Şimdi Ara

insanlar ölümü niye hatırlamak istemezler???

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
51
Cevap
1
Favori
1.471
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kardeşler bu soru hep aklıma takılıyor.
    siz değerliğ dh üyeleriyle paylaşmak yorumlarınız almak istedim.

    3 gün önce bir arkadaşımı daha doğrusu değerli bir abimi ve eşini trafik kazasında kaybettim.
    bunun için 3 gündür kafam çok karışık.
    inançlı bir insan olduğumu düşünüyorum fakat çoğu zaman keyfimiz yerindeyken ölümü unutuyoruz.
    böyle acılı günlerde hatırlayıp "ne yapıyorum ben böyle diyorum"
    eminim bunu birçok kişi kendisine soruyordur.

    ölüm aslında insanın geldiği yere gitmesi demek değil mi?
    yani verilen bir canın geri alınması değil mi?
    sonuçta herkes bi şekilde ölümü tadacak.ya iyi ya kötü.
    peki biz bunları bildiğimiz halde neden bunun için hazırlık yapmıyoruz ve ölümü hatırlamıyoruz.
    sonuçta ölüm hayatın bir parçası.
    zaten ölüm olmasa hayatın tadı olmazdı diye düşünüyorum.
    inanın kafam karışık.bu kaza sayesinde aklım tekrar başıma geldi.
    ve ölümü her gün hissetmeye başladım.
    belki iyi belki kötü ama durum bu.

    siz dh üyeleri ne düşünüyorsunuz?
    paylaşımlarınızı bekliyorum.
    SELAM İLE....







  • sevgili cahit sıtkı tarancı 35 yaş şiirinde ölümü çok sert biçimde ve olması gerektiği gibi anlatmış.
    paylaşmak istedim.özellikle en son kıta beni bitiren yer oldu.

    ..........
    Neylersin ölüm herkesin başında,
    Uyudun uyanamadın olacak.
    Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında
    Bir namazlık saltanatın olacak,
    Taht misâli o musalla taşında.

    .........
  • benim bildiğim ölüm korkusu insan beyninin başa çıkabildiği bir korku. insan bu korkuyu yendiği için dışardan bi etki olmadığı sürece ölüm korkusunu yaşamaz. mesela siz ölen yakınlarınız etkisiyle ölümü düşünmüşsünüz yoksa normalde sizin de aklınıza gelmeyecekti.

    yani normal şartlarda birinin sürekli ölümü düşünmesi, pek sağlıklı bi durum değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Lacrima -- 2 Ağustos 2006; 23:24:14 >
  • evet pek sağlıklı bi durum değil.
    ben ölümü düşünen birisiyim.
    bugünlerde biraz daha düşünmemin sebebi bir ölüm görmemdir.
    ve bunun bana bir vesile olduğuna inanıyorum.

    fakat insanoğlu gerçeklerden kaçmamalı diye düşünüyorum.
    tabi ki de sürekli ölümü düşünmek dünya hayatını bir kenara atmaktır.
    bunu yapmak ta doğru değildir.
    önemli olan orta yolu bulmak ve huzurlu bir şekilde gözlerimizi dünyaya kapatmaktır.

    benim söylemeye çalıştığım orta yolu bulmak ne denlice zordur?
    çünkü bunu başarabilirsek hem dünya hayatını hem de ahiret hayatını güzel yaşayabiliriz.
    bu konuda ne düşünüyorsunuz sevgili dh üyeleri???
    quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    benim bildiğim ölüm korkusu insan beyninin başa çıkabildiği bir korku. insan bu korkuyu yendiği için dışardan bi etki olmadığı sürece ölüm korkusunu yaşamaz. mesela siz ölen yakınlarınız etkisiyle ölümü düşünmüşsünüz yoksa normalde sizin de aklınıza gelmeyecekti.

    yani normal şartlarda birinin sürekli ölümü düşünmesi, pek sağlıklı bi durum değil.




  • Bence insan farkında olarak veya olmadan her an ölümü düşünür.Neden su içeriz susuzluktan ölmemek için neden yemek yeriz zira açlıktan ölmemek için karşıdan karşıya geçerken neden gelen arabalara bakarız araba bize çarpmasın diye vs.Bu örnekler astronomik olarak çoğaltılabilir.Saydıklarımı ölüme tedbir almak olarak da düşünebilirsiniz ama bence tedbir almak da düşünmeden olamaz..


    selametle....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi burrrak1 -- 3 Ağustos 2006; 0:29:52 >
  • İnsan psikolojisinin temeli budur.Kötü şeylerden zihin kendini otomatik olarak uzaklaştırır.

    Mesela hayatınıza bakınız istemediniz ortamalrdan ister istemez bi şekilde farkında olmadan kurduğunuz planlar ile uzak kalırsınız.

    Ölümde canlılığın bitişi olduğundan ve korkutucu bir şekilde ölme ihtimaliniz olduğundan ölmek işini pek hatırlamayız bizler...

    Ama genel bir tabir kullanmışsın ben ölümü çok hatırlıyorum mesela...Gerçi istisnalar kaideyi bozmaz ;)
  • ölümü düşünmekle ölüm korkusu apayrı şeyler. ölümü düşünmek iyidir çünkü insanı mal ve mevki aşkı ile fütursuzca başkalarının haklarına saldırmaktan alıkoyar. ölümü hiç düşünmeyen insanlarla bir gün ölüp elindekilerden ayrılacağını düşünen bir insanın dünyalık için şüpheli işlere girmesi tabiki bir olmaz. bu bağlamda ölümü düşünmek iyidir ama nasıl olsa öleceğim diye işleri serip çalışmamak da olmaz, bu seferde düzen bozulur kimsenin kimseye faydası olmaz.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    insanlar cennette ne yapacaklar
    19 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • baş sağlığı dilerim..

    ayağı sıcak tut kafayı serin..
    bir meşgale bul düşünme derin..
    l.hekim
  • ölüm bizim elimizde olmadığı için ölümü düşünmek istemeyiz ve ölümü ne zaman nerde öleceğimizi bilmediğimiz için ölümü düşünmeyiz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Celaleddin Ari -- 4 Ağustos 2006; 1:43:21 >
  • Öncelikle başınız sağolsun diyorum.

    Düşünülecek nesi var ki ölümün? Her an, her şekilde ölebilirsin. Yapacak bir şey yok. O yüzden düşünmeden yaşıycaksın. Korkunun ecele faydası yok!
  • Lacrima'nın yorumuna katılıyorum. İnsanoğlu, ona ölümü hatırlatacak büyük olayların dışında ölümü tamamen unutabiliyor. Beynin ucube bir köşesinde öylece kalıyor. Taa ki geri çağrılana kadar..
    Özellikle hayatın rutin işleri bunda büyük rol oynuyor. Kısa yada uzun vadeli planlarımız, maddi isteklerimiz, sevgilimiz vs vs.. İşte tüm bunlar bu ölüm korkusunu/düşüncesini kısa zamanda örtbas ediyor.

    Mesela 4 yıl önce yakın sayılabilecek bir arkadaşımın babası akciğer kanserinden(sigaradan dolayı) hayatını kaybetmişti. Arkadaşım ağırlaştığını yanında ben varken haber almıştı. Beraber hastaneye gittik. Oraya vardığımızda adamın durumu gerçekten kötüydü. Anlam veremediğim bir şekilde tir tir titriyordu. 20-25 dakika sonra adam daha çok titremeye başladı. En sonunda gevşedi ve hayatını kaybetti.
    Bu görüntüden çok etkilenmiştim. İki gün o adamın ölüm anını düşündüm. Ertesi gün babam beni aradı. Eline yüklü bir miktar para geçmiş, yarısını bana vereceğini söylemişti. İşte tam bu an geçmişi tamamen unuttum. Hemen bankaya paramı çekmeye gittim. Cebime $2300 koyup doğru bir pc satıcısına gittim ve epeydir almayı istediğim dizüstümü aldım. Aldıktan sonra kafamı meşgul eden tek şey dizüstüydü. Bir hafta kafamı bu meşgul etti. Böylece kafamdaki ölüm düşüncesinden hiç bir eser kalmadı. Geçti gitti öylece... Yani demek istediğim bu tür şeyleri insan beyni rahatlıkla defanse edebiliyor.
    Ama bazı durumlarda C4'ün dediği gibi ölümden korkmak değil de bir gün öleceğini bilmek her zaman için iyidir. Dini inancı bütün bir insan olarak ara ara aklıma geldiğini söyleyebilirim. Genellikle kendimle başbaşa kaldığımda yada yanlış bir karar verdiğimde veyahutta başkasının hakkını yediğimden şüphelendiğimde aklıma direk geliyor. Bir gün öleceğimi bilerek ve buna göre düşünerek karar verdikten sonra da geldiği gibi geri gidiyor.

    Bununla beraber ölüm korkusu sürekli insanın kafasında takılı kalması normal bir şey değil bencede. Zamanla ruhsal dengenin bozulmasına sebep olabilir. Sürekli ölümü düşünen, bunu unutamayan insanlara tavsiyem bol bol dışarıda vakit geçirmeleri ve kendilerini hayatın rutin işlerine bırakmalarıdır.


    @_codelinker_

    Başın saolsun. Allah sana ve ölen kişinin yakınlarına sabır versin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cirrus- -- 4 Ağustos 2006; 4:14:42 >




  • sağol kardeşim
    Allah hepimizi korusun.

    yazıların gayet doyurucu.
    benim düşüncemde bu.
    insan ölümü görüyor ve kendisinin yada yakınlarının öleceğini düşünüyor ve kendisine dikkat ediyor.
    bunu sürekli düşünmek gerçekten insana zarar veriyor.
    fakat tamamen unutmakta bir o kadar kötü.
    hayatta herşey unutuluyor.
    ne kadar üzülsekte hayat devam ediyor.
    üzülmek bugünü kolaylaştırmıyor aksine yarını bitiriyor.
    selam ile...
    quote:

    Orjinalden alıntı: fatihgülçiçek

    Lacrima'nın yorumuna katılıyorum. İnsanoğlu, ona ölümü hatırlatacak büyük olayların dışında ölümü tamamen unutabiliyor. Beynin ucube bir köşesinde öylece kalıyor. Taa ki geri çağrılana kadar..
    Özellikle hayatın rutin işleri bunda büyük rol oynuyor. Kısa yada uzun vadeli planlarımız, maddi isteklerimiz, sevgilimiz vs vs.. İşte tüm bunlar bu ölüm korkusunu/düşüncesini kısa zamanda örtbas ediyor.

    Mesela 4 yıl önce yakın sayılabilecek bir arkadaşımın babası akciğer kanserinden(sigaradan dolayı) hayatını kaybetmişti. Arkadaşım ağırlaştığını yanında ben varken haber almıştı. Beraber hastaneye gittik. Oraya vardığımızda adamın durumu gerçekten kötüydü. Anlam veremediğim bir şekilde tir tir titriyordu. 20-25 dakika sonra adam daha çok titremeye başladı. En sonunda gevşedi ve hayatını kaybetti.
    Bu görüntüden çok etkilenmiştim. İki gün o adamın ölüm anını düşündüm. Ertesi gün babam beni aradı. Eline yüklü bir miktar para geçmiş, yarısını bana vereceğini söylemişti. İşte tam bu an geçmişi tamamen unuttum. Hemen bankaya paramı çekmeye gittim. Cebime $2300 koyup doğru bir pc satıcısına gittim ve epeydir almayı istediğim dizüstümü aldım. Aldıktan sonra kafamı meşgul eden tek şey dizüstüydü. Bir hafta kafamı bu meşgul etti. Böylece kafamdaki ölüm düşüncesinden hiç bir eser kalmadı. Geçti gitti öylece... Yani demek istediğim bu tür şeyleri insan beyni rahatlıkla defanse edebiliyor.
    Ama bazı durumlarda C4'ün dediği gibi ölümden korkmak değil de bir gün öleceğini bilmek her zaman için iyidir. Dini inancı bütün bir insan olarak ara ara aklıma geldiğini söyleyebilirim. Genellikle kendimle başbaşa kaldığımda yada yanlış bir karar verdiğimde veyahutta başkasının hakkını yediğimden şüphelendiğimde aklıma direk geliyor. Bir gün öleceğimi bilerek ve buna göre düşünerek karar verdikten sonra da geldiği gibi geri gidiyor.

    Bununla beraber ölüm korkusu sürekli insanın kafasında takılı kalması normal bir şey değil bencede. Zamanla ruhsal dengenin bozulmasına sebep olabilir. Sürekli ölümü düşünen, bunu unutamayan insanlara tavsiyem bol bol dışarıda vakit geçirmeleri ve kendilerini hayatın rutin işlerine bırakmalarıdır.


    @_codelinker_

    Başın saolsun. Allah sana ve ölen kişinin yakınlarına sabır versin.




  • Bakara Suresinin doksan dördüncü ayet-i kerimesi :

    { Eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü temenni ediniz. }


    Cuma Suresinin sekizinci ayet-i kerimesi :


    { De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir.







    Fahr-ı Alem Aleyhi’s Salat ü ve’s Selam Efendimiz buyurmuştur ki:

    “Ölümü düşününüz,ölümü düşünmek; nefsi temizler, kâlbi uyandırır, dünyadan nefret ettirir, ölümü düşünen Allah dostu olur.”

    “Hak Teala kime hidayet etmiş ise ona nasihat için ölüm yeterlidir.”

    “Halkın en çok akıllı olanı ölümü en çok düşünendir, hazırlığını tamamlayandır, şeref ve itibarıyla gidendir.”

    “İnanan insan ölümle kederlenir zannetmeyiniz, onun için ölüm bir evden diğerine taşınmaktır.”

    “Cesur mü’min ölüm gelince, sevdiği dostunu karşıladığı gibi karşılar.”

    “Bütün insanlar, gaflet uykusundadır, hepsi ölümle uyanırlar.”

    “Însan ölümden kaçar, feryat eder, halbuki ölüm onu fitnelerden kurtarır.”

    “Ölüm mü’minin canına hediye, ona verilen nimetlerin en büyüğü, ruhuna ulaşan güzel kokudur.”

    “Ölüm mü’minin rahatıdır, sevincidir, ganimetidir.”

    “Ölüm mü’minin mutlu bayramı önceden söz verilen buluşma anıdır.”

    “Dünya mü’minin zindanı, ölüm otlak ve seyranıdır.”

    “Ölümün kendisine hayırlı olmayan bir mü’min yoktur. Mü’minler ister takva sahibi, isterse günahkar olsun, ölüm mutlaka ona hayırlıdır.”

    “Ölümü hem kendi nefsime ve hem sadık dostuma arzu ederim. Çünkü Mü’min, Allah ile mülaki olmanın ölüm ile elde edildiğini bilir. Allah ile mülaki olmak arzusu olan mü’min ölüme muhabbet eder. Ölüm vasıtası ile seven sevdiğini bulur. Ölüm ile dünya dertlerinden azat olunur.”

    “Ölümü hiçlik ve yokoluş zannetmeyiniz. Ölüm bedenden soyunup sonsuzluğu bulmaktır.”

    “Ölüm bedenden ayrılış ve hâlin değişimidir. Bir evden diğer eve taşınmaktır.”

    “Nefis için dört makam vardır: Birincisi ana karnıdır. İkinci makam âlem-i şehadet (içinde yaşadığımız, şahit olunan bu maddi âlem) dir. Üçüncü makam alem-i berzah (mahşer gününe kadar ruhların beklediği âlem) dir. Dördüncü makam alem-i ervah (Ruhlar âlemi) dir. Dünyada ölümün örneği ana rahimde ceninin hâlidir. Nitekim cenin doğum anında dünyaya gelmeyi istemez. Bunun gibi insan ölümden hüzün duyar, feryat eder, ölmeyi arzu etmez. Ölüm anında nefsi iman etmiş olanlar ölüm meleğinin güzelliğiyle meşguldür. Ölüm anının eleminden kurtarıldığı için o elemi unutmuştur. Nitekim Mısırlı kadınlar, Yusuf’un güzelliğine dalıp ellerini kestiklerinde kesik acısının farkına varmamışlardı.”

    “Ölüm anında mü’mine Rabbi görünür, dünya hüznünden kurtulur, ahiret korkusundan emin olur.”

    “Hak mü’minin nefsini aldığında ruhu mutmain olur, beden ağırlığından kurtulur, rahat ve selamet bulur." "Beden kafes, ruh kuştur, bedende can mahpus ve mecruhtur.”


    Sadaka Resulullahi Aleyhi s-Selavat ü ves-Selam.

    Not:Alıntıdır




  • insanlardan ecellerinin gizlenmiş olması kendileri için bir rahmettir. aksi olsaydı, kimsede huzur kalmazdı. ne zaman öleceğini bilen insanların yaşamları çekilmez olurdu. ama genede, ölümün tamamen unutulması da hoş bir şey değil. ölümü tefekkür etmek insanın bir takım manevi hastalıklardan kurtulmasına sebep olur(uzun emel, hased, aşırı mal ve mevki sevgisi gibi).
  • @_codelinker_ başın sağolsun öncelikle.

    İnsan ölümden neden korkar sorusunun somut bir cevabı var mıdır? İnsanların sevdiklerini ve tüm sahip olduklarını kaybetme korkusuna bağlayabilir miyiz bunu? Eğer bu şekilde bir gerekçe sunulacak olursa küçücük bir örümceğin davranış örgüsüne ne demeli? Elinizi 1mm boyutunda bir örümceğe yaklaştırdığınızda kaçıyor. Peki bir örümcek neden ölümden korkar ki? Ya da o örümceğin korkusu farklı bir nedene mi bağlıdır? Ya bir sineğe ne demeli? Sizi rahatsız ettiğinde ona vurmaya kalkarsınız ancak o müthiş bir refleks ile uçuverir hemen. Bana kalırsa tüm canlıları "hayatta tutmaya" çalışan bir gen var gibi. Bu gen canlılara refleks niteliğinde bir korku kazandırmış görünüyor. Bilimsel anlatımlar değil bunlar bu nedenle yanılıyor olabilirim ancak bunu bizzat gözleyebiliyoruz hepimiz. Aniden bir deprem olsa insanın göğüs boşluğunda tarifi imkansız bir korku sıkışması oluyor. Derken kalp hızlanıyor ve terleme oluyor. Böylesi bir durum insanın başına gelebilecek kaza niteliğindeki diğer olaylarda da vuku bulabiliyor.

    Peki canlıların hayatta tutulması neden önemlidir diye bir soru saorabilir miyiz? Hayatın anlamına ilişkin bir ipucu olabilir mi ölüm korkusu? Neden yaşamalıyız? Neden hayatta kalmalıyız? Doğanın bize ihtiyacı mı var? Yoksa canlılardaki genlerin bencilliği midir bu korkuyu oluşturan? Hayatını sadece nefes alıp vermekle sürdüren bir insan bu doğaya ne katıyor olabilir ki ölümü anında bir korku yaşayabilsin? Bu korkunun elimizde olmadığı kesin. İnsan beyni bile ölüm dürtüsünü engelliyor. Hal böyle ise bu korkunun bir amaca hizmet ettiği söylenebilir mi? Yoksa var olmak çok mu hoş bir şey? Peki bu hoşluğu nasıl kavrayabiliyor bir sinek bir örümcek?......Yok olma korkusunu nasıl hissedebilir küçücük bir karınca?




  • Canlıların ortak özelliklerinden biri de varlığını ve neslini devam ettirme içgüdüsüdür. Neden buna içgüdü denir, neden vardır ve hatta içgüdü nedir? Orası bilinmez ama buna kitaplarda içgüdü deniyor.
    Sineklerin ve örümceklerin yaşamdan zevk aldığını ve bu nedenle ölümden korktuklarını şahsen zannetmiyorum. Bunun sebebi sadece neslini devam ettirme içgüdüsüdür diyebilirim. Zaten çevremizde gördüğümüz canlıların var olması bu içgüdüye bağlıdır.
  • huzurlu yaşamak çok basit ibadetini yap allaha inan ve güven ölürsen gittiginyer cennet (gidicegimizi bilsek ölmek için can atarız) allaha inanmazsan eger gittiginyer cehennem + ölüm korkusu ve yok olma pisikolojisi bukadar basit herşey fazla kafanızı karıştırmayın .... ölüm son degil başlangıçtır ve sonsuza kadarda hiç bi kimseye ölüm yoktur ya sonsuz cennet ya sonsuz cehennem vardır.sonsuz cennet demek milyar degil trilyon degil hatta katrilyon degil bunları birbirine çarpsan oda degil yani bu şekilde ya cennet ya cehennem hayatı..sonsuz cehennem i kafamızda kısa bi süre canlandırsak aslında ne derece kötü bi azap oldugunu kavramak hiç zor degil bilsekki bin yıl veya yüzbin yıl sonra kurtuluş var bi umudumuz olurdu ama sonsuz demek umut yok demektir .tabi allah aksini istemedikce işte bu yüzden 50 60 bilemedin 70 yıllık ömür için sonsuz yaşamı tehlikeye atmayın ..zaten 70 yıl dediginde üçte biri uyku yani 20 yılı enaz bilinçsiz geçirmek onun dışında cocukluk yılları boş ve hatırlanması zor zamanlar geri kalan zamanlar temizlik yemek yemek yani bize kalan zamanı toplasan geriye istedigimi yaptıgım dedigin zaman en fazla 25 ,30 yıl yani cok az işte bu yüzden ....uyanık olun




  • ibadet etmekte tenbellik yapıyorsak ki( ben yapıyorum malesef )ölümü hatırlamak istemeyiz.
  • kardeşler cevaplar için çok sağolun.

    @trackfind500
    gen olayı bana da mantıklı geliyor.
    insanın içinde öyle bişey var ki ölümü hatırladığında ya da yaklaştığında ister istemez içsel bir tepki veriyor.

    @baar555
    kardeş sonsuzluk çok daha ayrı bi konu.
    düşünürken insanın aklı başından gidiyor.
    şahsen ben sonsuzluğu kafamda tasarlayamıyorum.

    paylaşım için sağolun.
    selam ile...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: trackfind500

    @_codelinker_ başın sağolsun öncelikle.

    İnsan ölümden neden korkar sorusunun somut bir cevabı var mıdır? İnsanların sevdiklerini ve tüm sahip olduklarını kaybetme korkusuna bağlayabilir miyiz bunu? Eğer bu şekilde bir gerekçe sunulacak olursa küçücük bir örümceğin davranış örgüsüne ne demeli? Elinizi 1mm boyutunda bir örümceğe yaklaştırdığınızda kaçıyor. Peki bir örümcek neden ölümden korkar ki? Ya da o örümceğin korkusu farklı bir nedene mi bağlıdır? Ya bir sineğe ne demeli? Sizi rahatsız ettiğinde ona vurmaya kalkarsınız ancak o müthiş bir refleks ile uçuverir hemen. Bana kalırsa tüm canlıları "hayatta tutmaya" çalışan bir gen var gibi. Bu gen canlılara refleks niteliğinde bir korku kazandırmış görünüyor. Bilimsel anlatımlar değil bunlar bu nedenle yanılıyor olabilirim ancak bunu bizzat gözleyebiliyoruz hepimiz. Aniden bir deprem olsa insanın göğüs boşluğunda tarifi imkansız bir korku sıkışması oluyor. Derken kalp hızlanıyor ve terleme oluyor. Böylesi bir durum insanın başına gelebilecek kaza niteliğindeki diğer olaylarda da vuku bulabiliyor.

    Peki canlıların hayatta tutulması neden önemlidir diye bir soru saorabilir miyiz? Hayatın anlamına ilişkin bir ipucu olabilir mi ölüm korkusu? Neden yaşamalıyız? Neden hayatta kalmalıyız? Doğanın bize ihtiyacı mı var? Yoksa canlılardaki genlerin bencilliği midir bu korkuyu oluşturan? Hayatını sadece nefes alıp vermekle sürdüren bir insan bu doğaya ne katıyor olabilir ki ölümü anında bir korku yaşayabilsin? Bu korkunun elimizde olmadığı kesin. İnsan beyni bile ölüm dürtüsünü engelliyor. Hal böyle ise bu korkunun bir amaca hizmet ettiği söylenebilir mi? Yoksa var olmak çok mu hoş bir şey? Peki bu hoşluğu nasıl kavrayabiliyor bir sinek bir örümcek?......Yok olma korkusunu nasıl hissedebilir küçücük bir karınca?



    Bu nokta hiç dikkatimi çekmemişti daha önce.. Ölümden korkmak için bazı manevi değerlere sahip olmak gerektiğini söylemeye çalışıyorsun sanırım. Bu değer yorumlamasını yapamayacak canlıların kendilerini koruma içgüdüsünü nereden edindiklerini anlamıyorsun? Sanki bu canlılar da yaşadıklarının bilincinde ve ölüp bazı zevklerden mahrum kalmaktan korkuyormuşcasına ölümden kaçıyorlar. Ölümün kötü olduğuna kanaat getirmişler ki kaçıyorlar diyorsun sanırım.. Peki bu kararı kim vermiş? Eğer genetik kodsa.. Ölümden kaçmaya neden olan bir gense ve herşey evrim sonucu gelişmişse doğa bunun daha ideal olduğunun farkına nasıl varıyor.. Hayatta kalma azminin doğadaki hangi fiziksel maddeye faydası vardır..? Evrendeki herşeyin madde olduğu kabulüne bakarsak madde neden hayatta kalmak istesin? Madde, dünya yaşamındaki hazzı hissedip, manevi değerleri algılayabilir mi.. ve bunları kaybetme korkusuyla ölümü tanımlayıp ondan kaçabilir mi?

    Benim felsefemi de tanıdığınız kadarıyla :) bu işleyişin içerisinde mutlaka "bilinç" denilen soyut bir etkenin var olması gerektiğini düşünüyorum. Evrenin bilinçsiz somuttan ve bilinçli soyuttan oluştuğunu tahmin ediyorum. Madde, evrensel düzenin yapıtaşını oluştururken; bilinç, bu düzenin işleyişine yön veriyor. Bütün canlıların da ölüm veya fedakarlık diyebileceğimiz davranışsal seçimlerinin kaynağı konusunda emin olmadığım bir tetiklemenin sonucu olduğunu düşünüyorum..




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.