Şimdi Ara

Edebiyat dersinde okunabilecek şiirler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
21.312
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • arkadaşlar edebiyat dersinde hocamız derste okumak için şiir getirmemiz gerektiğini söyledi.üst üste okumak değilde öğrencileri ders baydığında biri çıkarıp okuyacak sonrasında derse devam işte.
    bakındım biraz ama pek güzel bir şey bulamadım varsa tavsiyeleriniz çok makbule geçer.çok uzun veya çok çok kısa olmasın mümkünse.çok da abartılı duygusal olmazsa süper olur.
    teşekkürler iyi forumlar



  • Yapay Zekanın Yanıtı

    Okulda ve Edebiyat Dersinde Okunacak Şiirler

    Okul hayatınız boyunca edebiyat derslerinde ve diğer derslerde çeşitli şiirlerle karşılaşacaksınız. Bu şiirler, dil becerilerinizi geliştirmenize, edebiyat anlayışınızı artırmanıza ve duygusal zekanızı geliştirmenize yardımcı olabilir.

    Lisede Ezberlenecek Şiirler

    Edebiyat derslerinde sıklıkla ezberlenmesi gereken şiirler yer almaktadır. Bu şiirler, ünlü şairler tarafından yazılmış klasik eserlerdir ve edebi mirasımızın bir parçasıdır.

    Sınıfta Okunabilecek Şiirler

    Sınıf ortamında okunabilecek şiirler, öğrencilerin tartışmasına ve analiz etmesine olanak tanır. Bu şiirler, farklı temaları, şiir tekniklerini ve kültürel bağlamları keşfetme fırsatı sunar.

    Okulda Okunacak Şiirler

    Okulda okunan şiirler, öğrencilere edebiyatın gücünü ve dilin ifade etme yeteneğini göstermeyi amaçlar. Bu şiirler, çeşitli yazarlardan seçilebilir ve öğrencilerin hayal gücünü ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.

    Derste Okunacak Şiirler

    Derslerde okunan şiirler, müfredatla ilgili kavramları ve temaları desteklemek için kullanılır. Bu şiirler, tarih, toplum bilimleri ve hatta matematik derslerinde bile bulunabilir.

    Şiir okumak, genel eğitim deneyiminizi zenginleştirebilir. Edebiyat anlayışınıza derinlik katar, dil becerilerinizi geliştirir ve dünyayı yeni bir perspektiften görmenize yardımcı olur.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

    " O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.

    Demeyeceksin işte.

    Yaşarsın çünkü.

    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

    Çok sevmeyeceksin mesela.

    O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle O daha az sever seni, Senin O'nu sevdiğinden.

    Çok sevmezsen, çok acımazsın.

    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

    Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...

    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın.

    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde.

    Paldır küldür yürüyebileceksin.

    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

    Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.

    "O benim." diyeceksin.

    Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak.

    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.

    Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da cennete ait olacaksın.

    Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.

    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.

    İlişik yaşayacaksın.

    Ucundan tutarak...


    Can YÜCEL


    Bu şiir çok hoşuma gidiyor ara ara açıp okurum




  • @aRFa
    Teşekkürler güzel şiir ama anadolu teknik lisede okuyanlar bilirler erkek yoğunluğunu :) o yüzden dalga geçilecek duruma düşmeden daha odunca şiirler olursa daha güzel olur
  • attila ilhan-can yücel-nazım hikmet şiirlerine bakabilirsin.güzel oluyolar genelde.
  • Otuz Beş Yaş veya Gün Eksilmesin Penceremden'i dene. Özellikle ikinci şiir cok kısa, ezberlemek de kolay olur.

    Ezberin iyiyise Çanakkale Şehitleri'ne..
  • Tezatlar Destanı
    Yeni bir destan eyledim icad
    Dinleyen ahbaba yadigarım var
    Mahzun gönülleri etmek için şad
    Ağlarım sızlarım ah u zarım var

    Yüz bin deve gelir gider katarım
    Nerde akşam olur orda yatarım
    Her ne ister isem alır satarım
    Kimse karışamaz ihtiyarım var

    Ben icadeyledim havayı yolu
    Yazda ferahlarım sağ ile solu
    Kırk mağazam vardır rüzgarla dolu
    Kafdağı ardında Bit-Pazarım var

    Görmediğim şeyi asla sezemem
    Korku bilmem hiç yalınız gezemem
    İcabetse kendi adım yazamam
    Katiplikte gayet iştiharım var

    Gözüm ışıklıdır güne dayanmaz
    Aklım çoktur amma kimse beğenmez
    Asılmağa gitsem sicim inanmaz
    Böyle yüz bin ahbap yüz bin yarim var

    İbadet eylerim namazı kılmam
    Temizlik severim lekemi silmem
    Ömrümde zararsız günümü bilmem
    Her senede yüz milyonluk karım var

    Düştüğüm yok hiçbir düşman kasdine
    Kaçsam kimse geçiremez destine
    Kuvvetliyim keçe kilim üstüne
    Yaya yürümeğe iktidarım var

    Sözüm lezzetlidir hatırlar yıkmaz
    Yalan da söylesem dinleyen bıkmaz
    Uykuda kötü söz ağzımdan çıkmaz
    Büyük küçük tanır namus arım var

    Parasız kalanlar bana el verir
    Çok köprülü sular geçsem yol verir
    Evvel param alır sonra mal verir
    Her tüccar yanında itibarım var

    Cömertlikte yoktur misl ü menendim
    Herkes kesesinden yesin efendim
    Yalınız yatmaktan bezdim usandım
    Odamda yüz güzel gülizarım var

    Her kim saz çalarsa aşık bilirim
    Dilsiz adamları sadık bilirim
    Herkesten kendimi faik bilirim
    Kibrim yoktur amma az vekarım var

    Sarhoş olup meyhanede susmalı
    Bir iyilik gördüğünde küsmeli
    Adam öldürenin tüyün kesmeli
    Böyle akla yakın çok kararım var

    Göze ilaç verdim yaşı akmadı
    Az açıldı amma doğru bakmadı
    Yüz hastaya baktım biri kalkmadı
    Doktorlukta büyük iftiharım var

    Sorman arkadaşlar benim kederim
    Ta ezelden tersinedir kaderim
    Hanemiz fevkinde durur pederim
    Biraz hasretliyim intizarım var

    Lazım olan şeye zihnim yormadım
    Kendi hanem yolum ile sormadım
    Adın işitmedim kendin görmedim
    Gönlüm eğler birkaç kafadarım var

    Haklı haksız bir söz altında kalmam
    Hırsızlık da etsem açıktan çalmam
    Aldığımı vermem verdiğim almam
    Yeni alışveriş intişarım var

    Huzuri sözlerin halli muhaldir
    Manasın anlıyan ehl-i kemaldir
    Ben de bilmem ne devlettir ne maldır
    Bitmez hesap olmaz bunca varım var

    Yusufelili Huzuri




  • Teşekkürler arkadaşlar hepsine tek tek bakıcam.
    @keremg
    çok uzun hocam
    @alp eren
    yaş 35 i bir arkadaşım yaptı ama diğerine bakıyorum hemen

    bu arada ezbere gerek yok
  • Gün eksilmesin penceremden tam istediğim gibi.
    teşekkürler hepinize.
    başka öneriler gelirse onlara da bakacağım arkadaşlar.
  • Uzundur ama farklı olduğu için paylaştım. Ben de lisedeyken bunu okumuştum

  • Gün çekildi pencerelerden;
    Aynalar baştan başa tenha.
    Ses gelmez oldu bahçelerden;
    Gök kubbesi döndü siyaha.

    Sular kesildi çeşmelerden;
    Nerden dolacak bu taş nerden,
    Nergislerin açtığı yerden
    Ey kuş uçurtmıyan ejderha?

    Ne yardan geçilir, ne serden;
    Korkuyorum bu gecelerden.
    Bel bağladığım tepelerden
    Gün doğmıyabilir bir daha.


    Korktuğum şey / Cahit S. TARANCI



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cefucsa -- 12 Ocak 2010; 22:30:21 >
  • Daha kısa kolay ezberlenecek bir şey var mı arkadaşlar???
  • HERKEZ GİBİSİN

    gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin

    gönlümle baş başa düşündüm demin;
    artık bir sihirsiz nefes gibisin.
    şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
    akisleri sönen bir ses gibisin.

    mâziye karışıp sevda yeminim,
    bir anda unuttum seni, eminim
    kalbimde kalbine yok bile kinim
    bence artık sen de herkes gibisin

    Nazım HİKMET

    http://www.youtube.com/watch?v=xswIviU_nB8&feature=player_embedded

    Not:Video işini beceremedim galiba Linkten izleyiverin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Odesca -- 12 Ocak 2010; 22:30:43 >




  • Ya aşk felan değilde doğayı anlatan pastoral bir şiir var mı arkadaşlar şöyle kısaca???
    Teşekkürler...
  • monna rosa,siyah güller,ak güller;
    geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
    kanadı kırık kuş merhamet ister;
    ah,senin yüzünden kana batacak,
    monna rosa,siyah güller,ak güller!

    ulur aya karşı kirli çakallar,
    bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
    monna rosa,bugün bende bir hal var,
    yağmur iğri iğri düşer toprağa,
    ulur aya karşı kirli çakallar.

    açma pencereni,perdeleri çek:
    monna rosa,seni görmemeliyim.
    bir bakışın ölmem için yetecek;
    anla monna rosa,ben öteliyim...
    açma pencereni,perdeleri çek.

    zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
    saat on ikidir,söndü lambalar.
    uyu da turnalar gelsin rüyana,
    bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
    zaman çabuk çabuk geçiyor monna.

    zeytin ağacının karanlığıdır
    elindeki elma ile başlayan...
    bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
    sıcak ve minnacik yüzündeki kan,
    zeytin ağacının karanlığıdır.

    ellerin,ellerin ve parmaklarin
    bir nar çiçegini eziyor gibi...
    ellerinden belli olur bir kadın.
    denizin dibinde geziyor gibi
    ellerin.ellerin ve parmakların.

    zambaklar en ıssız yerlerde açar,
    ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    işıksız ruhumu sallar da durur,
    zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    akşamları gelir incir kuşları,
    konarlar bahçemin incirlerine;
    kiminin rengi ak,kiminin sarı.
    ah,beni vursalar bir kuş yerine!
    akşamları gelir incir kuşları...

    ki ben,monna rosa,bulurum seni
    incir kuşlarının bakışlarında.
    hayatla doldurur bu boş yelkeni
    o masum bakışlar...su kenarında
    ki ben,monna rosa,bulurum seni.

    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
    henüz dinlemedin benden türküler.
    benim aşkım uymaz öyle her saza,
    en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.

    artık inan bana muhacir kızı,
    dinle ve kabul et itirafımı.
    bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    alev alev sardı her tarafımı,
    artık inan bana muhacir kızı.

    yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
    meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    bir gün gözlerimin ta içine bak:
    anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
    yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

    altın bilezikler, o korkulu ten,
    cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
    bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
    bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
    altın bilezikler o korkulu ten!

    sezai karakoç




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vicdani Yurdakuler

    monna rosa,siyah güller,ak güller;
    geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
    kanadı kırık kuş merhamet ister;
    ah,senin yüzünden kana batacak,
    monna rosa,siyah güller,ak güller!

    ulur aya karşı kirli çakallar,
    bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
    monna rosa,bugün bende bir hal var,
    yağmur iğri iğri düşer toprağa,
    ulur aya karşı kirli çakallar.

    açma pencereni,perdeleri çek:
    monna rosa,seni görmemeliyim.
    bir bakışın ölmem için yetecek;
    anla monna rosa,ben öteliyim...
    açma pencereni,perdeleri çek.

    zaman çabuk çabuk geçiyor monna;
    saat on ikidir,söndü lambalar.
    uyu da turnalar gelsin rüyana,
    bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
    zaman çabuk çabuk geçiyor monna.

    zeytin ağacının karanlığıdır
    elindeki elma ile başlayan...
    bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
    sıcak ve minnacik yüzündeki kan,
    zeytin ağacının karanlığıdır.

    ellerin,ellerin ve parmaklarin
    bir nar çiçegini eziyor gibi...
    ellerinden belli olur bir kadın.
    denizin dibinde geziyor gibi
    ellerin.ellerin ve parmakların.

    zambaklar en ıssız yerlerde açar,
    ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    işıksız ruhumu sallar da durur,
    zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    akşamları gelir incir kuşları,
    konarlar bahçemin incirlerine;
    kiminin rengi ak,kiminin sarı.
    ah,beni vursalar bir kuş yerine!
    akşamları gelir incir kuşları...

    ki ben,monna rosa,bulurum seni
    incir kuşlarının bakışlarında.
    hayatla doldurur bu boş yelkeni
    o masum bakışlar...su kenarında
    ki ben,monna rosa,bulurum seni.

    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
    henüz dinlemedin benden türküler.
    benim aşkım uymaz öyle her saza,
    en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
    kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.

    artık inan bana muhacir kızı,
    dinle ve kabul et itirafımı.
    bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    alev alev sardı her tarafımı,
    artık inan bana muhacir kızı.

    yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
    meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    bir gün gözlerimin ta içine bak:
    anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
    yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

    altın bilezikler, o korkulu ten,
    cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
    bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
    bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
    altın bilezikler o korkulu ten!

    sezai karakoç

    +1
    burda bu şiire rastlayacağımı düşünmezdim ...
    tek geçerim... helal olsun

    not: şiir akrostiştir... hikayesini google dan aratıp okuyun derim




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.