Şimdi Ara

Çift yarık deneyi (11. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
237
Cevap
15
Favori
15.420
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • elelktron gözlendiğini tabi ki anlayamaz çünkü o biyolojik bir canlı değil. bu videoda sanki öyle davranıyormuş gibi göründüğündan bahsediliyor. elektronun veya başka herhangi bir parçacığın bu şekilde davranıyor oluşu küçük şeylerin tamamı ile olasılıklı bir yapıda olduğunu gösteriyor bize. aslında bunu günlük hayatta heran gözlemliyoruz ancak farkında değiliz yani bunun için çift yarık deneyine ihtiyaç yok örneğin caddede gezerken bakındığımız vitrinlerde bişey hiç dikkatinizi çekmedi mi, vitrine bakarken hem içerdeki nesneleri hem de vitrinden yansıyan ışık sayesinde dışardaki nesneleri görürüz. dışardan gelen fotonlar vitrine çarpar ve tamamen olsaılıklı bir biçimde bazıları vitrinden yansır bazıları da içeri girip nesneye çarpar ve biz nesneyi görürüz. bir fotonun yansıyıp geri döneceği veya camdan içeri süzüleceği tamamen olsılıktır.


    quote:

    Orijinalden alıntı: air_bourne

    Benim anlamadığım bir animasyonun neden resmi bir kaynak gibi görüldüğü.
    Çift yarık deneyi kanıtlanmış ve güvenilir kaynakları var, foton ve elektronun hem parçacık hem dalga özelliği taşıdığı biliniyor, formül ilede bu destekleniyor.Ama bu "elektron gözlendiğini anlayınca parçacık gibi davranıyor" ile ilgili bir resmi bir kaynak ben görmedim, bilimsel kuruluşların üniversitelerin veya wikipedi gibi resmi güvenilir kaynak bilen varsa paylaşabilir faydalı olur, yoksa ufo tartışması gibi fantastik uydurmacalar halinde uzar gider.
  • ama animasyonda farklı anlatıyor. gözlemleyince film kağıdında 2 iz oluşuyor, gözlemlemeyince 6 iz.

    benim asıl merak ettiğim elektronları tek tek atarlarken hangi yarığa nişan alıyorlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    ama animasyonda farklı anlatıyor. gözlemleyince film kağıdında 2 iz oluşuyor, gözlemlemeyince 6 iz.

    benim asıl merak ettiğim elektronları tek tek atarlarken hangi yarığa nişan alıyorlar

    rasgele atılıyor. yivsiz tüfekten mermi atar gibi
  • neden nişan almıyorlar. herhangi bir yarığa nişan alınca aynı sonuç ortaya çıkmıyor mu acaba. ya da ikisinin ortasına atınca
  • bu deney insanın sağduyusuna ters gelen durumlar ortaya koyar o yüzden garip geliyor sana.
    elekronlar rastgele atılıyor, ve bakılıyor ki arka planda girişim deseni oluşmuş. diyolar ki heralde bazı elektronlar yolda çarpışıp birbirlerini yok etti ve bu şekil oluştu ve elektronları tek tek gönderiyolar ancak sonuç aynı... yeni bir fikirle elektronun gerçekten hangi yarıktan geçtiğini tesbit için yarıkların arkasına bir cihaz yerleştiriyorlar. hoppalaaa bi bakıyolar bu sefer de arka planda iki çizgi... yani elektronun nereden geçtiği tesbit edildiğinde olasılıklardan hangisinin gerçekleştiği bilindiğinde gerçekten de elektron herhangi bir yarığı tercih ediyor (birinden geçiyor). bu deney gerçekten bize çok özel bir durumu anlatır; biz parçacıkları gözlemlersek nereden gittiklerini biliriz ve artık ortada olasılık yoktur ve bu deneyin sonucu olarak karşımıza çıkar. ancak parçacıkların nerede olduklarını bilmek istemezsek onlar gerçekten de heryerde veya hiçbiryerdedir. gözlem onlara gerçeklik katıp olasılıklı yapılarını bozar , işin ilginci bu durum arka fonda tüm gerçekliğiyle karşımızdadır.
    elektronların çok küçük parçacıklar olup gözle tesbit edilememesi midir bu durumun nedeni yani olasılklı yapı durumu gerçekten bilemiyor oluşumuz mudur... bu çok ilginçtir...


    quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    ama animasyonda farklı anlatıyor. gözlemleyince film kağıdında 2 iz oluşuyor, gözlemlemeyince 6 iz.

    benim asıl merak ettiğim elektronları tek tek atarlarken hangi yarığa nişan alıyorlar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    neden nişan almıyorlar. herhangi bir yarığa nişan alınca aynı sonuç ortaya çıkmıyor mu acaba. ya da ikisinin ortasına atınca

    nişan alınıyor. elektron tabancası sürekli sabit. ama aynen yivsiz tüfeklerde olduğu gibi nereye gideceği tam kestirilemiyor.

    deneyin sonucu şu: maddenin ölçüm altına alındığında bildiğimiz şekline girerken ölçüm altına girmediğinde fani bir formu bulunmaması. Bu durum bilgisayar oyunlarında da böyle. nereye gidersen o çevreyi yükleyip gösteriyor



  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hobar


    quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    neden nişan almıyorlar. herhangi bir yarığa nişan alınca aynı sonuç ortaya çıkmıyor mu acaba. ya da ikisinin ortasına atınca

    nişan alınıyor. elektron tabancası sürekli sabit. ama aynen yivsiz tüfeklerde olduğu gibi nereye gideceği tam kestirilemiyor.

    deneyin sonucu şu: maddenin ölçüm altına alındığında bildiğimiz şekline girerken ölçüm altına girmediğinde fani bir formu bulunmaması. Bu durum bilgisayar oyunlarında da böyle. nereye gidersen o çevreyi yükleyip gösteriyor
  • Hala kafam almıyor yahu... Felsefi olarak düşünürsek, mantıklı geliyor ama olay fizksel olarak karşımızda durunca anlam veremiyorum.
    Cern'deki deneyin bununla bir bağlantısı var mıdır? O deneyde amaçlanan şeyi de tam anlamış değilim, bilgisi olan var mı? Bildiğim kadarıyla iki protonu çarpıştırıp, bigbang'in hemen sonrasındaki evrenin fiziksel durumu hakkında bilgi almaya çalışıyorlar...
  • cerndeki deney proton demetlerini çarpıştırıp bu çarpışmadan ortaya çıkan yeni parçacıklarla ilgileniyorlar amaç higgs boson denen parçacığı ve süper eşleri bulmak. u parçacıkları bulmanın zorluğu ya çok hafif ya da çok ağır olmalarından ileri geliyor. eğer bu parçaıklar bulunursa o zaman süpersicim teorisi kanıtlanmış olacak ve evreni daha ayrıntılı olarak anlamış olacağız hem de kuantum m ve göreliliği harmanlayarak

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    Hala kafam almıyor yahu... Felsefi olarak düşünürsek, mantıklı geliyor ama olay fizksel olarak karşımızda durunca anlam veremiyorum.
    Cern'deki deneyin bununla bir bağlantısı var mıdır? O deneyde amaçlanan şeyi de tam anlamış değilim, bilgisi olan var mı? Bildiğim kadarıyla iki protonu çarpıştırıp, bigbang'in hemen sonrasındaki evrenin fiziksel durumu hakkında bilgi almaya çalışıyorlar...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    cerndeki deney proton demetlerini çarpıştırıp bu çarpışmadan ortaya çıkan yeni parçacıklarla ilgileniyorlar amaç higgs boson denen parçacığı ve süper eşleri bulmak. u parçacıkları bulmanın zorluğu ya çok hafif ya da çok ağır olmalarından ileri geliyor. eğer bu parçaıklar bulunursa o zaman süpersicim teorisi kanıtlanmış olacak ve evreni daha ayrıntılı olarak anlamış olacağız hem de kuantum m ve göreliliği harmanlayarak


    Süpercisim teaorisi nedir bilgin var mı? Biraz detaya girer misin, tam anlayamadım ben bu konuyu. Higgs deilen parçacık, anti madde dedikleri şey mi? İşlevi nedir?
  • Klasik fizikte çizildiği gibi elektronlar çekirdek etrafında dönen küçük küreler değil.Kuantum fiziğinde tek bir elektron çekirdeğin etrafında dalga formunda elektron bulutu halinde bulunuyor ve herhangi bir anda herhangi bir noktada bulunmuyor.Elektronların gözlenmesi mümkün olmadığından çeşitli gözlemleme yollarındaki verilere dayanarak böyle modeller oluşturuluyor.

    Animasyon sonuna kadar iyi anlatıyor ama sonundaki bahsettiği elektronun hem parçacık hem dalga gibi hareket etmesi gözlem şartlarıyla ve şekilleriyle ilgili, buna dalga parçacık ikiliği deniyor.
    Burada:http://tr.wikipedia.org/wiki/Dalga_par%C3%A7ac%C4%B1k_ikili%C4%9Fi
    quote:

    Gerçekte dalga ve tanecik modelleri birbirlerini dışlayan varlık biçimleri olduğundan, bir nesnenin bir anda hem dalga hem de parçacık olarak görünmesi mümkün değildir. Dalga parçacık ikiliğinden kasıt madde veya ışığın belli koşullarda dalga, belli koşullarda ise parçacık özellikleri göstermesidir. Dalga olarak mı yoksa parçacık olarak mı görüneceği ise onun nasıl gözlemlendiğine bağlıdır. Madde parçacıkları, eğer konumunu ortaya çıkaran bir gözlem de bulunulursa parçacık gibi, momentumunu (hızını) ortaya çıkaran bir gözlem de bulunulursa dalga gibi görünmektedirler.


    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    Süpercisim teaorisi nedir bilgin var mı? Biraz detaya girer misin, tam anlayamadım ben bu konuyu. Higgs deilen parçacık, anti madde dedikleri şey mi? İşlevi nedir?

    Buradan başlayabilirsiniz:http://tr.wikipedia.org/wiki/Sicim_kuram%C4%B1



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi air_bourne -- 10 Nisan 2011; 18:04:23 >
  • süper sicim teorisi kısaca maddenin sicim şeklinde iplikçiklerin faklı frekanslarda titreşimleridir. higgs parçacığı ise bilinen tüm atomaltı parçacıkların kütlelenmesinden sorumlu ve onlardan daha farklı bir özelliğe sahip boson parçacıklarıdır. teori genel olarak bu parçacığı da içermesi gerektiğinden deneysel olarak da belirlenmesi beklenmektedir. anti madde ile bir ilgisi yoktur. anti madde teoriyi oluşturan tüm maddelerin karşıt parçacıklarıdır, bütün temel parçacık sayısı kadar da anti madde vardır. süpersimetri teorisine göre tüm bunlara ek olarak bir de süper eş bulunması gerekir. yani anti madde keşfiyle 2 ye katlanan temel parçacık sayısı süper eşlerin bulunmasıyla bir kez daha 2 ye katlanacaktır.

    quote:

    Orijinalden alıntı: caneker


    quote:

    Orijinalden alıntı: speedy_

    cerndeki deney proton demetlerini çarpıştırıp bu çarpışmadan ortaya çıkan yeni parçacıklarla ilgileniyorlar amaç higgs boson denen parçacığı ve süper eşleri bulmak. u parçacıkları bulmanın zorluğu ya çok hafif ya da çok ağır olmalarından ileri geliyor. eğer bu parçaıklar bulunursa o zaman süpersicim teorisi kanıtlanmış olacak ve evreni daha ayrıntılı olarak anlamış olacağız hem de kuantum m ve göreliliği harmanlayarak


    Süpercisim teaorisi nedir bilgin var mı? Biraz detaya girer misin, tam anlayamadım ben bu konuyu. Higgs deilen parçacık, anti madde dedikleri şey mi? İşlevi nedir?
  • abi şimdi bu cisimlerin yapısını falan değiştirmiyor değil mi: kimsenin görmediği bir cisim yolda giderken benim kafama düşse kesin ölüyorum yani her türlü. öyle ise değişsin takılsınlar kafalarına göre gezsin dolaşsın yani kime ne, ne gibi şeyler katabilir insanoğluna bunu bilmek?
  • Uzun zamandır bu konuyu sessiz sakin takip ederim ama böyle yoruma az denk geldim :)

    quote:

    Orijinalden alıntı: 34

    abi şimdi bu cisimlerin yapısını falan değiştirmiyor değil mi: kimsenin görmediği bir cisim yolda giderken benim kafama düşse kesin ölüyorum yani her türlü. öyle ise değişsin takılsınlar kafalarına göre gezsin dolaşsın yani kime ne, ne gibi şeyler katabilir insanoğluna bunu bilmek?
  • Hep ilgimi ceker bu deney yarin sakin kafayla okuyayim.
  • güncel
  • http://tanrivarmi.blogspot.com/2010/08/elegant-universe-turkce-altyazili.html

    Orjinal adı "Elegant Universe" Yani "Zarif Evren"
    Ama kimse çevireni "Tanrı var mı" şeklinde çevirmiş
    Çok faydalı ve açıklayıcı bir video
    9 Parçadan oluşuyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: air_bourne

    Benim anlamadığım bir animasyonun neden resmi bir kaynak gibi görüldüğü.
    Çift yarık deneyi kanıtlanmış ve güvenilir kaynakları var, foton ve elektronun hem parçacık hem dalga özelliği taşıdığı biliniyor, formül ilede bu destekleniyor.Ama bu "elektron gözlendiğini anlayınca parçacık gibi davranıyor" ile ilgili bir resmi bir kaynak ben görmedim, bilimsel kuruluşların üniversitelerin veya wikipedi gibi resmi güvenilir kaynak bilen varsa paylaşabilir faydalı olur, yoksa ufo tartışması gibi fantastik uydurmacalar halinde uzar gider.


    Merhaba,
    Biraz geç bir cevap olacak ama bazılarının ilgisini çekebilir. Bir fizikçi olarak bu soruyu biraz da olsa cevaplayabileceğimi düşünüyorum.
    Burada bazı yerlerde de okuduğunuz gibi her parçacıkla ilişkilendirilmiş komplex değerli, Schrödinger Denklemi'nin çözümlerini sağlayan bir fonksiyonlar seti vardır. Bu setteki her fonksiyon birer dalga fonksiyonudur ve bu fonksiyonlar birbirleri ile lineer olarak bağımsızıdırlar (biri cinsinden öbürünü ifade edemezsiniz). Bu fonksiyon fizikte Ψ (psi) sembolüyle gösterilir ve konumla zamana bağlıdır. Tek başına dalga fonksiyonu pek birşey ifade etmez. Dalga fonksiyonunun kendisiyle eşleniğini çarpıp istediğiniz aralıkta integralini alırsanız parçacığın verilen herhangi bir zaman içerisinde belli bir konumda bulunma olasılığını bulmuş olursunuz. Ya da fonksiyonu Hamiltonian, vs operatörlerle çarpıp enerjisi, spini gibi değerlerini bulursunuz. Her dalga fonksiyonu birer kuantum hali tanımlar. Ve bu haller Hilbert uzayı denen matematiksel bir sistemde birer vektör olarak tanımlanır, buna da hal vektörü (state vector) denir. Bundan sonra Dirac'ın bra-ket notasyonu daha faydalı olacaktır. Örneğin parçacığımız A konumunda olsun, bunu kısaca |A> olarak ifade edebiliriz.

    Gözlemci etkisine girmeden önce bir konuyu daha açıklamak lazım. Bu da superposition principle denen bir kavram. Daha önce dalga fonksiyonlarının birbirleri arasında lineer olarak bağımsız olduğunu söylemiştik, bu tıpkı x ve y eksenleri gibidir. Lineer işlemlerle birinin diğerinin cinsinden ifade edemezsiniz. Ancak bir fonksiyon ikisi arasında bağıntı kurabilir. Geri dönersek kuantum mekaniğindeki dalga fonksiyonu da böyledir. Farklı dalga fonksiyonlarını toplayarak birleşik bir hal tanımlanabilir. Şimdi çift yarık deneyine gelelim. Birinci delik A olsun ikincisi ise B. Parçacığın henüz nerede olduğunu bilmediğimiz için ikisinin lineer kombinasyonu cinsinden ifade edebiliriz. İki delikte de bulunma hali eşit şansta olduğu için kuantum hali |A>+|B> şeklinde olur (bir de normalizayon sabiti eklenir ama şu an bu konu dışında). Parçacık bu iki hali de sağlayabilir. Bu yüzden de normal bir çift yarık deneyinde girişim gözlenir. Şimdi bir deliğin yanına bir parçacık detektörü koyalım. Bu durumda ilk beklenti sonucun değişmemesi olur. Ama bakarsanız yukarıda da gördüğünüz gibi girişim deseni kaybolur ve iki dik çizgi görünür. Bu gözlemci etkisinin önemli bir sonucudur. Kuantum mekaniğinde bir ölçüm yapıldığı zaman parçacığın hal vektörü değişir. Bu Kopenhag yorumunda yer bulmuş önemli bir postülattır ve kanıtlanabilir. Neden hal vektörü değişir derseniz bununla alakalı birçok teori mevcuttur ama en akla yatanı pasif ölçüm diye bir şey olmayacağı gerçeğidir. Sonuçta birşeyi ölçerken onunla etkileşime girmeniz gerekir. Örneğin bir cismi aydınlatmak gibi, ama parçacıklar o kadar küçüktür ki üzerine bir foton düşürdüğünüzde enerjisi değişir.

    Şimdi deneye dönelim. Parçacığımız lineer kombinasyonlu bir halde |A>+|B> şeklinde bulunmakta. Ama biz tam A deliğinin girişine bir dedektör koyduk. Parçacığın |A> veya |B> halinde olması eşit ihtimalli. O zaman dedektör %50 ihtimalle A deliğinde bir parçacık bulacaktır. Diyelim ki parçacık dedektör tarafından bir şekilde bulundu. Artık parçacığın |A> halinde olduğunu biliyoruz. Burada bir ölçüm yaptık ve parçacığın halini bulduk. Ama şimdi önemli bir nokta var. Parçacık şu an |A> halinde halbuki en başta |A>+|B> halindeydi. İşte bu tam olarak gözlemci etkisi oluyor. Dalga fonksiyonunun çökmesi (collapse) tam olarak bu durumdur. Artık parçacık bir lineer kombinasyon halinde değildir. Bu yüzden ne olurse olsun bu parçacık artık A deliğinden geçecektir. Bu yüzden bir dalga gibi davranmayacak ve bir girişim deseni oluşturmayacaktır.

    Umarım açıklayıcı olmuştur.

    Saygılarımla
  • Kuantum;

    "Mutlak doğrular yoktur,tecrübelerle edinilen doğrular vardır."

    Bu bile ilgi duymak için bir sebeb...

    Teşekkürler arkadaşım...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: caneker

    Burda yanlışınız var. Daha doğrusu yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek bi anlatım var. Elektronu ne şekilde etkiliyor.


    Oregon Üniversitesi Kuramsal Bilimler Enstitüsü fizik profesörü Amit Goswami, bu gerçeği şu şekilde tanımlamaktadır:

    Örneğin biz Ay'a baktığımızda, onun klasik olarak hesaplanmış yörüngesinde olmasını beklediğimiz yerde buluruz. Doğal olarak, biz ona bakmasak bile, zaman-mekan kavramı içinde Ay'ın mutlaka orada olduğunu zihnimizde tasarlarız. Kuantum fiziği ise buna hayır der. Biz Ay'a bakmadığımızda, her ne kadar çok küçük miktarlarda da olsa, Ay'ın olası dalgaları yayılır. Biz ona baktığımızda, dalga hemen söner ve dalga artık zaman mekan kavramı içinde olmaz. İdealist bir metafizik varsayımı belirtmek daha anlaşılır olacaktır: Eğer ona bakan bilinçli bir kişi bulunmuyorsa, zaman mekan kavramı içinde hiçbir obje yoktur. (Amit Goswami, The Self-Aware Universe "How Consciousness Creates the Material World", Tarcher / Penguin Books, 1995, s. 59-60)


    Sizin de burada bir yanlışınız var, Amit Goswami profesör değildir Ph.D.'dir. İkincisi kendisinin kuantum mekaniği ve şuur kavramlarını birleştirme denemeleri fizik çevrelerince kesinlikle bilimsellikten uzak olarak görülmektedir. Popüler medya dışında pek kaale alınacak bir kişi değildir. Kaynak verdiğiniz kitap bir fizik kitabı değil, kişisel yorumlar ve birtakım da palavralar içeren bir popüler bilim kitabıdır. Yayınlanırken herhangi bir hakem kurulu tarafından ele alınmamıştır. Ayrıca eğer illa bu örnek üzerinden devam etmek isterseniz genelgeçer kuantum fiziği yorumuna göre Ay'a bakarak Ay'ı etkilemiş olmazsınız sadece ondan saçılan fotonları etkilersiniz ki bu da bambaşka birşeydir. Fizik eğitimcisi olan bir bireyin tutup da böyle bir şey yazması ise gülünecek bir şeydir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tarkus -- 9 Eylül 2011; 21:57:42 >
  • 
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.