Şimdi Ara

HI - FI ile ilgili temel bilgiler (14. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
477
Cevap
39
Favori
268.699
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • • GÜÇ HATTI FİLTRELERİ

    Magnan Cables’in Recommended Audio System “Tweaks” adli yazisindan alinmistir)

    Bu araçlar güç hattina paralel baglanan kondansatörlerden olusurlar ve elektronik cihazlara ulasan gürültüyü azaltirlar. Buna karsilik bobin gibi elemanlar içermedikleri için endüktanslari çok düsüktür.

    Bu teknik, dogru uygulandiginda dijital cihazlarin ses kalitesini önemli ölçüde artirir. Analog cihazlarda da ses kalitesi artisi saglamakla beraber bu artis dijital cihazlardaki kadar büyük olmaz. Dijital cihazlar muhtemelen gürültünün “zamanlama hatasi” (jitter) üzerindeki etkisi nedeniyle güç hatti gürültülerine karsi son derece hassastirlar.

    Güç hatti gürültülerini azaltmanin iki yolu vardir: Piyasada hazir satilan filtreleri kullanmak veya daha yüksek ses kaliteli filtreler imal etmek.

    Piyasada Bulunan Paralel Tip AC Filtreleri

    Tavsiye ettiklerimiz: Audioprism Quiet Line (8 adetlik kitler halinde), Rubycon NF-1 ve Enacom. Quiet Line ve Enacom prize takilarak kullanilirken Rubycon cihazin güç kaynagi’na (power supply) veya tercihen toprakli prize baglanir. Quiet Line ve Rubycon beraber kullanildiginda kalite artisi yükselir. Sesteki dip gürültü ve sertlik önemli ölçüde azalir. Enacom daha pahalidir ancak digerlerine göre özellikle orta frekanslarda netligi de önemli ölçüde artirir.

    Tüm bu filtrelerde küçük degerde (0.1 mikrofarad) kondansatörler kullanilir. Quiet Line ve Rubycon temelde RFI/EMI filtreleri olarak tasarlanmistirlar ve ucuz, ses cihazlari için olmayan kalitede kondansatörlerle yapilmistirlar. Rubycon 3 adet kondansatör içerir ve gürültüyü AC hatti ve nötürden topraga ve AC hattindan nötüre kisa devre yapar.

    Quiet Line ve Rubycon filtreler ideal olarak müzik sisteminin bagli olmadigi prizlerde kullanilmalidir. Enacom filtreler çok daha yüksek kaliteli ve daha iyi sesli bir kondansatör içerirler ve müzik sisteminin bagli oldugu prizde kullanilmalidirlar. En yüksek kalite artisi için en az 3 adet Enacom filtre gerekir. Tek bir Enacom filtre üst orta ile yüksek frekanslarda netligi artirir. Eklenen her Enacom daha alt frekanslarda da netligin artmasina sebep olur. Üç tane (toplam 0.3 mikrofarad) kullanildigi zaman tüm orta frekanslar kapsanir.

    Bizim sistemimizde en büyük kalite artisinin üç tip filtrenin de kullanildigi bir durumda ortaya çiktigini saptadik:

    Müzik sisteminin bagli oldugu priz disindaki tüm prizlere birer adet Quiet Line,
    Quiet Line bagli olan prizlerin hepsine ikiser adet Rubycon,
    Ses kaynaginin (CD Player, preampli) bagli oldugu regülatöre, regülatör yoksa prize 3 adet Enacom.
    Bu kadar çok sayida filtre kullanilmasi asiri gözükebilir ama eklenen her filtrenin etkisi toplanmaktadir. Bu yöntem dijital cihazlarin ses kalitesini baska hiçbir yöntemle artirilamayacak biçimde ve ölçüde artirmaktadir. Elbette güç hatlarindaki gürültü miktari ve kullanilan dijital cihazlarin bu gürültüye karsi ne ölçüde hassas oldugu optimum filtre tipi ve sayisini etkileyen bir faktördür.

    Önerimiz her filtre tipinden birer adet ile baslayip, adedi artik pek gelisme duyulmadigi noktaya kadar artirmaktir.

    Güç Hatti Filtresi Imalati

    Yüksek degerli metalize polipropilen film kondansatörler kullanilarak ucuz ve basit AC filtreleri yapilabilir. Piyasada bu yazida önerilen tasarimlarin dengi bir ürün bulunmamaktadir. Dogru kullanildiklari takdirde el yapimi bu filtreler dijital cihazlarin ses kalitesini piyasada hazir satilan ürünlere göre bariz daha fazla, neredeyse inanilmaz ölçüde artirmaktadirlar. En yüksek kalite artisi için çok sayida kondansatör gerekmektedir. Bunlarin yaklasik yarisi AC hatti ile nötür arasina diger yarisi da nötür ile toprak arasina baglanmalidir. Toplam kapasitans ne kadar yüksek olursa ses kalitesi de o kadar yükselmektedir. Elbette yüksek voltajin tehlikesini ortadan kaldirmak için AC hatti ile nötür arasindaki kondansatörlerin baglantilarinin iyice yalitilmasi gerekmektedir. Ayrica bu kondansatörlerin devreden çikarilmalari durumunda bir müddet yüksek voltaj yüklü olacaklari unutulmamali, iki kutup kisa devre yapilmadan kesinlikle el sürülmemelidir. Bir alternatif de bu kondansatörlere 50.000 ohm ½ watt’lik bir rezistans baglamak suretiyle söküldükleri takdirde kisa sürede bosalmalarini saglamaktir.

    AC hatti ile nötür arasina baglanan kondansatörlerin mümkün mertebe dijital cihaza yakin olmasi gerekir. Pürüzsüzlük, seffaflik, derinlik ve gürültü açisindan en büyük kalite artisi bu sekilde saglanir.

    Ayrica müzik sisteminin bagli oldugu prize AC hatti ile nötür arasina ek kondansatörler de baglanmasi gerekir. Bu kondansatörler hem AC hattindaki gürültüyü azaltarak hem de dijital cihazin güç kaynagi kondansatörlerine dogrultucu diyot iletim dönemlerinde (saniyede 120 kez) yardimci olarak ses kalitesinde önemli artis saglarlar.

    Nötür ile toprak arasina konan kondansatörler nötürdeki gürültüyü topraga kisa devre yaparlar ve dijital cihazlarin ses kalitesini AC hatti ile nötür arasina baglananlardan da fazla artirirlar. Bu filtreler müzik sisteminin bagli oldugu priz haricindekilere uygulanmalidir. Çünkü nötür ile toprak arasina büyük degerli kondansatör baglanmasi genellikle ses sistemlerinde gürültüye yol açar.

    Müzik sisteminin bagli olmadigi her güç hattinin nötürünün en az bir kondansatörle filtre edilmesi gereklidir çünkü evdeki tüm cihazlarin ürettigi gürültü nötürün birlestigi noktada toplanir.

    Gerek AC hatti ile nötür arasina gerekse nötür ile toprak hatti arasina baglanmasini tavsiye ettigimiz kondansatör tip ve degerleri söyledir:

    Paralel bagli 1 ila 4 adet 4-10 mikrofarad 400-600 volt DC metalize polipropilen film kondansatör.
    Bunlara ayrica en az 1 adet 0.47 mikrofarad ve 1 adet 0.01 mikrofarad 400-600 volt metalize polipropilen kondansatör de paralel baglanmalidir.
    Güç hattindaki kondansatörler de dogrudan sinyal yolu üzerinde bulunduklarinda oldugu gibi baglanti yönlerine göre farkli ses verirler. En iyi sonucun alinabilmesi için kondansatörlerin hangi kutbunun nereye baglandiginda daha iyi ses verdiginin test edilmesi gerekir.
    Can Şakarcan




  • • DİNAMİK DEĞİŞİM VE CANLI MÜZİĞİN GÜZELLİĞİ

    Dinamik Degisim ve Canli Müzigin Güzelligi (James Boyk)

    Bir müzik sisteminin degerlendirilmesinde çok faydali olan canli müzigin önemli bir özelligini ifade edecek bir kavram mevcut terminolojide bulunmamaktadir. Ben bu özellige karsilik dinamik degisim (dynamic inflection) terimini uygun bulmaktayim. Caltech’teki ögrencilerim ve ben bu terimi çok faydali buluyoruz, belki ayni sekilde düsünen baskalari da çikar.

    Dinamik degisim Tuzu uzatir misin? derken, bir sarki söylerken veya sözsüz bir müzik çalarken ses seviyesindeki yükselip alçalmalari ifade eder. Bir müzikte bir bölüm forte olarak adlandirilabilir. Bu, o bölümdeki her notanin ayni ölçüde güçlü oldugu anlamina gelmez. Ses seviyesi daha çok anlik olarak anlatim amaçli degismektedir ve benim dinamik degisim terimi ile dikkat çekmek istedigim özellik budur.

    Müzikte anlatim amaçli kisa veya uzun çok daha büyük ses seviyesi degisiklikleri de vardir, ancak bunlar dinamik kapasite (dynamic range) olarak adlandirilmaktadir. Ayrica müziksel degisim olarak algilanmayan ancak enstrumanlarin dogasi geregi ortaya çikan sesin dinamik özellikleri de vardir: Örnegin, piyanonun her notasindaki anlik ataklar. Bunlari ses seviyesinin degisimi seklinde degil, sesin canlilik ve aniligine katki seklinde duyariz.

    Müzikte ufak degisimler ince anlamlar tasir. Bu nedenle dinamik degisim canli müzikteki önemli bir özelligi ifade etmektedir. Aslinda ses seviyenizi sabit tutmaya çalisarak konusmayi veya müzik yapmayi denerseniz bunun oldukça zor oldugunu görürsünüz. Bunu bir ölçüde basardiginiz takdirde de dinleyicileri güldürürsünüz.

    Müzik sistemlerinin pek azi bu konuda basarili oldugu için dinamik degisim degerlendirmede dikkat edilmesi gereken bir kategoridir. Örnegin ben lambali ürünlerin dinamik degisim konusunda inandirici olduklarini, buna karsilik transistörlü ürünlerin sürekli bir seviye degisimi yerine basamakli seviyeler halinde bir ses gücü verdiklerini görüyorum. Aslinda dünyada çok kaliteli transistörlü amplifikatörler mevcut. Ancak orta kalite lambali amplifikatörler bile bu konuda oldukça iyi iken çogu transistörlü amplifikatör zayif kaliyor.

    Dijital kayitlar diger birçok alanda oldugu gibi dinamik degisim konusunda da zayif kaliyorlar. Hiç olmazsa birkaç tane son derece yüksek kalitelisine rastlamis oldugum transistörlü amplifikatörlerdekinin tersine dijital alanda yillardir aramama ragmen bir tane bile çok kaliteli ürüne rastlamadim.

    Bir ürünün dinamik degisim konusundaki kalitesine teknik açiklama bulmak çok zor gözüküyor. Belki giris seviyesi ile kazanç arasindaki iliskinin dikkatli bir incelemesi sonucu bazi mikroskobik plato etkileri görülebilir, ama belki de görülemez. Hepimizin bildigi gibi test sinyallerinden kaçan ancak müzik sinyallerinde ortaya çikan bir çok problem var. Örnegin bazi tamamen dijital kayitlar ses tonunda istikrarsizlik göstermekteler. Oysa tüm dijital makineler hiz sabitligi testlerinde hemen hemen sifir hatali gözükmektedirler.

    Bildigim kadariyla bugüne kadar dinleme testleriyle genel olarak paralellik gösteren bir ölçüm yöntemi bulunmamistir. Üreticilerin reklam departmanlarinca çok sevilen teknik özellikler ile algilanan kalite arasinda ispatlanmis hiçbir iliski yoktur. En yaygin olarak kullanilan toplam harmonik distorsiyon ile ses kalitesi arasinda hiçbir iliski olmadigi onlarca yildir bilinmektedir.

    Ses tonu, hiz sabitligi gibi basit gözüken konularda bile ise yarar sonuç vermeyen teknik ölçümlerin, dinamik degisim ve en önemlisi canli müzigin güzelligi gibi müzik açisindan çok önemli kriterlerde hiçbir sey ifade etmemesine sasmamak gerekir.




  • • OYUNUN KURALLARI

    Oyunun Kurallari (James Boyk)

    Deneyimlerimiz bize algilarimizi nasil kategorize edecegimizi ögretir. Bu islem çogunlukla bilinç disi gerçeklesir. Fakat bazen onlarin varliklarini gülünç bir sekilde fark ederiz. Örnegin genç erkekler saçlarini uzatmaya basladiklarinda onlari bayan zannettigim olmustu. Hatam saçmaydi, erkekler bayanlara benzemiyor. Fakat görünen o ki saç uzunlugu zihnimde erkekle kadini ayirmak için olusturulmus bir kategoriydi. Ancak bu kategorinin yanlis oldugu ortaya çiktiktan ve birkaç hafta boyunca beni yanilgiya sevkettikten sonra yeni kategoriler gelistirdim. Erkekler hiçbir zaman saçlarini uzatmamis olsalardi zihnimdeki bu kategorinin farkina bile varmayacaktim.

    Benzer bir örnege bir müzede Thomas Edison’in silindir fonografini gördügümde rastladim. Rehber, Edison’un canli ve kayit sesleri dinlettigi kisilerin gerçek sesle kaydi ayirt edemediklerini söyledi! Elbette 19. Yüzyil’daki zihinsel kategoriler canli olmayan bir sesi ayirt edebilmek için yeterli degildi! Elbette ayni kisiler daha fazla sayida karsilastirma yapsalardi gerçek sesle kaydi her seferinde rahatlikla ayirt edebileceklerdi.

    Kirkli yillarda makara teyp ile kayit ve altmisli yillarda transistörün ortaya çikmasiyla benzer sekilde bunlarin mükemmel olduklari iddialarinda bulunanlar olmustu. Bu iddialar yanlis olmakla beraber, lambali teknolojiyle transistörün ve dogrudan plaga kayitla teybe kaydin karsilastirilmalari ses kalitesi ile teknik özelliklerin iliskisini anlamamiza ve algilama ile ilgili kendi zihinsel kategorilerimizin farkina varmamiza yardimci olmustur.

    Günümüzde dijital ve analog kayit teknikleri sayesinde benzer bir durum yasiyoruz. Bu canli ve yeniden üretilen sesleri degerlendirme konusundaki zihinsel kategorilerimizi daha iyi anlamamiza yol açacaktir. Fakat her yeni teknolojiyi degerlendirirken düsebilecegimiz bir tuzak algilamamizi eski teknolojinin sekillendirmis olmasidir. Eger yeni teknolojide eskisinin bazi hatalari ortadan kalkmissa bu durumu hemen fark ederiz. Buna karsilik zihnimizde ilgili algilama kategorileri gelismemis YENI bazi hatalarin farkina varmayabiliriz.

    Yeni teknoloji ister dijital kayit, ister transistörlü devre, ister Edison Silindiri olsun mutlaka bazi hatalari olacagini kabul etmemiz gerekir. Dijital ses alaninda çalisan taninmis bir sirketin bir yöneticisi bana bir telefon görüsmemizde bir ürünleriyle ilgili olarak “Kaynak ne olursa olsun, hiçbir kosulda giris ile çikis arasinda en ufak bir fark duyamazsiniz” dedi. Bu cihaz gerçekten mükemmelse bu insanoglunun bugüne kadar yapmayi basardigi ilk mükemmel cihazdir!

    Yapmamiz gereken böyle saçma iddialari bir kenara birakip, zihinsel kategorilerimizi yeni teknolojilere göre nasil ayarlamamiz gerektigini saptamaktir. Bunun bir yolu yeni teknolojiyi uzunca bir süre denememizdir. Sürenin uzun olmasi farklar zor ayirt edilecek kadar ufak oldugu için degil, zihnimizin öncelikle bu farklari ayirt etmek için gereken kategorileri olusturmasina zaman tanimak içindir.

    Elbette herkesin algilama kategorileri kendine özgü olacagindan bazi kisilerin rahatlikla ilk dinleyiste bazi hatalari farketmeleri, bazilarinin ise baska hatalari farkedip diger kisilerin saptadigi hatalari ancak daha uzun süre dinleyerek farketmeleri gibi durumlar da olacaktir.

    Bir müzik sistemini degerlendirmede hataya yol açabilecek bir fenomen de normalizasyondur. Normalizasyon psikolojide dogru çizgileri egri gösteren bir gözlügün uzun süre boyunca takilmasi durumunda çizgilerin tekrar dogru görülmeye baslanmasi (gözlükler çikartilinca dogrular bir müddet öbür yöne egik görülür) ve benzeri fenomenleri ifade eden bir terimdir. Bu yakinlarda iki amplifikatörü karsilastirdigimiz bir derste seste normalizasyonla ilgili bir örnek yasadim. Dinleyenlerin büyük bir kismi amplifikatörlerden birinin gerçek müzige daha yakin ses verdiginde mutabikti. Fakat dinleyicilerden biri diger amplifikatörü begendigini söyledi. Ayrica, bu amplifikatörün sesini gerçek bir orkestranin sesine de tercih ettigini ekledi. Bu kisi için amplifikatördeki bazi hatalar normallesmisti süphesiz!

    Dolayisiyla yalnizca yeni bir cihazi dinlemektense, onun sesinin orijinaliyle karsilastirilmasi gerekir. “Yüksek Sadakat” (HiFi) teriminin tanimi da bunu gerektirir zaten. Cihazin kabul gören amaci aslina uygun ses vermesidir ve bu da en iyi sekilde sesin asliyla karsilastirma yapilarak test edilir.

    Yeniden üretilen sesle canli müzigin karsilastirilmasi ögretici fakat zor bir istir. California Institute of Technology’deki dersimde baslica aktivitelerden biri budur. Ögrenciler kisa sürede dinlemeyle ilgili ne kadar çok bilinçsiz yargiya sahip olduklarini ögrenirler. Örnegin yüksek sesle yeniden üretilen sesin canli müzik kadar yüksek sesli oldugu zannedilir. Çok istisnai durumlar disinda öyle degildir.

    Bazilarinin bu konuya yaklasimi tamamen farklidir. Onlar ses sistemlerine müzigi “yeniden üreten” degil “üreten” gözüyle bakarlar. Onlar için konu hosuma gitti veya gitmedi meselesidir. Fakat bence ses kisinin kendi algilayisini dikkatle gözlemlenmesine ve dolayisiyla kendini daha iyi anlamasina yardimci olabilir. Benim aslina sadik kayit konusundaki arayisim müzigin sesinin güzelligini ve sesin müzigin anlamindaki rolünü her seferinde biraz daha iyi anlamama yol açiyor. Bunun da hem teknik hem de yorum açisindan bir müzisyen olarak beni gelistirdigini görüyorum.

    James Boyk




  • • Daha İyi Ses Elde Etmek İçin 22 Öneri

    Hi-End dünyasında olan her kez çok iyi bilir. En iyi cihazları satın alıp birleştirerek bir sistemden çok iyi bir ses çıkartmak, hemen hemen mümkün değildir. Daha mütevazi ancak çok iyi adapte edilmiş cihazlardan oluşan bir sistem, kendisinden kat kat pahalı bir sisteme göre çok daha iyi sesler oluşturabilir. Hi-Fi da bu sistem sinerjisi olarak bilinir. Sistem sinerjisi, sadece birbiri ile uyumlu çalan ve güzel sesler çıkartan cihazların bir araya getirilmesi değil, o cihazların performansının maksimum düzeye çıkartılması için gerekli olan yorucu, zahmetli, ancak zevkli ve çokta pahalı olmayan bir süreç demektir.

    Sistem sinerjisinin yakalanabilmesi için alınması gereken önlemler bu konuda yeterince ilgi ve bilgisi olmayan kişilere çok absürd ve gülünç gelebilir.

    Aynı cihazları kullanarak çok daha iyi bir ses elde edebilmek için yaklaşık 20 yıllık Hi-Fi tecrübemden edindiğim bazı noktaları paylaşmaya çalıştım. Bu noktaların büyük bir kısmı iyi bir audiofil tarafından uygulanmasa bile bilinir. Bu noktalar belirli bir bilgisi olan audiofil e hitap edecek şekilde hazırlanmış olup tamamen benim kendi tecrübelerim ve izlenimlerimle belirlemiş olduğum noktalardır. Diğer bir deyiş ile bende sonuç vermemiş ve/veya bilmediğim, denemediğim diğer noktalar burada açıklanmamıştır.

    20 yıl sonunda öğrendiğim yegane şey Hi-End de tek bir doğrunun olmadığıdır. Hi-End doğrularının büyük bir bölümü bilimsel yöntemlerle ispat edilememektedir. Çok hassas olan insan kulağı birçok farkı duymakta ama her dinleyici bunu kendine göre yorumlamakta ve değerlendirmektedir. Aynı müziği aynı anda aynı ortamda dinleyen üç kişiden biri örneğin bas sesleri az bulmakta, diğeri çok bulmakta, diğeri ise normal bulmaktadır. Dinleyicinin beyin referansı denen bu olgu, yanlış olsa bile evinde alışmış olduğu kendi müzik sisteminin tınısı ve rengidir. Bu olgu çoğu zaman evine çok daha iyi bir ekipman getirip dinleyen kişinin yeni ekipmanı bir süre hiç beğenmemesi gibi durumlara da yol açmaktadır.

    Hi-End de sistem sinerjisi ve aşağıda açıklamaya çalıştığım Tweak tabir edilecek noktalar, kullanılan sistemin kabiliyeti ve dinleyenin algılaması ile doğru orantılıdır. Kabiliyeti çok kuvvetli olmayan bir sistemde, aşağıdaki noktalardan pek çoğunun bir sonuca ulaştırmaması da mümkündür.

    Açıkladığım bu nedenlerle aşağıdaki konulardan bazıları kabul görmeyebilir, amaç, bunları paylaşarak Amerika’yı herkesin yeniden keşfetmesindense, bunların aralarından okuyucunun işine yarayacak üç beş nokta bulabilmesini sağlamaktır.

    Gece Dinleme: Kritik müzik dinleme, akşam saatlerinde ve özellikle saat 21:00 den sonra yapılmalıdır. Bu saatlerde gece sessizliği çöküp dış gürültüler minimuma indiğinden, sistemlerin kabiliyeti tam olarak ortaya çıkmaktadır. Kritik dinlemeler ve ekipman testlerini gündüz saatlerinde yapmak yetersiz sonuçlar ortaya çıkarabilir.

    Isı ve Rutubet: Hava rutubetinin ve isisinin hoparlörün ürettigi ses üzerinde ciddi etkisi bulunmaktadir. Çok rutubetli ve/veya sicak havalarda sistem yeterince güç ve dinamizm üretemiyor. Bunun nedeni rutubetli havanin agirlasmasi ve hoparlör tarafindan yeterince itilememesi olabilecegi gibi hoparlörde kullanilan materyallerin isi karsisinda formunu degistirmesi de olabilir. Bu tür günlerde klima ile dinleme odasini önceden iyice sogutmak netice vermektedir.

    Karanlık: Müzik, mümkün oldugunca karanlik ortamda dinlenmelidir. Özellikle dinleme esnasinda müzik sistemi olabildigince karanlikta birakilmali ve çalan müzigin kaydedildigi mekan hayal edilmeye çalisilmalidir. Iyi bir hi-end sistemde amaç, karsida duran elektronik ekipmandan koparak, kaydedilmis müzigin olustugu dogal ortama gitmek ise, müzik dinlerken sürekli ekipmanlari seyretmek, sistemin olusturdugu sanal sahne ortamini psikolojik olarak zedeleyecek bir durum ortaya çikarmaktadir. Hi-Fi sistemin en büyük eksikligi sadece kulak algilamasina yönelik olmasidir. Bir konser dinlerken veya surround sistemi ile konser DVD si seyrederken alinan haz ve gerçeklik hissi, bir Hi-Fi sisteminde tam ters olarak çalismakta, sürekli karsimizda duran hoparlörler, ister istemez beyin tarafindan sesin orijinal kaynagi olarak algilanmaktadirlar.

    Dinleme Mesafesi Tespiti: Ses, belirli titresimdeki dalgalar (frekanslar) halinde yayilir. Hoparlörde üretilen sesler, sistemden her uzaklasildiginda seviyesinde belirli araliklarla maksimuma çikmakta ve minimuma inmektedirler (tepe ve alt noktalari). Özellikle mid ve tiz sesler, 5-50 cm gibi araliklarla dalga boylarinin maksimumuna ve minimumuna ulasmaktadirlar. Bu noktalar kulak ile son derece rahat belirlenebilir. Bunu denemek için sisteme, içinde degisik sinyaller bulunan bir test CD si koyun, bir mono bir test frekansi çalistirip dinleme yerinize gidin, ayakta durun, bu arada gözünüz kapali agir agir yürüyerek sisteme yaklasin. Belirli yerlerde ses siddetinin çok arttigini, belirli yerlerde azaldigini göreceksiniz. Sanki birisi sistemin sesini açip kapiyor gibi olacaktir.

    Müzigin ana ögesi olan ve insan sesine en yakin titresim olan 1000 Hz frekansinin en siddetli duyuldugu nokta, ise baslama noktasidir. Bu nokta sisteminizle oturma yeriniz arasinda birçok defalar en üst noktaya çikacaktir. Oturma yerinize en yakin olan alanda dinleyerek yakalayacaginiz 1.000 Hz noktasi, en iyi orta sesleri alabileceginiz noktadir. Ancak bu noktada diger frekanslarin da tam anlamiyla iyi çikacagi söylenemez.

    Arkanizdaki duvara selobant ile bir ip yapistirin. Ipi basiniz hizasinda elinizle tutun, basinizi yarim mt kadar ileri ve geri agir agir hareket ettirin ve dinleyin. 1000 Hz i en yüksek yakaladiginiz noktayi kalem ile isaretleyin. Sonra 380 Hz, 110 Hz, 1500 Hz, ve daha yukaridaki birçok sinyal ile ayni ölçümleri yaparak her birini ayri ayri isaretleyin. Amaç, birbirine en yakin sinyallerin oldugu noktayi bulmak olacaktir. Eger önemli frekanslarin birbirine bir türlü yaklastigi bir nokta bulamiyorsaniz hoparlörleri 10-20 cm kadar öne çekin veya dinleme koltugunun yerini öne/arkaya alin. Birçok frekansi birbirine en yakin noktada bulabildiginiz nokta, dinleme noktaniz olacaktir. Biraz ugrastirici olmasina ragmen sonuca degecektir.

    Oda Akustiği: Hi-End in gayet iyi bilinen ama en çok göz ardi edilen bölümüdür. Konlu bir hoparlörde sesin % 55 i direkt olarak kulaginiza, % 45 i ise odanin diger bölümlerine yayilir. Bu % 45, degisik noktalardan yansiyarak tekrar kulaginiza gelir. Bu yansimalar sonucunda her ses, çok kisa zaman araliklarinda ve farki farkli zamanlarda kulaginiza geleceginden, orijinal müzikte olmayan ikinci bir akustik ortaya çikacaktir. Bu denklem içinde sag hoparlörün sesinin bir kismi sol, sol hoparlörün sesinin bir kismi da sagdan geleceginden stereo ayrimi da bir miktar bozulacaktir. Bu tür suni akustik sesler çok kisi tarafindan begenilir, hoparlörler bu sayede daha iyi kayboluyor olarak görünürler. Hatta bazi üreticiler, hoparlörün arkasina, sagina ve soluna da üniteler koyarak bu efekti suni olarak yaratmaya çalisirlar (dipole-arka tweeterler). orijinal kayitta olmayan bu sesler kolorasyon, yani sesin dejenerasyonudur ve kaydedilmis müzige gerçek sadakat için mümkün oldukça yok edilmeleri gerekir. Planar, ribbon, elektrostatik hoparlörler 360 derece ses verdiginden özellikle arka duvar çok önem kazanmaktadir. Arka duvar, yan duvardaki 1. ve 2. kirilim noktalari ve ön duvar (sistemin arkasindaki duvar), akustik malzemelerle çok iyi izole edilmelidir.

    Bu konuda profesyonel bir firmadan alinacak yardim, çok önemli katkilar saglayacaktir.

    Özhan Atalay




  • HOPARLÖR TEKNİĞİ

    Elektrik enerjisini ses enerjisine çevirir.
    1. Konik hoparlörler (Direkt radyatörler) Ses dalgalarını doğrudan doğruya yayımlarlar
    2. Hunik hoparlörler (Endirek radyatörler).Ses dalgalarını huni biçiminde bir borudan geçirerek yayımlarlar.

    Özellikleri
    1. Hoparlör toplam distorsiyonu küçük olmalıdır (Diyafram devintisi 2 mm.den küçük olmalı).
    2. Frekans yansıtsama eğrisi düz, düzgün, geniş olmalı (Konuşma için:200- 7000 Hz/ Konuşma netliği için 3000 Hz.de tümsek olmalı).
    3. Güç dönüştürme verimi yüksek olmalı.
    4. Büyük ses (Akustik) güçlerde hoparlör hasara uğramamalıdır
    5. Transit işaretleri algılayabilmelidir.
    6. Yönelgenlik (Direktivite) her frekansta aynı olmalı.
    7. Sağlam olmalı.
    8. Birim akustik güce isabet eden maliyeti düşük olmalı.

    Hoparlör çeşitleri
    1. Dinamik hoparlör (devingen bobinli),
    2. Devingen demirli (distorsiyon fazla),
    3. Armatürü dengeli (120 Hz.den düşük sesleri almıyor).
    4. Kristalli-Tiz hoparlör olarak kullanılır. Artık piyasada bulunmamaktadır. Dayanıksızdır
    5. Şerit
    6. Elektrostatik-Geniş frekans bantlı, distorsiyonu küçük, sekizli polar diyagramı var.
    Mahsurları: 250-2000 v. polarma gerilimi gerekir.
    Toplam verimi düşüktür. Empedans uydurucu trafo gereklidir. Çıkış ses seviyesi düşüktür.

    Hoparlör Frekans Karakteristiği
    1. Hoparlörün bas seslerde iyi bir davranış göstermesi için hafif, az kütleli, sıkıca bir diyaframa gerek vardır. Tiz ve bas sesler arasında yeterince düzgün bir ses basınç seviyesi elde edilir.
    2. Arka yüzden çıkan ses dalgalarının ön yüze geçişini önlemek üzere hoparlör geniş yüzeyli bir tahta üzerine takılır. Tahta akustik ekran olarak kullanılıp, akustik geri besleme önlenmeye çalışılır.

    Hoparlörün Elektriksel Empedansı
    Alçak frekanslarda empedansın en büyük değere ulaştığı frekansa hoparlörün rezonans frekansı denir.
    Pratikte hoparlör empedansı 8 Ohm denince; 400 Hz.de ölçülen empedans bilinir.
    Yüksek frekanslarda hoparlör empedansı artar. Bu nedenle,yuvarlak bir değer olsun diye hoparlör empedansı ile ölçmeler, 400-1000 Hz.arasında yapılır.

    Hoparlör Polaritesi
    Ölçüm için, bobin uçlarına pil bağlanır. Diyafram ileri giderse pilin artı ucunun bağlı bulunduğu yer, bobinin de artı ucudur.

    Huni Hoparlörler
    Alüminyum ya da plastikten yapılır. Huni hoparlörün üretebileceği en düşük frekansa, hoparlörün kesim frekansı denir. Huni hoparlörde güç dönüştürme verimi %10-%40 arasındadır ( Direkt radyatörde % 10.dur)

    Çeşitleri.
    1.Dikdörtgen (Rectangular horn)
    2.Yuvarlak (Round horn)
    3.Dönemeçli (Reentrant horn)
    4.Boyunlu yassı (Conventional Radial horn)
    5.Boyunsuz yassı (Neckless Radial horn)
    6.İki geçitli (Double diffraction horn)

    Hoparlör kabinleri
    1. Açık
    Duvardan en az 15 cm.uzağa konulmalıdır.

    2. Kapalı
    Alt kesim frekansı : 40-175 Hz
    Üst kesim frekansı : 20000 Hz.
    Açıktaki değerin 2,2 ile 12,5 katı fazla değer alır.

    3. Kristalle geri beslemeli
    (Phılıps firmasının buluşudur.) Bas Hoparlör merkezine pxe kristal-Piezoelektrik eleman yerleştirilmiştir.
    Besleme devresi bulunmakta Ses dışarıya düzeltilerek verilmektedir.

    4. Oluklu Bas Refleks ya Kanallı Hoparlör Kutusu yada Akustik Faz İnvertörü denir. Beşgen, altıgen şekilde dizayn edilebilir. Pvc yada kartondan yapılabilir.

    İki yollu Hoparlörler : Bas-Tiz
    Üç yollu Hoparlörler: Bas-Orta-Tiz
    Bölüştürme filtresi:
    Pasif Radyatör
    Yardımcı bas hoparlorlörü.
    Manyetik kısmı ve ses bobini yoktur.
    Sistemin alçak frekanslardaki (Bas seslerdeki) karakteristiğini genişletmeye yarar.

    HOPARLÖR GÜCÜ

    Çalışma gücü ( Operating Power )
    Ölçülmesi, 100-4000 Hz.arasında yapılır. Hoparlör ekseninden 1 M.uzakta 12 mikrobarlık (96 dB.lik) veya 3 M.uzaklıkta 4 mikrobarlık (86 dB.lik) ses basınç şiddeti üretebilmesi için hoparlör ses bobinine uygulanan sinüzoidal elektriksel güç değerine çalışma gücü denir.

    Kapasite (Power Handling Capacity )
    Hoparlörün hasara uğramadan dayanabileceği sürekli güç değeridir. Yüksek güçlü olarak bilinen bas hoparlörlerin kapasiteleri : 10-250 W. arasındadır.

    Müzik gücü ( Musical Power )
    Hoparlör bobinine 25 Hz.den küçük, konuşma ve müziği temsil etmek üzere darbeli gerilim uygulanır. Hoparlörde uğultu ve cızırtının başlamadığı, distorsiyonun henüz gözlenmediği duruma gelinceye kadar, giriş elektriksel gücü arttırılarak müzikal güç bulunur.

    Önemli : Hoparlörler, amplifikatör gücünün 1.5 katı fazla seçilir.

    YANLIŞ: Böyle bir seçimde hoparlörlerin yüksek volümde zarar görmesi kaçınılmazdır. Doğrusu; Hoparlörlerin amfi ile aynı güçte olması bu mümkün değilse daha düşük güçte olmasıdır. Bu, amfiden beklenen en üst düzey ses kalitesinin alınmasında önemlidir. Bu durumda amfinin max. 1/2 sesinden daha fazlasını açmak gereği nadiren duyulur. Halbuki düşük güçteki bir amfi ve güçlü bir hoparlör ile (bir de hoparlör hassasiyeti 90 db' in altında ise) beklenen ideal sese ulaşmak zordur bunun için için bilinçsizce volüm açılır. Bilinenin tersine amfi gücünün daha düşük olduğu bir durumda yüksek volümde büyük oranda distorsiyon gelişir ve empedans değişikliklerinin tolere edilememesi, düşen akım vb. nedenlerle iyi beslenemeyen driverlar hasara uğrar. Özetle hoparlörler kendilerinden güçlü ampfilikatörlerin seslerinin açılması ile değil kendilerinden güçsüz amfilerin sesin açılması ile patlar.


    Prof. Dr. Geylan Işık




  • • SES

    Ses: Sivi, kati, gaz ortamlarinda 16HZ - 20000Hz arasindaki insan kulaginin algilayabilecegi basinç degisiklikleri SES olarak tanimlanmaktadir.

    Duyulabilen Ses: Insan kulagi 16 Hz-20 Khz. arasindaki sesleri isitebilir.
    Saniyede 16 kez tekrarlanan basinç degisiklikleri insan kulagi tarafindan algilanabilir.

    Insan kulaginin hissedebilecegi en az ses siddeti 1 desibeldir.
    Insan kulaginin tahammül edecegi maksimum ses siddeti 10-4 Watt / cm2 olup 120 desibele esittir.

    İnsan Sesi: İnsanin akcigerinden disari çikartilan havanin, girtlak yapisi ve agiz hareketleriyle basincinin degistirilmesi yardimiyla insan sesi olusur. Insan vücudundan çikan havanin basincini kontrol edebilir. Bu sayede sesini azaltip çogaltirken bazi ses frekanslarini kullanarak konusabilir, sarki söyleyebilir, bagirabilir, fisildayabilir.

    Insanlarin bu yapisi kisiden kisiye degisiklik gösterir. Sisman bir insan ile zayif bir insan arasinda ses frekans farki vardir. Erkek ve kadinlar arasinda da fark bulunur. Bas sesin frekansi düsük, tiz seslerin ise frekansi yüksektir.

    Ses Türü Temel Frekans ( Hz ) Maksimum Harmoniği ( Hz )
    Minimum Maksimum
    Bas Ses 87 340
    Bariton Ses 90 400
    Tenor Ses 125 500
    Alto Ses 130 700
    Soprano Ses 225 1100
    Kadın Konuşma Sesi 150 10000
    Erkek Konuşma Sesi 100 8500
    Alkışlama 100 20000


    Ses Hızı: Ses hızı havada 340 metre / saniye olarak alınır. Ses hızı formülü:
    Sesin Aldığı Yol = Zaman x Ses Hızı
    Örnek
    Şimşek çaktıktan 9 saniye sonra sesi kulağımıza gelmişse,
    340 x 9 = 3090 metre yani şişek yaklaşık 3 Km ileridedir.


    Ses hızı frekansa bağlı olarak değişmez, her frekansta ses aynı hızda gider.

    Ses Hızı :
    Havanın sıcaklığına,
    Hava Basıncına ( Statik Olarak ),
    Hava Yoğunluğuna, bağlı olarak değişir.

    Ses hızı sıcaklığın kareköküyle ters orantılıdır. Isı arttıkça ses hızı artacaktır.
    Herhangi bir alanda, rüzgar arkadan eserse ses zemine doğru yönlenir.
    Rüzgar önden eserse, ses zeminden yukarı doğru yönlenir.
    Gündüz, zemin ısındığı için ses dalgaları ısı etkisi nedeniyle yukarı doğru yönelir.
    Gece, zemin soğuduğu için ses dalgaları daha uzağa gidecektir ve aşağıya doğru yönelir.

    Denizde suyun yapısı yansıtıcı bir yüzey oluşturmaktadır. Bu nedenle denizde ses sakin bir ortamda 4-5 Km. kadar uzağa gidebilir.

    SIVILAR ISI (ºC) SES HIZI (m/sn)
    Aseton 20ºC 1192
    Anilin 20ºC 1656
    Benzol 20ºC 1326
    Etil Alkol 20ºC 1168
    Gliserin 20ºC 1923
    Cıva 20ºC 1451
    Metil Alkol 20ºC 1123
    Su (Hafif) 25ºC 1497
    Su (Ağır) 25ºC 1401
    Deniz Suyu 0 - 17ºC 1440 - 1550
    Parafin Yağı 33.5ºC 1420
    Sedir Yağı 29ºC 1406
    Okaliptüs Yağı 29.5ºC 1276
    Benzin 34ºC 1250
    Haşhaş Yağı 31.5ºC 1772
    Gaz Yağı 34ºC 1295
    Zeytin Yağı 32.5ºC 1381
    Fıstık Yağı 31.5ºC 1562
    Transformatör Yağı 32.5ºC 1425

    Ses Dalgası / Dalga Boyu :


    Ses dalgalari 16 Hz-20 Khz. arasinda mekanik titresim yapan cisimlerin ( kati, sivi, gaz ) insan kulagi ile temasi olan bir ortamda olusturduklari dalgalara ses dalgalari denir.
    Sesin dalga boyu: Bir periyotluk periyotluk süre içinde ses dalgasinin kat ettigi yoldur.

    Sesin dalga boyu formülü
    & (Metre) = V ( 340 M/sn ) ÷ f (Hz)

    Örnek
    16 Hz için & = 21M / 20 Khz için & = 17 mm.

    Dogada tek frekansi olan sese nadiren rastlanmaktadir. Ses dalgasinin zamana göre degisimi, saf sinüs biçiminde ise böyle bir ses dalgasinin tek bir frekansi vardir. Saf sinüsün disindaki, birden fazla dalgaya kompleks ses dalgasi denir. Kompleks ses dalgalari, temel frekans ve temel frekans harmoniklerinden olusan sinüs dalgalari biçiminde düsünülebilir.

    Kaynak - Brüel & Noise and Vibration Pocket Handbook / Sayfa 27 Underwater Acoustics

    Kompleks Ses Dalgası: Ses dalgasının zamana göre değişimi, saf sinüs biçiminde ise böyle bir ses dalgasının tek bir frekansı vardır. Saf sinüsün dışındaki, birden fazla dalgaya kompleks ses dalgası denir.

    Kompleks ses dalgaları, temel frekans ve temel frekans harmonilerinden oluşan sinüs dalgaları biçiminde düşünülebilir.

    Herhangi bir alanda, rüzgar arkadan eserse ses zemine doğru yönlenir. Rüzgar önden eserse, ses zeminden yukarı doğru yönlenir.
    Gündüz, zemin ısındığı için ses dalgaları ısı etkisi nedeniyle yukarı doğru yönelir. Geceleri ise uzaklara ve aşağıya doğru yönelir.
    Denizde suyun yapısı yansıtıcı bir yüzey oluşturmaktadır. Bu nedenle denizde ses sakin bir ortamda 4-5 Km. kadar uzağa gidebilir.

    Dalga Boyu Formülü:
    & = V . P

    Metre = 340 M/sn ( Sabit Sayi ) x Hz

    Örnek : 16 Hz için &=21 M. / 20 Khz için &=17mm


    Ses hizi frekansa bagli olarak degismez, her frekansta ses ayni hizda gider.

    Ses hizi sicakligin kareköküyle ters orantilidir.
    Alçak frekansli sesler bir engele çarptiklari zaman engeli asar ve geçerler.
    Yüksek frekansli sesler ise engeli asamayarak geri dönerler.

    Sesin Kırılması:
    Ses Dalgalarinin Kirilmasi = Difraksiyon

    Ses dalgalari bir cisim üzerindeki delikten geçebilir. Geçtigi olugun genisligi dalga boyuna esitse, olugu geçen ses dalgasi 180 derecelik bir açiyla kirilarak, yeni bir ses kaynagi olarak yoluna devam eder. Olugun genisligi dalga boyundan büyükse, ses dalgasi kirilmaya ugramadan yoluna devam eder.

    Özellikle seslendirmede bilinmesi gereken bir özelliktir.

    Sesin Yansıması:
    Yüksek frekansli sesler bir engel ile karsilastiginda, engele çarpip geri dönerler yani yansirlar. Alçak frekansli sesler ise bir engel ile karsilastiginda, engeli asip yollarina devam ederler, yansimazlar. Yüksek frekansli sesler, alçak frekansli ses dalgalari gibi köseyi dönemezler.

    Sesin Emilmesi: Ses Dalgalarinin Emilmesi = Absorption

    Ses dalgalari bir cisme çarptiginda, yüksek frekansli ses dalgalari cisim üzerinden yansir. Ancak bu sirada cisim tarafindan ses dalgalarinin bir kismi emilir. Emilme, cismin özelliklerine göre degismektedir.

    Özellikle seslendirmede bilinmesi gereken bir özelliktir

    İ. Eren Başaran




  • • SÖZLÜK / HI-FI

    TEKNIK TERİMLER
    (A)

    AAD: CD kapaklarinin üzerinde görülen bu terim, müzigin kayit ve master’ inin analog formada yapildigini (ilk iki asama) ama CD üzerinde digital olarak depolandigini ifade eder.


    AC-3: Dolby Digital’ e bakiniz.
    ADD: Müzik kaydinin analog formda yapildigini (A) master ya da remaster islemlerinin digital formda (D), ve CD üzerinde depolanmanin da digital olarak yapildigini (ikinci D) ifade eder.

    Ampil: hoparlörleri sürmek için inyalleri yükselten cihazdir. Tek kasali (entegre) ya da pre ve power olarak iki ayri bilesenden olusabilir.

    Analog: Plak ve teyp kasetleri ses kaynagini dogrudan analog formda depolarlar.
    Anti – skating : Ignenin pikap üzerindeki oluklardan çikmasini önlemek için pikap kollarina uygulanir.

    (B)

    Bas: Düsük frekanslarin sunulmasi genelde zordur. Bas performansinin yavas olmasi, sunumdaki baslarin müzigin genel akisinda baskin karakterli olmasi anlamina gelir. Ideal olani hiz ve ritm ile birlikte giden iyi bir bas yayilimidir.

    Bas refleks: Bir port üzerinden hava akimi aglayarak düsük frekans üretimine yardimci olan bir hoparlör tasarimidir.

    Bi- amping: Hoparlördeki her bir sürücü ünitesinin, ampiden gelen farkli kanallar ile sürüldügü protokoldür. Bu durumda Each drive of the unit of a pair of two- way speakers needs two runs of cable to each speaker, “ Biwiring’ e bakaniz.

    Binding post: Çiplak kablolari sikistirmak için kullanilan vidali kelepçeye sahip hoparlör terminali. Ayni terim bazi durumlarda “ banana” fis yuvasi için kullaniliyor.

    Bit: digital veriyi olusturan en küçük parça. Digital- to- analog konvertörler (DAC) “bit’ lerden olusan veri dizilerini analog sinyallere çevirir.

    Bitstream: Digital CD datasini analog sinyallere dönüstürme yollarindan biri. Bitsream digital to- analog konvertörler digital verideki her bir “bit’ i, multibit DAC’ lerden daha hizli islerler.

    Biwiring: Biampling’in bazi avantajlarini sunar, ama daha düsük maliyetlidir. Bunun için hoparlör üstündekiiki takim giris terminali ve split crossover bulunmasi gerekir.

    Bridging (Köprüleme): Bir stereo amplinin, daha yüksek güç elde etmek için mono olarak kullanilacak sekilde baglanmasi ve diger bir stereo amplinin de diger kanal için yine mono olarak baglanmasi. Tipik olarak güç üç katina çikar, ama herseyden önce amplinin köprülenmeye uygun bir tasarimi olmasi gerekir.

    (C)

    Compact Disc (CD) : Veriyi digital olarak depolayan ve bir lazer optik sistemle okunan standart 12cm’ lik disk. Baslangiçta müzik depolama amaçli kullanilan CS, günümüzde artik birçok uygulamada kullaniliyor.

    CD- R: Açilimi CD- Recordable (kayit edilebilir CD). CD kayit cihazlari için üretilen özel bir bos disk olan CD-R bir kere kayit edildikten sonra, üzerinde herhangi bir degisiklik yapilamiyor, ama standart CD çalarlar tarafindan okunabiliyor. Temel olarak iki çesidi bulunuyor; “profesyonel” ve “tüketici”.

    CD- ROM (Read Only Memory): ilgisayarlar için sadece okunabilir bellek olarak kullanilir. Bir disk 650 ile 700 MB arasinda veri depolama kapaitesine sahiptir.

    CD- text: Yeni sistemlerde, CD çalar bilesenlerinin, sarki ismi ya da sarki sözleri gibi sinirli orandaki metinleri görüntülemesini saglayan protokol.

    Class A: Sinyalin pozitif ve negatif yarilarinin birlikte yükseltildigi ampli. Çalisirken biraz isinmasina ragmen ses kalitesi yüksektir.

    Class B: sinyalin pozitif ve negatif yanlari, devrelerin farkli kisimlarinda isleniyor, çikis katlari sürekli anahtarlaniyor. Çalisirken nispeten daha az isinan bu amplilerin ürettigi ses, Class A amplilere göre safliktan biraz daha uzak.

    Crossover: Bir hoparlörün içinde yer alan ve yüksek frekanslari tweeter’ a, düsük frekanslari ise woofer’ a yönlendiren devre.

    (D)

    DAB (Digital Audio Broadcasting): Hem FM hem de AM bandindan alinabilen digital stereo yayini. Bu yöntem fondaki tislama ve enterferanslari ortadan kaldiriyor.

    DAC (Digital- to- analog konvertör): Sayisal verilerianalog ses çevirir. CD çalarlarda dahili DAC’ ler bulunur. Bununla birlikte ayri DAC üniteleri bir CD çalar ya da diger digital oynatici/kaydedici cihazlari gelistirebilecegi gibi özel bir CD trasnport mekanizmasi ile de kullanilabilir.

    DAT (Digital Audio tape): Günümüzde daha çok profesyonel kullanilan bir digital kayit sistemi. Bu sistem, VCR’larda kullanilana benzer, dönen bir kayit kafasi kullanir.

    Dalga boyu: Bir dalganin uzunlugunu ifade eder. Havada bulunan 50Hz’lik bir sesin boyu yaklasik 6,9 metredir.

    Data reduction (veri azaltma): Müzik depolamak için gereken veri miktarini düsürür. Lowers the amount of data needed to store music. Sony’s MiniDisc uses a in-house system called ATRAC (Adaptive Transform Acoustic Coding) used in Philips’ DCC format serves a similar function, removing signal its designers think you can’t hear.

    DCC(Digital Compact Casette): Philips tarafindan ev kullanicilari için üretilen dijital type sistemi

    DDD: CD kapaklarinda bulunur ve müzigin kayit, mastering ve depolanma asamalarinin hepsinin dijital olarak gerçeklestirildigini ifade eder.

    Dengeli baglanti: Dengeli baglantilarda pozitif ve negatif kablolar (daha etkin bir enterferans perdelemesi için) korumalidir. Normal baglantilar ise pozitif kablonun korunmasi için negatif kabloyu kullanirlar. Bu düzen ayni zamanda AES/EBU digital formatta kullanilir.

    Desibel(db): Ses basincinin ölçü birimidir. 1dB’lik bir degisim ancak duyulabilirken, +10dB kulaga orijinal ses seviyesinin iki katiyöis gibi gelir.

    Digital : CD çalarlar, DAT, DCC, MD gibi protokollerin kullandigi ses depolama yöntemidir. Dijital olarak depolanan ses yada görüntü gerçekte on/off sinyallerini ifade eden ‘1’ ve ‘0’ degerlerine dönüstürülmüstür.

    Dijital çikis: Dijital sinyalin kaydedilmesini yada harici bir DAC ile islenmesini saglayan çikistir. Kabaca elektriksel ya da optik olarak ikiye ayrilabilir.

    Dinamik alan: Hi-fi bileseni tarafindan üretilen en yüksek ve en alçak sinyalin arasindaki alan.

    Distorsiyon: Bir bilesenden kaynaklanan istenmeyen sinyaller yada sinyal degisimleri.

    Dolby Digital: AC-3 olarak da bilinen bu format, Dolby tarafindan üretilen en son ev sinema ve ses protokolüdür. Bes sabit kanala ek olarak, baslara yönelik ayri bir subwoofer kullanilir.

    Dolby Surround: Arka efekt kanallarini stereo kayitlar için kodlayan format. Bu formatta, surround ses elde etmek için kaydin bir çözücü üzerinden dinlenmesi ya da izlenmesi gerekir.

    Dolby Pro- Logic: Diyologlari ekranda sabitleyen bu format, önce ekstra bir merkez hoparlör
    Kullanilir.

    Drop- out: Teyp kaydi ya da playback sirasinda herhangi bir manyetik perdelenmeden ya da teyp kafasinin temasinin kisa bir süre kesilmesinden kaynaklanan durumlarda ulusan anlik sinyal kaybi. Momentary loss od signal during tape recording or blayback from the tape briefly losing head contact. Drpo- outs can also occur on CDs. But it takes fairly serious discdamage.

    DTS: Sabit kanalar kullanan bir diger ev sinemasi digital ses sistemi.

    Dual mono: Bazi ampliler sol ve sag kanallari, ampli içinde ayri ayri isleyecek sekilde tasarlanmistir. Bu tasarim sol ve sag kanallar arasindan olusabilcek enterenslari önler.

    DVD: CD boyutundaki disklerde kullanilan bu yeni kayit formati, filmler ve yüksek kalitesi müzikler için oldukça elverisli olan genis ir kapasiteye sahiptir.DVD oynaticilar ayni zamanda geleneksel CD’ leri de okuyabilir.

    (E)

    Elektrostatik: Hoparlörlerin, sesi üreten hafif diyaframlari ileri geri haraket etmek için kulalndiklari yüksek voltaj gücü.

    Empedans: Elektriksel özellik. Düsük empedans, kaynaktan yüksek bir akim çekerken, yüksek empedans daha az çekecektir. Bu da düsük emdepansli (6-8 ohm’ dan düsük) hoparlörlerin ampli tarafindan daha zor sürülecegi anlamina gelir.



    (F)

    Fono kati: pikap kartusularinin ürettigi çikis sinyali CD çalar ya da teyp deklerinin ürettiginden çok daha düsüktür. Birçok amplide bunun için fazladan yükseltme kati olmasina ragmen, bu kata sahip olmayan ampli sayisi gittikçe artmaktadir. Bu da ayri bir fono ampli gereksimini dogurur.

    Frekans: Tiz sesler yüksek frekansli,pes sesler de düük frekanslidir. Insan kulagina duyabilecegi aralik kisiden kisiye degismekle birlikte en fazla 16Hz-20KHz arasindadir.

    Front end: 1LP sistem ya da cd deki sinyal kaynagini ifade eder. Ayrica 1 tuner’da sinyali antenden alarak demodüle eden devre katida kullanilabilir.

    (G)

    Güç siniri (power handling): bir hoparlör için güvenli maximum gücü ifade eder. Bununla birlikte hoparlörün sadece yüksek güç ile degil asiri düsük frekanslar ile de zarar görebilecegini unutmamak gerekir.

    (H)

    HDCD(High Defination Compatible Digital): Daha iyi bir ses elde etmek için cd lerde kullanilan bir kodlama sistemi.

    Hertz(Hz): Frekans birimi 1Hz deger, sinyalin saniyede bir kere salindigi anlamina gelir.

    Hizalama(Alignment): Kaydedici-çalar. Kartusun plak üzerindeki oluklara göre ayarlanmasidir. Kötü hizalamalar distorsiyona sebep olur. Ayrica teyp kafalarinin da ayarlanmasi gerekir.

    (I)

    Igne kolu(tonearm): Pikap üzerinde kartusu tutan kisim.

    (K)

    Kablolar: Bakir iletkenlerin safligini belirtmek için bir dizi ‘dokuz’ yada ‘5N’, yüzde 99,999 saflikta bakir anlamina gelir. Iyi hoparlör kablolari çok damarli ya da / birkaç kalin damarli (masif çekirdek) olur. Bazi kablolar yönlüdür, bunlarin üzerinde ampliden hoparlöre gidecek sinyalin yönünü gösteren oklar vardir. Yönlü ara baglanti kablosu üzerindeki oklar ise kaynaktan ampliye giden sinyal yönünü belirtir.

    Kartus: Gerçekte plaklari çalan, plak oyuklarindaki salinimlari ampliye gönderilecek elektrik sinyallerine çeviren kisim. “hareketli miknatis” ve “hareketli bobine” bakin.

    Kolorasyon: Müzigin dogal yorumunda olusan sapma. Kolorasyon(gümbürtülü bas, genizden gelen bir orta bant yada parlak bir tiz örnek olarak gösterilebilir) Istenmeyen bir durumdur.

    Koruma: Bir iletken ya da ekipmani enterferanstan uzak tutar.


    (L)

    Line Level: Ampliye girmeden önce herhangi bir yükseltmenin gerekmedigi girisleri ifade eder.


    (M)

    Midband (orta band): Çogu enstruman ve vokallerin duyuldugu frekans araligi.

    MiniDisc (MD): Sony’ in ürettigi, 74 dakikaya kadar ses kaydi yapabilen 64 mm ‘lik disc. Görünümü küçük bilgisayar disklerine benzesede CD gibi optik oalarak çalisir.

    Monoblok: Bagimsiz mono power ampli. Mono ampli ile kurulacak bir streo ses düzeni için bu amplilerden iki adet gerekir. Bu yaklasimin getirdigi avantaj ise kanallar arasinda etkilesim olmamasidir.

    Moving Coil – MC(hareketli bobin): hareketli bobinli kartuslarda ignein bagli oldugu bobinler, elektrik sinyallerini sabit miknatilarin içinde hareket ederek üretir. Çikisi hareketli miknatisli kartuslardan düsüktür.

    Moving Magnet – MM (hereketli miknatis): Hareketli bobinli kartuslarda ignenin bagli oldugu miknatislar, elektrik sinyallerini sait bobinlerin içinde hareket ederek üretir.

    (N)

    Nicam: Görüntü ile birlikte gönderilen, CD kalitesindeki digital stereo TV sesi.

    (O)

    Ohm: direnç birimi. Br hoparlörün empedansi ohm degerinden ölçülür. Ohm. Degeri düstükçe hoparlörlerin, sürülmesi zorlasir.

    Oversampling: DAC sistemlerinde kullanilir. Sinyal frekansini arttirarak, çevrim devreleri ve yardimci devreler içi istenmeyen sinyalleri filtreleme islemini kolaylastirir.

    (Ö)

    Örnekleme orani: bir digital kayit ya da oynatici cihazin, bir sinyali ne kadar hizli örnekledigini belirtir. CD, DCC ve MD 44, 1 khz ‘lik bir oran kullanirken DAT kaydediciler kullaniciya 44, 1 ile 48 khz arasinda seçim sunar. Digital Audio Broadcasting ise 32 khz degerinde çalisir. Bir DAC her üç degerdede çalismalidir. Örnekleme orani bir istemin tasiyabilecegi en yüksek kaydedilebilir frekansi belirtir. Örnegin 96 khz’ lik bir sistem daha iyi tiz yayilimina sahiptir.

    (P)

    Pasif : sinyali yükseltmeyen bir devre ya da ileseni ifade eder.

    PMPO: Müzik çikis gücünün tepe noktasini ifade eder.

    Power ampli: Ses sinyallerini hoparlörlerle besler.

    Pre- ampli: Bir amplinin kontrol kismi. Entegre amplilerde dahili olan bu kisim, ayri bir ilesen olarak power ampli yada aktif hoparlörler ile birlikte kullanilabilir.

    Pro- logic: Dolby’ ye bakin.


    (R)

    RDS( Radio Data System): FM radyo bandinda, RDS tuner’ larin istasyon isimlerini göstermesini ve bir dizi istasyon tarama ve degistirme islevlerini yerine getirmesini saglayan sistem.

    (S)

    Sikistirma: Radyo istasyonlari tarafindan müzikteki üçlü ve zayif kisimlar arasindaki seviye farkini azaltmak için kullanilan bir yöntemdir. Otomobil ya da transistör tarafindan üretilen seslerde avantaj saglasa da bir hi-fi tuner’ da çok kötü sonuçlar verebilir.

    Sinyal / gürültü orani: Ses sinyal seviyesi ile istenmeyen gürültü seviyesinin arasindaki farki belirtir. DB cinsinden olan deger artikça gürültü seviyesi düser.

    Subwoofer: Nispeten küçük olan hoparlörlerin üretemeyecegi derin baslari üreten ayri bir düsük as sürücüsü ve kabini.

    Süresizlikler: Müzikteki kisa ve ani olusumlari (bir zilin sesi gibi) ifade eder ve üretilmesi zordur.

    (T)

    Teyp lupu: Ampli üzerinde bulunan, teyp üzerinde kayit yapilacak sinyal çikisini veren bir çift soket ile bu sinyalin ampli üzerinden çalinmasini saglayan bir baska çift soketi

    THX: LucasFilm tarafindan gelistirilen bu format, Dolby Pro- Logic’ in standartlarini belirler. Bu format ancak uyumlu (ve maliyetli) donanim ile kulanilabilir.

    Toroidal transformatör: Transformatörler gereken seviyelerdeki voltaj degerleini saglarlar. Toroidal transformatörler (donut sekilli) daha iyi bir stabilite ve daha az akim kaçagi (manyetik radyasyon diger devreleri etkileyebilir) saglarlar.

    Tiz:Yüksek frekansli seslerin genel adi. Örnegin bir zilin sesini tanimlamak için tiz ifadesi kullanilabilir.

    Tweeter: Bir hoparlörde tizleri üreten sürücü ünitesi.

    Tüp (Valve): yükseltme ünitesi olarak kullanilan bu parçada, elektrotlar vakumlanmis kapali bir cam içindedir. Ürettigi ses ise genelde sicak ve bastan çikarici olarak kabul edilir.

    (W)

    Watt: Güç birimi. Birim arttikça güç de artar. Ancak bu birim ile birlikte sistemin ürettigi ses seviyesi hoparlörün hassasligi ve oda boyutuna da baglidir.

    Woofer: Bir hoparlörde bas frekanslari üreten sürücü ünitesi.

    HI-FI :High Fidelity. Yüksek sadakat.Kayit ve reprodiksiyonun sesin aslina mümkün oldugunca sadik olmasi ve bu iddayi tasiyan cihazlari tanimlamak için kullanilan deyim.

    High End : Üst Uç veya daha dogru bir Türkçeyle Tepe Noktasi.Teknoloji , malzeme kalitesi , isçilik ve performans olarak en yüksek sinif cihazlari tanimlayan deyim.Ilk defa Sterophile dergisinin kurucusu ve editörü Gordon J. Hold tarafindan kullanilmistir.

    PCM : Pulse Code Modulation.Darbe Kodu Modülasyonu. Analog sesten saniyede her biri 16 bit uzunlugunda 44.100 adet örnek alinmasi ve bu örneklerin 0 ve 1 lerden olusan dijital veriye dönüstürülmesi teknigi.

    LPCM : Linear PCM.Dogrusal Darbe Kodu Modülasyonu. PCM tekniginin çok kanalli kayit için kullanilan gelistirilmis sekli.DVD-Audio kayitlari için kullanilir.

    MLP :Meridian Lossless Packing. Ses verisindeki fazlaliklar ayiklanarak 2:1 oraninda sikistirma yapilabilen,disk üzerine daha fazla veri yüklemek ve daha uzun çalma süresi saglamak üzere gelistirilen teknik.Meridian firmasi tarafindan gelistirilmistir.

    Fire Wire(IEEE 1394) : Yeni nesil elektronik cihazlarda kullanilacak dijital ara baglanti standardi.Apple firmasi tarafindan gelistirilmistir.

    Sampling : Örnekleme.Bir analog sinyalin dijital forma çevrilmesindeki ilk asama.Analog sinyalden belli araliklarla alinan örnekler daha sonra sinyalin dijital karsiligini elde etmek için kodlanir.

    Sampling Rate : Örnekleme Frekansi.Birim zamanda alinan örnek sayisinin miktari.Örnekleme frekansi ne kadar yüksek olursa sesin dogalligina o kadar yaklasilir.

    CD :Compact Disc. Philips ve Sony tarafindan 1970 lerden itibaren gelistirilen ve 1982 de standartlari saptanan dijital kayit ortami.12 cm çapinda yansima özelligi bulunan bir yüzeyle kaplanmis polikarbon disk.650 MB veri ,74 dakika ses kapasitesine sahip.Analog ses sinyalleri Binary Code olarak adlandirilan 0 ve 1 den olusan dijital veriye dönüstürülerek CD nin yansitici alt tabakasina tepe ve çukurlardan olusan spiral bir iz olarak kaydedilir.Okuma sirasinda ise CD çalar dönen disk üzerine bir lazer isini gönderir.Tepe ve çukurlardan farkli sekilde yansiyan isin dijital veri olarak deger kazanir.Bu veri DAC tarafindan analog sinyallere dönüstürülür.

    CD-R : CD-Recordable.Bir kez kayit yapilabilen cd

    CD-RW : CD-ReWriteable.Silinip yeniden kayit yapilabilen cd

    CD-Rom : Bilgisayar ve oyun uygulamalari için gelistirilen cd tipi.

    DAC : Digital to Analog Converter.Dijital ses verisini analog ses sinyallerine dönüstüren cihaz.

    DAT : Digital Audio Tape.Dijital veriyi manyetik bir bant üzerine kaydeden ve okuyan kaset tipi.48 kHz, 44.1 kHz, 32 kHz örnekleme frekanslarini kullanabilir.CD den daha yüksek örnekleme frekansi ve long play özelligi sayesinde profesyonel kullanimda yaygin olarak kullanilmasina ragmen tüketici elektronigi piyasasindan çekilmistir.

    DCC : Digital Compact Cassette. Philips tarafindan kaset teknolojisini dijital teknolojiyle birlestiren , hem analog hem dijital kasetleri çalabilen bir teknoloji.Ticari olarak basarisiz olmus ve piyasadan kalkmistir.

    MD : Mini Disc. Koruyucu bir kutu içine yerlestirilmis , 64 mm çapinda , üstündeki veri manyeto-optik bir teknoljiyle kaydedilip okunan disk medya.

    DVD : Digital Versatile Disc. Çok Amaçli Dijital Disk

    DVD-Video : Esas olarak görüntü için gelistirilen ve disk kapasitesinin büyük bölümünün yüksek kaliteli görüntü verisine ayrildigi 4.7 GB kapasiteye sahip dvd tipi.PCM teknigiyle kaydedilir.Ilk olarak 1997 yilinda piyasaya çikmistir.

    DVD-Audio : Dvd’nin audio amaciyla gelistirilen versiyonu.Ilk olarak 1999 yilinda piyasaya çikti.Iki veya çok kanalli olarak kaydedilebilir.Iki kanalda 24 bit/192 kHz ,çok kanal kayitlarda 24 bit/96 kHz örnekleme frekansina sahip.PCM teknigine dayanir.

    DVD-R : DVD-Recordable. Bir kez kayit yapilabilen dvd

    DVD-RW : DVD-ReWriteable.Silinip yeniden kayit yapilabilen dvd

    DVD-Rom : Bilgisayar ve oyun uygulamalari için gelistirilmis dvd tipi.

    SACD : Super Audio Compact Disc.DSD kayit teknigi kullanilarak kaydedilen , iki veya çok kanalli kaydedilmis tipleri bulunan 4.7 GB kapasiteye sahip dijital medya.Sony ve Philips tarafindan gelistirilmistir.

    DSD :Direct Stream Digital. Dogrusal Dijital Veri Akisi. Sony tarafindan gelistirilen, analog ses sinyalinden saniyede 1 bitlik 2.822.400 adet örnek alinmasi prensibine dayali kayit sistemi.SACD diskleri bu teknikle kaydedilir.Bu sistem DVD-Audio ya göre 15 , CD ye göre 64 kez daha fazla örnekleme frekansina sahiptir.Ayrica DSD kayit ve okunma asamasinda sinyal ve veri üzerinde çok daha az islem yaptigindan sesin dogalligi ve akiciligi konusunda PCM teknigine göre daha basarilidir.

    HDCD : High Definition Compatible Digital

    DSP : Digital Signal Processor.Dijital Sinyal Isleyici.

    DLP : Digital Light Processing.

    NXT : Next Generation Transducer. Yeni Nesil Enerji Dönüstürücü. Büyük yüzeylerin enerjiyi titresime dönüstüren exciterlar vasitasiyla titrestirilip ses dalgalari üretmesi tekniginin ve bu teknigin patentine sahip firmanin ismi.

    DML : Distributed Mode Loudspeaker. Yüzey Yayilimli Hoparlör. NXT teknolojisinin Elac sirketi tarafindan gelistirilen daha büyük exciterlar kullanilarak uygulanmasi.Tek bir büyük yüzey panelinin exciterlar vasitasiyla titrestirildigi bu panel tipi höparlörler geleneksel höparlörlere göre daha genis ve homojen bir ses dagilimina sahiptir.

    Transducer : Enerjiyi bir sistemden baska bir sisteme nakleden cihaz veya nakletme sistemi.

    MHP : Multimedya Home Platform.

    Crossover : Filtre. Bir hoparlörün beyni gibi çalisir , filitrelerle direnç yüklerini dengeleyerek ve frekans yanitlamasini düzenleyerek , uygun sürücülere çesitli frekans dizilerini yönlendirir.Crossoverda kullanilan parçalarin kalitesi akustik hassasiyeti dogrudan etkiler.

    HS-Link : High Speed Link.Yüksek Hizli Link. CD , MD , DAT kaynakli mevcut dijital ses sinyallerinin yani sira , SACD ve DVD-Audio gibi yeni dijital ses teknolojileri için Accuphase’in gelistirdigi bir sinyal aktarim teknolojisidir.Sinyaller RJ-45 adi verilen baglanti terminalleri üzerinden 400 Mbps transfer hizina sahip özel ve tek bir kablo üzerinden alinip verilir.

    Digital Amplifier : Dijital Amfi. En basit anlatimiyla bir dijital amplifikatör , içinde hiçbir analog devrenin bulunmadigi ve güç beslemesinin dijital sinyallerle kontrol edildigi amplifikatördür.Burda ses sinyalinin karsiligi , sesin seviyesine göre degisen ve diziler halindeki dogru akim darbelerinden olusan elektiriksel kodlardir.Böylece dijital ses sinyali hiçbir analog çevrime gerek kalmadan uygun voltajlarla dogrudan hoparlörün sürücüsüne gönderilir.Bir dijital amplifikatörün besleme kati ile hoparlör arasinda bir filitreden baska birsey yoktur ve teorik olarak , ses sinyali zincirindeki D/A çeviriciler hoparlörün sürücüleridir.

    Acoustic Feed-Back : Akustik Geri Besleme. Ortamdaki ses dalgalarinin yarattigi titresimlerin elektronik cihazlari etkileyerek seste duyulabilir bozulmalar yaratmasi.Özellikle kaynak cihazlarda etkisi daha fazla olmaktadir.

    Amplifier :

    Pre Amplifier : Pre Amplifikatör.Kontrol anfisi.Sisteme birden fazla kaynak cihazin baglanmasini saglayan , ses seviyesi ,kaynak seçimi , balans , ton kontrolü gibi ayarlamalarin yapilmasini saglayan cihaz.Aktif ve pasif olmak üzere iki tipi vardir.

    Power Amplifier : Güç Amplifikatörü. Kaynak cihaz veya kontrol anfisinden gelen düsük seviye sinyali güçlendirip speakerlara gönderen cihaz.

    Integrated Amplifier : Entegre Amplifikatör.Kontrol (pre) ve güç (power) amplifikatör devrelerinin tek bir kasa içinde bulunan sekli.

    Mono-block Amplifier : Mono Aplifikatör.

    Dual Monorual Amplifier : Birlesik Mono Amplifier .Beslemesi de dahil olmak üzere tamamen mono tasarlanmis iki ayri ampli devresinin tek kasada bulundugu amplifikatör tipi.

    Tube Amplifer : Lambali Amplifikatör. Çikis katinda gücünü lamba vasitasiyla üreten amplifikatör tipi.

    Solid State Amplifier : Transistörlü Amplifikatör. Çikis katinda gücünü transistör vasitasiyla üreten amplifikatör tipi.

    Hybrid Amplifier : Melez Amplifikatör. Tasariminda tüp ve transistör gibi iki farkli teknolojinin kullanildigi amplifikatör tipi.

    A/V Amplifier : Ev Sinemasi Amplifikatörü. Çevresel ses formatlarini isleyen bir islemci ve multi kanal bir aplifikatörün birlesiminden meydana gelen ev sinemasi sistemlerinin temel parçasi.

    Receiver : Entegre amplifikatörle radyonun tek bir kasada birlestirilmis sekli.

    A/V Receiver : Ev sinemasi amplifikatörüyle radyonun tek bir kasada birlestirilmis sekli.

    Tuner : Radyo.

    Turntable : Pikap.

    HDTV : High Definetion TV.Yüksek tanimlamali televizyon.

    Dolby : Gürültü bastirma , kayit ve çevresel ses gibi ses üzerine teknolojiler gelistiren Amerikan firmasi.

    Mono : Tek Kanal.

    Stereo : Kayit veya reprodüksiyonun birden fazla kanal üzerinden yapilmasi.Bu deyim yaygin olarak genelde iki kanal kastedilerek kullanilir.

    Multi Channel : Çok Kanalli.

    Surround : Çevreleyen (ses).Izlenen filmi veya dinlenen müzigi daha gerçekçi kilmak için birden fazla ses kanali ile dinleticiyi sarmalayan bir atmosfer yaratma teknigi.

    Dolby Surround : Dolby Laboratuari tarafindan gelistirilen çevresel ses teknolojilerinin genel adi.

    Dolby Pro-Logic :Surround ses formatlarini ilk ve en ilkel sekli.Dört kanal kaydedilms sesin bes speakerdan verilmesi teknigi.

    Dolby Pro-Logic II : Stereo kaydi 5.1 olarak multi chanel çalabilen Dolby ses formati.

    Dolby Digital (AC-3) :Dolby Pro-Logic sisteminin gelistirilmis versiyonu.Arka kanallar bagimsiz ve her kanalin frekans bandi 20-20.000 Hz genisligindedir.

    Dolby Digital EX : Dolby Digital sisteminin matrix kodlama yöntemiyle ekstra bir arka merkez kanali eklenmis hali.

    DTS : Digital Theater System.Temelde Dolby Digital gibi çalismasina karsin daha az sikistirma yaptigi için daha akici ve dogal ses üreten çevresel ses formati.

    DTS-ES MATRIX : DTS sisteminin matrix kodlamayla ekstra bir arka kanal eklenmis hali.

    DTS-ES DISCRETE : DTS sisteminin discrete kodlamayla ekstra bir arka kanal eklenmis hali.

    DTS-NEO:6 : Stereo ses kaynagindan DTS-ES Matrix için kullanilan kodlamayla , 6 kanalli ses üreten format.

    THX : Zannedilenin aksine bir ses formati degil , Lucas Film stüdyosu tarafindan onaylanan bir kalite standartidir.Bu ibareyi tasiyan cihazlarin en yüksek verimi verecek teknoloji ve kalitede ekipmanlara sahip olduguna dair bir garantidir.Çevresel ses formatlarini destekler.

    THX Select : THX in 57 metreküpe kadar olan odalara uygun versiyonu.

    THX Ultra : THX in 85 metreküp ve üstü odalara uyarlanmis versiyonu

    THX Ultra II : THX sisteminin DD –EX ve DTS-ES formatlarina uyumlu versiyonu.

    Zero Feedback : Geri Beslemesiz.

    Negatif Feedback : Negatif Geri Besleme.

    WRAT : Wide Range Amplifier Technology.Genis Alan Amplifikasyon Teknolojisi.Daha genis bir frekans bandinda daha düsük distorsiyon seviyelerinde ses elde etmek için kullanilan teknoloji.

    RDS : Radyo Data System.Radyo Bilgi Sistemi.

    RCA : Ilk defa Radyo Company of America sirketinin ürettigi anfilerde kullanildigi için firmanin isminin bas harfleriyle anilan single end konnektör tipi.

    XLR : Esasinda uzun metrajli profesyonel uygulamalar için gelistirilmis , dengelenmis
    simetrik tasarimlarda gerçek anlamda çalisan kablo ve konnektör tipi.

    Coaxiel Digital : Rca tipi konnektörün kullanildigi dijital baglanti tipi.Yanlis bilinenin aksine audio uygulamalarinda optik baglantidan daha iyi netice verir.

    Optik Digital : Digital sinyallerin fiber optik bir kablo vasitasiyla isik olarak iletildigi baglanti tipi.Yüksek hassasiyetli audio uygulamalarinda tercih edilmez.Daha ziyade ev sinemasi uygulamalarinda yaygindir.

    Spike : Speakerlarin yerle temasini kesmen , bas ve rezonans kontrolünü saglayan çivi tipi ayak.

    Spade : Speaker kablolarinin speaker ve amfiye baglantisini saglayan yarim ay seklinde baglanti elemani.

    Banana Plug : Speaker kablolarinin speaker ve amfiye baglantisini saglayan çubuk seklinde baglanti elemani.


    BNC : Genelde dijital baglantida kullanilan , omajin kontrol edilebildigi konnektör tipi.




  • özhan bey. bilgiler için teşekkür ederim. sayenizde doyduk. ancak benim gibi amatör kullanıcılar için fazlasıyla teknik oldu. iyi bir ses sistemi almak üzere hazırlık yapıyorum. görüştüğüm satıcıların hiçbirinde bu teknik desteği göremedim. eğer istanbulda iseniz müsait olduğunuzda sizi yapımı devam eden bir eve götürmem mümkünmüdür, yada başka bir şekilde yardımcı olabilirmisiniz? profosyonel destek nereden kimlerden alabilirim? akusta vs.. satıcılar papağan gibi. aynı şeyleri ezberlemiş okuyorlar. sizden öneri bekliyorum. zira şu anda elektrik altyapı işleri devam etmektedir. acil teknik desteğe ihtiyacım var. tşkler...



    quote:

    Orjinalden alıntı: Audiophile1





    • Daha İyi Ses Elde Etmek İçin 22 Öneri

    Hi-End dünyasında olan her kez çok iyi bilir. En iyi cihazları satın alıp birleştirerek bir sistemden çok iyi bir ses çıkartmak, hemen hemen mümkün değildir. Daha mütevazi ancak çok iyi adapte edilmiş cihazlardan oluşan bir sistem, kendisinden kat kat pahalı bir sisteme göre çok daha iyi sesler oluşturabilir. Hi-Fi da bu sistem sinerjisi olarak bilinir. Sistem sinerjisi, sadece birbiri ile uyumlu çalan ve güzel sesler çıkartan cihazların bir araya getirilmesi değil, o cihazların performansının maksimum düzeye çıkartılması için gerekli olan yorucu, zahmetli, ancak zevkli ve çokta pahalı olmayan bir süreç demektir.

    Sistem sinerjisinin yakalanabilmesi için alınması gereken önlemler bu konuda yeterince ilgi ve bilgisi olmayan kişilere çok absürd ve gülünç gelebilir.

    Aynı cihazları kullanarak çok daha iyi bir ses elde edebilmek için yaklaşık 20 yıllık Hi-Fi tecrübemden edindiğim bazı noktaları paylaşmaya çalıştım. Bu noktaların büyük bir kısmı iyi bir audiofil tarafından uygulanmasa bile bilinir. Bu noktalar belirli bir bilgisi olan audiofil e hitap edecek şekilde hazırlanmış olup tamamen benim kendi tecrübelerim ve izlenimlerimle belirlemiş olduğum noktalardır. Diğer bir deyiş ile bende sonuç vermemiş ve/veya bilmediğim, denemediğim diğer noktalar burada açıklanmamıştır.

    20 yıl sonunda öğrendiğim yegane şey Hi-End de tek bir doğrunun olmadığıdır. Hi-End doğrularının büyük bir bölümü bilimsel yöntemlerle ispat edilememektedir. Çok hassas olan insan kulağı birçok farkı duymakta ama her dinleyici bunu kendine göre yorumlamakta ve değerlendirmektedir. Aynı müziği aynı anda aynı ortamda dinleyen üç kişiden biri örneğin bas sesleri az bulmakta, diğeri çok bulmakta, diğeri ise normal bulmaktadır. Dinleyicinin beyin referansı denen bu olgu, yanlış olsa bile evinde alışmış olduğu kendi müzik sisteminin tınısı ve rengidir. Bu olgu çoğu zaman evine çok daha iyi bir ekipman getirip dinleyen kişinin yeni ekipmanı bir süre hiç beğenmemesi gibi durumlara da yol açmaktadır.

    Hi-End de sistem sinerjisi ve aşağıda açıklamaya çalıştığım Tweak tabir edilecek noktalar, kullanılan sistemin kabiliyeti ve dinleyenin algılaması ile doğru orantılıdır. Kabiliyeti çok kuvvetli olmayan bir sistemde, aşağıdaki noktalardan pek çoğunun bir sonuca ulaştırmaması da mümkündür.

    Açıkladığım bu nedenlerle aşağıdaki konulardan bazıları kabul görmeyebilir, amaç, bunları paylaşarak Amerika’yı herkesin yeniden keşfetmesindense, bunların aralarından okuyucunun işine yarayacak üç beş nokta bulabilmesini sağlamaktır.

    Gece Dinleme: Kritik müzik dinleme, akşam saatlerinde ve özellikle saat 21:00 den sonra yapılmalıdır. Bu saatlerde gece sessizliği çöküp dış gürültüler minimuma indiğinden, sistemlerin kabiliyeti tam olarak ortaya çıkmaktadır. Kritik dinlemeler ve ekipman testlerini gündüz saatlerinde yapmak yetersiz sonuçlar ortaya çıkarabilir.

    Isı ve Rutubet: Hava rutubetinin ve isisinin hoparlörün ürettigi ses üzerinde ciddi etkisi bulunmaktadir. Çok rutubetli ve/veya sicak havalarda sistem yeterince güç ve dinamizm üretemiyor. Bunun nedeni rutubetli havanin agirlasmasi ve hoparlör tarafindan yeterince itilememesi olabilecegi gibi hoparlörde kullanilan materyallerin isi karsisinda formunu degistirmesi de olabilir. Bu tür günlerde klima ile dinleme odasini önceden iyice sogutmak netice vermektedir.

    Karanlık: Müzik, mümkün oldugunca karanlik ortamda dinlenmelidir. Özellikle dinleme esnasinda müzik sistemi olabildigince karanlikta birakilmali ve çalan müzigin kaydedildigi mekan hayal edilmeye çalisilmalidir. Iyi bir hi-end sistemde amaç, karsida duran elektronik ekipmandan koparak, kaydedilmis müzigin olustugu dogal ortama gitmek ise, müzik dinlerken sürekli ekipmanlari seyretmek, sistemin olusturdugu sanal sahne ortamini psikolojik olarak zedeleyecek bir durum ortaya çikarmaktadir. Hi-Fi sistemin en büyük eksikligi sadece kulak algilamasina yönelik olmasidir. Bir konser dinlerken veya surround sistemi ile konser DVD si seyrederken alinan haz ve gerçeklik hissi, bir Hi-Fi sisteminde tam ters olarak çalismakta, sürekli karsimizda duran hoparlörler, ister istemez beyin tarafindan sesin orijinal kaynagi olarak algilanmaktadirlar.

    Dinleme Mesafesi Tespiti: Ses, belirli titresimdeki dalgalar (frekanslar) halinde yayilir. Hoparlörde üretilen sesler, sistemden her uzaklasildiginda seviyesinde belirli araliklarla maksimuma çikmakta ve minimuma inmektedirler (tepe ve alt noktalari). Özellikle mid ve tiz sesler, 5-50 cm gibi araliklarla dalga boylarinin maksimumuna ve minimumuna ulasmaktadirlar. Bu noktalar kulak ile son derece rahat belirlenebilir. Bunu denemek için sisteme, içinde degisik sinyaller bulunan bir test CD si koyun, bir mono bir test frekansi çalistirip dinleme yerinize gidin, ayakta durun, bu arada gözünüz kapali agir agir yürüyerek sisteme yaklasin. Belirli yerlerde ses siddetinin çok arttigini, belirli yerlerde azaldigini göreceksiniz. Sanki birisi sistemin sesini açip kapiyor gibi olacaktir.

    Müzigin ana ögesi olan ve insan sesine en yakin titresim olan 1000 Hz frekansinin en siddetli duyuldugu nokta, ise baslama noktasidir. Bu nokta sisteminizle oturma yeriniz arasinda birçok defalar en üst noktaya çikacaktir. Oturma yerinize en yakin olan alanda dinleyerek yakalayacaginiz 1.000 Hz noktasi, en iyi orta sesleri alabileceginiz noktadir. Ancak bu noktada diger frekanslarin da tam anlamiyla iyi çikacagi söylenemez.

    Arkanizdaki duvara selobant ile bir ip yapistirin. Ipi basiniz hizasinda elinizle tutun, basinizi yarim mt kadar ileri ve geri agir agir hareket ettirin ve dinleyin. 1000 Hz i en yüksek yakaladiginiz noktayi kalem ile isaretleyin. Sonra 380 Hz, 110 Hz, 1500 Hz, ve daha yukaridaki birçok sinyal ile ayni ölçümleri yaparak her birini ayri ayri isaretleyin. Amaç, birbirine en yakin sinyallerin oldugu noktayi bulmak olacaktir. Eger önemli frekanslarin birbirine bir türlü yaklastigi bir nokta bulamiyorsaniz hoparlörleri 10-20 cm kadar öne çekin veya dinleme koltugunun yerini öne/arkaya alin. Birçok frekansi birbirine en yakin noktada bulabildiginiz nokta, dinleme noktaniz olacaktir. Biraz ugrastirici olmasina ragmen sonuca degecektir.

    Oda Akustiği: Hi-End in gayet iyi bilinen ama en çok göz ardi edilen bölümüdür. Konlu bir hoparlörde sesin % 55 i direkt olarak kulaginiza, % 45 i ise odanin diger bölümlerine yayilir. Bu % 45, degisik noktalardan yansiyarak tekrar kulaginiza gelir. Bu yansimalar sonucunda her ses, çok kisa zaman araliklarinda ve farki farkli zamanlarda kulaginiza geleceginden, orijinal müzikte olmayan ikinci bir akustik ortaya çikacaktir. Bu denklem içinde sag hoparlörün sesinin bir kismi sol, sol hoparlörün sesinin bir kismi da sagdan geleceginden stereo ayrimi da bir miktar bozulacaktir. Bu tür suni akustik sesler çok kisi tarafindan begenilir, hoparlörler bu sayede daha iyi kayboluyor olarak görünürler. Hatta bazi üreticiler, hoparlörün arkasina, sagina ve soluna da üniteler koyarak bu efekti suni olarak yaratmaya çalisirlar (dipole-arka tweeterler). orijinal kayitta olmayan bu sesler kolorasyon, yani sesin dejenerasyonudur ve kaydedilmis müzige gerçek sadakat için mümkün oldukça yok edilmeleri gerekir. Planar, ribbon, elektrostatik hoparlörler 360 derece ses verdiginden özellikle arka duvar çok önem kazanmaktadir. Arka duvar, yan duvardaki 1. ve 2. kirilim noktalari ve ön duvar (sistemin arkasindaki duvar), akustik malzemelerle çok iyi izole edilmelidir.

    Bu konuda profesyonel bir firmadan alinacak yardim, çok önemli katkilar saglayacaktir.

    Özhan Atalay




  • Sayın aaman00
    Öncelikle adım Özhan değil ama önemli değil.İstediğiniz zaman bana mesaj atın yardımcı olmaya çalişırım.Saygılar
  • Ben ses sistemlerinden pek anlamam bu yüzden sana sormak istiyorum 750 YTL var suan yazın kurmayi düşünüyorum sistemi yazin heralde bi 850 YTL lem olur siz ne önere bilirsiniz acaba genellikle müzik dinliyorum arada film izliyorum bu fiyata göre bi sistem yazarsan sevinirim
  • Sevgili dostlar,

    Mükemmel bilgiler son derece faydalı iyi bir başlık olmuş içini de süper doldurmuşsunuz.
    Benim bir iki sorum olacak.

    Tüm başlık altındaki yazıları okumadım şöyle bir göz gezdirdim. Ayrıca bir süredir hi-fi konusunda bulduğum tüm yazıları okumaya çalışıyorum. İstanbul hi-fi sitesini ve üyelerin sistemlerini inceledim. Belki bazı noktaları kaçırmış olabilirim.

    1- müzik kaydı yapılan stüdyolar da kullanılan ekipmanlar ve kablolama konusunda ne kadar bilginiz var bilemiyorum ki bu kadar dolu arkadaşlarında bu konuda mutlaka bilgisi olduğunu düşünüyorum bu bağlamda,

    metresi maksimum 20-25 dolar (hadi abartalım 100 USD diyelim) gibi bir seviyede olan multicore kablolar ile kayıt edilmiş bir müzik eserini ki CD ye basılıncaya kadar bir çok işlemden geçiyor nasıl oluyorda 2 metresi 7500 dolarlık bir kablo ile gerçeğe yakın bir hale getirebiliyorsunuz.? Buna gerek var mı? 100 dolarlık kablo ile 7500 dolarlık kablo arasında ki duyum farkını hissedebilecek kaçtane kulak vardır sizce?

    2- İstanbul hi-fi de incelediğim sistemlerin fotolarından gördüğüm kadarı ile mükemmel denilecek ve gerçekten büyük paralar ile kurulmuş sistemler evin salonunda gelişigüzel yerleştirilmiş. Odalarda akustik düzenleme yok. (Bir kaçı hariç) Sadece Audiophile1 arkadaşın iletmiş olduğu yazıda geçen akustik düzenleme olmadan harcanılan bu paranın karşılığını nasıl alabiliyorsunuz. müzik denilince kayıt aşamasından tutunda dinleme aşamasına gelinceye kadar olmassa olmaz bir konudur akustik. Peki binlerce dolarlık cihazlar alıpta oturup karşısına hayal ederek müzik dinlemek ne kadar gerçekçi olur. çünkü akustik olmadan bu sistemin bir bacağı sakat olacaktır diye düşünüyorum.

    Bu konuda bilgisi olan arkadaşların yorumlarını bekliyorum.




  • Sistem kurulmadan önce zaten akustiği(mekan) ve müzik zevki ile yorumu yanında kaydı doğal olan-minumum miksiz diyeyim- temin edildikten sonra
    yararlı olduğuna inanılan parçalar biraraya gelir. Yapılmayan durumlar olursa siz kendinizi bilin parası olupta eğlenene saygı duyun.

    forumda fake dolu.

    @Audiophile güzel yazılar koymuşsun, eline sağlık. bazı tepki
    lerde haksız sayılmazsın ama forum hakkında ki görüşünü yine de kendine saklamalısın. Neyin ne olduğu belli oluyor zaten. Polemiğe girmemek daha şık olur.

    Bırakalım bu işe zaman ve insanlar karar versin.

    Sunulan yazılar toplamaktan ibaret mi? ayrıca yazıyor musunuz?

    ve forumda ki tüm arkadaşlar kasmayın kendinizi gözünüzü seveyim.

    bu işte tek doğru bunu unutmazsanız seviniriz;


    !!''Bu işte kesin doğrular yoktur. Bu işin kitabını dünyada daha kimse, kurum yazmadı.Bu işte ahkam kesmek saçmalık ve yanlışların en büyüğüdür. Bunu unutmayın!!!''!!


    saygılarımla.




  • Sayın the cantan
    Öncelikle ben bu foruma ilk mesajımı attığım gece tesadüfen rastladım.Önce hifi ile ilgili bütün mesajları okudum.Okudukça gördüm ki insanlar iyi niyetle olsada bazı konularda diğerlerine yanlış bilgi ve tavsiyeler veriyorlar.Ben bunu belirtince bazı arkadaşlar anlamsız bir tepki gösterdi ben de cevap vermek durumunda kaldım.Bu arada forumda daha önce benimle aynı nicki kullanan bir arkadaş varmış benim o arkadaşla bir ilgim yok.
    Yazılar konusuna gelince: tahmin ediyorum ki Türkiyedeki en büyük hifi dergi ve kitap koleksiyonuna sahibim.1994 yılından beri Stereophile, TAS, HİFİ +, EER, Hifi Choise, What Hifi, Audio, Stereo, Stereoplay vs gibi dergileri toplarım.Ayrıca hifi, audio ve teknikleri ile ilgili bulabildiğim her turlu kitap ve dergiyi de alırım. Eğer çoğuna abone olmasam bu dergilerin aylık masrafı yarım milyarı bulur herhalde
    İnsan bu kadar dergi ve kitap okuyunca ister istemez birşeyler öğreniyor.Ben öğrendiklerimi paylaşmayı da severim. Bu yüzden 2000 senesinde firmama ait sitede hifi rehberi ve sözlük başlıkları altında Türkçe makaleler koymaya başladım.Bu arada Türkiyede yayınlanan bazı dergilere hifi ,elektronik ve sektor üzerine yazılar yazdım.İlk başlarda bu yazıların imzasız yayınlanması beni rahatsız etmezken verilen emek arttıkça bu konu sorun olmaya başladı.En son bugun sektördeki bir dergi çeviri ücretini benim verdiğim ve derlediğim bir yazıyı benden izn almadan ve habersiz basınca artık hiçbir yere yazı vermemeye yemin ettim ve bir kısmını çevirdiğimiz Robert Harleyin kitabının çevirisini de yarım bıraktım.Sorunuza gelince evet hem kendim yazıyorum hemde yaralı olabileceğini düşündüğüm yazıların tercüme ve derlemelerini yapıyorum.Bu arada konuyla ilgili arkadaşlarım da yazıları ile katkıda bulunuyorlar.Şu anda nette dolaşan hifi üzerine Türkçe yazıların % 80 i benim sitemden alınmıştır.Bir site haricinde kaynak gösteren de olmamıştır.Buna bu forum da dahildir.Saygılar




  • Öncelikle sizi tanıma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
    ve sorumu üşenmeyip cevaplandırdınız, tekrar teşekkürler.
    sanırım gesvages audio'ten bahsediyorsunuz.
    haklısınız bilgiyi alıp adresini sunmamaları büyük yanlış.en son sektörde ki dergi en azından umarım kaynak göstermiştir. Çünkü bende şu anda forumda ki alıntıların esas sahibi kim anlamaya çalışıyordum.
    bence çalışmalarınızı aksatmayın. gördüğüm kadarıyla heyecan var mesajınızad bu da ilginizin yok olmayacağına düşünebilirim.

    Bu forum hakkında tespitleriniz doğru olabilir. özellikle bazı arkadaşlar. bu forum özellikle gençler arasında çok rağbet görüyor sanırım. şu anda Hı-END olmasın HI-FI bile forum için fazla. bu yüzden daha pişmesi için zaman lazım.
    düzeyi yükseltmek, bilgi, kaynak sunmak çok harika. Kim faydalanabilirse. kendimiz çırpınsak nafile. o kadar.
    bazı yanlış anlaşılmalar, anlayışlar olabiliyor bak ona gelemem işte.bu konuda haklısınız.
    ne ise kusurumuz çok. rahatsızlık için herkesten özür dilerim. kardeşçe, rahat mutlu forumlar dilerim.




  • BÜTÇENİZİ AYARLAMAK

    Müzik playback sistemi için ne kadar para harcamalisiniz ?

    Bu, iki seye dayanir, hayattaki önceliklerinize ve finansal durumunuza.Ilkin önceliklerinize bakalim. Iki bin dolarlik bir stereo sistemini savurganlik olarak degerlendiren bir kisi iki haftalik bir Avrupa seyahatine gözünü kirpmadan yedi bin dolar harcayabilir, tam aksine yedi bin dolarlik bir tatili bosa harcanan bir para olarak gören ve satin alinacaklar listesinde mükemmel bir Hi-Fi sistem olan bir kimsede bulabiliriz.Bahsettigimiz ilk kisi müzigi muhtemelen arabayla ise giderken dinledigi oyalayici ama vazgeçilebilir unsur olarak degerlendirirken ikinci kisi müzik dinlemeyi ve müzik den keyif almayi çok önemli bir unsur olarak görebilir.Gelirinizin ne kadarini Hi-Fi sisteme harcayacaginiz müzigin sizin için ne kadar önemli olduguna baglidir, Ve buna sadece siz karar verebilirsiniz.
    Iyi bir Hi-Fi sistemine sahip olmak elbette müzik dinlemeyi hayatiniz da daha öncelikli bir pozisyona terfi ettirecektir.

    Ikinci faktör: Her zaman Hi-Fi bütçeniz için disaridan tavsiye alabilirsiniz.Stereophile okuyuculari arasinda 1991 yilinda yapilan anket göre,averaj bir Hi-Fi sistemi kisinin yillik kazancinin %10’u civarinda olmaliydi.Stereophile dergisinin okuyucularinin ortalama geliri yillik 80,700 dolar olarak düsünüldügünde ortalama bir sistem için uygun görülen bütçenin 8-9 bin dolar olmasi gerekiyor.Ankete katilanlar ayrica bir sonraki sene Hi-Fi ekipmanlarina ortalama 2100 dolar harcamayi düsündüklerini bildiriyorlar.Bu rakamlar gözünüzü korkutmasin:Stereophile okuyuculari kendilerini bu konuya adamis merakli kesimdir,elbette tüm müzik severleri temsil etmezler.Bu rakamlardan çok daha ucuza müzikal açidan tatmin edici bir sistem bir araya getirilebilirsiniz .
    High-End sisteminiz için kayda deger bir bütçe olusturmanizi siddetle tavsiye ederim.Masraf ilk basta çok fazla gözükebilir.Ancak en sevdiginiz müzik mükemmel bir sistemle çalindikça günden güne yildan yila bu harcamanizin karsiligini alacaksiniz.Bundan bir iki yil sonra sisteminizden keyif almaya devam ederken harcadiginiz para çoktan unutulmus olacaktir.Iyi bir müzik sistemi uzun süreli ve tatmin edici bir yatirimdir.Bundan da fazlasi yüksek kaliteli bir sistem alarak paranizi saklamak ekonomi yapmak anlamina gelmez, bu nedenle ilk seferinde dogru olanini yapin.
    Bir Hi-Fi sistemine ne kadar harcamaniz gerektigini belirlemek için bir baska yol daha vardir.Memnun kalacaginiz kalite seviyesini bulup,bunu bütçenize uydurmak.Hi-Fi saticisina gidip size farkli kalite seviyelerinden sistemler dinletmesini isteyin. Kendinizi ortalama fiyatli bir sistemden memnun kalmis veya iyi bir sistemden çikan müzigi kesfedip böyle bir sisteme sahip olmak ister durumda bulabilirsiniz




  • • SİSTEMİ TAMAMEN VEYA PARÇA PARÇA ALMAK

    Bütçenizi olusturduktan sonra Hi-Fi sistemi alirken asagidaki üç yoldan hangisini seçmeniz gerektigini karar vermelisiniz.
    1 ) En iyi parçalardan olusan komple bir sistem almak,
    2 ) Limitli bir bütçenin müsaade ettigi sekilde komple bir sistem almak,
    3 ) Simdilik birkaç parça satin almak ve finansal olarak uygun oldukça sisteme eklemeler yapmak.

    Ilk seçenek için fazla düsünmeye gerek yok,yüklü bir banka hesabiniz olmasi yeterli.En iyi sistemi alabilecek tüketicinin, bütçe,upgrading veya sisteme sonradan parçalar eklemek gibi endiseleri olmamali.High End sistem almanin diger bazi unsurlari bu konuda yapacagi masrafi önemsemeyen audiofiller için geçerlidir.Ancak bu tarz dinleyiciler yukarida saydigim 2 ve 3.seçenege basvurmak zorunda kalmayan,finansal engelleri olmayanlardir.Eger onlardan biriyseniz en iyi sistemi satin alin ve keyfini çikarin.
    Ancak çogumuzun bu tarz bir lüksü yok ve 2 ve 3. seçenek dahilinde bütçemizi ayarlamak durumundayiz.

    Ikinci seçenekte de bütçeniz dahilinde komple bir sistem alacaksiniz.Üçüncü seçenekte ise bütçenizin tamamini sadece birkaç adet yüksek kaliteli alete harcayacak, kalan paçalari da finansal olarak müsait oldugunuzda alacaksiniz.Bu durumda ikinci seçenegi “ Komple satin alma”, üçüncü seçenege ise “parça parça satin alma” diye adlandiralim.Her iki yaklasiminda kendilerine göre avantaj ve dezavantajlari vardir.Tüm sistemi tek seferde almak toplam bütçenin tüm cihazlar arasinda dagitildigi anlamina gelir.Bu nedenle ayri ayri satin aldiginizda her parça için harcayacaginizdan daha az harcamis olursunuz.Bazi parçalarin kalitesi umdugunuzdan düsük olur ancak sisteminiz eksiksizdir ve keyfini sürmeye hemen baslayabilirsiniz.Bu tarz bir alisveris cihazlar üzerine ayri ayri düsünmek istemeyen tüketiciler için uygundur.Bu tür dinleyici set-up yapip sonra da müzigin keyfine varacagi sistemler isterler ki bir çok dinleyici için komple sistem satin alma yaklasimi idealdir. Audio’yu hobi olarak degerlendirmeye egilimli veya gözünü daha iddiali sistemlere dikmis olan dinleyiciler ilk basta birkaç cihaz alip sonra eklemeler yapabilirler.Bu tarz alisveris yapmak isteyen dinleyici, 2.seçenekteki dinleyici kadar para harcayacaktir,ancak sadece bir çift hoparlöre.

    3. seçenegi tercih eden müsteri sistemin geri kalanini alacak bütçeyi olusturana dek kendi amfisini, receiver’ini, Cd Player’ini kullanmaya devam edebilir.Sistemi receiver’inin performansi ile limitli olacagindan,her ne kadar hoparlörlerinin performansini ilk basta alamayacak olsa da rüyalarini süsleyen elektronikleri aldiginda 1.sinif bir sisteme sahip olacaktir.Bu yaklasim sabir, kendini bu ise adamak ve uzun vadede daha fazla para gerektirir.

    Sistemini parça parça satin alan audiofil, teknolojinin süratle kendini yenilemesinden dolayi karli da çikabilir.Ilk basta power amfi gibi kolay kolay degismeyecek bir ürünle baslayip digital prosesör, Cd player Cd transport gibi ürünlerinde daha iyi ve daha ucuzu çikana kadar bekleyebilir. Sisteminize sonradan parçalar eklemenin bir diger avantaji da, satin almadan önce cihazlari ayrintili olarak dinleme ve inceleme imkanidir. Bir satis elemaninin tavsiyesi ve/veya kendi tecrübelerinizle topluca bir sistem almaktansa, parça parça satin alma yolunu seçen dinleyici, sistemin geri kalani ile en iyi eslesecek parçayi dikkatle inceleyip seçebilir.

    Bu parça parça yaklasimi daha çok audio hobistleri içindir ve büyük bir sabir gerektirir.Kisaca yapmak istediginiz sadece iyi bir sistem satin almaksa cihazlari unutup müzige bakin ve tüm sistemi bir seferde alin. Ilk harcama tutarina bakacak olursak, parçalari yavas yavas alsaydiniz bile ayni kalitede bir sistem sahibi olamayacaktiniz.Ancak uzun vadede daha az para harcamis olacak ve High-End müzik hakkinda daha fazla bilgi sahibi olacaktiniz. Bunun da yani sira tüm hayatiniz boyunca bir sonraki alacaginiz cihaz hakkinda endiselenmek zorunda kalmayacaksiniz. Komple sistem satin almak audio hobist olmayan müzik severlere tavsiye edilebilir. Bir çok müzik sever bu yolu seçer ancak bir High-End Audio sistemine sahip olmanin ayricaliginin farkina varinca kendilerini sistemlerindeki cihazlari parça parça upgrade ederken bulurlar.Bunun karsisinda sistemini parça parça satin alacak kiside magazinlerdeki ürün degerlendirmelerini okuyarak, bol bol saticilari ziyaret edip, demo dinlemeleri yaparak çok iyi bir dinleyici ve daha ciddi bir audiofil olacaktir.




  • İHTİYAÇLARINIZA EN ÇOK UYAN SİSTEMİ SEÇMEK

    Bir Hi-Fi sistemi sadece sizin müzikal begeninize uygun olmakla kalmayip evinize ve dinleme ihtiyaçlariniza uymali. Bu konudaki rehberler çogunlukla çok dogrudur. Öncelikle hoparlörün ebatlarinin dinleme odanizin ebatlariyla uyusmasi gerekir. Büyük Full range hoparlörler küçük odalarda iyi performans göstermez veya tam tersi de geçerlidir.Büyük hoparlörler sadece fiziksel olarak dominant olmakla kalmaz, odaya bass enerji ile fazla yükleme yaparlar.
    4,5x 6,5’lik odada iyi ses veren bir hoparlör, 3 x 4 lik bir odada agir, kalin boguk ses verir. Performans göstermesi için para döktügünüz bass ( gerçek bir derin bass üretimini yakalamak pahalidir ) küçük bir odada sizin aleyhinize çalisacaktir. Ayni paraya mükemmel bir mini monitör almis ( yapim maliyeti üst bas, orta alan ve tizlerin mükemmel olmasi için harcanmis ) olabilirdiniz, üstelik monitör ile her zaman kazançli çikarsiniz hem odaniz asiri bass’la yüklenmez,hem de mini monitör muhtelemen daha iyi bir soundstage’e ve tonal berrakliga sahip olacaktir.
    Mini monitörler limitli düsük frekans uzunluklari ile komsulari rahatsiz etmeme gibi bir baska avantaja daha sahiptirler. Kimseye rahatsiz etmeden yüksek sesle müzik dinleyebilirsiniz.Ayrica küçük bir odada yerlestirilmeleri de kolaydir. Tam aksine bir mini monitör sesiyle büyük bir odayi dolduramaz. Bazi müzik eserlerindeki güç,dinamik sürücü, derin bass uzunlugu, son derece tatmin edici fiziki etki, mini monitörlerle gerçeklesmez.Odaniz ve bütçeniz var ise, full range ayakli büyük bir hoparlör en iyi seçim olacaktir. Göz önüne alinmasi gereken bir diger faktör de amfi gücüdür. Amfiler hem oda hem de hoparlörlerle eslestirilmelidir. Daha büyük bir oda daha fazla amfi gücü ister, bir yandan da düsük duyarliliga sahip hoparlörler.




  • • LÜKS PARÇALAR - PARASAL KARªILIKLARI

    High End Audio cihazlari faydali görünüslü kutulardan altin kaplama savurgan görünüslü masraftan kaçinilmamis örneklere kadar çok çesitlilik gösterir. Ürünlerin kasasi her zaman içindeki elektronigin kalitesini degil üreticinin ürün felsefesini de yansitir. Bazi firmalar ucuz sase’lerin içine mükemmel elektronik yerlestirerek en düsük paraya en iyi sesi sunmayi hedeflerler.
    Lüks cihaz üreticileri ayni kalite seviyesindeki elektronigi çok gösterisli bir sasenin içine 1 inç kalinliginda bir ön panel, lake kaplama gravürler, pahali metal isleri kullanarak ama alelade terminal girisleri ve giris uçlari ile üretebilirler.

    Çok yüksek fiyatli ürünler satan bir elektronik üreticisi bana eger ucuz sase kullaniyor olsa ürünlerini yari fiyata satabilecegini söylemisti. Ancak yine de tasarim seviyesi ve elektronigin yapim kalitesinin mükemmel bir saseden daha azini hak etmedigini de düsünmeden edemiyordu. Bazi tüketiciler zarif görüntüyü ve lüks hissiyati tercih ederken digerleri daha az paraya en iyi müzigi vermeyi tercih ediyorlar.

    Bazi müzik asiklarina göre görüntü ve zarif bir kasa müzik kalitesinin ardindan geliyor, ses iyi oldugu sürece cihazin nasil göründügü ile ilgilenmiyorlar. Ancak kimi audiofiller muhtesem kozmetik, yüksek yapim kalitesi ve ayni ürünün zarafet ve lüks saçmasina neden olan ayrintilara para ödemeye gönüllü oluyorlar. High End cihazi seçerken kendi ihtiyaçlariniz ve üreticinin ürün felsefesini birlestirmeye gayret edin. Bu sayede, umurunuzda olmayacak kalin saselere para ödememis veya tam tersi evinizin genel dekorunu mahvedecek bir cihazi almamis olursunuz.

    Bir diger durum ise siradan hatta zayif kaliteli bir elektronigin gösterisli, dikkat çeken dis görünüse sahip olarak satilmasidir.

    Bu tarz ürünlerin pazari müzikal sofistikasyonu daha az, görüntü ve/veya firmanin marka statüsüne bakan müsteri kitlesidir. Bu tarz butik markalar High End olarak degerlendirilemez. Buna bagli bir diger konu da kullanim kolayligi/deger karsilastirmasidir.Bazi ürünlere ses kalitesini iyilestirmeden, ürünün fiyatini arttiran kullanim özellikleri eklenir. Preamfi için uzaktan kumanda buna iyi bir örnektir. Uzaktan kumanda fonksiyonu – dogru uygulandigi taktirde, preamfinin maliyetini ikiye katlar ancak ses kalitesinde iyilestirme yapmaz. Cihaz seçerken ses kalitesi, kullanim özellikleri ve fiyat konulari arasindaki baglantiyi da göz önünde bulundurun.




  • • BÜTÇENİZİ SPESİFİK CİHAZLARA AYIRMAK

    Sisteminizdeki her parça için ne kadar harcamaniz gerektigini belirten bir kural liste yoktur. Mass market orta sinif Hi-Fi dergileri senelerdir okuyucularina Hi-Fi bütçelerinin büyük bir kismini müzigi üreten parça olduklari için hoparlörlere harcamalarini tavsiye ederler. Bu düsünce tarzina göre tüm Cd Player’lar ve amfilerin birbirlerinin ayni kalitede oldugu ileri sürülmektedir. Bu durumda neden pahali amfilere ve digital kaynak cihazlara para harcansin ki?
    High End dinleyicisi müzigin tekrar üretimi konusunda farkli tahminler yapar. High End audio üzerine temel bir ögreti ise eger sinyal reprodüksiyon zincirinin basindan iyi degilse zincirin devamindaki hiçbir cihazin sinyali iyilestiremeyecegini söyler.

    Aslinda sinyal ancak üzerinde gittigi bir cihaz sebebiyle azalir, kötülesir. High End audio cihazlari sinyalin kalitesinin düsmesini azaltir, engeller.Eger Cd Player’iniz kati,parlak ve müzikten uzaksa, son ses de kati parlak ve müzikten uzak olacaktir.Benzer biçimde tüm sistemin performansi sinyal rotasindaki en kötü cihazin çözünürlülügü ile sinirlidir.Mükemmel hoparlörleriniz, harika bir pikabiniz olabilir ancak sinyal zincirinizdeki düsük kaliteli bir pre amfi sayesinde bu cihazlarin hepsinin yarari çöpe gidecektir.Parçalar arasinda kalite eslesmesi yapmak harcadiginiz paradan en iyi sesi almak için zorunludur.Düsük kaliteli ve kötü sese sahip bir cihaz varken zincirin son halkasinin yüksek kaliteli hoparlör olmasi,düsük kaliteli hoparlörler olmasindan daha kötüdür.Yüksek çözünürlülüge sahip hoparlörler sinyal akisindaki kötü kaliteli cihazin hatalarini hemen ortaya çikarir. Bu durum eviniz de çok büyük bir pencere olmasina benzer, eger manzaraniz güzel bir sahil seridine bakiyorsa pencerenizin mümkün oldugu kadar temiz ve transparan olmasini istersiniz.Ancak pencereniz bir çöplüge bakiyorsa pencerenizin bu manzarayi örtmesini istersiniz.

    30 Bin $ degerinde elektronik ile çalinan kötü hoparlörleri de , düsük bütçeli entegre amfilerle çalinan 9 Bin $ lik hoparlörleri de dinledim. Söyleyebilirim ki elektronikler ve kaynak cihazlar en az hoparlörler kadar hatta daha bile fazla önemlidir.Her ne kadar hoparlörler genel sesi etkilese de, Cd Player pikap gibi kaynak cihazlar ve pre power amfi gibi elektronikler müzikal bir High End bir sistemini kesfetmek için zaruridir.

    Asagidaki örnek ile 6 Bin $ lik bütçe ile olusturacagim hayali sistem için parçalar bir araya getirdim.
    Iste her ürünün ne kadara mal oldugu,

    Pre amfi – 1000 $
    Power amfi – 1.200$
    Digital Kaynak – 1.300 $
    Hoparlörler – 2000 $
    Interconnect ve kablolar – 500$

    Toplam 6000$ , gördügünüz gibi hoparlörler bütçenin Üçte birini, digital kaynak yüzde yirmi ikisini,pre amfi yüzde onyedisini ve power amfi’de yüzde yirmisini olusturuyor.Bütçenin kalan yüzde sekizi de interconnect ve kablolar için harcanmis. Bu yüzdeler elbette kanun gibi uyulmasi gerekli olan rakamlar degil ancak bütçenizi ayirirken iyi bir baslangiç noktasi.

    Bu bütçeye bir baska yaklasimda , 500$ lik ucuz bir Cd Player alip kalan 800$’i da daha iyi bir hoparlör almak için kullanabilirsiniz.Daha sonra finansal olarak müsait oldugunuzda sisteme digital prosesör ekleyebilir ve bunu Cd Player’in digital çikisina baglayabilirsiniz.Bu süre içinde hem müzik dinleyebilecek hem de uzun vadede daha iyi ses veren bir sisteme sahip olacaksiniz.

    Bütçenin %33’ünün ayrildigi hoparlör konusunda çok esnek davranabilir. 2000$ hoparlör performansi konusunda önemli bir esik noktasidir. 2000$’dan daha pahali olan hoparlörler çogunlukla fiyatla orantili olmayan biçimde 2000$’in altindaki hoparlörlerden çok daha iyi performansa sahiptir. Bu sebeple bütçenizin bir kismini 2000$’da ki bu esik noktasini asmak için kullanabilirsiniz.

    Simdide 2000$ limitli bir bütçe ile hazirlanmis bir örnek görelim.

    Amfi – 750$
    Digital Kaynak – 400$
    Hoparlör – 750$
    Interconnect ve Kablolar – 100$

    Toplam – 2000$ .
    Bu sistemde birbirinden ayri pre amfi ve power amfi yerine integre amfi, Cd transport ve digital prosesör yerine tek bir Cd player kullanilmis. Bir önceki örnekte oldugu gibi birbiriyle eslesecek denenmis cihazlari tercih ettim.

    Sasilacak biçimdeki yüzdeler ilk örnekteki yüzdelere yakin oldu.Hoparlörler bütçenin %37’sini Digital Kaynak %20’sini, amfiler %37’sini, kablo ve interconnectler %8’ini olusturdu.

    Bu fiyat seviyesinde mükemmel ses veren sistemler dinledim.Dikkatli ve titiz biçimde seçimler yapilirsa 2000$’lik bir sistem yüksek kalite müzik üretiminin ne oldugunun özünü size hissettirecektir. 850$’lik bir sistemin bile müzikal ve keyifli oldugu örnekleri dinledim. Asil nokta Hi-Fi için ne kadar harcadiginiz degil ancak bütçeniz dahilinde tatmin edici bir sistem olusturmak için cihazlari ne kadar dikkatli seçeceginizdir.

    Ayrica AC güç conditioner ve aksesuarlari için de bütçenizin bir kismini ayirmaniz gerekecektir. Bana kalirsa sistemi satin alirken AC conditioner ve aksesuarlarini ayni zamanda almaniza gerek yok. Sistemi alin, eve getirip kurun, optimize edin, daha sonra AC conditioner ve aksesuarlari tecrübelerinize göre ekleyin. Sebebine gelince, AC conditioner’lar sisteminizde her zaman iyilestirme yapmazlar. Hatta sesi azaltip, kötülestirebilirler. AC conditioner’lari etkileyen pek çok degisken vardir. Conditioner’a bagli cihazlarin adedi, sizin duvarinizdaki AC conditioning’in durumu gibi degiskenlerden dolayi, Ac conditioner’i almadan önce test etmeniz daha dogru bir seçim olacaktir.
    AC hatti conditioner’i sisteminize daha sonradan eklemeniz için bir baska iyi sebepte AC conditioner baglamadan sisteminizin sesine alisacaginiz için Ac conditioner baglandiktan sonra efektif olup olmadigini daha iyi anlayacak olmanizdir.Unutmayin ki bir cihazin eklenmesiyle seste olusacak degisiklik her zaman iyi yönde olmaz.

    Ayni mantik koni,ayak ve titresim azaltici gibi aksesuarlar içinde geçerlidir.Varliklarinin efektifligini veya yokluklarinin eksikligini ancak sisteminizi çok iyi tanidiktan sonra anlayabilirsiniz.Bütçenizin birkaç yüz dolarlik bir kismini aksesuarlar için ayirin. Eger bir farklilik yaratamayacaklarsa CD’ler veya plaklar için harcayacaginiz birkaç yüz dolariniz daha olmus olur.




  • • TEK BİR CİHAZI UPGRADE ETMEK

    Birçok audiofil sistemlerini zaman zaman tek parça cihazi degistirerek derece derece iyilestirirler.Paranizin karsiliginda en fazla iyilesmeyi elde etmenin püf noktasi sisteminizdeki en zayif parçayi degistirmektir.Mesela zayif ses veren bir preamfi digital prosesör’ünüzün ne kadar iyi oldugunu duymanizi engeller.Ayni sekilde taneli ve sert bir digital kaynak cihazla temiz ve transparan bir preamfi kullansaniz dahi duyacaginiz ses digital kaynagin ne kadar sert ve taneli olacagidir.
    Ayrica sistemin her kisminin benzer kalitede olmasi gereklidir. Eger sistemdeki cihazlarda kalite uyumsuzlugu olacak ise kaynak cihazlarin daha kaliteli seçilmesi en dogrusudur.
    Hangi ürünün upgrade edilecegine karar vermek zor olabilir.Bu,iyi bir high-end audio saticisinin tavsiyesinin önemli oldugu bir noktadir,hangi parçanin upgrade edilmesi gerektigini deneyimli bir satici hemen.kesin olarak belirtebilir.Bir baska yol da bir arkadaslarinizdan ödünç alacaginiz cihazlari sisteminizde dinleyerek hangi parçanin sisteminizin sesinde en fazla iyilestirmeyi gerçeklestirdigini görmek olabilir.
    Son olarak high-end dergilerini takip ederek cihazlarinizin yaklasik olarak nasil kaliteye sahip olduklari hakkinda bilgi sahibi olabilirsiniz.Eger sisteminizdeki cihazlar yaklasik olarak B sinifi ürünler olarak degerlendirilirken ve CDplayer’iniz D sinifi bir ürün olarak degerlendiriliyor ise nereden baslayacaginizi biliyorsunuz.
    Ilk bölüm’de playback sistemden müzik dinleme ile Grand Canyon’a bir dizi pencere camindan bakmayi benzestirmistim.Her pencere cami Grand Canyon’un görüntüsünü farkli biçimde bozuyordu.Pencere sayisi ne kadar az ve camlar ne kadar transparan olursa, manzara daha seffaf oluyor ve direk görüntü ile olan baginiz daha güçlü oluyordu.

    Sisteminizdeki tek bir cihazi upgrade ederken en az harcama ile en fazla sonik iyilestirmeyi elde etmek için bu Grand Canyon örnegini kullanmak yaralidir.Her cihazi, bir pencere cami olarak düsünün. Size en yakinda duran pencere cami hoparlörlerdir,bir sonraki power amfi,sonra preamfi ve son olarak da sinyal kaynagi (CD Player ve pikap )
    Sistemin genel transparanligi ve sizin müzikten alacaginiz keyif pencere camlarindan geçen görüntünün toplamidir.Birkaç tane seffaf caminiz olabilir,ancak görüntü yinede kirli olanlar tarafindan gölgelenecektir.

    Hi-Fi sistemini upgrade etmenin en önemli anahtari en kirli, en renkli camdan kurtulmaktir.Müzikal performansi azaltan parçayi bulun ve onu degistirin.Bu teknik sayesinde harcadiginiz para karsiliginda sisteminizde gerçeklesecek en fazla iyilesmeyi elde edersiniz.

    Ayrica en transparan pencereyi en yakina koymak (hoparlör) diger pencerelerdeki (amfi,kaynak vs) hatayi ayrintisi ile ortaya çikaracaktir.

    Ortalama kalitelideki elektronik zincirinin son halkasi olarak kullanilan yüksek çözünürlüge sahip hoparlörler, ayni sistemin ayni orta kalite bir çift hoparlörle oldugundan daha kötü ses çikarmasina neden olacaktir. Bu mantigi takip ederek bir Hi-Fi sisteminin içinde yer alan kaynak cihazin kalitesinden daha iyi olmayacagini çikartabiliriz. Eger ilk pencere cami ( kaynak cihazi ) kirli ve renkliyse genel görüntüde kirli ve renkli olacaktir. Ilk pencere caminin ardina ne kadar temiz ve transparan camlar yerlestirseniz de görüntünün bozuklugunu azaltamazsiniz. Aslinda kirli camin önüne yerlestirdiginiz transparan camlar sadece ilk cam’in ne kadar kirli oldugunu daha çok ortaya çikartmaya yarayacaktir.
    Yüksek kaliteli bir playback sistemine sahip olmak için baslangiç noktasi kaynak cihazlar olmalidir.
    Ne var ki playback sisteminizin kalite seviyesi arttikça iyi performans olarak degerlendirdigimiz kalite de artacaktir.Müzikal tatmin arayisinizda cihazlarinizi ardi ardina upgrade ettikçe daha elestirel olacaksiniz .Bu ugras bir bagimlilik haline gelebilir hatta müzikten aldiginiz keyfin azalmasina bile yol açabilir.




  • 
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.