|
Bildirim
|
70 ve 80'lerde orta boylar arasında rafine bir sürüşü veren arabaydı. Senkromeçleri saat gibi çalışan, vites yolları ve vites kolu kısa, debriyajı hafif ve hassas kavrayabilen (ama yine de direksiyonu biraz ağır) bir araba sanıyorum diğerlerinden ayırt etmek için alıcı bir gözün ilk göreceği şeylerdir. Ayrıca altı PVC bazlı bitümenle kaplıydı, yol sesi almıyordu. Fiyatı da hep tuzluydu tabii.
Bu arabanın 6 silindirlilerinin de olduğunu, 2 litre olanların da yüksek sayılarda üretildiğini hatırlarsak, yüksek süratlerde önü arkası dağılmayan, balansı doğruysa direksiyonu titremeden ve korkutmadan yüksek hızlara çıkabilecek süspansiyonu olan bir arabaydı. Önde çift salıncaklı süspansiyon vardı, bu hareket halinde kararlı kamber kontrolü için önemli bir özelliktir (mesela bunu bugün istiyorsanız en azından Audi A4 fiyatı ödemek gerekir) Kaster açısı negatiftir, yani hidrolik direksiyon olsun ya da olmasın manuel direksiyon için tasarlandığını söyleyebiliriz. (Negatif kaster aynen pozitif gibi direksiyonunun toplanmasına ve seyirde de doğrusal stabiliteye olumlu etki eder. Yalnız yol eğimi varsa yukarıya doğru takip eder. Bu manuel bir direksiyonda ön lastiklerden biri habersiz patladığında önemlidir. Direksiyon yüksek kalan tarafa doğru çekme yaparak, patlayan tarafa olacak ani çekişi dengeler. Manuel direksiyonlu yılların teknolojisi, 70'lerde norm olmuştu. Audi 80, Passat hep negatif kasterlidir.) Türkiye'dekiler ise, orjinal kalitelerinden TOFAŞ kadar ayrılamsalar da tabii ki ayrı bir hikayedir. 1986'dan itibaren aksesuar seçenekleri giderek artmasına rağmen temel kalitelerin her sene daha aşağıya gittiğini düşünüyorum. Bu araba -sanıyorum- Almanya'da 1980-81'e kadar pazarlandı. Bu tarihten sonra İskandinavya için en azından 1983'e kadar üretilmiş, bu üretim Almanya'da olabilir. Bunlarda ön çamurlukta Fiat Uno'lardaki gibi bir sinyal daha vardır. İngiltere'de 84'e kadar pazarlanmış olabilir onların da ön süspansiyon düzenekleri biraz farklıdır. Rivayete göre 84 ve 85 modeller de Otosan tarafından Türkiye'ye getirilmiş veya monte edilmiştir. Ben hiç görmedim. Bildiğim en eski çok sayıdaki Otosan çıkışlı Taunus 1986 model yılıdır. Kromajlı kapı kollarından anlaşılır, renkli camlı olanlarına hiç rastlamadım. Hemen hemen Avrupa üretim kalitesindedirler, yerli üretim değil yerli montaj oldukları söyleniyordu. GL opsiyonuyla satıldılar ki "Ghia" hariç bu Avrupa'daki en üst opsiyon paketiydi. Saatli orta konsol, dört kollu dreksiyon, kol dayama, devir göstergesi, ahşap kapı detayları, "çiçek tipli" tekerlekler GL oldukları içindi. Yoksa L veya S'de bunların hepsi yoktu. Kalitesizleşme ise tamponlardaydı. Mukavemeti ve neredeyse fonksiyonu hiç olmayan siyah tamponlar daha o yıllarda pas belirtileri gösterdiler. 87 ve sonrasında Taunus S, renkli camlar, beş vitesli şanzıman, otm. vites, hidrolik direksiyonlu olanlar da üretildi. Kapı kolları siyahtır, yalnız 87'de az sayıda kromaj olabilir. Renkli camlar yeşildi, metalik bej renkli olanlarındaysa kahverengiydi. Avrupa'da eskiden kahverengi veya kırmızı olanlarda da domatez gibi yeşil cam kullanılmazdı (yeri gelmişken yazalım; bugün pahalı arabalarda umrumuzda pek olmayan bazı detaylar da 70'lerin değerleriyle kötüydü yani, sanıyorum terse dönüş en çok döşeme ve kumaş kalitesinde olmuştur.) Bunların bazılarında bulunan plastik tamponlar, ve çift kare farlı olanları (GLS) Otosan tasarımıydı. 90-93 arası P100 (kamyonet) P200 (pick-up) GT(1.6 lt) ve GTS (2 litre motor ve çift farlı) olanlar üretildi. GTS otm. ve klimalı olabiliyordu. Manuel ve klimalı GTS'ye ise satıldığı yıllarda bile ratlamadım. Bu '90 sonrası yeni versiyonlardaki en büyük negatif, arka süspansiyon tasarmının (o zaman yeni çıkan kamyonetlerde gereken yük kapasitesi için olsa gerek) kurcalanmış olmasıdır. Panhard kollu yeni tasarımda orjinal dört linkli (live-axle) sistemdeki "süspansiyon kasteri" de haşat edildi. Bu sebeple bu kasalarda arka süspansiyon konforu orjinal haliyle bulunmaz, ön taraf benzer karakteristiği göstermesine rağmen arkası serttir, arkası hafif olan bu arabalar boşken eskiye nazaran daha kararsızdır. Problem tabii ki Panhard kolu teknolojisinde değil. Bu teknoloji Saab 9-3, Audi 200, Pontiac 6000 gibi dönemin yol tutuşu başarlı ve aynı zamanda konforlu arabalarında da kullanılıyordu. Problem, yüksek süspansiyonu olan sistemlerde sistemin direksiyon ve frenle de beraber düşünülüp her şartta bir makina gibi ahenkli çalışmansını tasarlamak gerekirken, bir düzenek çıkarılıp diğeri takılınca arka süspansiyon kasteri bozuldu, salınımları da önle farklılık gösterdi. Yani üretici eliyle sanayi işi çakma bir modifiye oldu. İkinci negatifse pasa karşı koruma azaltılmıştı. ilk üç sene içinde marşpiyelleri çürüyenler oldu. 90 sonrası alacaklar olursa mutlaka marşpiyelleri, B çerçevesini, B sütununun altta kapı çerçevesindeki birleşme yerlerini kontrol etsinler. 90 öncesinde de özellikle ön ve arka camın altına ve çamurlukların üstüne baklmalılar. (Bunlar tipik pas yerleridir gözden kolay kaçmaması için, yoksa tabii ki eski bir arabada her yer kontrol edilmeli) Üçüncüsü, yeni tasarlanan iç gösterge panelinin altındaki tekmelik (kick-panel) genelde sarkıyordu, üst tarafta üfleyici yakınlarındaki bir conta da kalkıyordu. Göstergeler toz alıyordu. Yani montaj ve montaj detayları eskisi gibi kaliteli değldi. Bir de yalıtım... sınıfında pek de çeşit olmayan yerli pazarda yine de en iyiydi ama eskiden daha iyiydi. Bu arabalar daha yeniyken ve '86 modeller de 10 yaşına yaklaşıyorken yalıtım, kapıların kapanışı, panellerin montajında ve tabii ki sürüşte farkı yine de hissederdiniz. Yerli üretimerde hiç bir zaman arkada emniyet kemeri olmadı. Takılanlar da sonradan takılmıştır. Montajlarını kontrol etmekte fayda vardır. Böylece "bir marka ve bir yerli holding" programının daha sonuna geldik. Daha nice programlarda buluşmak ümidiyle. Esen kalın. |
"KEMİKLİ" bir arabadır. Şasisi oldukça sağlam ama boyası ne yazık ki OTOSAN'ın gelişme zamanından kalmıştır. Yeni gösterge paneli, 5 ileri vites kutusu ve 2.0 litre motorlusunu (GLS) bulursanız alın, zaten LPG'si de üzerindedir. 1987'nin KRAL arabası oydu. Gazetelerdeki ilanda "SOL ŞERİDİ BOŞALTIN" yazıyordu.
Parçası ve tamiratı ucuzdur. Tek sıkıntı yakıtı fazla yalmakta, teknolojisi eski ve araç yere çok yakındır. Bunu aşarsanız LPG'li bir 2.0 GLS çok güzel bir şekilde, ucuz alınabilecek ve en az 4-5 yıl daha sizi taşıyabilecek bir arabadır. Yoksa çöpe atarszınız zaten. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|