Şimdi Ara

'DEVLETİN SAHİL GÜVENLİK GÜÇLERİ, PARTİMİN HEYETİNİ 23 DEFA İMRALI ADASINA GÖTÜRDÜ”

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
0
Favori
1.111
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
21 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • "Devletin sahil güvenlik güçleri partimin heyetini 23 defa İmralı adasına götürdü"
    Demirtaş, "Devletin sahil güvenlik güçleri, partimin heyetini 23 defa Marmara'daki İmralı Adasına götürdü. Bunların sekizinde bizzat ben vardım. Defalarca Kandil'de KCK üst yönetimiyle görüşmeye gittik. Tamamı da hükümetin bilgisi, desteği ve onayıyla gerçekleşti" dedi.

    odatv.com
    "Devletin sahil güvenlik güçleri partimin heyetini 23 defa İmralı adasına götürdü"
    https://odatv.com/devletin-sahil-guvenlik-gucleri-partimin-heyetini-23-defa-imrali-adasina-goturdu-25041909.html

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >







  • Chpkk cılar nerdesiniz lan gelip buraya yüzsüzlük seviyenizle yorum atın hadi bekliyorum
  • işte bunlar hep CEHAPE zihniyeti.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jose_Gökhan

    Chpkk cılar nerdesiniz lan gelip buraya yüzsüzlük seviyenizle yorum atın hadi bekliyorum
    Sakat galiba? Adamı CHP mi görüştürdü neyin kafası lan bu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Jose_Gökhan kullanıcısına yanıt
    Şu açıklama ironiyse olmamış, ciğ bir ironi. Yok değilse Allah akıl fikir versin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Chp'ye sövmemiş, chp-hdp kol kola diyenler neredesiniz demiş.

    Ben öyle anladım.

    Ekleme: Profiline baktım muhalif kendisi. Dediğim gibi anlatmak istemiş ama birbirine girmiş yazılar Anlatım bozukluğu var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mugetsuga -- 25 Nisan 2019; 21:48:36 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Temkeş

    Sakat galiba? Adamı CHP mi görüştürdü neyin kafası lan bu

    Alıntıları Göster
    CHPkk cılar diyorum.Bu söylemi kullananlardan bahsediyorum.Sakat sensin
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mugetsuga

    Chp'ye sövmemiş, chp-hdp kol kola diyenler neredesiniz demiş.

    Ben öyle anladım.

    Ekleme: Profiline baktım muhalif kendisi. Dediğim gibi anlatmak istemiş ama birbirine girmiş yazılar Anlatım bozukluğu var.
    Boşver
  • Akit mod on: eama o zaman terörü bitiriyorduk yeaa. Aynısını ingilterede kaynım da yaptı yeaa.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • AK partili kardeslerim...

    Kam hiyir

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Wake Up Lieutenant

    AK partili kardeslerim...

    Kam hiyir
    Madem kam hiyir diye davet ettin. Ben de kamdım.

    Nereden başlasam bilemiyorum. Terör örgütlerinin tasfiyesi, silah bırakması için diğer toplumlar ne yapmış ordan mı
    Böyle bir işe girismenin doğruluğu veya yanlışlığı üzerin mi
    Çözüm süreci daha doğrusu terörü bitirme isteği gerekli miydi yoksa gereksiz miydi?
    Izlenen yol doğru muydu yanlış mıydı? Bunun zerine mi
    Ülkedeki diğer siyasi partilerin duruma yaklaşımları mi
    Akp hükümetinin bunun için nasıl riskleri göze aldığı mi
    Sonucları mi? Başarılı oldu mu? Faydası ne oldu zararı ne oldu? Üzerine mi
    Politik olarak böyle bir adımın atılabilmesi delilik mi yoksa kararlılık mi? Bunun üzerine mi
    Şu anki siyasi atmosferde hdp işbirliği söylemlerini çözüm sürecine atıf yaparak bastırmaya çalışan muhalefetin şark kurnazligindan mi

    Bilemedim. Uzun olacak. Ama bunun için konu açacam. Burda o kadar yazıp kimsenin okumadığı yorum olmasını istemiyorum. Oradan okursun.

    Simdilik bunla yetin.

    Bu konu yukarıda bahsettiğim şark kurnazligina bir örnek. Bu bölümde cooooooooooookca da var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Jose_Gökhan kullanıcısına yanıt
    ramazana hazırlanıyorlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-ACF8F4F94

    Madem kam hiyir diye davet ettin. Ben de kamdım.

    Nereden başlasam bilemiyorum. Terör örgütlerinin tasfiyesi, silah bırakması için diğer toplumlar ne yapmış ordan mı
    Böyle bir işe girismenin doğruluğu veya yanlışlığı üzerin mi
    Çözüm süreci daha doğrusu terörü bitirme isteği gerekli miydi yoksa gereksiz miydi?
    Izlenen yol doğru muydu yanlış mıydı? Bunun zerine mi
    Ülkedeki diğer siyasi partilerin duruma yaklaşımları mi
    Akp hükümetinin bunun için nasıl riskleri göze aldığı mi
    Sonucları mi? Başarılı oldu mu? Faydası ne oldu zararı ne oldu? Üzerine mi
    Politik olarak böyle bir adımın atılabilmesi delilik mi yoksa kararlılık mi? Bunun üzerine mi
    Şu anki siyasi atmosferde hdp işbirliği söylemlerini çözüm sürecine atıf yaparak bastırmaya çalışan muhalefetin şark kurnazligindan mi

    Bilemedim. Uzun olacak. Ama bunun için konu açacam. Burda o kadar yazıp kimsenin okumadığı yorum olmasını istemiyorum. Oradan okursun.

    Simdilik bunla yetin.

    Bu konu yukarıda bahsettiğim şark kurnazligina bir örnek. Bu bölümde cooooooooooookca da var.

    Alıntıları Göster
    Bizim dört kez bunlarla bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olamaz. Bu iftirayı atanlara söylüyorum, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli bizim masaya oturduğumuzu söylüyorsanız, bu iddianızı ispatla siz mükellefsiniz siz. Hukukta bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer bu iddianızı ispatlamazsanız müfterisiniz, daha ileri bir ifade kullanmıyorum, çünkü terbiyem buna müsaade etmez.



    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • DÖKÜN PİSLİKLERİNİZİ!!

    "DEVLETİN SAHİL GÜVENLİK GÜÇLERİ, PARTİMİN HEYETİNİ 23 DEFA İMRALI ADASINA GÖTÜRDÜ”

    odatv.com
    "Devletin sahil güvenlik güçleri partimin heyetini 23 defa İmralı adasına götürdü"
    https://odatv.com/devletin-sahil-guvenlik-gucleri-partimin-heyetini-23-defa-imrali-adasina-goturdu-25041909.html


    quote:

    "Devletin sahil güvenlik güçleri partimin heyetini 23 defa İmralı adasına götürdü"
    8-10 dakika

    4 Kasım 2016'dan beri Edirne Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yargılandığı davanın 4. duruşması ikinci gününde Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülmeye devam edildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.

    Demirtaş, bugünkü savunmasında çözüm süreci döneminde yaşananları anlattı. Demirtaş, “Devlet içinden bize yönelen cemaatçi yapı bizlere saldırdıkça AKP bunu alkışladı. Çünkü biz, AKP'ye karşı etkili bir muhalefet yapıyorduk. Son seçimde de gücümüz ortaya çıktı” dedi.

    “DEVLETİN SAHİL GÜVENLİK GÜÇLERİ, PARTİMİN HEYETİNİ 23 DEFA İMRALI ADASINA GÖTÜRDÜ”

    “Beni, 'Sayın Öcalan' dediğim için, 'Onunla görüşülsün' dediğim için yargılıyorsunuz ama, devletin sahil güvenlik güçleri, partimin heyetini 23 defa Marmara'daki İmralı Adasına götürdü. Bunların sekizinde bizzat ben vardım. Defalarca Kandil'de KCK üst yönetimiyle görüşmeye gittik. Tamamı da hükümetin bilgisi, desteği ve onayıyla gerçekleşti. Kara yoluyla gidişlerimizde, Sınıra kadar da İçişleri Bakanlığı'na bağlı güvenlik personelinin korumasında gittik. Dönüşte de hükümet ile görüştük. Şimdi de, İmralı'da ve Kandil'de defalarca görüşmeler yaptığımız kişilere 2010'da, 2011'de 'sayın' demişim diye, 'onlarla görüşülsün' demişim diye yargılanıyorum. İşte ilkesizlik budur.”

    Selahattin Demirtaş, AKP’yi eleştirdiği ifadesinde şunları söyledi:

    "2010-2011'de çok sayıda parti üyemiz AKP-Cemaat ortaklığıyla tutuklanmıştı. Onlara sahip çıkma faaliyetlerimiz nedeniyle, aynı cemaat savcıları tarafından biz de terör örgütü üyesi olarak suçlandık ve 9 yıl sonra bu defa da ben yargılanıyorum.

    Devlet içinden bize yönelen cemaatçi yapı bizlere saldırdıkça AKP bunu alkışladı. Çünkü biz, AKP'ye karşı etkili bir muhalefet yapıyorduk. Son seçimde de gücümüz ortaya çıktı.

    AKP, bize yönelen o saldırıların siyasi parçası oldu her zaman. Bugün olduğu gibi. 10 yıldır bize yapılan her şeyin arkasında AKP vardır. Neden? Türkiye'nin çıkarları için mi? Toplumun çıkarları için mi? Hayır. Koltukları için. Rant için. Çıkarları için.

    Beni, 'Sayın Öcalan' dediğim için, 'Onunla görüşülsün' dediğim için yargılıyorsunuz ama, devletin sahil güvenlik güçleri, partimin heyetini 23 defa Marmara'daki İmralı Adasına götürdü. Bunların sekizinde bizzat ben vardım. Defalarca Kandil'de KCK üst yönetimiyle görüşmeye gittik. Tamamı da hükümetin bilgisi, desteği ve onayıyla gerçekleşti. Kara yoluyla gidişlerimizde, Sınıra kadar da İç İşleri Bakanlığı'na bağlı güvenlik personelinin korumasında gittik. Dönüşte de hükümet ile görüştük. Şimdi de, İmralı'da ve Kandil'de dafalarca görümeler yaptığımız kişilere 2010'da, 2011'de 'sayın' demişim diye, 'onlarla görüşülsün' demişim diye yargılanıyorum. İşte ilkesizlik budur.”

    “BARIŞ GÖRÜŞMELERİ ÇÖKÜNCE, TERÖRİST OLARAK TUTUKLANIP İÇERİ ALINDIM”

    Çözüm sürecine değinen Demirtaş şunları kaydetti:

    "Çözüm sürecine karşı olan bir çok milletvekili ve bürokrat sıcak yataklarında yatarken bizler, yüz binlerce km yol kat ediyorduk. Canımızı ortaya koyuyorduk. Ve bugün bizi, bundan dolayı yargılıyorsunuz.

    Daha önce de söyledim; barış sağlansaydı herhalde duruşma salonunda olmazdım. Fakat barış görüşmeleri çökünce, terörist olarak tutuklanıp içeri alındım. Peki bu durum Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarına uygun mudur? Hayır. AKP'nin çıkarlarına uygundur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaptığı işe, verdiği söze sadık olduğunu gösteremediği sürece, yeni olası barış girişimlerinde saygınlığını yitirmiş olacak. Çünkü bu tür barış görüşmelerinde, sürecin içinde olan kişiler 'elçi'dir. Arabulucudur. Akil insandır. Elçiye zeval olmaz tabiri vardır. Bu, insanlık tarihi boyunca dikkat edilmiş bir diplomatik, ahlaki ve etik bir kuradır. Düşmanın bile olsa barış görüşmeleri yapan elçilere yönelirse saygınlığını, itibarını yitirirsin.”

    “İTİBARIN SARSILMASININ ETKİSİNİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE DAHA NET GÖRECEĞİZ”

    İfadesinde “Bundan sonra temasa geçecek uluslararası çevrelerin akıllarında hep, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konularda güvenilir değil. Barış görüşmelerinde rol alan kişileri terörist yaftasıya içeri atmış' notu olacaktır” diyen Demirtaş sözlerini şunları söyledi:

    “Hükümetler geçicidir. Fakat devletler büyük, güçlü ve itibarlı olduklarını, özellikle bu tür işlerde göstermek zorundadırlar. Devlet demokratik bir devlet mi? Değil. Faşizan uygulamalar var, idamlar var, katliamlar var, köy yakmalar var. Var da var. Yapılmayan zulüm yok. Ama en nihayetinde devlet, son noktaya gelindiğinde kendi iç tutarlılığını korumak zorundadır. İtibarın sarsılmasının etkisini önümüzdeki dönemlerde daha net göreceğiz. Devlet kredi bulamıyor dışarıda. Bunun tek sebebinin ekonomik göstergeler olduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır. Devlet, itibarı olmayan bir devlete dönüştü.

    Hukukun üstünlüğü yok. Verdiği sözü tutmayan bir devlet var. Borç vermek istemiyor kimse. Bu noktaya getiren ne? İşte bu süreçler.

    Yargıda, hukukta, siyasette cesaret dediğimiz şey; geleceği görerek, günlük kaygılara düşmeden ülkenin, çocuklarımızın geleceğini düşünerek risk almaktır. Biz bu riski aldık.”

    “FEZLEKEYİ HAZIRLAYAN SAVCI FETÖ'DEN İHRAÇ VE TUTUKLU”

    Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, ifadesini şöyle sürdürdü:

    "Başımıza bunların gelme ihtimali çok yüksekti. 'Çözüm süreci çökerse biz direkt hapisteyiz. Ya da karanlık güçler tarafından ortadan kaldırılacağız' diye düşündük. Buna da hazırdık. Denendi. İki üç defa suikast girişimi de oldu.

    Bizden hesap isteniyor. Yaptıklarımızın hesabı. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yok. Biz terörist değiliz. Eminim, vicdanı olan herkes bunu anlamaya çalışıyordur. Biz terör faaliyeti yürütmedik. Şiddeti de silahı da desteklemedik. En akılcı, bildiğimiz, inandığımız yolla, bu sorunların çözümü için uğraştık. Sizler [mahkeme heyeti] bunu 'terörist faaliyet' olarak değerlendirmeye devam ediyorsunuz, ben de anlatmaya devam edeceğim.

    13 no'lu fezlekede suçu ve suçluyu övdüğüm suçlaması var. Fezlekeyi hazırlayan savcı FETÖ'den ihraç ve tutuklu.

    Bir savcı niye rahatsız olur, ülkesine barış gelme ihtimalini siyasetçiler konuşuyorsa? Görünen o ki, o günlerin bazı güçleri bunu engellemek için canla başla çalışıyordu. Amaç, çözüm sürecini yürütülemez kılmaktı. Bu fezlekenin altında yatan siyasi amacı anlatmaya çalışıyorum da, peki yapılan hukuken doğru mudur? Bir milletvekilinin, kendi görüşünü açıkladı diye cezalandırılmasını, nasıl bu kadar rahat isteyebilirsin? Bu, yargı gücünün kötüye kullanılmasıdır. 13 no'lu fezlekeye konu olan sözlerde suç unsuru yoktur. Bunlar benim siyasi görüşlerimdir. Kime sayın deyip demeyeceğime de savcılar karar veremez.”

    “BENİ KENDİ MEMURU ZANNETMEK SAVCININ HADDİ DEĞİLDİR”

    "Kılıçdaroğlu'na yumruk atan adamın elinin öpülerek fotoğraflarının ve videolarının çekilmesi, 'milli kahraman' denilerek paylaşılması hakkında bir işlem yapılacak mı? Suçu ve suçluyu övme var mıdır orada?” diye soran Demirtaş ifadesinde şu ifadeleri kulandı:

    “14 no'lu fezlekedeki suçlama Newroz konuşmam üzerine. Konuşma 18 Mart 2012 tarihinde, fezleke ise 1 Ekim 2015'te hazırlanmış. Ben bu fezlekede, 2012 Diyarbakır Newroz konuşmam sırasında yapmadıklarımla suçlanıyorum; atılan sloganları engellememek. Beni kendi memuru zannetmek, savcının haddi değildir.

    Mazlum Doğan'ı anarak terörü övmüşüm. Mazlum Doğan, işkenceye karşı sembolleşmiş bir isim. Aslında ben vicdanlı, ahlaklı bir savcı olsam bu soruşturmayı açan savcı hakkında, işkenceyi övdüğü için soruşturma açardım. 'Mazlum Doğan şiddet kullanmış, o yüzden kahramandır' mı demişim? Mazlum Doğan'ın, Diyarbakır Cezaevindeki işkenceler karşı duruşundan söz etmişim. Savcı niye bundan rahatsız? Savcı burada da [14 no'lu fezleke] kendini zorlamış, haddini aşmıştır. Suç uydurabilmek için kanun, hukuk, ahlak dinlememiştir.

    Yaptığımız, Newroz'un yasaklanmasını protesto etmektir. Anayasal hakkımızdır. Halkın Newroz'u nasıl kutlayacağına valiler karar veremez. Valilerin yapması gereken, kutlamaların güvenliğini sağlamaktır."

    Benimle alakası olmayan her türlü bilgi, görüntü CD'si, CD çözümü dosyaya tıkıştırılmış durumda. Dosyanın anlaşılmaz hale, içinden çıkılamaz hale getirilmesi girişiminin bir parçası. Peki Emniyet, bunların içinde ne olduğunu bilmiyor mu? Biliyor. Fakat dosyaya koymuş. Peki bu, mahkemeyi yanıltma girişimi değil mi?

    Bu fezlekede [14 no'lu fezleke] savcı, yaptıklarımdan çok yapmadıklarımla ilgili suçlamalar yöneltmiş. Bunun adı faşizmdir. Ben savcının emrindeki bir kolluk gücü değilim."

    Müzakere sonrası ara kararını açıklayan mahkeme, Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma, 18-19 Haziran'a ertelendi.




  • İmralı canisini tokatlatmak için götürmüşlerlerdir

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benzin FETOcuymus, hükümetin bir suçu yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bilardo ve şişe ustası ak-itler gelin buraya hülooğ



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi YshtolaRhul7017 -- 28 Nisan 2019; 10:59:54 >
  • sayın öcalan diye dolaşıyordu akpliler o dönem, bu haberden öte videolar var zaten...
  • Daha sacma yorumlar yapılamaz herhalde.
    Orası devlet kontrolunde gidilebilen bir ada. Yani bursa dan bir sandala binip gidemezsiniz. Tabiki sahil güvenlikle gideceksiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.