Güneydoğu'da türkleştirme çalışması yapılmazsa er ya da geç bölünecek (2. sayfa)

Aslında 1930-1940 yılları arasında bölgenin Türkleştirilmesi yönünde ciddi adımlar atılmıştı.Lozan Anlaşmasından sonra zorunlu mübadele kapsamında Yunanistandan Anadoluya gelen Türklerin bir kısmınının Güney Doğuya yerleştirilmesi yapılmıştı ancak Atatürk'ün vefatından sonra bu yönde yapılan göçler zamanla yavaşladı ve en nihayetinde durdu.1938'den sonra ki hükümetler bölgeye yerleştirilen Türklerin bölgede kalıcı olmaları yönünde izlenen politikaları gevşetti.Böylece 1960'lara gelindiğinde bölgeye 1930'larda yerleşen Türklerin büyük bir kısmı Batıya göç etmiş kalanlarıysa zamanla Kürtler arasında asimile olmuştu.

Bugün Türkiye büyük bir demografik değişim operasyonuna sahne oluyor.Kuzey Suriye'den 5 milyona yakın Suriyeli Arap Batı'da ki ve İç Anadoludaki Türk şehirlerine yayılmış vaziyette.Dahası Doğudan Türkiye'ye giriş yapan Pakistanlı ve Afganlarda yine Batıdaki Türk şehirlerine geliyor.Bu açıdan bakıldığında ülke içindeki Türk nüfusuna karşı demografik bir değişim operasyonunun yapıldığı çok net ortaya çıkıyor.Bu böyle giderse 2050'lere geldiğimizde Türkler Anadolunun hiçbir köşesinde baskın nüfus olmayacak.Zira Suriyeliler,Afganlar ve Pakistanlılar yarın yokmuş gibi sürekli ürerken Türkler arasında çocuk doğum hızı her geçen gün düşüyor.Dahası Türk gençleri maddi imkansızlıklar nedeniyle evlenemiyor.Buna karşılık ülkeye alınan kaçaklar hızla üremeye devam ediyor.Güney Doğudan bahsetmiyorum bile...

Bu bağlamda Türkiye'ye giriş yapan kaçakların hepsinin Güney Doğuya toplanması daha doğru olur.Bu fikrinize tamamem katılıyorum.Özellikle Türkmen asıllı Suriyeliler ve Afganlar Kürtlerin yoğun yaşadığı illere ve ilçelere yerleştirilebilir.Onlar için sıfırdan köyler kurulabilir.Böylece bölgedeki PKK ve aşiret gücü zayıflar.

Dahası Türkiye'nin bu yönde politika izlemesi Amerika'yı ve AB'yi çıldırtacaktır.Bu da ülkeye gelen kaçakların Türkiye dışına yollanmasını kolaylaştıran bir etken olacaktır.Nasıl mı?Bilindiği üzere bugün Türkiye'ye gelen Suriyelilerin geri dönmesine yani Kuzey Suriye'ye dönmelerine en çok Amerika,AB ve YPG karşı çıkıyor.Türiye içinde de HDP buna muhalif.Bunlara göre Türkiye'ye gelen Suriyeliler Türk şehirlerine iskan edilmeli ve burada uyum sağlamalı...Hatta AB bunun için fon bile ayırdı.Zira Suriyeliler geri dönerse K.Suriye'de kurmayı planladıkları Kürt özerkliğinin ya da Kürt devletinin demografik yapısı Kürtler aleyhine olmuş olacak.Şuan Türkiye'de Suriyelilerin bulunması sayesiyle Kürtler K.Suriye'de çoğunluğu ele geçirdi ancak bunlar geri dönerse dillendirdikleri özerk Kürt bölgesi ya da bağımsız Kürt devletinin nüfus temeli olmayacak.Zaten bundan dolayı Türkiye'nin 2016'da Fırat Kalkanı, ardından 2018'de Zeytin Dalı ve en son olarak 2019'da Barış Pınarı Harekatlarını yapmalarına tepki göstermişler ve Türkiye'yi Kürtleri öldürmekle,Kürt bölgelerini asimile etmekle suçlamışlardı.

Yani Türkiye'nin Suriyelileri,Afganları ve Pakistanlıları zorunlu olarak G.Doğuya yerleştirmesi demek aslında bu insanların büyük bir kısmının Türkiye çıkışını kolaylaştıracaktır.Zira bu sefer Amerika ve AB G.Doğunun yapısının bozulmaması için ister istemez Suriyelilerin geri dönmesini kabulleneceklerdir.G.Doğuda Kürt nüfusun etkisinin zayıflaması demek olası bir Kürdistan Devletinin kurulmasını engelleyecek yegane unsur olacaktır.

Evet ayrıca Türkiye'nin petrolu yok fakat Ortadoğu'ya kıyasla suyu çok daha bol ve kuraklaşma bu sekilde devam ederse bu su kaynakları Türkiye için son derece önemli olacak. Ayrıca Fırat ve Dicle nehirleri Türkiyenin en büyük hidroelektrik barajlarına ve GAP gibi devasa sulama - kalkınma projelerine kaynaklık ediyor.

Sadece buda değil. Bu iki nehir boylu boyunca tüm Ortadoğu'lu geçerek İrak ve Suriye yani Mezopotamya için hayati su kaynaklarını oluşturuyor ve bu nehirlerin kaynağı Türkiye'nin elinde. Dolayısıyla bu nehirleri elimizde tuttuğumuz sürece Ortadoğu'ya askeri ve siyasi dengeler ne şekilde değişirse değişsin Ortadoğu'nun en önemli gücü Türkiye olacaktır ve su kaynakları vasıtasıyla Ortadoğu ülkelerini kontrol altında tutacaktır.

Araplar, şiirler, sunniler, kürtler veya onların Amerikalı - Çinli ve Rus efendilerinin etkinliği son derece sınırlı ve Türkiye ye bagımlı olacak. Zaten Türkiye'nin elindeki bu muazzam kartı batı gördüğü için muhtemelen Büyük Ortadoğu projesi veya Rus - Çin çıkarları için en büyük risk Türkiye'nin su kozu oldugundan doğuda batılı güçlerce yıllardan beri ırkçılık pompalanarak Türkiye gibi güçlü bir ülke yerine Ermenistan veya Suriye gibi bir kukla devletin bu kaynakları ele geçirmesi ve batı destekli Br diktatör aracılığı ile yönetilmesi amaçlanıyor.

Bu açıdan güneydoğu ve doğunun yani Dicle - Fırat havzasının batı destekli ırkçılara kaybedilmesinin Türkiye için sanılandan katbekat ağır stratejik ve yasamsal sonuçları olacaktır. Türkiye'nin bölgeden çekilmesi en az Osmanlı'nın petrol bölgelerini kaybetmesi kadar sancılı bir sonuç doğuracaktır bizim için. Özellikle iç Anadolu bölgesindeki çölleşmeyi hesaba katarsak.

Kısacası Türkiye elindeki nufus gucunu, mülteci kartını adım adım yaklaşan ve Türkiyenin önemli su kaynaklarını yitirmesi ile sonuçlanacak olan felaketi engellemek için kullanmalıyız bunun içinde Erdoğan gibi bir tane daha acemi siyasetçinin kandırılan kandrıla gerceği bulacağı bir süreç kesinlikle olmadan yürütmeliyiz. Ülkemizin yakın tarihi Malesef çok ciddi kırılma noktalarına gebe ve çözüm süreci Fiyaskosu, Tsk'nın Fetö operasyonları ile zayıflatıomasıyla beraber doğuda ırkçılığın hiç olmadığı kadar yükseldiği kaotik ve tehlikeli bir sürece veriliyor.

Çok değil 20 yıl içerisinde Ortadoğu haritası değişebilir ve Türkiye akıllı davranamaz bundan en zararlı çıkan ülkelerden biri olacaktır.

BOP 'un parçası sanırım 10 ay içerisinde bolunecek

Bunun adı ırkçılık değil barışı sağlamaktır gettolara izin verilirse o bölgenin tek sahibi olduklarını ve bağımsız olmaları gerektiğini düşünüyorlar

çin de aynen senin gibi düşünüp uygur türkleri için senin aklından geçenleri yapıyo

Bence yapılması en makul şey Doğu Türkistan'dan Özbekistan'dan Türkmenistan'dan göçmen almak, buralarda çobanlık vs yapsınlar. Ki zaten yapıyorlar. Bunu ilk İlber Ortaylı'dan duymuştum. Malum bizim beyaz ve esmer Türkler de dahil pek çocuk taraftarı değiller. En iyi yolu bu gibi.

Çin var olan bir devleti işgal ederek bu politikayı uyguluyor. Bahsettiğimiz millet tarih boyunca hiç devlet kuramamış En azından Güneydoğu bölgesinde herhangi bir Devletleri bulunmuyor. Zaten Yavuz Sultan Selim tarafından İran'dan getirip yerleştirildiler sünniye oldukları için Kızılbaş Türkler ise İran'a sürgün edildi Osmanlı zamanında

Keşke baraj sorunu olmasa ve bütün partiler hak ettiği şekilde temsil edilse ancak muhalefet oylarını bolmekten başka bir işe yaramayacak düşüncelerini son derece takdir etsem de malum kişinin gitmesi için oyların bölünmesine izin verilmemeli

Eğer bir seçme şansım olsaydı Sivas'tan doğusunu verir Balkan topraklarını alırdım bize tarih boyunca sorundan başka bir şey getirmediler. Ki Safevi tehlikesine kadar o bölge atalarımızın umrunda bile değildi.

Fatih Sultan Mehmet öldüğünde Osmanlı sınırları çok iyiymiş Ortadoğu bataklığına bulaşmadan Anadolu ve Balkanlar'ın en güzel yerlerini almışız. Keşke hep bu sınırlarda kalabilseydik.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu o dönemler tamamen Türk'tü. Yavuz döneminde kürtler bölgeye getirildi.

Kürtler vardı Mervaniler döneminde beri şimdiki kadar yoğun değildi tabi. O bölgenin Safevilerin elinde kalması biz Batı Anadolu Türkleri için çok daha yararlı olurdu.

Onlar daha çok ırak ve İran bölgesibdeydi. Güneydoğu ve Doğu tamamen Türk aşiretleri ile doluydu. Yavuz döneminde bu boylar sürülerek yerine çok ciddi miktarda krt bölgeye yerleştirildi Malesef. Fakat Yavuz'a kızmak da mümkün değil çünkü o dönem için en doğru hareket de buydu Malesef.