Şimdi Ara

Bor katkısı ve bazı konular katkılar hakkında (ÖNEMLİ) (13. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
286
Cevap
2
Favori
110.258
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aktuz

    MODERN ARAÇLARDA 30 SN DEN FAZLA ISITMANIZA GEREK YOKTUR.


    20W-50 gibi viskozitesi yüksek yağ kullanan, motoru 1 metre yüksekliğinde olan otobüslere bakıp, otomobillerde motoru ısıtmak lazım diyemezsiniz.

    Peki otomobil motorları eskiden neden ısıtılırdı..

    *Eskiden bildiğiniz üzere karbüratörlü sistemler kullanılmaktaydı. Motorun hava-yakıt karışımı oranı mekanik olarak belirlenmekteydi. Ateşleme sistemleri zayıftı. Bu nedenle o motorlar soğuk havalarda zengin yakıt karışımı ( benzini çok olan karışım ) göndermezseniz çalışmazlardı, teklerlerdi. Bu nedenle jikle denen manuel bir kol, veya bu işi motor sıcaklığına göre yapan otomatik bir düzenek vardı..

    *Ateşleme sistemleri zayıftı, çok ince ayarlarla çalışıyordu ve rölantide de tam gazda da aynı ayarı kullanıyorlardı. şimdiki gibi bilgisayar kontrollü rölantide ayrı, gaz verince ayrı, soğukta ayrı, spor kullanımda ayrı ateşleme yapan ECU ya bağlı, iyi ateşleme sistemleri yoktu.

    *Eskiden bugünki gibi, -10 C de bile bidonu sallayınca şıkır şıkır çalkalanan, düşük viskoziteli, akışkanlığını artıran özel kimsayallar içeren, iyi akışkanlık özelliğine rağmen yüzeylere yapışma özelliğide iyi olan 5W-20, 5W-30 gibi sentetik yağlar yoktu.


    Tüm bunlar yüzünden eskiden motoru ısıtmak diye bir terim vardı.

    *Modern araçlarda yağın motorun her yerine ulaşması 20-30 sn alır. motor ilk çalıştığında bir düzensizlik hissetmezsiniz çünkü,
    benzin enjektörlerce doğrudan silindirlere verilir. Ateşleme sistemi güçlüdür. Kullanılan sentetik yağlar çalışmazken bile yeterince akışkandır,düşük viskozitelidir, akışkandır, yapışkandır..

    *Yağın motorun her yerine ulaşması için 30 sn yeterlidir, camın buzunu açmak, içeriyi ısıtmak haricinde küçük modern araçlarınızı 30 sn den fazla çalıştırmanıza gerek yoktur.

    *Yola çıktıktan sonra motor sıcaklığı çalışma sıcaklığına gelene kadar fazla sıkıştırmamaya dikkat etmeniz ( dizelde 3000 deviri geçmemek, benzinlide 4000 deviri geçmemek), aracınız ve içinizin rahat etmesi için yeterlidir.

    Rölantide araç ısıtmaya çalışmak motorunuza zarar verir..

    Motorlar rölantide kolay kolay ısınmazlar, hele dizel araçlar 20 dk da zor ısınırlar ve yağ pompaları o düşük devirlerde çok başarılı değillerdir, alınan yakıtın bir kısmı yakılamaz ve silindir duvarlarında kalan yakıt artıkları yağlamayı zorlaştırır, silindirlere vs.. zarar verirler..

    Sera etkisi yüzünden iklimin değiştiği, bir çok canlı türünün insanda dahil tehlike altında olduğu dünyada gereksiz yere daha çok CO2 oluşturan,gereksiz hatta motorunuz için zararlı eski bir alışkanlığı lütfen terk edin..



    Kaynaklar:

    http://green.yahoo.com/blog/daily_green_driving/96/eight-facts-about-warming-up-your-car-in-winter.html
    http://autos.aol.com/article/warm-up-car/
    http://www.motherearthnews.com/ask-our-experts/car-engine-warm-up.asp
    http://www.consumerenergycenter.org/myths/idling.html

    Isıtma süresini kısaltmak demek daha doğru olur. Aracı çalıştırdıkdan sonra bir süre beklemek her zaman motora yararı olur. Ama eskiden olduğu gibi uzun uzun beklemek yarardan öte zararı olur.




  • @aktuz
    Bu konuda yaşadığım bir hadiseyi aktarmak isterim..
    Bayram da ailece ziyarete gidecektik. Babam marketin yanından geçerken "Çocuklara eli boş gitmeyelim" diyerek beni durdurdu..
    Hava soğuktu ben de motorun ısısına baktım yarı ısı olmuştu. Klimayı kapatmamak için motoru kapatmadım araba çalışır vaziyette bekledim.
    Babam 10dk. sonra gelebildi markette kasa önündeki sıra yüzünden.
    Motorun ısısı giderek düştü ve en alt çubuğa indi. Halbuki yarı ısıdaydı marketin kapısına geldiğimde..

    Burdan anlaşılacağı gibi özelikle turbo motorlu araçların rolantide ısınması imkansız gibi bi şey. Ben soğuk havalarda rolanti anlık yakıt tüketimine bakıyorum. 0.7lt anlık tüketime düştüğünde zaten motorun sesi de normalleşiyor. O zaman yola çıkıyorum. Hava soğukluğuna göre en fazla yarım dakika bekliyorum bazen de daha az. Hele yazın 0.7 den başlıyor ben daha debriyaja basıp vitese atana kadar 0.5lt. anlık tüketime düşüyor..
    Kalın sağlıcakla..




  • Sayın Set,
    Evet, 30 sn sürenin amacı motorun her yerine yağın ulaşması. ve 30 sn dediğiniz gibi gereklidir ve yeterlidir.
    artık ısınması için beklenmiyor yani. yağlama için bekleniyor. (fakat "ısınma" kelimesi türkçede veya yabancı dillerde bir işe başlamadan önceki hazırlık olarak da kullanıldığı için ısınma kelimesinin kullanılmasında sakınca görmüyorum. )

    Sayın Mümkünsüz,
    Motorlar artık o kadar verimli çalışıyorlar, tecrübe ettiğiniz gibi kalorifer bile soğutmaya yetiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aktuz -- 18 Kasım 2011; 10:42:04 >
  • Motora motor silk katkısı koyduğum için 1 dak. geç ısınma, uzun süre geç soğuma yapmaya başladı.yani 82 dereceye 5 dak.ulaşırken 6 dak.ulaşmaya başladı. İbre en altta gelmesi yarım saat sürerken iki saatte ancak soğuma gerçekleşiyor.

    Sayın vezir ve sabankir hocalarımız geç ısınma ve soğumanın motor aşınmalarına sebeb olacağını ve bunun zararlı olduğunu belirttiler. Zararı en aza indirmek için rölantide ısıtmanın motor aşınmasındaki önemi ve yakıt azalması üzerinde detaylı açıklamalar yaptılar yukarıda okunacağı üzere.

    Sayın aktuz ve Mazotşist hocalarımız kaynak göstererek rölantide 30 saniye yeterli; yağlama ve motor ısınması için daha fazla beklemeye gerek olmadığını belirtmişsiniz. Hepiniz bilimsel olarak olaya yaklaşmışsınız, ancak; biz kullanıcıların kafası karışmış durumda. Sizler kadar bilgili değiliz.

    Bilgilendirmeniz için hepinize tek tek teşekkür eder; bu konuda net fikir birliği oluşması dileğiyle saygılarımı sunuyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: volverin33

    Motora motor silk katkısı koyduğum için 1 dak. geç ısınma, uzun süre geç soğuma yapmaya başladı.yani 82 dereceye 5 dak.ulaşırken 6 dak.ulaşmaya başladı. İbre en altta gelmesi yarım saat sürerken iki saatte ancak soğuma gerçekleşiyor.

    Sayın vezir ve sabankir hocalarımız geç ısınma ve soğumanın motor aşınmalarına sebeb olacağını ve bunun zararlı olduğunu belirttiler. Zararı en aza indirmek için rölantide ısıtmanın motor aşınmasındaki önemi ve yakıt azalması üzerinde detaylı açıklamalar yaptılar yukarıda okunacağı üzere.

    Sayın aktuz ve Mazotşist hocalarımız kaynak göstererek rölantide 30 saniye yeterli; yağlama ve motor ısınması için daha fazla beklemeye gerek olmadığını belirtmişsiniz. Hepiniz bilimsel olarak olaya yaklaşmışsınız, ancak; biz kullanıcıların kafası karışmış durumda. Sizler kadar bilgili değiliz.

    Bilgilendirmeniz için hepinize tek tek teşekkür eder; bu konuda net fikir birliği oluşması dileğiyle saygılarımı sunuyorum.

    süre söz konusuysa dış hava sıcaklığı ve yağın viskositesi de beraber düşünülmesi gereklidir.
    aktüz hocamızın açıklamasındanki süre yağın viskosite değerini 30 sn sonra ulaşacağını öngörerek yapılmış (hatalı değil) eksik bir açıklama olduğunu düşünüyorum. risk sıfır isteniyora süre dış hava sıcaklığına göre daha uzun tutulmalıdır. Bu nedenle yağın viskositesi maksimum performasnı gstereceği bir eğri söz konusudur.

    örnek vermek gerekire 0w30 yağda yağın belirli bir değer atıyorum 2000 gelmesi için rölantide 30 saniye yeterli iken
    5w30 veya 5w40 yağın 30 saniyede yağın geleceği değer yine maalesef atıyorum yağ viskosite eğrileri gereklidir , 2000 den büyük olacaktır belkş 3000
    10w40 yağ kullanan kişinin 30 saniyede ulaşacağı değer 5w30 dan daha yüksek bir viskosite değeri olacaktır . diğeri 3000 ise 10w40 4000 olabilir.

    böyle bir gerçek varken yağ eğrilerini elimize tam alamadan 30 saniye veya aracı hiç ısıtmadan gidebilirsiniz demek ilk araç ısınana kadar bir riski içermektedir.
    Riski minimize etmek ancak ya çok düşük 0w ile başlayan yağ kullanarak olabilir veya süreyi uzatarak elde edilebilir.

    arkadaşlar açıklamalar hep bir daire şeklinde düşünülürse kendi içlerinde kararlı ve doğru ancak koşullar değiştiğinde riski alan bir şekle bürünmektedir. Ben genelde açıklamalarımda riski minimize eden ve sıfır olmasa bile min rsiki içeren bir davranış sergilemeniz için çaba sarfediyorum. HAngisi doğru diye birşey yoktur hangisi daha az riskli ve mn hasar bırakır diye bir başlık atmak daha uygun olur.
    siz yağınızı 15000 değiştirin denen olayda 20000 veya 30000 de de yağı değiştirebilirsiniz sadece ektra bir rsik almış olursunuz belki ilk başlarda bu riskin sonuçlarını göremeyebilirsiniz ancak uzun zaman sonra çıkacak problemlerin masrafları başta kazandıklaınzı tek hamlede silecektir. Yukarıda örnek vermeye çalıştım 25 kuruşluk yakıt harcaması size ektra bir katkı sağlıyorsa bunun yanlışı olamaz. karar yine kullnıcılara aittir.

    linkteki grafiğe mutlaka bakınız






    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 19 Kasım 2011; 9:39:19 >




  • benim yaptigim sey icin herkes musait olmayabilir,
    aracimi aksamlari, sabah tek haraketle yerinden cikacak sekilde park yapiyorum, gittigim caddede sakin oldugundan yaklasik bir 200-300 mt onumden arkamdan gelen olmuyor, arac otomatiklestirilmis robotize, frenden ayagi kaldirinca rolanti deviriyle ilerlemeye basliyor, bu gecen mesafe suresinde hem yol yapiyorum hem motor isinmaya yag akmaya basliyor yola cikincada gaza abanmadigim surece 2000 devirde arac seyrediyor, simdi bunun bir zarari olabilir mi bence olmaz, rolantide de beklesem motor soguk oldugundan bir sure 1500 devirde beklemek zorunda kalacagim bu daha cok zarar demek heryonden...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: SeKSandDoRT

    benim yaptigim sey icin herkes musait olmayabilir,
    aracimi aksamlari, sabah tek haraketle yerinden cikacak sekilde park yapiyorum, gittigim caddede sakin oldugundan yaklasik bir 200-300 mt onumden arkamdan gelen olmuyor, arac otomatiklestirilmis robotize, frenden ayagi kaldirinca rolanti deviriyle ilerlemeye basliyor, bu gecen mesafe suresinde hem yol yapiyorum hem motor isinmaya yag akmaya basliyor yola cikincada gaza abanmadigim surece 2000 devirde arac seyrediyor, simdi bunun bir zarari olabilir mi bence olmaz, rolantide de beklesem motor soguk oldugundan bir sure 1500 devirde beklemek zorunda kalacagim bu daha cok zarar demek heryonden...

    Sayın seksendort,

    Yaptığınız uygulama biraz yanlış çünkü aracınızın motorunu en çok yorduğunuz devirler tork eğrisinde alt sınır da bulunan devirlerdir. Siz gaza basmadan ilerlediğinizde otomobilinizin beyni sizin yerinize motora yakıt gönderir ancak motorun sadece canlı kalmasını sağlayacak kadar yakıt gönderir. Aslında bunun yerine motorunuzun en çok Tork ürettiği devir aralığında ilerleseniz çok daha doğru bir iş yapmış olursunuz. Örnek olarak turbo dizel araçların bir çoğunda 1750-2000 devir aralığı en çok tork elde edilen aralıktır ki bu aralıkta hem aracınız yorulmaz hemde daha az yakıt tüketir.

    Isınma ve yağlama meselesine gelince, dizel, turbo dizel, tsi, fsi ve bir sürü motor ve bunlara ek olarak yağ çeşitleri ve markalarını da bir araya koyun ve bu iki çarpanı da hava sıcaklıklarındaki çeşitlilik çarpanı ile çarğın milyonlarca snuç ortaya çıkyor. Dolayısı ile genel bir manada yorum yapılırsa hangi aracın hangi sürede ısınmasını (alışım yada yada ilk yağlama) gerçekleştireceğini söylemek mümkün değildir. Bu ancak labratuar ortamında ekip çalışması sonucu ortaya çıkabilecek bir sonuçtur. Bu sonuç elde edilmiş olsa bile sadece o anki parametrelerdeki sadece teste tabi tutulan motoru bağlar ki milyonlarca değişik sonuç ortaya koymak gerekiyor. Böyle birşey olamayacağı için bende vezir gibi yaptığım yorumun geneli kapsamına özen gösteriyorum.

    Sn. Aktuz sizin yaklaşımınız çevreci bir yaklaşım buna sonsuz saygım var ancak şu iki şeyin bilinmesi gerekiyor CO2 salınım oranları motor sıcak ve soğukken farklı olduğu gibi yakıt tüketimleri de farklıdır. İşte ECU dediğimiz elektronik kontrol sistemlerinin yaptıkları da motorun o anda ihtiyacını belirleyerek ihtiyaca göre yakıt hava karışımını yapmaktır. Ancak ülkemde herkes son model otomobile binemiyor Euro4-Euro5 motorların mazisi çok eski değil malesef ve Euro 6 da uzak değil. Aracında ECU bulunmayan bir çok vatandaşımız var. Yeteri kadar ısınmamış motoru ile yola çıkan vatandaşım aracını yürütmek için daha fazla yakıta ihtiyaç duyacak buda daha fazla CO2 salımı manasına geliyor ki ben kimseye 30sn yeterlidir diyemem. Atıyorum -2 derecelik havada 30sn de yeten araç vardır. Aynı hava sıcaklığında B aracı için 4 dk beklemesi daha doğrudur. Bunu bilemezyiz. Burada doğru olan herkesin kendi aracını tanıması ve buna göre haraket etmesidir. Ancak Otomobillerin özellikle soğuk havalarda ısıtılması motor sağlığı açısından yararlıdır 30sn olur 10dk olur bu araca havaya kullanılan yağa vs vs bir sürü etmene bağlıdır süre verilmesi yanlıştır.




  • 30 sn süresi, ısınma ve düşük yakıt tüketimine geçme süresi veya ısınma ve az co2 salma süresi değildir.
    Tek amacı zaten sentetik olan, viskozitesi -10 C de bile düşük olan,içerisinde akışkanlığı artırıcı katkı maddeleri olan bu nedenle çok iyi akışkan olan günümüz motor yağının motorun her köşesine ulaşma süresidir.

    tekrarlıyorum, 30 sn süresi yağın motorun her yerine ulaşma süresidir.
    Motor ısınsın, az yaksın, zarar görmesin diye uzunca rölantide bekletmek, sandığınızın aksine motora zarar verir.

    Motor ısınsın diye uzun süre rölantide beklemek tamamen karbüratörlü, eski araçların, eski yağ zamanlarının alışkanlıklarıdır. Piyasada artık karbüratörlü araç sayısı çok azdır. yağların hemen hepsi sentetiktir. düşük viskozite endeksine sahiptir.

    Motor ısıtmanın amacı yağın incelmesini, halk diliyle cıvımasını beklemekti, artık yağlar -10 C de bile zaten cıvıktır, viskozitesi düşüktür..

    Yukarıdaki kaynakları inceleyip, bilgilerinizi güncelleyiniz. ben de 10 sene evvel sizin bildiklerinizi biliyor, uyguluyordum. hayatım işimiz icabı sanayide geçti ve motora neler zarar verir neler vermez binlerce örneğiyle yaşadık gördük. ama şimdi teknoloji ve alışkanlıklar değişti.

    Arkadaşların anlattıklarını karbüratörlü araç kullananlar, sentetik yağ kullanmayanlar zaten biliyorlar ve uyguluyorlardır. başka türlü araçları yürümez zaten, tekler durur..

    güncel araçları olanlar, aracı 10 yaş altında olanlar boşa rölantide beklemeyle uğraşmasınlar, ısıtıcaz diye. motora zarar bile verdiğini yukarıda verdiğim linklerde okuyabilirsiniz. başka kaynaklara da bakabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aktuz -- 20 Kasım 2011; 1:32:07 >




  • Sayın Vezir,

    1-1.2 Clio 16v 75 araç için 5w40 kullanıyorum, Araca lpg taktırdım sanki araç yağ eksiltmeye başladı, ayda bir milim gibi birşey, Sizce 10w40 koymalımıyım veya daha yüksek bir değermi, sehir istanbul.Yazacağınız yağın değişim aralığınıda yazarmısınız.

    2-Birde son olarak, Gerek lpg gerek benzinde giderken araç 70binde , 110 km çıktığımda aşırı bağırmaya başladı, debriyaj balatası filtreler temiz bakımlı. Bu motor sesini azaltmak için ne yapmalıyım, Yağ değişimi yeterli olurmu yoksa bi katkı kullanayımmı yoksa başka birşeymi, O motorda o ses normaldir diyeceksiniz ancak eskiden yoktu.

    Saygılar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aktuz

    30 sn süresi, ısınma ve düşük yakıt tüketimine geçme süresi veya ısınma ve az co2 salma süresi değildir.
    Tek amacı zaten sentetik olan, viskozitesi -10 C de bile düşük olan,içerisinde akışkanlığı artırıcı katkı maddeleri olan bu nedenle çok iyi akışkan olan günümüz motor yağının motorun her köşesine ulaşma süresidir.

    tekrarlıyorum, 30 sn süresi yağın motorun her yerine ulaşma süresidir.
    Motor ısınsın, az yaksın, zarar görmesin diye uzunca rölantide bekletmek, sandığınızın aksine motora zarar verir.

    Motor ısınsın diye uzun süre rölantide beklemek tamamen karbüratörlü, eski araçların, eski yağ zamanlarının alışkanlıklarıdır. Piyasada artık karbüratörlü araç sayısı çok azdır. yağların hemen hepsi sentetiktir. düşük viskozite endeksine sahiptir.

    Motor ısıtmanın amacı yağın incelmesini, halk diliyle cıvımasını beklemekti, artık yağlar -10 C de bile zaten cıvıktır, viskozitesi düşüktür..

    Yukarıdaki kaynakları inceleyip, bilgilerinizi güncelleyiniz. ben de 10 sene evvel sizin bildiklerinizi biliyor, uyguluyordum. hayatım işimiz icabı sanayide geçti ve motora neler zarar verir neler vermez binlerce örneğiyle yaşadık gördük. ama şimdi teknoloji ve alışkanlıklar değişti.

    Arkadaşların anlattıklarını karbüratörlü araç kullananlar, sentetik yağ kullanmayanlar zaten biliyorlar ve uyguluyorlardır. başka türlü araçları yürümez zaten, tekler durur..

    güncel araçları olanlar, aracı 10 yaş altında olanlar boşa rölantide beklemeyle uğraşmasınlar, ısıtıcaz diye. motora zarar bile verdiğini yukarıda verdiğim linklerde okuyabilirsiniz. başka kaynaklara da bakabilirsiniz.



    verdiğin linkteki bilgileri okudum; yeni nesil enjeksiyonlu araçlarda rölantide fazla beklemenin ateşleme ve yakıt sistemine verdiği zararlarıda, insan sağlığına verdiği zararlarıda...ayrıca 10 saniyeden fazla park edilecekse motoru stop etmenin öneminide.

    pekala hocam size birkaç sorum olacak.

    1-yeni nesil enjeksiyonlu binek araçlarda (0-50-100-150-200 bin km ve üstü)motor ve şanzumana eklenen bor katkısı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir. (dizel-lpg-benzinli araçlar için genel ya da ayrı ayrı bir değerlendirme)

    2-yeni nesil enjeksiyonlu binek araçlarda (0-50-100-150-200 bin km ve üstü) carbon clean, depoya konulan katkılar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir; ayrıca yakıt deposu, yakıt pompası temizliği yapılmalı mı belirli periyodik km zaman dilimlerinde. (dizel-lpg-benzinli araçlar için genel ya da ayrı ayrı bir değerlendirme)

    3-yeni nesil enjeksiyonlu binek araçlarda dizel ve benzinli bir aracın motor ısınmasını sağlamak ve düşük yakıt tüketimine geçmek için hareket halinde ilk kullanımdaki devir aralıkları en az-en çok kaç rpm olmalıdır.

    4-yeni nesil enjeksiyonlu binek araçlarda rölantide bekleme süresi örneğin 10w-40 yarım sentetik veya 5w-30 tam sentetik yağ kullananlar için hep aynı mıdır, farklı mıdır.

    cevap için şimdiden teşekkür ederim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: _ahmet_

    Sayın Vezir,

    1-1.2 Clio 16v 75 araç için 5w40 kullanıyorum, Araca lpg taktırdım sanki araç yağ eksiltmeye başladı, ayda bir milim gibi birşey, Sizce 10w40 koymalımıyım veya daha yüksek bir değermi, sehir istanbul.Yazacağınız yağın değişim aralığınıda yazarmısınız.

    2-Birde son olarak, Gerek lpg gerek benzinde giderken araç 70binde , 110 km çıktığımda aşırı bağırmaya başladı, debriyaj balatası filtreler temiz bakımlı. Bu motor sesini azaltmak için ne yapmalıyım, Yağ değişimi yeterli olurmu yoksa bi katkı kullanayımmı yoksa başka birşeymi, O motorda o ses normaldir diyeceksiniz ancak eskiden yoktu.

    Saygılar

    yakıt farklılığı seste değişim yapabilir ama LPG oktanı daha yüksek olduğu için bunun azalmasını beklerim.
    bahsettiğiniz eksilme için litre ve km bazında bir veri olmadan çok iyi seçilmiş bir yağa alternatif önermem yanlış olur.

    LPG dışında yine benzinli kullnımda ses var mı ? yanşi ses yakıt mı , yağ mı kaynaklı bunun tespiti önemlidir.




  • Sayın Vezir ; Mesajımda belirtmiştim, Hem lpg hem benzinle kullanırkende ses var ,

    1-Yağ elf 5w40, Eskiden 1 gram azaltma yoktu ,Bakımı geldiğinde senesi veya kmsi yeni yağ ile değiştirirdim, Şimdi 2500km de 100 gr 200 gr arası eksiltme yapıyor, Sanırım normal diyeceksiniz, Birde lpgyi yeni taktırdım, bununla alakası varmı bu azalmanın? 10w40 yapayımmı?

    2-Hem lpg de hem benzinde ses artışı 110 120 km hıza ulaştığımda oluyor.Lpg taktırmadan öncede vardı ,Yani bi 20000 kmdir var ancak ses giderek artmaya başladı.Tabi düşük viteslerde devirli kullanırkende aşırı ses geliyor, Araç 70binde , Yakıt kaynaklı olacağını sanmam hep aynı yerden yakıt alıyorum.
    Buna göre yağmı değiştirmem gerekli 10w40 gibi yoksa katkı maddesi bor gibi şeyler kullanayımmı yoksa ne diyorsunuz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _ahmet_ -- 21 Kasım 2011; 2:38:33 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _ahmet_

    Sayın Vezir ; Mesajımda belirtmiştim, Hem lpg hem benzinle kullanırkende ses var ,

    1-Yağ elf 5w40, Eskiden 1 gram azaltma yoktu ,Bakımı geldiğinde senesi veya kmsi yeni yağ ile değiştirirdim, Şimdi 2500km de 100 gr 200 gr arası eksiltme yapıyor, Sanırım normal diyeceksiniz, Birde lpgyi yeni taktırdım, bununla alakası varmı bu azalmanın? 10w40 yapayımmı?

    2-Hem lpg de hem benzinde ses artışı 110 120 km hıza ulaştığımda oluyor.Lpg taktırmadan öncede vardı ,Yani bi 20000 kmdir var ancak ses giderek artmaya başladı.Tabi düşük viteslerde devirli kullanırkende aşırı ses geliyor, Araç 70binde , Yakıt kaynaklı olacağını sanmam hep aynı yerden yakıt alıyorum.
    Buna göre yağmı değiştirmem gerekli 10w40 gibi yoksa katkı maddesi bor gibi şeyler kullanayımmı yoksa ne diyorsunuz

    eksilme miktaru normal bir de LPG olduğu düşünülürse 10000km de 0,5 kg ciddi bir sıkıntı yaratmayacaktır. Ama tedbir olsun diye 10w40 geçeyim derseniz de olabilir.
    Artısı ılur eksisi olur bunları yağ forumunda dile getirmiştim. Ses mekanik ise bazı arızaların ön belirtisidir , iyi bir usta bulup teşhis koymadan katkılara veya başka çözümlere yönelmeyiniz.




  • Yağ forumundan sizi takip ettiğim üzere her zaman düşük vizkoziteli yağları öneriyorsunuz ,Tabii araca göre,

    10w40 koymamın 5w40 koymak yerine artısı sanırım yok, motor seside azalmayacağına göre o halde 5w40a devammı vezir üstadım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: _ahmet_

    Yağ forumundan sizi takip ettiğim üzere her zaman düşük vizkoziteli yağları öneriyorsunuz ,Tabii araca göre,

    10w40 koymamın 5w40 koymak yerine artısı sanırım yok, motor seside azalmayacağına göre o halde 5w40a devammı vezir üstadım

    evet sürtünmenin azaltılması temel hedeftir .bunu yaparken aracın mekanik ömrünü de en uzun tutacak seçenek hedef olarak seçilmelidir.

    Ses konusunu es geçmeyin , bazı seslerin altından farklı arızalar çıkabiliyor ses bize bir yerlerde noksanlık olduğunu ifade eden ön tanı olarak görülmelidir. Ses oluşabilmesi için bir titreşim ve bunun duyulabilmesi için belirli bir frekansta olması gerekir. Motor sesinin dışındaki sesler bazen arızalanmaya yakın bir rulmanın sesi olabilri, bazen bozulmakta olan bir alternatörün rulmanlarının sesi olabilir bazen bir subap vuruntusu , çok fazla yorum yapılabilir bu nedenle normalde olmayan bir ses ile karşılaştığınızda iyi bir ustanın bu sesi yorumlayarak nereden kaynaklandığını bulması gerektiği tekrar vurgulayayım. Özellikle motor dışında yürüyen aksamdan gelen hızlandıkça artan sesler aks bilyaları veya (bir sürü dönen ekipman oladuğu için bir sürü de parça vardır) aklımıza gelmeyen bir sey olabilir. Yürüyüş esanasında artan sesleri ciddiye almak ve nedeni bulmak gerekir yolda bırakabilir sert bir frende beklenmeyen tepkiler verebilir.

    Ses konusunu biraz abartmış olabilirim ancak herkesin kendi aracındaki durumu da farklı olabileceği için genel bilgilendirme için yazdım.




  • Değerli bilgileriniz için teşekkür ederim.
  • arkadaşlar herkese merhaba;2006 model peugeot 206 hdi ve 2011 peugeot 207 hdi aracım var,her ikiside aynı motor,206 aracım 120 bin km de,yaklaşık 40 bindeyken bor katkısı koymaya başladım,çok fazla araştırma yaptım nnt yi defalarca aradım ve sonunda ikna oldum.burda yazılanları tek tek okudum.daha sonra aklıma şirkette kullandığım citroen nemo 1.4 hdi aracıma da bu katkıdan koymak geldi(aynı motor),şu an bu aracımda 200 binde.onada 40 bin civarı koymuştum.her bakımda düzenli koyuyorum.şimdi sonuçlara gelince burda önemli bir hata yapıyoruz,yağ katkısı ve bor katkısını karıştırıyoruz.ben hdi motor konusunda uzman sayılırım,nerde arıza yapacağını nasıl kullanılması gerektiğini çok iyi biliyorum.uzun kullanıcı olarak motor daha rahat çalışmakta,ses konusu inanın motor biraz ısınınca benzinli araçtan farkı yok,bunu pskolojik değil gerçekten dinleyerek yorum yapıyorum.yakıt konusuna gelince sabit hızlarda hemen hemen hergün aynı yolu gidiyorum,bu yol yaklaşık 300 km gitgel.bordan sonra 6.1 lt olan ortalamam 5.4 lt ye düştü ayrıca aracın torku gerçekten arttı.sanki ben rahatım devirlenirim der gibi gitmekte araçlar.207 aracıma henüz koymadım bakımı gelir gelmez koyacağım.çünkü araç sesli ve çekişi yetersiz gelmekte.sonuç olarak bence kullanın,benim ustam tavsiye etmedi diyenler ustasının bor hakkında ne kadar bilgisi olduğunu düşünmeli.bu arada arabalarıma kullandığım yağ castrol edge 5w-40.




  • 600.000kmyapmış karbüratörlü araçtan tutunda turbo dizel ve TI-VCT benzinli motorda bir çok marka bor kullandım bana en verimli gelen marka belirtmek doğru değil oda motor silk artı bu markanın çakmaları ve tüm bor ürünlerinin çakmaları piyasada geziyor. Artı bora gelince benim bildiğim ve üretimde bağlantılarım olduğundan kulalnan markalar.Bentley-crysler-ford gurubu, toyota,mitsiubishi,caterpillar.......ve gemi -askeri motor üreticileri fabrikasyon ve fabrikadaki üretim araçlarıdna kullanıyor. Burda acayip acayip yazanlara gülüyorum-zararı değil yararı var adamlar 20 yıldır kullanıyor. Ucuza tüm mühendislik veya üretim hatalarını absorbe ediyor bu basit maden. Fakat yazdığım igibi o kadar çok çakması mevcutki onlarda bordan üretiliyor fakat sert maden iyi işlenmediğinden çakması tabiikide sorun çıkartabilir yoksa bor hayvan yemi ve gıda sektöründebile kullanılır. Yazdığım gibi yağ katkılarım<elliklemetal partiküllü olanlara pek yaklaşmayan sorunsuz yeni nesil motorlarda size deert açabilir fakat boru bundan ayrı ututn.Şanzımanına ek yerlerine hidrolik kısımlara kesinliklekullanın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: perperek

    600.000kmyapmış karbüratörlü araçtan tutunda turbo dizel ve TI-VCT benzinli motorda bir çok marka bor kullandım bana en verimli gelen marka belirtmek doğru değil oda motor silk artı bu markanın çakmaları ve tüm bor ürünlerinin çakmaları piyasada geziyor. Artı bora gelince benim bildiğim ve üretimde bağlantılarım olduğundan kulalnan markalar.Bentley-crysler-ford gurubu, toyota,mitsiubishi,caterpillar.......ve gemi -askeri motor üreticileri fabrikasyon ve fabrikadaki üretim araçlarıdna kullanıyor. Burda acayip acayip yazanlara gülüyorum-zararı değil yararı var adamlar 20 yıldır kullanıyor. Ucuza tüm mühendislik veya üretim hatalarını absorbe ediyor bu basit maden. Fakat yazdığım igibi o kadar çok çakması mevcutki onlarda bordan üretiliyor fakat sert maden iyi işlenmediğinden çakması tabiikide sorun çıkartabilir yoksa bor hayvan yemi ve gıda sektöründebile kullanılır. Yazdığım gibi yağ katkılarım<elliklemetal partiküllü olanlara pek yaklaşmayan sorunsuz yeni nesil motorlarda size deert açabilir fakat boru bundan ayrı ututn.Şanzımanına ek yerlerine hidrolik kısımlara kesinliklekullanın.

    Sanırım konuyu açmak baya yararlı oldu

    Şu şekilde ifade edeyim; Bahsi geçen noktalarda değindiğiniz bazı durumlar farklıdır Askeri alanlarda gemilerde ister istemez daha profesyonel olmak zorundasınız. Birçok bireysel otomobil kullanıcısı daha otomobilini tanımamakta. Bakın ben Vw grupta yetkili servis çalışanıyım. Yedek parça, hasar tesbit ve mekanik birçok konuyu hergün inceleme fırsayım oluyor. Dolayısı ile müşteri sizden herhangibir katkı maddesi talep ettiğinde bunu nasıl kullanması gerektiğini anlatıyorsunuz veya serviste uygulanıyor. Ancak müşteri veya servis daha önce kullanmış olduğu bir kimyasalı göz önünde bulundurmadan bor katkısı kullanırsa her zaman olumlu sonuçlar alınmıyor. Siz yağın neredeyse su kıvamına geldiğini gördünüzmü. Emin olun komik ama ben bunu gördüm. Acaba boru öneren bir otomobil markasının makalesini gösterebilirmisiniz. şuşu şekilde kullanın veya şu gibi faydalar görürsünüz diye. Kullanmayın demeselerde, kullanılması gereken yağı ve katkıları kesinlikle belirtirler. Bugün Bor ile yapılan çalışmaları göz ardı etmiyorum ancak hem üniversite mezunu biri olarak hemde bu işin içinde biri olarak tavsiye etmiyorum. Sadece bilinçli olduğunu düşündüğüm bazı kullanıcılara bilindik markaları tavsiye edebiliyorum. Ayrıca tavsiye yeni araçlara değildir.

    Bor tahrip olmuş yüzeyleri düzenli bir şekilde doldurur diyemiyorum. Zira silimdirin püsüssüz görünen yüzeyinin bile kusurları vardır. Bazı noktalarda ise yağ kanallarının dar boğazlarının tıkandığını bile görüyorsunuz. Siz bu noktada yorum yaparken bir bire bir görüyoruz. Ayrıca Bor kullanılan bazı araçlarda iticilerde rahatsız edici bir şakırtı sesi geliyor.

    Eğer aracınızı iyi tanıyorsanız ve birçok yorumuda göz önünde bulunduruyorsanız Bor katkısını kullanın. Ben reklamını yapmam ancak piyasada gerçekten bu konuda kendini ispat etmiş markalar var. Performans sadece dayanıklılıktan ve uzun ömürlü bir motordan geçmez...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 13 Ocak 2012; 0:39:38 >




  • Selam,
    Aracım mahkemelikti.. mahkeme kararı ile iade ettim. bu arada 30 küsür bin km yağını değiştirmedim.. nasılsa vericem, motorda da bor motor katkısı var diye dokunmadım..

    ne çekişi değişti, ne yakıtı.. 30 bin km yi devirdi hala tık yoktu araçta.. hatta motor yağı olarakta lt si 9 TL olan piyasadaki en ucuz yağı kullandım.. 4 lt 30 TL miydi neydi.. sonradan yarım lt eksilince 1 LT almıştım eksiği tamamlamak için. ama bi 10 bin km eksik yağ ile dolaştım da ustam elinde kalmasın bari yağın tamamla deyince tamamladım.
    sorun yaşamadım. hep yüksek devirlerde kullandım. turbo ömrü için çalıştırma kurallarına bile aldırmadım. ısıtıcının süresini ile beklemeden çalıştırdım bu sürede.. yani aracı tam bir test aracı haline getirdim.. sonuç; teslim sırasında motorda tık yoktu..
    sonrasında bişi çıkarmı bilmem.. ama 30 bin km sorunsuz kullandım..
    tabii yeni aldığım araca bu işkenceyi etmicem.. saygılar..




  • 
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.