Şimdi Ara

Deizm ve Panteizm

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
5 Misafir - 5 Masaüstü
5 sn
87
Cevap
1
Favori
7.553
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Deizm

    Deizm veya yaradancılık, evreni bir tanrının yarattığına inanmakla beraber yaratıcının evrene hiç bir müdahalesi olmadığını savunan görüş. Tanrının evrene müdahalesi açısından "teizm" kavramı ile farlılıklar arzeder.

    Deistler genelde doğaüstü olayları (kehanet veya mucizeler), yaradanın dinlerle olan bağını, kutsal metinleri ve ortaya çıkmış bütün dinleri reddederler. Bunun yerine; deistler doğru dini inanışların insan mantığında ve doğal Dünya'nın kanunlarında görmeyi tercih ederler. Bu doğrultuda da; varolan tek bir tanrının varlığını kabul ederler.

    Tarihi

    Deist düşünce; eski zamanlardan beri (örn. Heraklitos) vardır. Deizm kelimesi ise; 17'inci yüzyılda özellikle İngiltere'de kullanılmaya başlamıştır.

    Doğa dinine inanış 17'inci yüzyılda Avrupa'da bir devrim olmuş; birçok kültür bu akıma destek vermiştir.

    Rönesans dönemindeki hümanist yaklaşım; Avrupa'nın klasik Roma ve Yunan dönemindeki düşünceleri çalışmaya itmiştir.

    Bunun yanı sıra; eski dokümanların analiz edilmesi doğrultusunda ve bilimin de sunduğu olgularla tarihte ilk defa Hristiyan toplumlar tarafından İncil eleştirilmiştir. Yapılan araştırmalar doğrultusunda; Dünya tarihi'nin İncil'de anlatıldığından çok daha farklı olduğu ortaya çıkmıştır.

    Mitoloji üzerine yapılan araştırmalarda da; birçok dinin kendinden önceki dinlerden örnekler alarak hikâyelerde karakterlerin isimlerini değiştirerek kullandığını ortaya çıkarmıştır.

    Bu doğrultuda; Hristiyanlığın birçok din arasındaki dinlerden biri olduğunun farkına varılmış; ve hiç bir şeyin bir dinin diğerinden daha iyi ya da daha doğru olduğunu ispatlamayacağına inanmışlardı.

    Dinlerde Anlaşmazlıklar

    Avrupa Reformizm'in başladığından bu yana yaşadığı dini savaşlarla oldukça sorun yaşamıştı. 1642'de Herbert'in De Veritate yayımlanmış; 30 yıl savaşı Avrupa'da 25 yıl boyunca yaşama standartlarını oldukça zorlamıştı. O kadar büyük ve yokedici bir dini savaştı ki; Almanya'daki nüfusun %15 ila %20'si bu savaşlarda öldü. Daha da yakın olarak; İngiliz İç Savaşı'nda kral ve parlemento karşı karşıya gelmişti.

    Tarikatların uyguladığı yoğun şiddet; geniş anlamda duyguların reddedilmesine yol almıştı. Bu ayrıca; doğal dini doğrulara insanları yönetti. Evrensel olarak kabul edilebilecek doğrular, doğa'nın kanunu veyahutta insan mantığının içindeki kanunlara ilgi duyuldu.

    Bilimde ilerlemeler

    17'inci yüzyıl bilimde oldukça fazla yeniliklerle karşılaştı. Kopernik, Kepler ve Galileo Dünya'nın kainatın merkezi olduğu düşüncesini yoketti ve kainatın gösterilmeye çalışıldığından oldukça büyük olduğunu ortaya sundu. Bu uyuşmazlıklar dini otoritelerce büyük tepki gördü; ve Galileo dince kabul edilmiş görüşlerin karşısında bir buluş sunduğu için yargılanması en belirgin örneklerindendir.

    Bu doğrultuda din inanç ve mantık konusunda bir otorite olsa da; artık bilimsel konularda bir otorite değildi.

    Isaac Newton'un evrensel yer çekimi; Dünya'da ve uzaydaki nesnelerin davranışını açıklamasıyla, doğal evren'in doğa kanunlarıyla yönetildiğini ortaya çıkardı. Bu teoloji de (Watchmaker anolojisi) Tanrı'nın kainatı yarattığı, doğa kanunlarına uygun bıraktığı ve sahneden çekildiğini önerdi.

    Bu doğrultuda; dini mucizeler altında anlatılan doğa üstü olayların da doğa kanunlarına aykırı olması büyük fikir ayrılıklarına sebebiyet verdi.

    Deizmin özellikleri


    Deizm konsepti; belli bir merkezi, temsilcisi, ya da belirgin kanunları olmadığı için birçok değişik bakış açısına sahiptir. Ancak; Deizm'in merkezinde iki kural bulunmaktadır.

    * İlan edilmiş bir dinin reddi - (bu Deizm'in negatif - eleştirici bakış açısından yönüdür)
    * Mantığın bize dini doğruları öğretebileceği - (bu da Deizm'in pozitif - yapıcı bakış açısından yönüdür)

    Eleştirici deizm öğeleri şunları içerir:

    * Tanrı tarafından ilan edilmiş veya yazıldığı iddia edilen kitaplara sahip olan dinlerin reddi.
    * İlahi olduğu savunulan kitapların Tanrı'nın sözü olduğunun reddi.
    * Mucizelerin ve kehanetlerin reddi.
    * Dini bilinmez öğelerin reddi.
    * Kutsal kitaplardaki yaratılış hikâyelerinin ve insanların doğuşta günahkar olduklarının reddi.
    * Kaynağı ilahi ilan edilen tüm dinlerin reddi.

    Yapıcı deizm öğeleri de şunları içerir:

    * Tanrı vardır ve kainatı yaratmıştır.
    * Tanrı insanların mantıksal davranmasını ister.
    * İnsanların ruhları ölümden sonra hala vardır, bu doğrultuda ölümden sonra yaşam da vardır.
    * Yaşam sonrasında, Tanrı iyi davranışlarımızı ödüllendirecek, kötü davranışlarımızı cezalandıracaktır.Bu konu deistlere göre değişiklik gösterir.

    Kişisel olarak deistlerin düşünceleri oldukça geniş ve değişiktir. Bazıları aralarında kendilerini asıl hristiyanlar olarak da ilan etmiş; İncil'den mucizeleri, kehanetleri ve bilinmezleri çıkartarak; İsa'nın insanlara iyilik öğretmek isteyen biri olduğunu sunmuşlardır. Örnek olarak Thomas Jefferson; bu öğeleri çıkartarak Jefferson İncili'ni yazmıştır.

    Radikal olarak da; hristiyanlığı ve tüm dinleri tamamen reddeden ve mantık aramayan deistler de mevcuttur. Radikal deistler de dindar insanlar tarafından genelde ateist olarak görülmüştür.

    Deizm dönemle Amerika'da da yayılmış; ancak daha sonra popülaritesini yitirmiştir.

    Günümüzde deizm

    Birçok hristiyan deist; Üniteryanizm inancına bağlanmıştır. Modern deistler klasik deizm inanışını, modern felsefe ile birleştirerek günümüz bilimiyle kullanmak istemişlerdir. Bu doğrultuda da birçok yeni inanışın çıkmasına sebebiyet vermiştir.

    Eski deizm inanışında; Tanrı ile kişisel bir diyalog veyahutta karşılaşma mümkün gösterilirken; günümüzde Tanrı'nın insanüstü olduğu ve Tanrı'yı anlamanın insan mantığı sınırları içinde olmadığına inanılmıştır.

    Bunun yanı sıra; Agnostisizm, Evrenselcilik ve Panteizm de başta olmak üzere; birçok felsefi akımın ortaya çıkmasıyla Deizm'e olan ilgiyi düşürmüştür. Deizm isminin yerini günümüzde birçok deist tarafından Evrenselcilik (Universism) almıştır.

    Pandeizm, Deizm'in panteistik formudur.

    Panteizm


    Panteizm ya da Tümtanrıcılık (Doğatanrıcılık, Kamutanrıcılık) Evrenin bütününü Tanrı olarak kabul eden felsefi görüştür. Panteizm'de, pan-enteizm'den (kamusaltanrıcılık) farklı olarak her şey Tanrı'nın bir parçası olarak kabul edilir, Tanrı her şeydir ve her şey Tanrı'dır. Tanrı'nın evrenden ayrı ve bağımsız bir varlığı yoktur. Tanrı doğada, nesnelerde, insan dünyasında vardır.

    Pandeizm: Panteizmin deistik formudur.

    Spinoza ağırlıklı Panteizm algılayışına göre, Tanrı her şeydir ve her şey Tanrı'dır. Tanrı-evren-insan ayırımı yoktur, böyle bir ayrım aklın yanılsamasıdır. Tanrıbilimsel olarak; Tanrı, evren ve insan; birdir, aynıdır. Aşkın bir Tanrı var olmadığı gibi, herhangi bir yaratmadan da söz edilemez. Spinoza'nın bu görüşü, ailesinin göç ederek ayrıldığı Endülüs İspanya'sındaki ünlü mutasavvıf Muhiddin-i Arabî'nin etkisiyle oluşmuştur. Bilindiği gibi, Arabî'nin görüşü "Vahdet-i Vücut" olarak ileri sürülmüştü. Ancak birçoklarının sandığının aksine, Spinoza'nın Panteizmi ile Arabî'nin Vahdet-i Vücut anlayışı birbirinin aynı değildir. Spinoza'da, Tanrı evrendedir ve evren kadardır. Arabî'de ise Evren, Tanrı'dadır ve bu durum Tanrı 'yı sınırlamamaktadır.

    İngiliz düşünürü White Head'e göre, Tanrı'nın her türlü değişmenin ötesinde değişmez bir niteliği ve bunun yanında bir de değişen ve oluşan bir niteliği vardır. Tanrı değişmeyen yanıyla devinimi başlatmıştır ve evrenin bilincindedir. Ancak Tanrı bu konumda kalmış olsaydı; ilk devindirici, özgür, öncesiz ve yetkin olarak kalacak ama varoluşa katılmamış olacaktı. Diğer niteliği ile ise Tanrı, değişme ve oluşma sürecinin içinde ve bilincindedir. Bu nedenle Tanrı'nın evrende içkin (evrenin maddesine karışmış, evrenin içinde bulunan) olduğunu söylemek de doğrudur. Evrenin Tanrı'da içkin olduğunu söylemek, Tanrı-evren ilişkisinin karşılıklı olduğunun farkına varışın göstergesidir.

    Süreç felsefesi olarak da ifade edilen ve White Head 'le başlayan bu akıma Pan-enteizm ya da Diyalektik teizm denir. Pan-enteizme göre Tanrı, hem değişmeyen (mutlak), hem de değişen (göreli) dir. Hem zamanın içinde, hem dışında; hem sonlu, hem de sonsuzdur. Aynı zamanda hem tikel, hem tümel; hem neden, hem sonuçtur.

    Hartshorne, Tanrı'nın bir soyut bir de somut iki yüzü olduğunu söyler. Soyut niteliğiyle Tanrı; mutlak, etkilenmez, erişilmez ve değişmezdir. Somut yanıyla ise etkilenir ve değişir. Tanrı bu iki niteliğinde de yetkindir. Ancak bu yetkinlik klasik Teizmdeki gibi değildir. Oradaki yetkinlik, değişmeyen donmuş bir yetkinliktir. Buradaki yetkinlik değişir, ancak bu değişme Tanrısal bir değişmedir. Yani yetkinliğe doğru değil, yetkinlik içinde bir değişmedir. Bu tanımla Pan-enteizm, hem Deizmden hem de Panteizmden ayrılır.

    Özet olarak; Panteizm ile Pan-enteizm arasında önemli bir fark vardır. Panteizmde her şey tanrıdır. Pan-entezimde ise, her şey Tanrı'dan sudur etmiştir (oluşmuştur). Ruhun tek amacı, oluştuğu Tanrı'ya dönmektir. Bunun da yolu tek evrensel yasa olan evrim/tekamül'den geçmektir.

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Deizm
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Panteizm







  • Hiçbir dinden ve inançtan haberimiz olmasaydı. Bir yaratıcıya inanır mıydık? İçgüdü müdür?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metete

    Hiçbir dinden ve inançtan haberimiz olmasaydı. Bir yaratıcıya inanır mıydık? İçgüdü müdür?



    Evet, insanların güneşe aya tapmaları gibi... Kaldı ki inançlardan haberi olmasına rağmen, bunları reddetmesine rağmen tanrıya inananlar(deistler) bunun en büyük kanıtıdır bence
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metete

    Hiçbir dinden ve inançtan haberimiz olmasaydı. Bir yaratıcıya inanır mıydık? İçgüdü müdür?



    İlahi dinlerden öncede insanlar kendisinden güçlü olduğuna ya da onu koruduğuna inandığı nesnelere tapıyorlardı.İnsanın doğası gereği çaresizliğe düştüğünde herhangi bir doğa olayı karşısında,korktuğunda bunları hep doğa üstü bir güçle açıklamaya çalışmıştır.Örneği yunan mitolojisinde zeus yıldırımlar tanrısıdır insanlar her gök gürültüsünde ve şimşekte bunu zeus un kızdığı anlamında yorumlamıştır.Bence inanmak insanların doğasında var.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: PaiMei


    quote:

    Orjinalden alıntı: metete

    Hiçbir dinden ve inançtan haberimiz olmasaydı. Bir yaratıcıya inanır mıydık? İçgüdü müdür?



    Evet, insanların güneşe aya tapmaları gibi... Kaldı ki inançlardan haberi olmasına rağmen, bunları reddetmesine rağmen tanrıya inananlar(deistler) bunun en büyük kanıtıdır bence


    Bilim Tekniğin Olmadığı Yerde İnsanların Bu Tarz İnanışlara Kapılmaları Çok Normal.

    Ama Gökten Bİr Kitabın Parça Parça Bölümler Şeklinde İndiğini Kabul Etmek Ne KAdar Mantıklı.

    Yada Konuyu Bir İnanan Gözüyle Paranoya Şeklinde Bakalım Ayetleri İndiren Cebrail Kılığına Gİrmiş Şeytansa İslam Şeytanın Diniyse Hepininiz< Cehenneme Gideceksiniz Al Sana Paranoya



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi K.MARX -- 18 Nisan 2009; 18:06:54 >




  • Eski bir deist olarak 1-2 konuya açıklık getirmek istiyorum.
    Deistler; bir yaratıcının varlığını kabul etmekle beraber onu nitelemekten her daim kaçınırlar.
    Yani yaratıcı kavramı illa bizden üstün; süper güçlü bir varlık olacak diye bir kaide yoktur. Deistlere göre yaratıcı belki doğanın ta kendisidir; belkide zaman dediğimiz kavramdır, hatta belkide somut bir kavramdır!

    Dinler konusunda "The Man from Earth" filminin güzel teoriler barındırdığını söyliim. Merakı olan arkadaşlar filmi izlemeliler; çok keyif alacaklarına eminim.
  • Bende eski bir deist olarak deizmin ödlek ateizm oldugunu düşünüyorum
    quote:

    Orjinalden alıntı: NovariX

    Eski bir deist olarak 1-2 konuya açıklık getirmek istiyorum.
    Deistler; bir yaratıcının varlığını kabul etmekle beraber onu nitelemekten her daim kaçınırlar.
    Yani yaratıcı kavramı illa bizden üstün; süper güçlü bir varlık olacak diye bir kaide yoktur. Deistlere göre yaratıcı belki doğanın ta kendisidir; belkide zaman dediğimiz kavramdır, hatta belkide somut bir kavramdır!

    Dinler konusunda "The Man from Earth" filminin güzel teoriler barındırdığını söyliim. Merakı olan arkadaşlar filmi izlemeliler; çok keyif alacaklarına eminim.





  • quote:

    Orjinalden alıntı: [ Chery ]

    Bende eski bir deist olarak deizmin ödlek ateizm oldugunu düşünüyorum
    quote:

    Orjinalden alıntı: NovariX

    Eski bir deist olarak 1-2 konuya açıklık getirmek istiyorum.
    Deistler; bir yaratıcının varlığını kabul etmekle beraber onu nitelemekten her daim kaçınırlar.
    Yani yaratıcı kavramı illa bizden üstün; süper güçlü bir varlık olacak diye bir kaide yoktur. Deistlere göre yaratıcı belki doğanın ta kendisidir; belkide zaman dediğimiz kavramdır, hatta belkide somut bir kavramdır!

    Dinler konusunda "The Man from Earth" filminin güzel teoriler barındırdığını söyliim. Merakı olan arkadaşlar filmi izlemeliler; çok keyif alacaklarına eminim.






    +1




  • quote:

    Orjinalden alıntı: [ Chery ]

    Bende eski bir deist olarak deizmin ödlek ateizm oldugunu düşünüyorum
    quote:

    Orjinalden alıntı: NovariX

    Eski bir deist olarak 1-2 konuya açıklık getirmek istiyorum.
    Deistler; bir yaratıcının varlığını kabul etmekle beraber onu nitelemekten her daim kaçınırlar.
    Yani yaratıcı kavramı illa bizden üstün; süper güçlü bir varlık olacak diye bir kaide yoktur. Deistlere göre yaratıcı belki doğanın ta kendisidir; belkide zaman dediğimiz kavramdır, hatta belkide somut bir kavramdır!

    Dinler konusunda "The Man from Earth" filminin güzel teoriler barındırdığını söyliim. Merakı olan arkadaşlar filmi izlemeliler; çok keyif alacaklarına eminim.





    Tam değil.. Deizm mantık olarak açıklanamayana olan ilgidir.




  • önemi varmı..?
    bence eski bir deist olduğumu konuyla alakalı olduğu için belirtmem yeterli.
    fakat yinede merakınızı giderecekse şuan bir ilahi dine inandığımı söyleyebilirim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: stnts

    İlahi bir dine inanma sebebinizi öğrenebilirsek belki bizde ilham alırız. Bizlerin iyiliği için lütfen paylaşın, ilahi ilhamınızı. Minnettar olurum ...





    Garip gelebilir ama Tasavvuf..
    Nasıl adlandırırsınız bilmem; ilham mı dersiniz yoksa bir kapının anahtarımı.. Ancak Mevlana ve dolayısıyla Tasavvuf diyebilirim!

    Herşeyin temelinde bu olgular yatıyor..
  • @stnts
    Sorarım Deizim tanrıya ibadet adına ne yapar?
    Hicbirşey tıpkı Ateistler gibi degil mi ?
    Biri sadece yaratıcı bir tanrının oldugunu hisseder Deist olur.Biri kabul etmez maddeye inanir materyalist olur aradaki tek fark budur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: [ Chery ]
    @stnts
    Sorarım Deizim tanrıya ibadet adına ne yapar?



    Burada bir hata var.
    Adına ibadetmi dersiniz bilmem ancak Deistler, yaratıcının insan hayatına müdahale etmediğini düşündüklerinden mütevellit sadece insan içgüdüsünden hareketle bir nevi şükrederler. Deistlerin birçoğundan "iyiliktir dinim!" şeklinde cümleler duyabilirsiniz.. Hatta pekçok tartışmada insanın bir dine mensup olmadanda iYi iNSAN olabileceğini savunurlar.

    Yani ibadet olmasada varlıklarını "SEVGi ve iYiLiK" ile anlamlandırmaya çalışırlar. Ölüm sonrası bir ödül - ceza olayına inanmadıkları içinse bunu hiçbir beklenti olmaksızın, sadece INSAN oldukları için yaparlar.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: stnts

    Novarixin deist olup ta sonradan Teist olduğuna inanmıyorumm....
    Seni Deist yapan algılar ne oldu da birdenbire değişti.. Geç bunları Tasavvuf vs.
    Neyse
    Kuranda bizzat der ki insanların çoğu cehenneme odun olarak gidecek.
    Teistlerin şunu anlaması lazım..
    kutsal kitapları okuyupta , bunların asla bir Tanrı tarafından gönderilmiş olamayacağını düşünenler mutlaka olacaktır.
    Laiklik bunun için var.
    Benim gibi dinleri insanın yarattığını düşünenlere de saygı duymak lazım :)



    Inanmamakta tabiiki özgürsün. Tıpkı herhangi bir Din'e inanmamakta özgür olduğun gibi...
    Ancak "Geç bunları, tasavvuf vs." kısmı çok şık durmamış orada..

    Inanmayanlara, deistlere, budistlere, hristiyanlara, musevilere ve hatta insana zarar vermedikleri sürece satanistlere vs. sonsuz saygım var. Herkes kendi inancını yada inançsızlığını yaşamakta özgür olmalı! Bugüne kadar 1 insanoğluna bile "inancın nedir?" diye sormadım. O beni ilgilendirmez çünkü!

    Ancak ben senin inançsızlığına saygı duyuyorsam; sende benim inançlarıma saygı duymalısın!
    Bu yüzden TASAVVUF vs. benim için pekte "geçilecek" konular değil..

    Selamlar..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ayı Baba -- 18 Nisan 2009; 20:58:56 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: stnts

    İyi de daha inancını söylemedin....
    Sadece deisttim şimdi ilahi bir dine inanıyorun dedin.
    Bu muhteşem değişimin sırlarını merak ettim bende...
    Tanrı sana tabletlermi verdi bir dağda ...
    yoksa dünyevi ihtiyaçlar için tanrısal ilhamların gerekli olduğu gerçeğiylemi yüzleştin????


    Ben çok şükür Müslümanım stnts
    Anlayacağını düşünmüştüm..

    Peki nedir bu değişimin kaynağı..?

    Insanın hayattaki tek amacı HUZUR'dur bence! Herşeyi huzur ve mutluluk için yaparız bilinçli yada bilinçsizce! Ve ben huzuru bu inançta buldum!.. Tasavvufu araştırmanı; o insanların, bizim bugün "psikoloji bilimi" adı altında sayfa sayfa tez yazıp yüksek lisans - doktora için yırtındığımız olguları yüzyıllar önce sadece INSAN kaynağından yola çıkarak nasıl güzel şekillendirdiklerini okumanı isterdim. Ve tabiiki bunun merkezinde bir inanç, bir inançlar sistemi olmalı! Ve bence ilahi dinler arasındada temelinde SEVGi ve iYiLiĞi barındıran en gerçekçi din ISLAM.. Allah(c.c)'ın senin ibadetine tabiiki ihtiyacı yok! Ancak senin bu ibadetle ruhunu arındırmaya, huzura yaklaşmaya fazlasıyla ihtiyacın var!

    "Komşusu açken kendisi tok uyuyan bizden değildir!" diyen bir Peygamber'e sahip olan bir din..
    "Yaradılanı severiz, Yaradan'dan ötürü" diyebilen mensuplarının olduğu bir din..
    Ilk emri "OKU" olan bir din...

    Seni bilmem ama bunlar bana fazlasıyla HUZUR veriyor! Islam'ın özünde ne kadar mükemmel bir inanç, ne kadar mükemmel bir felsefe olduğuna dair verilebilecek milyonlarca örnekten yalnızca birkaçı bunlar!..

    Gerisi senin iradene ve beklentine kalmış..

    Selamlar..




  • Tasavvuf vesaire olarak tanımlandırdığınız kavramlar o kadar basit değil bunu dünya anlamışken insanımızın kavrayamaması ilginç..
    Tasavvuf denince akla ilk gelen tarikatlar aşırı dinci gruplar oluyor fakat tasavvufun felsefesi noktası o kadar koyu değildir ki 'Ne olursan ol gel ' diyebiliyor .Baştan sona saygı sevgi hoşgörüden bahsediyor.
    Benim neyzen olup tasavvufu seçmemdeki amaç ise tamamen mevlananın mesnevisini okumamdır özündede tasavvufun bireysel olarak kazandırdıkları mesala eskisi kadar agresif değilim artık daha geniş daha olgun düşünebiliyorum bir nevi meditasyon gibi düşünün elinize ney'i alıp içindekilerinizi notalara dökerken büyülü sesiyle sizi alıp uzaklara götürür dinlerkende keza durum değişmez .
    Bence bir yaradana inancınız yoksa dahi verdiği öğütler ve yaşam felsefesi olarak tasavvuf elimizdeki en büyük hazine tabi kullanabilene . Tabi bunlar benim görüşüm herkesin inancına saygı duyarım bende düne kadar boşlukta gibiydim ve en azından şimdi bir dünya görüşüm var ve amaçlarım var hepinizde bunların mevcut olduğuna eminim fakat şu dizelere bir bakarmısınız sanki hayatın birkaç kelimeyle özeti gibi;

    Sevgide güneş gibi ol,

    dostluk ve kardeşlikte
    akarsu gibi ol,

    hataları örtmede gece gibi ol,
    tevazuda toprak gibi ol,

    öfkede ölü gibi ol,
    her ne olursan ol,
    ya olduğun gibi görün,

    ya göründügün gibi ol.

    Hz. MEVLÂNA



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _DIESEL_ -- 18 Nisan 2009; 22:20:10 >




  • Konu tasavvufa gelmişken, Şems-i Tebrizi'in yahut onun olduğu rivayet edilen bir sözü alıntılamak isterim.

    Bizde ne tam Müslümanlık vardır, ne tam kafirlik. Biraz Müslüman olursun, biraz kafir. En sonunda kamil olursun.

    Var mı ötesi?

    @Novarix

    Neden bilmem ama sizin bu konudaki mesajlarınızı okuyunca, yüzümü bir gülümseme kapladı. Sağlıcakla kalın...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Yazat


    @Novarix

    Neden bilmem ama sizin bu konudaki mesajlarınızı okuyunca, yüzümü bir gülümseme kapladı. Sağlıcakla kalın...

    Banada garip geldi. Bunları söyleyebileceğini düşüneceğim en son kişilerden biriydi bu forumda.
  • Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. HERAKLEITOS

  • ben novarix'in müslüman olduğunu biliyordum. "Allah (c.c.) ye şükür" gibi yazılar yazmıştı:D
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.