Şimdi Ara

BALYOZ ERGENEKON VE 15 TEMMUZ DARBESİ YARGILAMALARI VE GERÇEKLER

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
45
Cevap
2
Favori
1.115
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Balyoz ve Ergenekon davalarında ne gibi hukuksuzluk yapılıyorsa aynı şey hatta daha fazlası şimdi yapılıyor. Bir darbeyi 5 bilemedin 10 kişi planlar ve uygular diğerleri

    destekçidir. H.Özkök ikna olmadığı için darbe başlayamadı ve zaten H.özkök '' darbe vardır da diyemem yoktur da diyemem '' demiştir ayrıca 'kasaptaki ete

    soğan doğramam'
    da demiştir.Yani kısaca Özkök Darbe çalışması var ama bu kumpasa ortak olmam demek istemiştir.Çünkü 5-10 kişinin yaptığı şeyle ordudaki 325

    kişi ceza verilip tasfiye edilmiştir, tabii gözaltına alınanları duruşmaya çağrılanları saymıyorum bile. Ergenekon ise daha karışık bu davada hiç suçlu insan da

    olmayabilir sadece 3-5 kişinin de suçu olabilir fakat yine 100'lerce kişinin hayatı karartılmış tasfiye edilmiştir. 15 temmuz davasının bunlarla ortak özelliği de

    darbecilerle birlikte darbeyle alakası olmayan kişilerin tasfiye edilmesi hatta intikam alma amacı taşımasıdır


     BALYOZ ERGENEKON VE 15 TEMMUZ DARBESİ YARGILAMALARI VE GERÇEKLER

     BALYOZ ERGENEKON VE 15 TEMMUZ DARBESİ YARGILAMALARI VE GERÇEKLER



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 23 Haziran 2017; 7:01:13 >







  • Hukuk ülkede hiç olmadı ki
  • Sabah gazetesi yoneticileri fetoya destekten yargilanmali
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ali222

    Sabah gazetesi yoneticileri fetoya destekten yargilanmali

    dün TARAF gazetesiyle aynı yayını yaptılar, aynı manşetleri attılar

    bugün Hükümetin ,iktidarın tetikçiliğini yapıyorlar

    Sanırım bu nedenle TARAF gazetesiyle birlite sanık sandelyesinde değiller...
  • AKP'li hukukçu Burhan Kuzu bir Tv Kanalında muhalif konuşmacıların 17-25 Aralık yolsuzluk-rüşvet tape ve olaylarını anlatıp durmasından sonra ''17-25 Aralık gerçekse balyoz'da gerçektir o zaman, birini inanıp diğerini neden inanmıyorsunuz '' demişti

    AKP lilerin açılan bu konu hakkında tek kelime etmemeleri de bu yüzdendir

    17-25 aralık'ı vs. siz unutun bizde balyozu unutacağız demek istiyorlar

    Adalet rüşvet ve şantajla sağlanır mı? sağlanmaz ama 15 Temmuz'un en önemli tanıkları meclis soruşturması kitap haline geldikten sonra bildiklerini gönderiyorlar . Dosyayı oku çelişki yaratmayacak şeyleri yaz gönder. Bu anlayışla 15 temmuzun ne olduğunu öğrenebilir miyiz? öğrenilmesi istenmiyor zaten, ortaya çıkan bilgiler şantaj ve rüşvet olarak kullanılıyor sadece



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 9 Temmuz 2017; 20:18:34 >
  • Ergenekon balyoz da uydurma deliller vardı, 17-25 Aralık'ta ise kanunsuz toplanmış olan deliller.

    Ergenekon balyoz da sanıklar sonradan üretilmiş hard diskleri alıp giturmediler çünkü onları değildi, uydurmaydı. Ama yolsuzluk paraları bizim değil, polis koymuş diyenler sonradan o paraları bavullarla aldılar gittiler

    Bugünkü Feto iddianameleri icin demiyorum ama ihraç edilen binlere baktığımızda artık delil bile yok. Eskiden hiç yoksa uydurma da olsa, kanunsuz da olsa delil olurdu, artık o da yok. Adam için KHK çıkarıp ihraç ediyorlar ama tek bir gerekçe bile yok. Çünkü delil yok.

    İşte ülkenin adım adım geldiği nokta artık bu.
  • Bunların basın tetikçileri taraf gazetesiydi işleri bitince kullanıp köşeye attılar aynısını sabah gazetesine yapmıycakları ne malum.

    Şuanki yandaş yalaka yazarları bi kenara yazdım yarın öbürgün devran dönünce onları okumuycam yüzlerine tükürcem
  • 5-10 kişi de yoktu. Baştan aşağı yalandı o darbe iddiaları.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    5-10 kişi de yoktu. Baştan aşağı yalandı o darbe iddiaları.

    eski Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’e sorulan soru ve cevabı:

    Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde yer alan, sizin destek vermediğiniz darbe hazırlığı iddiaları ve komutanlar arasındaki toplantı ve diyaloglara dayandırılan olaylar yaşandı mı?

    – Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur.

    https://notozenti.wordpress.com/tag/darbe-girisimi-varda-diyemem-yok-da-diyemem/

    G.Kurmay başkanı niye yok demiyor?... diğer belgeler de var ama ya deforme olmuş yada kaynak değeri azalmış veya burda deşmeye gerek yok. 2007den sonra bütün kurumların itibarları sıfırlanmış ne TÜBİTAK , ne adli tıp ne diğerleri kaynak olarak gösterilemeyecek duruma gelmiş zaten



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 10 Temmuz 2017; 0:44:24 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: trendium-moda

    quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    5-10 kişi de yoktu. Baştan aşağı yalandı o darbe iddiaları.

    eski Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’e sorulan soru ve cevabı:

    Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde yer alan, sizin destek vermediğiniz darbe hazırlığı iddiaları ve komutanlar arasındaki toplantı ve diyaloglara dayandırılan olaylar yaşandı mı?

    – Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur.

    https://notozenti.wordpress.com/tag/darbe-girisimi-varda-diyemem-yok-da-diyemem/

    G.Kurmay başkanı niye yok demiyor?... diğer belgeler de var ama ya deforme olmuş yada kaynak değeri azalmış veya burda deşmeye gerek yok. 2007den sonra bütün kurumların itibarları sıfırlanmış ne TÜBİTAK , ne adli tıp ne diğerleri kaynak olarak gösterilemeyecek duruma gelmiş zaten

    Hilmi Özkök'ün, Aytaç Yalman'ın ve hatta İlker Başbuğ'un (içeri alınana kadar) neden silah arkadaşlarına ihanet ettiğini, onlara sırt çevirdiğini ben bilemem. Dediğiniz kişi mahkemeye gelip konuyla ilgili konuşmamıştır bile. Elinde hiçbir belge de yoktur. Kendisi de Balyoz diye bir plandan haberi olmadığını söylemiştir zaten. Bilmediği darbeyi mi engelleyecekmiş Sn. Özkök?

    Darbe iddiasına kanıt olabilecek tek bir belge bile yoktur.




  • Doblolu Esnaf kullanıcısına yanıt
    Ergenekon-Balyoz için tamamen uydurulmuş deliller denilemeyeceği gibi 17-25 aralık için de tamamen kanunsuz toplanmış deliller denilemez... ben aynı savcıların şike dosyalarını bakmıştım spordaki kişiler daha çok tanıdık olduğu için iddianamenin %90'ı hikayeydi bazen savcıların futbol bilgisi varmı diye düşünebiliyorsun ancak %10 için ciddi iddialar vardı

    Balyoz iddianamesi ile cemaatçi askerlerin önünü açmak için 325 kemalist asker ordudan tasfiye edilmiştir

    Ergenekon iddianamesiyle milliyetçi -vatansever kişiler devletten tasfiye edilmiş, itibarsız hale getirilmiştir

    Fakat bunun için yapılan dinlemelerin tamamen kanunsuz olduğunu düşünemeyiz ( fakat Hukuksuz olduğu doğrudur ). O yıllarda bakanın birine herkeste dinlenilme korkusu var ,birşey söyleyecek misiniz sorusuna '' kanun dışı işlem yapmayan niye korksun belki benide dinliyor olabilir gibi şeyler söylemişti. Bu sitede bile Vpn den yazmak konusu geçtiğinde vatan haini olmayan niye vpn kullansın denilmişti... Fakat başbakanın başına gelince benim kriptolu telefonlarımı bile dinlemişler diye dert yanmıştı... 2006larda bu yetkiyi siz vermediniz mi? 2-3 sene boyunca insanlar dinlendiğinde niye karşı çıkmadınız? insanların özel hayatı , şantaj yapılacak noktalar , tasfiye edilmek için kemalistmi-milliyetçimi olup-olmadığını belirlenmesini niye engel olmadınız?

    Geçmişte 5-10 darbeci nedeniyle 325 asker ordudan tasviye edildiği gibi , Ergenekon davası ile terörle mücadelede Demirel'in devlet gerektiğinde rutin'in dışına çıkar sözüne uyanlar bahane edilerek vatanseverleri ve derin devleti yok eden FETÖcülerin yaptığı gibi siyasi iktidar da 15 temmuzu bahane ederek devleti ele geçirmeyi, ülkede tek güç olmayı amaçladığını rahatlıkla söyleyebiliriz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 17 Temmuz 2017; 10:26:48 >




  • Yahu ne imiş şu Balyoz'un, Ergenekon'un uydurulmamış "darbeye kanıt olabilecek" delilleri? Bir koyun da biz de bilgilenelim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    Yahu ne imiş şu Balyoz'un, Ergenekon'un uydurulmamış "darbeye kanıt olabilecek" delilleri? Bir koyun da biz de bilgilenelim.

    sizin için bir ara araştırırım ancak o dönemde komutanın biri c.başkanı eşi kapalı diye el sıkmamak için tören sırasını değiştiriyordu, AKP kapatma davasında 11 üyeden sadece 1'i cezaya karşı çıkmış 6 üye ise kapatılmasını istemişti. 27 nisanda demokrasiye sözde değil özde bağlı olunması gerektiği bildirisi TSK int. sitesinden yayınlanmıştı. bunlar atmosferi yeteri kadar anlatmaktadır sanırım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 17 Temmuz 2017; 10:21:34 >
  • Akp feto el ele verip ordudun hiyerarşisini bozmasa,bu generaller,teğmenler içeri atılmayacak yükseleceklerdi ve şuan darbeyi yapan fetocular şuanki konumlarına gelmemiş olacaklardı,dolayısıylada darbe olmayacaktı veya darbe askeriyenin dışına sıçramadan bitecekti.

    Ama bu seferde Kemalist askerler dindarları öldürüyor diye yaygara yapacaktı Akpliler,

    Yani her iki ucu da pohlu değnek.Yani her suçun ve her yanlışın altında cemaat ve onun yanında duran Akp ve akp yandaşları yer alıyor.


    Ülkenin ordusunu enkaza çevirdiniz hala birde forumlara gelip yüssüz yüssüz yazabilme adiliğini gösteriyolar.Hatırlayın akpliler,akpnin kanalları askeriye ye nasıl saldırıyorlardı.Özellikle ahaber,samanyolu,kanal7 gibi satılmış kanallar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: trendium-moda

    quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    Yahu ne imiş şu Balyoz'un, Ergenekon'un uydurulmamış "darbeye kanıt olabilecek" delilleri? Bir koyun da biz de bilgilenelim.

    sizin için bir ara araştırırım ancak o dönemde komutanın biri c.başkanı eşi kapalı diye el sıkmamak için tören sırasını değiştiriyordu, AKP kapatma davasında 11 üyeden sadece 1'i cezaya karşı çıkmış 6 üye ise kapatılmasını istemişti. 27 nisanda demokrasiye sözde değil özde bağlı olunması gerektiği bildirisi TSK int. sitesinden yayınlanmıştı. bunlar atmosferi yeteri kadar anlatmaktadır sanırım

    Bütün dava süreçlerini takip etmiş biri olarak merakla bekliyorum koyacağınız belgeleri.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley


    quote:

    Orijinalden alıntı: trendium-moda

    quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    Yahu ne imiş şu Balyoz'un, Ergenekon'un uydurulmamış "darbeye kanıt olabilecek" delilleri? Bir koyun da biz de bilgilenelim.

    sizin için bir ara araştırırım ancak o dönemde komutanın biri c.başkanı eşi kapalı diye el sıkmamak için tören sırasını değiştiriyordu, AKP kapatma davasında 11 üyeden sadece 1'i cezaya karşı çıkmış 6 üye ise kapatılmasını istemişti. 27 nisanda demokrasiye sözde değil özde bağlı olunması gerektiği bildirisi TSK int. sitesinden yayınlanmıştı. bunlar atmosferi yeteri kadar anlatmaktadır sanırım

    Bütün dava süreçlerini takip etmiş biri olarak merakla bekliyorum koyacağınız belgeleri.

    davada CD'lerin dışında ses kaydı varmış.. sanırım ses kaydını ünlü ''paraları sıfırladın mı?'' ses kaydı kadar gerçekliğine inanabiliriz. Ayrıca ç.doğan'a ait darbe planı dosyasındaki bazı ifadeler kendi düşüncesi olduğunu düşündürtüyor

    işte ses kaydındaki ifadeler (2003 seminerdeki) ses kaydı internette varmı bilmiyorum...

    Orgeneral Çetin Doğan:Biliyorsunuz silahlı kuvvetlere yönelik eylemlerde doğrudan doğruya il idaresi kanununa göre valinin kuvvet talebine gerek duyulmadan, bunun altını çiziyorum, yasal bir isteği söz konusu olmadan da her seviyedeki birlik komutanının resen duruma müdahale hakkını iç hizmet kanunu vermiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı alenen fesat çıkarma tahkir ve bizim normal askeri ceza kanununda suçlar kapsamına giren konularla ilgili komutan doğrudan doğruya müdahale etme, bu müdahale sonuçlarını bildirme yükümlülüğüne sahiptir ve böyle yasal bir zemin vardır...

    Evet, içteki birlik bütünlüğü nasıl sağlayacağız, arkadaşlarımız bu konuyu işte gündeme getirdiler. Milli birliğin ve beraberliğin oluşmasında evvela inandırıcı milli birliği sağlayıcı bir hükümetin varlığı ile olur. Dini öne çıkartan, ümmet anlayışını öne çıkartan milli birliğimiz hiçbir zaman sağlanmaz. İnsanların dini inançları farklı farklıdır. Bu eski ümmet Osmanlı döneminde din adına, gaza yapma adına savaşlar vardı. Eski dönemlerde bütün ulusları 7 yıl, 40 yıl, 100 yıl savaşlarına falan soktular ama şimdiki dönemde ulusal çıkarlarımız ulus-devlet olmanın özelliğinden dolayı ulusal birliğimizde ilk Atatürk'ün o sözü ulusal birliğimizi öne çıkartır. Bunun için de her şeyden önce evet, hükümetin ve meclisin kendisine çekidüzen verdirici, ben onu söyleyeceğim şeyde Genelkurmay Başkanı'na Kuvvet Komutanı'na diyeceğim ki siz Meclis'i ve Hükümeti uyana bu gidişe dur deyici bir ültimatom verin gerekirse. Gerekirse çağırın 'bu işin sonu boktur' işte sonunuz böyledir. Bu konuda gerekli tertip ve tedbirleri alın. Evvela ulusal birliğimizin evvela inandırıcı bir milli mutabakat, buraya öyle yazmışım. Milli Mutabakat Hükümeti kurulması sureti ile halkın tasvip edeceği tarafsız bağımsız daha tek...edeceği bu kadar gaile içinde ülkeyi daha sonra bütün bu gailelerden sonra seçime götürecek bir hükümetin kurulması en önemli birinci... bu tabii, bu öngördüğümüz senaryonun içerisinde öngördüğüm bir çözüm tarzı hani bugün de gidip onu şu anda yapın diye gideceğim yok yanlış da anlamayın. Bizim yaptığımız tekliflerimiz vardır. 0 teklifleri de şimdi sizlerle paylaşmak istemem. Neyse ama böyle bir konuda ortaya konacak tavır ve davranış budur.

    İçeride yapacağımız güvenlik harekâtının klasik bir EMASYA harekâtı olmayacağını bütün arkadaşlarım burada yapraklan takdimlerle ortaya koydular. Klasik EMASYA anlayışından mutlaka çıkılacak ama bunun anlamı halka gereksiz yere kuvvet kullanma, o halkın yaşantısını daha da bozma gibi olmayacak. Halkı kendi etrafımızda toparlayarak, daha evvel söylediğim gibi sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri Türk Silahlı Kuvvetleri'yle bütünleştirerek bunun üstesinden gelmek zorundayız.

    Mao'nun dediği gibi halk denizdir, biz balığız demiştir komünist rejimini yerleştirmek için. Biz ama laik demokratik Cumhuriyet'in sahipleri ve bekçileri aynı düşünceyi halkın deniz olduğunu laik demokratik Cumhuriyet'in bekçilerinin de balık olduğunu ve bu deniz içerisinde, bu su içerisinde yaşama koşulunun halkımızın desteğine mutlaka sahip olmamız gerektiğini de asla unutamayacağız. Ve şu anda halkımızın desteği çok yüksektir ve bu desteği yıpratacak adımlar atılmasına, içimizden başka türlü sesler çıkmasına mani olacağız. Onun için de bölgedeki sıkıyönetim planlamalarını yeni baştan daha radikal tertip ve tedbirlerle ama yeterli gücü bölgede bulundurarak..

    Korgeneral Ergin Saygun (1 Kolordu Komutanı): Komutanım, ben evvela müsaade ederseniz şu konuyu vurgulamak istiyorum. Bu bir EMASYA değildir. Bu bir devletin bekasıyla ilgili bir şey. Rejimin devamı ile ilgili bir şeydir. Bu bakımdan diğer kuvvetlere mensup bölgemizdeki kurum ve kuruluşların da bu yaklaşım içinde olması ve bu yapılacak bütün planlamada yer alması, bilfiil görev alması gerekir.

    İDRİS GÜLLÜCE'NİN YERİNE

    Tuğgeneral Varol (2. Zırhlı Tugay Komutanı): Tugayın sorumluluk bölgesi Maltepe, Kartal Pendik Tuzla ve Sultanbeyli ilçelerini kapsamaktadır. Tuzla Belediye Başkanı idris Güllüce ve Sultanbeyli Belediye Başkanı Yahya Karakaya yerine tespit edilen personelle değiştirilecek.

    FENERBAHÇE STADYUMU TOPLAMA YERİ

    Albay Memiş (23. Motorlu Piyade Alay Komutanı): Komutanım, harekâtın 3. safhasında geçmişte irticai yıkıcı bölücü faaliyetlere karıştıkları tespit edilen şahıslar gözaltına alınacaktır. Gözaltına alınan ve tutuklananlar başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek Spor Tesisleri'nde Ümraniye'de NETAŞ misafirhanesinde, Kadıköy'de Fenerbahçe Stadyumu'nda toplanacak, bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Cezaevi'ne götürülecek jandarma ve polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır.

    HALKA KARŞI ACIMASIZ OLMALIYIZ

    Gafur Paşa (Soy ismi ve rütbesi belirtilmemiş): Komutanım, seçimlerden sonra gazetelerde şöyle bir haber geçti kırıntı gibi bilmiyorum. Arkadaşlardan da okuyan var mı ben okudum Tayyip'i tebliğe gidenlerin arasında çok sayıda emniyet mensubunun olduğu. Komutanım, valiler toplantısında kararnameden sonra İçişleri Bakanlığı'ndaki toplantıyı biz basına yansıyan kadarıyla namaz kılma olayları bu kadrolaşma Abdülkadir Aksu'nun bilinen şeyler zaten

    Metin Yavuz Yalçın (52. Zırt* Tümen Komutanı): Ben 2. ve 5. Kolordu Komutanlığımdan yeterli emniyet tedbirlerini alabilecek bütün birliklerimi oraya görevlendiririm. Onun dışındakilerin tamamını buraya getiririm. İstanbul'un üzerine çökerim. Ve belediye başkanıymış, yok ondan sonra savcıymış, hâkimmiş, kaymakammış, bu konuya olumsuz bakan tablolarda yer alan insanları gerekirse belediye başkanlıkları komutanları o görev de uhdesinde olacak şekilde görevlendirmek suretiyle ve ağır bir baskı ve biraz evvel ifade ettiği gibi. Ben tabii komutan arkadaşıma katılıyorum ama bir yerde de hani karşımıza halkı almak meselesi ayrı, bunlar kararlarını vermişlerdir. Bu ülkeyi bölecek parçalayacaklardır ve ülkeyi başka bir rejimin içerisine taşıyacaktır. Böyle kararlı olan bir halka karşı da acımasızca hareket etmek bizim görevimizdir.

    http://www.timeturk.com/tr/2010/01/21/balyoz-planinin-ayrintilari-tam-metin.html



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 18 Temmuz 2017; 7:55:42 >




  • BALYOZ GÜVENLİK HAREKAT PLANI Planın içeriğinde yukardaki ses kaydını destekleyen ifadeler bulunmakta


    1. DURUM :

    a. Genel :

    (1) 28 Şubat sürecinde elde edilen kazanımlardan istifade edilememesi ve 2002 seçimlerinde AKP’nin tek parti olarak iktidara gelmesiyle beraber, ülkede hızlı bir zemin kayması yaşanmış ve Büyük Atatürk’ün bize emanet ettiği ülkesi ve milletiyle bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti laiklik karşıtı ve irticai unsurların etkisine girmeye başlamıştır. Son zamanlarda varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar içindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini değiştirme gayretleri gizlenemeyecek kadar aşikâr ve had safhaya ulaşmıştır.

    (2) Devlet, başlıca organlarıyla işlemez duruma getirilmiş, anayasal kuruluşlar tezat veya suskunluğa bürünmüş, muhalefet partileri kısır çekişmeler ve uzlaşmaz tutumlarıyla devleti kurtaracak birlik ve beraberliği sağlayamamış ve lüzumlu tedbirleri almamışlardır. Böylece irticai, yıkıcı ve bölücü mihraklar faaliyetlerini alabildiğine arttırmışlar ve vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye düşürülmüştür.

    (3) Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu yana en sıkıntılı ve en tehlikeli dönemini yaşamaktadır. Henüz tam olarak dünya devletlerince tanınmadığı ve iç isyanlar ile boğuştuğu bir dönemde dahi bu kadar büyük bir tehlike içerisinde olmamışken, bugün, hortlatılmak istenen Sevr, başta irticai faaliyetler olmak üzere iç ve dış tehditler kötü yönetimle birleşmiş ve bugünkü tehlikeli safhaya gelinmiştir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik çabalar, yerli işbirlikçilerin gönüllü katkılarıyla, ülke içinde yıkıcı güç odaklarının aynı noktada buluşmasına neden olmuş ve zirve noktasına ulaşmıştır.

    (4) Laiklik etrafındaki gerici kuşatma kontrolden çıkmış, bilinçli, sistemli ve kontrollü bir şekilde cumhuriyetin kazanımlarına yönelmiştir. Bu hedef önünde en sağlam ve sarsılmaz kale olarak görülen TSK hedef haline getirilmiş, yıpratılması ve komuta zafiyeti oluşturulması için yoğun çaba sarf edilmiş/edilmektedir.

    (5) Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yabancı ülke istihbarat servisleri ve ajanlarının cirit attığı, pek çok yandaşlarının olduğu, dileklerini pervasızca gerçekleştirebildikleri, önemli şirketleri ve kıymetli toprakları yok pahasına satılan bir ülke haline getirilmiştir. Ulu Önder’in gayreti ile püskürtülen savaş, günümüzde halen devam etmektedir. Anılan savaşın tek amacı; Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni Büyük Ortadoğu Planı (BOP)’nın uygulama alanında bir piyon haline dönüştürmektir. Bu nedenle; Ilımlı İslam modeli haline getirilmek istenen Laik Türkiye Cumhuriyeti, ABD, AB ve anti laik çevrelerin işbirliği alanına dönüşmüştür. ABD’nin ve kısmen AB’nin desteğini arkasına alan irticacı kesim, bir yandan devlet içinde kadrolaşma faaliyetlerine hız kazandırırken diğer yandan özel sektörde sermayenin el değiştirmesi için yoğun çaba sarf etmektedir. Bunun sonucunda kamuoyunda yeşil sermaye olarak adlandırılan bu kesim ekonomik anlamda giderek büyümekte ve sermaye el değiştirmektedir.

    (6) Peşi peşine gelen siyasi iktidarlar, piyasanın ihtiyacı olan emisyonu Merkez Bankası kanalıyla sağlayamadığı için, ABD Merkez Bankası para basarak ülkemizdeki bu açığı gidermekte ve böylece yabancı para birimleri milli paramızın yerini almaktadır. Para bulmanın tek yolu olarak IMF ve ABD Merkez Bankası’nı gören hükümet acziyet ve ihanet içindedir. Gelinen bu süreçte ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynakları yabancılara peşkeş çekilmiş, ülke yönetimi IMF, Dünya Bankası ve AB’ye teslim edilmiş, üretim sıfırlanmış, temel ihtiyaçlar karşılanamaz hale gelmiş, Sevr anlaşması fiilen uygulanarak Kurtuluş Savaşı öncesi duruma düşülmüştür.
    (7) Atatürkçülük yerine irticai ve diğer sapık ideolojik fikirler üretilerek, sistemli bir şekilde ve haince, ilkokullardan üniversitelere kadar eğitim kuruluşları, idare sistemi, yargı organları, Milli İstihbarat Teşkilatı, Polis ve iç güvenlik teşkilatı, işçi kuruluşları, siyasi partiler ve nihayet yurdumuzun en masum köşelerindeki yurttaşlarımız dahi saldırı ve baskı altında tutularak yozlaşma, bölünme ve iç harbin eşiğine getirilmişlerdir. Kısaca devlet güçsüz bırakılmış ve acze düşürülmüştür.
    b. Maksat:

    (1) Bu ortamda BALYOZ Komutanlığı, İç Hizmet Kanunu’nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk Milleti adına yerine getirme azim ve kararlılığı içerisinde laik devlet otoritesinin temini için gerekli olan tedbirleri alacaktır.
    (2) Harekatın maksadı; ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve laik demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri, bir daha hortlamamak üzere ebediyen ortadan kaldırmaktır.
    c. Düşman Durumu:

    (1) İrticai grupların, hedefe giden yolda engel olarak gördükleri TSK’ya karşı bir taraftan sızma gayretleri artarak devam ederken diğer taraftan yıpratma, komuta zafiyeti içerisinde ve dinsiz gösterme çabaları da artan bir ivme ile devam etmektedir.

    (2) Mevcut iktidarın uygulamalarından cesaret bulan irticai grupların, devlet düzenimizin temelini oluşturan laiklik ilkesini kendi çıkar ve amaçlarına göre yorumladıkları görülmektedir. Bu kapsamda; başta öğretim kurumları olmak üzere, kamu hizmetlerinin yerine getirildiği çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında, irticai hareketin simgesi olan türban ve başörtüsü kullanılmasında ısrarlı davrandıkları gözlenmektedir. Bu yoldaki ısrar, masumane bir tercihten ziyade, laik cumhuriyet ilkelerine karşı dine dayalı bir devlet düzeni kurmaya yönelik din ve vicdan hürriyetini aşan sistemli çabaların bir parçası olarak devam ettirilmektedir.

    (3) ABD ve AB ülkelerinin karşılıklı paslaşmalarını seyreden ve ülke menfaatlerini gözetmeden her talebi emir telakki eden, Büyük Atatürk’ün deyimi ile müstevlilerin siyasi emellerine boyun eğmiş AKP Hükümeti;

    (a) İrticai faaliyetlerin ülke içerisinde artmasına, güç kazanmasına, kadrolaşmasına ve teşkilatlanmasına tam destek vermekte,

    (b) Ekonomik çözümsüzlüklerin yol açtığı boşluklardan da istifade ederek, istediği karşı devrimi gerçekleştirebileceğini hissettirmekte ve tüm ülke genelinde AKP yandaşları, tarikat ve cemaatler ile devlet kademelerinde hızla kadrolaşmakta,

    (c) İktidarın kendisine sağladığı imkân ve kabiliyetleri kullanarak medya, sivil toplum örgütleri ve bürokrasiyi kendine bağımlı hale getirmeye çalışmakta,

    (ç) Mevcut yetkiler ile hukuki boşluklardan da istifade edilerek mürteci ve dogmatik yapıda insan yetiştirmeye uygun ortam sağlayan medrese, tekke ve zaviye tipi, eğitim ve öğretim birliğini ortadan kaldıran çarpık bir eğitim sisteminin yeniden hayata geçirilmesini hedeflemekte,

    (d) Bu amaçlarına ulaşmak maksadıyla, anayasa değişikliği ve hukuk reformu adı altında TSK ile birlikte laik cumhuriyetin en önemli teminatı anayasal kurumların etkinliğini kıracak, kendi amaçları doğrultusunda evrimleştirecek yollar aramakta,

    (e) Başta dışarıdan müzahir ABD ve AB ülkeleri olmak üzere, içeriden irtica ile iltisaklı medya, hukuk, bürokrasi, emniyet, maliye ve daha birçok kamu kurum ve kuruluşunda örgütlenmiş yandaşları ile koordineli ve planlı çalışmalarla laik kesimi ve rakiplerini hareket edemez hale getirmekte,

    (f) AB üyeliğini ve terör sorununu bahane ederek, Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirmeye yönelik çabalarını, dış desteğin de etkisiyle devam ettirmektedirler.

    (4) AKP Hükümetine, AB üyeliği kapsamında dış güçler tarafından sağlanan mali ve siyasal destek devam ederken, Ortadoğu ve Arap ülkeleri ile İslami gruplar tarafından sağlanan ekonomik destek de artmaktadır. ABD, AB, irticai unsurlar, bölücü unsurlar ve AKP ortak eylem ve söylem birliği ile hareket etmektedirler.

    (5) İktidar ve irtica yanlısı basın yayın organları her geçen gün cesaretlenip palazlanırken, muhalif basın, geçmişte yaptığı şahsi yanlışlıkların bedelini, görevini yapmayarak ve/veya yapamayarak ödemektedir. Toplumsal muhalefet sindirilmiş, muhalif basın ekonomik ve mali denetim tehdidi ile susturulmuştur.

    (6) İrticai faaliyet gösteren vakıf ve dernekler ile yıkıcı bölücü unsurlar işbirliklerini alenen yapma pervasızlığını göstermektedirler. Bunu AB süreci, birlik - beraberlik, kardeşlik, demokrasi vb. evrensel temaları kullanarak yapmaktadırlar.

    (7) Buna karşın muhalefet partileri de etkin, önleyici, alternatif oluşturan, siyasal iktidarın faaliyetlerini denetleyici ve geniş halk kitlelerinde yankı bulan bir muhalefet sergileyememekte; basit, tutarsız, kişiliksiz, silik ve günü kurtarmaya yönelik söylemlerle muhalefet yapmaktadırlar. Mevcut durumları itibari ile halkta giderek artan bir umutsuzluğa yol açmaktadırlar. Laik cumhuriyeti kurtaracak, birlik ve beraberliği sağlayacak ve gerekli tedbirleri alacak siyasi ufuktan yoksun liderler, koltuklarını korumanın ötesinde, kısır ve uzlaşmaz tavırların üstünde bir davranış ortaya koyamamaktadırlar.

    .........................................



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 18 Temmuz 2017; 7:52:24 >




  • Ses kayıtları tamamen gerçek. Bizzat Çetin Doğan tarafından kaydettirilmiştir, gizli değildir. Transkriptlerini de Çetin Doğan'ın damadı yayımlamıştır zaten. Fakat bunların "darbe" ile yakından uzaktan bir alâkası yoktur. Bu bir plan semineridir. Belirlenen varsayımsal bir senaryoya göre ordu içi tatbikat amacı taşımaktadır. Ki bu seminerden devletin de haberi vardır. Zira TSK'nın tatbikat planlarında bu seminere de yer verilmiştir. Bu kayıtların tamamen yasal olduğu zaten mahkemelerde de anlaşılmıştır. Hatta senaryoya da şuradan ulaşabilirsiniz: Bağlantı

    Balyoz'u "darbe" yapabilecek yegâne veriler 19 CD'nin 3'ünde bulunmaktadır. Onların da sahte olduğu ortaya çıkmıştır zaten. O CD'lerdeki abuklukları çocuklara söyleseniz gülerler.




  • İkinci attığınız belge sahtedir. Bu yıllar önce kanıtlanmıştır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Thomas Henry Huxley

    Ses kayıtları tamamen gerçek. Bizzat Çetin Doğan tarafından kaydettirilmiştir, gizli değildir. Transkriptlerini de Çetin Doğan'ın damadı yayımlamıştır zaten. Fakat bunların "darbe" ile yakından uzaktan bir alâkası yoktur. Bu bir plan semineridir. Belirlenen varsayımsal bir senaryoya göre ordu içi tatbikat amacı taşımaktadır. Ki bu seminerden devletin de haberi vardır. Zira TSK'nın tatbikat planlarında bu seminere de yer verilmiştir. Bu kayıtların tamamen yasal olduğu zaten mahkemelerde de anlaşılmıştır. Hatta senaryoya da şuradan ulaşabilirsiniz: Bağlantı

    Balyoz'u "darbe" yapabilecek yegâne veriler 19 CD'nin 3'ünde bulunmaktadır. Onların da sahte olduğu ortaya çıkmıştır zaten. O CD'lerdeki abuklukları çocuklara söyleseniz gülerler.

    Gönderdiğin bağlantıyı inceledim ve zaten seminerde olup ses kaydının dökümüne koymadığım Albay Süha Tanyeri (1. Ordu Kurmay Başkanı)'nin açıklamalarına dayanarak hazırlanmış.Albay Süha Tanyeri (1. Ordu Kurmay Başkanı) seminere uygun konuşma yapmış zaten ancak Çetin Doğn EMASYA protokünden hükümeti devirip Milli mutabakat hükümeti kurmaya kadar götürmüş olayı.Korgeneral E.Saygun ise Bu bir EMASYA değildir. Bu bir devletin bekasıyla ilgili bir şey. Rejimin devamı ile ilgili bir şeydirdemiştir. Diğer komutanlar belediye başkanlarını görevden alma hatta Tayyip'i diyerek Erdoğana birşeyler söylemiştir .Ayrıca Ç.Doğan ''İçeride yapacağımız güvenlik harekâtının klasik bir EMASYA harekâtı olmayacağını bütün arkadaşlarım burada yapraklan takdimlerle ortaya koydular. Klasik EMASYA anlayışından mutlaka çıkılacak'' demektedir

    EMASYA nedir? 4 Şubat 2010 Perşembe
    Türkiye Türkiye'de 13 yıldır uygulanan EMASYA protokolü bugün kaldırıldı. Peki Türkiye'nin gündeminden düşmeyen protokolün ayrıntıları ne?
    İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997'da imzalandı. İl İdaresi Kanunu'nda yapılan değişiklik askerin, polisin yeterli olmadığı durumlarda toplumsal olaylara müdahalesine dönük bir düzenlemeyi zorunlu kılmıştı.

    "Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma" ifadelerinin kısaltılmışı olan EMASYA Protokolü işte bu yasal zorunluluktan doğdu.

    Şimdiye kadar içeriği resmi olarak hiç aç��klanmadı ancak İl İdaresi Kanunu'ndan farklı olarak protokolün 9'uncu maddesi Valilik talep etmese de askere, kendisi gerekli gördüğü durumlarda toplumsal olaylara el koyma yetkisi veriyor. Protokol şehir merkezleriyle ilgili istihbaratı askerle paylaşma imkanı da getiriyor.

    Özel olarak tahsisi edilmiş EMASYA birlikleri yoktur ve Türk Silahlı Kuvvetleri EMASYA birlikleri olarak ikiz görevli olarak kullanılır.
    http://www.ntv.com.tr/turkiye/emasya-nedir,zLPkIh6QREK-3MKpa0JilQ



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tek_Kisilik_Muhalefet -- 18 Temmuz 2017; 9:26:03 >




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.