Ben kendimi hiç bir zaman haklı görmedim öyle bir şey de belirtmedim

Bu benim mesleğim ve işimin gerektirdiği haller bunlar, sizin deyiminize bakarak bütün kamyon otobüs asker eşleri soğumakta haklı

bi yerde demişsin ki 'insan gururuna yediremiyor, başınıza gelmeden bilemiyosunuz' evet haklısın

ama gururuna yedirememe gibi bi durum yok. kimse 4 4 lük hayat yaşamıyor, herkesin başına herşey gelebiliyor

önemli olan bu gibi durumlarda ne yaptığını bilmek ve farkında olmak

anlattıklarına ve açıklamalarına göre bence naif, sessiz ve arkadaşını yarı yolda bırakmıcak bi karaktere sahipsin

ve sana tek verebileceğim yabancı tavsiyesi şu olur; yoluna tek başına devam edip hayattan keyif almalısın

tek başına eve çık, senin evin olsun, bekar hayatı yaşa, helali hoş olsun

karşındaki kişiyi hala seviyo olabilirsin ama kendini daha çok sevmelisin.. o kadın senin için tamamen bi duvar, dümdüz bi duvar.. yık geç bitsin

Maalesef, mantık ve duygular farklı olunca öyle oluyor, insan benliğini aramak durumunda oluyor

Hocam iyi de sizin saygı sevgi değil çıkar ilişkisi olmuş kusura bakmayın. O şunu yapmazsa ben çöpü atmam. Ev arkadaşınız değil eşiniz sonuçta. Ben yemek yapmazsa, çöp atmam ne demek?

1 kere evlenip boşanmış, 2 nci ye evlenmiş biri olarak tavsiye veriyorum, boşanın gitsin , sizinki bitmiş.

Siz mahalle baskısı ve eski günlerin anısına bu evliliği çekiyorsunuz. Bundan birşey olmaz artık. Herkes kendi yoluna gitmeli ve kendi hayatını kurmalı.

Kurtul gitsin, dünyada sana layık olan niceleri var.

Bu kadar eforun yarısını verdiğinizde bile size karşılık olarak dünyaları verecek insanlar vardır muhakkak.

Öncelikle 40 yaşında, 18 yıllık evli ve 2 tane erkek çocuğum olduğunu belirteyim ki yanlış anlaşılma olmasın.

Sen bütün dizginleri eşinin eline vermişsin. Bunu kılıbıklık vs gibi algılama. Demek istediğim o değil. Bir hayatı paylaşıyorsanız eğer bazı sorumluluklar sende, bazıları onda olmak zorunda. Zaman zaman didişmeli, zaman zaman sevişmelisiniz. Arada küçük heyecanlar olmalı, arada kafa dinlemeler olmalı. Yani mutlu bir evlilik demek, her şeyden azar azar olması demektir.

Ortada bir çocuk olsa idi dayan kardeşim derdim. Ama eğer ortada bir çocuk yoksa mutlu olmadığın bir insanla 1 gün bile daha fazla geçirmemelisin. Gerçi çocuk olsa da durum aynı ama orada farklı kriterler de devreye giriyor o yüzden söylüyorum. Sende madem çocuk gibi bir durum da yok, o halde boşuna kendine eziyet etmemelisin.

Ha tabi bu arada şunu söylemek lazım. Kimsenin evliliği güllük gülistanlık gitmiyor. Herkesin kendine göre sorunları var, dertleri var. Hayat dediğin böyle bir şey zaten.

Mesela ben de eşimle çok kavga ederim, didişirim, kızarım, o da bana aynı şekilde. Ama biliyorum ki gerekirse benim için canını vermeye bir saniye tereddüt etmez. Ve ben de aynı şekilde. Temelde de bunu bildiğimiz için yapılan her tartışma ya da kavgadan sonra bir şekilde barışırız.

Sen de anlattığın kadarıyla böyle bir durum da yok. O halde güzel kardeşim benim fikrimi soracak olursan bence bu şekilde geçirdiğin her saniye sana zarar.

1. olasılık: Karın senden maddi bir şeyler koparmaya çalışıyor. seni boşanma havasına ve sürecine sokup sonra vazgeçmesi,sanki boşanmak isteyen sadece senmişsin gibi hareket etmesi açıkçası kuşkulandırdı.
2. olasılık: Karın yıllarca seni aldattı. belki bir kişiyle belki birden fazla kişiyle. bu kişiler de yıllar sonra onu ortada bıraktılar. Bu iş böyle gitmez, kendime çeki düzen vereyim diye düşünen karın boşanma kararından vazgeçti.

Kimseyi suçlamıyorum yanlış anlaşılmasın,kafamdaki olasılıklar bunlar. yani sana boşan diyeceğim her halukarda, ama yıllar önce yapmalıydın. şimdi de yapabilmen imkansız gibi.

Boşan ve arkana bile bakma. Yeni hayatına devam et. Hiçbir şekilde kendisi ile muhatap olma bu saatten sonra. Emin ol devam edersen daha iyi olmayacak, hatta çok daha kötüsünü yaşayacaksın. Aynı şeyleri yaşamış biri olarak söylüyorum. (Çocuk olmadığını varsayıyorum. Çocuk olunca iş değişiyor.)