Şimdi Ara

Devlet, Linç, Anarşizm

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
0
Favori
392
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir kaç gündür aklıma takılan bir durum var.

    Ülkemizdeki halkın büyük çoğunluğu devlet yapısını destekleyen savunan insanlardan oluşuyor. Hatta yerine göre anarşist kelimesi hakaret olarak dahi kullanılıyor. Ama aynı çoğunluktan kişilerin bazı suçların cereyan etmesi durumunda failleri linç etmeye de çalıştığı da görülüyor. Linç eyleminde devletin varlığının gösteren en büyük yapılardan yargı yok sayılmıyor mu? Öte yandan suçluyu kendi kurallarına göre değerlendiren kitle yasamayı da aynı şekilde yok saymış olmuyor mu?

    Linç örneğine benzer şekilde anarşist yapılarda görülecek başka eylemlerin de devletçi toplumlarda görülüyor olması sizce nedendir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TRojka -- 19 Eylül 2012; 16:33:03 >



  • İnsanın zaafıdır. Bastıramadığı öfkesidir. Yahut kırılmış güvenidir. Kendi elleriyle kurduğu düzenin yeterli adaleti sağlayamayacağını düşünmesidir.
  • Nedeni insanların cahil olması, işine gelince devletci olur işine gelince adaleti kendi belirlemek ister.
  • İki yorumda farklı noktalara dikkat çekmiş. Birincide sistemin bilincinden söz edilmiş, diğerinde ise farkında olunmamasından.
  • Bu toprakların insanlarında isyan kültürü yoktur
    Hatta daha da ileri giderek sormak ve/veya sorgulamak da pek yoktur
    Düzenden ve devamından yanadır
    Ama insan olarak ürettiğine-kazandığına-senin olana yada senden olana
    Bağlılık doğal olarak vardır her insanda
    Ve bunları yıkanı,yakanı yok edeni hele

    Öfke,sinir,kızgınlık yada cinnet
    Bu duygular durup duruken ortaya çıkmaz
    Bir başkası harekete geçirir bu duyguları
    İşte o zaman
    Bağlılık,düzen yani devlet ve adalet demek istiyorum
    Unutulur mu hayır,pek çoğu için bu doğrudur,görüyoruz
    Psikoljik analizini bil-e-mem ama
    Linç girişimlerinin
    Kalabalık ortamlarda olmaya çalışılması
    Bize bunun şifrelerini veriyor
    Aslında istemiyor linci
    İstediği engellenmek
  • İnsanların devletin gerekliliğini savunuyor olmaları o devletin yaptığı herşeye razı olmaları gerektiği manasına gelmez.
    İkinci olarakta insanlar olaylar karşısında tepkilerini zaten gereken yaptırımlar yapılıyor diye vermezse bir süre sonra o yaptırımlar, ortadan kalkma riski ile karşılaşır.

    Neden sorusuna cevap olarakta : Çoğu insan içinde anarşizme bir tarafı bulunur. Bu anarşizme yatkın olan bölüm ise asabiyet durumunda ortaya çıkar ve kuralları yok sayar.Kısaca insanların anarşist davranması anarşist olduklarını göstermez.

    (Devlet yapısından kastınızı her tür devlet olarak aldım)
  • Linc girisimde bulunan insan suregelen sistemin devamliliginin yasama ve yargi ile degil, toplumun ortak deger yargilari sayesinde saglandigina inaniyor. Temeline inersek aslinda bu bir muhafazakarlik refleksi. Aynen devlet duzenini korumak gibi...

    Yani "guclu olan zayif olani linc etsin" gorusunu savunmuyor. "Ben toplumun ve var olan duzenin bir temsilciyim ve linc eden tarafta olmaliyim" diyor. "Sucu iseyen kisi toplum degerlerine aykiridir ve linc edilen tarafta olmali" diyor. Bunu sistemin korunmasinin bir parcasi olarak goruyor.

    Bu acidan bakarsak diktatorlukle yonetilen devletci ulkelerde linc olaylarinin daha az yasanmasini bekleyebiliriz.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    lozanı tanımayan devlet varmış
    22 yıl önce açıldı
    Toplum çok yozlaşmış
    3 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Cevabı şöyle vereyim: Anarşizm kavramını kuramsal anlamda değil, sloganlar yüzünden içi boşaltılmış ve farklı içerikler kazanmış bir şekilde kullanıyorsunuz.
    Kuramsal olarak anarşizm ortalığı yakıp yıkmak değildir. Bu bakımdan linç de bir anarşizm yolu değildir.
    Kuramsal olarak anarşizm birilerinin sizi yönetiyorum ayağına sizi soyamadığı gemicikler alamadığı bir topluma ulaşma fikridir.
    Toplumun anarşizm sözcüğünden bahsedildiğinde alevler içinde yanan kentler ve kaos görüntüsünü aklına getirmesi bir miktar popüler kültürün ve bir miktar da egemen toplulukların propagandalarının sonucudur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lath.Crusader

    Cevabı şöyle vereyim: Anarşizm kavramını kuramsal anlamda değil, sloganlar yüzünden içi boşaltılmış ve farklı içerikler kazanmış bir şekilde kullanıyorsunuz.
    Kuramsal olarak anarşizm ortalığı yakıp yıkmak değildir. Bu bakımdan linç de bir anarşizm yolu değildir.
    Kuramsal olarak anarşizm birilerinin sizi yönetiyorum ayağına sizi soyamadığı gemicikler alamadığı bir topluma ulaşma fikridir.
    Toplumun anarşizm sözcüğünden bahsedildiğinde alevler içinde yanan kentler ve kaos görüntüsünü aklına getirmesi bir miktar popüler kültürün ve bir miktar da egemen toplulukların propagandalarının sonucudur.

    Ortalıkta bir yakılıp yıkılma olmasından değil devletin yasalarının ve yargısının yok sayılması durumundan bahsediyorum ben zaten. Yoksa anarşizm dendiğinde aklıma bir kaos ortamı gelmiyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Linc girisimde bulunan insan suregelen sistemin devamliliginin yasama ve yargi ile degil, toplumun ortak deger yargilari sayesinde saglandigina inaniyor. Temeline inersek aslinda bu bir muhafazakarlik refleksi. Aynen devlet duzenini korumak gibi...

    Yani "guclu olan zayif olani linc etsin" gorusunu savunmuyor. "Ben toplumun ve var olan duzenin bir temsilciyim ve linc eden tarafta olmaliyim" diyor. "Sucu iseyen kisi toplum degerlerine aykiridir ve linc edilen tarafta olmali" diyor. Bunu sistemin korunmasinin bir parcasi olarak goruyor.

    Bu acidan bakarsak diktatorlukle yonetilen devletci ulkelerde linc olaylarinin daha az yasanmasini bekleyebiliriz.

    Evet düşünce yapısı olarak benzer düşünüyoruz. Aslında bir yandan da direk olarak devlet olgusundan öte devletin yasama ve yargısından memnun olmamadan da kaynaklanıyor olabilir ama, linç girişiminde bulunan topluluklar da genel olarak baskın kesin yani hükümeti seçen topluluk, en azından demokratik yönetimlerde.

    Peki var olan düzenin temsilcisi nasıl olur da o düzeni yok sayar? Bu mantıksız değil mi? Yani devlet düzeninin temsilcisi neden devleti görmezden gelir?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zıplayan fil

    İnsanların devletin gerekliliğini savunuyor olmaları o devletin yaptığı herşeye razı olmaları gerektiği manasına gelmez.
    İkinci olarakta insanlar olaylar karşısında tepkilerini zaten gereken yaptırımlar yapılıyor diye vermezse bir süre sonra o yaptırımlar, ortadan kalkma riski ile karşılaşır.

    Neden sorusuna cevap olarakta : Çoğu insan içinde anarşizme bir tarafı bulunur. Bu anarşizme yatkın olan bölüm ise asabiyet durumunda ortaya çıkar ve kuralları yok sayar.Kısaca insanların anarşist davranması anarşist olduklarını göstermez.

    (Devlet yapısından kastınızı her tür devlet olarak aldım)

    Evet aslında bu da doğru bir yaklaşım. Belki de karşı çıkılan devlet değil hükümettir. Ancak linç eylemini gerçekleştiren kesim yüksek oranda baskın olan kesim ve bu kesim zaten sandıkta kendi hükümetini seçiyor. Ha aksi örnekler tabi ki bulunabilir, en azından yaptığınız tanımı doğrulayacak örnekler.

    Bir arkadaşım bu konuda şöyle bir fikir belirtti. Eylem anarşizm düşüncesiyle gerçekleştirilmediği için temelinde anarşizm aranmaz, dedi. Yani kişiler anarşizm düşüncesiyle devleti yok saymadıkları için bu anarşist bir eylem değil. O olaya anlık olarak verilen tepkidir ve temelinde aranması gereken toplumun ahlak yapısıdır. Böyle de bir düşünce var bir yandan.




  • Yorumlar guzel.

    Bunun bir sebebide devletci gelenek yapisinin orgutlenme ozgurlugu ve sivil toplum hareketlerine yasam hakki tanimamasi , her turlu sivil hareketi bastan zararli saymasi sonucu siyasi alanin yalnizca devletin ongordugu ideolojik kodlarla hareket eden kisi yada kurumlara kalmasi sayilabiir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aslına bakılırsa hak ve hukuk noktasında hükümetin veya güçlü olanın siyasi düşüncesine bakılmamalıdır. Zira doğruyu yapıyor dahi olsanız azınlıkta iseniz bazen veya sürekli anarşist damgasını yersiniz. Bugün Türkiyede ise belli bir süreç içerisinde belli yapılar yıkıldı ve yerine yenileri geldi. Doğrumu derseniz yine birilerinin doğruları gözüyle bakılıyor.

    Türkiyede tarihsel süreç içerisinde belli güruhlar belli şeylerden şikayet etmiştir. Önce normal şekilde dile getirilmiştir. Daha sonraları ise birşeylerin yolunda gitmediğini görünce daha fazla tepki gösterilmiştir. Asıl meselelerden biride bu kadar büyük bir değişiklikten halkın etkileneceğinin göz ardı edilişi. Başka bir nota ise eğer toplum belli düruhlara ayrılıyorsa. Türkiyede olaylara doğru veya yanlış tepkisini gösteren kesim genelde sol kesim veya daha net ifade etmek gerekirse sosyalist kesim olmuştur. Bende muhafazakar olmama rağmen, aynı düşüncede olduğum ve sağcıların daha az haklarını savunduğunu düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Aslına bakılırsa hak ve hukuk noktasında hükümetin veya güçlü olanın siyasi düşüncesine bakılmamalıdır. Zira doğruyu yapıyor dahi olsanız azınlıkta iseniz bazen veya sürekli anarşist damgasını yersiniz. Bugün Türkiyede ise belli bir süreç içerisinde belli yapılar yıkıldı ve yerine yenileri geldi. Doğrumu derseniz yine birilerinin doğruları gözüyle bakılıyor.

    Türkiyede tarihsel süreç içerisinde belli güruhlar belli şeylerden şikayet etmiştir. Önce normal şekilde dile getirilmiştir. Daha sonraları ise birşeylerin yolunda gitmediğini görünce daha fazla tepki gösterilmiştir. Asıl meselelerden biride bu kadar büyük bir değişiklikten halkın etkileneceğinin göz ardı edilişi. Başka bir nota ise eğer toplum belli düruhlara ayrılıyorsa. Türkiyede olaylara doğru veya yanlış tepkisini gösteren kesim genelde sol kesim veya daha net ifade etmek gerekirse sosyalist kesim olmuştur. Bende muhafazakar olmama rağmen, aynı düşüncede olduğum ve sağcıların daha az haklarını savunduğunu düşünüyorum.

    Bu fikirlere katılarak bir kaç ekleme yapmak istiyorum..

    Nedeni ; Halkın değil, Hükumetin egemenliğini sağlayan yozlaştırılmış sözde yönetimdir. Fikir ayrılıklarından oluşan kutuplaşmaların çok şiddetli olması. Halkın cahil bırakılması.. Yine yöneticilerin halka hizmet etmesi yerine, halkın yöneticilere hizmet etmesi bu sonuçları elbet doğuracaktır.
    Fikrimce milletvekilleri halkın maaşlı çalışanlarıdır. Halka emir veremez halktan emir almak durumundadırlar. İnsan(!) olan yönetici liderler bu farkı anladığında sorun kendiliğinden çözülür..




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.