|
Bildirim
|
1960'lara gelindiğinde, arabalar çok daha kolay kullanılır oldu. Düşünüldüğü kadar zor, çıldırtan bir şey değil gemi gibi bir arabayı kullanmak.
Çelik gibi sinir falan da gerekmiyor. Aksine, içinde rahatlıyorsun. Sinirini alıyor. Biri önüne kırıp basıp gidiyor mesela. Umurunda bile olmuyor ölümlü... Onun araba 5 yıl sonra jilet olacak. Sen 60 yıllık bir araba ile geziyorsun. Muhtemelen araban seni de gömecek, çocuğunu da. Torununa kalacak... Klasiklerin en büyük derdi güvenlik, kaza riski, fren mesafesi... 1) Güvenliği sıfır olarak düşüneceksiniz. Günümüzün en gariban arabası ile kafa kafaya girseniz, ölünüz çıkar. Arabanın iki ton olması falan kar etmez. Düşük hızda ne kadar "kodu mu oturtur" araçlar ise, yüksek hızlarda o kadar sakat araçlardır. 2) Herşeyi kötü fren mesafenize ve yurdum insanlarının eski arabaların nasıl olduklarını çoktan unuttukları gerçeğine göre planlamanız gerekmektedir. Direksiyonun başına geçtiğiniz an, yolda gördüğünüz her bir araç potansiyel bir IQ yoksunu mal oluverir. "Şimdi bu mal şuradan burnunu çıkarır mı?" "Şimdi bu mal aradan çıkıp yolumu keser mi?" "Şimdi bu mal trafiğin tıkalı olduğunu göre göre kavşağın ortasına dalar, beni yokuşun ortasında durdurur mu?" Klasik arabaya bindiğiniz an, dışarıda gördüğünüz her araç potansiyel bir maldır. Ancak buna kısa sürede alışılıyor. Alışmazsanız, bir gün daldırır unutursanız, ilk kazanızı da yaparsınız. (Kusura bakmayın gençler. Gerçekler acıdır.) 3) 1960'larda teknoloji bayağı gelişti. Alacağınız araç manuel olursa mutlaka birinci vites senkromeçi olsun. Gündelik kullanımda senkromeç olmaması, özellikle malların içinde araba kullanırken, problem olur. O kadar yüzsüz olduk ki halk olarak, yokuşta inen biri, kendi durmak yerine utanmadan yokuş çıkanı yavaşlatabiliyor. Klasik arabada bu bir sıkıntı. Mal seni yavaşlatıyor. 2'den 1'e atman lazım. 1'inci viteste senkromeç olmadığı için, ya durman ve tekrar kalkman lazım, ya da gaz verip, motor devri ile o anki hızını muhteşem ayarlayıp, o en uygun anda vites küçültmen lazım. Otomatik düşünülebilir. Benim 57 otomatik. Bayağı bir daha rahat. 4) FREN FREN FREN!! Özellikle amerikan klasikleri öyle normal araba gibi durmaz. Duramıyor olduğun gerçeğine alışıp, bu şekilde araç kullanmak gerekiyor. Westinghouse önemli, arkadaşın dediği gibi. Rahatlık sağlıyor. Ama 1960'lı modellerin hepsinde vardır. Çift fren merkezi önemli. Tek fren merkezli bir fren sistemin varsa, her bir tekere giden fren borularından biri bile kaçak yapsa freni tamamen kaybedersin. Ama çift fren merkezi varsa arka kaç yapsa ön tutar. Ön kaçak yapsa arka tutar. Bu da kaza yapmanla yapmaman arasındaki farkı belirler. Araç otomatikse frenin önemi daha da artar. Tüm bu dediklerime alışılır. Klasik araç gündelik kullanır. Alışsan bile, çözümü olmayan tek şey park yeridir. İki arabalık boşluk bulman lazım. Normal araba manevrasına yetecek bir alanda manevra yapamazsın. İnsanlar oraya IMPALA ile geleceğini tahmin etmediği için manevra alanını dar bırakır... Çok oldu böyle vakalar. Eşimin annesinin evine 58 ile gittim. Sokağın solunda park, sağında park var. Sola bir Transporter, sağa bir Navara park etmiş. Çüş arkadaş! Arada kalan dar sokakta manevra yapıp Navara'nın arkasına giremedim. Çünkü ön tampon Transporter'a sürtecek. Yani, yer bulsan bile giremeyebiliyorsun. ![]() Yakıtını falan sen düşeneceksin. Düşün, taşın, kaşın... ![]() Klasik araba alırken yıkık araba almamaya, orjinalliği geri getirilemeyecek şekilde bozulmuş araba almamaya özen gösterin. Aracın eksikleri olsa da mihrabı yerinde olmalı. Yoksa hem başınıza bela olur, durmadan sorun çıkarır, hem de toplasanız bile pırıl pırıl olmaz, pırıl pırıl muadilleri kadar değerli olmaz. Aynı şekilde orjinallik de önemli. Araçta farklı jant, farklı egzoz olabilir. Bunlar istendiği an düzeltilir. Ancak, aracın orjinal koltukları sökülmüş, sıkıyorum, 1950'lerin Chevrolet koltuğu takılmışsa o bela işte. Çözmesi daha zor bir sorun. Veya 1950'li bir arabaya 70'lerden şanzıman takılmışsa... Aracın orjinal şanzımanını bulabileceğinizi düşünmüyorsanız, böyle bir arabayı almayın. Çünkü orjinallik de değer için önemlidir. Gündelik kullanılacak arabada öncelikle Avrupa arabası öneririm. Tosbağa olur. Avrupa Fordu olur. Ford 20m falan gibi... Bütçe varsa Porsche olur, Mg olur. ![]() |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|