Şimdi Ara

Devir daim degil.Kalici manyetikle stator rotor motoru. (9. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
395
Cevap
9
Favori
96.886
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mekatronik


    Arkadaslar manyetik motor denilen bir konuyla ugrasiyorum.Konu basit : manyetik alan etkisiyle baska bir enerji almadan sürekli çalisan sistemler.Bu devir daim degildir.Evet benzer ama degil .Ornekler icin bak1n gary wesley magnetic motor yada howard johnson yadaaa minato magnetic motor



    dostum, bu içimde hissetiğim duygu güzel bi duygu. çünkü lise yıllarımda aklıma gelen bi sistemin başkalarının da aklına gelmiş olması. bu sistemin çalışmaması yada çalışmasından öte bunun paylaşıma açılması önemli olan bence...

    bazı sorularım olacak; bu konuyla ilgili çalışma yaparken birlikte mi tek mi çalışıyorsunuz? çalışmayı halka mal etmeyi düşünüyor musunuz? eğer çalıştığını varsayarsak enerji devleri tarafından engelleneceğinizin farkında mısınız? peki dünya da var olan dengeleri sarsacağını fark ettiniz mi? neredeyse bedava olacak bi enerji kaynağı acaba ölümlere yol açarmı?

    bi de manyetik alanı zayıflatabilecek olan madde var mı? ben karbon diye biliyorum ama???

    sizlere başarılar diliyorum. bunu izmirde yapıp patentini alan birisini duymuştum (haber aldığım kişi babam oluyor). ama adam iki ay kadar kayboldu. döndüğünde sistemden bi daha bahsetmedi :). kendisinin söylediğine göre askeriye tarafından sistemi analatmak üzere çağrılmış ve sistemin tüm çalışmasını askeriye öğretmiş. askeriye de bi daha bundan bahsetmemesini istemiş kendisinden.

    eskiden de devlete anlatmak istemiş sistemi, devlet babada sen ne istiyorsun kardeşim para mı kazanmak istiyorsun sana buji ithalat izni verelim para kazan demiş....

    bi de ekonomi denen sistemin işleyişi almak satmak şeklinde oluşmuştur. bu işleyişe bedavayı sokarsanız bu sistem çalışmaz. yani bedava enerji bu sistemin çöküşü demektir. ve bana kalsa bu bataklık kurusa çok sevineceğim. çünkü bu bataklıkta beslenmeye çok alışmışız...




  • bu bedava sayılabilecek sistemler emperyalizmin işine gelmez , örneğin edison ve tesla olayı gibi

    buarada bunalmış sen de 1 ay kadar ortalarda yoktun , buji ithalatına mı başladın ne yaptın
  • Sepsis kardeşim doğru söylemişsin. Benim ilk tereddütüm böyle bir aletin gerçekten varolup olamayacağı ile ilgili idi. Zira tarih böyle aletler icat ettiklerini söyleyen fakat rivayetten öte ispatı olmayan kişilerle dolu. Böyle bir kaynak ya da sistem halka açılırsa neler yapılabileceğini bir düşünsenize.
    Sadece motorlu araçlar için değil, evler, işyerleri artık kimse elektrik parası ödemeyecek, baraj, termik santral gibi büyük yatırımlara da gerek kalmaz. Kartellerin engelleme yada patent haklarını alma gibi çabaları elbette olacaktır. Bu icat gerçekten feasible çalışıyorsa bunu bulanında elbette bir miktar para talebi olacaktır. Bunlar çok normal şeyler.
    Forumda arkadaşların ispat et, kanıtla dediklerini duyar gibiyim, ancak hiç kimsenin kendilerine birşey kanıtlama sorumluluğu yoktur. Tüm dualarım daha nice Türk evlatlarının kendini bilim çalışmalarına vermesi ve ülkemizi gururlandıracak başarılara imza atması için.

    Saygılarımla,




  • buradaki herkesin doğruyu söylediğine eminim :) bi ben değil. tek sorun bence doğruyu yapmak. herkese göre iyi yada kötü değişir. bence iyi olan, eleştirilerin dalga geçme şeklinde olmaması. burada niyetler önemli. elimde bi miktar mıknatıs ve bunlarla ilgili kafamda oluşturduğum bir takım teorik çalışmalar var. tek eksiğim bu konuda çalışmak için yeterli isteği duymamak. bu isteği duymuyorum çünkü... diyelim çalıştı... eee? nolcak? hadi bunu da kullanılabilir hale getirdik sonra? sizce insanlık buna hazır mı? yada hak ediyor mu? benim asıl isteğimi kıran bu. ben birbirini öldüren bizlerin birbirinin ekmeğini çalan yada gasp eden bizlerin bu anlayışa - birlik olma anlauışına- kavuşmadığını düşünüyorum. burada birlikte olunup birlikte bu düşüncenin -ki bunun olabileceği konusunda bile- gelişmesini sağlamak yerine. ''hadi leennn!'' anlayışının bizi bir yere ulaştırmayacağını düşünüyorum. biliyorum çok dandik anlattım ama....idare edin.

    özetle ben izmirdeyim. bu işle uğraşmayı, ancak bu ile uğraşmayı düşünen, eleştirilere açık ve bunu halka mal etmeyi düşünen kimselerle birlikte denemek isterim.

    başka bir dünya mümkün. böle bir sistem yapılırsa bu ispat edilmiş olur. bu sistemi yapmak pek çok kişinin aklına gelmiş anladığım kadarıyla. madem zihinlerde bu var neden olmasın? bir sandalye bile sadece insan hayalinin gerçeğe dönüşmesinin ispatıdır. bundan 100 yıl önceki bir insanın şimdiki zamana geldiğini düşünün bizim günlük yaşantımız onun için bir gerçekleşmesi imkansız bir düş idi. lütfen kendimizi sınırlamayalım. bu en büyük haksızlık olur.




  • nowada, manyetik alanın yanlızca bir alan olmadığı manyetik bir ışıma olduğunu ve ışımanın da bir enerji olduğunu söylemem gerektiğini hatırlatmış olduğun için sana teşekkür ederim. yaw bişi dicem şunu bilen varmı?bimem kaç milyar yıldır dünya güneşin etrafında dönüyor ve açıklama olarakta merkezkaç la çekim etkisinin bir dengesi olduğu böylece dönüp durduğunu söyleniyor. bu ddm değil de nedir yaw? uzayda sürtünme etkisi yok demeyin var. 15 cm küpte bir atom var. onu boşver her bilmem kaç milyonyılda bir büyük bir meteorla çarpışıyoruz. niye çıkmıyoz bu yörüngeden? dünyamızdan 30000 km uzaklıktaki uyduları buradan sürekli yerinde tutmak için iticilerle sinyal gönderiyoruz ve iticilerdeki gazın bitmesi uydunun ömrünü belirliyor. peki dünya nasıl çıkmıyor yörüngeden? burada bir güç enerji var. bence manyetik ışımayı kinetik enerjiye çevirmek mümkün.




  • Arakadaslar kusura bakmayin... farkli bir konuda size bir sorum olacak. 1 gigajoule kaç metreküp ediyor.. biliyorsaniz ki bildiinizi tahmin ediyorum, lütfen cevaplarsaniz sevinirim..

    saygilar.
  • Seninki 1Kg kaç milimetre gibi bir şey oldu.

    Joule enerji birimi, metreküp te hacim birimi.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: koraye66

    sitede daha önce konu hakkında yazılanları okumak 3 saatimi aldı. İddaa falan güzel işler zaten bilimim gelişmesi de hep böyle olmuştur.

    Benim size anlatacağım konu da DDM ile ilgili. BEN GÖRDÜM. Evet makinesinin sonsuz enerji ürettiğini iddaa eden bir tasarımcının testinde bulundum. Yeteri kadar mekanik ve elektrik bilgisine sahip olmadığımdan tek yaptığım video çekimi oldu. Ancak tasarımcının yaptığı patent başvurusu sebebiyle detayları veremeyeceğim. Şu kadarını söyleyeyim başlangıçta limitli bir güç uygulanıyor ve oluşan güç bunun çok üzerinde ve makine parçalarının sürtünme sebebiyle oluşan aşınma süresince de (tahminimiz 2 ay) aynı güç sürekli olarak alınabiliyor. Bu bir motor değil motorlar sistemi... toplam 20 motor var içerisinde...

    Makinenin pazarlama çalışmaları yurtdışında devam ediyor. Hepinize çalışmalarınızda başarılar.


    Yeteri kadar mekanik ve elektrik bilgin yoksa yeteri kadar fizik bilgin olmalı ki görüntülerini kaydettiğin cihazın DDM olduğuna karar verebilmişsin.

    O zaman fizik bilginizle bu konuyu tartışabiliriz.




  • 'Manyetik alan bir işıma ise bu alan içerisinde sabit kalınca da bu ışımayı ölçebilmen gerekir. Bir başka husus ta madem ışıma yapıyor, demek ki manyetik kuvvetini zamanla yitiriyor. Yani içerisine imalat sırasında depolanan enerjiyi tüketiyor. Yoksa yoktan var etmek kulun yapacağı iş değil.'
    elbette bu tükeniyor. sonsuz değil. sanırım forumu okumak zahmetine katlanmadınız :o) mekatronik arkadaşımızın verdiği linkleri bi inceleyin lütfen. yoktan var edebileceğimiz şeyler var; mesela hayallerimiz. ben bir hayalperestim ve bunu gururla söyleyebilirm. senin şu anda kullandığın herşey bi zamanlar hayadi. mesela mouse. bunu bulan kişi tahtadan bi kutu içine yapmıştı mouse'u. ama ilk başta bir hayal bir fikir bir düştü bu. herkesin aklına gelmeyen bir düştü...
    sürtünme ve kayıplar sadece fizikte değil zihnimizde de var. bunları aşarsak sürtünmeyide aşarız, kayıpları da.......


    'Peki dünyada 15cm küpte kaç atom var? elastik çarpışma yaptıklarını varsay ve uzaydaki atomlar kaç (milyar) yılda dünyanın hızının katrilyonda bir azaltabileceğini hesapla da öyle konuşalım. ' peki ilk dönmeye nasıl başladı? sende bunu söle

    'üstteki hesabı yap cevabı kendin vereceksin zaten.' sanırım tatmin olmadım.

    quote:


    dünyamızdan 30000 km uzaklıktaki uyduları buradan sürekli yerinde tutmak için iticilerle sinyal gönderiyoruz ve iticilerdeki gazın bitmesi uydunun ömrünü belirliyor. peki dünya nasıl çıkmıyor yörüngeden? burada bir güç enerji var. bence manyetik ışımayı kinetik enerjiye çevirmek mümkün.


    Zaten motorların içerisinde dönüşüyor. Şüphen mi vardı yoksa? Motora çok aşırı yük bindirdiğinde dönmesindeki zorlanmanın, ve bu zorlanmayı yenmek için daha çok manyetik alan oluşturmanın mantığını (akımı arttırarak) anlamak bu kadar güç mü? yoo bilakis be petekçim. motorları zorlamaktan zevk bile alırım da, senin bemim yazdığım şeyle söylediğinin ne alakası var onu anlamadım.

    Durun bir tahminde bulunayım. Sizin su dolu bir tankın dibinden surekli hava basarak bedava enerji üretebilecek bir sistem kurma düşünceniz de vardır (eğer tahmin ettiğim kişi iseniz tabi )

    yoh walla yoh. demek ki o ben deelim.




  • Petek, bunu forumdan aldım. hani okuma zahmetine katlanmamışsınız dedim ya, o.

    http://freeenergynews.com/Directory/Perendev/MagneticMotor/PerendevMotorFeb2003.wmv

    sence bu ne? düzenbazlık mı? hile-hurda? ben kendimi bi fikir ürettim onu yapacağım diye düşünürken bu filmi mekatronik sayesinde gördüm.http://freeenergynews.com/Directory/Perendev diye de bi inceledim ki. aynı şeyi düşünmüşüz adamla. ama o yapmış. ben ise gaza gelmediğim için uğraşmamışım. aramızdaki tek fark o mili yatay yapmış ben dikey düşünmüştüm. bi de maskelemeyi nasıl yapacağım dertti benim için o hoparlörlerde kullanılan sistemi kullanmış. bu yüzden; konuyu olurdu-olmazdı dan taşımak istiyorum. nasıl gelişire ve bizde yapalıma getirmek istiyorum.


    tabiii sana kalmış. kişisel seçimlerini etkilemek için ikna kampanyası düzenleyecek deilim....




  • quote:

    Orjinalden alıntı: sepsis

    Petek, bunu forumdan aldım. hani okuma zahmetine katlanmamışsınız dedim ya, o.

    http://freeenergynews.com/Directory/Perendev/MagneticMotor/PerendevMotorFeb2003.wmv

    sence bu ne? düzenbazlık mı? hile-hurda? ben kendimi bi fikir ürettim onu yapacağım diye düşünürken bu filmi mekatronik sayesinde gördüm.http://freeenergynews.com/Directory/Perendev diye de bi inceledim ki. aynı şeyi düşünmüşüz adamla. ama o yapmış. ben ise gaza gelmediğim için uğraşmamışım. aramızdaki tek fark o mili yatay yapmış ben dikey düşünmüştüm. bi de maskelemeyi nasıl yapacağım dertti benim için o hoparlörlerde kullanılan sistemi kullanmış. bu yüzden; konuyu olurdu-olmazdı dan taşımak istiyorum. nasıl gelişire ve bizde yapalıma getirmek istiyorum.


    tabiii sana kalmış. kişisel seçimlerini etkilemek için ikna kampanyası düzenleyecek deilim....



    Evet okuma zahmetine katlanmamışım. Haklısın. Verdiğin linkte biraz dolaştım. Anladığım kadarıyla sen seyretmişsin, ben ise okumuşum. Tavsiye ederim şu linki oku. Burada o makinanın testlerini yapan, fakat sözleşmeleri gereği detaylarını açıklayamayan kimselerin yorumları var.
    http://www.freeenergynews.com/Directory/Perendev/MagneticMotor/KeithAnderson_statement/index.html

    Bence anlatılanların içerisinde en çarpıcı olan:
    [...The amount of energy used in manufacturing a magnet is typically 10 times what the magnet is capable of producing. More expensive magnets are even less efficient. Add to this the losses in energy incurred by these 33%-66% concept magnet devices themselves, and the energy consumed in the overall manufacturing process is 20-25 times the energy you will get out.

    There are situations where these types of devices may be useful, but they are not "free energy", nor do they represent any sort of "overunity" phenomenon, nor any solution to the energy crisis.]

    Karşı görüşte olanların iddiaları da tam anlamıyla komedi. Okuyunca sadece bu forumda değil bütün dünyada böyleleri varmış diyorum.




  • quote:

    Karşı görüşte olanların iddiaları da tam anlamıyla komedi. Okuyunca sadece bu forumda değil bütün dünyada böyleleri varmış diyorum.


    Günaydın.

    Ama biz Türk milletinin bir farkı var. Çok değerli bilimsel çalışmaları ve çalışanlarını ayaklar altına alıyor hatta cezalandırıyor, buna karşılık kara cahil adamların bilimsellikten uzak çalışmalarını TV lere gazetelere flaş haber yapıyoruz.

    Sonrada bu kişilere bilim dünyası arka çıkmıyor yada bilim dünyası üstlerine gidiyor diye profları karalıyoruz.
  • gerçek dünyanın insanları, biz hayalperestlere karşı düşman oluşunuzu şimdi fark ettim. sahidende şöle dememi bekliyorsunuz '' sen haklıymışsın ben yanılmışım ''. dediğim zaman siz tatmin olacaksınız. nedir bu? bi çeşit aşağılamaktan zevk alma duygusu mu? biz kendimizi tatmin ediyoruz ama kimseyi 'kendini tatmin ediyor' diye yargılamıyoruz. sevgili gerçekçi dostum; kendini tatmin etmek adına biz insanlara 'tokat atmak' şeklinde bir davranışta bulunmuyoruz. ama siz bunun 'olmazlığını' zihninizin bir 'kurallar dizisi itaatkarlığına' bağlıyorum. sevgili proflarımız yada akademisyen arkadaşlarımızdan kaçının buluşu dergilerde yayınlanmaktan öteye geçemedi? yani elde tutulur ne gibi üretimimiz var? 18. yüzyıl sonlarında bir kütüphaneci 'bulunacak herşey bulundu' diye intihar etmişti. neden?

    aslında size teşekkür ediyorum. bugüne kadar gaza gelipte başlamamıştım bişiler yapmaya. bu yoktan var etme kulun gücü yetmez diyen zihniyet farkında değil ki Allah'ın ruhundan üflenmiş bizlere. yani düşünce bir yaratımdır. sanırım gerçekçiliğinizin yanında maneviyata da karşısınızdır?




  • quote:



    Oysa önceki yazımda alıntı yaptığım yerde de çok güzel vurgulanıyor, bu gibi makenizmaların kullanılabileceği yerler vardır. Ama bu enerjide devrim, yada bedava enerji üretimi anlamına gelmez. Üstelik mıknatıslara verilen enerjinin 20-25 te biri kadarını ancak geri alabiliyorsun. İşin bu kısmını dikkate almayınca malum saçmalıklar ortaya çıkıyor. Bu motoru yapabilir ve işletebilirsiniz ama verilen enerjiden daha fazlasını alamazsınız.


    bakın burada istediniz mi ne güzel anlatıyorsunuz. ama bu anlatımı 'hadi leyynn' tarzında süslemelerle katletmeseydiniz daha yapıcı olurdunuz. saçmalıklar ancak çirkeflikte vardır. diğeri ise düşünce ( bu saplantılı bile olabilir ) alış-verişidir. siz alış-verişi zengin ve kibirli bir kimsenin yaptığı gibi yapıyorsunuz. ingilizce alıntı yapıyor bizim de bildiğimizi varsayıyorsunuz. sizde bunu anlamak istemezseniz anlayışımın altına sığınabilirsiniz.

    hayal kurmaktan başka şansınız yok. tüm küçük işletmeler birgün büyük bir iş yapma hayalini kuruyor. siz neyin hayalini kuruyorsunuz? bizlere sunmak paylaşmak istediğiniz bir düşünceniz varmı? merak etmeyin dalga geçmeyiz.




  • eh içimde kalmasın yaziim dedim;

    galilieo amcamı yemişlerdi dünya yuvarlak dediğinde.
  • Cumartesi gecesi Ceviz Kabuğu'nda biri Kimya Profesörü diğeri Kimya Mühendisi iki araştırmacının ilginç iki çalışması ekrana geldi. İkincisinin konuyla alakası yok ama birincisi endirekt yoldan bu konu ile alakalı:

    900gr su kütlesinin sıcaklığını 21°C den 30°C ye çıkartmak için gerekli olan güç miktarı hesaplamalara göre (kendi hesaplamaları) 22W... İkilimiz kendi icatları olan özel bir alaşım ısıtıcı ile aynı işlemi yalnızca 4.5W gibi bir güç harcayarak başardılar hem de canlı yayında. Bunun üzerine bazı telefon katılımcıları böyle bir şeyin mümkün olmadığı bunun devirdaim makinası iddiası olduğu üzerinde durdular. Tabii ki temel fizik eğitimi almış herkes aynı iddiada bulunur--> Termodinamik Yasa No:1

    Ancak araştırmacıların bir türlü anlatamadığı şey; bu özel alaşım içeriğinde bulunan potansiyel enerjinin kullanımıydı. Yani aradaki 16.5W lık fark, özel moleküler yapıdan kaynaklanan (nükleer enerji benzeri) daha önce icad edilmemiş bir enerji türünden kaynaklanıyordu. Tabii ki detaylarını benim ya da kuantum fiziği alimi olmayan herhangi birinin anlaması mümkün değil!

    Demek istediğim şu ki: subjektif bilimsel birikimlerimizi salt ve tartışılmaz gerçekler olarak kabul etmek en büyük aymazlıktır. Eğer dünya genel olarak bu tür saplantılarla dolu insanlarla dolu olsa idi bugünkü bilimsel gelişmelerin hiçbirine sahip olamazdık. Aynen 19.YY sonlarında Amerikan Patent Enstitüsü başkanının

    "Artık icad edilebilecek herşey icad edildi. Bence artık hiçbirşey icad edilemez"

    Mantığı (mantıksızlığı) gibi, bilimsel kibir bataklıklarına saplanmayalım lütfen.

    Saygılarımla.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Petek

    quote:

    Orjinalden alıntı: sepsis

    eh içimde kalmasın yaziim dedim;

    galilieo amcamı yemişlerdi dünya yuvarlak dediğinde.



    Bizi ortaçağın skolastik bataklığına saplanmış sofilere mi benzettiniz?



    A- Ukulün yanında en ala bir mekteb kulub yanında en ekmel medrese vicdanlar nazarında en mukaddes zaviye olacaktır. Hem mekteb, hem medrese, hem tekke olacaktır.

    B- "Fünun-u cedideyi, ulum-u medaris ile mezc ve derc" etmek ve bu sayede safsatanın zulmünden muhakeme-i zihniyeyi halas etmek

    C- Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir, ikisinin imtizacından hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit birincisin de taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.

    D- Bir menzili mektep, bir hücresi medrese, bir köşesi zaviye, salonu dahi mecmaü'l-küll, biri diğerinin noksanını tekmil için bir meclis-i şura olacak.

    E- Mekteb (Darulmuallimin)'deki "intizam ve tefeyyüz ondan buna (medreseye) geçsin ve fazilet ve diyanet, bundan (medrese) ona (mekteb) geçsin; tebeddül ile herbiri ötekine bir kanat verip zülcenaheyn olsun.

    Bediüzzaman


    doğrusu ingilizcem iyi değil ama bu yazdığınız şeyler ise tamamen anlaşılmaz durumda... elbette sizin anladığınızı biz, bizim anladığımızı siz anlamıyor olabiliriz. ama sadece bildiğimiz dilden anlatsanız da anlamaya başlasak diyordum, nasıl olur?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: sepsis


    quote:

    Orjinalden alıntı: Petek

    quote:

    Orjinalden alıntı: sepsis

    eh içimde kalmasın yaziim dedim;

    galilieo amcamı yemişlerdi dünya yuvarlak dediğinde.



    Bizi ortaçağın skolastik bataklığına saplanmış sofilere mi benzettiniz?
    ...
    Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir, ikisinin imtizacından hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit birincisin de taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.


    doğrusu ingilizcem iyi değil ama bu yazdığınız şeyler ise tamamen anlaşılmaz durumda... elbette sizin anladığınızı biz, bizim anladığımızı siz anlamıyor olabiliriz. ama sadece bildiğimiz dilden anlatsanız da anlamaya başlasak diyordum, nasıl olur?


    Diyor ki, Vicdanın rahatı, huzuru, nuru dini ilimleri öğrenmekle ve bu ilimlerden elde ettiğin bilgileri ihlasla, samimiyetle uyugulamakla olur. Aklın rahatı huzuru, nuru da medeniyetin fenleri olarak bilinen matematik, fizik, kimya, tıp, coğrafya, astronomi vs....öğrenmekle ile olur. Her ikisini birlikte tahsil eden gerçek hakikate, doğruya ulaşır. Bu ikisi bir arada olursa talebeninin şevki, hevesi, gayreti yükselir, artar. Fakat her ikisi birlikte olmazsa, sadece dini ilimleri tahsil etmekten taassup çıkar (yani taraflı olmak hali yada bir düşünce ve inanışa körükörüne bağlanıp ondan başkasını düşünmemek hali ortaya çıkar), sadece medeniyet ilimlerini tahsil etmekten yaratıcının varlığında şüphe hali ortaya çıkar demektir.

    İngilizcenin gerekliliği kadar Osmanlıcanın da gerekli olduğunu düşünüyorum. 600 yıl Osmanlıca kullanmış bir neslin evlatları olarak geçmişimiz ile bağlarımızı koparmamak gerektiğine inanıyorum.

    Önceki yazımda birkaç kelime hatası yapmışım. Kusura bakılmasın. "Ayat-ı Tekviniyeye muvafık" cümlesi "tekvini kanunlara muvafık" (yaratılış kanunlarına uygun) olacaktı, bir de Yusuf Peygamberin sözünü aynen yazmamışım. Kusura bakmayın.

    Yaratılış kanunlarına örnek istersen, su doğada 0 derecede buza dönüşür, buza oturan deli de olsa veli de olsa üşütür, su donunca kapalı kaldığı çelik kabı parçalar, kristale yük verirsen belirli bir frekansta titreşir (ibadet eder), havasız kalan akciğerli canlılar boğulur, yoğun radyasyona maruz kalan hücreler ölür, karbon oksijenle temas ederse yanar (CO, CO2 ye dönüşür),..... istediğin kadar çoğalt.




  • @petek: Yazdığın mesajların hiçbirinin ilk satırından sonrasını okumadım. Eğer yarı arapça yarı türkçe yazmaya devam edersen de bu böyle sürecek.

    Ben de bazen mesajlarımda ingilizce kelimeler kullanıyorum. Ama gerçekten, o kelime aklıma ingilizce haliyle geldiği için ingilizcesini kullanıyorum (mesela elektronik posta yerine e-mail demeyi tercih ederim) Ama sen özellikle bu arapça (ya da farsça, ne haltsa) kelimeleri kullanmak için çaba sarfediyorsun. Zaten bunun için çaba sarfetmiyor olsan, bu kelimelerin önce arapçasını yazıp, ardına parantez içinde türkçesini yan bilgiymiş gibi koymazsın.
  • Bediüzzaman (Said-i Kürdi) ne zaman CUMHURİYET'le uzlaşmış?

    Din, tarikat laboratuvarın kapısının dışında kalmalıdır. Yoksa oradan bilim değil tarikat çıkar. Aynı bir zamanlar Almanlar'ın Ari ırk peşinde koştukları gibi.

    Bilim özgürdür, nerede özgür bırakılırsa orada ortaya çıkar. Diğer ortamlarda sonuç hüsrandır.

    Siz bilimi kendi düşüncenize uydurmaya çalışadurun, o hep ilerleyecektir.

    Siz neresindesiniz?
  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.