Şimdi Ara

Genel görelilik ile Kuantum'um ayrılığı: Zaman

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
1
Favori
1.922
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar benim konu hakkında mevcut bir teorim var daha önce birkaç kez bahsetmiştim.
    Fakat ben forumdaşlarımdan görüşlerini almak istiyorum.
    Öncelikle ortak bilinen bir gerçektir 4. bir sanal boyutun yani +1 zaman boyutu. Ve aynı zamanda Einstein ile biliyoruz ki zaman doğrusal şekilde ilerlemektedir. Uzay zaman dokusu, üzerindeki cismin kütlesi sayesinde bükülebilir. Uzay zaman dokusu büküldüğünde ise haliyle zaman doğrusu da bükülmekte. Gereğince bükülmüş bir zaman çizelgesinde yeterli enerji ve kütleye sahipseniz bir noktadan diğerine atlama yapabilir ve zamanda teorik olarak atlama yapabilirsiniz yani farklı zaman dilimlerine varabilirsiniz. Nedeni ise gayet basittir, genel göreliliğe göre uzay zaman dokusu bir çarşafın olabileceği kadar düzdür. Üzerindeki cisimlerin kütleleri onu ekip bükmektedir. Yani evrenin dokusunu ikiye katlayabilir, ortada açacağınız delikten uzay zaman dokusunun bir ucunu dahi geçirebilir ve zamanda bir döngü yaratımına sebep olabilirsiniz.
    Fakat işin birde Kuantum kısmı mevcut. Genel anlamda aynı şeyleri söylese de aradaki en büyük fark uzay zaman dokusunun inanılmaz hareketli oluşudur. Yani genel görelilikteki gibi düz durgun bir uzay zaman değil atlayan zıplayan enerji parçacıkları benim deyimimle zıplayan pireler ile doludur hatta onlardan geçilmez bile.
    Şunu biliyoruzki genel görelilik makro dünyayı şu an için en iyi ve doğru şekilde açıklayan yoldur. Aynı zamanda şunu da biliyoruz, kuantum mikro dünyayı en iyi ve doğru şekilde açıklayan yoldur. Ve en güzel kısım ise ikisi de aynı doğruya gitmektedir fakat aynı doğruya giderken inanılmaz bir çakışmaya girmekteler. ZAMAN.
    Makro dünyada bizim görebildiğimiz zamanda atlama yapabilen bir cisim madde yok fakat zamanda kayma, hız nedeniyle kaymalar, insanların bilim tarafından ispatlanamayan zamanda hissettikleri boşluk hisleri vs. dışında. Fakat işin mikro boyutunda neredeyse her an zamanda kaymalar yaşayan, kaybolan, olduğu yerden olmaması gereken yere gitmeler mevcut en basiti de 30-40 sene öncesinin efsane teorik parçacıkları şimdinin takyonları, anti maddeleri gibi.
    Bu ikisini ayıran ve dengede tutan nedir ? Kuantum doğru denirken makro dünyada neden zaman kaymaları sık olmaz ? Genel görelilik doğru denirken mikro dünyada uzay zaman neden bu kadar hareketli ve sürekli kaymalar hareketlenmeler vardır ? Peki ya sicim teorisini ele alalım. Sicim daha doğrusu M teorisi uzay zaman dokusunu makul bir hareketliliğe getirmiştir ve işe 7 yeni boyut sokmuştur yani 10 tane fiziksel boyut sokmuştur ve dengeyi bu şekilde sağladığını ifade etmektedir özetle. Fakat yinede hem doğrusal bir zaman çizgisinde hemde aynı anda atlamalar olabilen dalgalı bir zaman çizgisinde nasıl olupta gün geçtikçe yaşlanarak yaşadığımız tam olarak açıklanamamakta.
    Evet gelmek istediğim nokta zaman. Zaman hakkında fikirlerinizi almak istiyorum. Benim teorim daha öncede çeşitli yerlerde belirttiğim gibi fazladan zaman boyutları. Bunun ayrıntısına şimdi giremeyeceğim zira 20 küsür saat uykusuzluk ile yaklaşık 3-3.5 cilt kitap okuma ve biraz yazma ardından bu saatte konuyu açıyorum. Büyük ihtimalle yukarıdaki yazıda da mantık hatası veya saçmalamaca yapmış olabilirim affola. Ben ana hatlarıyla bahsettiğim bu konuda, konu hakkında fikirlerinizi almak ve tartışmak istiyorum.
    Nasıl ?


    Şöyle bir katkı yapayım o halde. Benim teorime karşı olsada bir üni. sayfasında kırıntı olarak şunları çizirtmişler:
    Peki birden fazla zaman boyutu olan bir evren var olabilir mi?

    Birden fazla zaman boyutu olan bir evrende yasamin nasil olabilecegini hayal etmek cok guc.Ancak en azindan fizik yasalarinin bazi ozellikleri kestirilebilir.Ornegin fizikte enerjinin korunumu yasasi aslinda fizik yasalarinin zamandan bagimsiz olmasi ilkesinden baska birsey degildir. Oyleyse birden fazla zaman boyutu olan bir evrende enerjinin vektorel bir buyukluk olmasi kacinilmaz gorunuyor.Ayrica bunun bir sonucu olarak boyle bir evrende kutlenin korunumu yasasinin gecerli olamayacagi da gosterilebilir.Ancak belki de en ilginc nokta birden fazla zaman boyutuna sahip bir evrende nedensellik ilkesinden,en azindan bizim anladigimiz sekliyle bahsetmenin mumkun olmayisidir.

    Esas olarak,boyle bir evrenin var olmamasi icin bir neden gorulmuyor ama buradaki esas sorun bu evrende kararli parcaciklarin var olup olamayacagidir ki calismalar simdilik sadece bir zaman ve uc uzay boyutuna ya da uc zaman ve bir uzay boyutuna sahip olan bir evrende kararli parcaciklar olabilecegini soyluyor.Bu sonuncusunda kararli olabilen parcaciklar da sadece takyonlar.

    Bu yazıyı yazan arkadaşlar muhtemelen klasik 3+1'e göre düşünüp 3 fiziksel boyuta karşın daha fazla zaman boyutu üzerinden akıl yürütmüşler ve o zaman mantıken uzaydan bağımsız bir zaman çıkıyor ortaya. Fakat M teorisinde evreni oluşturan 10 fiziksel boyuta karşılık bütün maddeyi cismi sarmalayacak bir 6 zaman boyutlu evren nasıl olur ? İşte o zaman uzay ve zamanın Einstein'ın dediği gibi ayrılmaz bir bütün olduğu görülecektir. Şöyle basit bir örnek vereyim. Bildiğimiz standart bir küp düşünün, bu küpün standart kenarları ve köşeleri vardır 3 boyuta göre. Bunu Einstein'ın 4. boyutuna uyarladığınızda ortaya onlarca fazla kenar ve köşe çıkıyor "Cube" filmini izleyenler hatırlar.
    Peki bunu 6 fiziksel boyutlu bir evrene uyarlarsak ?

    7 boyutlu bir evrende küp nasıl olabilir hayal edelim

    8 boyutlusunu hayal edebilir misiniz ?

    Bu kenarlar ve köşelerin on binlerce fazla olduğu 10 boyutlu evreni hayal etmeye çalışın. İşte gelmek istediğim nokta burası. Böyle bir evrende uzay ve zamanın birlik olabilmesi için tek zaman boyutu sürekliliği sağlamak adına yetersiz kalmakta. En sağlıklı sonuca ise bozulmalardan kurtulmak adına 6 tane zaman boyutu ile ulaşabiliyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kraven -- 11 Eylül 2012; 18:29:29 >







  • Kuantum ve genel görelilik birçok alanda birbirlerini doğruluyor. Fakat sakat olan nokta o zaten aynı doğruya çok farklı iki yoldan çıkmak yanlış yolda olduğunuzu gösterir. Bu yüzden Einstein son 15 senesini bu iki kuramı birleştirmeye çalışmakla geçirdi fakat ömrü yetmedi.
    Fakat Kuantum ve genel göreliliğin çakıştığı daha doğrusu cevap veremediği en önemli ortak nokta ve işin içine M teorisi girince daha beter arap saçı olan nokta zaman ve zaman boyutu kavramı. Açıkçası Türkçe olarak elle tutulur bir kaynak bulamadım bahsettiğim teorim olan ekstra zaman boyutlarıyla ilgili. Yabancı bazı kaynaklar hatta bazı teorisyenler bu konu hakkında çalışmalar yapmış fakat genelde 2 ve 3 zaman boyutu üzerinde çalışmış ve tıkanıp kalmışlar. Hiç benim gibi 6 zaman boyutu üzerinde çalışanı göremedim. Fakat benimki de yarı amatör bir çalışma olduğu için ileri gidemiyorum. En azından prof. olarak isim hakkı dahilinde de olsa ileri gitmeme izin verilmediğinden bende buradaki arkadaşların fikrini almak istedim. Özellikle cevap beklediğim bazı kişiler var




  • Çizimlerden boyut olayını kavrayamadım. Bence 3 mekan boyutu vardır. Bir odada olduğumuzu varsayalım. Bu odada bulunduğumuz koordinatlar bize 3 boyutlu gelir ama işin içine salonuda katınca boyut 4 olmamalı yine 3 boyutludur.

    Zaman olayına gelince ; zaman genel bir algılama biçimi olarak ve maddelerin diğer maddeleri hareket yada dönüşüm yönünden hızını etkilemesiyle oluşur. Her olay kendi zamanını yaratır. Zaman bir boyut değil yine maddenin konumuna bağlı bir olayır. Örneğin sabah ile akşamın zaman algısını oluşturan dünyanın güneşe göre konumudur. Sabahı tanımlarken evren içinde güneş ile dünyanın koordinatlarını verirsek saate gerek kalmaz. Zamandaki yavaşlama veya genleşme yine boyutsal değil ortama etkiyen madde veya enerjinin diğer madde üzerindeki etkisidir.

    Bir an için evrenin galaksiden elektrona kadar durduğunu düşünelim. Burda zamandan sözedilebilirmi? sonra evrenin azcık harewket edip tekrar durduğunu düşünelim. Bu iki duraksama anında evrende zaman algısını yaratan konumdur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Drazy -- 12 Eylül 2012; 17:31:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Drazy

    Çizimlerden boyut olayını kavrayamadım. Bence 3 mekan boyutu vardır. Bir odada olduğumuzu varsayalım. Bu odada bulunduğumuz koordinatlar bize 3 boyutlu gelir ama işin içine salonuda katınca boyut 4 olmamalı yine 3 boyutludur.

    Zaman olayına gelince ; zaman genel bir algılama biçimi olarak ve maddelerin diğer maddeleri hareket yada dönüşüm yönünden hızını etkilemesiyle oluşur. Her olay kendi zamanını yaratır. Zaman bir boyut değil yine maddenin konumuna bağlı bir olayır. Örneğin sabah ile akşamın zaman algısını oluşturan dünyanın güneşe göre konumudur. Sabahı tanımlarken evren içinde güneş ile dünyanın koordinatlarını verirsek saate gerek kalmaz. Zamandaki yavaşlama veya genleşme yine boyutsal değil ortama etkiyen madde veya enerjinin diğer madde üzerindeki etkisidir.

    Bir an için evrenin galaksiden elektrona kadar durduğunu düşünelim. Burda zamandan sözedilebilirmi? sonra evrenin azcık harewket edip tekrar durduğunu düşünelim. Bu iki duraksama anında evrende zaman algısını yaratan konumdur.


    Çizimler şunu ifade ediyor, 3 boyutlu dünyamızda küpün şeklini biliyoruz. Normal sıradan bir küpün 6-7-8. boyutlarda nasıl gözükeceği temsil edilmiş. 4. boyut denilen şey veya benim bahsettiğim ekstra 6 zaman boyutu fiziksel boyut değildir. Sabah akşam örneğin saati belirler zamandan kastım o değildir. Zaman doğrusal akmaktadır çünkü biz sürekli olarak durduramayacağımız şekilde zamanda ileri doğru gitmekteyiz fakat aynı şekilde geriye doğru giden parçacıklar olduğunu da biliyoruz. Zamanda atlamalar ise ilk mesajda açıkladığım üzere o doğrusal giden zaman çizgisinde uzay zaman dokusundaki bozulmalardan kaynaklanmakta fakat bizler makro dünyada bunu fazlaca hissetmiyoruz. Bunun nedeni olarak bahsettiğim teoriyi gösteriyorum.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • konumuz mecburen felsefeye kayacak ve bir fizikçi arkadaş gelip, sicim teorisyenlerini tiye alanlar gibi bize laf atacak.

    şakayı bir kenara bırakalım,
    görelilik ile kuantumun aykırı durmasının ortaya çıkardığı olumsuzluklara bakılıyor. bu aykırılığın nedeni nedir?
    insanın algısının sınırı söz konusu. deney araçlarımız algımız ile sınırlı. sınırı aştığımızda, tamamen teorik bir akıl yürütmeyle baş başa kalıyoruz. fotonların boyu, gözlemlenebilme sınırı gibi şimdilik aşamadığımız engeller, merak ettiğimiz bazı şeyleri gözlemlememizi imkansız kılıyor. sorun bence burada başlıyor. makro ve mikro evren denilen sınır bize ters. beyinimizin çalışma mantığı buna uyumlu değil. çünkü algımız buna uyumlu değil ki ürettiğimiz bilgiler ve analiz yeteneğimiz bunu anlayabilsin. yine de bu sınır aşılabilir diye düşünüyorum. kaç kum tanesi bir kum yığını yapar? gibi bir soru bile, ne ara ne şekilde bu "yığın" ın oluştuğunu cevaplanabilir kılar mı? "yığın" makro evren olsun, "kum tanesi" ise mikro evren. aradaki geçişi anlayabilen var mı? ancak, etrafa savrulan amaçsız kum tanelerinin bir "kum tepesi-kumdan kale" meydana getirmesi de, senin bahsettiğinle ilişkilendirilebilir. ancak ben örneği aslında makro evren içerisinde vererek bile böyle bir sonuca ulaştım. burada ise gerçek anlamda mikro evrenden bahsediyoruz. nedensellik ilkesini, küçülen evren ölçeği ile birlikte küçültürsek bambaşka bir olaylar silsilesi yaşanması mümkün olabilir. kuantum rastgeleliği denilen şey gerçekten rastgele midir? biz deneyleyemiyorsak?
    iki doğru bir noktaya çıkabiliyor evet. o iki doğru tek ve uzun bir doğru da olabilir.

    laf kalabalığını geçersek,
    zaman kaymaları ve rastgelelikler, daha büyük bir ölçekten bakılınca aynı sonucu orantılı olarak büyütmek zorunda olmayabilir. toprak yolların ulaşıma bisiklet ile pek imkan vermez ilen araba ile vermesi gibi. peki bisiklet ile arabayı ayıran şey nedir? bu soru daha somutlaşmamızı gerektiriyor. kuantum için hava hoş. gravitonlar hariç tabi. eh o da başka bir evrenden yansıyan bir parçacık olsun. bizim standart modelimizle uyuşmaması da normal olsun delik deşik bir uzay dokusunu temel alan ve ani sıçramalardan söz ederken göz ardı etmememiz gereken şey planck sabitleridir bence. ki mantıklı geliyor açıkcası. bölünemeyecek kadar küçük bir uzunluktan bahsediyor. şayet bahsedilen doğru ise kaosu belirli bir düzeyin üzerine de çıkarmıyor. sonsuza bölünme durumu söz konusu olsa idi, bizler olamazdık bence. bütünlük sağlanamazdı. çünkü mikro evrendeki olaylar neden sonuç ilişkisini rastgeleliğe kaydırıyor. planck mesafesi ise buna bir sınır koyuyor. tabi yine saçma sapan olaylar olacaktır mikro evrende. big bangi geriye alalım: sonsuz küçüklüğe giden bir evren modeli. fakat daha küçüğü olmayan bir alandan bahsedersek: belirli bir büyüklüğe kadar küçülen evren söz konusudur. zaten boyutları saran ve onları delen sicimler de, evren planck uzunluğuna kadar küçüldüğünde(zamanı geriye alıyoruz) ters yüz olarak big bang’i anlamlı kılacaklardır.
    bu yüzden+1 zaman boyutu ile benim aklıma yatıyor açıkcası. çünkü asıl problemi, sonsuz bölünebilme oluşturuyordu. bazı olayların lokal nedenlerden bağımsız olabileceğinin öngörülmesini yani rastgelelik dediğimiz şeyleri, sınırlı bir sınırın olması açıklıyor bana göre. ha kuramsal fizikçi değilim işin matematiği ayrı.

    tabi bu kadar uğraştığın bir çalışmayı daha fazla açamaman gayer haklı bir sebep(ne alaka yazdıklarımla dersen eğer)




  • Sondan bahsedeyim, senin söylediğin şey ile tamamını açamıyor değilim farklı sebepleri var güvenlik vs. gibi sana daha sonra açıklarım.

    Konuya gelirsek öncelikle işin felsefe kısmı doğru diyebilirim kendi açımdan. Zira sicim denilen nalet şey kimilerince bir felsefe konusu ki bana göre bu komedidir. Artık ciddi ciddi üstün bir medeniyetten 2 tane bilim adamının gelip insanlar bakın şu şöyledir bu böyledir ahanda size teknoloji şimdi deneylerinizi yapıp ispatlayın demesini istiyor ve bekliyorum yoksa bu olay benim ömrü hayatımda olmayacak Çünkü insan beyni soyut düşünmeyi arzuluyor fakat kapasite bakımından soyut düşünmeyi basit bir nokta dışında yapamadığı gibi soyut düşünmeye uygun bir yapıda değil zira zamansızlık mekansızlık veya tam olarak zaman-mekan kavramını kavrayabilecek kapasitede değil. Kuantumu tam olarak anlayabilen bir insan evladı olmadığı gibi 4. boyut fiziğine uygun düşünebilen bir insanoğlu henüz bu dünyaya gelmedi. Kaldıki dediğim gibi sadece benim teorimde dahil bir problemi çözbilmek için 36 sayfalık denklem ile uğraşmak zorunda kaldık ve yaklaşığının yaklaşığına ulaşabildik 3.5 yıl gibi bir sürede. Sicim veya M teorisinde çalışanlar ise şu an en fazla bir denklemin yaklaşık sonucuna ulaşabilmiş durumdalar ki bu yüzlerce sayfa tutmakta yanlış hatırlamıyorsam bir hoca bana (bu konuda çalışan biri Yale'de) 1440 sayfayı sadece yola devrilen kayaların arasındaki ortalama bir taşı kaldırmak için harcadıklarını söylemişti.

    İşin teknik boyutuna gelirsek dediğim gibi benim sinirimi asıl bozan şey şu. Arkadaş genel görelilikte yani makro evrende zaman atlamaları zıplamaları veya kaymaları son derece nadir olmakta ve gayet düz bir çizgide ilerlemekte. Kuantum denilen mikro evrende ise canına okuduğum zaman denilen şey sürekli atlama yapıyor, zıplıyor, kayma oluyor fakat bunlar olmasına rağmen bize yansımıyor.
    O zaman şu anlama geliyor, tamam genel görelilik ve kuantum açıklamaya çalıştıkları şeyleri doğru şekilde açıklıyorlar fakat bir noktada ikisininde şirazesi kayıyor. Zaman. İkiside bunu açıklayamadığı gibi büyük tezatlık var. Bu durumu bir süt limon hale getiren M teorisi olmasına karşın (sicimin doğal hareketi gereği kuantum kadar çılgın değil genel görelilik kadar katı değil) zamanın etkisini açıklamaya yetmiyor şu ana kadar yapılan açıklama çünkü dediğim gibi geometrik açıdan bakarsak 10 tane fiziksel boyuta sahip bir evreni 1 tane zaman boyutu ile zaptedemezsiniz. Zaman belki gene olur fakat mantık olarak baktığınızda doğrusal olarak ilerleyemezsiniz yetersiz kalıyor. Fakat bunu 6'ya çıkardığınızda sorunsuz olarak 10 boyuta uygun olacak şekilde zaman doğrusallığını sağlayabilmiş oluyorsunuz ve eğer görselleri bulablsem çok daha iyi açıklarım ama ortaya çıkan geometri de uzay-zaman düzleminde yeterli şekilde zaman atlamalarına ve kaymalarına izin vermekte. İzin vermekte fakat yine de zamanın doğrusallığını korumaya yetmekte. Senin bahsettiğin sınırlı bir sınırlı yerine ben sınırlı bir sınırsız demeyi tercih ederim. Sınırlı ve tutarlı bir sınırsızlık olmasının gereğinin bu şekilde açıklanabildiğini düşünüyorum.




  • Teorimi?Hocam Fizik yüksek lisansı veya doktoranız mı var bir tanıdığım daha var liseli big bang i çürüttü ve Zaman Kuantum mekaniği ve Göreliliğin ayrıldığı yer değildir.Sicim kuramı açıklar ve Görelilik asıl olarak zamanı açıklar.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Engineer Berkecelik

    Teorimi?Hocam Fizik yüksek lisansı veya doktoranız mı var bir tanıdığım daha var liseli big bang i çürüttü ve Zaman Kuantum mekaniği ve Göreliliğin ayrıldığı yer değildir.Sicim kuramı açıklar ve Görelilik asıl olarak zamanı açıklar.

    Sicim kuramının açıkladığı ve genel göreliliğin asıl olarak açıkladığını bana da açıklayabilirsen sevinirim çünkü ne genel göreliliğin sahibi Einstein açıklayabilmişti ne de M teorisinin sahibi Witten henüz açıklayabilmiş değil, açıklamak için ortaya birçok fikir atıldı bunlara çoklu zaman boyutları dahil ve bunu ortaya atanlar ünlü fizikçilerdi. Fakat ben biraz daha farklı bir teori ortaya atıyorum. Ayrıca yüksek lisans veya doktoram yok olmasına ihtiyacım mı var ? Düşünebilmek için birilerinin onayına mı ihtiyacımız var artık ? Düz lise mezunu olarak düşünemeyeceğimi bilmiyordum kusura bakma.
    Kendinizi bu kadar alçakta görmeyin. Her insan zeki değildir fakat her insan birşeyleri başarabileceği gibi her insan bir fark yaratabilir. Belki benim teorim çürütelecek hatta belki profosyonel anlamda çalışan birisi çürütmüştür bile bilemiyorum, fakat en azından bunu düşünebilmiş biri olarak bir farkım olacak. Herkesin fark yaratabileceği alanlar vardır ve herkes bir şekilde fark yaratabilir bunun için birilerinin onayını gösteren kağıt parçalarına ihtiyacımız yok kafamız ve içindeki beyin yeterli.




  • Hocam neden 10 boyutu zaptetmek için 6 tane zamansal boyut düşünüyorsun bunun sebebini açıklar mısın? Yani neden 3 veya 4 tane değil de 6? Bu konularla ilgiliyimdir ancak daha sicim teorisine gelmedim sadece duyumlarım ve belgesellerden izlediğim kadarıyla bildiklerim var sicim teorisi hakkında. Açıklarsan sevinirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Fermiyon -- 15 Eylül 2012; 0:27:56 >
  • Kraven

    Konu güzel ve yerindedir. Aslında bu aralar okuduğum bir kitaptada yazanlara ışık tutar tarzda. Aslında uzun uzun yazmak isterim ancak saat geç oldu inşallah yarın sorularla geleceğim.

    Ayrıca bu noktada Ankara buluşmalarında Bahtiyar hocanın anlattıklarınıda dinledim ve gerçekten kafamda çok önemli sorulara cevap buldum.

    Mesela makro ve mikro düzeyde evren ele alındığında olay kuantumdan göreliliğe dönmekte. Küçük boyutlarda açıklanamaz noktalar var. Meselea ışık yapısının dalgalı veya parçaçık olarak kendini göstermesi. Fizikteki bu durum birçok noktayı etkimekte. her iki durumda nasıl gösterir diye soruyor insan. günümüzde ise Newton un klasik fiziğinin başta bahsettiğin evrenin bükülmesine cevap verememesi çok daha farklı bir boyut. İnan 2 gündür kafam allak bullakki bazı noktaları daha yeni çözmeye başladım diyebilirim. Açıkçası çok basit bir kafa ile gittiğimin farkına vardım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fermiyon

    Hocam neden 10 boyutu zaptetmek için 6 tane zamansal boyut düşünüyorsun bunun sebebini açıklar mısın? Yani neden 3 veya 4 tane değil de 6? Bu konularla ilgiliyimdir ancak daha sicim teorisine gelmedim sadece duyumlarım ve belgesellerden izlediğim kadarıyla bildiklerim var sicim teorisi hakkında. Açıklarsan sevinirim.

    Matematik kısmınu açıklayamıyorum maalesef. Neden 6 diye ısrar ediyorum, sebebi geometri. Yukarıda temsili çizimini verdiğim küplerin folyo olarak karşında durduğunu hayal et. Folyo ne kadar sıkıştırırsan sıkıştır bir süre sonra kendi kendine genişleyecek ve şekli bozulacaktır. Bu yüzden şeklini koruyabilmesi açısından lastik veya bant kullanman gerekecek. İşte o geometriyi sabit şekilde tutmasının yanında zamanda her yöne gitmeyi ve uzay zamandaki bozulmaları stabil hale getirmesi açısından 6 tane zaman boyutu gereklidir diyorum.
    Aslında evrendeki herşey bir geometriye bağlı ben bunu görüyorum. Altın oran dahil tüm tutarlı geometrinin spiral şeklinde olması, dünyadaki bütün enerjinin saat yönünde dönecek şekilde bir spiral oluşturması. Ortamdaki hava akımına bağlı değişmekle birlikte sigara dumanının dahi saat yönünde spiral şeklinde yükselmesi bile bir örnek gösterilebilir. Herşey bir geometriye bağlı ise ve uzay zaman dokusunun birbirine bağlı ve aynı zamanda ayrılmaz olması gerekliyse neden bu şekilde bir geometri ile olmasın dedim.

    @abdullahors84
    Sağolasın dostum. Seninde fikirlerini en kısa zamanda okumak isterim. Bahsedilen konuları aslında tam anlamıyla kavramak mümkün değil çünkü yeterince soyut düşünebilen varlıklar değiliz. O halde konuyu açıklayabilmekten çok anlayabilmemize yetecek kadar düze indirgersek bazı şeylerin kafamızda daha net oturmasına sebep olabilir. Bu illa benim teorim doğrudur değil genel anlamda herşey için kullanılabilir.




  • Şimdi ilk soruma geleyim. Eğer büyük kütleler çekim kuvvetlerinden dolayı yürngelere etkiyorsa. Bu tetikleme başka sistemleri neden etkilemiyor. F=m.a denklemini yanlışlayan sistem büyük sistemin bir parçası değilmidir. Acaba daha ileri gidersek herşey düzgün sadece bunu ifadelendiremediğimizden dolayı göreliliğe baş vurmaktayız. İyide bu noktada Kuantum devreye girmezmi. Zira bu noktada hesaba katılan sisteminde daha büyük bir sistemin parçası olduğu göz ardımı ediliyor acaba.
  • Bu farazi şekillerin üstüne fazladan bir boyut daha düşülerek 2D şeklinde izdüşümünün gösterilmesi,bunları anlama açımızdan ne kadar sağlıklı?İşte insan olarak bu kadar soyutuna yetiyoruz sanki.
    Makro ve mikro arasındaki davranış farklarını yalıtan şeyin mikrodaki şeylerin sayısının yüksekliğinden dolayı makroda bizlerin yaklaşık hesaplayabileceğimiz davranışlar sunmasıdır.Bizim için yanlışlığı fark edilemeyecek kadar az oldundan newton fiziği kullanışlı geliyor.Bundan dolayı mikro evrende olan zaman anomalilerinin makroda neden meydana gelmediği konusunda endişelenmeye gerek yoktur(ya da cahil cesareti var bende).
    Fiziksel boyutlu evrenlerdeki cisimleri bazı parametre sayılarının arttırarak bir miktar kurgulayabilsek bile şahsen ben çoğul zaman evrenlerinin davranışları hakkında beynimde doğru düzgün ipucu bile oluşturamıyorum.Tek zaman boyutunda fiziksel evren şöyle;3'den sonra her 3 boyutta bir,eldeki şeyi bir üstteki boyutun tekili yani noktası gibi ele alıp sonra 3 boyut daha çıkıp aynı şeyi tekrarlayıp 9.cu boyuttan sonra 10.cuyu hepsini kapsayan tekillik(ya da her neyse) olarak ele alınıyor galiba.Ama zaman boyutları girince salt matematik buradan sonra devam ediyor gibi.Bunu sarmalamak için 6 zaman boyutu neden lazım olabiliyor,nasıl öngördünüz tam kavrayamadım.




  • @abdullahors84

    Biri biterken diğeri devreye girmiyor işte dostum. Ortada bir çakışma var. Ne yazıkki bunun üzerinde ciddi şekilde çalışılması gerekiyor 1 hafta önce de Green ve Witten'a mail atmıştım bug buldum diye bakalım ne cevap verecekler

    @agoze
    Bunu görsel örneklendirme olmadan daha nasıl açabilirim bilemiyorum açıkçası çünkü oldukça soyut bakılması gerekiyor ve hani gerçekten zor birşey bu derece soyut düşünüp kafanda bu şekilleri kurabilmek. Bunu 3d modellemesini yapsan dahi en basit örnek olarak 6 boyutlu bir geometriyi 3 boyutlu modelleme ile 2 boyutlu bir düzlemde göstermeye çalışacağım ki ortaya anlaşılması kolay mantıklı bir görsel çıkacağını sanmıyorum. Daha önce 3dmax üzerinde bir örnek modellemiştim fakat bırak gösterdiğim kişilerin yeterince detaylı düşünüp anlayabilmesini sağlaması, bir süre sonra benim dahi kafamı karıştırmaya başladı lan bu böyle değildi böyleyse nasıl olacak vs. şeklinde.
    6 boyut kavramını ise daha önce söylediğim gibi işin matematik kısmını bir kenara bırakırsak yeterli olan geometriyi 6. boyut sağlamakta 10 fiziksel boyutu olan bir evren modelinde. Bunun üzerinden gitmekteyim. Çünkü diğer türlü benim gelebildiğim noktada evrendeki uzay zaman bütünlüğünün ve zamanın akışındaki düzenin sağlanması ile ilgili problemler çıkıyordu o nedenle 6 boyut diyorum.




  • Öncelikle okuduğum kitapta karşılaştığım birkaç durum ile alakalı soru sormak istiyorum.

    İlk olarak, Atom yapısında gözlenememezlikten dolayı hasıl olan yalıtılmışlık ve gözlem yapıldığı anda yani alıtılmışlığın ortadan kalktığı anda. Atom neden Süperpozisyonunu kaybediyor. Kitapta örneklemelerle açıklanmaya çalışılmış ancak anlamayadım tam olarak. Çok basit bir durum gibi gözüküyor ama sadece bu nokta sır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Öncelikle okuduğum kitapta karşılaştığım birkaç durum ile alakalı soru sormak istiyorum.

    İlk olarak, Atom yapısında gözlenememezlikten dolayı hasıl olan yalıtılmışlık ve gözlem yapıldığı anda yani alıtılmışlığın ortadan kalktığı anda. Atom neden Süperpozisyonunu kaybediyor. Kitapta örneklemelerle açıklanmaya çalışılmış ancak anlamayadım tam olarak. Çok basit bir durum gibi gözüküyor ama sadece bu nokta sır.

    Bu sorunun cevabı hassasiyet atomlara tutlcak herhangi birışık veya bir başka bir dalga boyu kütlesi olduğundan parçacıkların yerini değiştiriyor yani test ediyim derken yerinden etmiş oluyorsunuz atom altı parçacıkların konumlarını tabi sorunuz buysa yanlış anlamadıysam ..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KillerSoldier -- 19 Eylül 2012; 12:16:00 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Öncelikle okuduğum kitapta karşılaştığım birkaç durum ile alakalı soru sormak istiyorum.

    İlk olarak, Atom yapısında gözlenememezlikten dolayı hasıl olan yalıtılmışlık ve gözlem yapıldığı anda yani alıtılmışlığın ortadan kalktığı anda. Atom neden Süperpozisyonunu kaybediyor. Kitapta örneklemelerle açıklanmaya çalışılmış ancak anlamayadım tam olarak. Çok basit bir durum gibi gözüküyor ama sadece bu nokta sır.

    gözle görülemeyen atom yapısındaki maddelerde ki bu sır evet daha çözülebilmiş değil.Buradaki en büyük sorun algılayamadığımız boyut farklılıklarıdır sicim kuramındaki bir çok boyutu farkedemiyor ve analizini yapamıyoruz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: LE10

    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Öncelikle okuduğum kitapta karşılaştığım birkaç durum ile alakalı soru sormak istiyorum.

    İlk olarak, Atom yapısında gözlenememezlikten dolayı hasıl olan yalıtılmışlık ve gözlem yapıldığı anda yani alıtılmışlığın ortadan kalktığı anda. Atom neden Süperpozisyonunu kaybediyor. Kitapta örneklemelerle açıklanmaya çalışılmış ancak anlamayadım tam olarak. Çok basit bir durum gibi gözüküyor ama sadece bu nokta sır.

    gözle görülemeyen atom yapısındaki maddelerde ki bu sır evet daha çözülebilmiş değil.Buradaki en büyük sorun algılayamadığımız boyut farklılıklarıdır sicim kuramındaki bir çok boyutu farkedemiyor ve analizini yapamıyoruz.

    Peki cam deneyinde fotonların camdan yansıması durumundada bu kararsızlığın sebebi ne ve foton neye göre parçacık ve neye göre dalga olarak yayılır.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.