Şimdi Ara

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
897
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj

  • Göz Tansiyonu (Glokom)
    Göz ve beyindeki görme merkezi arasındaki bağlantıyı bir elektrik kablosu gibi Görme Siniri sağlar. Bu kabloda ortalama 1.2 milyon tel (sinir lifi) bulunmaktadır. Göz içinde basınç arttığında görme sinirindeki bu sinir uçları hasarlanmaya başlamaktadır. Bu hasarlanma ne kadar fazla sinir lifini etkilerse gözdeki etkilenme de o kadar fazla olur. Tam hasarlanmada tüm liflerin kaybı ve dolayısıyla da görmenin kaybı sözkonusu olur. Göz içindeki basınç 10-20 mm Hg arasında normal kabul edilir. 20 mm Hg ve üzerindeki değerler glokom şüphesi olarak değerlendirilir. Glokom hastalığında, göz içindeki mevcut sıvının, devir daimde bozukluk sonucunda, birikmesi nedeniyle artmaktadır. Bazı hastalarda göz içindeki basınç sınır değerlerin üzerine çıkmamasına rağmen görme sinirinde hasarlanma oluşabilmektedir ki buna Normal Tansiyonlu Glokom denmektedir. Bazen de göz içindeki basınç sınır değerlerin üzerinde olmasına rağmen, görme sinirinde etkilenme tespit edilememektedir. Bu hastalara Oküler Hipertansiyon’lu veya Şüpheli Glokom’lu hastalar denmektedir.

    Glokom Hastalarının Belirti ve Bulguları:
    Hastalığın başlangıç dönemlerinde herhangi bit beliritisi yoktur. Hastalık başlangıç dönemlerinde görme kaybı veya bir ağrı yapmamaktadır. Ancak görme alanı kayıpları yapmaktadır.

    Glokom Hastalığı Tipleri:

    1-Doğumsal Glokom: Oldukça nadir olan bu durum doğumdan itinaren göz sıvısının dışa aktığı kanalda mevcut bir anormallik nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Eğer bir yenidoğanda ışıklı ortamda gözlerde sulanma ve gözü kapatma isteği varsa, gözlerden biri veya her ikisi normalden daha büyükse, ve kornea tabakasında beyazlanma varsa mutlaka bir göz doktoruna muayene ettirilmesi gereklidir.

    2-Kronik açık açılı Glokom: Glokom hastalığının %91-95’ini bu tip oluşturmaktadır. Son dönemlerine kadar hastalık belirtisiz seyretmektedir.

    3-Açı Kapanması Glokomu: Nadirdir. Bu tip glokom oldukça gürültülü bir seyir izler. Burada bir gözün boşaltım kanalının tamamen tıkanması sonucunda basınç ani olarak yükselmektedir. Buna bağlı olarak:Gözde kızarıklık, görmede bulanma, şiddetli baş ve göz ağrısı, ışıkların etrafında renkli hareler görme, bulantı ve kusma ortaya çıkmaktadır. Bu durumda acil olarak göz doktoruna baş vurulması gerekmektedir.

    4-İkincil Glokom: Göz travmaları, bazı ilaçlar (kortizon), göz iltihaplanmaları (üveit), anormal damarlanmalar (şeker hastalığı, retina toplar damar tıkanıkları) sonucunda gelişir.







  • Göz tansiyonu yüksekliği, doğumsal olarak görülebilir
    Konjenital glokom olarak tanımladığımız bu hastalık hemen doğumdan sonra, ya da bir süre geçtikten sonra ortaya çıkar. Bebeğin gözlerinin normalin üzerinde yaşarması ve ışıktan rahatsız olması hastalığın ilk belirtileridir. Hastalık ilerledikçe artmış olan göz içi basıncının etkisi ile kornea dediğimiz gözün ön saydam kısmının çapında artma olur ve göz normalden daha büyük görünür. Eğer hastalık hala tanınıp tedavi altına alınmamışsa giderek artan göz siniri hasarı sonucu körlük kaçınılmazdır. Bu yüzden 1 yaş altı bütün bebeklerin herhangi bir göz problemi olmasa dahi bir göz doktorunun kontrolünden geçmesinde yarar var.

    Göz içindeki işlevlerin yapılabilmesi ve gözün normal sertliğinin korunabilmesi için özel bir sıvı salgılanır. Bu dinamik bir olaydır; yani sıvı bir taraftan salgılanırken, diğer taraftan da özel bir takım bölmelerden gözü terkeder. Eğer boşaltımın olduğu bu bölgelerde herhangi bir sebeple dışa akımda yavaşlama meydana gelirse göz tansiyonu giderek artar ve normalin üst sınırı olan 20 değerini aşar. Görme duyusunu beyine taşıyan sinir hücreleri belirli bir göz içi basıncı değerine kadar sağlıklı çalışmasını sürdürebilir.

    Eğer göz içi tansiyonu normal değerleri aşarsa sinir hücrelerinde kayıplar başlar. Her bir gözde 1 milyon 200 bin civarında hücre vardır. Bunların tamamı harap olduğunda ise körlük gelişir. Tabii bütün bu olayların gelişmesi için belirli bir süreye ihtiyaç vardır. Bu sürenin uzunluğu ise hastalığın ani mi, yoksa yavaş mı başladığına, göz içi basıncının ne kadar yükseldiğine ve hastadaki damar sertliği gibi göz sinirinin beslenmesini bozan sistemik problemler olup olmamasına göre değişir.

    Göz tansiyonunun ani yükselmesi
    Göz tansiyonu, ani olarak yükseldiğinde oldukça çarpıcı belirtilerle karşımıza çıkar. Gözde ve göz arkasına yayılan şiddetli, delici tarzda bir ağrı, bunun yanında görme bulanıklığı, cisimlerin etrafında renkli haleler görme, bulantı ve kusma en belirgin şikayetlerdir. Bu hastalar şikayetlerinin ağırlığına rağmen daha şanslı hastalık grubunu oluştururlar. Çünkü, bu kadar ağır bir tablo oluştuğu için hastalar mutlaka bir hekime görüneceklerinden erken tanı konması söz konusu olacaktır.
    Ancak ani göz tansiyonu yükselmesi ile karşılaştığımız hasta sayısı tüm hastaların oldukça küçük bir bölümünü oluşturur. Asıl büyük grupta göz tansiyonu yavaş yavaş artar ve göz, bu artışa uyum sağlar, yani ağrı duyulmaz. Hastalık herhangi bir belirti vermeksizin yıllar boyu ilerlemeye devam eder. Belirtiler başladığında yani görmeme şikayeti ortaya çıktığında çoğunlukla geç kalınmıştır.

    Hastaların çok büyük bir çoğunluğunda son döneme kadar hiç bir bulgu yoktur. Bu yüzden pek çok hasta tesadüfen yakalanır. Muayene sırasında tansiyonun yüksek ölçülmesi, ya da göz sinirinde harabiyet tesbit edilmesi üzerine daha ileri tanı yöntemlerine başvurulur. İlk basamakta yapılması gereken, bilgisayarlı görme alan muayenesidir. Bu test, gözdeki sinir hücrelerinin çeşitli ışık şiddetlerine olan hassasiyetini ölçen ve her bir gözün gördüğü toplam alanı belirleyen bir testtir. Hastalığın tesbitinde ve takibinde büyük önem taşır. Bilgisayarlı görme alanı dışında ayrıntılı ve tabii ki daha pahalı yöntemler de mevcuttur. Bunların en bilinenleri; ultrasonik metodlarla göz sinirine gelen kan akımının ölçülmesi ve özel görüntüleme yöntemleri yardımı ile gözdeki sinir tabakasının kalınlıklarının ölçülmesi yöntemleridir.


    TEDAVİ
    Göz tansiyonunu tedavi ederken basamak şeklinde bir yol izlenir. Hastalık teşhis edildikten sonra elimizde mevcut olan pek çok ilaç seçeneğinden hastalığın tipine en uygun olanına başlanır ve hasta takibe alınır. Gerekli aralıklarla göz tansiyonu ve görme alanı ölçümleri yapılır. Gereğinde başka ilaçlar eklenir. Bunlara rağmen göz tansiyonu düşmez, görme alanı bulguları ilerlerse ameliyat kararı verilir. Ameliyat lazerle, ya da klasik yöntemle yapılır. Ameliyatın başarı oranı yüzde 80-90 arası değişmektedir. Basamak tedavisi, doğumsal göz tansiyonu yüksekliğinde geçerli değildir. Bu hastalığın tedavisinde tek yol ameliyattır ve ne yazık ki başarı şansı, büyüklerdeki kadar yüksek değildir.

    Halk arasındaki adı karasu olan glokom geri dönüşümü olmayan bir hastalıktır. Tedavideki amaç, hastalığın yakalandığı evrede durdurulması ve daha fazla harabiyet oluşmasını engellemektir. Teşhis edilip tedavi altına alınmayan glokom, kalıcı körlükle sonuçlanır.




  • Halk arasında "karasu" ve "göz tansiyonu" olarak bilinen glokom, körlük nedenlerinin %20'sini oluşturan yaygın bir göz hastalığı.

    Glokom yani halk arasındaki adıyla "göz tansiyonu" nedir?
    Halk arasında "karasu" ve "göz tansiyonu" olarak bilinen glokom ciddi tabloya yol açan bir göz hastalığı. Dünyada körlük nedenlerinin yüzde 20'sini oluşturuyor. Göz basıncı 10-21 mmHg arasındaysa normal olarak kabul ediliyor. Glokomda ise göz içi basıncının görme sinirine hasar verebilecek belirli bir değerde olması söz konusu. Bu değer 21 mmHg'nin altında ya da üstünde olabiliyor. Ancak, bu basınç normal ya da sınırların altında seyrettiği halde de glokom ortaya çıkabiliyor. Glokom erken tanı konulamayıp, tedavi edilmediği takdirde görme alanı kaybına, hatta körlüğe bile neden olabilen ciddi bir hastalık.

    Göz tansiyonu neden oluyor?
    Gözün yapısal nedenlerinden dolayı göz içi basıncının yüksek olması, hastanın ileri yaşta olması, glokomun en sık nedenlerinden biri. Ailede glokom hastalığının bulunması, diyabet, yüksek derecede miyop, uzun süreli kortizon tedavisi ve migren de hastalığı tetikleyebiliyor.

    Kimler risk altındadır?
    Belli bazı durumlar glokom riskini artırır. Yaşlanma, yakın akrabalarında glokom bulunanlar, ileri miyopi ya da ileri hipermetrop, diyabet, kalp hastalığı ya da hipertansiyon, uzun süreli kortizon ya da steroidlerin kullananlar, gözde tümür, hastalık bulunanlar ya da yaralananların glokom riski fazladır.

    Glokom her yaşta ortaya çıkabilir mi?
    Glokom doğumsal oluşabildiği gibi ileri yaşlarda da gelişebiliyor. İleri yaşlarda ortaya çıkan glokom, akut ve kronik olmak üzere iki şekilde ortaya çıkıyor.

    Belirtileri nelerdir?
    Akut glokom ani, tek taraflı gelişen şiddetli ağrı ve bulanık görmeyle ortaya çıkıyor. Kronik gelişen glokom da ise hastalık genellikle yıllar içinde, hemen hemen hiçbir belirti vermeden sinsice ilerliyor. Bu hastalarında gözlerinde şiddetli ağrı, ışığa hassasiyet ve görmede azalma gibi yakınmalar oluşabiliyor. Hastalığın bir başka belirtisi de, görme alanında çevreden merkeze doğru bir daralma olması. Hasta buna ancak ileri dönemde, gözde belirgin göre kaybı ortaya çıktıktan sonra fark edebiliyor.

    Göz tansiyonunun tedavisi nasıl yapılıyor?
    Glokoma bağlı görme kaybını engellemenin tek yolu, erken tanı ve tedaviyle göz içi basıncını düşürme. Göz sinirlerindeki hasarın çok ileri düzeyde olmadığı durumlarda, hastalık göz içi basıncını düşüren ilaçlarla tedavi ediliyor. Ancak, göz siniri ileri derecede harap olmuşsa, lazer ya da cerrahi girişime gerek duyuluyor.

    Glokom nasıl teşhis edilir?
    Glokom dikkatli bir göz muayenesi ile teşhis edilir. Glokomlu hastalar, göz içi basıncı düzeyi, görme sinirinin ve görme alanının durumu birlikte değerlendirilerek izleniyor. Ayrıca görme sinirinin durumunu belirlemek için ileri tetkik yöntemleri de uygulanıyor.

    Glokom tedavi edilebilen bir hastalık mıdır?
    Glokom, tanı konduktan sonra tamamen iyileştirilip ortadan kaldırılamaz. Fakat birçok olguda uygun tedavi ile başarılı olarak kontrol altında tutulabilir ve mevcut görme korunur. Eğer glokomunuz varsa, hastalığın tedavi ve takibi hayatınızın geri kalan bölümünde sürekli olarak devam eder. Bu nedenle göz doktorunuzun takip programına düzenli olarak uymanız ve önerilen tedaviyi dikkatle uygulamanız çok önemli..

    Glokom hastalığının kaç türü vardır?
    Açık-açılı glokom; glokom en sık görülen tipidir. Çoğu kimse ileri derecede hasar oluşmadan olayın farkında olmaz. Açık-açılı glokom yaşla birlikte yavaş yavaş daha da artabilir. Sıklıkla her iki gözü de etkiler.

    "Açık-Açılı" hangi anlama gelir?
    "Açık-açı", gözün drenaj (dışa akım) açısının sıvının drenaj (dışa akım) deliklerine ulaşmasına olanak tanıyacak kadar geniş olması anlamına gelir. Fakat deliklere tıkanabilmektedir. Sıvı, gözünü dışına akamadığı zaman gözdeki basınç yavaş yavaş yükselir. Bu da optik sinir hasarı ve görme kaybıyla sonuçlanır.

    Açık-açılı glokom tedavisi nedir?
    İlaç tedavisi faydalı olmaz ya da çok fazla yan etkilere neden olursa lazer tedavisi yapılabilir. Lazer tedavisi yaklaşık 15 dakika sürmektedir. Bu aşamada göz anestetik damlalarla uyuşturulur.

    Kapalı-açılı glokom nedir?
    Kapalı-açılı glokomda iris (dışa akım) deliklerini bloke eder, drenaj (dışa akım açısını) kapatabilir. Sıvı drenaj deliklerine ulaşamadığı için göz basıncı hızlı bir şekilde yükselir. Bu durum ağrılı bir nöbete neden olur. Bu türden ataklar sıklıkla ve sadece tek bir gözde olur. Bu göz kızarık görülür. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, şiddetli göz ağrısı ya da bulanık görme olabilir. Bu bulgulardan herhangi birinin farkına varır varmaz hemen acil servise gidilmesi gerekir.

    Dar-açılı glokom nedir?
    Dar-açılı glokomda drenaj (dışa akım) açısı dardır, fakat kapalı değildirdir. Bu durum, basıncın yavaş yavaş yükselmesine neden olur ve kapalı-açılı glokom açısından kişiyi riske sokar. Sık olarak, her iki gözde dar drenaj açıları bulunabilir. Dar-açılı glokom belirte göstermeye bilir ve bu yüzden de göz muayeneleri mevcut değişikliklerin takibi açısından oldukça önemlidir.

    Karma glokom nedir?
    Mikst-mekanizmalı glokom, tıkanmış drenaj delikleri ile birlikte dar açılı glokom durumudur. Hastalık ya da yaralanma kaynaklı olabilir. Sıklıkla hem ilaç tedavisi hem de lazer tedavisi gerekir. Kapalı açılı glokom ataklarını tedavi etmek için göz basıncı hızlı bir şekilde düşürülmelidir ki sinir hasarı ve görme kaybı gelişmesin. İlaç ve lazer tedavisi bu amaçla kullanılabilir. Daha sonra da her gün kullanılacak olan göz damarları sıvı artışının kontrolüne yardımcı olacaktır

    Glokomun tedavi yöntemleri nedir?
    Glokomun tedavisinde başlıca üç ana yol mevcut. Birincisi "ilaç tedavisi". Glokomun ilaçla yapılan tedavisinde değişik mekanizmalarla göz içi basıncını düşüren damlalar kullanılıyor. Hastanın cevabına göre göz içi basıncını kontrol altında tutmak ve görme alanını korumak amacıyla tekli veya üçlü ilaç kombinasyonları uygulanıyor.

    Göz damlaları ne sıklıkla kullanılmalıdır?
    Glokomlu hastalar, göz damlalarını ömür boyunca düzenli olarak kullanmak zorunda. Göz damlalarının her gün önerilen dozda ve aynı saatte damlatılması gerekiyor.

    Glokom tedavisinde ikinci yöntem nedir?
    Glokom tedavisinde, ilaç tedavisinde yeterli cevap alınamayan hastalarda ameliyattan önce uygulanabilen bir seçenek de lazer tedavisi. Bu tedavi çok yüksek olmayan göz içi basıncını normal düzeye indirebiliyor. Etki süresi genellikle 2-3 yıl kadar oluyor. Sonra göz içi basıncı tekrar yükselme gösterebiliyor.

    Cerrahi yöntem ne zaman tercih ediyor?
    Glokomlu bir hastada kullanılan bütün ilaçlara rağmen göz içi basıncı normal düzeye indirilemiyorsa, göz siniri tahribi ilerliyor ve görme alanı kaybı artıyorsa cerrahi müdahale yapılıyor. Ameliyatta yapılan işlem, göz dışına çıkmakta zorlanan ve böylece göz içi basıncının artmasına neden olan göz içi sıvısının çıkışını kolaylaştırıyor. Glokom ameliyatı, eğer hasta bebek veya çocuk ise genel anestezi ile erişkin hastalarda ise lokal anestezi ile yapılıyor. Ameliyattan sonra hastanın yatması gerekmiyor.

    Glokomu önlemek mümkün mü?
    Glokomu önlemek mümkün değil. Ancak glokom sinsi ilerleyen bir hastalık olduğu için erken teşhis ve tedavisi önemli. Bunu sağlamak için yıllık göz muayenesi yaptırmak gerekiyor.

    Glokomu olan kişiler hayatlarına normal olarak devam edebilirler mi?
    Hastalar, tedavilerini doktor kontrolünde düzenli olarak uyguladıkları takdirde evet. Glokom tedavisinde hastanın rolü çok önemli. Glokom kronik bir hastalık olduğundan tedavi ömür boyu sürer ve kararlılık ister. Unutmayın ki sizin için çok değerli olan görme yeteneğinizi koruyacak olan bu kararlılıktır.




  • ne kadar çok konu açıyorsun bu nasıl post kasmak böyle?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: GODIVA

    ne kadar çok konu açıyorsun bu nasıl post kasmak böyle?

    @godiva
  • quote:

    Orjinalden alıntı: GODIVA

    ne kadar çok konu açıyorsun bu nasıl post kasmak böyle?

    en azından boş yere değil yararlı bilgiler veriyor.
  • bir de elinterin her mesajına yazmış bunuasol post kasan sensin
    ALLAH ım yaaaa
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    perikardit hastalığı nedir
    5 yıl önce açıldı
    Yüksek tansiyon(Hipertansiyon)
    17 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • pAylaşım için teşekkürlerEliNTeR
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sleep


    quote:

    Orjinalden alıntı: GODIVA

    ne kadar çok konu açıyorsun bu nasıl post kasmak böyle?

    en azından boş yere değil yararlı bilgiler veriyor.


    boş yere değil tabii ki açıyor bir sağlık istesini basıyor postları.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: rapstradamus

    bir de elinterin her mesajına yazmış bunuasol post kasan sensin
    ALLAH ım yaaaa


    adamın postlarına yetişilmiyor ki. binlerce post açıyor sağlık sitelerinden kes yapıştır yaaprak. senin fazla gülmenle ilgili de bir post yazabilir mesela. insan neden bazı kişilere yağ çeker veya çok gülmenin faydaları zararları diye




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.