Interstellar (2014) | Yıldızlararası (97. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: Oziko

Interstellar'ı bugün sinemada seyrettim.

Puanım 8.5

Filmin yegane ruh ikizi Inception'dan iyi olduğunu düşünmüyorum. IMDB puanı da gişe sonrası yavaş yavaş ham değerine doğru düşecektir.

Bir kere şu var. Kuantum fiziği ya da bilimkurguyla ilgilenmeyen bir izleyicinin filmden alacağı tat yadsınamaz ölçüde düşüyor. Ben alt kesim sinema izlecisinden falan da bahsetmiyorum. Ama filmde bir ''rüya'' bilinmezliği yerine ''kuantum'' geyiği yapılması kurguyu bir adım daha zayıflatıyor kanımca.

Yani söyleceğim şu ki, bilimkurguyla ilgisi olmayan, özellikle kadın izleyicilerden aldığım tepkiler net farkediliyor. Tamam görecelik kavramı über bi mantık ve sinema için müthiş malzeme ama bunu oryante edebilmek de çok önemli bir filmde. Interstellar, kurguyu sağlamlaştırmaya çalışırken bazı noktalarda izleyiciyi gereğinden fazla yoruyor. (Ki bana kalırsa bu mindf*ck denilen olay yeterli bir mazeret değil.)

Tek eksi olarak bundan bahsedebilirim, Interstellar'ın geri kalan kısmı ciddi ölçüde mükemmel. Duygu geçişleri, yabancılaştırma, müzikler, efektler, duygu hepsini bulabiliyorsunuz.

Kesinlikle sinemada izlenmesi gereken ve kesinlikle izlenmesi gereken bir film.

quote:

Orijinalden alıntı: onkuba

quote: Orijinalden alıntı: Oziko Interstellar'ı bugün sinemada seyrettim. Puanım 8.5 Filmin yegane ruh ikizi Inception'dan iyi olduğunu düşünmüyorum. IMDB puanı da gişe sonrası yavaş yavaş ham değerine doğru düşecektir. Bir kere şu var. Kuantum fiziği ya da bilimkurguyla ilgilenmeyen bir izleyicinin filmden alacağı tat yadsınamaz ölçüde düşüyor. Ben alt kesim sinema izlecisinden falan da bahsetmiyorum. Ama filmde bir ''rüya'' bilinmezliği yerine ''kuantum'' geyiği yapılması kurguyu bir adım daha zayıflatıyor kanımca. Yani söyleceğim şu ki, bilimkurguyla ilgisi olmayan, özellikle kadın izleyicilerden aldığım tepkiler net farkediliyor. Tamam görecelik kavramı über bi mantık ve sinema için müthiş malzeme ama bunu oryante edebilmek de çok önemli bir filmde. Interstellar, kurguyu sağlamlaştırmaya çalışırken bazı noktalarda izleyiciyi gereğinden fazla yoruyor. (Ki bana kalırsa bu mindf*ck denilen olay yeterli bir mazeret değil.) Tek eksi olarak bundan bahsedebilirim, Interstellar'ın geri kalan kısmı ciddi ölçüde mükemmel. Duygu geçişleri, yabancılaştırma, müzikler, efektler, duygu hepsini bulabiliyorsunuz. Kesinlikle sinemada izlenmesi gereken ve kesinlikle izlenmesi gereken bir film.

Yorumuna katilmiyorum. Bu tarz filmler siradan seyirciler icin yapilmiyor zaten.

Sana soyle anlatayim. Bir ferrariyi kotu bir sofore versen arabanin hakkini veremez. Ama prof bir surucuye verirsen arabanin hakkini o verir.

Yani bu oylesine vakit gecirmek icin izlenecek bir film degil. İzlerken uzerinde dusunmen kafa patlatman lazim.
Zaten o filmin kapagina bakip uzayli vs bekleyen kesim filmin yarisinda cikiyor :)
Sirf anlayamayan seyirci nedeniyle puan kirmaman lazim.

quote:

Orijinalden alıntı: Droogie

@PHI ,

cooper'ın gelecekten kendine haber vermesi biz doctor who sevenler için hiç de şaşırtıcı değildir.

filmi bilimsel açıdan forumdaki diğer arkadaşlar gibi yorumlayacak kadar iyi değilim, birçok teori bilirim ama üstün körü bir biçimde. benim bu filmden anladığım kadarıyla film kendince uygun gördüğü teorileri alıp "bunlar doğru." diye düşünerek filmi onun üstüne çekmiş. zaman bize bu teorilerin doğru olup olmadığını gösterecektir, biz yaşarsak tabi ki. beni filmin bilimsel tarafı açısından rahatsız eden 6-7 şey oldu, iki tanesi hariç sineye çekemedim çünkü bu ikisi önemli noktalardandı.

b planını oluşturan döllenmiş embriyolar hangi ortamda bebeğe dönüşüp doğacaklardı ki? brand hepsine taşıyıcı annelik mi yapacaktı? bir diğeri de karadeliğe yakın olan gezegendeki (doktor mann'in olduğu gezegendi sanırım) ışık kaynağı. karadeliğin yakınında o kadar ışık olması komik geldi. karadeliğe g kuvveti onları parçalamadan girebilmeleri rahatsız etmedi çünkü bu filmin içinde olabilecek bir şey, dikkat etmeseler de olur ama buna nasıl dikkat edilmez ya?

beni ilgilendiren kısma gelirsek, filmin kendisi. biz türklerde adettendir, hemen eksileri sıralayım.

hans zimmer. bıktım abimizden. müzikler hem aşırı gürültülü hem bazı yerlerde gereksizdi. bu sefer müziklerin çok da iyi olmamasından bahsetmiyorum bile, aşırı gürültü ve gereksiz anlarda çalması çok daha büyük iki sorun.

bazı diyaloglar çok acınası biçimde gülünçtü. daha güzel bir diyalog akışı beklerdim. bu diyalog akışının kötü olması sebebiyle karakterlerin psikolojilerini çok inceleme fırsatı bulamadık bence, cooper haricinde. belki de filmin böyle bir derdi yoktu ama ben görmek isterdim.

deus ex machina. nolan kardeşler gene bunu kullanan diğer filmlere nazaran iyi kotarmış ancak bu teknik bence gerçekten sorunlu ve kötü bir teknik, konuyu çözüyor olabilir ama yanında o kadar çok eksi nokta da getiriyor ki... bu filmde de fazlasıyla vardı haliyle.

nolan'ın following ve insomnia haricindeki işlerinin hepsini izlemiş birisi olarak bu filme dair beni şaşırtan ilk şey nolan'ın ilk defa kendi işine benzer bir iş yapmasıydı. filmden fazlaca inception tadı aldım. umarım nolan buna devam etmez de the beatles misali hep farklı tarzlarda takılır.

filmde gerçekten etkileyici bulduğum, yıllar sonra hatırlayacağım birkaç nokta oldu.

başta cooper'ın dalgalı gezegenden gemiye dönüşte kasetleri izlediği ilk an. o ilk andaki surat ifadesini asla unutamayacağım. o kadar gerçekçi bir oyunculuktu ki salonun ortasında matthew'u alkışlamak istedim. kesinlikle filmin tepe noktasıydı.

bir diğeri doktor brand, baba olan. doktor mann'in aksine mantığın yılmaz savunucusu. filmde sevgi 5. boyutu yöneten şey olarak gösteriliyor, üç boyutlu bizlerin dünyasındaysa mantıkla savaş halinde ve aslında sadece sevgi değil, genel olarak "hisler mantığa karşı" durumu vardı filmde ve doktor mann ile doktor brand'in birbirine zıtlıkları beni benden aldı. mann insanları ilk başta coşturarak görevin liderliğini üstlenip sonra delirdikten sonra hislerine yenik düşüyor, mantığıyla hareket etse rahatlıkla canlı kurtulup istediğini alabilecekken sonu ölüm oluyor. brand ise son ana kadar yalanına sadık kalmış, mann ile planını sürdürmüş birisiydi. içimden "ulan mantığı temsil edecek adam mann yerine böyle olsun" dedirtti. mann'in ihaneti de tam bir laz ziya'ydı be, sonra şişlediler uzayda.

tars ve case. zaten yılmaz bir otostopçunun galaksi rehberi hayranı olarak tars'a hayran olmamak elde değil, marvin'e çok güzel selam çakmışlar.

neden beni etkilediğini anlamadığım sahne, filmde cooper'ın kızıyla konuşması. sıkı bir doctor who izleyicisi olarak başta ikizler olmak üzere zaman paradokslarına çok alışkınım, bir sürü öyle sahne izledim ama hala etkileniyorum meretten. kafamda zaten o sahnede direkt şu çaldı:

https://eksisozluk.com/entry/1256707

http://www.akormerkezi.com/queen--39-turkce-ceviri_sarki-vtvvdn.html

filmi beğendim. gönül isterdi ki film aşırı detaylı olsun, toplam 6 saat olsun da üçleme olsun fakat nolan batman'den sonra kolay kolay yeni bir üçleme yapmaz. üçleme demek kafadan 5 yılını tek bir konuda harcamak demek, hangi yönetmen ister ki?

kesinlikle sinemada izlenmeli.

quote:

Orijinalden alıntı: Cem

Film guzeldi, gorsel kurgusal olarak etkiledi ama daha izlerken dahi ardinda birakacak sorular belli oluyordu.

Onlar dedikleri gelecekte insan irkinin evrimlesmis haliyse ve yardim icin bir karadelik yaptilarsa zaman dongusune girmeden once ilk kez o karadeligi kim koydu. Yani insanlar kurtulmadan karadeligi koyamazlar ama karadelik koymadan da kurtulamazlar. En buyuk soru bu. Zaten isin icine zaman olayi girerse boyle sorular cok olacaktir.

2.si madem bunu evrimlesmis olan bizler yani onlar yardim icin yapiyor, neden daha kolaylastirmiyorlar bu isi. Karadeligi sonrada yerlestiren bir medeniyet pek alada bir cok konuda yardimci olabilir. Bu bi sinavmi diyecem ama sinama gibi bi secenekleri olamaz cunku basaramazlarsa kendileride olmayacak ve insanoglu dunyada dinazorlar gibi yok olup gidecek.

Geri kalan bir cok elestiri bilim kurgu oldugundan fizik kurallarina uymasada kendi capinda biseyler kurgulamis diye biliriz ama bu iki durum filmin kendi icinde dahi neden boyle diye buyuk bosluklar yaratiyor.

quote:

Orijinalden alıntı: Erwin

quote: Orijinalden alıntı: Cem Film guzeldi, gorsel kurgusal olarak etkiledi ama daha izlerken dahi ardinda birakacak sorular belli oluyordu. Onlar dedikleri gelecekte insan irkinin evrimlesmis haliyse ve yardim icin bir karadelik yaptilarsa zaman dongusune girmeden once ilk kez o karadeligi kim koydu. Yani insanlar kurtulmadan karadeligi koyamazlar ama karadelik koymadan da kurtulamazlar. En buyuk soru bu. Zaten isin icine zaman olayi girerse boyle sorular cok olacaktir. 2.si madem bunu evrimlesmis olan bizler yani onlar yardim icin yapiyor, neden daha kolaylastirmiyorlar bu isi. Karadeligi sonrada yerlestiren bir medeniyet pek alada bir cok konuda yardimci olabilir. Bu bi sinavmi diyecem ama sinama gibi bi secenekleri olamaz cunku basaramazlarsa kendileride olmayacak ve insanoglu dunyada dinazorlar gibi yok olup gidecek. Geri kalan bir cok elestiri bilim kurgu oldugundan fizik kurallarina uymasada kendi capinda biseyler kurgulamis diye biliriz ama bu iki durum filmin kendi icinde dahi neden boyle diye buyuk bosluklar yaratiyor.

5.boyuta evrimleşmiş varlıklar. Bunların insan olmasına gerek yok. O yüzden insanlar mı evrimleşti konusunda asla emin olamayız.

Ayrıca ben şimdiye kadar hangi Bilimkurgu filmi/dizisi izlediysem, genelde yüksek zekaya sahip olan yada bu şekilde ileri bir forma evrimleşmiş varlıklarda duygu kavramı yok oluyor. Yani onların gözünde sadece birer piyonuz, istediğimiz şeyi hak edip kazanmamız lazım. O yüzden bu kadar dolambaçlı yollar var, bu kadar fazla araştırma ve keşif var. Yoksa çok basitinden Dünya'ya gelip "Bakın sizin Dünya yok olacak, alın size yapay yerçekimi ve yerçekimi kanunu değiştirmenizi sağlayacak fizik kuramı istediğiniz gibi kullanın." deme lüksleri yok. Nolan bu konuda bence hoş bir detaya değinmiş.

quote:

Orijinalden alıntı: RaiTrQ

Arkadaşlar bende filmden yeni geldim tabi ki bir nolan klasiği olarak aklımda bazı sorular var spoiler içerir
1) şimdi coop gil sürekli bir döngünün içinde mi? ilk başta kıza mesaj yollayan coopermış sonra adam dönüp dolaşıp 5. Boyuta geliyor ve oradan gene mesaj yolluyor. Sonra 2.kez yolculuğa çıkılıyorken bu sefer dr. brandin eline dokunuyor bu sefer cooper ın dokunduğunu biliyoruz ve o dokunduğu sırada yolculuğa yeni çıkmış oluyorlar ondan sonra tekrar cooper 5.boyuta filan gelicek derken bir döngü mü oluyor burada?

2)murp neyi buluyor dünyayı kurtarması gerek ama satürn ün yörüngesine mi ne yerleşiyor insanlar ayrıca burda insanlar yaşarken dr. Brand gidip niye koloni kuruyor amaç zaten ya eskiyi kurtarmak yada eskiyi unutup yeni koloni kurmak ama bunlar ikisinide yapıyor.

3)cooper nasıl kurtuluyor yani 5.boyuttayken orası yok oluyor sonra nasıl satürne ışınlanıyor

Ayrıca anladığım kadarıyla 5. Boyutu 4.boyuta evrimleşmiş insanlar bulup coop u murph in anılarına mı sokuyorlar murhp dünyayı kurtarsın diye?

quote:

Orijinalden alıntı: Krone

quote: Orijinalden alıntı: RaiTrQ Arkadaşlar bende filmden yeni geldim tabi ki bir nolan klasiği olarak aklımda bazı sorular var spoiler içerir 1) şimdi coop gil sürekli bir döngünün içinde mi? ilk başta kıza mesaj yollayan coopermış sonra adam dönüp dolaşıp 5. Boyuta geliyor ve oradan gene mesaj yolluyor. Sonra 2.kez yolculuğa çıkılıyorken bu sefer dr. brandin eline dokunuyor bu sefer cooper ın dokunduğunu biliyoruz ve o dokunduğu sırada yolculuğa yeni çıkmış oluyorlar ondan sonra tekrar cooper 5.boyuta filan gelicek derken bir döngü mü oluyor burada? 2)murp neyi buluyor dünyayı kurtarması gerek ama satürn ün yörüngesine mi ne yerleşiyor insanlar ayrıca burda insanlar yaşarken dr. Brand gidip niye koloni kuruyor amaç zaten ya eskiyi kurtarmak yada eskiyi unutup yeni koloni kurmak ama bunlar ikisinide yapıyor. 3)cooper nasıl kurtuluyor yani 5.boyuttayken orası yok oluyor sonra nasıl satürne ışınlanıyor Ayrıca anladığım kadarıyla 5. Boyutu 4.boyuta evrimleşmiş insanlar bulup coop u murph in anılarına mı sokuyorlar murhp dünyayı kurtarsın diye?

Dünyayı kurtarması gereken kişi aslında Murph. Cooper son sahnelerde kendi söylüyor. Cooper burada sadece aracı. Brand ise yaşanacak bir gezegen buluyor yani doğru gezegeni buluyor anladığım kadarıyla. İnsanlığın orada devam etmesini sağlayacak.

quote:

Orijinalden alıntı: RaiTrQ

quote: Orijinalden alıntı: Krone quote: Orijinalden alıntı: RaiTrQ Arkadaşlar bende filmden yeni geldim tabi ki bir nolan klasiği olarak aklımda bazı sorular var spoiler içerir 1) şimdi coop gil sürekli bir döngünün içinde mi? ilk başta kıza mesaj yollayan coopermış sonra adam dönüp dolaşıp 5. Boyuta geliyor ve oradan gene mesaj yolluyor. Sonra 2.kez yolculuğa çıkılıyorken bu sefer dr. brandin eline dokunuyor bu sefer cooper ın dokunduğunu biliyoruz ve o dokunduğu sırada yolculuğa yeni çıkmış oluyorlar ondan sonra tekrar cooper 5.boyuta filan gelicek derken bir döngü mü oluyor burada? 2)murp neyi buluyor dünyayı kurtarması gerek ama satürn ün yörüngesine mi ne yerleşiyor insanlar ayrıca burda insanlar yaşarken dr. Brand gidip niye koloni kuruyor amaç zaten ya eskiyi kurtarmak yada eskiyi unutup yeni koloni kurmak ama bunlar ikisinide yapıyor. 3)cooper nasıl kurtuluyor yani 5.boyuttayken orası yok oluyor sonra nasıl satürne ışınlanıyor Ayrıca anladığım kadarıyla 5. Boyutu 4.boyuta evrimleşmiş insanlar bulup coop u murph in anılarına mı sokuyorlar murhp dünyayı kurtarsın diye? Dünyayı kurtarması gereken kişi aslında Murph. Cooper son sahnelerde kendi söylüyor. Cooper burada sadece aracı. Brand ise yaşanacak bir gezegen buluyor yani doğru gezegeni buluyor anladığım kadarıyla. İnsanlığın orada devam etmesini sağlayacak.

Tmm o kişi murph onu anladımda. Murph zaten insanlığı kurtarıyor dr. Brand birde orada ayrı koloni kuruyor insanlık 2 gezegende mi yaşamaya devam edicek o zaman. Birde murph neyi buluyor ki satürnün yörüngesine yerleşmeyi mi?

quote:

Orijinalden alıntı: umtakcay

Gidilir mi ?

quote:

Hans Zimmer has totally changed direction here.
Interestingly, Mr. Nolan gave him a single page of text with some of the film’s lines on it prior to the movie even being filmed
and said that it should reflect your own life — and boy, does it sound like it came from his heart.
Mr. Zimmer is far and away from his usual big drums; rather than a sense of pending action or looming doom —
which has always had its benefits — here, there is a sense of growing hope and approaching breakthrough.
This soundtrack is not only well-fitted to each point of the film; it pulls at your heartstrings and raises your hairs.
In sound, it is as much ethereal — even religiose —
as it is an echo of the stars, the outstanding collection of music in 2001: A Space Odyssey, and great artists such as Vangelis and M83.

quote:

Orijinalden alıntı: umtakcay

Gidilir mi ?