Audi A6 3.2FSI Quattro 200.000 KM Ağır Bakım Serisi (6. sayfa)

aracın son halinin resmini atarmısınız çok merak ettik

Merhaba;

Güzel yorumunuz için teşekkürler. Bundan sonra bu konu altında edit yaparak devam etmeyi düşünüyorum

silinebilir

Herkese yeniden merhaba;

Farkındayım aralık uzun oldu ama maalesef ancak şimdi vakit bulabildim, konuyu bekleyen herkesten özür dilerim.

Bilindiği üzere aracımı aşağıdaki fotoğraflarda göreceğiniz üzere çeşitli yerlerindeki boya atmaları ve daha önce boyanmış olan sağ iki kapının harita gibi olması nedeniyle boyaya vermiştim, aracın rengi nispeten özel bir renk olduğu için boyada ton farkı olmaması adına tavan dahil komple boyattım. Boyanırken tamponlar, kapılar, farlar, depo kapağı komple sökülerek boyandı bunun avantajını aşağıda açıklayacağım. Problemli parçalar şu şekildeydi:

Kapıların sökülerek boyanmasının avantajı şu; araç üzerinde dikey durduğu zaman ustanın macun ve astara zımpara yapmak için eğilmesi gerekiyor, bir süre sonra eğilerek çalışmaktan yorulan usta işin daha hızlı bitmesi için işi sallamaya başlıyor fakat kapı söküldüğünde bu durum söz konusu olmuyor, bir tabla üzerine yatırılan kapılar daha rahat ve güzel şekilde macunlanıp zımparalanıyor. Ayrıca belki psikolojiktir ama boya ve verniğin de bu şekilde daha iyi işlediğini düşünüyorum.

Araç yaklaşık 1 ay kadar boya işlemine tâbii tutuldu, bu süreç içerisinde macunun kurumasına özen gösterildi. Neden fırında daha kısa sürede kurutulmadığını soran arkadaşlar illa ki olur diye belirteyim, artık yeni nesil fırınlarda çevreye zarar vermemesi adına eski usul bacalar kullanmıyor bunun yerine altından su geçen fırınlar kullanılıyor.

Fırındaki ısı sebebiyle alttan geçen su buharlaştığı için fırının içi daima nemli kalıyor ve macunun tamamen kuruması imkansız oluyor. Boya işlemi bittiğinde durumun farkına varmıyorsunuz fakat araç bir süre güneş ışığında kaldıktan sonra macun tamamen kuruyup içindeki nemi atınca adeta çekiyor, adeta bir harita gibi boyada dengesizlikler oluşuyor. Biz de tam olarak bunun önüne geçmek için kuru ve temiz bir alanda direk güneş ışığı etkisiyle macun ve astarın kurumasını beklediğimiz için süreç uzadı.

Boya olarak iki seçenek var, biri su bazlı boya diğeri ise solvent bazlı boya. Su bazlı boyalar Glasürit, Standox gibi kaliteli markalar tarafından kullanılırken, Solvent bazlı boyalar daha düşük bütçeye hitap eden boya markaları tarafından kullanılmakta. Peki arasındaki fark nedir? Temel mantıkta su bazlı boyalar daha çabuk kuruyor ve kokusuz olmasıyla dikkat çekerken, solvent bazlı boyalarda kuruma süresi daha uzun sürüyor ve tiner kokusu gibi kokması. Fakat iş bununla bitmiyor aslında su bazlı boyalar ömür olarak daha uzun ömürlü. Solvent bazlı boyalarda 4-5 yıl gibi kısa zaman içerisinde boyada atmalar ve soyulmalar gözlenirken su bazlı boyalarda bu süre 10 yıl ve daha uzun süre gidiyor. Su bazlı boyanın tek handikapı ise pahalı olması.

Bende bu sebepten ötürü su bazlı boya kullandım, yıllardır Glasürit markasını duyduğum için aracım için Glasürit marka boya seçtim. Glasürit boyanın özelliği istediğiniz her rengi elde edebilmeniz ve boyanın araca yapışması. Araştırdığım kadarıyla BMW fabrikasyon olarak Glasürit kullanıyor, Audi ve Porsche'de bazı modellerinde bu markayı tercih etmiş dolayısıyla hatalı bir seçim yapmamış olduğumu düşünüyorum.

Boya işlemi yapılırken sürekli parfüm kullanan biri olduğum için fırın içerisine girip fotoğraf çekme imkanım olmadı maalesef. Zira parfüm boya üzerinde göz açar küçük küçük delikler oluşturur. Olur da arabanızı boyatırsanız bu konuya önemle hassasiyet göstermenizi tavsiye ederim.

Araç boyanırken daha önce çatlayan farımız o dönem orijinali bulunmaması sebebiyle yan sanayisiyle değiştirildiği için orijinal far almaya karar verdim, far yetkili servisin elinde olmaması ve yurtdışı siparişini beklemenin uzun sürmesinden dolayı Hella markada karar kıldım ve renk sorunu yaşamamak için 2 adet far aldım. Bunun haricinde stop lambaları da zamanla yıkamanın etkisiyle çizildiği için 2 adet ULO marka OEM ekipman stop lambası da aldım. Bu parçalar bana 13.000 TL'ye mâl oldu ama sanayiden başka biri alsa sanırım 17-18.000 tl civarı tutar. Ben direk bu markaların distribütörü ve yetkili satıcısı olduğum için haliyle fiyatlar uygundu. (Bu parçalar için de harcanan 850$)

Aracı sökerken bir kısım plastikler zamanın vermiş olduğu eskime sebebiyle tırnakları kırıldı, tampon braketleri ve far braketleri gibi bir çok parçayı da yetkili servisten sipariş vermem gerekti bu parçalara yaklaşık 7.500 TL verdim (500$)

Kapının alt bantları maalesef A6 C6'larda kronik olarak bozuluyor, plastik parça zamanla esniyor yerine oturmaz hale geliyor plastik kaynağı yapan bir yerde işlem yapılıp yerine takılabilir ama ben bu yolu tercih etmedim. Yurtdışı siparişle uğraşmaktan o kadar kaçmama rağmen maalesef bu bantlar Doğuş Oto'nun elinde olmadığı için yurtdışı siparişi verip 12-13 gün bekledik ürünler bu süre içerisinde elimize ulaştı. Komple 4 kapı bandı servisten alındı 12.000 TL tuttu. (800$)

Araç tamamen boyandıktan sonra sıra vernik seçimine geldi, ben yine tercihimi Glasürit markadan yana kullandım. Yalnız Glasürit vernik olarak bir hayli seçenek sunuyor. Klasik araçlar için aracı çok parlak gösteren vernikleri bile var. Premium otomobillerde genelde çizilmelere karşı orta dirençte olan HS923-255 modeli tercih ediliyor zira fabrikasyon olarak da en çok tercih edilen vernik bu modeldir. Dilerseniz aracınızın hiç çizilmemesi adına HS925-2002 vernik tercih edilebilir lakin bu verniğin parlaklığı HS923-255 modeline göre biraz düşük kalıyormuş ayrıca uygulayan arkadaşlardan öğrendiğim bilgilere göre olur da çizik oluşursa pasta ile alınması imkansıza yakın dediler. Dolayısıyla biz de HS923-255 modelini uyguladık.

Vernik işlemleri de tamamlandıktan sonra sıra aracı geri toplamaya geldi, geri toplarken kapı içleri de boyadan önce söküldüğü için hoparlörlerinden bir kaçının patlak olduğunu gördüm. Yerine yenisini almak istedim ama üretimde olmadığını söyledi yetkili servis, yan sanayi de takmak istemediğim ve Kayseri'de bu işi hakkıyla yapan bir yer olmadığı için orijinal hoparlörleri tamir yoluna gittik bu tamir 4 hoparlör 4 twiter için 3200 TL tuttu. (215$) Lakin memnun kalmadığımı söyleyebilirim. Aklınızda bulunsun hoparlör tamiri mantıklı bir iş değil aman aman bir fark oluşmadı hatta hala sağ ön hoparlörümden bazen yüksek seste tıngırtı sesi geliyor.

Tüm bu işlemlerden sonra araç toplanmaya hazır hale geldi;

Aracı toplayan kişi bu bölgedeki en iyi usta, ben parça konusunda hassas biriyim mümkün mertebe orijinal parçalar hatta civatalar ile araç toplarım fakat iş benimle bitmiyor bir de usta faktörü var. Sağolsun ustam da toplarken aşırı özen gösterdiği için sanki fabrikadan yeni çıkmış gibi oldu araç. Özellikle tamponu toplarken tüm aralıkların eşit olması için çok büyük bir uğraş verdi kendisi.

Araç toplandıktan sonra ekranda far arızası çıktı, Audi grubu araçlarda far değişimi sonrası olan bir arıza bu. Far kodlama adı altında 500-1.000 TL gibi uçuk kaçık fiyat isteyenler var aman diyim uzak durun vag-com ile 10 dakika bile sürmeyen bir işlem bu aslında.

Tüm bu işlemlerden sonra araç gözüme çok hoş gözüktüğü ve o dönem vaktimin de bol olması sebebiyle kendim aracı elime alıp parlatmaya başladım. Normalde iş yerinde ticari araçlar için kullandığımız tüm boya koruma ve seramik gibi katmanları söküp atan bol kostikli olduğunu düşündüğüm Atas DLS150 ile aracı önce güzelce yıkadım. Boya yeni olduğu için kil uygulaması yapmadan direk pasta uygulamasına başladım. Pasta olarak araçta çizik olmadığı için ağır bir pasta uygulamadım, yapılan uygulamaların hepsini kendime ait Rupes LHR21 Mark III orbital cihazım ile yaptım.

İlk kat pastası Koch Chemie F06.01 uygulaması yaptım bu pastanın özelliği hafif aşındırıcı olması nedeniyle boya katmanına minimum düzeyde tahribat vererek kılcal çizikleri alması ama benim amacım kılcal çizikten ziyade boya yapan servisin uygulamış olduğu düşük kalitedeki boya korumayı sökmekti. F06.01 için ben genelde yine aynı markanın ürünü olan sarı renkli Fine Cut pedi kullanıyorum.

Pasta işleminden sonra aracı yeniden yıkama alanına alıp İzopropil Alkol ile komple temizledikten sonra bol köpüklü bir yıkama yaptık. İyice kuruduğundan emin olduktan sonra hare giderici işlemini uygulamaya geçtik.

Sonraki katmanda hare giderici olarak yine Koch Chemie markasının M03.02 marka ürününü kullandım. Bu ürün için ise tavsiye edeceğim ped Koch Chemie'nin yeşil renkli Polish&Sealing pedi. Ürün uygulandıktan sonra üzerine wax atacağım için yeniden izopropil alkol ve köpüklü su ile yıkadık.

Pasta ve hare giderme işleminin tamamlanmasının ardından sıra parlatmaya gelmişti. Zamanında bu işlere çok meraklı olduğum için, ucuzundan pahalısına bir çok seramik ve wax almıştım. Bu olaylar olurken kafamda hep en son seramik atmak vardı ama nedense iş bitiminde seramik koruma yerine wax atmak daha mantıklı geldi ve Auto Finesse Desire'ı araç üzerine uyguladım. Bu wax uygulaması çok olay ama silmesi hayli zor bir ürünmüş. Yaz sıcağında akşam 10-15 dakika arası wax kuruduktan sonra silmeye çalışınca bayağı bir zorlandığımı farkedip dinlenmek için mola verirken buraya kadar fotoğraf çekmenin hiç aklıma gelmemiş olduğunu farkettim ama o an bir aydınlanma yaşayıp fotoğraf çekmiştim.

Aracın cilala parlat işleri bittikten sonra biraz orijinal ekipmanla modifikasyon yapmak istediğim için eski 16" jantları söküp yerine sıfır arabadan sökülmüş 17" orijinal Audi jantı taktırdım, bu jantlara 225/50 R17 ebatında 99Y endeks etikete sahip Michelin Primacy 4+ lastik taktırdım. Takılan lastiklerden hiç memnun değilim, araba çok sertleşti fren mesafesi güzel olsa da viraj kabiliyeti olarak pek yeterli değil gibi geldi bana. Tabii bu daha yeni takılmış bir lastik, üzerinden bir kış geçtikten sonra büyük ihtimal yol tutuşu da zayıflayacaktır.

Bu kadar yazıdan sonra biraz sizi görsellerle baş başa bırakayım:

Bu arada dip not olarak belirteyim, panjurun sol ön tarafında ufak bir açıklık kaldı, bunun sebebi gelen braketin makyajlı kasaya uygun olmasından kaynaklıymış daha sonra aracıma uyan braket geldi sorunu çözdük.

Umarım keyif almışsınızdır. Yorumlara göre aracın iç mekanında yaptığım restorasyon ve yenileme çalışmalarını da paylaşabilirim. Okuduğunuz için Teşekkürler.

Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince paylaşım yapmaya çalışacağım buralarda.

Son görselde eksik parçalarımız vardı, braket, sis farının hemen üstündeki krom bıyık ve sis farı henüz değişmemişti ama görsel çok hoşuma gittiği için paylaşmak istedim. Diğer fotoğraflarda bu parçalarında değiştiğini görebilirsiniz hocam.

Aracınızı güle güle kullanın.. Ülkemizde çok nadir bulunan, çok keyifli motorlar bunlar.

Lakin gözüme çarpan naçizane bir kusur var.. aracınızın sağ arka tekerlek pozisyonunu ve açısını pek tutmadım.. neredeyse pozitif kambere kaçıyor arka tekerleğiniz. mutlaka bilgisayarlı bir rot ayarı yaptırın,, düzelmezse muhtemel bir önceki kazadan kaynaklı aks oturtmasında bir kaçıklık olabilir. umarım ben yanılmışımdır, kazasız cezasız sürüşler..

Göz yanılması da olabilir tabii ki, büyütüp olduğunda bakmaya çalıştım ama.. kontrolden zarar gelmez bir göstermekte fayda var.

Benim başıma gelmiş durum olduğu için çok takıntılıyım bu konuda.. Önceki Passat 1.8t aracımda bir abim farketti gittim rot ayarına düzelir diye.. ancak rot ayarı düzgün çıkınca rotçu arka takımda bir yerden darbe yemiş olabileceğini ve açıların bozulduğunu söyledi.

Hakikatten tam arkadan bakınca iki tekerin dışa çıkıklığı bile aynı değildi.

Yetkili servise gittim kontrol edelim dediler ve arka torsiyonun ana şasiye bağlı olduğu 2 yerin ezik ve hafif yamuk olduğunu, tüm arka takımın inip kontrol edilmesi, çapraz ölçülerin ölçülerin alınması suspasniyon elemanlarının kontrolü vesaire... çok uzun iş ve maliyetli gerek yok dediler. O kadar çok araba var ki bu durumda gezen bu ülkede.. rot ayarını yapıp geziyor herkes.

Aradım eski sahibini bilmiyorum felan dedi ama.. olmuş bişeyler işte birinde. Sorunsuz kullandım aracı ama gözüm hep takıldı duruşa. sattım aracı gitti sonra zaten..

Sizinki basit bir rot ayar problemi veya suspansiyon parçalarında ufak bir eğiklik de olabilir.. gözüm takıldı sadece dert etmeyin. keyifli sürüşler.

Hocam konu için bilgi paylaşımlarınız için teşekkür ederim. İlgi ve heyecan ile okudum.

Şanzıman bakımını nerede yaptırdığınızı soracaktım ancak paylaşmışsınız. (vaktim çok dar henüz cevapların yüzde 60-70 ini okuyabildim)

Benim de e90 320d aracım var şanzımanda vuruntu oluşmaya başladı (kullanan bir çok kişi anlamayacaktır ama bana batıyor) ama geri kaçırma devir dalgalanması vb henüz yaşamıyorum, araç 14 yaşında 170 bin kmde bu güne kadar hiç yağ değişimi felan yapılmamış. Bana revizyon yolu görünüyor, bu sebeple ankaradaki zf yetkili servisini düşünüyordum, bana ciddi bir alternatif sunmuş oldunuz, bir ara yağlama yemeye geliriz artık midemize de hitap eder Kayseri yolculuğu.

Araç camları ile ilgili zaten bildiğinizi düşünüyorum ancak çizikler için cam pastası vb düşünür müsünüz? düşünmez iseniz bir sebebi var mıdır?

Bir de hoparlör için bir önerim olacak. Orijinal parça sevdiğinizi biliyorum ancak araba üreticileri hoparlör konusunda özeelikli ek paralara alınan harman, burmester vb dahil ses sistemi de kullansalar vasat hoparlörler kullanıyorlar. wv grubunda hoparlör çapları genelde büyük oluyor ve araca göre değişir tabi ama midrange vie tiz hoparlörleri değişerek, hele bir de bakır kablo çekilirse amfi veya dsp olmadan bile seste ciddi kazanım olabiliyor.

ben geçen yıl aracıma bmw için aftermarket üretilmiş, focal, ground zero hoparlörler ile değişim yaptım, ek olarak dsp amfimde var(araçta ister istemez delik açılıyor), aracımda keyifle müzik dinleyebiliyorum. belki düşünebilirsiniz diye paylaşmak istedim