Şimdi Ara

Inception (2010) (36. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2.852
Cevap
3
Favori
120.947
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3435363738
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 10/10

    İzlerken 1 saniyesinde bile sıkılmadığım hiç bitmesin istediğim bir film olmuş,izlediğim en iyi film desem abartı olmaz benim için.Nolan kurguda eşsiz olduğunu kanıtladı bence böyle senaryo böyle görsel ve tabiki böyle kurgu bir daha zor gelir tavsiye etmeye gerek kalmadı artık ama gitmeyen hayatının hatasını yapar bence.
  • koltuktan kaltıktan sonra yapış yapış olmuştu oturduğum yer yani siz düşünün nasıl bir film
  • quote:

    Orijinalden alıntı: smd

    @PHI Juno bir liseli kızın hamile kalması tarzı bir film gibi kalmış aklımda. Nasıl Inception'la alakası var ben de çözemedim.

    Biraz bakındım da. Ellen Page imiş bağlantısı.


    quote:

    Orijinalden alıntı: Nike

    Filmden yeni geldim ve gerçekten bayıldım Cristopher Nolan klasını konuşturmuş gene ve bilim kurgu filmi böyle yapılır diye ders verilecek cinsten bir film yapmış.

    Filmin ilk bölümü daha çok olayların nasıl geliştiği ve insan zihninde neler yapılacağını bize anlatmak için kurgulanmış gibiydi ikinci bölümde ise aksiyon tavan yapıyor ve film bu bölümde baştan sona harikaydı...




    [ima ge]http://screenrant.com/wp-content/uploads/christopher-nolan-director-1.jpg[/simage]

    Bir yönetmenin her filminde senaryo, kurgu, geçişler harika olabilir mi ? Filmin kısaca özetini yaparsak Cristopher Nolan Hayal dünyası ve senaryosu+ yönetmenliği birleşince ortaya bu şaheser çıkmış...Ayriyeten film kesinlikle Memento kadar karışık değil..

    9.5/10


    Evet bu ilk yarı olayları anlatma olayı da çok iyiydi bence.
    İlk yarı ne nasıl olur, labirent nasıl tasarlanır, mimar nedir, rüyalara nasıl girilir falan onu anlatıyorlar, ikinci yarı film coşuyor.




    quote:

    Orijinalden alıntı: Nike


    quote:

    Orijinalden alıntı: savas tanrisi

    fakat okuduğum bazı teoriler dom un sonda rüya gördüğü ve aslında tüm karakterlerin onun bilinçaltından geldiğini söylüyor ve bu teorilerinde haklı olduğu yerler var. ayrıca saito ve mal ın aynı sözleri kullanması bu teoride öne sürülen başka önemli bir düsünce. matrixten buyana hiç bu kadar kafam karışmamıştı


    Durup dururken kafam karıştı şimdi iyimi..

    Sonda fırıldağın dönmesi, hatta bi ara yalpalaması tamamen Nolan'ın oyunu. Sonu seyirciye bıraktı. "İnanmak istediğiniz gibi inanın" dedi.
    Sonda dikkat ettim bi ara yalpalıyor ve ekran kararıyor.
    Ayrıca yüzük çok önemli bir ayrıntı sanki. Nolan ipuçlarını bırakmış, bir kez daha izleyip toparlamak lazım.


    quote:

    Orijinalden alıntı: DARKRUSE

    Bu arada ya son sahnede
    Topaçın düşmesi için düş, düş, düş, düş diye kendi içimden söyledim. Bunu yapanlar var mı benim gibi? Bir de bence sadece Cobb rüyadan uyanamamıştır belki. Çünkü çocukları aynı yaştalar. Hep rüyasında gördüğü gibi. Bilmiyorum ama ya. Ulan Nolan ne ettin aga sen ya.


    Olmaz mı.
    Tam o sahneyi gösteriyor oturuşumu falan değiştirdim perdeye doğru eğildim ne olacak diye bekliyorum. İçimden de "düş ulan" diyorum resmen.


    quote:

    Orijinalden alıntı: QuadroFX

    Şu an tatildeyim ve memleketteyim Ordu'dayım.
    Burda 3 tane sinema var ,adama sordum ne zaman gelir diye 4 hafta sonra dedi saçmalık resmen

    Samsun'a gitmeyi düşünüyorum.
    3 saatlik yol kat edeceğim film için.

    İnan ki değer film için.


    quote:

    Orijinalden alıntı: QuadroFX

    Herkes sahneler süper diyor yine Wally Pfister harika iş çıkarmış sanırım.

    Görüntü yönetmeniydi değil mi?
    Kesinlikle harikaydı.






    Bu arada Nolan'ın doğum günü partisine davetlisiniz.
    http://forum.donanimhaber.com/m_41718634/tm.htm

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • çok beklentilerle gittim ama umduğumu alamadım. herhangi bir x men filmi 10 kat daha iyidir bu filmden.
  • Filmden yeni geldim.Tek kelime ile harikaydı.Ama şu var;izleyenler baksın sadece

    İsim seçimleri kopardı beni yaKadının adı Mal'dı

  • Filmin sonunu anlamadım. (Teori istemiyorum) filmin anlatmak istediği son neydi bunu merak ediyorum ?
  • Filmi saatler önce izledim fakat yorumumu ancak şimdi yazabiliyorum.

    Nolan abi sen napıyorsun ya ?? Kafamızı allak bullak ettin Filmden saat 17.00 civarında çıktım şu zamana kadar her yerde(otobüste,evde...) filmi çözmeye çalıştım ya.Fakat bu filmi izlemeden önce Nolan'ın bir diğer filmi Memento'yu izlememiş olmam büyük bir hataydı.

    Kim ne derse desin bu film bana biraz karışık geldi 2. hatta 3. kez izleyeceğimden eminim ama kurgu, efektler,oyunculuk vs. herşey 10 numaraydı özellikle Arthur karakterinin kendine has,değişik bir havası vardı,hayran kaldım.DiCaprio'ya zaten oyunculuk anlamında lafım olmaz,olamaz...Ariadne'e gelecek olursak bana göre Ellen Page pek uymamış bu karaktere.Önceki sayfalarda biri daha söylemiş sanırım bana göre de bi 30 yaşlarında daha olgun birisi oynasaydı daha iyi olurdu ama olsun Nolan abimiz bunu uygun görmüş

    Filmde o kadar ayrıntı var ki, eminim birkaç kere daha izlesem birşeyler kaçırdığımın farkına varırım.Hatta kaçırdığımı da düşünüyorum.


    Rüya içinde rüya mantığı süperdi.Bir ara yanımdaki arkadaşımla kaç rüya olduğunu falan saydık


    Size diyeceğim tek şey bu filmi kesinlikle izleyin fakat izlerken kendinizi kaybetmeyin, en ufak bir ayrıntıyı dahi kaçırırsanız sizin kötülüğünüze olur...




  • İşte rüyaların filmi!
    Yazar – yönetmen Christopher Nolan, insan zihnini çağdaş bir aksiyon filminin temel malzemesi haline getirirken çok ileri gidiyor. Düş gezgini bir adamın trajedisiyle bir soygun öyküsünü birleştiriyor ve özellikle rüya sahneleriyle “Başlangıç”ı (Inception) çarpıcı bir sanat eserine dönüştürüyor.


    Şöyle derin bir nefes alıp koltuğunuza kurulun. Hollywood’un size bir sürprizi var: Bütün o görkemli özel efektler tipik bir “iyiler kötüleri yener” filmi için kullanılmamış. Evet, bu da akıcı bir serüven filmi. İçinde bol miktarda aksiyon ve gerilim var. Ama bu kez insan zihninin içindeyiz. Sinema tanrıları Christopher Nolan’ı kutsasın! “Başlangıç”, gerçekten sıkı bir film.
    “Nasıl oluyor da böyle bir rüya makinesi oluyor?” diye tutturanları, en baştan dışarıya alalım. Öyküde, mantık hataları arayıp vakitlerini ziyan etmesinler. Nolan sinemanın doğasına dair sırlardan birini yeniden açığa çıkarıyor. Filmler karanlık bir salonda hep birlikte paylaştığımız rüyalar değil mi? “Başlangıç” da bir tür saf sinema aslında. Rüyaların paylaşımı esasına dayanıyor. Rüya makinesi çanta kadar. ABD ordusunun icadı. Kablolarla bağlananlar, artık aynı rüyanın içinde. Asıl önemlisi, insanlar rüyanızda gezinirken siz fark etmiyorsunuz. Bu da makinenin bilgi hırsızlığı amacıyla kullanılmasını sağlıyor. Dom Cobb (Leo DiCaprio), işinin ustası. Tam bir rüya gezgini. Müşterisi Saito (Ken Watanabe) ondan bilgi çalmasını değil, bilgi tohumu ekmesini istiyor. “Lanetli” Cobb çocuklarına kavuşmak adına, ahlaksız teklifi kabul ediyor.

    TRAJEDİ, SOYGUN VE SANAT
    “Başlangıç”ı analiz ettiğimizde üç katman çıkıyor karşımıza. İlk katmanda, hafif ve harika bir soygun filmi duruyor. İkincide ise özellikle Cobb’un ailevi ve kişisel sorunlarını işleyen bir psikolojik dram. Cobb, Yunan tragedyalarındaki gibi affedilmeyecek büyük suçlar işlemiş. Üçüncü katmanda, filmi bence mükemmel kılan ve ona asıl ruhunu veren özellikle yüzleşiyoruz: Nolan, rüyaları alıp onları sinemanın özüne, yani “hareketli resimler”e dönüştürüyor. Hollywood’un olanaklarıyla öyle ileri gidiyor ki, film bazı sahneleri itibarıyla sinema, mimari ve resim sanatı arasındaki akrabalığı işleyen bir çağdaş sanat gösterisine dönüşüyor. Gösterinin teması “yıkım ve şiddet”. Esin kaynakları Salvador Dali başta olmak üzere gerçeküstü resim, Escher tabloları ve modernist şehir mimarisi... Bu üçüncü katmanda Nolan, rüyalar aracılığıyla seyircinin bilinçdışına sesleniyor. Gerçeklik parçalanıyor; bir tür algısal bozukluğa, yanılsamaya dönüşüyor. Bu filmde yıkılan ve çöken sadece rüyalar değil, gerçeklik zemini de kaybediliyor. Nolan’ın gerçeklikten koparak, sanal dünyalara sığınan günümüz insanına dair bir şeyler söylemek istediği çok belli. Cobb’un rüya dünyasındaki o terk edilmiş modern ve sanal şehir kıyamet sonrasını hatırlatmıyor mu? “Başlangıç” biraz da bilinçdışımızda kopan bu kıyamet üzerine bir film.

    COBB'UN EKİBİNDE KİM KİMDİR?
    PLANLAYICI
    ARTHUR (Joseph Gordon Lewitt)
    Planın ilerlemesini sağlıyor. Rüyaya giriş, rüyanın akışı ve bitişi onun kontrolünde. Yeni görevi çok zor. Çünkü bu kez rüya içinde rüyalar var.

    MİMAR
    ARİADNE (Ellen Page)
    EKİBE yeni katılan bir mimarlık öğrencisi. Görevi rüyanın geçtiği mekânları, binaları, hava koşullarını ve şehri tasarlamak. Birçok yerde Cobb’u onun gözüyle takip ediyoruz.

    TAKLİTÇİ
    EAMES (Tom Hardy)
    Ekibin “kılık değiştiren adamı”. Rüyasına girilen kişinin en güvendiği insanın yerine geçiyor ve onunla rüyada iletişim kurarak, bilinçdışındaki tuzağa doğru çekiyor.

    KİMYAGER
    YUSUF (Dileep Rao)
    Yeni görev çok derin uykuyu gerektiriyor. Bir rüya tekkesi işleten Yusuf, doğal uykuyu daha da derinleştiren ve uyanmayı zorlaştıran uyuşturucuyu hazırlıyor.

    FİLMİ İZLEMEDEN OKUMAYIN
    Belirli bir noktadan sonra rüya içindeki rüyalar iyice karışıyor. Cobb’- un uyanıkken çocuklarını gördüğü yerlere dikkat! Cobb’un gerçeklik testini yaptığı ama tam olarak başarıya ulaşamadığı iki yer var. İlki Mombasa’daki rüya tekkesi. O andan sonra her şey Mombossa’daki tekkede geçiyor olabilir. Kimyager Yusuf’- un “Bazı insanlar belirli bir noktadan sonra hiç uyanmamayı tercih ediyor” cümlesine dikkat! Finalde ise deney sonuçlanmadan film bitiyor. Üstelik, yaşlanmış Saito ile masada konuştuğu sahnede Cobb’un uyanışı inandırıcı değil. Mutlu sonun bir aldatmaca olduğu hissettiriliyor. “Uyuşturucu etkisi altındaki rüyada ölürseniz, bir daha asla uyanamazsınız” dendiğine göre, gerçek dünyaya kimlerin dönüp dönmediğini galiba tam olarak bilemiyoruz.

    İKİ MÜKEMMEL SAHNE
    Ariadne’nin eğitimi sırasında Paris şehrinin eğilip bükülerek bir küp haline dönüşmesi... Gerilim ve aksiyondan uzak bu sahnede Cobb ve Ariadne resmin içindeki figürlere dönüşüyor.

    Rüya içinde rüyaların nihayete erdiği son 5 dakika, defalarca seyretmek isteyeceğiniz mükemmel bir sekans, yani sahneler dizisi. Burada üç rüya, paralel olarak kurgulanmış. Gerilimin ve aksiyonun had safhada olduğu sahnelerin arasında, nispeten dingin bir otel koridoru sahnesi var. Yerçekiminin tümüyle kaybolduğu koridorda Arthur rüya görenleri “paketleyip” sağ salim dışarı çıkarmaya çalışıyor. Nasıl filme çekildiğini anlamakta zorlanacağınız, hipnotize edici bir bölüm.


    http://www.haberturk.com/yazarlar/537456-iste-ruyalarin-filmi

    Güzel bir yazı olmuş.


    Filmde şu sahneler beni benden aldı.

    Paris'in katlanıp küp şekline gelmesi şahaneydi.
    Amaaa. Bu sahneden önce Cobb ve Ariadne otururken her yerin patlaması beni benden aldı. Her yer patlamaya başladı bi anda. Mükemmeldi yahu.
    Arthur'un rüyadakileri yazarın dediği gibi paketleyip götürmesi de şahaneydi.

    Yahu film gerçekten süper.
    4 kattaki rüyalar hepsi aynı anda gerçekleşiyor aslında. Ve izlediğimiz o bir sürü şey minibüs köprüden denize düşünceye kadar geçen zamanda oluyor. Mükemmel!


    En kısa zamanda tekrar gideceğim sırf daha detaylı izlemek için.



    Bi kaç Türkçe yazı daha buldum.
    http://www.otekisinema.com/inception-baslangic-2010-2/
    http://yucitek.blogspot.com/2010/07/inception.html
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Film 4*4 lüktü. adamın hayal gücüne hayran kaldım tekrardan ^^

    izleyenler için son sahne ^^


    son sahnede sınırsız dönmüyor seğirmeye başlıyor yani buda duracağı anlamına gelir ^^ bende belki durmayacaktı dedim ama arkadaş söyleyince banada mantıklı geldi sonsuza kadar dönecek olsaydı düm düz dönerdi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yûiji -- 30 Temmuz 2010; 22:17:50 >
  • Bir resimli analiz. Ne dersiniz?

     Inception (2010)

    Kaynak
    http://9gag.com/full/30308
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crauser


    Filmin sonunu anlamadım. (Teori istemiyorum) filmin anlatmak istediği son neydi bunu merak ediyorum ?




    Filmin sonunda Saito silaha uzanıyor ve film kaldığı yerden devam ediyor bildiğin gibi.Dürtmelerden birisi olan ölüm olayı gerçekleşiyor orda.2'si de ölüyor ve önceki rüyaya dönüyorlar.Kız camdan atlayıp düşme dürtüsünü hissedip bir önceki rüyaya dönüyor.Önceki rüyadayken hepsi asansörü patlatan elemanın sayesinde çarpma dürtüsü ile bir önceki rüyaya dönüyorlar.Son olarak hepsi ilk rüya olan uçurumdan düşen arabanın içinde buluyorlar kendilerini ve su içinde uyanıyorlar ve gerçekliğe dönüyorlar.En yalın şekilde anlattım.Umarım yardımcı olmuştur.





  • Finalde Nolan'ın yapmak istediği bizim aklımıza bir fikir yerleştirmek de olabilirmiş. Bir yerde okudum. Kendimiz karar vereceğiz ne olduğuna. Cobb'un söylediği bir yer vardı. Bir fikir yerleştirilir. Bu fikri nasıl yorumlayacağını fikrin sahibi karar verir tarzında birşeydi sanırım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DARKRUSE


    Finalde Nolan'ın yapmak istediği bizim aklımıza bir fikir yerleştirmek de olabilirmiş. Bir yerde okudum. Kendimiz karar vereceğiz ne olduğuna. Cobb'un söylediği bir yer vardı. Bir fikir yerleştirilir. Bu fikri nasıl yorumlayacağını fikrin sahibi karar verir tarzında birşeydi sanırım.


    Kesinlikle öyle. Nolan milyonların aklına fikrini yerleştirdi bu filmle.
  • Filmi izledikten sonra yine hayran kaldım Nolan'a . Senaryo mükemmel işlenmiş. Arthur ve Eames e bayıldım . Ama kafam da bir soru işareti kaldı.


    Son sahnede Cobb un totemi durmuyor yani hala rüyadalarmı acaba?


    Bide şu dikkatimi çekti . Shutter island da Leonardo karısını öldürüyordu ve çocuklarıyla alakalı bazı sahneler vardı bu bakımdan bu iki filmi birbirine benzettim .
  • Bende yorumlardan sonra çok büyük beklentilerle gittim ama öyle abartıldığı kadar beğenmedim.Bu filme en fazla 7.5/10 veriririm

    Film sonuna gelince dönen şeyde bir yavaşlama olduğuna göre sonsuza kadar dönmesi imkansız.Yani olanlar rüya değil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi @uiKSilveR -- 30 Temmuz 2010; 22:48:11 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: érdem*


    quote:

    Orijinalden alıntı: Crauser


    Filmin sonunu anlamadım. (Teori istemiyorum) filmin anlatmak istediği son neydi bunu merak ediyorum ?




    Filmin sonunda Saito silaha uzanıyor ve film kaldığı yerden devam ediyor bildiğin gibi.Dürtmelerden birisi olan ölüm olayı gerçekleşiyor orda.2'si de ölüyor ve önceki rüyaya dönüyorlar.Kız camdan atlayıp düşme dürtüsünü hissedip bir önceki rüyaya dönüyor.Önceki rüyadayken hepsi asansörü patlatan elemanın sayesinde çarpma dürtüsü ile bir önceki rüyaya dönüyorlar.Son olarak hepsi ilk rüya olan uçurumdan düşen arabanın içinde buluyorlar kendilerini ve su içinde uyanıyorlar ve gerçekliğe dönüyorlar.En yalın şekilde anlattım.Umarım yardımcı olmuştur.



    Buraları zaten anladım hocam benim anlamadığım Cobb un totemi durmayınca hala rüyadalarmı yoksa cobb rüyanın içinden hiç mi çıkamadı burasını anlamadım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crauser


    quote:

    Orijinalden alıntı: érdem*


    quote:

    Orijinalden alıntı: Crauser


    Filmin sonunu anlamadım. (Teori istemiyorum) filmin anlatmak istediği son neydi bunu merak ediyorum ?




    Filmin sonunda Saito silaha uzanıyor ve film kaldığı yerden devam ediyor bildiğin gibi.Dürtmelerden birisi olan ölüm olayı gerçekleşiyor orda.2'si de ölüyor ve önceki rüyaya dönüyorlar.Kız camdan atlayıp düşme dürtüsünü hissedip bir önceki rüyaya dönüyor.Önceki rüyadayken hepsi asansörü patlatan elemanın sayesinde çarpma dürtüsü ile bir önceki rüyaya dönüyorlar.Son olarak hepsi ilk rüya olan uçurumdan düşen arabanın içinde buluyorlar kendilerini ve su içinde uyanıyorlar ve gerçekliğe dönüyorlar.En yalın şekilde anlattım.Umarım yardımcı olmuştur.



    Buraları zaten anladım hocam benim anlamadığım Cobb un totemi durmayınca hala rüyadalarmı yoksa cobb rüyanın içinden hiç mi çıkamadı burasını anlamadım.


    Filme olan ilk yorumumda bu konuya değindim aslında. Önceki mesajlara biraz bakarsanız göreceksiniz.

    Bence burası tamamen seyirciye bırakılmış. Totem dönüyor ama yalpalıyor biraz. Seyirci hangisini almak isterse onu alacak filmden. Kesin bir şeyi anlatmak isteselerdi ya düştüğünü gösterirlerdi totemin ya da totem dönmeye devam ederken ekran yavaş yavaş kararırdı bir sonsuzluğa gider gibi. Filmde ekran aniden karardı.




  • İşte bunu bilemeyiz.
    Çünkü görmedik yalpaladı biraz ama kesin olarak düştü diyemeyiz. Mecburen teorileri okuman lazım kesin bir karara varmak için.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DARKRUSE -- 30 Temmuz 2010; 22:50:12 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Crauser


    quote:

    Orijinalden alıntı: érdem*


    quote:

    Orijinalden alıntı: Crauser


    Filmin sonunu anlamadım. (Teori istemiyorum) filmin anlatmak istediği son neydi bunu merak ediyorum ?




    Filmin sonunda Saito silaha uzanıyor ve film kaldığı yerden devam ediyor bildiğin gibi.Dürtmelerden birisi olan ölüm olayı gerçekleşiyor orda.2'si de ölüyor ve önceki rüyaya dönüyorlar.Kız camdan atlayıp düşme dürtüsünü hissedip bir önceki rüyaya dönüyor.Önceki rüyadayken hepsi asansörü patlatan elemanın sayesinde çarpma dürtüsü ile bir önceki rüyaya dönüyorlar.Son olarak hepsi ilk rüya olan uçurumdan düşen arabanın içinde buluyorlar kendilerini ve su içinde uyanıyorlar ve gerçekliğe dönüyorlar.En yalın şekilde anlattım.Umarım yardımcı olmuştur.



    Buraları zaten anladım hocam benim anlamadığım Cobb un totemi durmayınca hala rüyadalarmı yoksa cobb rüyanın içinden hiç mi çıkamadı burasını anlamadım.



    orayı kimse bilmiyor muallakta kaldı yani.. yönetmen izleyicinin seçmesini istemiş sonunu




  • Gerçekten harika filmdi.

    Kadının isminin mal olması kötüydü.Filmin en duygusal sahnesinde kadın atlarken Cobb "Malllll,hayıııırr,Mallll !"diye bağırınca bütün salondakiler gülmeye başladık.
    Birde kim 50 yıl bir rüyada kalmak ister ki? sorusuna yusuf'un verdiği "rüyaya bağlı" yanıtı kopardı beni.
    Filmin ikinci yarısı herkesi kenetledi yanlız.Yanımdaki adam sağolsun Depar atmış gibi bütün film sesli sesli nefes alıp durdu.Sol dış geçirecektim br tane az kalsın. Onun dışında film gerçekten kusursuzdu.
    IMDB'deki yerini gerçekten hak ediyor.




  • 
Sayfa: önceki 3435363738
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.