arkadaşlar siteme eklemek istediğim bir bölüm için söyle bir kod arıyorum html olacak günde bir değişen yazı html kodu bende var bir tane ama bir türlü çalıştıramadım kodu günün fıkrası yapmak için kullanacağım her gün ayrı bir fıkra olsun istiyorum lütfen arkadaşlar yardımcı olursanız çok sevinirim şimdiden çok teşekkür ediyorum
arkadaşlar çalıştıramadığım kod da bu içine fıkralarıda koymuştum ancak çalıştıramayınca kaldı öyle çalıştırabilen olursa da çok yardımcı olur bana şimdiden teşekkür ediyorum KOD:
<big></big> <p><script language="JavaScript"><!-- // Original:**TESTES (testes@mynet.com) --> <!-- Web Site:**http://www.turkves.com.tr.tc-->
<!-- This script and many more are available free online at --> <!-- The JavaScript Source!!http://javascript.internet.com -->
<!-- Begin var msg = new Array(); Stamp = new Date(); today = Stamp.getDate(); msg[1] = "Bir gün Hasso ile Hüsso Irak'ın sınırında bir dağın tepesinde oturuyorlarmış. Irakda da o zamanlar savaş çıkma olasılığı varmış. Hüsso sormuş - Hasso burda bir savaş çıksa ne olur? -Savaş çıkarsa önümüzde iki seçenek var. Ya bizi askere alırlar ya da bırakırlar. Bırakırlarsa sorun yok ama askere alırlarsa önümüzde iki seçenek var bizi ya cepheye sürerler ya da cephe gerisinde değerlendirirler. Cephe gerisinde kalırsak sorun yok. Ama cepheye sürerlerse önümüzde iki seçenek var ya ölürüz ya da esir düşeriz. Ölürsek sorun yok. Esir düşersek önümüzde iki seçenek var. Ya bizi sabun fabrikasına gönderirler ya da kağıt fabrikasına gönderirler. Sabun fabrikasına gönderirlerse sorun yok ama kağıt fabrikasına gönderirlerse önümüzde iki seçenek var. Ya bizi A4 yaparlar ya da tuvalet kağıdı. A4 yaparlarsa sorun yok ama tuvalet kağıdı yaparlarsa işte o zaman BOKU YEDİK... NOT: Hitler zamanında insanları sabun fabrikasına gönderip kemiklerinden sabun yapmışlardır."; msg[2] = "Adamın biri eski bir macerasını kahvede arkadaşlarına anlatıyordu.Macera şöyleydi. -"Ben dağa çıkmıştım.Önüme bir anda kocaman bir ayı çıktı.Ben kaçmaya başladım.Ayı beni kovalıyor ve bana daha çok yaklaşıyordu.Ayı tam pençeyi yapıştırcak , kayıp düşüyordu.Bu 2-3 kez oldu böyle." Kahve de oturan adamlardan biri şöyle dedi: "Abi ben olsam altıma yapardım. Adam cevap verir. -"Lan ayıoğluayı, ayı neye basıpta düşüyor sanıyorsun!!!""; msg[3] = "-okulda birgün alicana öğretmeni bi ödev veriyor alicanın ödevi gerçek ile hayal arasındaki farkı bulacaktır.hemen eve gidiyor aile fertlerine (annesine,babasına,aplasına)soruyor hiçbirinden cvp alamayan alican tekrar babasına gidiyor ne olur babacım gerçek ile hayal arasındaki farkı söylermisin diyor.babası alicana sana bişey söyleyecem git annane aplana sor diyor.annene ve aplana orhan gencebay aşşada senle yatmak istiyor üstetde para verecekmiş de diyor.alican gidiyor aplasına babasının söyledini soruyor aplası-makyajımı yapıyım geliyorum annesi-para vermesine gerek yok geliyorum diyor. alican gidip babasına annem para vermesine gerek yok geliyorum aplamda makyajımı yapıyım geliyorum diyom diyor babası-işte olum orhan gencebayın aşşada olduğu hayal ama bizim evde iki tane orospu olduğu gerçek diyor"; msg[4] = "Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken 'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.
Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? ' Amca bu papağan o değil desede inandıramaz. Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır: 'Kahrosun Amerika!! ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler: -Kahrolsun Amerika! (ses yok) -Kahrolsun Amerika! (ses yok) -Kahrolsun Amerika!
papağan dile gelir -Amin evlatlarım.....)))"; msg[5] = "Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır.Kağıt üstüne bir dikörtgen çizip :
-Bu size neyi hatırlatıyor? diye sorar.
Hasta :
-İçinde kadın bulunan bir yatağı, diye cevap verir.Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer.Hasta, bu kez :
-İçi kadın dolu bir oda, der.
Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de :
-Bu da içi kadın dolu bir ev, deyince, psikolog dayanamaz :
-Tamam beyefendi, der.Siz bir kadın budalasısınız.
Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır :
-Ne, ben mi?Aslında sen kadın budalasısın be! Sabahtah beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun..."; msg[6] = "Erzurum'da ermenilerin olduğu dönemde, kurban bayramı. Erzurumlular kurban kesiyorlar, bunu gören ermeninin biri arkadaşına;
- Ben de kurban kesmek istiyorum, der.
- Olur mu saçmalama. Sen müslüman değilsin, kurbanı niye keseceksin ki? diye karşı çıkar arkadaşı.
Tabi ermeni kararlı, gidip bir inek satın alır ve eline bıçağı alıp ineğin başına gelir. Elindeki bıçakla ineği ve kendini kan revan içinde bırakır ama bir türlü ineğin canı çıkmaz. Bunun üzerine ermeninin arkadaşı yanına gelip;
- Ya bu kadar işkence çekeceğine git şu karşıdaki müslüman kahvesine bir tanesinden rica et gelip kessin, der.
Ermeni elinde bıçak üstü başı kan içinde kahveye girer.
- Bir müslüman arıyorum, der.
Kahve halkından biri korkudan "Ca..ca..camiye gittiler, burada müslüman yok" der.
Adam camiye gelir ve içeri girip, " Müslümanlar buradaymış, öyle mi?" der. Cemaatte çıt yok. Sonunda dayanamayıp arkası dönük olan hocayı gösterirler. Ermeni hocanın karşısına dikilir; "Burada tek müslüman sensin heralde". Hoca kanlı bıçağa bakar ve "Çim? Ben?... Bene müslüman diyenin celmişini ceşmişini...." "; msg[7] = "Yavru tavşan yuvasından ilk kez ayrılır ve ormanda dolaşmaya başlar. Karşılaştıgı ilk hayvana kendini tanıtır : "Merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin ?" karşısındaki hayvan "Bende KATIR der" Tavşanın kafası karışır "Nasıl yani" der. "Katır benim annem at babamda eşektir . Onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum "der . Tavşan yoluna devam eder . Karşılaştıgı başka bir hayvana kendini tanıtır "Merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin ?" hayvan "Ben kurtköpeği" der . Tavşan yine şaşırır "Nasıl yani" der . Kurtköpeği "Benim annem köpek , babamda kurt onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum " der . Tavşan yoluna devam eder . Karşılaştıgı başka bir hayvana kendini tanıtır "Merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin ? " Hayvan "Ben DEVEKUŞU" der . Tavşan biran afallar sonra gülüp geçer... Neyse biraz daha yol aldıktan sonra; kulağına konan hayvana dönerek: "Ben tavşan, sen kimsin ? " der. "Ben at sineğiyim" deyince , tavşan "Hassssss Sittir" :)diyerek oradan uzaklaşır ."; msg[8] = "Bir gün bi uçakta çeşitli ülkelerden işadamları Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk, laylaylom gidiyorlarmış.Rus her konuşmasında Rus KGB sinin çok iyi çalıştığını herşeyden haberdar olduğunu çok iyi ajanlarının olduğunu anlatarak yolculuğu iyice sıkmış.Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor: - Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor: - Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor: - Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız. Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya: - Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur... Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya: - Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek: - Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye'ye... Türk sinirli muhabbetten....mına koyim bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya... - Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz."; msg[9] = "Bir uçak Afrika'nın balta girmemiş ormanlarının üzerinden geçerken düşer. Uçak küçük bir nakliye uçağıdır ve sadece Amerikalı pilot kurtulur. Ormanda yaşayan bir zenci kabile bu pilotu bulur. İyileştirir ve pilot gel zaman git zaman bu kabilenin içinde yaşamaya alışır. Derken yıllar geçer ve kabilede çocuklar beyaz ve sarışın doğmaya başlar. Bir, iki... Kabile şefi bakmış ki bu iş böyle olmayacak pilotu karşısına alıp konuşmaya karar verir. Pilotu çağırır ve sorar: - "Nedir bu, yani sen geldikten sonra çocuklarımız beyaz doğmaya başladı?" der şef. Pilot da kendini savunmak için şöyle der: - Sayın şefim siz burada ormanların içindesiniz bilmezsiniz, doğal seleksiyon denen birşey var yani canlılar zaman geçtikçe özelliklerini değiştirir. Mesela şu atı ele alalım; bakın at çok güzel beyaz bir at, ama yavrusu siyah olmuş? Şef bir ata bakar, bir yavrusuna, bir de pilota ve şöyle der: - Tamam sen onu unut, ben de bunları unutacağım."; msg[10] = "Padişahın biri, - Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim! demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; - Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü. - Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!.. - Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!.. - Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!.. - Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü! - Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir. Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş; - Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!.."; msg[11] = "Bir fabrikada imalat hattındaki çok önemli olan ana makinalardan biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretim de durdu. Mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraştılar, ancak ne yaptılarsa nafile, bir türlü başaramadılar. Sonunda dışarıdan uzman çağırdılar. Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna baktı. Sonra çantasından bir çekiç çıkardı. Elinde çekiçle makineye yaklaştı. Makinenin belli bir noktasına elindeki çekiçle dikkatlice sert bir vuruş yaptı. Makine hemen çalışmaya başladı ve hiçbir arıza olmamış gibi devam etti. Fabrika tekrar harekete geçti. Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını gönderdi : "Hizmet bedeli karşılığı 1.000 USD (bin dolar)" Fabrika müdürü bu faturaya çok kızdı. Tepesi attı ve bir çekiç darbesi için bin doları çok buldu. Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istedi. Uzmandan bir gün sonra aşağıdaki ayrıntılı fatura geldi : Makineye cekiçle vurma bedeli.............. 1 $ Nereye vuracağını bilme bedeli........... 999 $ Toplam....................................... 1.000 $ "; msg[12] = "Deli olduğu söylenen bir padişah ferman salmış dört bir yana. -"Eşeğimi güldürene bin altın vereceğim" diye. Ülkenin her köşesinden adaylar gelmiş uğraşmışlar, didinmişler ama bir türlü eşeği güldürmeyi başaramamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş eşeğin kulağına bir şeyler fısıldamış. Eşek başlamış kahkahalarla gülmeye. Nam-ı Kemal almış bin altını dönmüş evine. Eşek günler, haftalar hatta aylar geçtiği halde hala kahkahalarla gülmekteymiş. En sonunda padişah bir ferman daha yayınlatmış: -"Eşeğimi ağlatana ikibin altın" diye. Yine ülkenin dört bir tarafından adaylar gelmiş ama eşeği bir türlü ağlatamamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş. - Bizi eşekle yalnız bırakın, demiş. Ahırda geçen 1-2 dakikadan sonra eşek bağıra bağıra ağlamaya başlamış. Padişah ikibin altını verirken önce güldürmek, daha sonra ağlatmak için ne yaptığını sormuş. Cevap şöyle olmuş: - İlk gelişimde eşeğe "Benimki seninkinden büyük" dedim, eşek gülmeye başladı. İkinci gelişimde ise çıkartıp gösterdim..."; msg[13] = "Hoca Nasreddin ölüm döşeğindeymiş. Karısını çağırmış. -Hanım en güzel elbiselerini giy, iyice kokular sürün, tak takıştır yanıma gel otur. -Ayol hoca delirdin mi sen. Bu durumdayken ben nasıl süslenirim? -İyi ya azrail gelince belki beğenip benim yerime seni götürür. "; msg[14] = "Sınıfta öğretmen sormuş: -Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: -Hiç kalmaz öğretmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, -"Siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve -"Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, -"Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: -Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? -"Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, -"Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, -"Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir ama düşünce tarzınızı beğendim." Demiş."; msg[15] = "Günün birinde ABD baskanı Bush,Pakistan baskanı Müşerref ve Hindistan baskanı bir toplantı için uçakla seyahat ediyorlarmıs.Uçak bilinmeyen bir nedenden dolayı düşecekmiş.Kaptan pilot herkese uçaktan atlamaları gerektiğini soyleyip paraşütlerini vermiş.herkes atlamış.Bu üç başkan aynı yere inmişler.Orada bir bağ evi varmış.Gidip kapıyı çalmıslar.Ev sahibine olayı anlatmışlar.O da ev de benimle beraber iki kişinin daha yeri var, kalan bir kişi de ahırda yatabilir demiş. -Müşerref ben yatarım demiş. Gitmiş ahıra bakmış bi domuz var içerde.İki dakika sonra geri gelip; -arkadaslar islam dinine göre domuz haram ben yatamam orda demiş.Hindistan başkanı gitmiş.O da iki dakka sonra gelmiş; -ya ahırda inek var.bizim inançlarımıza göre inek kutsal bende yatamam demiş. -Bush,ne yapalım demiş, iş başa düştü deyip gitmiş o ahırda yatmaya.iki dakika sonra: o da ne.İnekle domuz gelmişler ve demişler: -kusura bakmayın ama böyle bir *erefsizin yanında nasıl yatarız. "; msg[16] = "Trafik polisi yoldaki arabalardan birini durdurur.
Trafik polisi :
Alkol aldık mı?
Şoför :
Aldık ama daha başlamadık."; msg[17] = "Kiz stiriptiz barda çalismaya baslar ve bu ilk isi oldugundan çok heyecanlidir. Sahneye çiktigi anda seyirciler alkislamaya baslar... Kiz müzik esliginde üzerindekileri yavas yavas çikartmaya baslar. Seyirciler çilginca alkislamaktadir. Önce gömlek gider. Seyirci hala çilginca alkislamaktadir. Etegini çikarttiginda alkis sesleri biraz azalir. Sütyen çiktiginda alkis sesi biraz daha azalir. En son don çiktiginda ise salonda neredeyse tek bir alkis sesi duyulmamaktadir. Kiz birden tereddüte düser, sahneye yakin bir adama yaklasir ve sorar : - Beni begenmediniz mi? Neden alkislamiyorsunuz? - Ne begenmemesi ? Bayildik ama tek elle nasil alkislayalim?"; msg[18] = "Beşiktaş ekibi maç saatine yakın stada girerler.. stada takımdan ayrı gelen Sergen, takımın motivasonunun çok düşük olduğunu görür, suratlar asıktır, - Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor diye sorar. Takım arkadaşlarından biri, - Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için canımız sıkkın, der.. Bunun üzerine Sergen: - Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek başıma sahaya çıkar oynarım, der.. Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp Kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra Beşiktaş takımı stada döner, skor; Beşiktaş 1 - Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar.. Maç bittikten sonra stada döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen Sergen'e koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler.. Ama Sergen üzgündür. - Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim, der. - Olur mu öyle şey, der Beşiktaş takımı, - Sen koskoca bir takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun.. - Ama, der Sergen, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim için utanç vericiydi."; msg[19] = "Trafik polisi Temelin kullandığı arabayı durdurur ve: -Sizi tebrik ederim beyfendi, bu günkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size üçyüzmilyon lira ödül vereceğiz, ne yapmayi düşünüyorsunuz, demiş. Temel: -Hemen cidup bi ehliyet alacagim demis. -Ne! senin ehliyetin yok mu? demeye kalmadan yandan Fadime söze girmis: -Siz ona bakmayin memur bey içince hep boyle sapitiyi Polis iyice sinirlenmeye baslamis. Derken arkadan dursun: -Ula ben size demedimmi çalinti arabayla yola çikmayalim basimiza bi is gelir diye. Trafik polisi iyice zivanadan çikmis ve bagajdan idris atlamis: -Noldu usaklar geçtik mi siniri? "; msg[20] = "Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü , kör bir adam dilencilik yapiyormus. Dizlerinin dibine bir tabela koymus. Üzerinde "DOGUSTAN KÖR" yaziliymis.
Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormus. Bir REKLAMCI bunu görmüs. Tabelayi almis arkasina bir seyler yazmis, oldugu yere tekrar birakmis.
Ne olduysa olmus..... Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yaziyi okuyan herkes, baslamis dilencinin önündeki sapkaya, habire para atmaya....
Bir cümle yetmis onca kisiyi etkilemeye ve dilencinin sapkasinin kisa sürede agzina kadar parayla dolup tasmasina...
GÜZEL BIR BAHAR GÜNÜ... AMA BEN BAHARI GÖRMÜYORUM..."; msg[21] = "Temel bir gun traktorle giderken fireni patlar etrafına bakan temel ne yapcanı bilemez bir tarafta kurulu bir pazar diger tarafda oynamakta olan bir çoçuk görur pazara giden yolu secersem çok insan ölür çoçugun tarafına gidersem bir çoçukla olayı kurtarırım der ve ertesi gun gazetede söyle bir manşet pazara giren traktor yuz kişiyı ezdi.temele sorarlar nasıl oldu temelden söyle bir cevap herşey çoçugun pazara koşmasıyla başladı."; msg[22] = "Avcı ormanda avlanırken yorgun düşer ve bir ağaç altında uykuya dalar. Aradan biraz zaman geçer, uyandığında tüfeği alınmış ve etrafında yamyamlar dans etmektedir. Adam korku içinde söylenmeye başlar.'Evet şimdi ya**ğı yedik' diye, o anda yukarıdan bir ses gelir,'Korkma sana hiç birşey olmayacak. Hemen yanındaki mızrağı al ve tam karşındaki tüylü olan şeflerinin kalbine fırlat' diye. Avcı can havliyle mızrağı alır ve şeflerinin tam kalbine fırlatır. Şef ölmüştür ve ortalık bir anda sessızliğe boğulur. İşte o zaman yukarıdan bir ses daha gelir.'Evet şimdi ya**ğı yedin.'"; msg[23] = "Guvatr hastası adam otobüse binmişti ama çocuğun biri gözlerini dikmiş, ona bakıyordu. Çocuğun bakışlarından adamcağızın sinirleri bozuldu ve "Bana bakmaya devam edersen, yerim seni!" deyince çocuk cevabı verdi:<BR>- Önce boğazındakini yut, sonra sıra bana gelsin!"; msg[24] = "Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor: Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?
Adam: OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük.
Hayır, der doktor.
Normal bir insan küvetin tıpasını çeker."; msg[25] = "Erzurumlu bir gün çok lüks bir otele gitmiş tam gece yatarken tuvalete gitmek istemiş.Gittiğinde tuvalete sıçmaya kıyamamış ve en iyisi çoraba sıçıp atmak demiş. Adam işini gördükden sonra pencereyi açmış ve çorabı sallayıp dışarı atmış ama çorabın delik olduğundan haberi yokmuş adam yatmak için uzandığında tavanda bok görmüş ve oda hizmetlilerini çağırıp -5 milyon versem orayı temizlermisin? demiş. Hizmetlide; - Ben de sana 10 milyon versem oraya nasıl sıçtığını söylermisin? "; msg[26] = "Arslan, kurt ve tilki ava çıkarlar. Bir geyik, bir koyun ve bir de horoz avlarlar.Arslan, kurda: - "Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetimize tat ver" der.Kurt: - "Ey cihân şahı, avcıların sultanı!.. Bundan kolay ne vardır... Geyik sizin, koyun benim, horoz da şu zavallı tilkinindir". Arslan, gök gürlemesini andıran bir sesle kükrer. Kurdu, kan revan içinde yere serer. Tilkiye dönüp: - "Tez sen paylaştır"der.Tilki: - "Ey yiğitler ülkesinin tek hükümdarı!.. Koyun sabah kahvaltınız, geyik öğle yemeğiniz, horoz ise sultanıma çerezdir. Arslan: - "Aferin sana bu adaletli taksimi kimden öğrendin?" Tilki: - "Şu yerde yatan kurt kardeşten öğrendim.""; msg[27] = "Bir Türk, bir Amerikalı ve bir alman birlikte saunaya gitmişler. Bellerinde birer havlu saunada oturmuşlar ter atarlarken, bip bip bip diye ses duyulmuş. Amerikalı, sağ eliyle sol koluna dokunup, - "Çağrı cihazım çaldı. Derimin altında elektronik devre var da..." demiş. Aradan biraz zaman geçmiş, bu sefer bir cep telefonu çalmaya başlamış. Bunun üzerine alman, sol avuç içini kulağına götürmüs ve konuşmaya başlamış. Görüşmesi bitince, Türk'e ve Amerikalıya dönüp, - "Avucumun içinde cep telefonu devresi var da..." demiş teknolojik olarak geri kalmayı gururuna yediremeyen Türk, - "Bana bir dakika izin verin" demiş ve dışarı çıkmış. Birkaç dakika sonra döndüğünde poposunun arasına sıkışmış tuvalet kağıdı sarkıyormuş. Amerikalı ve Alman'ın kendisine garip garip baktığını görünce, - "Faks geliyor da..""; msg[28] = "Kadının biri 10 tane olan çocuklarını ana sınıfına yazdırmak için başvurmuş ve okulun müdürü kayıt yapması için kadından çocukların isimlerini istemiş. Kadında ahmet demiş. Müdür bey şaşırarak: - Nasıl ahmet yani hepsinin ismide ahmet mi_? Kadın gayet emin bir şekilde: - Evet Müdür: -Peki hanımefendi zor olmuyor mu karıştırmıyor musunuz_? Kadın: - Yo bilhakis kolay oluyor ahmet yemeğe diyorum hepsi birden geliyor, ahmet çıkıyoruz diyorum hepsi birden hazırlanıyorlar. Müdür şaşkınlıkla dinlemekte ve kadına: - Peki bayan özel iş vermen gerekiyor ise napıyorsun? Kadın: - O ZAMAN SOY İSİMLERİ İLE çagırıyorum_!"; msg[29] = "Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasının boşalmasını beklemektedirler. Mühendis:" Bu adamlar ne yapıyor böyle, 15 dakikadır bitirmelerini bekliyoruz." Doktor: "Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalık görmedim." Rahip: "İşte görevli geliyor, onunla konuşalım." Rahip: " Merhaba, Şu anda sahada olan grup ne zaman çıkacak, neden bu kadar yavaşlar?" Görevli: "Evet onlar kör itfayeciler. Klübümüzde geçen sene çıkan yangında gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zaman burada ücretsiz oynamalarına izin verildi. Rahip: "ne kadar üzücü, bu akşam onlar için dua edeceğim." Doktor: "Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaşlarla konuşup onlar için bir şeyler yapabilir miyiz diye bakacağım." Mühendis: "Bu adamlar neden geceleri oynamıyorlar?" "; msg[30] = "Müşteriye neyi nasıl anlattığınız çok önemli. Bununla ilgili çok sevdiğim bir sigortacı öyküsü var. Sigortacının biri orduya gider. Askerler iştimadadır. Başlar anlatmaya; - ''Ben size siğorta satmaya geldim siğorta olmayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kurşun yerse, ailesi hiç para alamaz siğortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Şimdi kimler siğorta yaptırmak istiyor?" Kimseden ses çıkmaz. İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz. Siğortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve; - ''Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum'' der ve askerlere seslenir; - ''Beyler, şimdi siğorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini duydunuz'mu?''. - ''Duyduk'' der herkes. - ''Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet, savaşa siğorta olanları'mı, siğortasız olanları'mı sürer?''..."; msg[31] = "Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi? Temel: - Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!";
Bence asp'ye geçmenin zamanı gelmiş.. bu fıkraları access veritabanında saklayarak çok daha kısa kodlarla bu işlemleri yapabilirsin.. elinde yapmaya çalıştığın kod'da öğrenmen için tam bir başlangıç niteliğinde.. bence forumda ve internette bol bol bulunan kaynaklara birazcık baksan asp ile de yapabilirsin..