Şimdi Ara

Din ve İnançlar Üzerine (14. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
362
Cevap
20
Favori
13.379
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Okumamak suç, okumak ise daha büyük suç,
    önce içindekileri kabul et sonra oku anla
    anlamak istersen benim gibi anla
    geçmiştekiler nasıl anladı ise o şekilde anla.
    soru sorma sen kulsun bilemezsin
    böyle sorular sorma ,sen kafirmisin nesin..
    "okudum ,bak orada "siyah" yazıyor"
    hayır hayır siyah yazdığına bakma aslında beyaz demek istemiş, bazen gri olur, kırmızı olur..
    o cümlenin anlamı için 140 ciltlik kitap yazmışım ,benden iyi mi bileceksin, bu işin ilmi var..
    şimdi 240 ciltlik yazıyorum..
    anlaşıldı bu işi kıvıramayacaksın en iyisi okumuş gibi yap ve kabul et böylesi daha iyi, ben senin yerine de okurum.
  • Ben 1950 doğumluyum. Sağ ve solu da çok insandan iyi tanırım. Çünkü her iki grupla da tartışırdım.

    Rockefeller' in açıklamaları olsun olmasın yaşananlar onların benzerleridir. Onları bir tarafa bırakırsak, Rockefeller 'in yine kendi sözü olmuş olmamış olsa bile, ben dikkatleri şu satıra çekmek istemiştim.

    Rock Feller: "Aslında insanlar tarih kitaplarını okusalar, BÜTÜN GERÇEĞİ GÖRECEKLER ama insanoğlu için duyduğuna İNANMAK yeterlidir. Okumak çok zor gelir." demiş!

    - Bir kısım insan okumadan duyduklarına inanıyor. Çok az bir gurup da okuduklarına inanıyor.

    Okuduğuna inanmak değil, okuduğunu da sorgulayabilen akıllar gerek.

    İnanan kesim, Mevlâna Hazretleri, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri diyorlar da, Mesnevide veya Marifetname de Hazretlerin neler yazdığına bakan var mı? İkisi de Müslümanlar için iyi bir şeyler yazmamışlar!

    Marifetname' nin ana konusu: ANATOMİ İLMİ (İlm-i Teşrih) diyor!
    Hem ilimle din/inanç karşılaştırılamaz, Anatomi ilmiye dini, inancı birleştirip açıklayabiliyorlar. Tabi ki çarptırarak.
    Şöyle ki!

    Sayfa: 65
    "... Zira, Allah (Alkan)' ın kudreti ile ulvi cisimlerin süfli cisimlerde çeşitli tesirleri daima birbirini takip ettiğinden BÜTÜN HALKIN şekli ve durumları, ahlak ve tavırları HENÜZ anaların rahimleri içindeyken TESADÜF EDEN baht ve taliileri TESİRLERİ ile ortaya çıkmıştır ki, ANA karnına nutfe/sperm düştüğü saatte baba ve ananın talii ne işte ise ve birbirlerinin yıldızı neye bakıyorsa nutfenin zatına (DNA'sına) tesiri ile NAKŞEDİLİR..."

    Sayfa: 485'de "Nakşibendicilik" edilmiş. Nakşıbendilicilik de, bilindiği gibi Tarikat.

    Evrim Teorisinde değil, kanununda tesadüf olmasa, çocuklar babanın kopyaları olurlar!

    Aynı yumurta ikizleri nerede ise birbirinin kopyasıdırlar. Çünkü ya aynı anda yumurtanın içine birlikte iki sperm girer, ya da arkası arkasına girer. Ayın etkisini sular üzerinde, met ve cezir' i herkes biliyor. Sular karaları üstünde, kan da bedenin üstünde sıvı olduğu için, ayın o anki konumu suları nasıl etkiliyorsa spermin içini "erkek: o+, dişi:>,
    DNA sarmalını ve genleri de etkiliyor."

    "... Zira o nutfe/sperm, ceninin cisminin/bedeninin LEVH-İ MAHFUZUDUR. Levh-i Mahfuz bu alemin AYNASIDIR/aynısıdır...Nitekim Habib-i Ekrem (S. A. V.) Hazretleri: <<Said, anası karnında SAİDDİR. Şaki anası karnında ŞAKİDİR>> buyurmuştur. Herkesin taliinin tesirini REMZ ile duyurmuştur. Çünkü halkın bütün şekilleri, vasıfları, FELEKİ konumları gereğince rahimlerde muhtelif bulunmuştur..."

    1. Ana-babanın çocukları olabilir mi?
    - Spermin içinde erkek "o+", dişi ">", DNA ve genler yok mu? Bu sperm babadan geçtiğine göre, babanın DNA'sı ve genleri olduğuna göre, o spermden çocuk denilen yeni bir birey mi çıkar, yoksa erkek veya dişi beden mi çıkar? Bitki tohumları da aynıdır, hayvan tohumları da aynıdır!

    -Bu kadarcık yazıyı anlamayanlar, her alanda bilgi-ilim satıyorlar!




  • Bilimsel bir bakış açısı.
     Din ve İnançlar Üzerine
  • @eloko bilimsel zihniyetle hazırlanmayan yarısını okuyabildiğim kitap. Dikkatli okursanız üstte getirdiğiniz örnekte tuhaflıklar var. Devam etsem daha tutarsızlıklar var ama yazmadım. Bu kitap dürüstçe değil. Halbuki yazarı değerli yazıları olan bir hanıfendi. Bir gazetedeki yazıları da (din hakkında) kitaplarıyla uyumlu değil.
  • Kitap nötr bakış açısı ile yazılmış, yani bir çeşit tarafsızlık, bilim öyle olmalı zaten.
    Tuhaflık hangi konularda?
    Ayrıca "tuhaf" ne demek anlamadım, teknik bazı yanlışlıklar mı var?
  • Nötr bakış açısı kesinlikle yok. Çığ kaynaklara ulaşabilen bir yazar. Sümerlerin Türk olabilecekleri ile ilgili yazısı güzeldi. Mantıklı olmaya çalışıyordu devamlı. Konu dine gelince Çığ nedense değişime uğramış gibi. Tarafsız olabilse mükemmel denilebilecek eserler koyabilir ortaya. Sayın eleko resmini koyduğunuz kitabın bilim tarihçileri nezdinde hiç ilgi çekmeyeceğini sanıyorum. Çektimi ilgi çekmedi mi bilmiyorum. Ama kitap diğerleri ordinaryus ise ilkokul öğrencisi yazmış gibi.

    Bu çeşit konularda tartışma gibi bir amacım yok. Tartışma olunca aha şunu da söyle aha bu da var gibi yöne kayıveriyor. Ben de her bir iddiayı inceleyecek durumda ve seviyede değilim. Ama Çığ ın hemen her yazdığı iddia yorum can sıkıcı. Can sıkıcı derken işime gelmediği için değil. Ciddiyetsiz olduğu için. Anlıyorum ki yazar beni belli bir şekilde düşünmeye sevketmeye çalışıyor. Amaç bu olunca kaynakları yorumları ona yönelik oluyor.

    Kur an tarih kitabı değil. Ama İlkçağlarla ilgili bilgiler var. Ve Çığ ın anlatmak istediğinin tersine ilginç doğrular var. Haman meselesine bakın.

    http://kurandaceliskiyoktur.com/2007/01/09/firavun-ve-haman/

    Çığ ve benzerleri işlerine gelince Kur an ın önceki dinlerden örnek alınarak yazıldığını söylüyorlar. Adını verdiğiniz kitabın adı bile bunu anlatıyor. Köken Sümer diyor. Zıtlıkları bile köken olarak vermekten hiç çekinmiyor. Benzerlikler zaten suç. Allah ismi Sümercede olsa sanki aleyhte bir durum var gibi ima ediyor. Halbuki aleyte birşey yok. Hz. İbrahim Kur an da tek Allah a inanıyor. Sümer belgeleri tasdik etse aleyhte bir durum yok. Sümer belgeleri tersini söylese yani Hz. İbrahim in tanrısı haşa aracı olsa Kur an ın kökeni Sümer yazıtları olmayacak. Dikkat edildiğinde yeterli belgesi yok. El Fuego tek kişilik ümmet dedi Hz. İbrahim için. Başka yorumlar yapması gerekiyor. Ama yapmıyor. Babanın tanrısI evin tanrısı aynı zamanda. Ozaman çocuklarının tanrısı da aynı tanrı oluyor. Veya çocukları korkuyor ve söyleyemiyor inançlarını. Ateşe atılma durumları var. Hz. İbrahim kurtuldu ama ilk müslümanlar gibi gizli olma durumu da olabilir. Hz. İbrahim in tanrısı diyen biri konuya göre bir vurgu yapmış olabilir de. İhtimal tabii. Gel sende Hz. İbrahim in tanrısına inan da diyebilir. İncelenmediğini düşünüyorum. Herşeyden önce Hz. İbrahim in tanrısı diğerleri aracı olduğundan o da aracı olmalı diye yorum yanlış. Belgelerinin sağlam olması gerekir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ar_tryk -- 15 Ekim 2013; 0:32:36 >




  • birturk B kullanıcısına yanıt
    Hocam kusura bakmayın, telefonda olduğum için sondan başlayarak geri gelirken mesajınızı gördüm.

    Marifetname'yi gördüğüm yerde elim ayağım titrer. Saçmalıklar yığını bir kitap. Bazı arkadaşlar vardı da, bu eseri bilim geçmişimizde göstermeye çalışıyorlardı; bilim adına yalnızca utançtır marifetname.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu kitabı örnek olarak verdim ve bilmeyen varsa alıp okur.
    Muazzez hanım İbrahim peygamber kitabının sonuna şunları yazmış;


    Kuşkusuz yaptığımız bu çalışmada bazı eksiklikler, gözden kaçanlar
    olmuştur. Diğer taraftan yazılı belgeler, arkeolojik buluntular üzerinde
    süren araştırmalarla bu konulara yeni açıklamalar gelebilecektir. Bunların
    araştırılması, düzeltilmesi, tamamlanması yeni kuşaklara kalıyor.
    Onların da açılan bu yolda çalışmaları devam ettireceklerine güvenerek
    sözlerimi bitiriyorum


    Bu tür yayınlar Türkiyede az sayıda..
    bu kitap din kitaplarının veya Kur'an ın eleştirisi falan değil, bir inceleme..
    eleştiri okumak isteyen Şeriat ve Kadın kitabını okuyabilir,

    "Haman" olayını tam bilmiyorum ama din kitabında olan herşey yanlış diye birşey olamaz..kanıtlarla beslenmeside gerekli değil, delil kanıt aranmaz.
    sonradan yazılı kanıtların veya belgelerin çıkması ve din kitabında yazanlarla uyumlu olması " gökten mesaj" geldiğinin kanıtı olmaz, en fazla din kitabının yazarları doğru söylemiş" sonucu çıkar.
    doğru olması inanmayı gerektirmez ,öyle olsa kanıttan öncekilerin günahı ne diye sormak lazım.




  • Lütfen okuyun hata var ise tekrar konuşuruz

    Yanlış anlaşılmasın ancak din ve inancı mantık üzerine oturtmaya çalışmak bir noktada yanlış. Zira islam inancı olan ve mantıksal bir platforma oturtmak isteyen arkadaşlarda çok bilgili değil bende dahil. Zira İslam inancı veya diğer inançlar önce kabullenme ister. Kur'an ise sadece anlayabileceğimiz kadarıdır. Yani aslında anlayabileceğimizden fazlasıdır. Ancak biz çok yavaş ilerliyoruz. Ayrıca bizim irademiz elimizin uzandığı yere kadardır.

    Mesela Allah ın sekiz subuti sıfatı vardır. Bu sıfatlar insandaki gibi değildir biz irade ederiz düşünürüz ama bunlar bir arada değildir. Düşünmek Allah ın düşünmesi gibi değildir. Zira Allah 8 tane Subuti sıfatla aynı anda tecelli eder yani Onun irade etmesi demek o olayın olması demektir. Aynı anda görmesi, işitmesi, duaya icabet etmesi oldurması hepsi sekiz subuti sıfatın içerisindedir. Ancak bizde sadece basit bir irade mevcuttur dolayısı ile mantık üzerine oturtma çabalarının bir çoğu yanlış taraflara kaymış durumda. Bir yaratıcıyı kainatın içinden düşünemezsiniz. Kainat ise bizi alakadar eden kısımdır. Zira Allah bu kainatı fiziksel gerçeklikler üzerine yaratmıştır. Elbet mucizeler akla yakınlaştırmak içindir. Bu noktada konu dağılıyor yanlış anlaşılmasın sonunda toparlayacağım

    Mesela Kur'an da Belkısın tahtından basedilir. Örneklerle gidelim.

    “Cinlerden bir ifrit, ‘Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var.’ Dedi. Kitaptan ilmi olan kimse ise, ‘Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim’ dedi. (Süleyman) onu (Melikenin tahtını) yanı başına yerleşivermiş görünce, ‘Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbin müstağnidir (şükre ihtiyacı olmayan), çok kerem sahibidir.” (Neml, 27/39-40) buyurulmaktadır.

    Buradaki Mesele ise Risalei Nurdada bahsi gecen bir konudur


    Bu konuda, Bediüzzaman “Sözler” adlı eserinde şöyle diyor:

    “Hazret-i Süleyman (a.s)’a Belkıs’ın tahtını yanına getirtmek için vezirlerinden celp (eşyayı bir yerden bir yere nakletme) ilmini bilen bir alim dedi ki: “Gözünüzü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hazır ederim” olan hârika hadiseye delalet eden ayet (Neml, 27/39) işaret ediyor ki: Uzak mesafelerden eşyayı aynen veya şeklen getirip hazır etmek mümkündür. Hem vakidir ki; peygamberliğiyle beraber saltanatla müşerref olan Hazret-i Süleyman (a.s), hem masumiyetine, hem de adaletine medar olmak için pek geniş olan aktar-ı memleketine bizzât zahmetsiz muttali olmak ve raiyetinin ahvalini görmek ve dertlerini işitmek; bir mucize suretinde Cenab-ı Hak ihsan etmiştir. Demek, Cenab-ı Hakk`a itimat edip Süleyman (a.s)’ın lisan-ı ismetiyle istediği gibi, o da lisan-ı istidadıyla Cenab-ı Hak`tan istese ve âdet kanunlarına ve inayetine uygun olarak hareket etse; ona dünya, bir şehir hükmüne geçebilir. Demek taht-ı Belkıs Yemen`de iken, Şam`da aynıyla veyahut suretiyle hazır olmuştur, görülmüştür. Elbette taht etrafındaki adamların suretleri ile beraber sesleri de işitilmiştir. İşte uzak mesafede, celb-i surete ve sese haşmetli bir surette işaret ediyor ….(Sözlerden alınmıştır)

    Bakın bir önceki noktada bir ayeti ve sonrasında risalei nurdan bahsedilen bir yeri ifade ettim ve koyu ile alıntıladığım yere dikkat Burada Seslerin işitildiğinden bahsediyor ve suretlerin görüldüğünden. Ve tahtın getirilmesi gibi bir konuda mevzuu bahistir. Yalanlamak yanlıştır zira bu olay şahitlerle açıklanmıştır. Bu noktada bahsetmek istediğim şey Kuran insanoğluna mesajlar veriyor Sizde yapabilirsiniz diye. Dolayısı ile Işınlanmada olacaktır ancak bu cisimler için olacak sanırım zira insanın ışınlanması çok çok farklı bir konudur. Yani Kuranda va kaynaklarda insanların ışınlanabileceği hakkında bir konu ile karşılaşmadım. Dolayısı ile bu yukarıda basettiğim olay sadece bir noktası, Kuranda birçok şey var bu konuda sizce değişmesi mevzu bahis olmayan bir kitabın yalan yazması mümkünmüdür.

    Şimdi en baştaki konuya gelirsek. Kuranda ispatlar ve mucizeler vardır. Ancak Mucizeleri birebir anlamamız mevzu bahis değildir. Mesela İnsan olarak neler yapabileceğimziin mesajı verilmiştir. Siz sizden daha bilgili bir insanın karşısına çıksanız ve ahkam kesseniz o kişi size bilgilerini ifade edermi. Ya dengi olacaksınız yada anlamaya çalışacaksınız. Dolayısı ile Kabul etmediğiniz bir Kuran elbette sizin anladığınız dilden olmayacaktır.

    Ve Kabullenme noktasına gelirsek. Eğer irademizi Haşa Allah ile özdeşleştirme hatasına düşersek elbetteki mantıksız gelecektir bir yaratıcı, ancak bizim gibi olmayan bir yaratıcıya yaklaşmak için önce onu kabullenmek gerekir, zira Kainatta herşeyin yok olacağı mevzuu bahis ise ve insan bunun içinde kendine bir yer arıyor ise, elbetteki bu his insanın içinde boştan yere oluşmamıştır. Bence yaratıcının yokluğunu ispat yerine veya bilimsel bir platforma oturtmak yerine öncelikle kabullenmek şarttır ki üsttede örnekle belirttiğim gibi Kuranın içinde mesajlar vardır. Sadece insanoğlunun anlayacağı kadar. Bunun sınırı ise insanda gizlidir. Sürekli ayetler yenilikleri göstermekte ve ifade etmekteler. Anlayabilmek için dediğim gibi önce teslimiyet şarttır. Ben inanıp inanmamak arasında inanmayı tercih etmedim. İnanmamak gibi bir kavramı düşünmedim sadece.

    Bilimsel olarak asırlardır insanlar birşeyler ifade etti hatta aynı hücre üzerinde birileri evrimsel açıklamalar yaparken birileri mucizevi bir yaratılış dedi ve hala aynı şekilde tartışmaktayız. Bu ise asla iki tarafında birbirini kabul edemeyeceği noktadır. Bu devam edip gidecek yani inat inadı doğuracak.

    Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum. Bu noktayı biraz samimi açıklamak istiyorum. Yanlış anlaşılmaz umarım. Benim insan olarak merak ettiğim 2 nokta var. ilki Bu kainatı yaratanı görmek Perdesiz bir şekilde. Cennet dahi yaratılmıştır ben yaratılmamış olanı merak ediyorum. Öteki konu ise insanların bu son yüzyılda Kuantum ve Görelilik üzerine yorumlarından bir noktaya kadar gelebilmiş olması ve ifade edememesi konusudur. Asıl sebebininde öteki tarafta öğrenileceği kanaatindeyim. Zira çok büyük güçler ve dengeler olduğu kesin ancak insan oğlu müdahil olamıyor sadece kağıt üzerinde kalıyoruz.

    Benim son sözüm ise ben önce kabullendim. Sonra kapılar açıldı. İsteyen kapıyı çalar isteyen kırıp girer. Yalnız Ev sahibinn iki nıoktadada tavrı farklı olacaktır. İnşallah anlatabilmişimdir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 15 Ekim 2013; 20:16:17 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    Hocam kusura bakmayın, telefonda olduğum için sondan başlayarak geri gelirken mesajınızı gördüm.

    Marifetname'yi gördüğüm yerde elim ayağım titrer. Saçmalıklar yığını bir kitap. Bazı arkadaşlar vardı da, bu eseri bilim geçmişimizde göstermeye çalışıyorlardı; bilim adına yalnızca utançtır marifetname.

    Hocam bilim adına utançtır gibi bir ibare hş olmamış. Yani bizim yazmamız hoş olmaz. Yani bu konuyu daha geniş ele alırsak toplumsal uzlşamamazlığımızın sebepleride biraz bu gibi sözlerimiz sanırım. Umarım ifade edebilmişimdir...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    Hocam kusura bakmayın, telefonda olduğum için sondan başlayarak geri gelirken mesajınızı gördüm.

    Marifetname'yi gördüğüm yerde elim ayağım titrer. Saçmalıklar yığını bir kitap. Bazı arkadaşlar vardı da, bu eseri bilim geçmişimizde göstermeye çalışıyorlardı; bilim adına yalnızca utançtır marifetname.

    Hocam bilim adına utançtır gibi bir ibare hş olmamış. Yani bizim yazmamız hoş olmaz. Yani bu konuyu daha geniş ele alırsak toplumsal uzlşamamazlığımızın sebepleride biraz bu gibi sözlerimiz sanırım. Umarım ifade edebilmişimdir...

    Hocam haklısınız, biraz ileri gitmiş olabilirim; ama Engizisyon nasıl hoş görülemezse, böyle bir kitap bilimsel yönden hoş görülmemeli diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Türk ve islam dünyası, bilimsel olarak nereden nereye düşmüş, insan hazmedemiyor.

    800-900 yıl önce meridyen hesaplauan, dunyanin çevresini hesaplayan toplum; 18., 19. yüzyılda nasıl yorumlar olmuş gökyüzü olaylarını.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099


    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    Hocam kusura bakmayın, telefonda olduğum için sondan başlayarak geri gelirken mesajınızı gördüm.

    Marifetname'yi gördüğüm yerde elim ayağım titrer. Saçmalıklar yığını bir kitap. Bazı arkadaşlar vardı da, bu eseri bilim geçmişimizde göstermeye çalışıyorlardı; bilim adına yalnızca utançtır marifetname.

    Hocam bilim adına utançtır gibi bir ibare hş olmamış. Yani bizim yazmamız hoş olmaz. Yani bu konuyu daha geniş ele alırsak toplumsal uzlşamamazlığımızın sebepleride biraz bu gibi sözlerimiz sanırım. Umarım ifade edebilmişimdir...

    Hocam haklısınız, biraz ileri gitmiş olabilirim; ama Engizisyon nasıl hoş görülemezse, böyle bir kitap bilimsel yönden hoş görülmemeli diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Türk ve islam dünyası, bilimsel olarak nereden nereye düşmüş, insan hazmedemiyor.

    800-900 yıl önce meridyen hesaplauan, dunyanin çevresini hesaplayan toplum; 18., 19. yüzyılda nasıl yorumlar olmuş gökyüzü olaylarını.

    Müneccimlik her devirde ve toplumda olmuş ve olması gereken adamlardır fakat Uluğ Bey gibi 1-2 kişi daha gelmiş olsaydı eminim çok daha farklı düzeyde olacaktık bilimsel açıdan.




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Kesinlikle katılıyorum. Devamlılık olmaması sıkıntı. Ama şu da var, uçan adamı cezalandıracak duruma gelmekle zaten sonumuzu getirdik, o süreçte yeni Uluğ bey'lerin çıkmaması da doğal malesef.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hashus1099

    Kesinlikle katılıyorum. Devamlılık olmaması sıkıntı. Ama şu da var, uçan adamı cezalandıracak duruma gelmekle zaten sonumuzu getirdik, o süreçte yeni Uluğ bey'lerin çıkmaması da doğal malesef.

    Katılıyorum fakat şu da var Türk toplumu sözel bir toplum yani kültürel açıdan dünyanın bence en büyük en geniş ve bu konuda en iyisiyiz. Bazı alanlarda batı kadar gelişememizi bir açıdan da buna bağlıyorum.
    Avrupa'da 170bin, Japonya'da 50bin kitap basılıyorken bizde 60 tane kitap basılıyorsa bu milletin bunu istememesinden kaynaklı demektir.
    Bu bahane değil tabii ki, geçmiş dönemlerde Türk devletleri ve milleti birçok defa dünya devi olmuş hatta dünya medeniyetinin kurulmasına vesile olarak sahneyi başkalarına bırakmışlardır zira devleti, gücü zayıflayan bir milletin kültürü de bilimsel çalışmaları da aynı ölçüde küçülecektir. Fakat cibiliyetsiz yöneticiler ve belli bir zümre yüzünden bu etki olması gerektiğinden kat ve kat fazla olmuştur.




  • bahtiyar0011 kullanıcısına yanıt
    Din bize bazı kurallar koyar doğrudur.Ama çoğu gereksizr mesela bir kadınla beraber olmak istiyorsunuz(zina) bunu yapmanın yaradana ve ya topluma zararı nedir? Yani akılla en doğru yaradan modeli bulunabilir. Tabii bu benim görüşüm.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pesbatu

    Din bize bazı kurallar koyar doğrudur.Ama çoğu gereksizr mesela bir kadınla beraber olmak istiyorsunuz(zina) bunu yapmanın yaradana ve ya topluma zararı nedir? Yani akılla en doğru yaradan modeli bulunabilir. Tabii bu benim görüşüm.

    Yaş onüç galiba. 8.sınıfta olduğunuza göre. Bahtiyar hoca cevaplar. Sadece şunu söyleyeyim zina edilecek kadınlar da birilerinin annesi ya da kızkardeşi.
  • Su forumda oturup yuzyuze konusmayi en cok istedigim kisi Birturk.

    Bu forumda yazmaya baslayali neredeyse 10 yil olacak. Bu arkadasin ne demek istedigini hicbir zaman anlayamadim. Onu oyle kabullenip geciyoruz ama cok degisik bir insan olmali. Kac yasinda, ne ile ugrasiyor gercekten merak ediyorum. Acaba tek merak eden ben miyim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Su forumda oturup yuzyuze konusmayi en cok istedigim kisi Birturk.

    Bu forumda yazmaya baslayali neredeyse 10 yil olacak. Bu arkadasin ne demek istedigini hicbir zaman anlayamadim. Onu oyle kabullenip geciyoruz ama cok degisik bir insan olmali. Kac yasinda, ne ile ugrasiyor gercekten merak ediyorum. Acaba tek merak eden ben miyim

    Hayır Sen değilsin sanırım 1950 doğumlu idi yanlış hatırlamıyorsam. Açıkçası defalarca avam lisanı ile yazarmısınız dedim ama cevap alamadım tam olarak. Neyse bir bakalım ne yapabiliriz görüşmek noktasında



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 16 Ekim 2013; 3:22:25 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli



    Bu gösterdiğin adam birçok yazarın, bilim adamının kale alıp tartıştığı bir adam değil hocam. Kadir Mısıroğlu gibi yazarlara sataşan abuk subuk konuşan bir adam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: birturk

    Ben 1950 doğumluyum. Sağ ve solu da çok insandan iyi tanırım. Çünkü her iki grupla da tartışırdım.

    Rockefeller' in açıklamaları olsun olmasın yaşananlar onların benzerleridir. Onları bir tarafa bırakırsak, Rockefeller 'in yine kendi sözü olmuş olmamış olsa bile, ben dikkatleri şu satıra çekmek istemiştim.

    Rock Feller: "Aslında insanlar tarih kitaplarını okusalar, BÜTÜN GERÇEĞİ GÖRECEKLER ama insanoğlu için duyduğuna İNANMAK yeterlidir. Okumak çok zor gelir." demiş!

    - Bir kısım insan okumadan duyduklarına inanıyor. Çok az bir gurup da okuduklarına inanıyor.

    Okuduğuna inanmak değil, okuduğunu da sorgulayabilen akıllar gerek.

    İnanan kesim, Mevlâna Hazretleri, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri diyorlar da, Mesnevide veya Marifetname de Hazretlerin neler yazdığına bakan var mı? İkisi de Müslümanlar için iyi bir şeyler yazmamışlar!

    Marifetname' nin ana konusu: ANATOMİ İLMİ (İlm-i Teşrih) diyor!
    Hem ilimle din/inanç karşılaştırılamaz, Anatomi ilmiye dini, inancı birleştirip açıklayabiliyorlar. Tabi ki çarptırarak.
    Şöyle ki!

    Sayfa: 65
    "... Zira, Allah (Alkan)' ın kudreti ile ulvi cisimlerin süfli cisimlerde çeşitli tesirleri daima birbirini takip ettiğinden BÜTÜN HALKIN şekli ve durumları, ahlak ve tavırları HENÜZ anaların rahimleri içindeyken TESADÜF EDEN baht ve taliileri TESİRLERİ ile ortaya çıkmıştır ki, ANA karnına nutfe/sperm düştüğü saatte baba ve ananın talii ne işte ise ve birbirlerinin yıldızı neye bakıyorsa nutfenin zatına (DNA'sına) tesiri ile NAKŞEDİLİR..."

    Sayfa: 485'de "Nakşibendicilik" edilmiş. Nakşıbendilicilik de, bilindiği gibi Tarikat.

    Evrim Teorisinde değil, kanununda tesadüf olmasa, çocuklar babanın kopyaları olurlar!

    Aynı yumurta ikizleri nerede ise birbirinin kopyasıdırlar. Çünkü ya aynı anda yumurtanın içine birlikte iki sperm girer, ya da arkası arkasına girer. Ayın etkisini sular üzerinde, met ve cezir' i herkes biliyor. Sular karaları üstünde, kan da bedenin üstünde sıvı olduğu için, ayın o anki konumu suları nasıl etkiliyorsa spermin içini "erkek: o+, dişi:>,
    DNA sarmalını ve genleri de etkiliyor."

    "... Zira o nutfe/sperm, ceninin cisminin/bedeninin LEVH-İ MAHFUZUDUR. Levh-i Mahfuz bu alemin AYNASIDIR/aynısıdır...Nitekim Habib-i Ekrem (S. A. V.) Hazretleri: <<Said, anası karnında SAİDDİR. Şaki anası karnında ŞAKİDİR>> buyurmuştur. Herkesin taliinin tesirini REMZ ile duyurmuştur. Çünkü halkın bütün şekilleri, vasıfları, FELEKİ konumları gereğince rahimlerde muhtelif bulunmuştur..."

    1. Ana-babanın çocukları olabilir mi?
    - Spermin içinde erkek "o+", dişi ">", DNA ve genler yok mu? Bu sperm babadan geçtiğine göre, babanın DNA'sı ve genleri olduğuna göre, o spermden çocuk denilen yeni bir birey mi çıkar, yoksa erkek veya dişi beden mi çıkar? Bitki tohumları da aynıdır, hayvan tohumları da aynıdır!

    -Bu kadarcık yazıyı anlamayanlar, her alanda bilgi-ilim satıyorlar!

    Mesajı burada 1950 doğumlu abimiz




  • 
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.