kural oyun yazamaz ki , kurallarla oyun yazılır!

    Yani mutsayon rastgele olmuyor, kurallarla oluyor açıklaması çok saçma!

    Aynı mevzu tv de bir tartışma programında geçti, uçak örneği, hamlet örneği verildi. Cevapsa manidar. Doğru parçalar seçilirse uçak oluşur, doğru harfler srçilirse hamlet ortaya çıkar.

    Yazan kim? Seçen kim?

    Cevap:

    DOĞAL ŞÜREÇ! 😄


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ugarb kullanıcısına yanıt

    Sanırım öyle bir programı bende hatırlıyorum. Orada Hacettepe ünversitesi profesörlerinden biri çok güzel bir örnek vermişti.


    Eğer bir şempanze alsak. Ardından bu şempanzeyi bir daktilonun başına oturtsak. Rastgele tuşlara basarak Hmalet'i yazabilir miydi ? Normal şartlar altında bu imkansıza yakın bir olasılıktır. Fakat her bir tuşu bir mutasyon, şempanzeyi de rastgele işleyen evrim süreci, Hmalet'i de gelişmiş bir canlı olarak düşünelim.


    Eğer şempanze rastgele tuşlara basıyorsa ve bastığı tuşlar yanlış mutasyonlara yol açtığında yani akdeniz anemisi veya kanser gibi, şizofreni gibi günümüzde varolan hastalıklara yol açıyorsa o zaman ortaya çıkan canlı büyük olasılıkla hayatını erken ve çocuksuz olarak kaybediyor. O kaybetmese bile onun nesli bu belalar yüzünden her zaman ailelerini kurmakta ve yaşatmakta güçlük çekiyor ve üreyemiyorlar. Yani şempanze'nin bastığı bu yanlış tuş sonucu oluşan harfler her seferinde siliniyor. Yani genlerini aktaramıyor. Fakat nufusun her biri yani yeni doğan her bir birey yeni bir deneme hakkıdır. Şempanze tuşlara basmaya devam ediyor ve rastgele doğru tuşu bulduğunda bu sefer o canlıda soyunu devam ettirmesini sağlayacak iyi bir özellik çıkıyor. Ya susuzluğa daha dayanıklı oluyor kurak bir yerde, ya daha zeki oluyor ya daha güçlü veya sosyal vb oluyor. Bu özellik sayesinde nufusunu aktarabildiği gibi daha uzun yaşayıp daha çok çocuk sahibi oluyor ve bu yeni geni daha çok kişiye aktarabiliyor. Onlarda aynı avantajla toplumda daha hızlı yayılıyorlar. Yani şempanzenin bastığı bu tuş silinmek yerine kalıcı hale geliyor.


    Dolayısıyla şempanzenin bastığı her yanlış tuş kalıcı olmayıp bir süre sonra siliniyorsa, şempanzenin bastığı doğru tuşlar ise bir süre sonra kağıtta kalıcı hale geliyorsa. Şempanzeye yeterli süreyi verdiğimizde Hamlet yazması değilde tam tersi yazamaması şaşırtıcı olmaz mıydı ? İşte evrim akılsız veya güdüsüz olmasına karşın bu yüzden bize bu sonuçları veriyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 9 Mayıs 2021; 0:19:41 >




  • Periah kullanıcısına yanıt

    Verilen yanıt tipik bildiğimiz evrim yanıtı.


    Yeterince zaman geçerse her şey her şeye dönüşür muhabbeti. Diğer mesajda da aynısını demişsin. Şempanzeye yeterince süre verirsek Hamlet'i yazar diye.


    Bu dediklerinin bir deneyi yok biliyorsun değil mi? Örneklemlerden yola çıkarak madem 100 senede şu mutasyon oluyor düşünün 10 milyon senede ne kadar mutasyon olur diyerek iddia edilen şeyler. Fosil, kayaç vb. hariç bizi milyonlarca yıl öncesine götüren başka bir şey yok.


    Bilimsel şeylerin deneysiz sonuçlanması demek yanlışlanabilirliğini artırır demek. Matematiksel formüller değil neticede bunlar. Dediğim gibi elimizde DNA kodları mevcut ancak biz bu kodların ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Gün gelecek genlerdeki bir nükleotiti değiştirip ne gibi sonuçlar oluşacağını tespit edeceğiz ve o zaman hiç de yeterince zaman geçerse gibi şeyler kullanılmayacak. Şimdilerde başladı zaten GDO hayatımızın bir parçası, yeni corona aşısı ile aşının bile genetiği değiştirilmiş olanını kullanıyoruz.


    Ben mutasyonun rastgele olduğunu sanmıyorum, yine de bunu ispatlamak için DNA kodlarının anlamının çözülmesi gerek. Bu da belki 200 sene sonraki teknolojinin işi.


    --


    Şimdi fibonacciye gelirsek, birbiriyle hiç alakası olmayan farklı kıtalarda hüküm süren bitkilerin farklı zaman dilimlerinde aynı mutasyona uğraması sence nasıl açıklanır? Fibonacci sayıları kadar gelişimin doğru olduğu anlamına mı gelir? Önceki mesajında o tarz bir şey demiştin.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Sanırım öyle bir programı bende hatırlıyorum. Orada Hacettepe ünversitesi profesörlerinden biri çok güzel bir örnek vermişti.


    Eğer bir şempanze alsak. Ardından bu şempanzeyi bir daktilonun başına oturtsak. Rastgele tuşlara basarak Hmalet'i yazabilir miydi ? Normal şartlar altında bu imkansıza yakın bir olasılıktır. Fakat her bir tuşu bir mutasyon, şempanzeyi de rastgele işleyen evrim süreci, Hmalet'i de gelişmiş bir canlı olarak düşünelim.


    Eğer şempanze rastgele tuşlara basıyorsa ve bastığı tuşlar yanlış mutasyonlara yol açtığında yani akdeniz anemisi veya kanser gibi, şizofreni gibi günümüzde varolan hastalıklara yol açıyorsa o zaman ortaya çıkan canlı büyük olasılıkla hayatını erken ve çocuksuz olarak kaybediyor. O kaybetmese bile onun nesli bu belalar yüzünden her zaman ailelerini kurmakta ve yaşatmakta güçlük çekiyor ve üreyemiyorlar. Yani şempanze'nin bastığı bu yanlış tuş sonucu oluşan harfler her seferinde siliniyor. Yani genlerini aktaramıyor. Fakat nufusun her biri yani yeni doğan her bir birey yeni bir deneme hakkıdır. Şempanze tuşlara basmaya devam ediyor ve rastgele doğru tuşu bulduğunda bu sefer o canlıda soyunu devam ettirmesini sağlayacak iyi bir özellik çıkıyor. Ya susuzluğa daha dayanıklı oluyor kurak bir yerde, ya daha zeki oluyor ya daha güçlü veya sosyal vb oluyor. Bu özellik sayesinde nufusunu aktarabildiği gibi daha uzun yaşayıp daha çok çocuk sahibi oluyor ve bu yeni geni daha çok kişiye aktarabiliyor. Onlarda aynı avantajla toplumda daha hızlı yayılıyorlar. Yani şempanzenin bastığı bu tuş silinmek yerine kalıcı hale geliyor.


    Dolayısıyla şempanzenin bastığı her yanlış tuş kalıcı olmayıp bir süre sonra siliniyorsa, şempanzenin bastığı doğru tuşlar ise bir süre sonra kağıtta kalıcı hale geliyorsa. Şempanzeye yeterli süreyi verdiğimizde Hamlet yazması değilde tam tersi yazamaması şaşırtıcı olmaz mıydı ? İşte evrim akılsız veya güdüsüz olmasına karşın bu yüzden bize bu sonuçları veriyor.

    En başından beri canlıların ortak varoluş amacı "hayatta kalmak ve üremek" olduğu biliniyor. Bu amacın ortaya çıkmasında bir kimyasal tepkime olan solunum tepkimesinin(Enerji üreterek aktif olarak düzensizliğe (entropiye) karşı koyabilme) neden olduğu söyleniyor.


    Evrimağacı'dan bir alıntı:

    "Ancak tekrar tekrar hatırlatıyoruz ki doğada aslında "hayatta kalmak" diye bir ayrım da yoktur. Her şey, biyokimyasal veya kimyasal tepkimelerle, fizik yasalarının etkisi altında meydana gelir"


    Peki her şeyi meydana getiren bu tepkimelerin ve fiziksel yasaların varlığı ezeli midir? Yoksa sonradan rastgele mi var oldular?





  • quote:

    Sanırım öyle bir programı ben de hatırlıyorum. Orada Hacettepe ünversitesi profesörlerinden biri çok güzel bir örnek vermişti.


    Ergi Deniz Özsoy olabilir mi? Hacettepeli evrimsel biyolog ve genetik bilimciydi kendisi.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Evet ta kendisi izlerken keyif aldığım az sayıda gerçek bilim insanından biridir.

  • Akıllı ve donanımlı dinlemesi keyifli bir hoca, ondan ders almıştım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kuasar.p kullanıcısına yanıt

    Bence siz doğaya gereğinden fazla anlam yüklüyorsunuz. Cnalıların ortak varoluş amacı üremek veya hayatta kalmak değildir. En azından ilk canlıların. En azından aramızda üreyemeyen veya üremeyen canlılarında varolduğunu düşünürsek.


    Peki öyleyse hepimiz neden üremeye bu kadar meraklıyız veya hevesliyiz. Hayatta kalmayı neden önemsiyoruz ? Neden bu şekilde oldukça öznel gibi görünen duygulara sahibiz. Yanıtı çok basittir. Enerji üreterek aktif olarak düzensizliğe(entropiye) karşı koyabilmekten ziyade.


    İlk canlılar, ilkel canlılar ortaya çıktığında hiçbirinin ne üreme nede hayatta kalma gibi gayeleri yoktu. Bunlar büyük olasılıkla rastgele oluşup varolan aynı bakteriler gibi pekçok ilkel organizmaydı. Fakat sizde takdir edersiniz ki bir ilerleme olabilmesi, bir birikim olabilmesi için


    1 - Genlerini kaydedecek bir yapı.

    2 - Genlerini aktaracak bir yapı olması gerekir.


    İşte bu ilk ortaya çıkıp yokolan muhtemeln milyonlarca canlı arasında genlerin ilk ilkel versiyonunu taşıyan ve bölünen bir tanesi ortaya çıkıncaya kadar milyonlarca ve hatta milyarlarca ilkel canlı oluşp oluşup yokoldu. İlk bölünebilen canlı ortaya çıktıktan sonra ise genlerini kopyasına aktardığı için, onlarda kendi aralarında bölünüp sürekli bu bölünme işlevine sahip yeni canlılar oluşturduklarından bir anda habitatı kaplayarak üreme özelliği taşımayan benzeşlerinin yerini işgal etti.


    İşte üreme yetisi olan bu ilk versiyonun oluşumunun ardından zaten evrim ve mutasyon süreci çoktan başlamıştı. Ortalığa bölünerek yayılmış bu milyonlarca ilkel yaratıktan farklılaşanlar arasındaki rekabet yine kendi varlığını uzun tutmaya yarayacak rastgele varlıkları avantajlı hale getirdiğinde bu sefer popülasyon içerisinde hayatta kalma güdüsü ortaya çıktı. Çünkü bu geni taşıyanlar daha fazla yaşayıp daha çok kopya oluşturuyorlardı dolayısıyla kısa sürede popülasyonu yine işgal ettiler.


    Bu bilinçsiz sürecin üreme ve hayatta kalma güdülerini oluşturması mantık açısından zaten oldukça bariz ve açıktır. Tersine bu özelliklere sahip olmayan karmaşık canlıların ortaya çıkması ise olasılık dahilinde bile değildir.





  • İslamda cariye meselesini içine sindirebilen varsa buyursun bekliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Son din olması

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Evet ta kendisi izlerken keyif aldığım az sayıda gerçek bilim insanından biridir.

    Dakika 30 ve 45 arası. Ergi hocayı dinlemenizi isterim.

    Yorumunuzu merak ediyorum.

    Yanlış olmasın, kendisini severim👍

    Mutasyon, ilk canlı hücre, ara form...


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • ugarb kullanıcısına yanıt

    Martin Hanczyc: The line between life and not-life | TED Talk


    Bu videoyu Türkçe altyazıyla açıp izlerseniz. Oldukça ilginç ve bakış açınızı değiştirecek yanıtlar bulacağınıza inanıyorum. Ayrıca bana videoda gösterdiğiniz soruların pek çoğunun yanıtını burada bulacaksınız.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: tsufrankwoli

    Kardeş senden Allah razı olsun son noktayı koymuşsun Risale-i Nur okuyor musunuz ?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.