Şimdi Ara

Çift yarık deneyi (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
236
Cevap
15
Favori
15.864
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Orijinalden alıntı: speedy_

    newton un yasaları günümüzde halen geçerliliğini korur ve işe yarar. çünkü onun yasaları yaşadığımız dünyada ve yaşadığımız boyutta ve kütlesel büyüklükle benzerlikler gösteren sonuçlar verir. einstein genel görelilik ile newton un aslında hata yaptığını ve olayın aslında çok daha farklı bir şekilde gerçekleştiğini tüm dünyaya duyurduğunda herkes çok tepki gösterdi ama doğru birşeyi eninde sonunda herkes kabul etti. ama burada şu var newton ve einstein in formülleri birbirlerinden çok az bir farkla gerçeğe daha yakındı. o yüzden newtonun yasaları halen kullanılmaya devam eder. anlatmak istediğim hata payı o kadar küçük ki gözardı edilebilir.


    yani haklısın tabi ki bende aykırı birşey demek istemedim, sonuçta nasa aya roket yolluyor bu formüllerle :) 32 nm mimari ile işlemci üretmeye başlıyacak adamlar gene aynı yasalardan faydalanarak :) benim için ne değişebilir ki :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi experienced -- 13 Aralık 2009; 21:56:23 >




  • deneyde elektron kullanıldığı ve gözleminde cihazlar yardımı ile yapıldığını düşünürsek tabiki de elektronu etkiliyor. ama ne şekilde olduğunu ben dahil galiba birçok bilim adamı da henüz bilmiyor. (yanlış anlaşılmasın ben bilim adamı değilim)
    elektronlar bilindiği gibi atom çekirdeğinin etrafında bulunan ve nerede bulundukları da tam olarak belirlenemeyen temel parçacıklardır, (yani elektronlar daha temel başka maddelerden meydana gelmezler).
    atom çekirdeğinin etrafında bile aslında onları göremiyoruz nerede olduklarını bilemiyoruz. dolayısıyla olasılık bulutu içinde devinim halindeler.
    bu deneyde eğer cihaz yardımı ile elektronun hangi yarıktan geçtiğini tesbit etmeye çalışıyor isek elbette onu etkiler hangi yarıktan geçtiğini tesbit etmiş oluruz. bu da arka fonda girişim modeli değil parçacık modelini oluşturur

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bilye denmesinin nedeni onun bir parçacık olduğunun söylenmek istenmesidir ama burada söylenmek istenen başka bir şey de aslında hem bilye gibi davranıp hem de davranmadığıdır. kuantum mekaniğini gizemli ve idrak edilemez yapan da budur zaten. 1. soruda dediğiniz kütle çekimi diye birşey de yoktur aslında. einstein bunu kanıtlamıştır genel göreliliğinde. kütle çekimi bir kuvvet değil. kütlelerin uzay zamanı eğip bükmesidir.
    ve yine 1. soruda geçen, fizik tarihinin şu an ki en büyük ve keşfedilmeyi beklenen sorunu da kütle çekimi ile atomaltı parçacıkların rol aldığı kuantum mekaniğini birbiri ile bağdaştıran bir formüldür.
    2. soruda adı geçen gözlemci ise olayı etkileyen şeyin ta kendisidir. yapılan ölçümler neticesinde elektronlar artık bir olasılıklar dalgası gibi değil bir minik bilya gibi davranmaya başlarlar. çünkü ölçerek sistemi etkilemiş oluruz. yani burada gözlemci bakınca parçacık bakmayınca dalga özelliği gösterir demek değil, gözlemci zaten gözle bakıp da görebileceği birşey değildir bu olay. cihazlar yardımı ile o elektronu etkiliyor.



    Burda yanlışınız var. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek bi anlatım var. Elektronu ne şekilde etkiliyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bilye denmesinin nedeni onun bir parçacık olduğunun söylenmek istenmesidir ama burada söylenmek istenen başka bir şey de aslında hem bilye gibi davranıp hem de davranmadığıdır. kuantum mekaniğini gizemli ve idrak edilemez yapan da budur zaten. 1. soruda dediğiniz kütle çekimi diye birşey de yoktur aslında. einstein bunu kanıtlamıştır genel göreliliğinde. kütle çekimi bir kuvvet değil. kütlelerin uzay zamanı eğip bükmesidir.
    ve yine 1. soruda geçen, fizik tarihinin şu an ki en büyük ve keşfedilmeyi beklenen sorunu da kütle çekimi ile atomaltı parçacıkların rol aldığı kuantum mekaniğini birbiri ile bağdaştıran bir formüldür.
    2. soruda adı geçen gözlemci ise olayı etkileyen şeyin ta kendisidir. yapılan ölçümler neticesinde elektronlar artık bir olasılıklar dalgası gibi değil bir minik bilya gibi davranmaya başlarlar. çünkü ölçerek sistemi etkilemiş oluruz. yani burada gözlemci bakınca parçacık bakmayınca dalga özelliği gösterir demek değil, gözlemci zaten gözle bakıp da görebileceği birşey değildir bu olay. cihazlar yardımı ile o elektronu etkiliyor.



    Burda yanlışınız var. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek bi anlatım var. Elektronu ne şekilde etkiliyor.


    Oregon Üniversitesi Kuramsal Bilimler Enstitüsü fizik profesörü Amit Goswami, bu gerçeği şu şekilde tanımlamaktadır:

    Örneğin biz Ay'a baktığımızda, onun klasik olarak hesaplanmış yörüngesinde olmasını beklediğimiz yerde buluruz. Doğal olarak, biz ona bakmasak bile, zaman-mekan kavramı içinde Ay'ın mutlaka orada olduğunu zihnimizde tasarlarız. Kuantum fiziği ise buna hayır der. Biz Ay'a bakmadığımızda, her ne kadar çok küçük miktarlarda da olsa, Ay'ın olası dalgaları yayılır. Biz ona baktığımızda, dalga hemen söner ve dalga artık zaman mekan kavramı içinde olmaz. İdealist bir metafizik varsayımı belirtmek daha anlaşılır olacaktır: Eğer ona bakan bilinçli bir kişi bulunmuyorsa, zaman mekan kavramı içinde hiçbir obje yoktur. (Amit Goswami, The Self-Aware Universe "How Consciousness Creates the Material World", Tarcher / Penguin Books, 1995, s. 59-60)

    ay örneğini pek anlamadım biraz daha açıklar mısın ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    deneyde elektron kullanıldığı ve gözleminde cihazlar yardımı ile yapıldığını düşünürsek tabiki de elektronu etkiliyor. ama ne şekilde olduğunu ben dahil galiba birçok bilim adamı da henüz bilmiyor. (yanlış anlaşılmasın ben bilim adamı değilim)
    elektronlar bilindiği gibi atom çekirdeğinin etrafında bulunan ve nerede bulundukları da tam olarak belirlenemeyen temel parçacıklardır, (yani elektronlar daha temel başka maddelerden meydana gelmezler).
    atom çekirdeğinin etrafında bile aslında onları göremiyoruz nerede olduklarını bilemiyoruz. dolayısıyla olasılık bulutu içinde devinim halindeler.
    bu deneyde eğer cihaz yardımı ile elektronun hangi yarıktan geçtiğini tesbit etmeye çalışıyor isek elbette onu etkiler hangi yarıktan geçtiğini tesbit etmiş oluruz. bu da arka fonda girişim modeli değil parçacık modelini oluşturur

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bilye denmesinin nedeni onun bir parçacık olduğunun söylenmek istenmesidir ama burada söylenmek istenen başka bir şey de aslında hem bilye gibi davranıp hem de davranmadığıdır. kuantum mekaniğini gizemli ve idrak edilemez yapan da budur zaten. 1. soruda dediğiniz kütle çekimi diye birşey de yoktur aslında. einstein bunu kanıtlamıştır genel göreliliğinde. kütle çekimi bir kuvvet değil. kütlelerin uzay zamanı eğip bükmesidir.
    ve yine 1. soruda geçen, fizik tarihinin şu an ki en büyük ve keşfedilmeyi beklenen sorunu da kütle çekimi ile atomaltı parçacıkların rol aldığı kuantum mekaniğini birbiri ile bağdaştıran bir formüldür.
    2. soruda adı geçen gözlemci ise olayı etkileyen şeyin ta kendisidir. yapılan ölçümler neticesinde elektronlar artık bir olasılıklar dalgası gibi değil bir minik bilya gibi davranmaya başlarlar. çünkü ölçerek sistemi etkilemiş oluruz. yani burada gözlemci bakınca parçacık bakmayınca dalga özelliği gösterir demek değil, gözlemci zaten gözle bakıp da görebileceği birşey değildir bu olay. cihazlar yardımı ile o elektronu etkiliyor.



    Burda yanlışınız var. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek bi anlatım var. Elektronu ne şekilde etkiliyor.




    Ama bu deney bu şekilde kabul görmüyor, yani herhangi bir şekilde elkektronun hangi delikten geçtiği tespit edilmeye çalışıldığında girişim modeli yerine parçacık modeli oluşur deniliyor, ikimizde bilim adamı değiliz, bence bilim adamları bu etkiyi hesap etmişlerdir, buradaki etki gözlemin kendisi, tekrar yazıyorum, sadece bakmaktan bahsediyor, aksi taktirde quantumun devrimsel yönü ortadan kalkar;


    Oregon Üniversitesi Kuramsal Bilimler Enstitüsü fizik profesörü Amit Goswami, bu gerçeği şu şekilde tanımlamaktadır:

    Örneğin biz Ay'a baktığımızda, onun klasik olarak hesaplanmış yörüngesinde olmasını beklediğimiz yerde buluruz. Doğal olarak, biz ona bakmasak bile, zaman-mekan kavramı içinde Ay'ın mutlaka orada olduğunu zihnimizde tasarlarız. Kuantum fiziği ise buna hayır der. Biz Ay'a bakmadığımızda, her ne kadar çok küçük miktarlarda da olsa, Ay'ın olası dalgaları yayılır. Biz ona baktığımızda, dalga hemen söner ve dalga artık zaman mekan kavramı içinde olmaz. İdealist bir metafizik varsayımı belirtmek daha anlaşılır olacaktır: Eğer ona bakan bilinçli bir kişi bulunmuyorsa, zaman mekan kavramı içinde hiçbir obje yoktur. (Amit Goswami, The Self-Aware Universe "How Consciousness Creates the Material World", Tarcher / Penguin Books, 1995, s. 59-60)




  • einstein in genel göreliliğinin kusursuz bir şekilde açıkladığı biyik cisimlerin kütle çekim yasası ile kuantumun aynı şey olmadığını söylüyor bunun için de ayın hareketi örneğini veriyor.


    te]Orijinalden alıntı: ornapsen


    Orijinalden alıntı: caneker

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bilye denmesinin nedeni onun bir parçacık olduğunun söylenmek istenmesidir ama burada söylenmek istenen başka bir şey de aslında hem bilye gibi davranıp hem de davranmadığıdır. kuantum mekaniğini gizemli ve idrak edilemez yapan da budur zaten. 1. soruda dediğiniz kütle çekimi diye birşey de yoktur aslında. einstein bunu kanıtlamıştır genel göreliliğinde. kütle çekimi bir kuvvet değil. kütlelerin uzay zamanı eğip bükmesidir.
    ve yine 1. soruda geçen, fizik tarihinin şu an ki en büyük ve keşfedilmeyi beklenen sorunu da kütle çekimi ile atomaltı parçacıkların rol aldığı kuantum mekaniğini birbiri ile bağdaştıran bir formüldür.
    2. soruda adı geçen gözlemci ise olayı etkileyen şeyin ta kendisidir. yapılan ölçümler neticesinde elektronlar artık bir olasılıklar dalgası gibi değil bir minik bilya gibi davranmaya başlarlar. çünkü ölçerek sistemi etkilemiş oluruz. yani burada gözlemci bakınca parçacık bakmayınca dalga özelliği gösterir demek değil, gözlemci zaten gözle bakıp da görebileceği birşey değildir bu olay. cihazlar yardımı ile o elektronu etkiliyor.



    Burda yanlışınız var. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek bi anlatım var. Elektronu ne şekilde etkiliyor.


    Oregon Üniversitesi Kuramsal Bilimler Enstitüsü fizik profesörü Amit Goswami, bu gerçeği şu şekilde tanımlamaktadır:

    Örneğin biz Ay'a baktığımızda, onun klasik olarak hesaplanmış yörüngesinde olmasını beklediğimiz yerde buluruz. Doğal olarak, biz ona bakmasak bile, zaman-mekan kavramı içinde Ay'ın mutlaka orada olduğunu zihnimizde tasarlarız. Kuantum fiziği ise buna hayır der. Biz Ay'a bakmadığımızda, her ne kadar çok küçük miktarlarda da olsa, Ay'ın olası dalgaları yayılır. Biz ona baktığımızda, dalga hemen söner ve dalga artık zaman mekan kavramı içinde olmaz. İdealist bir metafizik varsayımı belirtmek daha anlaşılır olacaktır: Eğer ona bakan bilinçli bir kişi bulunmuyorsa, zaman mekan kavramı içinde hiçbir obje yoktur. (Amit Goswami, The Self-Aware Universe "How Consciousness Creates the Material World", Tarcher / Penguin Books, 1995, s. 59-60)

    ay örneğini pek anlamadım biraz daha açıklar mısın ?




  • sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    deneyde elektron kullanıldığı ve gözleminde cihazlar yardımı ile yapıldığını düşünürsek tabiki de elektronu etkiliyor. ama ne şekilde olduğunu ben dahil galiba birçok bilim adamı da henüz bilmiyor. (yanlış anlaşılmasın ben bilim adamı değilim)
    elektronlar bilindiği gibi atom çekirdeğinin etrafında bulunan ve nerede bulundukları da tam olarak belirlenemeyen temel parçacıklardır, (yani elektronlar daha temel başka maddelerden meydana gelmezler).
    atom çekirdeğinin etrafında bile aslında onları göremiyoruz nerede olduklarını bilemiyoruz. dolayısıyla olasılık bulutu içinde devinim halindeler.
    bu deneyde eğer cihaz yardımı ile elektronun hangi yarıktan geçtiğini tesbit etmeye çalışıyor isek elbette onu etkiler hangi yarıktan geçtiğini tesbit etmiş oluruz. bu da arka fonda girişim modeli değil parçacık modelini oluşturur

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bilye denmesinin nedeni onun bir parçacık olduğunun söylenmek istenmesidir ama burada söylenmek istenen başka bir şey de aslında hem bilye gibi davranıp hem de davranmadığıdır. kuantum mekaniğini gizemli ve idrak edilemez yapan da budur zaten. 1. soruda dediğiniz kütle çekimi diye birşey de yoktur aslında. einstein bunu kanıtlamıştır genel göreliliğinde. kütle çekimi bir kuvvet değil. kütlelerin uzay zamanı eğip bükmesidir.
    ve yine 1. soruda geçen, fizik tarihinin şu an ki en büyük ve keşfedilmeyi beklenen sorunu da kütle çekimi ile atomaltı parçacıkların rol aldığı kuantum mekaniğini birbiri ile bağdaştıran bir formüldür.
    2. soruda adı geçen gözlemci ise olayı etkileyen şeyin ta kendisidir. yapılan ölçümler neticesinde elektronlar artık bir olasılıklar dalgası gibi değil bir minik bilya gibi davranmaya başlarlar. çünkü ölçerek sistemi etkilemiş oluruz. yani burada gözlemci bakınca parçacık bakmayınca dalga özelliği gösterir demek değil, gözlemci zaten gözle bakıp da görebileceği birşey değildir bu olay. cihazlar yardımı ile o elektronu etkiliyor.



    Burda yanlışınız var. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek bi anlatım var. Elektronu ne şekilde etkiliyor.




    Ama bu deney bu şekilde kabul görmüyor, yani herhangi bir şekilde elkektronun hangi delikten geçtiği tespit edilmeye çalışıldığında girişim modeli yerine parçacık modeli oluşur deniliyor, ikimizde bilim adamı değiliz, bence bilim adamları bu etkiyi hesap etmişlerdir, buradaki etki gözlemin kendisi, tekrar yazıyorum, sadece bakmaktan bahsediyor, aksi taktirde quantumun devrimsel yönü ortadan kalkar;


    Oregon Üniversitesi Kuramsal Bilimler Enstitüsü fizik profesörü Amit Goswami, bu gerçeği şu şekilde tanımlamaktadır:

    Örneğin biz Ay'a baktığımızda, onun klasik olarak hesaplanmış yörüngesinde olmasını beklediğimiz yerde buluruz. Doğal olarak, biz ona bakmasak bile, zaman-mekan kavramı içinde Ay'ın mutlaka orada olduğunu zihnimizde tasarlarız. Kuantum fiziği ise buna hayır der. Biz Ay'a bakmadığımızda, her ne kadar çok küçük miktarlarda da olsa, Ay'ın olası dalgaları yayılır. Biz ona baktığımızda, dalga hemen söner ve dalga artık zaman mekan kavramı içinde olmaz. İdealist bir metafizik varsayımı belirtmek daha anlaşılır olacaktır: Eğer ona bakan bilinçli bir kişi bulunmuyorsa, zaman mekan kavramı içinde hiçbir obje yoktur. (Amit Goswami, The Self-Aware Universe "How Consciousness Creates the Material World", Tarcher / Penguin Books, 1995, s. 59-60)











  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi caneker -- 13 Aralık 2009; 22:15:47 >
  • bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi speedy_ -- 13 Aralık 2009; 22:18:59 >




  • .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi caneker -- 13 Aralık 2009; 22:25:17 >




  • evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




  • evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi




  • işte olay bu ortaya çıkarma anında oluyor sence nnasıl ortaya çıkarmaya çalışıyor olabilirler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    işte olay bu ortaya çıkarma anında oluyor sence nnasıl ortaya çıkarmaya çalışıyor olabilirler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi



    Elektron etkileniyor, ama ölçüm cihazından değil, bilinçli bir varlığın, insanın onu izlemesinden. Nasıl? cevap yok.




  • dikkat ederseniz yazıda herhangi bir yöntemle demiş , yani yöntemi uyguladığınız anda sisteme müdahale etmiş oluyorsunuz ve böylece parçacığın hareketleri de ddeğişiyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    işte olay bu ortaya çıkarma anında oluyor sence nnasıl ortaya çıkarmaya çalışıyor olabilirler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi



    Elektron etkileniyor, ama ölçüm cihazından değil, bilinçli bir varlığın, insanın onu izlemesinden. Nasıl? cevap yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    işte olay bu ortaya çıkarma anında oluyor sence nnasıl ortaya çıkarmaya çalışıyor olabilirler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi



    Elektron etkileniyor, ama ölçüm cihazından değil, bilinçli bir varlığın, insanın onu izlemesinden. Nasıl? cevap yok.

    ölçüm cihazından etkilenmediğinin kanıtı var mı ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    dikkat ederseniz yazıda herhangi bir yöntemle demiş , yani yöntemi uyguladığınız anda sisteme müdahale etmiş oluyorsunuz ve böylece parçacığın hareketleri de ddeğişiyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    işte olay bu ortaya çıkarma anında oluyor sence nnasıl ortaya çıkarmaya çalışıyor olabilirler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi



    Elektron etkileniyor, ama ölçüm cihazından değil, bilinçli bir varlığın, insanın onu izlemesinden. Nasıl? cevap yok.




    bir cisme bakmak da sisteme müdahale etmek anlamına gelir mi?, gelir diyosan sorun yok.......




  • bana göre bilimsel açıdan bir cisme bakarak onu etkileyemezsin. ama bu tamamen benim fikrim , bunun böyle olmadığı ispatlanırsa fikrim değişir tabi. yeter ki bilimsel bir izahı olsun.

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    dikkat ederseniz yazıda herhangi bir yöntemle demiş , yani yöntemi uyguladığınız anda sisteme müdahale etmiş oluyorsunuz ve böylece parçacığın hareketleri de ddeğişiyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    işte olay bu ortaya çıkarma anında oluyor sence nnasıl ortaya çıkarmaya çalışıyor olabilirler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet aslında senin dediğin işin biraz da felsefi boyutu.
    "what the bleep" isimli belgeselde de bu felsefeden oldukça bahsediyor. insanların birşeyleri gözlemleyerek onu etkilemesi felsefesi. bizim inanışımızda "nazar" da aslında bence tam olarak bu. işin bu yönüne de inanıyorum ama bilimsel deneylerle bunu karıştırmamak lazım.
    çift yarık deneyinde kesinlikle cihazların etkilediği birşeyler oluyor.
    sonuç olarak elektronu çift yarığa fırlatırken 1. deneyde kimse gözlerini kapamıyor değil mi :)


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    evet parçacık dediğimiz böyle birşey ama kuantum düzeyinde parçacıklar bizim oturma odasındaki koltuk gibi davranmıyor. o koltuğu oluşturan atomlardaki elektronların yeri belirsiz, nerede oldukları bilinemiyor. bilim adamları da bunu ilk fark ettiklerinde şaşkına dönmüşler ve bunu diğer bilim insanlarına anlatmakta güçlük çekmişler

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    bu aslında yanlış bir çıkarım olmuş çünkü kimse bakmasa da ay orada ve o yörüngede olacak. kuantum mekaniğinin büyük kütleli gök cisimleri ile bağdaştırılamamsının nedeni de bu zaten. parçacıkların yerini belirlemeye onları bir düzene oturtmaya çalışıyorlar ama nafile o dünya kendine has bambaşka kurallar çerçevesinde sürüyor

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    sadece bakmak demek saçma olur bu küçüklükteki şeyleri sadece bakarak göremezsiniz, elektron mikroskopu ile bile...
    burada gözlemci ile kastedilen kullanılan cihazlardır ve tabi onu yorumlayan gözlemci de var demek isdeğiniz bu ise



    İşi biraz daha genele vurursak, ay da atomlardan oluşur, ve biz onu görebiliriz, gözlemleyebiliriz, biz gözlemlediğimizde tanecik şeklinde, biz gözlemlemediğimizde ise dalga şeklinde, bu mantıkla yorumlamış. Ve bizim gözlemlemediğimizde ayın bizim bildiğimiz ay şeklinde orda olmadığı gibi bi çıkarım yapmış.





    Burda ya ben ya siz yada bu profesör yanlış anlamış olayı, çünki parçacık dediğiniz maddenin ta kendisi, tüm cisimlerin yapıtaşı, illa gök cismi olmasına gerek yok, oturma odanızdaki koltuğun altındaki kalem de olabilir...
    schrödinger'in kedisi deneyi de bu mantıktan haraket ediyor.




    işte koltuğun yapıtaşları gözlem yapılmadığında dalga şeklinde haraket etmeye başlıyor. Gözlemden kasıt görmek, dokunmak yada ne bileyim radardan takip etmek vs. Yani biz parçacığı gözle göremediğimiz için gözlem yapamıyoruz, gözlem için ölçüm cihazı kullandığımızda dalga şeklinde haraket etmeyi bırakıyor, ama koltuğu görebiliriz.




    Hayır bu noktada yanlışın var, cihaz elektronu etkilemiyor, öyle olsa işin bi espirisi kalmıyor, elektron gözle görünecek bişey değil ki kapasan da fark etmez, deneyden çıkan sonuç wikipedia dan aynen yazıyorum.

    Deneyin neticeleri

    * Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir aydınlık çizgi gözükür.
    * Herhangi bir yöntemle ışığın hangi yarıktan geçtiğini ortaya çıkarmaya çalışıldığı an da girişim deseni kaybolur.

    Herhangi bir şekilde


    http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87ift_yar%C4%B1k_deneyi



    Elektron etkileniyor, ama ölçüm cihazından değil, bilinçli bir varlığın, insanın onu izlemesinden. Nasıl? cevap yok.




    bir cisme bakmak da sisteme müdahale etmek anlamına gelir mi?, gelir diyosan sorun yok.......




  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.