DÜNYANIN önde gelen haber ajanslarından Bloomberg’in açıkladığı Uluslararası Benzin Fiyatları Endeksi’ne göre Türkiye, Norveç’i geçerek dünyanın ‘en pahalı benzin’ini kullanan ülke haline geldi. Bloomberg’in 60 ülkeyi kapsayan, 3-18 Ocak arasındaki benzin fiyatlarının baz alındığı Benzin Fiyatları Endeksi’nde, 13 Şubat itibarıyla benzinin litresinin 2.63 dolara satıldığı Türkiye ilk sırada yer aldı. Türkiye’yi Norveç 2.60 dolar, Hollanda ise 2.45 dolarlık litre fiyatıyla izledi.

Peki Türkiye’deki akaryakıt fiyatları, alım gücü yüksek olan diğer ülkelerin vatandaşlarına göre neden bu kadar yüksek seyrediyor? Yüksek akaryakıt fiyatlarındaki birinci etken vergiler olarak öne çıkıyor. Petrol rafinerisinden 1.32 liralık fiyatla çıkan bir litre benzinin üzerine, bayi, rafineri, dağıtıcı paylarının ardından 2.1 liralık Özel Tüketim Vergisi konuluyor. 0.70 liralık katma değer vergisi de üzerine konulunca 2012 yılının sonunda 4.61 lira olan benzin litre fiyatının 2.80 lirasını vergi adı altında devletin aldığı ortaya çıkıyor. Yani bir litre benzinin yüzde 62.4’ü vergilere gidiyor. Enerji sektörünün önde gelen yetkilileri, akaryakıt fiyatlarındaki yüksek vergi oranlarının ilk baştaki gibi tepkiyle karşılanmadığını, bunlara alışıldığını belirtiyor. Buna rağmen vergiler nedeniyle vatandaşın akaryakıt alım alışkanlıklarının değiştiğini dile getiren yetkililer, şu anki koşullarda deposunu tamamen dolduran kimsenin bulunmadığını, 30-50 liralık alımlar yapılarak, araçlarını daha az kullanmaya başladıklarını ifade ediyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verileri de bunu doğruluyor.

EPDK tarafından açıklanan 2012 yılı Petrol Sektör Raporu’na göre, yüksek vergiler nedeniyle Türkiye’deki benzin satışları bir önceki yıla göre yüzde 5.8 azalarak 1.85 milyon ton olarak gerçekleşti. Yetkililer bu düşüşün de az olduğunu, trafiğe çıkan araç sayısına bakıldığında kaçak akaryakıtın piyasada önemli yer tuttuğunun altını çiziyor.





‘İçeride petrol, dışarıda şirketimiz yok’
Gazeteci-Yazar Güntay ŞİMŞEK:

TÜRKİYE’de benzinin en yüksek rakamdan satılmasının görünen nedeni maktu vergilerin yüksekliği ve bütçeyi denkleştirmede en sağlam argüman olarak akaryakıtın kullanılmasıdır. Akaryakıt zamlarıyla hem dışarıdan alınan petrol baskılanıyor, hem de gücü yetenler tükettikçe vergilerle Maliye bütçeyi denkleştiriyor. Ayrıca içeride petrolümüzün olmaması, dışarıda ise petrol araştırması yapacak, üretip Türkiye pazarına iniş-çıkışlardan etkilenmeden sunacak veya dünyaya pazarlayabilecek BP, Total, Shell gibi bir Türk şirketinin halen daha yokluğu en önemli handikaptır. Norveç’te petrol fiyatının yüksekliğinin sebepleriyle Türkiye’deki astronomik rakamlar arasında ise bir bağ yoktur.

‘Dünyada fiyat düşse de bizde yüksek kalacak’
Uluslararası Enerji Uzmanı Arif AKTÜRK:

TÜRKİYE ile Norveç’teki petrolün rafineriden çıkış fiyatları birbirinin neredeyse aynı durumda bulunuyor. Ancak vergiler nedeniyle bizim üstünlüğümüz ortaya çıktı. Bütçe açığı oldukça, en kolay vergi toplama yöntemlerinden olan akaryakıttaki vergi yükü bu şekilde devam edecektir. Bundan sonraki dönemde petrolün “ayı piyasasına” gireceğini düşünüyorum. Bu da fiyatların düşeceği beklentisini hâkim çıkarıyor. Ancak uluslararası piyasada petrol fiyatları ne kadar düşerse düşsün, ÖTV miktarı sabit olduğu için Türkiye birinciliğini devam ettirecektir.

‘Fiyat artışında Avrupa’ya örnek olduk’
Aytemiz Petrol Yönetim Kurulu Başkanı İsmail AYTEMİZ:

TÜRKİYE’de bu hükümet döneminde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) 3 kez artırıldı. Bugün toplanan ÖTV’lerin yüzde 20’si en kolay alındığı düşünülen akaryakıt sektöründen elde ediliyor. ÖTV’de sürekli olarak artışlar vatandaşın sırtına yük oldu ancak Türkiye’yi de ekonomik krizlerden önemli ölçüde korudu. Bugün ekonomik kriz yaşayan Avrupa ülkeleri de akaryakıtta bu tür fiyat artışlarına gidiyorlar. Türkiye bu konuda onlara örnek oldu. Gelecek dönemde akaryakıttaki vergiler konusunda bir düzeltme gelebilir.

‘Yüksek akaryakıt fiyatı kaçağı tetikliyor’
Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PUİS) Genel Başkanı Muhsin ALKAN:

AKARYAKIT fiyatları üzerinde ham petrol, dolar ve vergiler bakımından üç ana belirleyici özellik bulunuyor. Türkiye’de ise bunun en önemli göstergesi şüphesiz ki vergiler. Maalesef vergiler bütçe açığını finanse ettiği için devlet tarafından vazgeçilmez olarak görülüyor. Vatandaş bu yüke alıştı. Yüksek vergiler nedeniyle özellikle benzinde tüketimin düştüğünü görüyoruz. Ancak ayda 90 bin yeni aracın trafiğe çıktığı düşünülürse bunun düşmemesi gerekiyor. Bu da akıllara yurda kaçak olarak sokulan akaryakıtı getiriyor. Vergideki bu yükseklik, kaçak olarak nitelediğimiz çeşitli yollarla sokulan akaryakıtın kullanımında artışa neden oluyor.

‘İndirimden sonra bindirim geliyor’
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Şükran EROĞLU:

UZUN zamandan bu yana devlet fiyat artışlarını otomatiğe bağlamış durumda bulunuyor. Fiyat düşüklükleri 1-2 kuruş olurken, daha sonra bunun üzerinde fiyat artışları geliyor. Benzinin bu kadar pahalı olmasının nedeni yüksek vergi yükleridir. Dolaylı vergiler bu seviyelerini korudukça dünyanın en pahalı benzinini kullanmaya devam edeceğiz.

‘Birinciliğe yükselmemiz hiç sürpriz olmadı’
Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Nazım KAYA:

DÜNYADA alınan vergiler bakımından birinci sırada olan Türkiye’nin benzin fiyatlarında liderliğe yükselmesi sürpriz değil. Millet olarak gelir seviyemizin bu kadar düşük olmasına rağmen akaryakıt gibi önemli bir ihtiyacı satın alırken bu kadar yüksek vergi vermek zorunda bırakılmamızı zulüm olarak görüyoruz. Zam yapılınca tepki oluşuyor ancak daha sonra normale dönünce hükümet bundan cesaret alıyor. Vatandaş bıktı. Gelecekte psikolojik sınır olarak belirlenen 5 lirayı da geçeceğini göreceğiz.

‘Tüketim eskisi gibi değil’
Türkiye Akaryakıt Bayileri İşveren Sendikası (TABGİS) Genel Başkanı Ferruh Temel ZÜLFİKAR:

YÖNETİM organları tarafından vergi indirimi şeklinde bir karar alınmadığı sürece dünyadaki birinciliğimizi devam ettireceğiz. Litresi 4.84 lira olan benzin için litrede 2.17 liralık ÖTV alınıyor. Bu da dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulamadır. Tüketim eskisi gibi değil, tüketiciler depolarını doldurmayıp 10-20 liralık akaryakıtla idare ediyorlar. Hükümete ÖTV’nin akaryakıt ürünlerinde 1.40’a eşitleme fikrimizi sunacağız. Böyle olursa 1 lira indirim olacak.

‘Birincilik sürer’
Enerji Uzmanı Necdet PAMİR:

DEVLET tarafından akaryakıt üzerine konulan çok yüksek vergi yükü var. Bu yöntem bazı ülkelerde akaryakıt kullanımının önüne geçilmesi için kullanılıyor. Ancak Türkiye’de ne yazık ki tüketimin planlanması değil bütçe açığını kapatmak için sürekli olarak akaryakıttaki vergi yükü artırılıyor. Satın alma gücü itibarıyla dünyadaki en yüksek vergiyi ödüyoruz. Tüketicinin tepki koymaması halinde yöntemin bu şekilde devam edeceğini, gelecek dönemde petrol fiyatlarının da artmasıyla birinciliğimizi kimseye bırakmayacağımızı düşünüyorum.

NASA’nın ‘Merak’ adlı uzay aracı, Kızıl Gezegen Mars’a 5 Ağustos’ta inecek. Merakla beklenen uçuş başarısız olursa 2.5 milyar dolar çöpe gidecek.

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin 26 Kasım 2011’de uzaya gönderdiği Curiosity (Merak) adlı uzay aracının, beklenen görevinde son aşamaya gelindi. Curiosity, atmosferi Dünya’nın atmosferinden 100 kat daha ince olan Mars’a 5 Ağustos’ta iniş yapacak. Curiosity’nin Mars’a girişi ve inişi, “Yedi dakikalık terör” anı olarak belirtiliyor.

Süpersonik paraşütle inecek

NASA ekibi, Mars’ın gezegenimize çok uzak olmasından dolayı, dünyanın en büyük, süpersonik paraşütüyle iniş yapacak uzay aracının “akıbetinden” en az 15 dakika haber alamayacak. Bilim adamları, her şeyin planlandığı gibi yolunda gitmemesi durumunda projeye harcanan 2.5 milyar doların, yıllardır verilen emeklerin boşa gideceğini söylüyor.

Çılgın proje gerçek oluyor

NASA’nın uzay aracının nasıl yolculık yapacağını anlatan yeni yayınladığı videosunda konuşan bilim adamı Tom Rivellini, “Herhangi bir şey yolunda gitmezse oyun biter” dedi. Adam Steltzner isimli bilim adamı ise “Bakıldığı zaman, çılgın görünüyor. Bazen bize de çılgın görünüyor” dedi.

Kızıl Gezegen’de 23 ay kalacak

Mars’ta Gale kraterine iniş yapması planlanan Curiosity, 23 ay boyunca (bir Mars yılı) Kızıl Gezegen’in iklimini, jeolojisini araştıracak, gezegenle ilgili bilgi toplayacak. Kamerası ve 7 metreden hedefini inceleyebilen lazer sistemine sahip altı tekerlekli araç, kayaları delebilececek.

2011'de ölümcül kazaların yüzde 31.9'unun gece ve 'radar yok' denilerek hız yapılmasından kaynaklandığı ortaya çıktı.

Bugün gazetesinden Kamil Elibol'un haberine göre, denetim zaafı üzerine polise 'gece radar denetimini artırın' emri verildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, radarla hız denetimleri konusunda 81 İl Emniyeti'ne bir genelge gönderdi. Türkiye'deki trafik kazalarının yüzde 30'unun "hız" kaynaklı olduğuna dikkat çekilen genelgede, "Her yıl yasal hız sınırları üzerinde araç kullanma ve hıza bağlı olarak ihlal edilen diğer trafik kuralları nedeniyle meydana gelen trafik kazaları sonucunda birçok vatandaşımız hayatını kaybederken birçoğu da yaralanmaktadır" denildi.

Genelgede, ülke genelinde 720 adet video kameralı radar cihazlarıyla trafik denetimlerinin yapıldığı, şehir içlerinde ise KGYS sistemlerindeki radar cihazlarıyla denetim ağı ve süresinin takviye edilerek genişletildiği ifade edildi. Yakın bir zamanda tüm şehirlerarası karayollarının "elektronik" denetim sistemleri ile denetlenebilir hale getirilmesinin hedeflendiği vurgulandı.

DENETİM ZAAFİYETİ UYARISI

Genel Müdür Yardımcısı İsmail Baş tarafından yayımlanan genelgede, gece yapılamayan ve denetim zafiyetine neden olan radarla hız denetiminin sürücülerde "hız yapma" isteğini tetiklediğini belirterek, "Bu durum geceleri seyahat etme eğilimini artırmakta, hızla birlikte gece ile oluşan rehavet, uykusuzluk ve yorgunluğa bağlı olarak sürücü üzerindeki algı ve refleks zayıflamasının da etkisiyle trafik kazaları kaçınılmaz oluyor" dedi.

2011'de toplam denetimlerin yüzde 69'unun gündüz, yüzde 31'inin gece yapıldığına dikkat çekilen genelgede, radarla hız denetimlerinin ise yüzde 95'inin gündüz, yüzde 5'inin de gece yapıldığı ifade edildi.

GECE DENETİMLER ARTIRILACAK

Genel Müdür Yardımcısı İsmail Baş, vatandaşların can ve mal emniyeti ile trafik güvenliğinin sağlanması için alınması gereken tedbirleri de şöyle sıraladı: "Radarla hız denetimleri gece yapılamaz ise, şehirlerarası karayollarımızda sabaha karşı dalgınlık, yorgunluk ve uykusuzluğa bağlı olarak meydana gelen kazaların önlenmesi amacıyla gün doğumunda planlanarak yapılsın.

Mevcut radarla hız denetim araçlarının tamamı aktif olarak hizmette kullanılsın. Kullanılmayan veya ihtiyaç fazlası olan radar cihazları ihtiyaç duyulan birimlerde değerlendirilsin. Radar personeli birbirinin "alternatifi" olacak şekilde planlanarak çalıştırılsın, varsa eğitim eksiklikleri tamamlansın."

Kazaların yüzde 33.1'i gece oldu

Emniyet Genel Müdürlüğü, 2011 yılında yaşanan ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarındaki sürücü kusurlarını da mercek altına aldı. Buna göre, sürücü kusur sayıları içinde hız ihlalinden kaynaklanan kazaların yüzde 63.8'i gündüz, yüzde 3.1'i alacakaranlık, yüzde 33.1'i ise gece meydana geldi.


Sabah haberlerinde buna ek olarak da şu söylendi,

Radarla hız denetimlerinin ise yüzde 95'inin gündüz, yüzde 5'inin de gece yapılırken;bu oran da yüzde 70 gündüz, yüzde 30 gece olarak değiştirilecekmiş...

Arkadaşlar herkese iyi günler,mailime böyle bir fırsat gelmiş.

Fiyat çok uygun geldi bana,sizinle de paylaşayım dedim.Kullanmak isteyen isteyen illaki olacaktır



http://www.sehirfirsati.com/deals/eskisehir/ulkuyarispisti/6924245?nlp=&CID=TR_CRM_1_0_0_166&a=843

Pakistan'da bir düğün, infaz kararıyla kabusa döndü

Pakistan'ın kuzeyindeki Kohistan'da, bir düğün sırasında birlikte şarkı söyleyip dans ettikleri görüntülenen iki erkek ile dört kadın, ölüm cezasına çarptırıldı.

Aşiret kanunlarına göre, erkeklerle kadınların düğün sırasında bir arada bulunmasının kesin olarak yasak. Bu sebeple, görüntüleri ele geçirilen altı Pakistanlı hakkında dini otoriteler hemen infaz edilmeleri yönülde karar açıkladı.

Cep telefonuna kaydedilen düğün videosunun, düşman aşiret tarafından polise verildiği öne sürülürken, ölüm cezası alan altı kişiden öncelikli olarak infaz edilmesine karar verilen iki erkeğin kaçtığı bildirildi.

Pakistan'daki insan hakları yetkililerinin verdiği bilgiye göre, ülkede 2011 yılında en az 943 kadın ve gençkız, ailelerinin namusuna leke sürdükleri iddiasıyla öldürüldü.

KAYNAK