Şimdi Ara

Behçet Hastalığı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
1.221
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İlk kez 1937 yılında bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır. Tıp Dünyasında bir Türk doktoru tarafından tanımlanan nadir hastalıklardan birisidir.
    Behçet hastalığının en tipik özelliği, ağızda tekrarlayan aft adı verilen yaralar olmasıdır.

    Ağız yaraları
    Ağız yaralarına hemen hemen her hastada rastlanır ancak % 1 - 3 gibi az bir kısım hastada ağızda yara şeklinde bir belirti görülmeksizin hastalığın diğer belirtileri görülebilir. Genellikle ağızdaki yaralar hastalığın ilk belirtileridir ve diğer belirtiler ortaya çıkmadan yıllarca aft yakınması bulunan hastalar az değildir. Behçetteki ağız yaraları, tekrarlayıcı basit aftlardan ayırd edilemez ise de çok sayıda olmaları ve daha sık nüks etmeleri gibi farklılıklar vardır. Behçette aftlar genellikle ayda bir veya birkaç kez tekrarlar ve bir kaç gün içersinde iyileşirler.

    Cinsel Bölge Yaraları
    Behçet hastalığının diğer bir belirtisi de genital bölgede tekrarlayan yaralardır. bu yaralar küçük, deriden kabarık kırmızılık veya sivilce halinde başlar ve bunu, çabucak zımba ile delinmiş görünümde ve yavaş iyileşen yaranın gelişmesi izler. Bu yaralar hemen her zaman yerlerinde iz bırakarak iyileşirler. Genital bölge yaraları aftlara göre sayıca daha az ve daha uzun sürede iyileşirler.

    Deri Belirtileri
    Behçet hastalığında, koltuk altları ve kasıklar gibi büyük kıvrım yerlerinde de benzer yaralara zaman zaman rastlanabilir.
    1. Kırmızı ve ağrılı yumrular şeklinde oluşumlar.
    2. Sivilce benzeri belirtiler.
    3. Deri damarlarının hastalanmasıyla ilgili belirtiler.

    Göz Belirtileri
    En önemli organ tutulmalarından biri olan gözdeki iltihaplanma hastaların yarısında tespit edilir. Gözde kanlanma ve bulanık görme şeklinde kendini gösterir. Erkeklerde ve genç kisilerde göz belirtileri daha sık ve daha ağır seyrederken, kadınlarda ve yaşlılarda daha seyrek ve daha hafiftir seyreder. Göz belirtileri bazan körlüğe kadar gidebilir.
    Bu belirtilerin dışında Behçet hastalarının hemen hemen yarısında eklem ağrısı ve eklemlerde şişme gibi şikayetler, beyin hastalıkları, böbrek iltihabı, damar tıkanma ve genişlemeleri de görülebilir.
    Behcet hastalığı daha çok 20-30 yaşlarda ve erkeklerde görülür. Türkler, Araplar, Yahudiler, Ermeniler ve Japonlarda daha sık görülür. Behçet hastalığının en karakteristik özelliklerinden birisi ataklar halinde seyretmesidir. Yaşla birlikte hastalığın aktivitesi azalır. Behçet hastalığının nedeni bilinmemektedir. Tedavi hastalığın etkilediği organa göre değişir. Tedavi kesinlikle doktor kontrolünde yapılmalıdır. Genetik biliminde sağlanacak gelişmeler Behçet hastalığının tedavisinde yeni ufuklara yol açacaktır. Behçet hastalığının en tipik özelliğinin ağızda tekrarlayan yaralar olduğu unutulmamalı ve bu yakınmaları olan hastaların mutlaka Behçet hastalığı yönünden araştırılması gereklidir.







  • BELİRTİ ve BULGULARI :

    Behçet hastalığı kendine özgü belli bulguların varlığı ile teşhis edilir. Majör kriterler denen ve bu hastalıkta görülen belirti ve bulgular şunlardır:

    - Ağızdaki tekrarlayan aftlar (aftöz ülserler)

    - Göz belirtileri : İritis, iridosiklitis, hipopiyon

    - Genital bölgedeki yaralar ve nongonakoksik üretrit

    - Deri lezyonları : Eritema nodosum, yüzeyel tromboflebit,deride püstüller, deride paterjik reaksiyon

    Behçet Hastalığı esas olarak bir damar iltihabıdır Bu nedenledir ki bulgular, damar iltihabının olduğu yere göre ortaya çıkar.

    Bulguların tümünün aynı anda ortaya çıkması şart değildir. Bazı bulgular hastalığın ilk yıllarında yok iken birkaç sene sonra ortaya çıkabilir. Bu nedenle bulgular ortaya çıktıkça bir yerlere yazılması ve dökümante edilmesi önemlidir. Bir doktorun görmesi için örneğin deride çıkan yaraların fotoğrafı çekilebilir. Behçet Hastalığında görülen bazı bulgu ve belirtiler aynı zamanda Lupus, Lyme ve Crohn gibi hastalıklarda da görülebilmektedir. Behçet Hastalığı teşhisi konmadan önce diğer hastalık

    olasıklıklarını dikkate almak ve değerlendirmek için kan testleri ve/veya biyopsiler yapmak gerekir. Teşhiste yararlı olan fakat Behçet Hastalığının kriteri olarak kabul edilmeyen diğer belirti ve bulgular ise şunlar olabilir;

    - Subkutanöz tromboflebit

    (deri yüzeyinin altındaki bir damarın enflamasyonu)

    - Arteriel tromboz

    (Derinin iyice altında yer alan bir damarın trombozu;

    bunun sonucunda kanın pıhtılaşması)

    - Epididimit (testisin üzzerinde yer alan epididim'in iltihabı)

    - Arterial oklüzyon

    - Merkezi sinir sisteminin tutulumu

    (harekette veya konuşmada güçlük yaşanması gibi bulgular)

    - Şiddetli baş ve boyun ağrısı (aseptik menenjit ihtimali)

    - Eklem ağrıları veya artirit

    - Hastanın ailesinde de Behçet Hastalığının olması
    Bunların yanısıra aynı zamanda aşırı yorgunluk hissedilebilir; yorgunluk bir çok bağışıklık sistemi hastalığında olduğu gibi hastalığın bulgularını ağırlaştırabilir.




  • BEHÇET HASTALIĞININ NEDENİNİ BİLİYOR MUYUZ?

    Behçet hastalığının nedenini ya da nedenlerini bilmiyoruz. Fakat günümüze kadar yapılan çalışmalar sonucunda, bu hastalığın gelişmesinde iki önemli faktörün rolünün olduğunu düşünüyoruz

    Genetik / ırsi yatkınlık:

    Behçet hastalarının yakın aile bireyleri arasında, bu hastalığın görülme olasılığı artmaktadır. Behçet hastalığı kalıtımsal bir hastalık değildir. Fakat, bazı genleri taşıyor olmanın Behçet hastalığının gelişmesine katkıda bulunduğu bilinmektedir. Bunlar arasında ilk tanımlananı ve en iyi bilineni bir doku grubu antijeni olan HLA-B51'dir. Ülkemizde sağlıklı insanların %20-24'ü de bu doku grubu antijenini taşımaktadır. Bu nedenle, HLA-B51 veya şu an için bilmediğimiz diğer yatkınlık genlerini taşıyan herkeste Behçet hastalığı oluşmaz. Bu genleri taşıyor olmak, sadece diğer insanlara göre Behçet hastalığının gelişme olasılığını artırmaktadır.

    Çevresel faktörler:

    Çeşitli çevresel faktörlerin, özellikle de bazı mikropların hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Bu konuda en çok suçlananlardan birisi, ağız içinde normal şartlarda da bulunabilen bazı Streptokok mikroplarıdır. Dişlerde apse, diş çekimi veya boğaz iltihabı sonrasında Behçet hastalığı belirtileri ortaya çıkabilmesi veya hastalık belirtilerinde alevlenme görülmesi bu görüşü desteklemektedir. Ayrıca uçuk (Herpes) virüsü de ağızda ve genital bölgede Behçet hastalığında görülenlere benzeyen yaralar yapabildiğinden, sıkça hastalık nedeni olarak suçlanmıştır.
    Fakat sonuçta, Behçet hastalığı mikropların yaptığı bir hastalık değildir. Sadece genetik olarak yatkınlığı olan insanlarda, bazı mikroplar veya tam olarak bilmediğimiz başka çevresel nedenler bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkilemekte ve oluşan iltihap, hastalık belirtilerine yol açmaktadır.


    BEHÇET HASTALIĞI KİMLERDE GÖRÜLÜR?

    Behçet hastalığı, kadınlarda ve erkeklerde hemen hemen eşit oranda görülmekte ve belirtileri sıklıkla 20'li veya 30'lu yaşlarda başlamaktadır. Behçet hastalığı, erkeklerde ve gençlerde daha şiddetli seyredebilmektedir.
    Behçet hastalığı dünyada en sık ülkemizde görülmektedir. En son verilere göre, ülkemizde her 250 kişiden birisi Behçet hastasıdır. Ayrıca, Akdeniz kıyısındaki ve Orta Doğu'daki diğer ülkelerde ve Japonya'da da Behçet hastalığı sıkça görülürken, Kuzey Avrupa ve Amerika kıtasında çok seyrektir. Behçet hastalığının sık görüldüğü ülkeler tarihi İpek Yolu'na denk düştüğünden, bu hastalığa "İpek Yolu Hastalığı" diyenler de bulunmaktadır.


    BEHÇET HASTALIĞI HANGİ ORGANLARI ETKİLER VE BELİRTİLERİ NELERDİR?

    Behçet hastalığının sebebi henüz anlaşılamamış olmakla beraber, damarlarda iltihaplanma yaparak belirtilere neden olduğu bilinmektedir. Vücutta hemen bütün sistem ve organları etkileyebilmektedir.

    En sık görülen hastalık belirtileri şunlardır:

    Ağızda aft yaraları: Behçet hastalığının en sık görülen bulgusudur. Ağız içinde tekrarlayan yuvarlak veya oval, düzgün kenarlı, tabanı beyaz, kenarı kırmızı ve "aft" olarak isimlendirilen yaralardır. Genellikle dudak ve yanak içinde, dil kenarında, tabanında ve üzerinde, yumuşak damakta, bademcikler üzerinde veya yutakta görülebilir. Değişen sıklıkta tekrarlar ve genellikle 1-2 hafta içerisinde iz bırakmadan iyileşir. Ağız aftları başka hiçbir şikayeti olmayan insanlarda da sıkça (%5-15) görülmektedir ve bu basit aftlarla Behçet hastalığında görülen aftlar arasında bir fark yoktur.

    Genital ülserler: Genital bölgede (erkeklerde daha çok skrotum-torbalar/hayaların üzerinde, daha nadiren kamışta, kadınlarda daha çok büyük dudaklarda, daha nadiren küçük dudaklar veya hazne içerisinde) tekrarlayan yaralardır. Sivilce şeklinde başlayıp, hızla zımbayla delinmiş gibi keskin kenarlı, beyaz-sarı tabanlı yaralara dönüşür. Büyük ve derince olanlar iz bırakarak iyileşirler.

    Deri belirtileri: Deride ucu iltihaplı sivilceler görülebilir. Yüzde, göğüste, sırtta ergenlik sivilcelerine benzer sivilceler olur. Bacaklarda da, daha iri, etrafı kızarık sivilceler görülebilir. Bir diğer deri belirtisi eritema nodozum (eritemli nodül) dediğimiz ağrılı kızarık sertliklerdir. Daha çok bacaklarda diz altında görülmekle beraber, gövdede ve kollarda da çıkabilir. İyileşirken koyu renkte iz bırakabilirler. Kadınlarda daha çok görülür. Buna benzer bir başka deri belirtisi de derinin yüzeyel toplar damarlarının iltihabıdır (yüzeyel tromboflebit). Benzer şekilde ağrılı kızarık sertliklere neden olur. Yüzeyel tromboflebit ise erkek hastalarda daha çok görülür.

    Göz tutulumu: Behçet hastalığı özellikle gözün damar tabakasında "üveit" olarak isimlendirilen iltihaplanmaya ve/veya retina tabakasının damarlarının iltihaplanmasına neden olur. Hastaların yaklaşık yarısında ve tanı konduktan sonraki ilk yıllar içerisinde görülür. Tek gözde başlayabilirse de genellikle her iki gözü etkiler. Gözde kızarıklık, bulanık görme veya görme kaybı, uçuşmalar, göz çevresinde ağrı ve ışıktan rahatsız olma hissine neden olurlar. Tedavi edilmeden tekrarlayan ataklar görmede azalma veya kalıcı kayıplara neden olabilirler.

    Eklem belirtileri: Behçet hastalarının yaklaşık yarısında eklem iltihabı görülebilir. En çok diz olmak üzere, ayak bileği, el bileği, dirsek ile el ve ayağın küçük eklemlerinde şiş ve ağrı olabilir. Eklem iltihabı genellikle birkaç hafta-ay içerisinde iyileşirse de, bazı hastalarda kalıcı şekilde devam edebilir.

    Damarların iltihabı: Behçet hastalığında her cins ve büyüklükteki kan damarında iltihaplanma olabilir. Toplardamarların hastalığı çok daha sık görülür. Baldır, uyluk veya gövde içindeki büyük toplardamarların veya beyin içindeki kirli kanı toplayan sinüslerin iltihabı sonucunda, damar içinde pıhtılaşmalar oluşur (derin ven trombozu-tromboflebit). Tıkanan toplardamarın yerine göre baldırda, tek veya her iki bacakta, kollarda-yüzde şiş ve ağrıya neden olur. Beyin toplardamarlarının tıkanması da şiddetli başağrılarına yol açar. Atardamarlar tutulduğunda genellikle damar duvarının bütünlüğü bozulur ve damar dışına doğru baloncuklaşmalar (anevrizma) gelişir. Farklı atardamarlarda oluşan bu baloncuklar patlayarak önemli ve öldürücü olabilen kanamalara neden olabilir.

    Beyin tutulumu: Behçet hastalığında beyin toplar damarlarının iltihaplanması dışında, beyin dokusunda da ciddi iltihaplanmalar görülebilir ve tutulan yerin cinsine göre güçsüzlük, dengesizlik, vücüdun bir yarısının tutmaması gibi farklı belirtilere neden olabilir.

    Akciğer tutulumu: Akciğerlerde atardamarlarda baloncuklaşmalar veya akciğer dokusu içinde iltihaplanmalar görülebilir. Öksürükle kan tükürme-kanamaya yol açabilir.

    Mide-bağırsak sistemi: Ağızdakine benzer yaralar bütün mide-bağırsak sistemi boyunca görülebilir ve karın ağrılarına veya makattan kanamalara neden olabilir. Behçet hastalığının bu belirtisi ülkemizde seyrek olarak görülmektedir.




  • Behçet Hastalığına Karşı
    Takınılacak Genel Tavır...

    Behçet hastalığı teşhisi konmuş konmuş kişiler yaşamlarının artık normal olmayacağı kaygısına kapılırlar. Hastalığınızın şiddetine yaşamınız eskisine göre muhakkakki farklı olacaktır fakat birçok insan iş ve aile yaşamlarını azalmış olsa da devam ettirmektedirler.
    Behçet hastalığı geleceği belirsiz bir hastalıktır ve semptomların ne şekilde gelişeceğine dair kesin bir şema yoktur. Hastalık bağışıklık sisteminizi fazlası ile etkin hale getirir bu nedenle bağışıklık sisteminizi güçlendiren şifalı otları almayın çünkü semptomlarınızı daha da kötü yapabilir. Bazı hastalarda ciddi göz ve merkezi sinir sistemi tutulması hiç görülmeyebilir. Behçet hastalığında kesin olan tek şey hastalığın çeşitli şiddetlerdeki dönemsel “alevlenme” lerle kendini göstermesidir. Semptomların görülmediği ve süresi bir kaç günden bir kaç aya kadar uzayan dinginlik dönemlerini süresi yine çok uzun yada kısa olabilen alevlenme dönemleri takip eder. Bazı hastalarda kendiliğinden iyilişme bile görülmektedir. Sonuç olarak hastalığın gelecekte nasıl bir seyir izleyeceğini söylemek imkansızdır fakat genellikle ilerleyen yaşla birlikte görülen genel eğilim semptomların şiddetinin azalması yada ortadan kaybolmasıdır.

    Vücudunuzu dinlemeyi öğrenin ve gelmekte olan bir alevlenme dönemini yada hastalığın atak yapma sinyallerini dikkate alın. Eğer mümkünse fiziksel ve zihinsel aktivite düzeyinizi azaltın ve dinlenme sürelerini artırın. Bu dönemlerde vücudunuzu zorlamayın. Fiziksel ve duygusal stres bir çok hastada hastalığı alevlendiren bir tetik görevi görmektedir. Stresin kötü (işten atılma, bir yakının ölümü) yada iyi (evlilik yada buna benzer bir olumlu gelişme) olması farketmez, sonuçta her ikiside sağlığınız üzerinde aynı etkiyi yaratacaktır. Bazı hastalarda belli mevsimler kötü geçmekte, bazılarında ise aşırı soğuk yada sıcak hastalık üzerinde olumsuz etki göstermektedir. Hastalık pek sık görülmediği için kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Behçet hastalığının yol açtığı rahatsızlıkların çoğu dahili olduğu için dışardan gayet sağlıklı görünebilirsiniz. Bir çok insan probleminizi anlamayabilirler.




  • Sagol!! faydalı bilgiler!!
    devamını bekliyoruz doktor bey!!!
  • Elinter emeğine sağlık

    Sıkıntı ve strese gelmiyor bu hastalık
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Liken Hastalığı
    20 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.