Şimdi Ara

Geziparkı Gösterileri (42. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.453
Cevap
4
Favori
32.578
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4041424344
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Erdoğan başbakan seçilmeden önce ABD ile arasındaki trafiği iyi araştırın.

    Arkadaşlar bu adamın uçakta "Bu ülkede ABD'nin istemediği birisi başbakan olamaz" diye açıklaması var yahu. Dalga mı geçiyorsunuz hala destekleyerek?

    Bu adam Türk'ü, Kürdü, Laz'ı, Sünni'yi, Alevi'yi temsilen Obama'nın yanına gidiyor ve afedersiniz ayakkabılarını silip talimat alıp dönüyor. Nasıl yakıştırırsınız?

    Reyhanlı katliamı henüz yaşanmışken ABD'de olmanın açıklaması var mıdır?

    Füze kalkanı kumandası "bizde kalacak, yoksa bu iş olmaz" deyip ABD ile görüştükten sonra "kumandayı onların etmesinin uygun olacağını söyledük" demenin "kukla" olmaktan, başkaları ne derse onu yapmaktan başka açıklaması var mıdır?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 14 Haziran 2013; 20:23:58 >
  • PaiMei kullanıcısına yanıt
    Yasanın Resmi Gazete'deki linki Yeni Türk Petrol Kanunu konusunda var. İsteyen girip okuyabilir. Haklarında nasıl bir ithamda bulunacağımı şaşırdığım bazı kafalar da "TPAO çıkarmıyordu zaten. Bize düşecek pay az da olsa hiç çıkartmamaktan iyidir." diyor. Demiyor ki "Düne kadar da askeriyenin herşeyi dışarıdandı ama şu an Tübitak sayesinde epey bi millileşme var. Petrol rafinerilerini de kendimiz yaptıktan sonra petrolü kendimiz çıkartalım." Hay senin zihniyetine...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    Hayır yalan! Gezi Parkı hakkında Türk TV'lerine ve her türden yayın organlarına iktidarın bakanı Goebbels tarafından uygulanan sansürü milletimizin safdillerine hafif göstermek için yine iktidar taraftarı Basın tarafından uydurulmuştur. ( AbdullahÖrs sizi kastetmediğimi bilirsiniz zaten, ama Forumun değişik yerlerindeki Gezi Parkı konularına bakarsanız kastettiğim onlarca tipi buralarda görebilirsiniz )
    Düpedüz ve ancak Hitler veya Mussolini dönemlerinde görülen bir faşist yalan ve hile ve propaganda makinası ile karşı karşıyayız, örnekleri forumda da bolca var. Kaynağı çok büyük ihtimalle iktidarın başının baş danışmanlarından birisi! Lütfen bunlara kapılıp fikir üretmeyelim arkadaşlar ve KB'de hiç görülmeyip özellikle bu konuda haber uydurmaya gelenlere karşı uyanık olalım.

    Haberin, detayına bilinçli olarak haber detayına girilmeden çevrildiği link altta! (ingilizce) ( uyduruk bir yer çünkü bu iddia internette başka hiç bir yerde yok ) Türkçe haberi yayınlayanlar öyle bir dil kullanmışlar ki insan vay anasını koca İngiltere twitter'i uçurmuş sanıyor. Oysa bu yerde tek bir etiketin sansür edildiği yazılmış, tüm twitter filan söz konusu değil, diğer etiketlerin hepsi normal çalışıyorlar.( bu da normal çalışıyor )

    http://www.indymedia.org.uk/en/2013/06/510383.html

    Sansüre kaynak gösterilen twitter linki de altta, twitteri olan arkadaşlar girebilirler, görüldüğü gibi fazla uğrayanı yok ve eski tarihlerde de birkaç günlük boşluklar bulabiirsiniz.

    https://twitter.com/search?q=%23piccadillycircus&src=typd

    Böyle satılmış ve yalancı bir basına sahip olursak AB'ye bile gireriz, bizi de oraya alırlar! Ahırına!
    Türkçe haberin hazırlanış tarzının Tayyibin Algoritmalarına ne kadar çok benzediği dikkatinizi çekti mi?

    Ek: Kalınlaştırdım, cuk oturmuş!

    Bende net bir bilgi bulamadığım için haberlerde görünce sorayım buraya bir dedim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    Yasanın Resmi Gazete'deki linki Yeni Türk Petrol Kanunu konusunda var. İsteyen girip okuyabilir. Haklarında nasıl bir ithamda bulunacağımı şaşırdığım bazı kafalar da "TPAO çıkarmıyordu zaten. Bize düşecek pay az da olsa hiç çıkartmamaktan iyidir." diyor. Demiyor ki "Düne kadar da askeriyenin herşeyi dışarıdandı ama şu an Tübitak sayesinde epey bi millileşme var. Petrol rafinerilerini de kendimiz yaptıktan sonra petrolü kendimiz çıkartalım." Hay senin zihniyetine...

    Hocam "görmek istediği gibi görmenin" son haddindeler. Başbakan'ı birisiyle aşna fişne yaparken yakalasalar Kamer Genç misali "çiçekleri suluyordu" diyebilecek kadar komik durumdalar. Zorluyorlar kendilerini ve bu çok vahim bir durum, ekmeğine kendi ellerimizle yağ sürüyoruz elin yahudisinin ABD'sinin...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    Yasanın Resmi Gazete'deki linki Yeni Türk Petrol Kanunu konusunda var. İsteyen girip okuyabilir. Haklarında nasıl bir ithamda bulunacağımı şaşırdığım bazı kafalar da "TPAO çıkarmıyordu zaten. Bize düşecek pay az da olsa hiç çıkartmamaktan iyidir." diyor. Demiyor ki "Düne kadar da askeriyenin herşeyi dışarıdandı ama şu an Tübitak sayesinde epey bi millileşme var. Petrol rafinerilerini de kendimiz yaptıktan sonra petrolü kendimiz çıkartalım." Hay senin zihniyetine...

    Hocam "görmek istediği gibi görmenin" son haddindeler. Başbakan'ı birisiyle aşna fişne yaparken yakalasalar Kamer Genç misali "çiçekleri suluyordu" diyebilecek kadar komik durumdalar. Zorluyorlar kendilerini ve bu çok vahim bir durum, ekmeğine kendi ellerimizle yağ sürüyoruz elin yahudisinin ABD'sinin...

    Demek Abd bunun arkasında idi ondan ses çıkartmıyordu. Eeee çıkar dünyası. Yoksa çoktan olaylara tepki göstermişti
  • PaiMei kullanıcısına yanıt
    Geçenlerde açtığım KB'ye bi soru? Ne yapmalıyız? [Siyaset yok] konusunu gördünüz mü bilmiyorum. İçimden geçenleri oraya döktüm. Konu, düzgün okunmadığı taktirde yanlış anlamaya müsait. Bu sebeple iyi okuyup görüş bildirin, tabi yazmak isterseniz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Demek Abd bunun arkasında idi ondan ses çıkartmıyordu. Eeee çıkar dünyası. Yoksa çoktan olaylara tepki göstermişti

    ABD'nin hareketleri "düz mantıkla" çözülemez. İmparatorluk olmak kolay değil, çok ama çok "şüpheci ve akıllı" olmak lazım. Gazetede yazanı okursan olayları anladığını sanarsan ayvayı yersin. Ya yazmayanlar ülkenin geleceğini belirliyorsa?

    @ar_tryk

    Hocam unutmuşum söylemeyi, hoparlörümde sorun var. Belediye başkanının açıklamalarını dinleyince yorum yapacağım.

    @bocekgrafik

    Zaman bulduğumda yazmaya çalışacağım hocam, konuyu görmüştüm de pek inceleyememiştim.
  • Paylaşacağım video'yu "az önce" gördüm.

    Özellikle "dış mihraklar" diye tutturan arkadaşlar, Erdoğan'ın nasıl başbakan yapıldığını lütfen görün. ABD-Erdoğan görüşme trafiği, tarihleri ile birlikte verilmiş...

    Yukarıda ülkemizin siyasi tarihini özetlemiştim, bakın işler nasıl döndürülüyor

    https://www.facebook.com/photo?v=164018830444807

    @ar_tryk hocam bakın bakalım sizin zihninizdeki "resimle" mi, yoksa benim anlattıklarımla mı örtüşüyor...

    Görmek, anlamak zor değil. Yeter ki siz cesur olun ve görmek isteyin.
  • Türkiye'de sözde "millet iradesi" sevdalılarının, sandık aşıklarının neden sandıklara o kadar güvendiklerini görmek isterseniz buyrun.

    Halka cahil deyince kızanlara, "millet iradesine" saygı duymuyorsunuz diyenlere gelsin... Bizim saygı duymadığımız "şerefsizlik" tir. Videonun sonundaki yalanlara ve "imansızlığa" bakar mısınız?

    http://www.youtube.com/watch?v=kSo58DtbI7A

    Bu mudur demokrasi?

    Sakın "gezi parkı" referandumu sevdalısı olmak da buna benzer bir şey olmasın? Hükümet kendisini hile hurda ile tekrar ispatlamak sevdasında olmasın?

    Görün arkadaşlar, lütfen "görün" Kandırıldığınızı görün ve kandırılmaya bir dur deyin artık.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 14 Haziran 2013; 21:40:28 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DeadPoets

    engin ardıç'dan mükemmel bir yazı, herkesin okuması lazım.


     Geziparkı Gösterileri

     Geziparkı Gösterileri


    Polis tarafından başından vurulan Ethem Sarısülük işçiydi, Mehmet Ayvalıtaş da öyle. Gözünü kaybeden Mehmet Dalsüren de öyleydi.
  • öncelikle @paimei'nin dediklerinin büyük bir kısmına katılıyorum. yazıyı yazma nedenim de, beni üzen yorumlar yazsa da değerli gördüğüm arkadaşlara gözümden olanları aktarmaktır.
    olaylar büyüdü deniliyor, büyüdü. büyüyecek de. ben taksim’deydim olayların ilk patlak verdiği hafta sonunda. bir çok arkadaşım benden de fazla bulundu. öncelikli amacım yaralılara müdahale ve medikal destekti.
    anti-kapitalist mi bilemem ancak, anti-emperyalist kişiler bulunuyordu eylemde çoğunlukla. taksim’in cazibesiyle sosyalleşmeye gelen de vardı. ancak yanımda en sevdiğim ve hükümeti genel olarak destekleyen arkadaşlarım da bulunuyordu. ortamımızda küresel çeteler, komplo teorileri, yeni dünya düzeni gibi "uçuk" olmayan ama medya manipülasyonu ile "uçuk" olarak gösterilen konular sıkça konuşulduğu için, farkındalık açısından kendimizce belli bir seviyeye sahiptik. bunu diyorum çünkü, hükümeti destekleyen arkadaşlarım olaylar karşısında sadece ŞOK OLDULAR. hiç bir söz söylenmedi, üzerine konuşulmadı. sessizlik oldu sadece konumuz.
    geri adım atmak, özür dilemek erdemdir. bunlar yok ne yazık ki, apolitikliği ile dalga geçilen bir nesil bile bu kadar kutuplaştırıldı ise herkes dönüp baksın lütfen. sırf eylemler uzun sürdü diye olayların içinde başka bir iş var diyenler: her olayın içinde başka bir iş vardır zaten. “eylem olsun da molotof atayım” diye bekleyen insanlar, örgütler hep oldular. olacaklar da. sapla samanı karıştırmaya gerek yok. tüm toplum duyarlı olsaydı, "bu ne kuyruk acısıymış akp ye karşı" denmeye devam edilmeseydi, artık bıktıran ve SADECE bu hükümetin ilk oluşum tabakasının içinden güçlenerek çıktığı ama ağzına nedense sürekli doladığı "28 şubatta sesiniz çıkmıyordu" denilmeye devam edilmeseydi (bu lafı diyenler ve bu lafların mutahabı olunan insanlar 30 yaş altı. ironiye gel) olaylar azalırdı. ama özür dilenmiyor ısrarla. eğer eylemler dursaydı o zaman küfürler çıkmaya başlardı ilk kez ağzımdan. milletin gözü çıkıyor yahu! empati yapamıyorum bile. değer mi? değmez. orada fikrini belirten binlerce insan dağılmıyor diye mi yoksa; başbakan zamanında 45 saniyelik bir konuşmayla olayı bitirmiyor diye mi sorgulanmalı sizce? akil olduğu için ülkeyi yönetmeye talip olan kişi ben değilim şahsen...
    şu durumda bile mağduru oynaması başbakanın, artık iğrençleşmeye başladı. yeter artık. bıktım başörtüsü ile ara gaz verilmesine. sürekli taciz haberleri çıkıp duruyor. ben birinci ağızdan söylüyorum, taciz falan olmadığı halde gelip "taciz ediliyorum", "pislikler" diye bağıran bir sürü kadın gördüm. münakaşaya girdim. çoğu da türbanlıydı. kendi politik görüşlerim sebebiyle de nefret besleyebilirdim. eğer olay yeter artık demekse, bunu her insan her an diyebilir. kendince nedenleri vardır. aynı başbakanın kendince "kasımpaşalı" tavırlarda bulunması gibi. ama işler öyle değil, işler evrensel olan genel geçer ilkelere göre yürümelidir. o yüzden bu tavırlar tiksindirmeye başladı. "benim %50 oyum var, gerisini evire çevire şeyyapiyim" demek ayıptır. herkesin başbakanı değil mi bu arkadaş? eğer durum bu yöndeyse benim argümanım da, "tüm bu söylemlere rağmen bu adama oy veriyorsa birisi, o da faşisttir olsun mu" bence olmasın. çünkü benim "başörtüm ühüüü" diye diye beynimin iflahı nasıl pastırma edildiyse, aynısını ben de yapmak istemiyorum.
    oyun oynanıyor deniliyor, sabah ortalığı toplayıp akşam tekrar eyleme katılınan, herkesin yardımcı olduğu bir ortamın güzelliği, polisin gelmesiyle mahvediliyor. bunu bas bas bağırıyor insanlar. polis gelmedikçe anarşi olmuyor diye. polis gelmeseydi, başbakan "arkadaşlar ne bu derdiniz diyip meydana 13420985 tane koruması olmadan iki üç temsilciyle yalan da olsa bi konuşma yapıp o kasımpaşalılığı; "halka rağmen buraya avm yapılmaz. biz bunu gördük, iradeye karşı olunmaz iradeyle birlikte olunur" şeklinde kullansaydı eğer, olacak tek ama TEK ŞEY: OYLARININ ARTMASI OLURDU. ama bu olmadı. olayların büyümesi sadece başbakan tarafından 3-4 kere engellenebilirdi. tüm bunlar göz önüne alındığında işlerin içinde oyun var diyen varsa, bu oyun bizzat başbakanın oyunudur da desin. çünkü o büyüttü işleri.
    orada kimse tkp çatısı altında toplanmadı, sdp çatısı altında toplanmadı. insanlar siyasi partilerden bağımsız bir şekilde orada. bunu hepiniz de biliyorsunuz gayet. facebook ve twitter da gördünüz çünkü. molotofçuların eylemi değil. onlara "yabancı cisim reaksiyonu" vermeye çalışıyor çoğunluk.
    ayrıca referandumluk bir durum da yok. 2006 da Melih Gökçek'in yaptığı referandumu hatırlıyorsunuzdur. referandum yapılacaksa, eylemcilere yaptırılsın. onlar kullanıyor taksimi çünkü.ayıp günah, demokrasi bu kadar kötü niyetle kullanılamaz.
    tüm bunlara rağmen(Atatürk hariç) sempati duyduğum liderlerin başında erbakan ve ecevit gelir. küresel çeteyle olan savaşlarından dolayı. daha önceki gibi yine ve yine oy vermeyeceğim chp ye. neden mi? çünkü anlamsız. “Mağdur edebiyatı, tüm ülkeyi ele geçirdiler ve faşizan tavırlar”la ilgili tezlerim, chp ye oy vermemi zorunlu kılmıyor. "oh olsun, vermeyecektim ama yine de hükümete illa oy verdirtecekler bana" laflarını her okuyuşumda umutlarım tükeniyor. böyle oy verilmez, bu kul hakkıdır. eğer oy veriyorsa bir kişi, iyi düşünmek zorunda çünkü, iyi düşünüp oy veren birisinin oyunu nötrleyebilir. ve ülkemizde demokrasinin en ilkel parlamenter sistemi uygulandığı için çoğunluğu kapıveren anayasanın anasını ağlatabiliyor.
    küresel çeteyse ve faiz lobisiyse konu, 2003 abd-ırak savaşından tutun da bop’a, erbakan’ın elimine edilişinden, israil olaylarına, her yerin avm olmasından, rant sağlanan kurumlardan, özelleştirmelerden girebiliriz. ama girmiyorum. istemiyorum çünkü. Kimse aksini iddia etmesin gerek yok, hükümetin anti tezi de bir güzel aynı çatı altında. Yütüyorlar tez-anti tezlerini. Yerinden memnun hepsi zira.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: demonchild

    öncelikle @paimei'nin dediklerinin büyük bir kısmına katılıyorum. yazıyı yazma nedenim de, beni üzen yorumlar yazsa da değerli gördüğüm arkadaşlara gözümden olanları aktarmaktır.
    olaylar büyüdü deniliyor, büyüdü. büyüyecek de. ben taksim’deydim olayların ilk patlak verdiği hafta sonunda. bir çok arkadaşım benden de fazla bulundu. öncelikli amacım yaralılara müdahale ve medikal destekti.
    anti-kapitalist mi bilemem ancak, anti-emperyalist kişiler bulunuyordu eylemde çoğunlukla. taksim’in cazibesiyle sosyalleşmeye gelen de vardı. ancak yanımda en sevdiğim ve hükümeti genel olarak destekleyen arkadaşlarım da bulunuyordu. ortamımızda küresel çeteler, komplo teorileri, yeni dünya düzeni gibi "uçuk" olmayan ama medya manipülasyonu ile "uçuk" olarak gösterilen konular sıkça konuşulduğu için, farkındalık açısından kendimizce belli bir seviyeye sahiptik. bunu diyorum çünkü, hükümeti destekleyen arkadaşlarım olaylar karşısında sadece ŞOK OLDULAR. hiç bir söz söylenmedi, üzerine konuşulmadı. sessizlik oldu sadece konumuz.
    geri adım atmak, özür dilemek erdemdir. bunlar yok ne yazık ki, apolitikliği ile dalga geçilen bir nesil bile bu kadar kutuplaştırıldı ise herkes dönüp baksın lütfen. sırf eylemler uzun sürdü diye olayların içinde başka bir iş var diyenler: her olayın içinde başka bir iş vardır zaten. “eylem olsun da molotof atayım” diye bekleyen insanlar, örgütler hep oldular. olacaklar da. sapla samanı karıştırmaya gerek yok. tüm toplum duyarlı olsaydı, "bu ne kuyruk acısıymış akp ye karşı" denmeye devam edilmeseydi, artık bıktıran ve SADECE bu hükümetin ilk oluşum tabakasının içinden güçlenerek çıktığı ama ağzına nedense sürekli doladığı "28 şubatta sesiniz çıkmıyordu" denilmeye devam edilmeseydi (bu lafı diyenler ve bu lafların mutahabı olunan insanlar 30 yaş altı. ironiye gel) olaylar azalırdı. ama özür dilenmiyor ısrarla. eğer eylemler dursaydı o zaman küfürler çıkmaya başlardı ilk kez ağzımdan. milletin gözü çıkıyor yahu! empati yapamıyorum bile. değer mi? değmez. orada fikrini belirten binlerce insan dağılmıyor diye mi yoksa; başbakan zamanında 45 saniyelik bir konuşmayla olayı bitirmiyor diye mi sorgulanmalı sizce? akil olduğu için ülkeyi yönetmeye talip olan kişi ben değilim şahsen...
    şu durumda bile mağduru oynaması başbakanın, artık iğrençleşmeye başladı. yeter artık. bıktım başörtüsü ile ara gaz verilmesine. sürekli taciz haberleri çıkıp duruyor. ben birinci ağızdan söylüyorum, taciz falan olmadığı halde gelip "taciz ediliyorum", "pislikler" diye bağıran bir sürü kadın gördüm. münakaşaya girdim. çoğu da türbanlıydı. kendi politik görüşlerim sebebiyle de nefret besleyebilirdim. eğer olay yeter artık demekse, bunu her insan her an diyebilir. kendince nedenleri vardır. aynı başbakanın kendince "kasımpaşalı" tavırlarda bulunması gibi. ama işler öyle değil, işler evrensel olan genel geçer ilkelere göre yürümelidir. o yüzden bu tavırlar tiksindirmeye başladı. "benim %50 oyum var, gerisini evire çevire şeyyapiyim" demek ayıptır. herkesin başbakanı değil mi bu arkadaş? eğer durum bu yöndeyse benim argümanım da, "tüm bu söylemlere rağmen bu adama oy veriyorsa birisi, o da faşisttir olsun mu" bence olmasın. çünkü benim "başörtüm ühüüü" diye diye beynimin iflahı nasıl pastırma edildiyse, aynısını ben de yapmak istemiyorum.
    oyun oynanıyor deniliyor, sabah ortalığı toplayıp akşam tekrar eyleme katılınan, herkesin yardımcı olduğu bir ortamın güzelliği, polisin gelmesiyle mahvediliyor. bunu bas bas bağırıyor insanlar. polis gelmedikçe anarşi olmuyor diye. polis gelmeseydi, başbakan "arkadaşlar ne bu derdiniz diyip meydana 13420985 tane koruması olmadan iki üç temsilciyle yalan da olsa bi konuşma yapıp o kasımpaşalılığı; "halka rağmen buraya avm yapılmaz. biz bunu gördük, iradeye karşı olunmaz iradeyle birlikte olunur" şeklinde kullansaydı eğer, olacak tek ama TEK ŞEY: OYLARININ ARTMASI OLURDU. ama bu olmadı. olayların büyümesi sadece başbakan tarafından 3-4 kere engellenebilirdi. tüm bunlar göz önüne alındığında işlerin içinde oyun var diyen varsa, bu oyun bizzat başbakanın oyunudur da desin. çünkü o büyüttü işleri.
    orada kimse tkp çatısı altında toplanmadı, sdp çatısı altında toplanmadı. insanlar siyasi partilerden bağımsız bir şekilde orada. bunu hepiniz de biliyorsunuz gayet. facebook ve twitter da gördünüz çünkü. molotofçuların eylemi değil. onlara "yabancı cisim reaksiyonu" vermeye çalışıyor çoğunluk.
    ayrıca referandumluk bir durum da yok. 2006 da Melih Gökçek'in yaptığı referandumu hatırlıyorsunuzdur. referandum yapılacaksa, eylemcilere yaptırılsın. onlar kullanıyor taksimi çünkü.ayıp günah, demokrasi bu kadar kötü niyetle kullanılamaz.
    tüm bunlara rağmen(Atatürk hariç) sempati duyduğum liderlerin başında erbakan ve ecevit gelir. küresel çeteyle olan savaşlarından dolayı. daha önceki gibi yine ve yine oy vermeyeceğim chp ye. neden mi? çünkü anlamsız. “Mağdur edebiyatı, tüm ülkeyi ele geçirdiler ve faşizan tavırlar”la ilgili tezlerim, chp ye oy vermemi zorunlu kılmıyor. "oh olsun, vermeyecektim ama yine de hükümete illa oy verdirtecekler bana" laflarını her okuyuşumda umutlarım tükeniyor. böyle oy verilmez, bu kul hakkıdır. eğer oy veriyorsa bir kişi, iyi düşünmek zorunda çünkü, iyi düşünüp oy veren birisinin oyunu nötrleyebilir. ve ülkemizde demokrasinin en ilkel parlamenter sistemi uygulandığı için çoğunluğu kapıveren anayasanın anasını ağlatabiliyor.
    küresel çeteyse ve faiz lobisiyse konu, 2003 abd-ırak savaşından tutun da bop’a, erbakan’ın elimine edilişinden, israil olaylarına, her yerin avm olmasından, rant sağlanan kurumlardan, özelleştirmelerden girebiliriz. ama girmiyorum. istemiyorum çünkü. Kimse aksini iddia etmesin gerek yok, hükümetin anti tezi de bir güzel aynı çatı altında. Yütüyorlar tez-anti tezlerini. Yerinden memnun hepsi zira.


    Hocam açıkçası bu noktadan sonra geri adım atılması zor diye düşünüyorum. Zira bu olaylar birçok kişinin toplumun kalitesizliğini ortaya koydu. Özellikle Muhalefetin ne kadar aciz olduğunu gördük. Bunun yanında akşam Bahtiyar hocam ile telefonda görüştük ve hükümet çok çok güçlü artık. Yanlış anlaşılmasın arkadaşlar hükümetin gideceğini Rte ın yıkılacğaını düşünüyor ancak şu saatten sonra o iş çokçok zor. Yani ya seçimde yıkarsın seçimdende kazanırsa zor yıkılır.

    Ve şuan karşısına dikilecek bir parti yok. Hani alternatif olarak oy verelim diyebileceğimiz kimse yok. Mhp alternatif değil. Chp de benim oy vereceğim parti değil. Dolayısı ile bu döngü içerisinde kısıldı halk ki en iyi çare kafamızda versekmi vermesekmi soruları ile boş atmak olacak. Elbette herkesin kendi düşüncesi vardır ama bu olaylar sürekli vicdan muhasebesine sokuyor insanı bir olay ile sinirlenip bir karar verdiğinde insan hataya düşebiliyor. Olaylar herşeyi ile değerlendirilmeli, Eğer insan vicdan sahibi ise yüksek ihtimal kolay kolay kolay oy veremeyecektir zira ortada çok büyük yanlışlar var bunları bile bile aynı hataya düşmek 28 şubatların farklı versiyonlarını görmek demektir. Hayal meyal hatırladığım o zamanalar kafamda şekillendikten sonra, insanlarında o zamanların benzerlerini yaşamasını istemem ve Düzgün düşünen insanlarda istememelidir...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: seyfi84
    gerçek enformasyonu ben ilk resimde görüyorum. orjinali esas dezenforme ediyor gençleri.
    zenginlik konusu: son 10 yılda herkes zenginleşti, özellikle CHP-MHP kesimi (bizzat içlerindeyim). 7 yıl önce arabası yokken şimdi Qashqai, Tiguan, Sorento'ya binip 200bin tl'lik daire oturan insanlar tanıyorum hiçbiri AKP'li değil.

    Orjinal resimde görünen tek şey gençlere destek olan duyarlı bir iş adamı keşke tüm işadamları onun kadar yürekli olsa. Ama tabi iş adamlarının %90'nın iktidar yalakası olduğu bir ülkede bu tip adamlar garip karşılanıyor.

    İlginç bende içerisindeiym ama 10 sene içinde iktidar sayesinde zenginleşen bir tanıdığım yok.



    quote:

    Orijinalden alıntı: DeadPoets
    engin ardıç'dan mükemmel bir yazı, herkesin okuması lazım.
    ..........
     Geziparkı Gösterileri

    Yukarıdaki yazıyı kaleme alıp, iktidar yandaşları gibi gösterileri itibarsızlaştırmaya çalışıyorken. Kurtuluş savaşında tersane ve tramvay grevlerini örgütleyen Büyükbabası Saip Efendiden ve aynı zamanda Kasımpaşa'dan Anadolu'ya silah ve cephane kaçırılması işlerini yürüten Dedesi Cemil Efendiyi hiç mi düşünmemiş acaba. Desenize armut her zaman dibine düşmüyor.

    Faiz lobisine gelirsek hala kimse isim vermiyor ama papağan lobi lobi diye kafa şişiriyorlar, isim verin isim Ahmet, Mehmet, Mustafa kim bunlar. Hayalet düşmanlarla savaşmaktan yorulmadınız gitti vesselam.

    Daha düne kadar, şimdi fazi lobisi diye karaladığı o İstanbul sermayesinin kalemşorluğunu yapmıyormuydu bu beyfendi. Bu detaydan sonra hala yazdıklarında bir samimyet gören varsa ona diyecek sözüm yok. Allah akıl fikir versin.
  • Kanser olduğunu sanmıyorum, zaten iddia edilen kanser türlerinde Tıp hayli başarılı artk.
    Ama daha kötüsü, geçmişte şeker hastalığına dair haberler çıkmıştı. Sanıyorum özellikle beyin damarları üzerinde yaptığı tahribat hızla ilerliyor. Bu noktada bu kişinin eğitim durumu, tavsiye edilen diyete vs. uyup-uymadığı da dikkate alınmalı. Böyle olaylarla çok sık karşılaşacağız gelecekte, şimdiden hazırlıklı olmakta yarar var.
    Hasan Mezarcı'nın dediği gibi Susurluk kazası hakkında;

    " Allah-ü teala duruma el koydu " ( -muş bile )

    Altta olaylar hakkında İngilizce, ama kısmen de Türkçe bir video var. içkili cami vs. aslını görmek isteyen arkadaşlar izleyebilirler.

    http://www.youtube.com/watch?v=d0Uwh971f6w

    Ek: Alttada neşeli video!

    https://www.youtube.com/watch?v=PkDTMtOZWss



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 15 Haziran 2013; 13:38:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    ... Ve şuan karşısına dikilecek bir parti yok. Hani alternatif olarak oy verelim diyebileceğimiz kimse yok. Mhp alternatif değil. Chp de benim oy vereceğim parti değil. Dolayısı ile bu döngü içerisinde kısıldı halk ki en iyi çare kafamızda versekmi vermesekmi soruları ile boş atmak olacak. Elbette herkesin kendi düşüncesi vardır ama bu olaylar sürekli vicdan muhasebesine sokuyor insanı bir olay ile sinirlenip bir karar verdiğinde insan hataya düşebiliyor. Olaylar herşeyi ile değerlendirilmeli, Eğer insan vicdan sahibi ise yüksek ihtimal kolay kolay kolay oy veremeyecektir zira ortada çok büyük yanlışlar var bunları bile bile aynı hataya düşmek 28 şubatların farklı versiyonlarını görmek demektir. Hayal meyal hatırladığım o zamanalar kafamda şekillendikten sonra, insanlarında o zamanların benzerlerini yaşamasını istemem ve Düzgün düşünen insanlarda istememelidir...

    Katılıyorum. Şimdi tek tek şu parti şöyle, bu parti böyle dememin de bir anlamı yok. Herker biliyor artık hangi partinin nasıl olduğunu. Şu şartlarda oy kullanmayı, beni sömürecek partiyi seçmek olarak algılıyorum çünkü. Sırtıma bu mu binsin, şu mu?...

    İşte bu sebeplerle benim oy vereceğim parti yok. Oy kullanmayı düşünmüyorum. Allah onları ıslah etsin, ıslah olmayanları kahretsin. Canları cehenneme...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik

    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    ... Ve şuan karşısına dikilecek bir parti yok. Hani alternatif olarak oy verelim diyebileceğimiz kimse yok. Mhp alternatif değil. Chp de benim oy vereceğim parti değil. Dolayısı ile bu döngü içerisinde kısıldı halk ki en iyi çare kafamızda versekmi vermesekmi soruları ile boş atmak olacak. Elbette herkesin kendi düşüncesi vardır ama bu olaylar sürekli vicdan muhasebesine sokuyor insanı bir olay ile sinirlenip bir karar verdiğinde insan hataya düşebiliyor. Olaylar herşeyi ile değerlendirilmeli, Eğer insan vicdan sahibi ise yüksek ihtimal kolay kolay kolay oy veremeyecektir zira ortada çok büyük yanlışlar var bunları bile bile aynı hataya düşmek 28 şubatların farklı versiyonlarını görmek demektir. Hayal meyal hatırladığım o zamanalar kafamda şekillendikten sonra, insanlarında o zamanların benzerlerini yaşamasını istemem ve Düzgün düşünen insanlarda istememelidir...

    Katılıyorum. Şimdi tek tek şu parti şöyle, bu parti böyle dememin de bir anlamı yok. Herker biliyor artık hangi partinin nasıl olduğunu. Şu şartlarda oy kullanmayı, beni sömürecek partiyi seçmek olarak algılıyorum çünkü. Sırtıma bu mu binsin, şu mu?...

    İşte bu sebeplerle benim oy vereceğim parti yok. Oy kullanmayı düşünmüyorum. Allah onları ıslah etsin, ıslah olmayanları kahretsin. Canları cehenneme...

    daha önce ne kadar tartışmış olsak da şu mesajın altına imzamı atarım. koltuk sevdası olmayan, sermayeyle sevişmeyen, halktan gelen (öğretmen, işçi, memur, akademisyen vs.), çocuklarını 15 yaşında ticari deha yapmayacak, yurtdışından icazet almayacak namuslu 550 aday çıkaran ve olmayacak uç söylemlerle gelmeyecek bir akım çıkmadığı sürece meclisteki ayıba ortak olma niyetinde değilim. gidenin yerine gelecek yenilerinin de farklı olmayacağı kuvvetle muhtemel şu ortamda.
  • Olaylarda ne AKP ya da Erdoğan masum, ne de Gezi olaylarını organize eden yurtdışı güçler (Occupy).
    Videoları seyredin lütfen. Tabi, tarihlerine de bakarak. Sanki dün çekilmiş gibi, değil mi?




  • bocekgrafik kullanıcısına yanıt
    Musevilerin İsa'yı öldürdüğünü 1700 yıl sonra öğrenen masum Yeniçeri örneği!
    Fıkra kısaca şöyle, bilmeyenlere:
    Yeniçeri yoldan geçen Yahudiyi çevirmiş,
    Gel bakiim şöyle demiş sen İsa'yı öldürmüşsün?
    Aman efendim o 2000 yıl önceydi.
    Ossun, ben yeni öğrendim!
    Yeni dünyada köşenize çekilip, dünyaya duvarlar örüp mağara devrinde tek başınıza kalmak mümkün değil! Birileri duvarı yıkıp " içinde hangi hayvan yaşıyor acaba? " diye bir göz atıyor.
    Yukardaki videolar bilgi çağının yeni ve duyarlı insanının tanıtım videoları gibi olmuşlar.
    Klasik ve saçma " dış güçler " 'in hiçbir şekilde kanıtı değiller.
    Önce içimizdeki faşist diktatörün ne olduğunu bir tanıyalım! ne daha 1000 yıl var!

    Ek: YT'dan alıntı;

    " 2011 yılının 11. ayının 11. günü için dünya çapında hazırlanmış bir belgesel bu. 11 ülkeden 11 yönetmen çekmişti. Sinemalarda da gösterildi. Sinemaya Recep İvedik filmleri dışında gitmediğiniz için haberiniz bile yok. Doğaldır. "



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi neommy -- 15 Haziran 2013; 15:13:50 >
  • neommy kullanıcısına yanıt
    Hikaye güzelmiş ama eklediğim videolar benim için yeni değil, sadece emin olduğum şeyi teyit eden videolar.
    guncelmeydan sitesinden üç link vereceğim şimdi. Ben bunları 2 Haziran'dan beri çok yerde paylaştım forumda. Birtek KB'de paylaşmadım sanırım ama yeri gelmişken et-tekraru ahsen velev kane yüz seksen hesabı paylaşayım.


    Linklerden birine ekleme yapılmış Üstte 13 Haziran tarihli yazısı görünüyor. Aşağıya inin.





    Ne Oluyor? Ne Yapmalı?
    Banu Avar'ın 1 Haziran 2013 tarihli yazısı
    Banu Avar'ın 1 Haziran 2013 tarihli diğer yazısı


    Olayın özü şudur: İç karkaşa çıkartıp (adının şucu-bucu olması farketmez) milleti yine birbirine kırdırtmak istiyorlar. Türkiye, bu iç sorunlarla uğraşırken de Kürdistan'ı ilan etmenin ön hazırlığıdır tüm bu olaylar. Yoksa ne işi var orada ortalığı yakıp-yıkan BDP'lilerin, PKK'lıların, İşçi Partililerin vb grupların. Bir de petrol yasası var bu hır-gür arasına meclisten geçirilen. Asıl büyük vurgun bu oldu.

     Geziparkı Gösterileri



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bocekgrafik -- 15 Haziran 2013; 17:23:53 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bocekgrafik
    Yoksa ne işi var orada ortalığı yakıp-yıkan BDP'lilerin, PKK'lıların, İşçi Partililerin vb grupların. Bir de petrol yasası var bu hır-gür arasına meclisten geçirilen. Asıl büyük vurgun bu oldu.


    Üstat oldu mu şimdi, Tayyib'in taktiklerinin üzerlerinize sinmesine izin vermeyin lütfen.

    Ne demek İP'nin orada ne işi var? İP bu hükümete en karşı olan ve küresel sermayenin en çok farkında olan oluşumlardan biri. O yüzden içeride lideri...

    Bu ülkenin bir partisi bir haksızlığa duyarlılığını gösteremez mi?

    Marjinal mi diyeceksiniz işinize gelmeyen oluşumlara başbakan gibi? Bağdaşır mı demokrasi ile?

    Öte yandan BDP ve PKK analizine katılıyorum, fakat bu bir prova değildi. Sadece fırsattan istifade ederek hükümetin ekmeğine yağ sürmeye çalıştılar. Abdullah Öcalan ile aynı dili konuşmuş olursunuz aksi taktirde.

    APO: "Meydanları ulusalcılara bırakmayın"



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 15 Haziran 2013; 19:45:36 >
  • 
Sayfa: önceki 4041424344
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.