Şimdi Ara

CRISPR ile sivrisineklerde yapılan tek gen değişimi, sıtmanın yayılmasını durduruyor

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
313
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
7 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • CRISPR ile sivrisineklerde yapılan tek gen değişimi, sıtmanın yayılmasını durduruyor
    Her yıl yüz binlerce insanın yaşamına mal olan sıtma, özellikle Sahra Altı Afrika'da hâlâ büyük bir tehdit olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2023 yılında yaklaşık 263 milyon kişi sıtmaya yakalandı ve bu vakaların yaklaşık 600 bini ölümle sonuçlandı. Bu ölümlerin yüzde 80’ini ise beş yaş altı çocuklar oluşturdu. Bu korkutucu tablo, sivrisinekleri dünyanın en ölümcül hayvanı yapıyor. Bu yüzden bilim dünyası da yıllardır bu soruna çözüm arıyor.



    Son yıllarda sıtmayla mücadelede karşılaşılan en büyük engellerden biri, hem parazitin tedavilere karşı evrimsel uyum geliştirmesi hem de sivrisineklerin böcek ilaçlarına direnç kazanması oldu. Ancak yakın zamanda geliştirilen yenilikçi genetik müdahale yöntemi, bu tabloyu değiştirme potansiyeli taşıyor.



    Kaliforniya San Diego Üniversitesi (UCSD) ve Johns Hopkins Üniversitesi’nden bilim insanları, CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisini kullanarak, sıtma taşıyan sivrisineklerin bulaştırıcılığını neredeyse sıfırlayan bir yöntem geliştirdi. Ekip, sıtma parazitinin sivrisineğin vücudu içinde geçiş yaptığı kritik bir protein olan FREP1’de yalnızca bir amino asit değiştirerek, parazitin yayılma yeteneğini ortadan kaldırmayı başardı. L224 adlı amino asidin yerine doğada nadiren rastlanan doğal bir varyant olan Q224 yerleştirildiğinde, parazitin sivrisineğin bağırsağından tükürük bezlerine ulaşması engelleniyor. Sonuç olarak sivrisinek hâlâ enfekte kan emebilse bile, hastalığı başka bir bireye bulaştıramıyor.



    CRISPR-Cas9 teknolojisi, canlıların DNA’sında istenilen bölgeye hassas bir şekilde müdahale edebilmeyi mümkün kılan, son yılların en devrimsel genetik araçlarından biri. Sistemin temelinde, genetik materyalde hedeflenen bir noktaya kesik atılmasını sağlayan moleküler “makaslar” (Cas9 enzimi) ve bu noktayı tanıyan rehber RNA’lar bulunuyor. Bu teknolojiyle bilim insanları genetik kodda belirli bir bölgeyi kesip istedikleri değişikliği yapabiliyor. Bu yeni çalışmada da araştırmacılar, CRISPR’ın bu hassas müdahale gücünü kullanarak sivrisineklerde sıtma bulaşmasını engellemeyi başardılar.



    Değiştirilen Gen, "Allelik Sürücü Sistemi" ile Sivrisinek Popülasyonuna Yayılacak



    Araştırmacılar, bu genetik değişikliği sivrisinek popülasyonuna yaymak için “allelik sürücü” (phantom allelic drive) adını verdikleri, bir sistem kullanıyorlar. Allelik sürücü sistemi, değişikliğin popülasyonda hızla yayılmasını sağlayan özel bir mekanizma. Normalde bir canlı, taşıdığı genlerin yaklaşık yarısını yavrularına aktarırken, allelik sürücüde değiştirilmiş gen yavrularının neredeyse tamamına aktarılıyor. Bu da zamanla bu genin popülasyonda hızla yayılmasını ve giderek daha fazla sivrisineğin sıtmaya karşı direnç kazanmasını sağlıyor. Bu sistemin bir diğer özelliği de kalıcı olmaması. Yapılan genetik müdahale, belirli bir sürenin ardından popülasyondan silinebiliyor. Sisteme entegre edilen “kendini yok eden” mekanizma, müdahalenin doğaya kalıcı şekilde yerleşmesini engelliyor. Bu sayede genetik değişiklik kısa vadeli bir çözüm sunarken, uzun vadede ortaya çıkabilecek çevresel risklerin de önüne geçilmiş oluyor.



    Ayrıca Bkz."Ben robot değilim": ChatGPT Agent, CAPTCHA aşamasını saniyeler içinde geçebiliyor



    UCSD’den Prof. Ethan Bier, sistemin sivrisineklerin biyolojisine zarar vermeden çalıştığını ve sıtmanın farklı türlerine karşı da etkili olduğunu belirtiyor. Bier, “Bu kadar küçük bir değişimin bu denli büyük sonuçlar doğurması şaşırtıcı,” diyor. Araştırmanın diğer yürütücüsü olan Prof. George Dimopoulos ise bu genetik müdahalenin farklı coğrafyalarda da işe yarayabilecek esneklikte olduğunu vurguluyor: “Doğal varyantı öne çıkararak bağışıklık sağladık. Yöntem evrensel olarak uygulanabilir.”



    Çalışma laboratuvar ortamında başarıyla test edildi. Ancak bilim insanları, gerçek çevresel koşullarda yapılacak saha denemelerinin kritik olduğunu vurguluyor. Bu yüzden şimdi o denemelerin sonuçları bekleniyor. Ancak burada da başarı sağlanırsa, belki de ilk kez sivrisinekler en ölümcül hayvan olmaktan çıkacaklar.




    Kaynak:https://www.the-scientist.com/a-single-genetic-tweak-stops-mosquitoes-from-spreading-malaria-73202







  • Sivrisinekler ve keneler butun dunyada basa bela...

  • O sırada sıtma tamamen soyu tükenir mi acaba?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Sivrisineklerin DNA'sı ile oynayıp kısırlaştırsalar ve soyunu tüketseler de kurtulsak keşke, eskiden kuşlar için yararlı olabilir ama artık hiçbir hayvan tenezzül bile etmiyor böcek vs yemek için. O kadar zararlı yaratıklarız ki kuşların iç güdülerini bile bozduk, patates, ekmek, buğday vs ile besleyerek.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • tobepeople kullanıcısına yanıt
    Sivrisinek vb./vd. uçucu böceklerin çoğalma dönemlerinde, özellikle Ebabil ve Kırlangıçlar bizim buralarda bolca besleniyor. Çukurova

    Dönem bitince, iklim koşullarının aynı olacağı yerlere göç ediyorlar.

    Geçmişteki kuş türlerinin çoğu artık yok. İnsanlarla beraber yaşamayı en iyi becerebilen kuşlar olan Serçe, Güvercin ve Kumru türleri ise her yıl popülasyon rekoru kırıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Epirus kullanıcısına yanıt
    Bir iki kuş türü diğer şeyler ile beslenerek de hayatta kalabilir ve kalamasa da pek sorun olmaz, sıtma yüzünden ölen insan ve hayvan sayısına göre önemsiz kalıyor. Ayrıca zaten bir çok tür yok oldu , bu hayvanların dna'sı zaten arşivlenmiştir ve tekrar üretmek mümkündür

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • tobepeople kullanıcısına yanıt
    Önem Göre'lidir.

    Doğa'nın işleyişi açısından bakılınca sıradan bir durum.

    Çoğu kişinin zannettiği gibi:

    Doğa'da güçlü olanlar değil, ona en iyi uyum sağlayanlar türlerini sürdürürler.

    İnsan türü ise artık bu sürece müdahale eder/edebilecek seviyeye geldi.

    Geldi ama kendi türünün sona ermesine sebep olacak potansiyele de sahip.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bu gen düzenlemesi ile sivri sinekler daha tehlikeli virüsleri taşıyabilecek hale gelebilir. Bunu yaşamadan bilemezsiniz. Dünyada henüz bilinmeyen milyonlarca virüs türü olduğu tahmin edilebilir. Şimdiki sivri sinekler oturmuş bir doğa sisteminin parçasıdırlar ve taşıyabildiği hastalık sıtma. Bunu biliyoruz. Yenisini denemeden bilemezsiniz. Sıtmanın canlılarda meydana getirdiği enfeksiyon bağışıklık sistemini aktifleştirerek farklı virüs salgınlarını engelliyor da olabilir. Sıtma olmadığı zaman oluşan boşluğu hangi virüslerin dolduracağını da bilemezsiniz. Virüslerin ve hastalıkların komple bir sistem olan doğaya ve canlılara faydalı neticeleri vardır. Bir kısım salgın hastalıklar zayıf bireyleri yokederek güçlü nesiller meydana getirir. Mutasyonlu bireyler temizlenmiş olur. Yaratılışta hiçbir şey gereksiz değildir. Yırtıcı çita ve arslanların, kurtların ceylan geyik gibi hayvanların nesillerini güçlendirdiği ve genetik hastalığı bulunan bireylerin üremesini engelledikleri bir gerçektir. Amaç orjinal gen havuzunun korunmasıdır. İçtiğimiz su ve atomlar yaşamı oluşturacak özelliklerde tasarlanmıştır. Su olmadan yaşam olmaz. O halde yaşam evrenin başlangıcında kurgulanmış bir projedir. Türlerin genetik yapısına İnsan müdahalesi yaşamın genel düzenine zarar verebilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mirate -- 31 Temmuz 2025; 13:31:34 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.