
Ülkemizde Seres adı ile bilinen markanın, üreticisi DongFeng Motor Corperation yeni bir marka çıkardı.
Voyah Free(Gidiyoh özgürce)(!). Markası ToGG ile epey benzerlikler yaşıyor.
Tayvan’da Vinfast modelinden sonra Çin’de Devlet Büyüklerinin katılmadığı sessiz lansmanlara rağmen TOGG SUV ‘a çok büyük benzerlikler taşıyan bu araç Norveç Pazarına sunuldu bile.
Henüz Showroomlarında pek insan olmasa da, Ülkemize gelirse büyük ilgi göreceği düşünülüyor.




Kaldırımlara park eden, ara sokaklarda (EDS) olmayan yerlerde hız sınırı tanımayan, ön ızgarası neredeyse göğüs çevresine gelecek kadar yükseltilmiş, en ufak bir şehir içi kazada “Bana Birşey olmaz” havasında şuursuzca gezen. Kahve almak için yol ortasına bırakılan Modifiyeli Kamyonet kültürü ülkeyi sarmış.
hayırlı olsun.
Neden halen Araba bulunamıyor ?
Pandemi koşullarının bitmesine çok yaklaştık. İnsanlar halen araç taleplerinin aşırı olmasından şikayet ediyor, pandemi bitti şimdi de çip krizi deniliyor, Peki Türkiye'de insanlar aç kalma pahasına neden sürekli araç alıyor?
Motorlu Taşıt alımı ülkemizde vergilendirme kapısı olarak görülüyor, dünya da ise(bana katılmayanlar olacaktır) statü sembolüydu (90 ve 2000 senelerinde özellik ile) döviz bazlı fiyatları ve dolayısıyla artan vergileri(verginin vergisi de alındığı için) nedeniyle,Araç değiştirme konusunda 2 madde var
1-Faiz ve Finansman
bu yerel bir konu Ülkemizin içinde olduğu faiz politikası nedeniyle,kredilerin bir çoğunda bankaya dönen miktar, dövizin karşısında az kalıyor.
Örnek sen bugün araç için Vergileriyle 500Doviz icin 1000TL çektiğinde 3yil sonra 2000TL ödüyorsun, ama 3 yıl sonra aynı araç için Vergileriyle 550Doviz ihtiyacın oluyor, ve 550Doviz 3yil sonra ödediğin 2000TL değil 3500TL ediyor. Bugün kredi cekmezsen ve araç almazsan, para biriktirmek istersen hem vergi hem döviz senin aleyhine kalıyor.
2- Kaza Riski ve 2.El Marka Değeri
Bu daha global bir konu ve kullanım alanlarıyla ilgili, İstanbul'a markaya ait bir 2.el galeriye baktığınızda (Mercedes diyelim) araçların Dalmaçyali gibi boyalı olduğunu görüyoruz. Çok yoğun trafikte psikolojik harp yaşayan insanlar bir şekilde kaza yapmaya daha meyilli oluyorlar.
Şimdi yukarıdaki Kredi maddesi nedeniyle araçların daha ulaşılabilir olduğunu öğrendik.
Bir de araçların 2.el marka değeri var, yaşlandıkça (7yil ve üzeri) 308 bazen bir Polo ile aynı yaş ve km'de olarak aynı olabiliyor.
Bunun haricinde Risk unsuru Aynı marka-model araba için 2 koşul düşünelim,
3.yasinda 40.000km'de kaza yapmış olma riski 40birim
9.yasinda 120.000km'de kaza yapmış olma riski 400birim
Bu iki aracın kaza yapmış olma riski, aynı değildir. Hem kilometre hem de aracın eskimesiyle park yerlerini umursamaz, trafik kurallarına daha az rivayet eden bir hal psikolojik nedenler ile alınabilir.
Ayrıca 120.000km olan aracın bakımları, lastik disk balata gibi sarf malzemeleri orijinal olmaması nedeni ile fren mesafesinin uzamasi vb nedenler ile kaza yapma ihtimali çok daha yüksektir.
Bütün bu yerel ve psikolojik kosullar düşünüldüğünde finansman bulunabilir durumdaysaniz, kendinize bir aralık belirleyerek araç değiştirmekte ekonomik değer olarak fayda görülüyor, ancak tekrar ekonomi düzene girer ise o zaman işler değişebilir.
Wolfsburg'daki Volkswagen fabrikasında her gün yaklaşık 3.200 araçla üretim yapiyor. Yaklaşık 2.600 tedarikçiden gelen hammadde, bileşen ve sistem modülü teslimatları her gün yaklaşık 100 TIR ve 2.000 kamyonla tesise ulaşmaktadır.70.000 Civarı isçi calismaktadir.
Braunschweig/Wolfsburg Hakkında
Braunschweig, Almanya’nın Aşağı Saksonya bölgesinin ikinci büyük şehridir. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nda Braunschweig-Wolfenbüttel olarak kurulan devlet, 1815 yılında Viyana Kongresi ile orta çağdan beri bağlı olduğu Braunschweig-Lüneburg Dükalığı’ndan ayrılarak bağımsız bir dükalık yapılmıştır ve 250 bin nüfusa sahiptir. Şehrin nüfusun yarısını Almanlar, diğer yarısını yüksek oranda Türkler, sonra Polonyalılar, Bulgarlar, Hintliler ve araplar oluşturmaktadır. Şehre bağlı birçok eyalet bulunmaktadır.
Volkswagen, Ekim 2019 tarihinde Manisa'da kurduğu şirketi tasfiye etme kararı aldı. Tasfiye ilanı Manisa Sicil Gazetesi'nde yayımlandı. Şirket daha önce pandemi koşullarıyla aralarında Manisa yatırımının da olduğu yatırımlarını askıya almış, sonrasında Slovakya'da 500 milyon Avro'luk ilave yatırım yapılacağını belirtmişti
Makam aracı misillemesi
Alman otomobil devi Volkswagen’in siyasi nedenlerle Türkiye’de fabrika kurmaktan vazgeçmesine karşılık geldi. Cumhurbaşkanlığı, makam araçlarının değiştirilmesi için bakanlıklara uyarı gönderdi.
Manisa'da geçen yıl inşasına başlaması planlanan fabrikanın yıllık 300 bin araçlık kapasiyete sahip olması ve yaklaşık 4 bin kişiyi istihdam etmesi öngörülüyordu.
Volkswagen'in fabrikadan ‘siyasi' nedenle geri adım atmasına hükümet kayıtsız kalmadı. SÖZCÜ'nün edindiği bilgiye göre Cumhurbaşkanlığı, bazı bakanlıklara Passat başta olmak üzere Audi'ye ait araçların makam arabası olarak kullanılmaması konusunda uyarıda bulundu. Alman malı makam araçlarının peyderpey değiştirilmesi istendi. Kamuda kullanılacak yeni araçlar için marka önerisi yapıldı. Renault'a öncelik verilmesi ayrıca Ford ve Toyota marka araçların da kamuda kiralanması istendi. Üst model kiralamalarda Renault Talisman ve Ford Mondeo modellerin tercih edileceği öğrenildi.
Simdi Wolfsburg dusunsun...
Ne Olmustu ?
03 Mayıs 2018 Perşembe, 00:15
Dieselgate skandalı Volkswagen Group’a deyim yerindeyse pahalıya patladı. Şirket son yıllarda para cezaları, tazminatlar ve gerekli revizyonlar için son tahminlere göre yaklaşık 30 milyar dolar para harcadı.
Volkswagen Group CEO’su Herbert Diess geçtiğimiz hafta şirketin kârını %3,6’lık bir düşüş ile 4,21 milyar avro olarak açıkladı. Ancak iyimser tavrını koruyan Diess, “Volkswagen Group sağlam bir ekonomiye sahip.
Bu işe elektrikli otomobiller de eklenince şirketin Ar-Ge giderleri bir hayli yükseldi.
Ancak yaşanan tüm aksiliklere rağmen VW Group otomotiv endüstrisinin zirvesi konumunda ve dieselgate skandalının izlerini silmek için tek başına onlarca milyarlık yatırımı omuzlamış durumda. Otomotiv endüstrisinin geleceği olan elektrifikasyon ve otonom teknolojileri üzerinde yoğun mesai yapıyor.
Volkswagen Group, 2017 yılında 220 milyar dolarlık yıllık geliri ile rekor kırmıştı.
2020 yılında Volkswagen dizel skandalı nedeniyle ceza, tazminat ve iadeler nedeniyle şu ana kadar 30 milyar euronun üzerinde ödeme yapmak zorunda kaldı.
Cari açık rakamları açıklandı
Türkiye'nin cari işlemler hesabı, mayısta 3 milyar 764 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari açık 8 milyar 244 milyon dolar oldu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Mayıs 2020 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verileri açıklandı.
Buna göre, Mayıs 2019'da 1 milyar 71 milyon dolar fazla veren cari işlemler hesabında, bu yılın aynı döneminde 3 milyar 764 milyon dolar açık gerçekleşti. Bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 8 milyar 244 milyon dolar oldu.
Bu gelişmede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 2 milyar 389 milyon dolar artarak 2 milyar 734 milyon dolara ulaşması ve geçen yılın mayıs ayında 2 milyar 907 milyon dolar net fazla veren hizmetler dengesinde mayısta 33 milyon dolar net açık gerçekleşmesi etkili oldu.
Geçen yılın mayıs ayında 4 milyar 345 milyon dolar fazla veren altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı, bu yılın mayıs ayında 1 milyar 847 milyon dolar açık verdi.
Birincil gelir dengesi kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 399 milyon dolar azalarak 920 milyon dolar oldu. İkincil gelir dengesi kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 36 milyon dolar azalarak 28 milyon dolar oldu.
AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının mayısta 4,3 milyar dolar açık vermesini bekliyordu. Öte yandan nisan ayına ilişkin cari işlemler açığı 5 milyar 62 milyon dolardan 5 milyar 87 milyon dolara revize edildi.
MTVDE SİSTEM DEĞİŞİYOR
Daha evvel ifade edildi mi bilmiyorum, Kyoto Protokolu gereğince 2021'de Vergilendirme sisteminde yeniden yapılandırma zorunlu hale gelecek. haberiniz olsun, Asagida 2 adet konu ile ilgili haber bırakıyorum.
Gelir İdaresi Başkanlığı, Motorlu Taşıtlar Vergisinde (MTV) mevcut sistemi gözden geçirmeye hazırlanıyor. Yeni dönemde, ülkemizde de emisyona dayalı bir vergileme gündeme gelebilecek.
Elektrikli araçlarla ilgili özel tüketim vergisi çalışmaları sırasında bu tür araçlarda motorlu taşıtlar vergisi uygulamasının nasıl olacağı da ele alındı.
Gelir İdaresi, Motorlu Taşıtlar Vergisinde önümüzdeki yıl kapsamlı bir çalışma yapılması yönünde bir tavır aldı.
Bu çalışmada, halen silindir hacmi ve yaşı esas alan Motorlu Taşıtlar Vergisi sisteminin, yeni bir değerlendirmeye tabi tutulacağı, bu kapsamda AB üyesi ülkeler başta olmak üzere çeşitli ülkelerin vergi uygulamalarının da tek tek taranacağı belirtildi.
Sözkonusu çalışmada, 17 AB üyesi ülkede uygulanan emisyona dayalı vergileme de gündeme alınacak ve buna yönelik bir sistem de alternatifler arasında bulunacak.
Gelir İdaresinin çalışmalarının ardından mevcut sistemde değişikliğe gidilip, gidilmeyeceği netleşecek.
Bu arada Gelir İdaresi, yeni sistem arayışında en fazla oluşturulacak yeni sistemin İdare Mahkemesi tarafından geçmişte olduğu gibi iptal edilmesinden çekiniyor.
Motorlu Taşıtlar Vergisinde mevcut düzenleme öncesindeki Vergi Kararnamelerinin ardarda iptal edildiğine dikkati çeken yetkililer, “Motorlu Taşıtlar Vergisi, çok geniş bir kitleyi ilgilendiriyor. Yapılacak düzenlemeden memnun olmayan bir kesim mutlaka olacaktır. O nedenle Motorlu Taşıtlar Vergisiyle ilgili çalışmalarda her dönem zorluklarla karşılaşıldı” dediler.
DÜNYA, EMİSYONA DAYALI VERGİLEMEYE GEÇİYOR
Öte yandan, Gelir İdaresi Başkanlığı Gelirler Kontrolörlerinin “Vergi Sorunları Dergisi”nde yer alan bir araştırmaya göre, tüm dünyada artan araç kullanımı çevre kirliliğine ve sera gazlarının (metan, ozon, karbon monoksit ve karbon dioksit) emisyonuna neden oluyor.
Dünyada her yıl motorlu taşıtların 900 milyon ton karbon dioksit (CO2) yaydığı belirtiliyor. Daha önce yapılan ölçümlerdeki trendin sürmesi halinde OECD ülkeleri, 2050 yılına kadar global motorlu taşıtlar emisyonunun yüzde 60'sına sebep olacak.
CO2 emisyonundaki artış üzerine başta AB ülkeleri olmak üzere birçok OECD üyesi ülke, motorlu taşıtların vergilendirilmesinde geleneksel silindir hacmi, yaş, ağırlık gibi spesifik ölçüleri terk ederek, araçların yaydığı karbon dioksit miktarını esas almaya başladı. Bu uygulamanın yakın gelecekte AB'nin ortak politikası haline gelmesi bekleniyor.
AB, Kyoto Protokolünün öngördüğü şekilde binek otomobillerinin neden olduğu CO2 emisyonunun azaltılması için çevreci araçların satışını teşvik ediyor. Yapılan araştırmalara göre, karbon CO2 emisyonunun yaklaşık yüzde 28'i ulaştırmadan, ulaştırma kaynaklı emisyonun da yüzde 84'ü karayolu ulaştırmasından kaynaklanıyor. Bunun yarısından fazlası da binek otomobiller tarafından gerçekleştiriliyor.
AB Direktifleri doğrultusunda yeni araçların CO2 emisyonu, 2012 yılında ortalama kilometrede 160 gramdan 130 grama düşürülecek ve Kyoto Protokolünün öngördüğü kilometrede 120 gram hedefine yaklaşılacak.
AB'de, 2012'de yeni üretilen araçların yüzde 65'i, 2013 yılında yüzde 75'i, 2014 yılında yüzde 80'i ve 2015'den sonra tamamı Direktif ile düzenlenen ortalama sınır olan 130 grama uyumlu olacak.
AB'DE VERGİ UYGULAMALARI
Halen 27 AB üyesi ülkeden 17'si (Avusturya, Belçika, Güney Kıbrıs, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, Letonya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Portekiz, Romanya, İspanya, İsveç ve İngiltere) binek otomobillerde kısmen ya da yakıt tüketimine göre vergi uyguluyor. Bunların 15'i ülke elektrikli araçlar için vergi teşvikleri sunuyor.
Bu 15 ülkede geçen yıl itibariyle motorlu taşıtlar vergisinin gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 3,4, buradan gelen vergi de 337 milyar avro oldu.
TÜRKİYE'DE DURUM
-Türkiye'de motorlu taşıtların vergilemesinde, araçların “silindir hacmi” ve “yaş” esas alınıyor. Silindir hacmi arttıkça araçların vergi miktarı artıyor, yaş arttıkça da vergi miktarı azalıyor.
Motor gücü yüksek olan araçların daha fazla vergi ödemesi çevresel bir unsur olarak ön plana çıkarılmak istense de, sisteme, daha fazla çevre kirliliğine neden olan yaşlı araçların daha düşük miktarda vergilendirildiği eleştirileri yapılıyor.
Bu arada AB ile tam üyelik sürecinin, Türkiye'de de karbon emisyonuna dayalı bir vergileme sistemini zorunlu kılacağı belirtiliyor.
AVRUPA ÜLKELERİNDEN UYGULAMA ÖRNEKLERİ
Motorlu Taşıtlar Vergisinde çeşitli ülke uygulamaları da şu şekilde belirleniyor:
-İngiltere: Motorlu taşıtları 2001 yılından itibaren karbon dioksit emisyonuna göre vergilendiriyor. Emisyon temelli vergilemenin yürürlüğe girmesinden sonra yeni şirket araçlarının ortalama emisyonu 196 gramdan 2002'de 182 grama, 2007 yılında 165 grama, 2008-2009 döneminde 140 grama düştü. Yüksek mesafe indiriminin kaldırılmasıyla şirket araçlarının 1 yılda katettikleri mesafe 300 milyon mile geriledi. 2009 tarifesine göre hurdaya çıkan araçların ortalama CO2 emisyon miktarı, kilometrede 179 gram, bunların yerine alınan araçların 134 gram oldu.
-İrlanda: 1 Temmuz 2008'den itibaren tescil edilen bütün binek otomobillerde motorlu taşıtlar vergisi, CO2 emisyonuna göre tespit ediliyor. Eski sisteme tabi araçların motor gücüne göre vergilendirilmesine ise devam ediliyor. İrlanda'da düşük CO2 emisyonuna sahip araçlar ödüllendirilirken, yüksek CO2 emisyonuna sahip araçlar cezalandırılıyor. Ödenecek yıllık vergi, çevre dostu araçlarda 104 avrodan başlıyor, bu rakam yüksek emisyona sahip araçlarda 2.100 avroya kadar yükseliyor.
-Fransa: 2008 başında uygulamaya konulan ödül-cezalandırma sistemiyle CO2 emisyonu aşağı çekilmeye çalışılıyor. Sistemde düşük çevre kirliliğine neden olan yeni araç alımlarına fiyat indirimi sağlanırken, yüksek karbon emisyonuna sahip araçlar cezalandırılıyor. Bu yıl için kilometrede 124 gramdan fazla CO2 emisyonuna neden olan araçlar ödülden yararlanamıyor, emisyon miktarının 156 gramı aşması durumunda cezalar uygulamaya giriyor.
Sistem sayesinde 2007 sonunda 149 gram olan yeni araçların ortalama emisyon miktarı, geçen yılın ikinci yarısında 133 grama düştü.
-İsveç: İsveç'te binek otoların neden olduğu emisyon, diğer AB üyesi ülkelere göre oldukça yüksek. Bu ülkede 2006 yılında CO2 emisyonuna dayalı vergilemeye geçildi. 2003 yılında 198 gram düzeyinde bulunan CO2 emisyonu, 3 yıl sonra 191 grama geriledi. Ancak buna rağmen İsveç, AB üyeleri içinde hala araç filosu ağır ve yakıt tüketimi yüksek olan bir ülke durumunda. Yüksek emisyona rağmen ülkede büyük motorlu araçlar hala tercih ediliyor.
-Diğer ülkeler: AB'de 2006 yılında binek otolara CO2 ile ilintili vergi uygulayan ülke sayısı 9 iken, bu sayı 2007 yılında 11'e, 2008 yılında 14'e, daha sonra da 17'ye yükseldi. Günümüzde İngiltere, Fransa, İsveç ve İrlanda'nın dışında 13 ülke daha kısmen ya da tamamen CO2 emisyonuna ya da yakıt tüketimine göre motorlu taşıtlar vergisi uyguluyor. Listeye Almanya, Letonya ve İtalya da eklenirken, İtalya ve Lüksemburg haricindeki bütün Batı Avrupa ülkelerinde arz edilebilir elektrikli araçlara teşvik uygulaması sözkonusu.
-Almanya: Karbon temelli motorlu taşıtlar vergisi uygulamasına en son katılan ülkelerden birisi. 2009 yılının sonunda gerçekleştirdiği reform ile araçların silindir hacmine göre değil, yaydıkları CO2 ve diğer zararlı gazların miktarına göre vergilendirmeye başladı.
-Hollanda:Karbon temelli vergileme yapan bir diğer ülke. Daha temiz ve daha az karbon yayan araç teknolojini teşvik için plaka vergisini daha etkin yakıtlı araçlan için indirdi. Bu değişimin ardından etkin yakıtlı B kategori araçların piyasa payı yüzde 9,5'den yüzde 16,1'e yükseldi.
Kaynak: Hürriyet
Toyota Türkiye CEO’su: Çevreye verilen zarara göre vergi ödenmeli
Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, Türkiye’de vergilerin çok yüksek olduğunu, vergi sisteminin dünyayla uyumlu olmadığını belirtti. Bozkurt, “Yurt dışında birçok ülkede çevreye verdiğiniz zarara göre bir vergi ödersiniz” dedi.

Fotoğraf: Autoworld
Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre Bozkurt, Türkiye’de vergilerin aracın üç katına kadar çıktığını söylerken, yeni bir vergi sistemine geçilmesini önerdi.
Reklam
Toyota CEO’su şöyle konuştu: “Motor hacmine dayalı bir vergi sistemi var bizde, böyle bir sistem kalmadı. Teknoloji o kadar gelişti ki aracınızın motoru 1.6 mı 2 litre mi olmuş, aracınız buna göre lüks olmuyor. Yurtdışında birçok ülkede çevreye verdiğiniz zarara göre bir vergi ödersiniz. Bunları anlatan bir vergi sistemine ihtiyaç var. Bu yüzden de yeni teknoloji araçları ülkemize getiremiyoruz. Bu konuda biz yıllardır bir şeyler yapılmasını bekliyoruz. Avrupa’da bir otomobil aldığınız zaman KDV’sini ödeyip alıyorsunuz, yüzde 19.3. Bizde ise aracın üç katına kadar çıkan vergiler var. 100 liralık bir araba alıyorsunuz ödediğiniz para 280 küsür lira. Sırf bu vergi sisteminden kaynaklı.”
İç pazarda satış yarıya düştü
Otomotiv sektörünün sıkıntılı bir süreç yaşadığını da kaydeden Bozkurt, ederek, normal olarak kabul ettikleri 1 milyon adetlik iç pazar satışının geçen yıl 620 bine düştüğünü, bu yıl ise 470 bine gerileyeceğini söyledi.
Bozkurt böyle gitmesi durumda bayii sayıların azalma olabileceğini söyleyerek şöyle konuştu: “Türkiye’deki mevcut bayi yatırımları belli bir rakama göre dizayn edilmiş. Satış adetlerinin 700-800 binin altına düşmemesi gerekiyor. 600 bin gibi bir kırmızı çizgi var. İki yıl üst üste bu kırmızı seviyenin altında olursa maalesef bazı bayiler sıkıntı yaşamaya başlıyor. Bayilerde küçülmeler başlar bazen kapanmalar da söz konusu olabilir. Distribütör firmalar küçülmeye gidebilir.”
2.El Arac Kredileri ve Kosullari.
|
Haklısın Apple!! Asus Zenfone Servis SMS infocomm
|
Kafa koparan Fiat 500 testi
|
CRV 2020 Dizel + 9AT Otomatik gorundu,
|
Çözümsüz Kalan Kablonet Problemi
|
Özel mesaj atmayınız, cevap verilmemektedir |
Son Giriş: 7 gün önce
Son Mesaj Zamanı: 3 hafta
Mesaj Sayısı: 3.886
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 4.064
İkinci El Bölümü Mesajları: 0
Konularının görüntülenme sayısı: 29.458 (Bu ay: 409)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 5.396 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Motorlu Araçlar Dünyası

