Şimdi Ara

Bizimkiler (1989-2002)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
2
Favori
1.828
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yedi numara dizisini görünce aklıma geldi ama forumda konusu yok Bizimkiler Türkiyenin en uzun süre yayında kalan dizisidir.Oyuncuların çoğu rahmetli oldu hayattakiler ise önemli dizilerde rol almaya devam etmekte.
    Bizimkiler hafta içi her gün 07:00 ve 16.00'da Kanal 35, 19.00'da TR 1, 20.00'de Tv EM'de....

    Halt patlatırım enseni
     Bizimkiler (1989-2002)


    Gerçekten güzel ve ilgili çalışan facebook sayfasıhttp://www.facebook.com/bizimkilerfanpage?ref=ts

    Dizinin internetteki tüm bölümleri:http://www.youtube.com/user/BizimkilerDizisi?feature=g-all-u

    Ekşi sözlükten diziyle ilgili alıntı

    90' lı yılların durgun ve hüzünlü atmosferini belki de en iyi yansıtan dizi. bir kaç özverili insan sayesinde youtube' dan bir çok bölümü izlenebiliyor. orijinal yayın tarihlerinde izlediğim zamanlarda yakalayamadığım ayrıntıları yeniden izlediğimde keşfedebildim.

    sözkonusu 90' lı yıllar olunca ve o dönemlere dair bir şeyler hatırlamak isteyince o yıllara ait dizileri izlemek iyi bir fikir haline geliyor ve bizimkiler dizisi bu bakımdan biçilmiş kaftan. dizi, kendi içinde bir çok eğlenceli ayrıntı ve tekrarlanan öğe barındırıyor. uzun yıllara yayılmış olması gerek oyunculukların gelişimi açısından, gerekse 13-14 yıllık atmosferin yansıtılması açısından önemli. tekrarlı espriler de zaten uzun yıllara yayılmış yayın sürecinin bir getirisi olarak görülebilir. benzer bir durum seinfeld' de de vardır mesela. gerçi orada teknik öğeler ve bölüm içindeki iç içe geçmiş hikayeler çok daha yaratıcıdır ama yine de bu dizi seinfeld ile benzer öğelere sahiptir ve her daim izlenesidir.

    dizide iki ana hat üzerinden hikayeler yaratılmış; biri şükrü bey in ailesi ve diğeri de yaşadıkları apartman. bu öğelerin günlük hayatta gayet rastlanabilir olması izleyicinin empati yapmasını kolaylaştırıyor. öte yandan genellikle bölümlerde fazla derinlik barındırmayan hikayeler, tüm oyuncu kadrosu bir bölümde görünecek şekilde anlatılıyor. karakterler de normal hayatta görünebilecek tiplerden oluşuyor ve hafif abartılmış davranıyorlar. tekrarlı esprilerin kaynağı diyaloglarda yatıyor ve herkesin kendine özgü, kalıplaşmış bir deyişi bulunuyor.

    kendi çapımda ortaya koyabileceğim ayrıntılar şu şekilde;

    şükrü bey ve ailesi orta-üst sınıf gelir sınıfına ait ve evlerinde klasik müzik çalıyor. yıllar içinde otomobillerini değiştiriyorlar ve çocukları büyüyor; evleniyor. şükrü bey daha sonradan torun sahibi oluyor. şükrü bey tipik bir aile babası; oğlu arabayı istediğinde huzursuz oluyor, kızının evliliği içine dert olunca uykusu kaçıyor. bence savaş dinçel' in oyunculuğu erdal özyağcılar' dan bir adım önde.

    sabri bey ve ailesi orta sınıf gelir düzeyinde ve evlerinde müzik çalmıyor. sabri bey huysuz ve huzursuz, oldukça cimri. evin kedisi sürekli aynı tonda miyavlıyor ve sürekli sabri bey' in ayağına dolanıyor. o da "dolaşma ayak altında pis musibet" diye bağırıyor, ayla hanım tontoş u kucağına alıyor ve sabri bey' e ters bir şey söylüyor. bu ters şey dizinin ilk yıllarında "dokunmayın efendim" ile başlarken sonraki yıllarda bu cümlenin arkasına "kedi babası" ekleniyor. sabri bey de "sözlerinize dikkat edin efendim, nerden babası oluyormuşum ? " diye cevap veriyor. aile birbirlerine "efendim" diye hitap ediyor. bence ayla hanım' ın annesi rolündeki latife saruhan dizinin de en sevimli karakterlerinden biri. bir gün papağana "aferin evladım, kimin oğlusun bakayım sen" diye sorabilirken ertesi gün kucağına yavuz bey' in horozunu alıp almancıların evine giderek kısıklı tramvayının nereden kalkacağını sorabiliyor. ayla hanım cenap bey' den etkileniyor ve moralinin bozulduğu her an hıçkırığı tutuyor. sabri bey cemil' e "baykuş", yavuz bey' e "haydut", cenap bey' e "kıllı yalı kazığı", hoca' ya "bunak", cafer' e "tembel", tontoş' a "pis musibet", davut usta' nın ailesine "almancı bozuntuları", halis' e "sapık" diyor. apartmanı yönetme takıntısı var ve emekli müzik öğretmeni. aslında emekli astsubay olarak da resmedilebilirdi ama sanırım bu konuda tepki almak istememişler. yine de mehmet akan bu rolde çok başarılı; toprağı bol olsun.

    "almancılar", dört kişilik bir aile ve evlerinde popüler müzik çalıyor. davut usta otoriter ve milliyetçi. oğlu halis de bir bölümde anlatıldığı üzere normalden yüksek iq' ya sahip ve davut usta' nın ilk eşinden olan çocuğu. (bunu, halis ve ulrike almanya dan döndükleri bölümde "o senin öz anneannen değil" dediğinde sabri bey' in ayla hanım a yaptığı açıklamadan anlıyoruz). halis konuşurken ikileme kullanmayı seviyor ve yaş ayırt etmeksizin karşı cinsteki herkesi öpmek istiyor. özellikle bir bölümde dayanamayıp ayla hanım' a sarılması görülmeye değer. davut usta milli maç tutkunu ve farelerden korkuyor. tepkilerini almanca veriyor ve yapmayı en çok vaat edip yapamadığı şey ense patlatmak. ulrike ya da ulviye ise disiplinli ve temizliği seven bir anne. evin abadi adlı bir köpeği var. selçuk uluergüven' in oyunculuğu gayet başarılı.

    cafer ve ailesi alt düzey gelire sahip ve cafer biraz yanar döner, çıkarcı bir tip. herkese yaranmaya çalışıyor ve evlerin içine paldır küldür giriyor. buna en sert tepkiyi sedat' ın eşi serpil gösteriyor. cafer ek gelir için limonata satıyor, pilav satıyor, meyve sebze satıyor ve eşi gül de doktor hanım ın muayenehanesinde çalışıyor.

    cemil ve sevim sabri bey' lerin üst çaprazında oturuyor; cemil karakteri yazar olarak tanıtılıyor ilk bölümlerde ama sonra daha çok alkolik olarak tasvir ediliyor. cemil camdan dışarı bakmayı seviyor ve sürekli sevim' i çağırıyor. bildiğim kadarıyla sevim her bölümde onlarca kez çağrılmasına rağmen yalnızca bir iki kez cemil' in yanından dışarı bakıyor. bunlardan birisi sabri bey' lerin evin önünde fotoğraf çektirdikleri an. cemil sürekli olarak önceki hayatından olumsuz örnekler veriyor ve katil' den mevye sebze istiyor. apartmana boya için kurulan iskeleler üzerinde korkusuzca gezinebiliyor ve sabri bey' in üzerine boya dökebiliyor. belki de cemil karakterinin en komik sekansı sabri bey' lerin evine dışarıdaki iskeleden paldır küldür girip ayla hanım' ın annesi ile karşılıklı rakı içtikleri an olabilir.

    yavuz bey "katil" olarak anılıyor ve evindeki bir duvarda horozunun resmi bulunuyor. vatandaşa cart curt yapılmasını istemiyor, sabri bey' in ellerini hareket ettirerek konuşmasını sevmiyor. yufka yürekli ve her bölümde sedat' ı affediyor. cemil' e sürekli "sayın abim" diyor. dizide yalnızca cemil bey' e (uğurtan sayıner) böyle söylemesi ilginç, belki sayıner soyadı ile ilgili ve dizi dışı kullanılan bir hitap şeklinin tutması da olabilir, bilmiyorum. toprağı bol olsun aykut oray' ın..

    sedat ve serpil ahmet çakar' ın deyişiyle "yancı" tipler ve evlerinde kızlarının son ses açtığı müzik çalıyor. konuşmaları ve tavırları genelde rahatsız edici ama bunun da iyi bir oyunculuktan kaynaklandığını belirtmeliyim. vakti zamanında erol taş' a "o kıza bunu nasıl yaparsın" diye saldırmaları gibi.

    şevket bey ailesi üst gelir grubuna sahip ve müstakil evde oturuyorlar. cem ve eşi özge ile (söylemeden geçemeyeceğim, başak köklükaya ne kadar güzel bir kadındır) oturuyorlar ve özge' nin annesi "göz mu kırptın bana" nimet ile eşi "tahta kafa" ile sürekli bir atışma içinde bulunuyorlar. tahta kafa bir dönem siyasete atılıyor ama seçim otobüsünden düşünce kariyeri sonlanıyor.

    ofiste ise ergun ve eski bir mahkum olan abbas efendi sürekli didişiyor, abbas efendi hüsnü hakimine ve onun oğullarına saygıda kusur etmiyor ve bu saygıyı içeren bir şekilde ergun bey hakkında söyledikleri belki dizinin de önüne geçecek "cıvık müdürüm afedersin" mottosunu yaratıyor.

    anlatılabilecek bir çok karakter daha var; yengeç, yandan çarklı, sultan hanım, hakim hüsnü, cenap bey, esmer, kızıl veya dilek gibi.
    yazımın saçma sapan bir şekilde uzamaması için onları detaylandırmadım.

    bir döneme damgasını vurmuş bir diziydi bizimkiler; hepimizden bir parça taşıyordu ve aradan yıllar geçmesine rağmen bana hala "ertesi gün okul var" iç sıkıntısını yaşatabiliyor. klişeleri sevmem ama, "diziyi hazırlayanlara ve yayında, yapımda emeği geçenlere teşekkürler"...







  • Ne güzel günlerdi gerçekten .

    Keşke düzgün kanallarda yayınlansa. Şuanki birçok yapımdan daha fazla reyting alır.
  • Mükemmel bir diziydi...

    Sıcak,seviyeli,herkese hitap edebilen ve gerçekten başarılı bir diziydi...
  • efsaneydi tek kelimeyle muhteşemdi
  • Böyle bir efsane dizinin başlığı yukarıya çıkartılır.Tahta kafa(Erdoğan Tuncel),Nimet,Bakkal Halil,Yengeç Lakaplı Savaş Yurttaş,Ortağı,dizideki Halil'in oğlu rolündeki Asım,hepsi ölmüş haberim yok.Allah Rahmet Eylesin Mekanı Cennet Olsun.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    1993........2003........2013
    22 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.