Şimdi Ara

Bir Asosyalin Günlüğü (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
296
Cevap
191
Favori
17.300
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
38 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Son yazılan cok dogru konusmak istiyorsun sesin cıkmıyor olmuyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Asosyalliğide görmüş sosyalliğide görmüş ve her ikisinide tatmış biri olarak diyorum ki ikisinin ortası iyidir ne çok sosyal olup insanlarla ilişkini yıpratacaksın ne de kendine yeni bir dünya yaratacaksın yeni bir dünya yaratması zevkli ama başlarda kafayı yemessen,ayrıca asosyalliğe bulaştığın zaman okul,iş vs inanılmaz derecede dengeni bozar mal gibi kalırsın sosyal olmak istiyorsan elinden tutan arkadaşların olacak ister istemez aralarında sosyalleşiyorsun ayrıca asosyalliğide tattığın için kimseye bağlı kalmıyor anı yaşıyorsun ve yalnız kaldığında kafayı yemiyorsun.
  • dediğim gibi çocukluk dönemlerim asosyallikle geçti. amma velakin asosyaldim ama bir yandan da mutluydum. çünkü çocukken hayatı bilmiyordum. oyunlardan ibaretti dünya ve asosyallik hissettirmiyordu kendini. lise çağlarımda yıkım başlamıştı işte. ilkokulun sonlarına doğru acaba ben diğerlerinden farklı mıyım ? düşüncesi kafamda oturmaya başlamamıştı daha. asıl isyan lise çağında başlamıştı. liseye geçmiştim ve ergenlik başlamıştı. vücudum gelişiyor. hormonlarım artıyor. kızlara karşı bir ilgi oluşmaya başlıyordu. ilk günler alışma aşamasıydı tabi. hafif korkar, hafif şaşkın vaziyette gider gelirdim okula. benim için yeni bir çağ başlamıştı çünkü. lise çağı. bu çağda asosyalliği tanıyacaktım ve kendim ile olan savaşım başlayacaktı.

    ilk haftalar alışma aşamasıydı. bir kız vardı ona vurulmuştum. ama konuşamıyordum kızla bir türlü. pek de önemsemiyordum açıkçası. herkesin benim gibi sevdiği kızla konuşamayacağını düşünüyordum. yalnız ilerleyen haftalarda ortam giderek değişmeye başlamıştı. yavaş yavaş herkes birbirini tanımaya ve kafa dengi insanlar grup oluşturmaya başlıyordu. sınıfın havalıları bir grup, sınıfın sakinleri bir grup, sınıfın paçoz kızları bir grup, uyumlu kızları ise başka bir grup. yani herkes kafa dengi ortamını kuruyordu sınıfta. yavaş yavaş tenefüslerde millet grupça dağılır oldu. o sırada bir şey farkettim. herkes en az 2 kişi olmak üzere bir grup kurmuşken ben niye bir ortama dahil olamamıştım.

    öyle ya. herkes kendi kafa dengi insanlarla konuşup, gülüp eğlenirken. ben ise tenefüslerde tek kalıyordum. yanımda oturan çocuk bile arkalardan başka çocuklarla kaynaşmıştı. ama neden benimle kaynaşmadı ? benim yanımda oturuyordu. en yakın ona ben vardım. benimle iyi anlaşması gerekmez miydi ? şu anki aklımla tabiki ne saçmalıyorum ben böyle derdim ama o zamanki asosyal düşünceler beni bu fikirlere atıyordu sadece. aklıma farklı düşünceler gelmiyordu. zil çaldı. tenefüs bitti. hocanın sınıfa girmesine 5-10 dakka kalaki süreçte etrafıma göz gezdirdim. tüm sınıfa baktım. kimisi fısır fısır bir şeyler konuşup gülüyor. kimisi bağıra çağıra şakalaşıyor. kimisi geçen gün buluşucaktık niye gelmedin diye dert yanıyor. kimisi ise beraberce oturmuş ders çalışıyor. en son yanımda oturan çocuğa bakmak için kafamı çevirdim ve kalakaldım öylece.

    yanımda oturan çocuk artık yoktu. herkes sıralarda ikili otururdu bizim dönemimizde. sınıf tam ikişerli düzene sahipti. eksik veya fazla olan yoktu. ta ki o ana kadar. o an gözlerim çocuğu aradı. zil çaldı nerde bu ? hoca gelicek şimdi, boşu boşuna azar yiyicek diye düşünürken bir yandan da etrafa bakıyordum. o sırada en arkada ikili oturması gereken grubun üçlü oturduğunu gördüm. benim yanımda oturması gereken çocuk ordaydı. herkes ikili otururken. yanımdaki çocuk beni sıramda tek bırakıp, arkada üçlü sıkış fıkış oturmaya katlanmıştı. o sırada hoca girdi içeri ayağa kalktık oturduk. neyse çocuk gelmiyordu. yanıma gelmesi için içimden dua ediyordum ama onlar orada mutluydu. üçlü kanka olmuşlardı. işte o an bende bir sorun olduğu, hemde büyük bir sorun olduğu düşüncesi girdi aklıma. o zamana kadar kendimi hep akıllı, çalışkan, uslu gören ben. o andan sonra sorunlu bir ben olmuştum. ama sorunum neydi ? bilmiyordum işte o zamanlar. ve O ise yıkıcı gücünü hafiften hissettirmeye başlamıştı. lanet asosyallik tabiki.




  • devamını bekliyorum bir de sonucunu öğrensek nasıl kurtulacağız bu illetten? Özellikle kız mevzularına değinirsek sevinirim.
  • Devamını bekliyoruz hocam
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Japon.Türk.San

    dediğim gibi çocukluk dönemlerim asosyallikle geçti. amma velakin asosyaldim ama bir yandan da mutluydum. çünkü çocukken hayatı bilmiyordum. oyunlardan ibaretti dünya ve asosyallik hissettirmiyordu kendini. lise çağlarımda yıkım başlamıştı işte. ilkokulun sonlarına doğru acaba ben diğerlerinden farklı mıyım ? düşüncesi kafamda oturmaya başlamamıştı daha. asıl isyan lise çağında başlamıştı. liseye geçmiştim ve ergenlik başlamıştı. vücudum gelişiyor. hormonlarım artıyor. kızlara karşı bir ilgi oluşmaya başlıyordu. ilk günler alışma aşamasıydı tabi. hafif korkar, hafif şaşkın vaziyette gider gelirdim okula. benim için yeni bir çağ başlamıştı çünkü. lise çağı. bu çağda asosyalliği tanıyacaktım ve kendim ile olan savaşım başlayacaktı.

    ilk haftalar alışma aşamasıydı. bir kız vardı ona vurulmuştum. ama konuşamıyordum kızla bir türlü. pek de önemsemiyordum açıkçası. herkesin benim gibi sevdiği kızla konuşamayacağını düşünüyordum. yalnız ilerleyen haftalarda ortam giderek değişmeye başlamıştı. yavaş yavaş herkes birbirini tanımaya ve kafa dengi insanlar grup oluşturmaya başlıyordu. sınıfın havalıları bir grup, sınıfın sakinleri bir grup, sınıfın paçoz kızları bir grup, uyumlu kızları ise başka bir grup. yani herkes kafa dengi ortamını kuruyordu sınıfta. yavaş yavaş tenefüslerde millet grupça dağılır oldu. o sırada bir şey farkettim. herkes en az 2 kişi olmak üzere bir grup kurmuşken ben niye bir ortama dahil olamamıştım.

    öyle ya. herkes kendi kafa dengi insanlarla konuşup, gülüp eğlenirken. ben ise tenefüslerde tek kalıyordum. yanımda oturan çocuk bile arkalardan başka çocuklarla kaynaşmıştı. ama neden benimle kaynaşmadı ? benim yanımda oturuyordu. en yakın ona ben vardım. benimle iyi anlaşması gerekmez miydi ? şu anki aklımla tabiki ne saçmalıyorum ben böyle derdim ama o zamanki asosyal düşünceler beni bu fikirlere atıyordu sadece. aklıma farklı düşünceler gelmiyordu. zil çaldı. tenefüs bitti. hocanın sınıfa girmesine 5-10 dakka kalaki süreçte etrafıma göz gezdirdim. tüm sınıfa baktım. kimisi fısır fısır bir şeyler konuşup gülüyor. kimisi bağıra çağıra şakalaşıyor. kimisi geçen gün buluşucaktık niye gelmedin diye dert yanıyor. kimisi ise beraberce oturmuş ders çalışıyor. en son yanımda oturan çocuğa bakmak için kafamı çevirdim ve kalakaldım öylece.

    yanımda oturan çocuk artık yoktu. herkes sıralarda ikili otururdu bizim dönemimizde. sınıf tam ikişerli düzene sahipti. eksik veya fazla olan yoktu. ta ki o ana kadar. o an gözlerim çocuğu aradı. zil çaldı nerde bu ? hoca gelicek şimdi, boşu boşuna azar yiyicek diye düşünürken bir yandan da etrafa bakıyordum. o sırada en arkada ikili oturması gereken grubun üçlü oturduğunu gördüm. benim yanımda oturması gereken çocuk ordaydı. herkes ikili otururken. yanımdaki çocuk beni sıramda tek bırakıp, arkada üçlü sıkış fıkış oturmaya katlanmıştı. o sırada hoca girdi içeri ayağa kalktık oturduk. neyse çocuk gelmiyordu. yanıma gelmesi için içimden dua ediyordum ama onlar orada mutluydu. üçlü kanka olmuşlardı. işte o an bende bir sorun olduğu, hemde büyük bir sorun olduğu düşüncesi girdi aklıma. o zamana kadar kendimi hep akıllı, çalışkan, uslu gören ben. o andan sonra sorunlu bir ben olmuştum. ama sorunum neydi ? bilmiyordum işte o zamanlar. ve O ise yıkıcı gücünü hafiften hissettirmeye başlamıştı. lanet asosyallik tabiki.

    Devamını bekliyorum kardeşim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Gerçekten çok iyi yazmış.
    Devamı gelir mi acaba?
    Bir Asosyalin Günlüğü
  • "benim yanımda oturması gereken çocuk ordaydı. herkes ikili otururken. yanımdaki çocuk beni sıramda tek bırakıp, arkada üçlü sıkış fıkış oturmaya katlanmıştı. "
    Cok vurur bu, ben de mi bi fenalik var acaba dedirtir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Peçetem -- 12 Ekim 2014; 23:08:04 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Takip. Güzel yazıyorsun.
  • mükemmel, devam edin süper gidiyor
  • dediğim gibi kaybetmeyi bilmiyordum ilkokul çağlarımda. gerçek anlamda bilmiyordum yani. asosyaldim ve kaybedendim ama haberim yoktu. liseye geçtiğim dönem vurgun yemişe dönmüştüm. o olay sahte olan özgüvenimi de yerlebir etmişti. gerçekler neydi ? neydim ben ? kimdim ? sormaya başlamıştım artık. bende ki sorun neydi ? benimde iki gözüm, bir burnum, bir elimde beş parmağım vardı. diğerlerinde de öyleydi. eee o zaman eksiğim neydi. eve üzüntülü bir şekilde dönmüştüm okuldan. dışa vurmuyordum tabiki bunu. akrabalar, arkadaşlar, öğretmenler beni saygılı, terbiyeli, dürüst diye nitelendirirdi. ben böyleydim bu zamana kadar. bana hep bunlar denmişti. peki o zaman o çocuk neden yanımdan kalkıp itiş kakış gidipte üçlü oturmaya yeltendi. belki de sorun bende değildir. belki de onu oturmaya zorlamışlardır diye saçma düşüncelerle kendimi kandırmak, avutmak istedim. ama olmuyordu bir türlü. böyle saçma bahaneleri ilkokul çağımda yediriyordum kendime ama artık olmuyordu. bir şeylerin farkına varmaya başlıyordum artık. içimde bilmediğim kötü bir özelliğim olabileceği kanısına.

    insanlar beni akıllı, uslu diye nitelendiriyordu ama o çocuk akıllı, uslu bir arkadaş istemiyor muydu ? akıllı ve uslu olan bir insanı diğer insanlar sevmek zorunda değil miydi ? dünyanın kuralları bunlar değil miydi ? filmlerde, dizilerde, çizgi filmlerde, kitaplardaki masal ve hikayelerde hep akıllı, uslu ve dürüst olan kazanıyordu. seviliyordu. saygı duyuluyordu. gerçek dünyada da böyle olmak zorunda değil miydi ? böyle değilse bunca materyal hayalürünü müydü ?

    o gece kafamı yastığa koydum ama uyuyamadım. içimde bir huzursuzluk oluştu. sabah kalkıp okula gittiğimde herkes ikili otururken ben tek mi oturucaktım ? eee o zaman millet ne derdi ? bu çocuk neden tek. diğerleri neden üçlü oturuyor ? bunun bir anlamı olmalı ama mantıklı bir izahı yok. düşünceler beynimi kemirirken içimden gizli gizli hıçkıra hıçkıra, kafamı yastığa gömerek, ailemin benim sesimi duyamayacağı şekilde ağladım. belki size bu komik gelebilir. böyle bir şeye ağlanır mı diyebilirsiniz. ama dayanamadım. içimden haykırmak geldi ama bu benim efendiliğimi bozardı. birisi bir şey der diye gizlice ağladım. ailem neden ağlıyorsun diye sorsa ne derdim onlara ? başka şeyleri düşünmeye çalıştım ama beynim o olaya kilitlendiği için tek düşündüğüm o oluyordu. o şekil ağlayarak uyuyakaldım sonunda...

    Bu arada USLU olmaktan bahsetmişken. yetişkin bireylerde şu sorun var. bir çocuk toplum içinde konuşmuyor, büyüklerinin yanında sessizce oturup onları dinliyor ve sadece sorulan sorulara cevap veriyorsa o çocuk AKILLI, USLU ve DÜRÜSTTÜR. tamamen yalan. tamamen hatalı. tamamen bilinçsizce. bütün olay o çocuğun asosyal olmasından kaynaklanıyordur. bu bir problemdir. bu bir sorundur. bunun adı uslu olmak değil hasta olmaktır. bu asosyallik denen şey bir hastalıktır. sinsice içine yerleşir ve sen farkında olmadan tüm bünyeni, iradeni esir alır. benim gözümde şımarıklık yapmayan, bağırıp çağırmayan, sorgulamayan, muhabbet etmeyen (saçma da olsa) çocuk sonuçta mantık beklemeyin zaten. bunların hiçbirini yapamayan çocuk akıllı, uslu, dürüst değil robot gibi bir çocuktur. asosyaldir.




  • Arkadaş nasıl bi anlatım tarzıdır
    Hayır ben mi yanlış anlıyorum. Yazdığın şeyleri yanlış algılıyorum.

    (Bkz : bağımlılık.peki YENİLEBİLİR Mİ ? taze ise yenilir.. Pes (Pro Evolution Soccer) etmiştim )
  • konu takip.
  • takip
  • bide soruma cevap vereydin iyiydi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tipik liseli ergen asosyal konusuna hoşgeldiniz. lütfen ufak kardeşlerimize saygılı olunuz. teşekkürler.

    Welcome to a typical high school teen nerdy topics. Please be respectful of your little brothers and sisters. Thank you.
  • konu takip. edit bekleniyooo
  • Daha önce de asosyallikle ilgili çok konu okumuştum fakat hiçbirinde okuyan ile yazar arasında empatiyi bu kadar kurabilen birini görmemiştim. Takipteyim arkadaşım
  • CAYI KOYDUM GELIYORUM

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: xDragonDenis

    Daha önce de asosyallikle ilgili çok konu okumuştum fakat hiçbirinde okuyan ile yazar arasında empatiyi bu kadar kurabilen birini görmemiştim. Takipteyim arkadaşım

    aynen ilk kez bi konuyu bu kadar yakından takip ediyorum
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.