hızlı tren fabrikası

işte tam olarak görmek istediğimiz haberler bunlar. yıllarca dışa bağımlı kaldığımız hızlı tren teknolojisinde artık kendi fabrikamızı kuruyoruz. sakarya’da kurulacak bu tesis sadece bir üretim merkezi değil, aynı zamanda bir dönüm noktası. türkiye kendi trenini, kendi mühendisini yetiştiriyor. 250 kişilik istihdam da küçümsenecek bir rakam değil. bu tarz yatırımlar sayesinde ülke sanayisi güçleniyor, dışa giden döviz içeride kalıyor. işte gerçek yerli ve milli kalkınma budur.

https://www.sabah.com.tr/ekonomi/turkiyenin-ilk-hizli-tren-fabrikasi-sakaryada-kurulacak-fabrika-ekonomiye-yilda-35-milyar-lira-katki-saglayacak-7451792

hızlı tre

Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nda 8 yıl için 46 milyon yolcu garantisi verildi ancak 16 milyon 823 bin yolcu geldi. Gar için şirketlere 8 yılda 2.7 milyar TL garanti parası ödendi. Sadece 8 yılda Gar için harcanan 235 milyon dolarlık maliyetin 3 mislinden fazla ödeme yapılmış oldu, kamu zarara uğradı.  

Kamu-özel işbirliği modelinin mantığını anlamayan, her projeye sadece bugünün bilançosuyla bakan zihniyet bu adımları anlamaz. Atatürk'e bir anıt mezar bile 15 senede yapılamadı. Naaşı yıllarca müzede bekledi. O işi bitirmek de rahmetli menderes'e nasip oldu. Işte eski türkiye'nin hızı buydu.

Yap-işlet-devret tam da bu kafa yapısını bitirmek için var. Devletin cebinden para çıkmadan, özel sektör kendi parasını bulup bu dev işleri hızlıca bitiriyor. O çok konuşulan garanti parası da işte bu hızın, bu 15 sene beklememenin bedeli. Sen bugün köprüye, havalimanına, hastaneye laf ederken aslında keşke o eski ağır aksak günlere dönsek diyorsun. Ama ak parti o defteri artık kapattı.

Ankara garı meselesi de aynı hesap. Pandemi oldu, bütün dünyada hayat durdu, yolcu sayıları düştü. Bunları düşünmeden sadece rakamlarla konuşması kolay tabi. Asıl chp'nin 70'lerdeki paslı, dökülen trenlerini, 70 sente muhtaç ekonomiyi hatırlayın. O günlerden bugün ülkeyi yüksek hızlı tren ağlarıyla donatan, kendi trenini üretmeye başlayan bir türkiye'ye geldik. Bu farkı bile farkı göremeyen zaten neyi görsün ki?