Bir Mesut Çevik Hikayesi : İncelemeci [FİNAL - VE SON...] (Okuyun)

ratch

Yarbay

4133 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

DH'deki gizemi ve Citizen'in yaşadıklarını 2 seri halinde anlatmıştım.Merak edenler için
İlki >> DH'deki Büyük Gizem [Sırlar Açığa Çıkıyor]
İkincisi >> Citizen'in Gizemi [Sırlar Açığa Çıkmaya Devam Ediyor]

Şimdi yepyeni bir hikayeye başlıyorum.Hep Citizen'in yaşadıklarını mı anlatacağız

1. Bölüm
----------------------------------------------
Sabah 8'de çalan alarmla uyandı.Yataktan kalktı,elini yüzünü yıkadı.Sonra mutfağa gidip kahvaltıya ne hazırlasam diye buzdolabına boş boş baktı.Dolabın alt kısmındaki içeceklerin arasına sıkıştırdığı sucuğu gördü ve tost yapmaya karar verdi.Kahvaltısını yaparken o gün anlatacaklarının provasını yaptı.Tostunu bitirince yatak odasına gidip giyindi.Her zamanki gibi sadeydi giysileri.Dolabından sanki içinde milyon dolarlar varmış gibi koruduğu çantayı çıkardı.Çantayı açıp telefonlara baktı ve gülümsedi."Bugün inceleme videosu çekilecek çok telefon var" dedi kendi kendine.Vakit kaybetmeden çantayla birlikte çalışma ofisine doğru yola çıktı.O meşgul biriydi.O Mesut Çevik'ti...

2.Bölüm
----------------------------------------------
Telefon incelemesi yapacağı günler ofise sahilden gidiyordu."Temiz hava alayım,deniz göreyim,içim açılsın ki üyelerime telefonları daha güzel tanıtabileyim." diye düşünüyordu.O gün de sahilden gitmeyi tercih etti.Denize bakarak yürürken arkasından "Mesut" diye bir bayan sesi geldi.Mesut Çevik arkasını döndü ve Citizen'in kardeşi Jale Hanımı gördü.Jale Hanım,Mesut Çevik ile aynı apartmanda kalıyordu ve Mesut Çevik'in en samimi komşusuydu.Selamlaştıktan sonra yürüyerek konuşmaya başladılar.Havadan sudan konuşuyorlardı.Mesut Çevik her zamanki gibi Jale Hanım'a telefon incelemesi yaparken anlatacaklarının provasını yaptı.Bir ara sessizlik oldu.Jale Hanım başladı konuşmaya:
-"Hiç sormuyorsun Mesut?"
-"Neyi?"
-"Mahallede dolaşan hırsız iki gün önce benim evime de girdi.Haberin yok mu?"
O sıralar mahallede dolaşan bir hırsız vardı.Mesut Çevik,mahallede dolaşan bir hırsız olduğunu öğrenince telefonları için çok endişelenmişti.Bu yüzden şifreli,açılması çok zor olan,çok pahalı bir çanta almıştı.Artık telefonlarını onda saklıyordu.
Mesut Çevik çok telaşlandı:
-"Ne? Hırsız bizim apartmana geldi ha.Aman Allah'ım telefonlarım tehlikede."
Telaşı geçince kabalık ettiğini anladı ve:
-"Umarım sana zarar vermemiştir Jale." dedi.
-"Yok.Anneme de,babama da,bana da zarar vermedi çok şükür.Ama maddi kayıp fazla.Ayrıca yaşadığım korku ve stresi tahmin edemezsin."
-"Yoksa sizi tehdit mi etti?"
-"Hayır.Gece tesadüfen hırsızın girdiği saatte uyandım.Gözlerimi açtığımda masanın önünde bir karaltı gördüm.Bir adam masada bir şeyler arıyordu.Yüzünün maskeli olduğunu farkettim.Korkumu tarif edemem.Çığlık atacaktım ama bıçağı olabilir ve bize zarar verebilir diye kendimi tuttum.Uyuma rolü yaptım.Korkudan titriyordum.Neyseki rol yaptığımı farketmeden odadan çıktı.Bir süre bekledim ve evin giriş kapısının yavaşça kapandığını duydum.Evden çıkmış olmalıydı.Tam o anda hırsız var diye bağırdım ve babamı uyandırdım.Babam hemen evden çıkıp hırsızı aramaya başladı.Uyanan komşular da ona yardım ettiler.Asansör bizim kattaydı.Asansör ile inmemişti.Tüm apartmanı aradılar ama bulamadılar maalesef o şerefsizi.Polis de bir şey bulamadı şu ana kadar."
-"Çok şey atlatmışsın.Çok geçmiş olsun Jale.Uyuma rolü yaparak çok akıllıca davranmışsın."
Biraz daha konuştuktan sonra ayrıldılar.Mesut Çevik,Jale Hanım'ın anlattıklarını düşünürken Donanımhaber ofisine vardı.İçeri girince "Herkese günaydın." dedi.Odasına giderken Citizen'in elindeki elmas gibi parlayan,yepyeni telefonu gördü.Odasına gidince camdan gizlice Citizen'in yepyeni telefonunu izlemeye devam etti.

Gollum'un yüzüğe karşı olan isteği gibi bir istek oluşmuştu içinde.O telefona inceleme videosu çekmeliydi.Citizen'in yanına gitti.
-"Hayırlı olsun Citi.O yeni telefonun mu?"
-"Evet.Ne güzel parlıyor değil mi?"
-"Çok güzelmiş.Biraz bakabilir miyim?"
-"Al bak ama dikkat et çizilmesin."
Mesut Çevik telefonu biraz inceledikten sonra "Buna inceleme videosu çekmeliyim." dedi ve koşarak odasına gidip kapısını kilitledi.Citizen sinirlenmişti.Her yeni telefon alışında daha kendisi bile oynayamadan Mesut Çevik inceleme videosu çekiyordu.Aslında Donanımhaberin kuralı buydu.Çalışanlar yeni bir telefon aldığında ilk önce Mesut Çevik inceleme videosu çekiyordu.Gün Bey'in telefonuna bile yapmıştı bunu.
Mesut Çevik kamerayı bilgisayara bağlayıp inceleme videosu çekmeye başladı.Ama bilgisayarı çöktü.Mesut Çevik "Bilgisayarımı çökertsen ne olur.Telefonum var." diyerek güldü sessizce.Kendi telefonunun kamerasıyla bir inceleme videosu çekti.Yarım saatin sonunda Citizen'i odasına çağırdı."Bak çok güzel oldu video." diyerek inceleme videosunu Citizen'e de izletti.Video bitince Mesut Çevik:
-"Mahallede dolanan bir hırsız var.Kardeşinin evine de girmiş.Sabah karşılaştığımızda bana anlattı.Uyuma rolü yaparak gerçekten çok akıllı davranmış." dedi.
-"Biliyorum.Hemen beni aramıştı.Sesi çok korkmuş geliyordu.Çok şükür kardeşime zarar vermemiş."
-"Öyle.Hırsız Jale'nin uyandığını farketse ona zarar verebilirdi."
Citizen Mesut Çevik'in çantasını görünce:
-"Bu çantayı da telefonlarını hırsızdan daha iyi koruyabilmek için aldın herhalde." dedi ve güldü.
-"Evet.Çok sağlam çanta."
Biraz daha sohbet ettikten sonra Citizen telefonunu geri alıp bilgisayarının başına döndü ve forumu sözlükçülerden gelen saldırılara karşı korumaya başladı.Ara sıra yanlışlıkla forumu çökertiyordu ama yine de forumu güvende tutuyordu.Mesut Çevik ise çantasından telefonları çıkarıp incelemelerine devam etti.
Donanımhaber ofisinde bir gün daha böyle geçti.Gün sonunda Citizen Mesut Çevik'in odasına geldi.
-"Bizim arkadaşlar sıra gecesi düzenliyormuş.Mesut Çevik de gelsin diyorlar.Sen de gelsene."
-"Bilmem ki gelsem mi?"
-"Gel tabi ki.Bugün çok inceleme yaptın,çok yoruldun."
Mesut Çevik'in göğsü kabardı ve teklifi kabul etti.Ofisten birlikte çıktılar.Mesut Çevik böyle yerlere gittiğinde fotoğraf çektirmeden duramazdı.Citizen'e telefonunu verdi ve "Beni güzel bir fotoğraf çek Citi." dedi.Mesut Çevik telefonunu sadece fotoğraf çektirmek için başkasına verirdi.Citizen fotoğrafı çektikten sonra "Mesut'un forum hesabı kesin açıktır bu telefonda.Hazır Mesut'un telefonu almışım.Gizlice onun forum hesabında paylaşayım bu fotoyu.Sen başkasının telefonuna inceleme videosu çekmek neymiş görürsün" diye düşündü ve fotoğrafı foruma attı.Telefonu Mesut Çevik'e verirken fotoğrafı foruma da attım diye kahkaha attı.Mesut Çevik hemen fotoğrafı sildi ama çoktan yayılmıştı.Fotoğrafta Mesut Çevik'in önünde kiviler çıktığı için o fotoğraf Mesut Çevik kivili sıra gecesinde diye ünlü oldu ve popülerlere girdi.İşte o fotoğraf:

Bir Mesut Çevik Hikayesi : İncelemeci [FİNAL - VE SON...] (Okuyun)

Mesut Çevik geç saatte eve döndü.Gidince yaptığı ilk iş giysi dolabını açmak ve incelemelik telefonların bulunduğu çantayı pantolonlarının altına koymak oldu.Sonra battaniyesini aldı ve oturma odasına gidip kanepeye uzandı.Uyuyana kadar telefonuyla foruma girip sahte hesabıyla üyeleri trolledi.Sonra alarmı saat 8'e kurup telefonu yere koydu ve uyudu.

Gece bir ara uyandı.Saate bakmak için eliyle yerde telefonunu aradı ama bir türlü bulamadı.Korkmaya başladı.Telefon nasıl yerinde olmazdı? Aklına apartmandaki hırsızlık olayı geldi hemen.Jale uyuma rolü yapmıştı.Ben de mi yapsam diye düşündü.Sonra cesaretini toplayıp ayağa kalktı ve ışığı açtı.Eline Donanımhaberdekilerin ona doğum günü hediyesi olarak aldığı evdeki tek süs eşyası olan vazoyu aldı ve dikkatle uzun koridoru geçip evin giriş kapısına doğru ilerledi.Kilitleri kontrol etti.İki kilitte tamamen kapalıydı.Sonra incelemelik telefonların bulunduğu çantayı kontrol etti.O da yerindeydi,rahatlamıştı.Yine oturma odasına gitti.Biraz arayınca telefonun kanepenin altında olduğunu gördü.Kendi kendine "Allah Allah.Herhalde telefonu ararken elimle kanepenin altına doğru ittirdim" dedi daha da rahatlayarak.Yine kanepeye yattı ama telefonu bulamadığında yaşadığı korku uykusunu kaçırdığı için kumandayla televizyonu açtı.O sırada kanepenin arkasından "Uyuma rolü yapmalıydın." diye bir erkek sesi geldi.Neye uğradığını şaşırdı Mesut Çevik,kafasından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu.O an koluna bir şeyin battığını hissetti.Koluna baktı ve televizyondan gelen ışıkla bunun bir iğne olduğunu gördü.Bağırmak istiyordu ama bağıramıyordu.Yavaş yavaş gözleri kapanıyordu...

3. Bölüm
----------------------------------------------
Yavaş yavaş açıldı gözleri Mesut Çevik'in, uyandı. Sarhoş gibiydi. Saate bakmak için elini yere uzattı ama telefonunu yerinde bulamadı. O an olanları hatırladı. Koluna baktı ve iğne izini gördü. "Hırsız beni iğneyle bayıltmış olmalı." diye düşündü. O an hırsızın hala evde olabileceği geldi aklına. Zaman geçtikçe olayları hatırlayıp kendini daha çok tehlikede hissediyordu. Yine vazoyu alarak evi kontrol etmeye başladı. Bu sefer koltukların arkasına hatta altına bile baktı. Hırsız evde yoktu. En son yatak odasına gitti. Giysi dolabı açılmış ve içindekiler dağıtılmıştı. Yerdeki içi boş çantayı gördü. Bu incelemelik telefonları koyduğu çantaydı. Hırsız incelemelik telefonları da almıştı. "Hayıııır" diye bağırdı. "Nasıl buldu bu çantayı, nasıl açtı o kadar sağlam çantayı" diye bağırmaya devam etti. Sinirini çantadan çıkardı. Bir o duvara bir bu duvara vurdu çantayı. Telefonu, tableti, leptopu, kamerası... Tüm teknolojik aletlerini almıştı hırsız. Sanki o Gollum'du ve yüzüğü çalınmıştı. Seni bulacağım, seni bulacağım, helvanı kendi ellerimle hazırlayacağım diye söylenerek polisi aramak için ev telefonunun yanına gitti. Ev telefonunun yanında bir sim cardı gördü. "Cep telefonumu almış, sim cardımı bırakmış it." dedi. Ev telefonundan 155'i aradı ama telefonun kablolarının kesilmiş olduğunu farketti. Sinirden elleri titremeye başladı. "Sanki komşuların telefonu yok" dedi kendi kendine. Evin kapısını açmaya çalıştı. Ama açılmıyordu, kilitliydi. Anahtarlar üzerinde yoktu. Hırsız giderken anahtarları da alıp kapıyı dıştan kilitlemişti. Kapıyı tekmelemeye başladı. "Aaaaa" diye bağırıyordu. Komşular kapısının önüne geldiler. Ne oldu Mesut diye bağırıyorlardı.
-İmdaat! Evde kaldım. Çilingir çağırın..."

4. Bölüm
----------------------------------------------
Çilingir uzun bir uğraştan sonra kilitli kapıyı açabildi. Saat 18'e geliyordu. Mesut Çevik olayı komşulara anlattıktan sonra polis çağırdılar. Polisler gelince Mesut Çevik yaşadıklarını onlara da anlattı ve ifadesinin alınması için merkeze götürüldü. Polisler parmak izi taraması yaptılar ama hiç iz bulamadılar. Hırsızın arkasında bıraktığı tek delil apartmanının girişindeki güvenlik kamerasının kaydettiği hırsızın apartmana girerken ve çıkarkenki görüntüleriydi. O ana kadar mahallede 5 hırsızlık yaşanmıştı. Hepsinde de hırsızın arkasında bıraktığı tek delil apartmanın girişindeki kameralardaki girerken ve çıkarkenki görüntüleriydi. Kayıtlarda yüzü belli olmuyordu ama 5 kayıtta da hırsızın giysileri birebir aynıydı. Siyah pantolon, siyah mont, kar maskesi ve kar maskesinin altına giyilmiş bir gözlük. Polisler 5 hırsızlığı yapanın da aynı kişi olduğunu kesin gibi görüyordu. Ayrıca hırsızın Mesut Çevik'e "Sen de uyuma rolü yapmalıydın." demesi aynı kişi olduğunu destekliyordu.

Mesut Çevik merkezde ifade verdikten sonra olayla çok yakından ilgilendi. Kamera kayıtlarını izledi. Mahalledeki diğer hırsızlık olaylarını da incelemek istedi ama polislerin işine burnunu çok fazla soktu. Polisler "Biz sizi bir şey bulunca haberdar edeceğiz." dediler ve onu hastahaneye yolladılar. Sonuçta bir iğne yemişti ve bayılmıştı. İğnenin içinde zararlı şeyler olabilirdi. Bu yüzden kan verip teste girdi ama zararlı bir şey çıkmadı.
Mesut Çevik hastahaneden çıkınca evine doğru yola çıktı. Yolda Jale Hanım'a uğramaya karar verdi. Zile basınca kapı anında açıldı.
-"Merhaba Jale. Çok şey atlattım. Bir kahve içsek iyi olur. Haberin var değil mi?"
-"Var tabi ki. İmdat diye bağırmışsın. O sırada evde değildim. Ama gelince komşular anlattı. Senden de dinlemek isterim." dedi ve içeri aldı.
Mesut Çevik yaşadıklarını anlattı. Jale Hanım çok şaşırmıştı.
-"Demek uyuma rolü yapmalıydın dedi ha. O zaman benim uyumuş gibi yaptığımı farketmiş. Allah'ım ne kadar büyük tehlike atlatmışım."
Biraz durdu ve konuşmaya devam etti:
-"Demek sana iğne batırdı. Teste girdin değil mi?"
-"Evet. Bir şey çıkmadı. Senin hırsızlık olayıyla ilgili bir gelişme var mı Jale?"
-"Hala bir gelişme yok. Bildiğin gibi tek kanıt kısa görüntüler o yüzden hırsızı bulması zor olacak. Apartman yöneticisi mahallede her kata kamera koyalım demişti de kimse önemsememişti. Şimdi sadece girişteki kamera kayıtlarıyla yetinmek zorundayız."
-"Hırsız ilk defa aynı apartmana iki kere girdi. Şu ana kadar birbirinden uzakta 3 apartmana girdi ama bizim apartmana 2 kere girdi. Şerefsiz tüm incelemelik telefonları bulmuş. Çantayı da bırakmış. Nasıl açtı hala şaşkınım. Şifresini kimse bilmiyordu. Sadece cep telefonuma yazmıştım. Cep telefonundan bakmıştır dersen şifreliydi, bakamaz. Bu arada Jale cüzdanımı da çalmış. Hiç param kalmadı. Kapının kilidini değiştittirmem lazım. Bana borç para verebilir misin?"
-"Tabi ki veririm Mesut." dedi ve çantasından kredi kartını çıkardı.
-"Bununla ihtiyacın olan kadarını harca."
-"Çok teşekkür ederim Jale. İyiki senin gibi bir komşuya sahibim. En kısa zamanda ödeyeceğim."
Kahvelerini bitirdikten sonra Jale Hanım bir çilingir çağırdı. Çilingir gelince Mesut Çevik Jale Hanım ile vedalaştı, kilidini değiştittirdi ve evine girdi. Bir süre evinde televizyon izledi. Eline saatlerdir telefon değmemişti. İçinde inanılmaz bir telefon isteği oluştu. Cebinden Jale Hanım'ın kredi kartını çıkarıp baktı. En sonunda dayanamadı. "Nasılsa ödeyeceğim Jale'ye" diye düşündü ve kredi kartıyla para çekip telefoncuya gitti. Pahalı olmayan bir telefon almayı düşünüyordu ama elmas gibi parlayan yeni çıkan iphone'u görünce daha fazla para çekti ve onu aldı. Eve gelip sim cardını takınca 12 cevapsız aramayı gördü. O gün Donanımhaber ofisine gitmediği için aramış olmalılardı. "Neyse artık yarın anlatırım her şeyi." dedi kendi kendine. Saatlerce telefonla uğraştı. Telefonu saat 8'e kurdu ve uzun süre yaşadıklarını düşündükten sonra uyudu.

Ertesi sabah her zamanki gibi "Herkese günaydın" diyerek ofise girdi. Odasına giderken Citizen:
-"Hayırdır Mesut. Dün neden gelmedin. Üyeler inceleme bekliyor bak." diye güldü.
-"Kusura bakmayın dostlar. Evime hırsız girdi." diye devam ederek her şeyi anlatmaya başladı. Anlatmayı bitirdiğinde herkes çok şaşkındı. Resmen film gibi olaydı çünkü.
Mesut Çevik teknolojik aletlere çok değer verdiği için hepsini eve götürüyordu. Şimdi hepsi çalınmıştı. Bugün inceleme yapamayacaktı. Hatta sponsorlar yeni ürünler gönderene kadar uzun süre inceleme yapamacaktı. Özellikle telefon incelemesi yapamamak onu çok sinirlendiriyordu.
Mesut Çevik o gün yapacak işi olmadığından forumda adminlik yaptı. Sinirinden en küçük şeyde hemen üyeleri banlayıveriyordu. Sürekli sponsorları arayıp yeni ürün gönderin diyordu. Ara sıra gidip Citizen'in işlerine karışıyordu. Foruma şunu ekle, şöyle yapsan daha iyi olur vs. diyordu sürekli. En sonunda Citizen ona kızdı. Mesut Çevik zaten sinirli olduğu için kavga ettiler. Donanımhaber ofisinde çıkarıp masaya vurma şov yaşandı. Kavgadan sonra Mesut Çevik Citizen'in yanına bir daha uğramadı. Mesut Çevik'in adminlik yaparak forumu katletmesiyle o gün de geçmişti. Mesut Çevik tam 67 kişi banladı. Bu katliam 13 Eylül 2009 toplu banı olarak forumda ünlendi.

Mesut Çevik ofisten çıkınca Jale Hanım'ın evine uğradı. Akşam yemeğini onun yanında yedi. Citizen ile yaşadıkları kavgayı anlattı. Jale Hanım "Yaşadıkların seni çok sinirli yaptı. Bence çok fazla tepki göstermişsindir." gibi şeyler diyerek Mesut Çevik'i Citizen'le barışmaya ikna etti. Mesut Çevik yarın Citizen ile barışacaktı ve özür için ofisten çıkarken Citizen'i evine yemeğe davet edecekti. Saat 20'ye doğru Mesut Çevik Jale Hanım'ın evinden çıktı, kendi evine geçti. Televizyon izledi. Daha sonra rahatlamak için telefonla foruma girip sahte hesabıyla trollük yaptı. Bu onu gerçekten rahatlatan şeydi. İnceleme videosu çekememekten dolayı yaşadığı sinir ve stres onu yormuştu. Bu yüzden erkenden yattı. Her zamanki gibi sabah 8'de kalktı. Kahvaltısını yapıp hazırlandı. O gün sahilden denize bakarak gitmeye karar verdi. Geçen güne göre rahatlamıştı. Jale Hanım'ın konuşması, yaptığı trollükler, bugün Citizen ile barışacak olması ve hafif esintide yürüyüp denizi seyretmek onu rahatlatmıştı. Sahilin sonuna yaklaşırken telefonu çaldı. Arayan komiserdi. Bekletmeden açtı.
-"Mesut Bey hırsızı yakaladık."

5. Bölüm - FİNAL
----------------------------------------------
Mesut Çevik bunu duyunca yüzünde şeytani bir gülümseme oluştu ve merkeze doğru koşmaya başladı. Uzun bir koşunun ardından merkeze vardı. Hemen komiserin odasına çıktı. Kapıyı çaldı ve içeriye girdi.
-"Hoşgeldiniz Mesut Bey. Buyurun oturun. Bir şey içer misiniz?"
-"Şu an istediğim tek şey hırsızı ve çalınan eşyalarımı görmek."
-"Hırsız bu gece bir soygun daha yapmış. Evi soyduktan sonra merdivenlerden inerken kapıcı ile karşılaşmış. Kapıcı önünde maskeli bir adam görünce hırsız var diye bağırmış ve üstüne atlamış. Uyanan komşular ona yardım etmişler ve hırsızı etkisiz hale getirmişler. Sonra da polisi aramışlar. Diğer kamera kayıtlarındaki gibi. Siyah pantolon, siyah palto, kar maskesi ve kar maskesinin altına giyilmiş bir gözlük. Hırsız miyop. Lens kullanmayı hiç sevmiyor. Şu ana kadar hiç lens kullanmamış. Bu yüzden gözlük takıyor. Artık hırsızı yakaladığımızı söyleyebilirim. Hırsız şu anlık sessiz. Sadece çaldıklarını paraya dönüştürüp harcadığını söyledi. O yüzden çalınanlar hakkında umutlu olmamanızı tavsiye ederim."
-"Onu görebilir miyim?"
-"Şu an nezarethanede tutuyoruz. Sizi götürebilirim."
Hırsız uzun saçlı, bıyıklı bir adamdı. Oldukça güzel bir gözlüğü vardı. Kar maskesi de elinde duruyordu. Komiserin dediği gibi kamera kayıtlarına tamı tamına uyuyordu üstündekileri. "Telefonlarım nerede ha telefonlarım nerede" diye bağırdı Mesut Çevik. Hırsız "Avukatımı istiyorum." dedi. Mesut Çevik'e "Sen de uyuma rolü yapmalıydın." diyen ses buna pek benzemiyordu sanki. Biraz kafası karıştı ama sonra "Sesini değiştirmiştir." diyerek şüphelerini giderdi.
-"Buraya getirdiğimizden beri tek dediği şey avukat. Çalınanlar için umutlu olmayın ama bulmaya çalışacağız. Hırsızın cezasını bulacağından emin olabilirsiniz."
Mesut Çevik buradan çıkınca bir taksi tutup Donanımhaber ofisine gitti. "Herkese günaydın. Hırsızı yakalamışlar. Hepinize benden öğle yemeği." dedi. Tüm çalışanlar onu alkışlamaya başladı. Citizen Mesut Mesut diye tezahürat başladı. Mesut Çevik odasına girince parasının olmadığını hatırladı. Sonra Jale Hanım'ın verdiği kredi kartını çıkarıp baktı."Nasılsa ödeyeceğim." diye düşündü yine. O sırada içeri Gün Bey girdi.
-"Sponsorlardan biri yeni telefonlar göndermiş."
Mesut Çevik çok mutlu olmuştu. Son günlerde duyduğu en iyi haberdi bu. Ofisteki kameralardan birini alarak inceleme videosu çekmeye başladı. Mutluluğu yüzünden okunabiliyordu.

İşte her şey düzelmişti. Hırsız bulunmuştu. Tüm teknolojik aletlerini kaybetmişti ama Donanımhaberin sponsorları vardı. Mesut Çevik en iyi "İncelemeci" idi. Elbet yenilerini gönderirlerdi. O gün de öyle geçti. Öğlenleyin Mesut Çevik herkese öğle yemeği ısmarladı. Gün sonunda da Jale Hanım'ın dedikleri aklına geldi ve dünki ettikleri kavgadan dolayı Citizen'i için evine yemeğe davet etti. Ofisten birlikte çıktılar. Mesut Çevik'in apartmanına gelince Citizen ilk önce kardeşi Jale Hanım'a uğradı. Sonra Mesut Çevik'in evine geçti. Evden güzel yemek kokuları geliyordu. Yemeğin sonuna doğru Citizen :
-“Tekrar geçmiş olsun Mesut. Büyük tehlike atlatmışsın. Demek tüm teknolojik aletlerini çaldı ha. İnceleme yapamamak senin için çok kötü olsa gerek.” diyerek güldü.
-“Evet. Hepsini çalmış şerefsiz. Bugün sponsorların birinden yeni telefon geldi. Umarım diğerleri de durumumu anlar ve yeni şeyler gönderir. Ama o kadar para verip sağlam çanta almıştım. Hiç yararı olmadı. Almış tüm incelemelik telefonları.”
-“Çantayı giysi dolabına saklaman kötü olmuş. Daha gizli yerlere koysan daha iyi olurdu. Ne de olsa onlar senin en değerli şeyindi.” diyerek güldü yine.
Mesut Çevik o an durdu. Giysi dolabına saklamak mı? İncelemelik telefonların bulunduğu çantayı giysi dolabına sakladığını kimseye söylememişti. Yaşadıklarını anlatırken hep çantayı bulmuş ve açmış diye anlatmıştı.
-“Ne oldu afallamış gibi bakıyorsun Mesut. Hırsızın geldiği anları bir daha mı hatırladın. Demek sana sen de rol yapmalıydın dedi ha. Çok büyük tehlike atlatmışsın Mesut. Tekrar geçmiş olsun.”
Citizen’in ağzından “Demek sen de rol yapmalıydın dedi ha.” kelimeleri çıkınca Mesut Çevik’in aklına o gece hırsızın koltuğun arkasından çıkıp sona uyuma rolü yapmalıydın demesi geldi. Evet o sesle bu ses çok benziyordu. Mesut Çevik bunu yeni farketmişti. Yakalanan hırsız "Avukatımı istiyorum" dediğinde onun sesi Mesut Çevik'e yabancı gelmişti ve şüphelenmişti. Demek şüphelerinde haklıydı. Mesut Çevik yerinden kalktı. “Ben bir tuvalete gideyim Citi.” dedi. Gidip evdeki tek süs eşyası olan vazoyu aldı ve Citizen’in sırtına “Hırsız sendin.” diyerek sertçe vurdu. Citizen o an bayılmıştı.
Helva kokusuyla uyandı Citizen. Elleri, ayakları ve ağzı bağlı şekilde bir sandalyede oturuyordu. Kafasını kaldırdığında helva yapan Mesut Çevik’i gördü, kurtulmaya çalıştı. Mesut Çevik onun uyandığını farkedince :
-“Hiç kurtulmaya çalışma. Daha helvanı yiyeceksin. Kusura bakma yapmaya başladığımda uyuyordun. Neli olsun diye soramadım. Fıstıklı yaptım bile. Ama ağzını açmazsak yiyemezsin. Dur da açayım. Sakın bağırma.”
Mesut Çevik, Citizen’in ağzından bandı çekti ve konuşmaya devam etti :
-“Ben kimseye çantayı dolaba giysilerimin altına koyduğumu söylemedim. Sen bunu nereden bilebilirsin? Nereden bileceksin. Hırsız sensin. Ayrıca yakalanan hırsızın yanına gittiğimde sesi bana yabancı gelmişti. Sanki bana uyuma rolü yapmalıydın diyen o değildi. Ama sesini değiştirmiştir diye düşündüm ve şüphelerimi bastırdım. Şimdi yemekte sen demek uyuma rolü yapmalıydın dedi ha deyince aklıma hemen o gece geldi ve senin sesinle o geceki hırsızın sesinin ne kadar benzediğini fark ettim. Kendini ele verdin Citi kendini ele verdin. Bir hırsız yakalanmıştı. Eğer kendini ele vermesen olay kapanacaktı. Şunu soracağım. O çantayı nasıl açtın? Şifresi sadece telefonumda vardı. Ama telefonum da şifreliydi. Telefonumu da çaldın ama hırsızlık üzerindeyken iphone şifresi kırmış olamazsın.”
-“Şifre kırmama gerek yoktu ki. Birlikte gittiğimiz sıra gecesini hatırla. Telefonunu fotoğraf çekmem için bana vermiştin. O gün beni çok sinir etmiştin. Daha ben bile elime yeni almışken telefonumu alıp inceleme videosu çektin. Sürekli insanların telefonunu elinden alıyordun. Ağır bir intikam almak istedim. Bunu yapmanın en iyi yolu da evine girip tüm teknolojik aletleri almaktı. Sıra gecesinde telefonunu bana vermen de ekmeğime yağ sürdü. Telefonunun elinden alınması nasıl bir şeymiş gördün mü Mesut? Senden intikam almak için hayatımda ilk defa hırsızlık yaptım.”
-“Ne ilk defası. Benim evimi soyman beşinciydi.”
-“Ben sadece senin evini soydum. Diğerlerini soyan kişi bugün yakalanan hırsız olmalı.”
-“Bu yalanlarını polise anlatırsın Citizen. Kamera kayıtlarında tüm evlere girenin aynı kişi olduğu belli. Ayrıca bana uyuma rolü yapmalıydın demen de Jale'nin hırsızlığını da senin yaptığını ve onun uyuma rolü yapmadığını farkettiğini gösteriyor.”
-“Sen delirdin mi Mesut. Unuttun mu Mesut? Benim kardeşim Jale’de soyuldu. Soyulduktan hemen sonra beni aramıştı. Kamera kayıtlarını birlikte izledik. Hırsızın giyiniş tarzını orada gördüm. Sen telefonumu alınca içimde intikam isteği doğdu. O sıralar sizin mahallede bir hırsız dolanıyordu ve benim yapacağım hırsızlığın da arada kaynayıp onun üstüne kalacağını düşündüm. Onunla aynı giysileri giydim ve sana uyuma rolü yapmalıydın dedim. Artık ne kadar reddederse reddetsin bu hırsızlık da o hırsızın üzerine kaldı.”
-“Reddetmesine gerek yok. Seni ihbar edeceğim.”
-“ O çantada kaç telefon vardı Mesut?”
-“15.”
-“Sana 100 tane yepyeni telefon alacağım. Ama beni ihbar etmeyeceksin. Suç onun üzerine kalacak.”
100 telefon… 100 telefon… 100 telefon… Mesut Çevik’in aklında bu kelimeler dolanıyordu. 100 telefonu duyduğu anda tüm öfkesi geçti. Yüzü gülmeye başladı.
-“120 tane telefon alacaksın ve bu olay kapanacak Citi.”
-“Tamam. Yeter ki serbest bırak.”
Mesut Çevik Citizen’in iplerini hemen çözdü ve gidip 120 tane farklı model telefon aldılar. Tam 5 avm gezdiler. Bazılarını da internetten sipariş ettiler. Ancak Citizen’in parası bu telefonları almaya yetmedi. Citizen forumun reklamlardan kazandığı paraları küçük bir oyun yaparak yavaş yavaş kendi hesabına geçirdi. Bu telefonların parasını öyle ödedi. Bu yüzden foruma hiç yatırım yapılamadı. Forum daha çok reklam almaya başladı. Hatta kullanıcılar reklamlara tıklasın diye Citizen gizlice sitede ad block kullanımını engelleyici şeyler yaptı.

Mesut Çevik çok mutlu oldu. Sürüyle telefonu olmuştu ve hepsi onundu. Bu mutluluk ona tüm yaşadıklarını unutturdu. Ofise gidince hemen inceleme yapmaya başladı. Mutluluğu yüzünden okunuyordu…

Bir hikayenin daha sonuna gelik. ÇSB (Çevik Story Bro)

Konuya bir sürü giren kişi oluyor, rastlıyorum. Bir süre konuda duruyorlar. Okuyorlar demek ki. Ama yorum yorum bırakmıyorlar. Okuyanlar yorum yaparsa sevinirim. Yorumlarınızı esirgemeyiniz

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ratch -- 3 Temmuz 2015; 16:47:37 >

ratch

Yarbay

4133 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

The Mcp

Yüzbaşı

799 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Gondorun Vekilharcı

Yüzbaşı

360 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

zorradam

Yarbay

12557 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ratch

Yarbay

4133 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

paganmin

Yüzbaşı

667 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

winxperror

Binbaşı

1081 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ratch

Yarbay

4133 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ratch

Yarbay

4133 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

paganmin

Yüzbaşı

667 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Detective W.

Yarbay

3840 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

winxperror

Binbaşı

1081 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

UberKleiner

Çavuş

72 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Mr.Prestige

Yarbay

5982 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ratch

Yarbay

4133 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Bir Mesut Çevik Hikayesi : İncelemeci [FİNAL - VE SON...] (Okuyun)

Benzer içerikler