Şimdi Ara

Boğaziçi Üniversitesi bitmiştir.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
62
Cevap
2
Favori
5.387
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
42 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İçindeki öğrencilere bir şey demiyorum, Boun öğrencileri üzerine alınmasın fakat artık Boğaziçili olmanın hiçbir ayrıcalığı yok. Okulun eskiden bir duruşu, felsefesi vardı artık yok. Özgürlükçü bir okuldu artık değil. Rektörü atanmış rektör olan bir üniversite. Gerekçe olarak daha yazılacak çok şey var fakat yazmıyorum, benim görüşüm budur.

    Üniversiteye hazırlanan gençlere tavsiye: Herhangi bir üniversitenin istediğiniz bölümüne girip memur olun. Üniversite sınavı ağırlıklı değil kpss ağırlıklı çalışın. Bunu ülkeyi ciddi iyi gözlemleyen biri olarak söylüyorum. Lütfen ciddiye alın.

    Bu ülkede son 5 yıldır iş yapmaya çalışan herkes battı. Şu anda sıra esnaflara bile gelmek üzere. Esnafın battığı ülkede kimse size acımaz. Özel sektörde kan emicidir. Dayanabilecek olan dayansın fakat her zaman genç ve sağlıklı kalamayız maalesef.

    Tavsiyem üniversite sınavını çok önemsemeyin, önemli olan kpss.







  • Bilginin para etmediğini zanneden ahmak bir toplumdan anca böyle bir saçmalık çıkardı ve çıktıda.

    Dünyanın sayılı şirketleri bilgi sayesinde bulundukları yerlere gelmesine rağmen bizde insanlar bilgi sahibi olmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar.

    Eskiden okuda baban gibi eşek olma derlerdi. Bu ülkede ne yazıkki artık baban gibi okuyup eşek olma lafı geçerli maalesef.

    İçim de çok az bir ümit var oda bunların topyekün defolup gidecekleri gün ümidi. Derler ya sultan süleymana kalmadı bu dünya.

    Ama ben eminim biz gençlik bu pisliğide temizleyeceğiz. Hiç değilse Ulu Önder Atatürk için.

    O kadar da değil.


    Üniversiteyi kabul etmezlerse projelerini kabul ederler. Benim bölümüm ilk beşteydi bir ara, bazı listelere göre ilk üçteydi. Bu da önemli değil. İyi işler yaparsanız dünyadaki önemli kuruluşlar bunları envanterliyor. Önceki mezunların yaptıkları işler üniversite sıralamalarından daha da önemli gösterge oluyor.


    Siz okulunuzu okuyun, kariyer de kovalamayın, benim gibi kazma olun.. yine de kariyer sizi takip eder.


    Üniversitelerin liselimeşmesinin asıl nedeni öğrencilerin liseden bomboş gelmeleri. Üniversite mecburen dil öğretiyor, Türkçe öğretiyor, sunum yapmayı öğretiyor... Eğer üniversite okumayın diyorsanız mantıken lise de okumayın demek yerinde olur.


    İkinci sebebi de merkezi sınavlar. Üniversitelere kendi öğrencilerini seçme hakı tanınmalı, ki ekollerini devam ettirebilsinler.

  • Bilginin para etmediğini zanneden ahmak bir toplumdan anca böyle bir saçmalık çıkardı ve çıktıda.

    Dünyanın sayılı şirketleri bilgi sayesinde bulundukları yerlere gelmesine rağmen bizde insanlar bilgi sahibi olmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar.

    Eskiden okuda baban gibi eşek olma derlerdi. Bu ülkede ne yazıkki artık baban gibi okuyup eşek olma lafı geçerli maalesef.

    İçim de çok az bir ümit var oda bunların topyekün defolup gidecekleri gün ümidi. Derler ya sultan süleymana kalmadı bu dünya.

    Ama ben eminim biz gençlik bu pisliğide temizleyeceğiz. Hiç değilse Ulu Önder Atatürk için.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Esnaf battı ama kendi tercihiydi, saygı duymak lazım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ülkede 3 5 ise yarar yer var onu da bilerek yok ediyorlar

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ülkede 3 5 ise yarar yer var onu da bilerek yok ediyorlar

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Her yer cahilleştirilmezse oyları artmaz

  • Beyin göçü de zor artık üniversitenin hiçbir olayı kalmadı. Dünyada ilk 500’e bile giremiyor. O okuldan mezun olduktan sonra Almanya gel buyur buraya yapmıyor yani. Okulun artık vizyonu yok oraya zaten hiç girmiyorum.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Tıp vs boğaziçi işletme
    2 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Cehalet gibisi var mı yaaa...

    Kafan rahat, işin hazır...

    oh misss


    böyle devir ortaçağdan beri gelmedi kıymetini bilin köftehorlar...

  • Bogazicili_zekiye kullanıcısına yanıt

    O kadar da değil.


    Üniversiteyi kabul etmezlerse projelerini kabul ederler. Benim bölümüm ilk beşteydi bir ara, bazı listelere göre ilk üçteydi. Bu da önemli değil. İyi işler yaparsanız dünyadaki önemli kuruluşlar bunları envanterliyor. Önceki mezunların yaptıkları işler üniversite sıralamalarından daha da önemli gösterge oluyor.


    Siz okulunuzu okuyun, kariyer de kovalamayın, benim gibi kazma olun.. yine de kariyer sizi takip eder.


    Üniversitelerin liselimeşmesinin asıl nedeni öğrencilerin liseden bomboş gelmeleri. Üniversite mecburen dil öğretiyor, Türkçe öğretiyor, sunum yapmayı öğretiyor... Eğer üniversite okumayın diyorsanız mantıken lise de okumayın demek yerinde olur.


    İkinci sebebi de merkezi sınavlar. Üniversitelere kendi öğrencilerini seçme hakı tanınmalı, ki ekollerini devam ettirebilsinler.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Karbon 12 -- 2 Şubat 2021; 19:4:25 >
  • Okulun ciddi anlamda ağırlığı vs. gitti. Yakında öğretim kadrosunun içinede ederler. Buraya gelecek adam gidip siyasetin nispeten az döndüğü kaliteli özel okulları tercih eder, zaten fırsatını bulanda durmaz yurtdışına kaçar. Sonra niye beyin göçü. Valla bu konuda şu video aslında asıl gerçeği ortaya çıkarıyor. İşin kötüsü bu gerçek sadece anlık değil, akp var olduğu sürece bunların politikalarını belirliyor.





  • kesinlikle...


    Sadece hiyerarşik düşünmek, her şeyi öncelikli olarak ekonomi ile açıklama alışkanlığı.


    Tabii bunların sebebi var. 80'lerden sonra dünyada da devletlerin teknolojiye yatırımları azaldı. Bir süre özel sektör ve serbest piyasa kurallarıyla bilim kısmen ar-ge olarak devam etti. Ar-ge zamanla ürün geliştirmeye indirgendi. Şimdilerde ise pek çok alanda görece bir yavaşlık içindeyiz.


    Ama bence tekrar, savaş sonrası 50'ler, veya 60-70'lerdeki gibi bir genişleme döneminde devletler varlık gösterebilmeleri için tekrar teknik yatırımlara ve bunun gereği olarak gerçek uzun vadeli bilimsel yatırımlara dönebilirler.


    Çin ve uzakdoğu bir limite ulaştılar. Yapay zeka ile ilgili dört milyar dolarlık yatırım sonucunda hiç bir şey elde edemediklerini gördüler. Pragmatik tepkilerin artık etkileri olmuyor. Ekonomik açıklamalar burada tutumadı. Bilime de, sanata da yatırım yapmaları gerektiğini yavaş yavaş farkediyorlar. Suudi Arabistan ilk filmini çekti... biyo sibernetik diye bir şey var... genetik şifrelerle çok entersan şeyler yapılıyor... Endüstri-4 için yeni 'software'leri programcılar değil matematikçilerle geliştiriyoruz, asıl soru da bu yeni imkanlarla ne yapılabilir. Ne istiyorsan düşün, yeter ki düşün, kodlarız... Hindistan'da çiftçiler eylem yapıyor, Türkiye'de de tarımda olan şey henüz kuraklık değil, bence yeni bilgilerin (tarımdaki otomasyon) getirdiği ulusal ölçekte rekabet edememenin dolaylı sonuçları. Tarıma otomasyon yavaş yavaş gelirken, GPS'le santim hassasiyetinde otm. tarım yapılıp dağların modelleri çıkarılırken bazı ülkeler sadece seyretti. Bunu da bir alışkanlıkla ekonomik olarak açıklamaya çalışıyorlar. Belki de haklılar ama kendi alanımda, endüstride, aradaki uçurumu iyi görüyorum.


    Gelecekte varlığını sürdürebilecek olan devletler mecburen ciddi ve etraflı yatırımlar yapacak. Öyle kartvizite kendi kendimize veya firmaların yazdığı meslekler değil. Temel bilimler, akademik kategorideki gerçek meslekler.





  • Bu olaylarla okulun degeri bir anda yok olmaz. Cok sacma yorum yapmışsınız. Eger kabul edip bas egselerdi dedigin doğruydu.
  • Cem kullanıcısına yanıt
    Hocam size kesinlikle katılıyorum. Boğaziçinin bir olayı kalmadı. Aksi şekilde yorum yapanlar Boğaziçiyi tanımıyor. Boğaziçini farklı kılan şey her görüşe açık özgür zihniyetli yenilikçi fikirlerlere açık aydın insanların çoğunluk olduğu bir ortam oluşturmak. Artık rektör akpnin adamı ve çok cahil bir adam. Bu kadar olaya rağmen istifa bile etmedi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Karbon 12

    O kadar da değil.


    Üniversiteyi kabul etmezlerse projelerini kabul ederler. Benim bölümüm ilk beşteydi bir ara, bazı listelere göre ilk üçteydi. Bu da önemli değil. İyi işler yaparsanız dünyadaki önemli kuruluşlar bunları envanterliyor. Önceki mezunların yaptıkları işler üniversite sıralamalarından daha da önemli gösterge oluyor.


    Siz okulunuzu okuyun, kariyer de kovalamayın, benim gibi kazma olun.. yine de kariyer sizi takip eder.


    Üniversitelerin liselimeşmesinin asıl nedeni öğrencilerin liseden bomboş gelmeleri. Üniversite mecburen dil öğretiyor, Türkçe öğretiyor, sunum yapmayı öğretiyor... Eğer üniversite okumayın diyorsanız mantıken lise de okumayın demek yerinde olur.


    İkinci sebebi de merkezi sınavlar. Üniversitelere kendi öğrencilerini seçme hakı tanınmalı, ki ekollerini devam ettirebilsinler.

    Katılmıyorum. her ne kadar eksikleri olsa da merkezi yerleştirme en adil sistem. Aksi halde her okul kendi ideolojik görüşüne yakın olan öğrencileri seçer. Bu da asli görevi bilim üretmek olan akademik kurumları ideolojik yapılar haline dönüştürür.





  • Boğaziçi'nin neyi vardı ki? Dinozor hocaların verdiği çağ dışı ödevleri var. Tuvaletinde tuvalet kağıtları yok, yemekleri hem pahalı hem dandik. Üniversite içinde starbucks yok, kütüphanesi dökülüyor.


    Kızları desen küpe takmayan, saçını boyatmayanın yüzüne bakmıyor, hepsi feminist.


    Şimdiki aklım olsa Koç'a giderdim.

  • maietnigri M kullanıcısına yanıt

    Bilim, teknik, sanat... sadece adalet meselesi olsalar, adil olmak bunlar için yeterli gelse keşke.


    Kaldı ki adil de değil. Yaşam boyu eğitimin, eğitim verme ve eğitim alma haklarının önünde engel. Halbuki eğitim temel bir hak. Bir Alman, meslek lisesini tercih ederken tedirgin değil çünkü işe girdikten sonra istediği an istediği bir üniversiteye başvurabilir, üniversite de onu mesleki tecrübesinden dolayı tercih edebilir. Bir tornacının bir süre sonra bu işi sevip daha ilerletmek için makina mühendisliği okuması sık rastlanan bir şeydir. Bu endüstri için de, liselerin kalitesi için de ama en önemlisi bireyler için çok açık şekilde daha adil.


    Burada ise hiç bir şekilde istatistiki doğrulamaya başvurulmış, tamamen varsayımsal bir 'sınav adaleti' için, iş yaşamında birbirini anlamayacak liseli ve üniversitelliler iş çıkarmaya çalışıyor. Neticeyi de görüyoruz. eğitim adaleti yok ki sınavın adil olup omaması önemli olsun. Eğitim temel hak olarak tanınmadıktan sonra sınav bir detay.


    İlk akademinin üzerinde geometri bilmeyen giremez yazıyordu. Yani felsefi anlamda, akademiler ideolojiktir zaten. Eğer siyasetin aygıtlarına dönüşmelerini kastediyorsanız, böyle üniversiteleri öğrenciler seçmezler, talebeler talep etmezler, başarılı olamazlar, diplomaları değersizleşir, neticede dengelenir. Başarılı üniversiteler de çok talep görür. Aynı şekilde başarılı öğrenciler de, ne çeşit liseden olursa olsun talep görür. Meslek liselerinin statüleri gibi bir konu mesele olmaktan çıkar. Aynı stüdyoda, lobaoratuvarda, amfide farklı lislerden gelen öğrenciler olursa eğitim kalitesi de artar, sınıflı toplum bilinci yerleşmez, mesleki pratik için de daha iyi iletişim öğrenilir.


    Yetenekleri farklı insanları sayısal sözel diye ikiye ayırıp, her meslek için matematik veya tarih sormanın neresi adil? Bunlar meslekler için de adil değil. Merakı ve gerçek potansiyeli aynı mesleklere sahip akademisyenler farkedebilir. Motor kabiliyetleri çok iyi, biyolojiye de meraklı bir çocuk, belki ameliyat alanında dahi olacak ama matematik sorup baştan eliyor sistem.


    Boğaziçi Üniversitesi bitmiştir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Karbon 12

    Bilim, teknik, sanat... sadece adalet meselesi olsalar, adil olmak bunlar için yeterli gelse keşke.


    Kaldı ki adil de değil. Yaşam boyu eğitimin, eğitim verme ve eğitim alma haklarının önünde engel. Halbuki eğitim temel bir hak. Bir Alman, meslek lisesini tercih ederken tedirgin değil çünkü işe girdikten sonra istediği an istediği bir üniversiteye başvurabilir, üniversite de onu mesleki tecrübesinden dolayı tercih edebilir. Bir tornacının bir süre sonra bu işi sevip daha ilerletmek için makina mühendisliği okuması sık rastlanan bir şeydir. Bu endüstri için de, liselerin kalitesi için de ama en önemlisi bireyler için çok açık şekilde daha adil.


    Burada ise hiç bir şekilde istatistiki doğrulamaya başvurulmış, tamamen varsayımsal bir 'sınav adaleti' için, iş yaşamında birbirini anlamayacak liseli ve üniversitelliler iş çıkarmaya çalışıyor. Neticeyi de görüyoruz. eğitim adaleti yok ki sınavın adil olup omaması önemli olsun. Eğitim temel hak olarak tanınmadıktan sonra sınav bir detay.


    İlk akademinin üzerinde geometri bilmeyen giremez yazıyordu. Yani felsefi anlamda, akademiler ideolojiktir zaten. Eğer siyasetin aygıtlarına dönüşmelerini kastediyorsanız, böyle üniversiteleri öğrenciler seçmezler, talebeler talep etmezler, başarılı olamazlar, diplomaları değersizleşir, neticede dengelenir. Başarılı üniversiteler de çok talep görür. Aynı şekilde başarılı öğrenciler de, ne çeşit liseden olursa olsun talep görür. Meslek liselerinin statüleri gibi bir konu mesele olmaktan çıkar. Aynı stüdyoda, lobaoratuvarda, amfide farklı lislerden gelen öğrenciler olursa eğitim kalitesi de artar, sınıflı toplum bilinci yerleşmez, mesleki pratik için de daha iyi iletişim öğrenilir.


    Yetenekleri farklı insanları sayısal sözel diye ikiye ayırıp, her meslek için matematik veya tarih sormanın neresi adil? Bunlar meslekler için de adil değil. Merakı ve gerçek potansiyeli aynı mesleklere sahip akademisyenler farkedebilir. Motor kabiliyetleri çok iyi, biyolojiye de meraklı bir çocuk, belki ameliyat alanında dahi olacak ama matematik sorup baştan eliyor sistem.


    Söylediklerinde haklılık payı gördüğüm noktalar var. Ülkemizde hemen hemen kimse istediği mesleği yapmıyor. Bugün doktor maaşları yarı yarıya düşse, doktor bulamayız. Statüsü veya hiyerarşideki yeri, aynı şekilde kazancı nedeniyle insanlar iradelerini değiştirmeye kodlanıyor.


    Söylediğin husus teknik alanlarda belli ölçüde uygulanıyor zaten. Konservatuar, güzel sanatlar gibi alanlarda akademi kendi öğrencilerini belirleyebiliyor. Fen bilimleri, özellikle de sosyal bilimler alanında seçim nasıl yapılacak? söz gelimi bir sosyoloji bölümünün öğrenci tercihi sorgulanabilir olacaktır. Ölçü ve tetkikleri bakımından. Genel kültür, yorumlama kabiliyeti. ne olacaktır ölçüleri?


    Kaldı ki, üniversite hocalarının kalitesi de tartışmaya açık. Boğaziçi'nde eğitim almadığımdan değerlendirmem sağlıklı olmaz. fakat kendi okullarım ve gördüğüm örnekler de eyvah dedirtiyor. 2005 yılından kalma notu yeni öğrencilere veren, sınav sorularını değiştirmeye bile erinen, günceli takip etmeyen, gerek siyasi gerek diğer bağlantılarını kullanarak kadrolara atanan slayt akademisyenlerinin öğrenci seçme standartları da şaibeli olur nazarımda.


    Öte yandan, teknik beceri gerektirdiği gibi, kuramsal ve matematiksel algı da gerektiren (eem gibi) bölümlerin öğrenci tercihi de merkezi sisteme yakın olacaktır. Yine matematik geometri temel yetenekler ölçülecektir. Aksi halde meslek erbabı yetiştirilemez. yoksa dediğin gibi derslerin, tercih edilecek alanlara göre getirisi/katsayısı yeniden gözden geçirilebilir.


    Bir ara eski gazeteleri karıştırırken, zannedersem 1956 yılına ait bir küpürde, istanbul'daki üniversitelere kayıt olmak için öğrencilerin sıraya girdiği ve istedikleri bölüme başvurabildikleri yazılıydı. Ne güzel değil mi? istediğin okulu seç. fakat unutulan nokta şuydu; yalnızca varlıklı ailelerin çocukları o eğitimi alabilme imkanına sahipti. ne kadar eksikleri de olsa merkezi yerleştirme yoksul aile çocuklarının güzel okullardan, güzel diplomalar almasını olanaklı kılıyor. Hayatta sıçrama için güzel bir basamak bu durum.





  • Aynen ülkede herkes memur olsun
    Peki kim üretecek ?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.