Şimdi Ara

İngilizce ders nasıl verilir ?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir (2 Mobil) - 2 Masaüstü2 Mobil
5 sn
10
Cevap
1
Favori
24.073
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İngilizce bilseniz fakat daha önce kimseye ingilizce dersi vermemiş olsaydınız , aylık ücretle ingilizce ders vermeye başlasanız özel olarak , nasıl başlar,nelere dikkat ederdiniz?
    Özellikleriniz: Grammar'i baştan sona su gibi biliyorsunuz , 4500 kadar Kelime dağarcığınız var. Çook sayıda kalıp biliyorsunuz , algılama , kavramanız çok güzel. sadece biraz pratiğiniz eksik olsa mesela..

    bu özelliklerinizle nasıl ders verirdiniz?

    Arkadaşlar yukarıda sayamadığım daha başka özelliklerle ve eksiklerimle.. ingilizce ders vermeye başlıyacağım..
    fakat nasıl başlayacağım onu bilmiyorum.Biraz yardım ederseniz çok güzel olur. Şimdiden herkese Teşekkürler.



  • Bilgilerinize deneyimlerinize ihtiyacım var lütfen yardım edin.
  • Öncelikle karşındaki kişinin seviyesi iyi bilmen lazım, bunun için ufak bir kaç soru sorup test edebilirsin bilgilerini, daha sonra hani gramer kitapları oluyor ya misal English gramer in use, orada kolaydan zora doğruydu gramer yanlış hatırlamıyorsam, yani en başta temel şeyleri öğretirsin daha sonra tenseler ve zamanla karışık tenseler girer işin içine. Belirli bir müfredata göre gitmen lazım, pat diye bir konudan başlarsan çocuğun gözü korkar.
    Daha önce herhangi bir ingilizce dersi vermedim , ingilizcem iyi seviyedir ve yakın zamanda 0 dan almanca kursuna yazıldım ve oradaki sıraya göre tecrübelerimi paylaşabilirim. Örneğin en başta, alfabeden başladık daha sonra sayılar daha sonra işte ismim şu, şuradan geliyorum, şu yaştayım, tarzı temel kalıpları öğrendik. Başta bu temel cümleler hiçbir şey bilmeyen biri için kafa karıştırıcı gibi olsa da , standart cümle yapıları olduğundan akılda kalıyor.
    Eğer karşındaki orta seviyede ise bunlara gerek kalmaz, direk zamanlardan başlayabilirsin ve cümle içinde kullandığın kelimeleri çocuga yazılı olarak verebilirsin..




  • Çok Teşekkür ederim. İnanın dedikleriniz işime yarayacak.

    Şunu demişsiniz '' Eğer karşındaki orta seviyede ise bunlara gerek kalmaz, direk zamanlardan başlayabilirsin ve cümle içinde kullandığın kelimeleri çocuga yazılı olarak verebilirsin.. ''

    Orta düzeyde ingilizcem var demişti , önce biraz test ederim orta mı deil mi diye , kolay sorarım dediğiniz gibi , sonra zora geçerim. Teşekkür ederim tekrar dediklerinizi iyice düşünüp uygulayacağım.
  • Rica ederim, eğer dediği gibi orta seviye ise işiniz biraz daha kolaydır bol bol tense ve kelime yüklemesi yapabilirsiniz yoksa işiniz zor oluyor, çünkü yeni bir dile başlamış biri olarak (almanca) dil öğrenmenin 0 dan çok zor oldugunu ve mumkun oldugunca küçük yaşlarda başlanılması gerektiğini gördüm.
    Ayrıca ders içinde bol bol çocugu konuşturtarak, kendınızle diyolog kurdurtabilirsiniz, eğer 2 kişiye aynı anda veriyorsanız birbirlerine sormalarını sağlayabilirsiniz, onun dışında yine bol bol çalışma kagıdı ve ödev dagıtabilirsiniz.
  • sözlerimi yanlış anlamayın ama, formasyon eğitiminiz var mı?

    yaklaşık 2 yıldır ingilizce özel ders veriyorum ben de. üniversiteye başladığımdan beri yani.

    ilk öğrencime anlatış tarzıma bakıyorum, şu anki öğrencilerime anlatış tarzıma bakıyorum, arada dağlar kadar fark var.

    ilkine bir şeyler öğretemedim mi? tabii ki öğrettim. ama bir de şimdikilere bakıyorum, okulda aldığım çoğu bilgiyi uygulama imkanım oluyor. öğretimde ilkeler, yöntemler, yaklaşımlar, teoriler, onlarca şey var. ilk öğrencimde bunların hiçbirini bilmiyordum. sonra okulda bunları gördükçe bunun ne kadar ciddi bir iş olduğunun farkına vardım. lisede bilgisine hayran olduğum öğretmenlere lanet ettim, meğer çoğu yatıyormuş. bize sadece olan bilgiyi veriyorlarmış. öğretmiyorlarmış, öğrenmemiz için bir çaba sarfetmiyorlarmış... ders işlemiyor muyduk? işliyorduk hem de nasıl...

    ama şimdi o derslere bakıyorum, üniversitedeki hocalar lanet ediyorlar, siz de mezun olduğunuzda sizin öğretmenleriniz gibi, hatta bizim gibi bile yaparsanız hakkımızı helal etmeyiz diyorlar. 20 yıl öncesinin teknikleri ile ders yapılmaz bizim lisede olduğu gibi. 2 yıl sonra ben mezun olduğumda hocamın söylediği şey de, o zaman da 4 yıl öncesinin teknikleri ile ders yapmayacaksın. kendini geliştirmiş olacaksın, üreteceksin.


    formasyon eğitimi dedim, sana basit birkaç örnek vereyim bana nasıl katkı sağladı bunlar.

    öğretime bakış açımı %100 değiştiren bir ders, ingilizce öğretiminde yaklaşımlar adında. onlarca yaklaşım var. örneğin birinde sadece gramer veriyorsun, kelimeleri liste halinde verip yanlarına ana dilindeki anlamlarını veriyorsun (lisede yapılan ve üniversite hocalarımızın "uygularsanız öğretmen değilsiniz" dediği), birinde çeşitli durumlar içinde veriyorsun bilgiyi, birinde emir kiplerini, hareketleri, vücut dilini kullanarak veriyorsun. birinde görselleri bir amaç için kullanıyorsun, diğerinde başka bir amaç için. böyle onlarca şey var. önemli olan bunların hepsinden yeni bir sentez yapmak, çünkü her birinin bir eksik noktası mutlaka var. bazıları bir öncekinin eksiklerini tamamlamak için çıkmış, ama onun da bir eksiğini buluyorsun.

    bir diğer ders, öğretimde ilke ve yöntemler. bunda en çok hoşuma giden şey, gardner'ın öne sürdüğü çoklu zeka kuramı. doğuştan bir sorunun yoksa herkesin öğrenebileceğini savunur, ve şu anda 8 çeşit zeka olduğunu ortaya koyar. önemli olan bireyde hangi zekanın üstün olduğunu bulmak, materyalini onun bu zekasına göre hazırlamaktır. örneğin müzik zekası baskın olan bir çocuğa grameri ritimlerle, şarkılarla öğretebilirsin. ama başka bir zeka türünde tamamen görsel materyallerden yararlanırsın, ona da müzikle öğretmeye çalıştığında başarısız olursun.

    bir diğer nokta, önemli olan alıştırma, soru, konu anlatımı hazırlamak değildir. hazırlanan dökümanın niteliği önemlidir. hazırlanan dökümandaki amacın ne? bu amaçlar doğrultusunda neler sunuyorsun, hangi soru biçimlerini kullanıyorsun.

    Türk eğitim tarihi, avrupa eğitim tarihi gibi dersler var, bunlarda da neler yapmışız, neler başarmışız, neden başarısız olmuşuz. veya avrupada neler olmuş. bunların bile ders planı yaparken önemi büyük. örneğin medreselerde ezber yöntemi kullanılıyordu. tek neden bu değil ama başarısız oldular. çünkü insanlar öğrenmiyordu. demek ki neymiş? ne olursa olsun ezberletmeyeceksin.

    formasyonların dışında başka derslerin de etkisi büyük. bağlamsal dilbilgisi adında bir dersimiz vardı, bir dönem boyunca grameri nasıl öğreteceğimiz üzerinde duruldu. S + V + O olarak değil, çocuğun yaşına, seviyesine, zeka düzeyine göre, benzetmelerle, oyunlarla farkettirmeden grameri nasıl öğretiriz. bunda hoşuma giden şey, çocuğu sıkmadan nasıl öğretebileceğimizi öğrendik. ve hiçbir zaman grameri kitaplardan, kalıplardan öğretmedik. bu konuda sınıf olarak hazırladığımız bir proje de var. her konu için bu kriterlere göre örnek bir anlatım var. videoları, slaytları, resimleri nasıl kullanabiliriz, bunları gördük. sınıfta birbirimizden öğrendik yani. (bu ders geçen yıldı ve bu yıl aldığımız yeni bilgilerle o kadar titiz çalıştığımız projede bile eksikler bulduk :)

    dilbilim adında başka bir derste, dilin oluşumu, gelişim evreler, gibi şeyler işliyoruz. bu derste öğrendiğim şey, çocuktaki dil gelişimine göre konuları nasıl düzenleyeceksin, gerektiğinde sırasını nasıl değiştireceksin, materyalini bu etkenlere göre nasıl düzenleyeceksin bu gibi şeyler.

    sözcük bilgisi dersinde hangi kelimeler nasıl oluşmuş gibi şeyler vardı. burada ilgimi çeken, ingilizcenin gelişim tarihi oldu. hangi olaylardan etkilenmiş, hangi dillerden hangi sözcükleri almış. gramer nasıl oluşmuş. neden 2. haller var (aslında yoklar), ingilizce ile hangi diller birbirine yakındır, kolay öğrenilebilir bunlar vardı. ingilizce alanındaki genel kültürüme katkı sağladı.

    daha yazacak çok şey var ancak okunacak mı ondan bile emin değilim, fazla uzun yazdığımı farkettim.

    özet olarak, bu işe "ne olacak yav ingilizce değil mi, öğretirim, bildiğim şey ne de olsa" gözüyle başlamıştım. ama olayın hiç de öyle olmadığını gördüm. 25 yıllık öğretmen annemin bile neden bu kadar uğraştığını anlayamazdım eskiden. şimdi çok iyi anlıyorum. yani arkadaşım, başlamadan önce çok geniş araştırma yapman senin iyiliğine olur. yapmazsan ne olur, yine ders verirsin, paranı alırsın, ama bahsettiğim eski tip öğretmenlerden farkın olmaz. öğrencinin gözü açıksa, dil öğretimi hakkında biraz bir şeyler okumuş olsun, eski yöntemlerle öğrenemeyeceğini anlar ve seninle çalışmak istemez.


    çeşitli okullarda derslere gözlemci olarak girme imkanın varsa bunu değerlendir. ben 2. dönem bir özel okulda ingilizce derslerine gözlemci olarak gireceğim. (staj değil, kendim ayarladım) öğrenecek daha çok şeyim olduğunun farkındayım. böyle bir olanağın varsa sen de değerlendir derim.

    şimdiden kolay gelsin :)




  • English File kurs kitapları var bunlar 1-2-3 olarak gidiyor. Kurslarda bu ve buna benzer kitaplarla müfredatı olusturuyorlar. Mesela ders vereceginiz kişi pre-intermediate seviyesinde ise english file 2 kitabını + workbooku + kaseti ile çalışmalara başlarsınız. O kitaplar zaten step by step uygulama esasına gore hazirlandigi icin siz kitaptan ilerledikçe ders verdiginiz insan hem grammer, hem kelime, hem listening hem de speaking öğrenmiş olacak. Unite ünite işlersiniz, diyelim ilk üniteyi işlediniz reading okudunuz, kasetten listenng scripti dinlediniz,gramerini öğrendiniz vs vs. Unite sonlarinda bir ek bir grammer kitabından da o ko nu ile ilgili grammerleri örneklerle pekiştirirsiniz. Eve de workbookdan odev verdiniz mi bu iş çok guzel yürür.
  • Lisede öğretmenlik yaptım.
    Acemi bir öğretmen için en büyük problem 15 dakikalık konuyu 40 dakikaya yayabilmektir.
    İlk anlattığım ders 20 dakikada bitince dersin kalanını günlük hayattan magazinsel örnekler vererek tamamladım. Sınıfta bir heyecan bir ilgi. Dersin sonunda çocuklar ne olur bir sonraki dersimize de siz girin diye yalvarmışlardı.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.