Şimdi Ara

Büyükbaba paradoksunun bir paradoks olmaması hakkında

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
1
Favori
1.715
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • öncelikle kolay anlaşılsın diye paradoksu büyükbabaya değil, babaya uyarladım.


    paradoks kısaca şu;

    "elinizde bir zaman makinesi bulunduğunu ve bu makineyle geçmişe giderek henüz gençlik yıllarında olan babanızı öldürdüğünüzü hayal edin. bunu yaptığınız zaman babanız hiç çocuk sahibi olmamış, dolayısıyla siz hiç dünyaya gelmemiş olacaksınız. peki dünyaya hiç gelmediyseniz, zamanda yolculuk yapan kimdi? eğer dünyaya gelmediyseniz, zamanda yolculuk da yapmamış ve babanızı da öldürmemişsinizdir. bu durumda babanız yaşayacak ve dünyaya gelmenize sebep olacaktır. bu durumda siz de geçmişe giderek babanızı öldürebileceksinizdir. işte büyükbaba paradoksu tam olarak bu kısır döngüye işaret eder."


    fakat paradokstaki zaman betimlemesinin doğru olmamasının hatalı sonuçları doğurduğunu düşünüyorum.

    çünkü zamanı geri almak yada şu zamana gitmek demek, yolda 10 adım attıktan sonra, 5 adım geriye gitmek gibi bir şey değildir. zamanı geri alabilmek demek, "ben hariç", belli anda belli bir alanın tüm atomlarının hareketini, dizilişini vs, geçmişteki aynı pozisyona geri getirmek demek. eğer buna kendimde dahil olsaydım zamanı geri almazdım, değişim geri giderdi, ve bunu da bilemezdik. yani zamanı geri alabilmek için, benim değişmemem ama çevrenin belli bir zaman dilimindeki pozisyonda olması gerekirdi. zamanı geri alarak geçmişe geri gitmiyoruz, geçmişi "yaratıyoruz". 


    bence doğru bir zaman betimlemesine göre;

    böyle bir makinenin var olduğunu düşünelim. makine, ben ve makinenin kendisi hariç, dünyada var olan bütün atomları kullanarak, 30 yıl önceki tüm atomların dizilişini ve hareketini aynı pozisyona getirsin. burada, ben hala aynı benim ve makinemde hala aynı makine. ama bunun haricinde dünyadaki her şey tam olarak 30 yıl öncesi gibi. benim, babamı uzaktan gördüğümü ama onunla iletişim kurmadığımı(onu etkilemediğimi) ve onu öldürmediğimi farz edin. daha sonra evlenip çocuk sahibi olduğunda, olacak o çocuk kimdir? benim yeni doğmuş halimdir. bu zamanda, 2 farklı kişi olmuş oluyor. birisi yeni doğan halim, diğeri de zamanı geri alan yetişkin halim.

    peki ama babamı öldürseydim ne olurdu? o yeni doğacak çocuk var olmazdı, ben değil. dolayısıyla ben, geri alınmış zamanda babamı öldürseydim, onun bu zamanda var olacak çocuğunun doğumunu da engellemiş olur ama ben hala var olmaya devam ederdim. dolayısıyla paradoksun ileri sürdüğü "babanız hiç çocuk sahibi olmamış, dolayısıyla siz hiç dünyaya gelmemiş olacaksınız." çıkarımı doğru değil. hal böyle olunca ortada paradoks göremiyorum ben.


    ayrıca burada zamanın nasıl geri alınıp alınamayacağı önemli değil, çünkü zaten bu paradoks bunun olabileceği önkabulüne oturtulduğu için bunu dillendirmenin bir önemi yok.








  • Teorik olarak zamanda geri gitmek bizim gibi makro boyutlardaki kümülatif ve kompozit varlıkların yapabileceği bir hareket değil; ancak bilindiği üzere kuantum boyutlardaki kimi minik partiküllerin yapabileceği bir hareket. Daha doğrusu bu partiküllerin doğal hareketi budur; zaman bizim bağlamımıza göre onların bağlamında ters işliyor. Onlar için (misal anti elektronlar olan pozitronlar veya anti elektron nötrinoları için) "ontolojik son başlangıçtır" ya da vice versa "başlangıç sondur". Kuantum mekaniğinde zaman aslında belirli bir miktar enerjinin Planck sabitine bölümüdür yani kuantizasyonun (Türkçeye parçalanma veya bölümlenme diye çevirebiliriz) bir niteliğidir. Fakat Wheeler - DeWitt denklemine göre kuantizasyonda veya diğer bir deyişle kuantum fiziğinde zaman diye bir şey aslında en temel düzeyde yoktur; zaman yalnızca bir kurgudan ibarettir.

    Haliyle buradan şu sonuçlara varabiliriz: Kuantizasyonun her aşaması yeni bir ontolojik durumun ifadesidir. Yani atıyorum uyarılmış bir hidrojen atomuyla onun uyarılmadan hemen önceki hali birbirinden farklı varlıklardır! Enerji soğuran veya salan bir hidrojen atomu aslında saçılım (veya yerine göre bozunum da olabilir) yok olmakta ve yerine korunum prensipleri (toplam enerji, yük, momentum vb) çerçevesinde yeni bir hidrojen atomu ortaya çıkmaktadır. Tüm bu ontolojik durumlar da non lineer dalga fonksiyonu ve belirsizlik ilkesi çerçevesinde uzaya deney yapanın / gözlemcinin etkilemekte olduğu ihtimaller silsilesi olarak dağılmıştır. Söylediğiniz farklı atom dizilişleri durumlarına çok benzer şekilde tüm bunlar geçmişte babanızı öldürme atom dizilişi durumuyla sizi o an var etmiş atom dizilişi durumunun zamansal ontolojik düzlemde bağlantısızlaşabileceği veya "sağduyu harici" (kuantum fiziği matematikle işler sağduyuyla değil) kuantum uzay zaman ihtimallerinden yalnızca birisi haline gelebileceği anlamına gelir. Çünkü dediğimiz gibi kuantumda zaman yalnızca uzaya dağılmış non lineer (çizgisel olmayan) bir kuantizasyondur veya gerçekliği etkilemeyecek bir fiction'dan (kurgudan) ibarettir. Kısaca "Büyükbaba Paradoksu" var olabilir. Babanızı yarattığınız sanal kuantum düzlemde öldürdüğünüzle kalırsınız; size de verilmiş bağımsız bir kuantum durumun ifadesinden başka bir olmadığınız, yalnızca yukarıda sözünü ettiğimiz belirli korunum özelliklerini taşımakla yükümlü olduğunuz için hiçbir şey olmaz. Zaten en başından küçük bir partikül olmadığınız ve son derece kompozit olduğunuz için zamanda nasıl geriye gidebileceğiniz meçhul. Vücudunuzdaki her bir parçağı vücut entegrasyonunuzu ve sağlığınızı bozmadan zamansal bağlamınıza göre "geçmiş durumlara" nasıl hareket ettirebilirsiniz veya geçmiş duruma kendinizi gönderebilirsiniz? Bu da zaman yolculuğunun teknik imkan başlığını teşkil ediyor.

    Neyse. Kapanış yapabiliriz. Kuantum mekaniği ve Kopenhag yorumu etrafında kuantum fiziğinin ve kuantum parçacıkların standart modelinin yükselişi paralel evrenler, alternatif zamanlar, zaman ve mekanın Planck ölçeğinde kuantizasyonu gibi fikirlerin ve teorilerin serpilmesinde büyük rol oynamıştır. Modern fizikte sürekli yeni yaklaşımlar ve formüller ortaya konmaktadır. Yine de teknik imkanlar zaman algımız veya tanımlarımızı test etmemizi güçleştirmektedir. Bu sebepledir ki teorik fizik bu aralar bir çıkmaz içerisindedir.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • bizim ebatlarımızda zaman var


    zaman varsa o makine yapılamaz.


    küçüm ebatlarda zaman yok


    zamanında olmadığı yerde yorumlamanın anlamı yok.


    kara deliğe bir saat önce attığım bıldırcın kuşu olay ufkuna girdiğinde zaman duracak milyonlarca yıl orada kalacak


    ama ben bir saat önce attım


    madde hem orda hem burda nasıl olur, zaman yoksa olur .fare xyz koordinatların de şu saatte burda , zaman yoksa xyz nin yeride değişse heryerde.


    kütle çekimini aşırı yüksek olduğunda veya aşırı düşük olduğu "zaman" neden fizik kuralları değişiyor.


    fizik kuralları değişmiyorda , zaman başka bir şeymi anlatıyor .

  • Zaman paradokslarının tek çözümü paralel evrenlerdir. Senin kurguladığın geçmişi gelecek olarak tekrar dizayn etmek. Bu durumda bu olusan yeni geçmiş görüntüsü geçmiş olmaktan çıkıp reel zamanın kendisi oluyor, yani aslında gelecek. Hal böyle olunca gelecege getirilen geçmiş öncekinden bağımsız oluyor ve terkettiğin simdiki zaman kayboluyor. Bu durumda sen yeni gecmise mudahele eden farklı bir etki oldugundan, kelebek etkisi gibi her sey degisiyor ve babanın dunyaya getireceği çocukta farklı oluyor. Ancak dedigim gibi bu gecmise gitmek olmuyor.
     
    Şöylede bir durum var, zamanda yolculuk mümkün ise zaten bu tüm yapılmış olan etkilerin tek halidir, yani gelecek ve geçmiş tek bir hattadır, ve olan hersey gerceklesmistir. Bu da secimlerin zaten gerçekleştiği tek hattır, 2100den 2000'e gelende 2500'den gelende aynı zamana varır, ve farklı bir gelecek sunmak istesede bildigi halde istemsizce yine onu gerceklestirir, aksi halde sürekli degismeye açık bir paradoks meydana gelir, kısaca; degisiyorsa gecmis değildir, ya paralel evrendir ya da yeni gelecek

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Beynim yandı.....


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Özgüvenim tavan yapmışken yazayım  


    Geçmişe ya da geleceğe gidilemez bir kere bunu kafamıza sokalım.


    Zamanla ilgili yapabileceklerimiz şunlar;


    1: Işıktan daha hızlı seyahat yapabilirsek geçmişi izleyebiliriz.

    2: İkizler paradoksu gerçekse bile olası ihtimal dünyadan ayrılan kişinin hız kaynaklı ya da ortam kaynaklı metabolizmasının yavaşlamasıyla yaşlanmasının yavaşlamasıdır, dünyaya geri döndüğünde dünyanın geleceğine gelmiş olur ama zamanda yolculuk yapmış olmaz.

    3: Bilgim yok ama teorilerm var, evrende farklı noktalarda atomların daha hızlı ya da daha yavaş hareket ettiği bölgeler olabilir, bu bölgeler zamanımızda sapmalar yapabilir(insan bedeni de atomlardan oluştuğu için çoğunluğa ayak uyduracak), şöyle de düşünebiliriz, aynı nesne için entropi dünyamızda yılda %30 iken andromeda'da %1 olabilir (rakamlar atmasyon).

    4: Determinizm gerçekse evrenin dışına çıkıp evrenimizdeki bütün atomları simule edip (aynı anda konum, cins vs.) geleceği ve geçmişi izleyebiliriz, eğer bu miktarda atomları oluşturabilirsen tanrılığını ilan etmenin vakti gelmiştir  


    Aslında zaman diye bir şey yoktur, zaman, değişimin (hareket) önceki haliyle sonraki halini ölçmek için kullanılan soyut bir kavram, değişimin olmadığı yerde zaman olmaz, tersi de geçerli.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 25 Ağustos 2021; 16:14:6 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.