Final Fantasy VII Rebirth Türkçe Yama [DeepL] (9. sayfa)

Özelden istediğin herhangi bir yeri ekran görüntüsü almadan direk " şu şu şu şu" diye yazabilirsin bulurum ben o satırları veya kelimeleri sorun olmaz.

Rica ederim.

oyuna bir güncelleme gelmiş. yine tüm dosyaları değiştiriyor yine. yükleyip yamayı deneyeceğim. sonucu yazarım.

Denedim sorunsuz çalışıyor son sürümde.

evet bende şimdi yazmak için gelmiştim. sorun yok.

bölüm 8 de ''

ş'' ve ''İ'' harfleri bozuldu. Çeviride de gerçekten çok anlamsız cümleler var.

Temiz kurulum ile tekrar indir bende her harf düzgün.Hatalar bildirilmezse düzelmesi imkansız.Final sürüm yayınlanınca ben bitirmiş oluyorum oyunu genelde.Kusursuz bir yama olması çok zor onlarca kişinin test etmesi gerek ama gördüğün yerleri toplu şekilde veya gördüğün yer ile alakalı özelden bildirirsen muhtemelen çok kısa sürede güncelleme verilir.Hatalar var diyerek, hatalar giderilmiyor malesef.

Nasıl bir oyun yapmışlar böyle. Böyle ciddi anlamda kaliteli yapımlar gerçekten çok nadir çıkıyor. Hem görsel, hem hikaye, hem macera olarak o kadar tatmin edici ve doyurucu bir yapım olmuş ki, benzerini bulmak çok zor. Hele ki bunu üçleme yapacaklarmış, gerçekten muhteşem. İlk oyun da çok iyiydi. Bu da öyle ve daha da iyi. Tabi her oyundaki gibi bunda da ıvır zıvır görevler vs. yok değil ama yine de genel olarak çok rafine içerik mevcut. Bunu hikaye modunda ve trainer kullanarak daha da rafine hale getirebilirsiniz. Sadece harita ve yönlendirmeler tam olarak nereye gideceğin konusunda bazen sıkıntı yaşatabiliyor ama çok sık değil. Genel olarak çok ihtişamlı ve dolu dolu bir oyun. O kadar çok oynadım ve halen gameplay videosuna göre üçte birini tüketmişim, bu gerçekten inanılmaz bir şey. Keşke mini oyunlar ve ıvır zıvır görevler de olmasaydı. Mümkün olduğu kadar onlara bulaşmadan ilerlemeye çalışıyorum. Her zaman mümkün olmuyor ama. FINAL FANTASY 16'nın görsel kalitesi o kadar çok övülmüştü, halbuki bu oyunun görsel kalitesi ve sanat tasarımı ondan çok ama çok daha üstün ve yüksek düzeyde.

Malesef FF7 remakete aynı durum vardı.Ivır zıvır görevler çok fazla vardı ve çok niteliksizlerdi.Oynayan herkes sadece ana hikaye ve karakter odaklı oynuyor zaten.Square Enix'in de becerisi bir yere kadar.

Oyun süreleri hakkında yazdığımız bir parça: (Oyun süresi uzatma hakkında aslında)

"Oyun süreleri hakkında aklıma bir şey geldi. Eskiden oyunlar bu kadar uzun değildi. Zaten o dönemin şartlarında da yapılmaları kolay değildi. Bu nedenle oyunların içine mecburen oyun süresini arttıracak, oyuncuyu oyalayacak, oyunu dolduracak şeyler koyuluyordu.

Şimdi teknoloji, grafik kalitesi vs. gelişti ama o nispette de maliyetleri ve yapılmalarındaki zorluk arttı. Fakat ne oldu? Aslında eskiden de olan problem farklı bir tarzda aynen devam ediyor. Şimdilerde ise öyle 3-5 saatlik oyun süresine kimse kanaat etmez oldu, hatta ben 10-15 saatlik dolu dolu oyun süresi için bile "kısaymış!" diyenini biliyorum. 30-50-60 satlik oyun süresi istiyor oyuncular. Hatta dikkat ederseniz, daha oyun çıkmadan yapılan tanıtımlarda "bu oyun bize kaç saatlik oyun süresi sunuyor?" şeklinde sorular yer alıyor ve firmalar da bu tür kriterlerle oyunların takdim edilmesi karşısında, kendilerini oyun süresini olduğundan çok daha fazla arttırmaya mecbur hissediyorlar. İyi ama oyun süresi ile bir oyunu değerlendirmek çok yüzeysel ve hatta çok yanlış bir kriter aslında. Çünkü herkes bilir ve takdir eder ki (bilmesi gerekir ki!) sayı ve süre arttıkça kalite düşer! Dolayısıyla kısa oyun süresini adam yerine koyup kıymet vermeyen ve almaya değer görmeyen oyuncu kitlesi karşısında (yani bunun sebebi oyuncular bir yönüyle dikkat ederseniz) firmalar ne yaptılar veya ne yapmak zorunda kaldılar dersiniz! Yeni oyunları içerik ve görsel açıdan kalitesi yüksek olarak yapmak çok maliyetli, e oyuncu da kısa sürelere razı olmuyor! (Halbuki oyun süresi, kalite de doğru orantılı olarak artarsa ancak bir mana ifade eder!)

Çözüm basit ve kullanışlı: Doldurun oyunun içini bir sürü bulmacalarla, sürekli 50-100 kere tekrar eden aynı oyun mekanikleriyle, kapı açtırmaca, anahtar aratmaca vs. ile. Aslında oyunların en verimli ve keyifli olarak sunulmasına imkan olan bu dönemde, bahsettiğim sebeplerle (oyuncu aç gözlülüğüyle ama bu yüzeysel bir aç gözlülük, gerçek kalite ve keyfe olan bir talep değil!) iş böyle gerçekleşmedi...

Not: Düşündüm ki, "oyuncu aç gözlülüğü" tabiri, mevcut durumu tasvir etmek için çok da uygun düşmüyor. Bunu şu şekilde ifade etsek daha uygun olacak: Malum, özellikle son yıllarda oyun fiyatları çok arttı. Dolayısıyla oyun satın alacak bir kişi de haklı olarak "Eğer bu kadar çok para vereceksem, bunun karşılığını almalıyım!" diyor fakat bence parasının karşılığını "uzun oyun süresi" gibi yanlış bir yerde arıyor, halbuki parasının karşılığı oyun süresinde değil, oyun kalitesindedir. Kalite ise çoğu zaman sayı ile (bizim konumuzda süre ile) ters orantılıdır. (Bir de tabi, kaliteli bir oyun içeriğinin, olması gerekenden çok daha uzun bir sürede sunuluyor olmasının, o kaliteyi aşağıya çeken bir unsur olduğunu kabul etmek gerek.)

İşte tam da bu yüzden benim için en iyi oyun deneyimidir Detroit Become Human, o anlamda birinci sırada gelir. Hikaye odaklı ve anlamlı, kayda değer, tekrar etmeyen, özgün, sürükleyici, eziyet etmeden oynanabilir ve akıcı olarak ilerlenebilir ve sizi heyecan ve merakla sürükleten bir içerik sunan ve zihninizde, kalbinizde, ruhunuzda iz bırakan ve içinize işleyen yapımları seviyorum. Bu nedenle bazılarının film diye geçtiği ve oyun yerine bile koymadığı Detroit Become Human, benim için en iyi oyun deneyimi olmuştur. Çünkü bir oyunda ne hissetmek istemişsem onu hissettirip yaşattırmayı başarabilmiştir. Tabi bir aksiyon fps gibi değil, o anlamda eksik kalıyor, yani tamamen serbest kontrol anlamında ama o kadar dolu ve tamamen interaktif bir deneyim sunuyor ki, tekrar eden ve anlamlı, kayda değer bir içerik sunmayan FPS oyunlarına bin kat daha tercih ederim. Birşeyler yapma (oynanış) ve hikaye ve akışa etki etme (interaktiflik, etkileşimde bulunma) öğelerini sinematik unsurlarla en iyi harmanlayan yapımdı deneyimlediğim. Demem o ki, daha rafine (arıtılmış, damıtılmış, inceltilmiş, ince, saflaştırılmış) olması gerekiyor deniyor ya Silent Hill 2 Remake için, işte Detroit deneyimi baştan aşağıya rafine bir deneyim, tamamen özgün, hiç tekrar etmiyor, tempo düşmüyor, aksiyon-sinematik-oynanış-hikaye dengeleri ve yoğunlukları, interaktif bir oyuna göre (yani kategorisine göre) çok başarılı bir kıvamda. Tam anlamıyla paranızın her kuruşunun karşılığını alabileceğiniz bir deneyim. İçinde en ufak bir çer-çöp, gereksiz ve oyalayıcı sahne veya manasız oynanış mekanikleri vs. asla barındırmıyor. Yaklaşık 11 saatlik oyun deneyimini, yüzlerce alt dala ayrılan 2000 sayfalık senaryosuyla, en küçük bir kalite düşüklüğü olmadan sunabilmeleri emsaline çok az rastlanan bir iş. Bu yapıma yaklaşan ve neredeyse aynı kalitede deneyim sunan sadece iki iyi oyun var: Beyond Two Souls ve Heavy Rain. Hiçbir oyun ve filmi birden fazla kez oynama, izleme alışkanlığım yokken, bu üç oyun bana âdetimi bozdurdu. Detroit'in 11 saatini (hadi isim vermeyeyim) bu öğeleri barındırmayan bir başka oyunun 60 saatine değişmem."

Yapay oyun süresi uzatma ubisoftun halt yemesi.Keyif almaya girilen oyundan bir an önce bitsine dönüyor.Çok fazla oyunda var artık ve uzun oyunlara artık şahsen girmiyorum çok fazla ilgimi çekmiyorsa.Eskiden bir şekilde oynardım katlanıp artık uğraşmıyorum ve bu sayede boşa zaman harcamışda olmuyorum.

Bu yüzden rafine kelimesini çok sevdim. Tam yerinde. Yani saf, katışıksız, gereksiz, çer-çöp olmayan hali. Bize bu lazım. Ama öyle değilse de, dez avantajlarına rağmen, çer-çöp ve meşakkatli halinden uzaklaşmak için, çok daha tercih edilebilir olan birçok yöntemleri devreye koyuyorum başta trainer olmak üzere. Hikaye modu seçmek zaten ön şart ama çoğu oyunda hikaye modu da çok fazla hammallık içeriyor ve gereksiz zor. O yüzden en iyisi trainer kullanmak. Bazıları sabırsızlık ve oyunları sindirerek, tadını çıkararak oynamamak olarak tanımlamışsa da, hammaliye ve manasız bir sürü iş, görev ve mini oyun veya bulmacayı ben zaten keyifli bir iş değil, eziyet ve sıkıcı ve tahammül edilmez şeyler olarak görüyorum. O yüzden benim için geçerli değil bunlar. Yahu sokakta kedi aramanın nesinin tadını çıkartacağım?! (Misal verdiğim bu görev bir Final Fantasy 7 Remake yan görevi. Atla ve yapma gitsin o aptal görevi. Ne hikayeye katkısı var, ne sana bir şey katıyor. Yani o kadar akla ziyan ki, nerede olduğunu bilmediğin kedileri kalabalık sokaklarda arayıp duruyorsun, en sonunda bulunca ve yanına yaklaşınca kaçıp gidiyor! Nereye gittiği de belli değil. Ve bu defalarca tekrarlanıyor! En sonunda pes edip, yenilgiyi kabul ettiğinde ve kedileri bulamadığını küçük çocuğa söylediğinde, hemen ardından kediler kendi kendilerine çıkıp geliyorlar!) Kim tadını çıkartıp keyif alıyorsa alsın ama benden uzak olsun. İnsanın hayal gücünün olması iyidir ama o hayal gücü aptal, ahmak da olmamalı, biraz ayakları yere basmalı. Misal, bilim-kurgu sosu serpip, hayali bir simülasyon olduğu bilgisini verip size pembe dizi seyrettiren, abuk subuk bir stand-up seyrettiren bir diziden haz etmem. Bilim kurgu diye hiç izlemem çünkü hatice değil, netice önemli.

Hocam valla ellerine sağlık, ücretli yama yapanlara tek başına taş çıkarırsın ellerin dert görmesin 

Teşekkürler... Destek yapılmıştır :)

Teşekkürler,keyifli oyunlar.

çoğu yerde sen yerine siz şeklinde hitap ediliyor onların hepsi sen diye düzeltilebilir siz şeklinde hitap çok az olduğu için çok daha az sırıtacaktır.

Baştan sona oyunun oynanyıp sahnenin izlenmesi gerek onun için.Final sürümde düzelir onları çünkü bizzat oynamam gerek.Deepl şahıs kısımlarını anlayamıyor doğal olarak oyunu veya karakteri tanımadığı için.

hocam CRISIS CORE FINAL FANTASY VII REUNION deepl çevirisi yapabilir misin zor değilse?