Şimdi Ara

Assassins Creed: Unity Video İnceleme

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
11
Cevap
0
Favori
747
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar Assassin's Creed I, II, Brotherhood, Revelations ve III bitirmiş; IV Black Flag'i de fırsat bulabildiğim için bu yaz başlayıp hala oynayan biri olarak konuşuyorum. Unity'nin trailerını az önce tekrar izledim. Üzerine E3'deki 2 tane yorumlu demosunu da izledim. Sizinle fikirlerimi paylaşıp fikir alışverişi yapmak istiyorum.








    Öncelikle forumda bir konuda neden Assassin's Creed'in kalitesi düştü demiş bir arkadaş ona ben de bir yorum getirmek istiyorum. Herkes kendi şahsi düşüncesini yazıyor ama genel oyuncu kitlesine ve otoritelerine baktığınız zaman tablo şu şekilde seyreder:

    Assassin's Creed I = Güzel. Zaten serinin ilk oyunu olduğu için leap of faith bile çok büyük bir görsel şölendir o dönemde. Yoksa 5 oyun sonra üzerine koyulan özelliklere kıyasla çok sade bir oyun.
    Assassin's Creed II = Çok güzel. Brotherhood, Revelations = İyi. Assassin's Creed III = Zayıf. Assassin's Creed IV Black Flag= Güzel.

    AC II'nin hala serinin en hayranlık uyandıran oyunu olmasının temel nedeni ilk oyuna kıyasla yaptığı devrimlerdir. Şehirdeki dükkanlardan, kendi Assassin merkezi olan kasabanızı kurmaya; belli bir paraya sahip olmamızdan, gece-gündüz döngüsüne kadar... Hatta suda yüzme kabiliyeti... Sonraki oyunlarla ACI arasındaki farklardan büyük bir çoğunluğunu ACII ile birlikte kazandık. Hala da bir önceki oyunun üzerine bu kadar koymayı becerip de bu kadar takdir de alan başka bir oyun çıkmadı. ACIII de Ezio'yla geçen 3 serinin üstüne çok çok farklı şeyler koymayı becerdi aslında. Sadece binalara tırmanan karakterler ilk kez doğada koşmaya başladı; Black Flag'in gemi sisteminin temelleri ilk kez burada atıldı. Üzerine avcılık, yerli silahları vesaire... Fakat oyuncu takdiri alamadı işte. Aslında çok büyük ilgi uyandırabilecek bu dinamikler oyuna yeterince iyi işlenemedi demek ki.

    Ortalığı kasıp kavuracağı düşünülen, büyük bir beklenti oluşturan ACIII; yılın oyunları listelerinde 5. sıraya bile o beklentilerinin hatrına gelebildi. Ubisoft zaten gittikçe daha da üçkağıtçı bir firma oluyor. Yine aynı şekilde bir beklenti kırıklığı Watchdogs'da da oldu.

    Ayrıca oyunun Amerika'ya gelmesiyle ilgili olarak da... Bizim Animus'a girdiğimiz karakter Desmond Miles'dı; bir Amerikalı. Mutlaka atalarının tarihin bir döneminde Amerika'ya gelmiş olması lazım ki kendisi de Amerika'da doğsun... Öyle ya da böyle tarihte ilerledikçe Amerika'da yaşayan bir atasının hatıralarını oynayacağımız belliydi yani.

    Arkadaşlar bu arada IV'ü henüz bitirmedim. III'te Desmond öldü ama şu an kimle oynuyoruz, bu işin sonu nereye gidecek bilmiyorum. Lütfen spoiler vermeyin. Bu andan itibaren sadece oyunun dinamiklerini konuşalım.

    Az önce Unity'nin tanıtım videolarını izlememle birlikte mutlu oldum çünkü "Oyunda nasıl bu olmaz ya? Bu özelliği nasıl eklememişler? Nasıl buna erişemiyoruz?" diye sitem ettiğimiz bir sürü detay giderilmiş. Aranan kan bulunmuş yani. Bu dediklerimi tek tek yazacağım.

    1- Binalara Girebilmek

    İlk kez ACIII'le birlikte gelen bir özellikti. Şehirde free running yaparken bütün bir sokağı U dönüşü yapmak yerine bir evin penceresinden girip diğerinden çıkarak ev bloklarının diğer tarafına varmak. Bu insanın aklında "Evlere daha çok girebilme" fikrini uyandırıyordu. Eminim herkes bir anlığına da olsa düşünmüştür. Ama "İş o boyutlara kadar gelmez" deyip geçmişizdir. Unity'yle beraber İş oraya gelmiş, deniyor.

    (videolardaki yorumculardan birebir çeviri yapıyorum, onların yalancısıyım)Paris'teki "birçok" eve "kusursuz" erişim gelmiş. Videoda da gördüğümüz gibi evin içerisinde sınırsız gezinti yapabiliyoruz. Ayrıca eve girerken serinin eski oyunlarındaki hana/tavernaya girerkenki gibi yükleme ya da bekleme ekranı gelmiyor. Şehirle tamamen homojenik yapıda binalar. Bunu şunla bağdaştırabiliriz: Sims 1 ve 2'de evler ayrı haritaladı ve mahalleye inmek için ayrı bir harita geliyordu fakat Sims 3'te artık evlerle sokaklar tamamen birleşik oldu; bu da aynı olay. Ki bu, oyun alanını da büyük ölçülere taşıyor, inşallah, sayılı evle sınırlı kalmadıysa...

    2- Stealth Mode

    Bunu bir değil bin kez düşünmüşümdür ve yapımcılara lanet etmişimdir. Bu özelliği duyar duymaz Ubisoft'a "Afferim lan!" dedim. Biliyorsunuz önceki oyunlarda bir kapının kirişine ya da bir duvarın köşesine gelince karakterimiz otomatikman duvara yaslanıyor ve sadece kafasını çıkarıp bakıyor. Ya da bir çalılığa girdiğimizde otomatikman çömelip yürüyor. Her iki modda da düşman bizi göremiyor ve E'ye basıp ıslık çalarak düşmanları çekebiliyoruz vesaire vesaire... Fakat ne hikmettir ki oradan buradan uçan kaçan bu adam kendi kendine "çömelme" yetisine sahip değil ve bilmiyorum arkasında çömelebildiğimiz bir nesne var mı ama.. bir fıçı ya da benzeri bir kısa nesne arkasında aslında çok rahat saklanabilecekken çömelemediğimiz için bunları kullanamıyoruz.

    Tam bağımsız olarak o fiziksel kabiliyet geldi mi bilmiyorum ama artık tek bir tuşa basarak kullanılabilen Stealth Mode ile çömelebileceğiz ve aynı zamanda farkedilme oranımız da düşmüş olacak. Hayırlı uğurlu olsun...

    3- Sosyal gelişmeler

    Oyunda halkın içinde yürürken "şu adamlar ne konuşuyor, onlarla daha fazla etkileşimim olabilir mi acaba? şu insanlara daha çok özellik ekleselerdi, daha organik sokaklar yapsalardı..." diye düşündüğüm çok olmuştur. Buna da tam olarak istediğim gibi değil ama-zaten benim istediğim gibi olsa oyun simülasyon olurdu- bir nebze de olsa katkı yapmış Ubisoft. Örneğin videoda da gördüğümüz gibi orada bir binada cinayet olduğunda insanlar oraya toplanıp yorum yapıyor. O kalabalıktan anlayabiliyoruz orada bir kaos olduğunu. Yine aynı şekilde halk saray muhafızlarının koruduğu kapılara dayanmış durumda. Daha önce tarihte soyluları zengin halkı aç birçok şehirde olduğu gibi. Ve bir kıvılcım ateşi onları fişekleyecek. Bizim muhafızları öldürmemiz onlara cesaret verip onlarca NPC'yi sarayın içine akın ettirebiliyor.

    Bir başka gördüğümüz örnek: askerlerin ve isyancıların bir sokak arasında bire bir kavga etmesi. Ya da bir hırsızın kadından para çalması. Yani Paris çok karışık bir yer; devrime hazırlanan, yoksulluk çeken bir yer ve bu organik şehir yapısı güzel işlenmiş; gibi görünüyor...

    4- Daha zor dövüşler(miş)

    AC serisinde bizi en çok hayal kırıklığına uğratan şey yarım saat saklana ıkına haystacklerden adam öldürdükten sonra eskaza Tespit edildiğimizde ve mecbur olarak herkesle meydan dövüşü yaptığımızda 10 kişiyi 2 dakikada kesmemiz ve "Bunun için mi saklanmıştım" dememiz. Yani Assassin tekniklerinin hiçbir önemi kalmıyor açıkçası. Her yere koşarak gidip meydanda 1e 10 dövüşe girsek her şey daha hızlı olurmuş diye düşünmeden edemiyoruz. Her oyun öncesi de "Daha zor dövüşler" diyorlar ve her seferinde yalan çıkıyor. En azından 6 oyun böyle gelip gitti...

    Yine aynı sözü veriyorlar oyun öncesi ama videoda adamın Mouse1'i spamleyerek bir askeri alması yine hayal kırıklığı oldu benim için. O hareket öncesi çaresizce yediği darbeler umut verici oldu sadece. Bir de Parry, Dodge, Tackle, Heavy Attack gibi bir dizi dövüş içi özellikler sıralıyor. Dodge zaten E'ye basıp defansa geçmedir diye düşünüyorum. Tackle SpaceBar'a basıp defanstaki adamları düşürme, defansını kırma olabilir. Heavy Attack mouse tuşuna uzun süre basıp bırakmak ve kılıcı havadan ağır bir şekilde indirmesi. Parry de saldırı anında E'ye basıp Counter-Attack'a geçtiğimizde o ilk karşı koyma hamlesine verdikleri isim olabilir. Yani zaten olan özellikleri böyle bir isimle sunuyorlarsa yazıklar olsun.

    5- Controlled Descent(Kontrollü İniş) ve Yenilenmiş Navigasyon

    Tam detayını bilmiyorum ama free run özelliklerinin geliştiğini görebiliyoruz(ve duyuyoruz). "Controlled Descent" dediği sistem sizi kontrollü bir şekilde aşağı indiren bir şey. On numara bir şey. İşte bu hizmeti hiç düşünmemiştim, helal olsun adamlara, ince düşünmüşler. Yani damın ucuna gelip, E'ye basıp kendimizi sarkıtıp, sonra bi daha E'ye basıp biraz düşüp, sonra Shift+SpaceBAR'a basıp bir pencereyi tutup, bir daha bas-tut-bas-tut yaparak ikişer metre ikişer metre inmeye gerek yok; ya da binadan inmek için illa bir samanlık aramaya da gerek yok. 20 metrelik bir binadan sizi kontrollü bir şekilde indirecek.

    "Yenilenmiş Navigasyon" dediği şey tam olarak bir sistem olarak anlatılmıyor ama bu tabiri kullanıyor sadece. Controlled Descent'ten ayrı olarak bizi istediğimiz yere götüren bir navigasyon sistem olacak mı bilmiyorum ama varsa çok yararlı olur. Mesela haritadan yeri seçip sadece beklesek bizi büyük bir dertten kurtarır. Çünkü şehirdeki hazine sandıklarını ya da Animus fragmentları toplamaya niyetlendiğimiz dakikalarda şehirin orasından burasına koşup parçacıkları toplarken sıkıntıdan TV izliyor; telefonla konuşuyor ya da müzik dinliyoruz; kısacası otomatiğe bağlıyoruz. Viewpointler arası Fast travelları zaten kullanıyoruz ama onlar da belli başlı yerlerde oluyor tabii. Bekleyip göreceğiz.

    6- Çapraz Tırmanma-İnme

    Binaların duvarlarında tırmandığımız her bir metreyi; her bir pencere çıkıntısını bir seviye olarak düşünelim. Bu seviyeler arası geçerkenki duraksamaları hissediyoruzdur. Mesesela ara sıra "Catch Courier" diye küçük görevler çıkıyor. Hergele oraya buraya tırmanıp bütün şehirde koşturuyor bizi. O bir binaya çıkıp sonra damda sağa koşunca, biz de ileri-sağ çapraza koşmak yerine o binanın bize en yakın olan dik uzaklığının olduğu doğrultuda gidip önce onun gibi bina üstüne çıkıp; sonra bina üstünde sağa koşuyoruz. Amelelik oluyor doğal olarak çünkü tırmanma safhasını bir an önce bitirmek istiyoruz. Eskaza yanlış bir yere tırmandığımızda; tırmanma pozisyonunda sağa sola manevra yapmak zor olduğu için o hat boyunca ilerliyoruz.
    Bir başka sıkıntı: tırmanış pozisyonunda WASD'a basmadan Shift + SpaceBAR yaptığımızda direk dosdoğru geriye zıplıyoruz. Çaprazlık hiç pürüzsüz değil yani; hatta yok gibi.

    Şimdi izlerken bile o farkı da hissediyoruz. Bu da yepyeni bir estetik görüntü oluşturmasının yanı sıra rahatlatıcı bir yenilik olmuş. Umarım beklediğim gibi kullanışlı olur.

    7- Quest Log

    Bu da düşündüğüm ve rahatsızlık duyduğum şeyler arasındaydı. Tam olarak beklediğim şey geldi mi, bilmiyorum. Sadece umut ediyorum.
    Eski oyunlar: Assassin's Contract vs. şeyleri aldığında sol üstte "Side Activities" olarak çıkması. Örneğin Black Flag'de bir adaya gittin; gitmişken bu adanın süikast sözleşmesini alayım bi daha gelmekle uğraşmayayım, cepte dursun dedin. O görev direk etkinleşiyor. Haritada da orayı hep gösteriyor ve gözünün içine sokuyor. Sen oradaki erzak deposunu aşırmaya gidiyorsun ama aynı yerde süikast hedefin de olduğu için ekstra bir güvenlik oluyor. Ayrıca başka bir kasabadaki sözleşmeyi de alamıyorsun yanlış hatırlamıyorsam.
    Yeni oyun: Cinayet görevinin Quest Log'a gittiği lafı geçiyor, bilmiyorum nolur. Ama direk sol üste yerleşmezse çok iyi olur.

    Yorum katacağım yerler bitti. Bir de hazır yazmışken diğer özelliklere de bir değinelim de tam bir video incelemesi gibi olsun

    8- Karakterin Kostümü: Fransız inceliğini kesinlikle yansıtmışlar. Örneğin: Aslında Kızılderili kültürü nedeniyle en otantik tasarım yapılabileceği halde en kaba ve bodur kostüm görüntüsü ACIII'te verilmişti. Bu oyunda ise sanırım serinin en karizmatik kostümünü tecrübe edeceğiz.

    9- Şehir Silüeti ve Çatılar: Bahsettiği ve görüldüğü üzere Şehir Silüeti apaçık gösterilmiş ve bu bizim şehirdeki yön bulmamızı kolaylaştıracakmış. Hadi inşallah... O sembolik kuleler o kadar mesafeden bile apaçık görünüyor. Sis olmadan, renk solukluğu olmadan. Revelations'ta aslında tam olarak aradığımız o özellik-İstanbul silüeti- hatırlamıyorum ki bu kadar sağlam verilmişti.

    Çatılara çıkınca minimapte bulunan yakınlardaki navigasyon sembolleri de görünüyor. Aslında görüntü kirliliği de olabilir. Umarım olmaz.

    10- Süikast animasyonları: Adama arkadan bıçak saplarken adam bağırdığı halde kimse "görmediği" için yine tespit edilemememiz gerçekçilik açısından rahatsız ediyordu şahsen beni. Şimdi adamın ağzını kapayarak sapladığını görüyoruz. Ayrıca tek düze değil, birçok animasyon gelmiş sanırım. Adamı boynundan tutup yere çalıyordu; sanırım o da arkadan bıçaklama kapsamında bir animasyondu.

    Silah olarak çok bir yenilik olduğunu sanmıyorum. Özellikle gizli bıçak gibi işleyen gizli ok gibi bir şeyin üstünde duruyorlar. Hem ranged hem de tabanca gibi ses çıkarmayan silahlar her zaman bir numaradır. Ezio'nun crossbow'u, Connor'ın yayı ya da Edward'ın blowpipe'ı gibi.


    Umarım zedelenen imajını Black Flag'le biraz da olsa toparlayan AC serisi Unity ile alıştığı beğeniyi tekrar alır.

     Assassins Creed: Unity Video İnceleme



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi O Rei -- 22 Temmuz 2014; 9:03:14 >







  • Yazı güzel olmuş ellerine sağlık). Dövüş sistemi Ac1 de daha iyiydi bence en azından düşmanlar azda olsa zorlaya biliyorlardı bizi. Yalnız yılda bir kere çıkan oyundan fazla yenilik beklemek hayel olur. Ac2, botherhood, revelations hep önceki oyunun üzerine az bir şey koyarak çıkışını gerçekleştirdi. Grafik, animasyon, dövüş sistemi Ac3 ile sıçrayış yaşadı. Bu oyundan da çokla fazla kesim istediğini bulamadı. Gözler bu kez Unity nin üzerinde. Açıklanan yeniliklerin çoğu önceki oyunlarda eklenmeliydi ( stealth modu ve s.). Yukarıdaki ikinci video Arno yere inerken kullanılan parkour mekanikleri mükemmel olmuş. Yeni oyunun en sevdiğim özelliklerinden.
    Bir kaç şeyde Black Flag hakkında yazayım. Serinin asıl oyuncularının çoğu bu oyunu beğenmezken Seriye Black Flag'le başlayan bir çok insanın youtube da Black Flag oyun videoları altında best Ac game ever tarzı yorumlarına rastlaya bilirsiniz. Seriye çok fazla yeni oyuncu kazandırdı Black Flag.




  • efsanevi bir oyun olacak bence oyun tarihine damga vuracak bir oyun olacaktır..

    serinin de dönüm noktası olacak..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MDV

    Yazı güzel olmuş ellerine sağlık). Dövüş sistemi Ac1 de daha iyiydi bence en azından düşmanlar azda olsa zorlaya biliyorlardı bizi. Yalnız yılda bir kere çıkan oyundan fazla yenilik beklemek hayel olur. Ac2, botherhood, revelations hep önceki oyunun üzerine az bir şey koyarak çıkışını gerçekleştirdi. Grafik, animasyon, dövüş sistemi Ac3 ile sıçrayış yaşadı. Bu oyundan da çokla fazla kesim istediğini bulamadı. Gözler bu kez Unity nin üzerinde. Açıklanan yeniliklerin çoğu önceki oyunlarda eklenmeliydi ( stealth modu ve s.). Yukarıdaki ikinci video Arno yere inerken kullanılan parkour mekanikleri mükemmel olmuş. Yeni oyunun en sevdiğim özelliklerinden.
    Bir kaç şeyde Black Flag hakkında yazayım. Serinin asıl oyuncularının çoğu bu oyunu beğenmezken Seriye Black Flag'le başlayan bir çok insanın youtube da Black Flag oyun videoları altında best Ac game ever tarzı yorumlarına rastlaya bilirsiniz. Seriye çok fazla yeni oyuncu kazandırdı Black Flag.

    Hocam AC2 ile AC1 arasında az buz bir fark yok




  • Güzel bir oyun olacağa benziyor ama muhtemelen sistem gereksinimi fazla olacaktır
  • Desmond seçimini yaptıktan sonra ona ne oldu? Black Flag oyununda başka biri olarak başka bir animusta uyandık. Black Flag'de ise tanrılar ve günümüz adına toplasanız 1 dakika vardı. Ondan da bir şey anlaşılmıyordu.
  • BlogKaan kullanıcısına yanıt
    yalnız oyunun yarısında tanrıyı görüyorsun oyunu oynadın da anlamadın mı merak ettim

    çünkü aita bir tanrı,

    aita nın canlandığı barthomelew roberts da direk tanrının insan vücuduna girmiş hali ki roberts yani sage i de oyunda saatlerce görüyoruz abes kaçmış yorumun biraz

    yine gerçek dünya da da yine john sage olarak aita yı da gördük yani küçümsenemez

    yine observatory blood vial ve crystal skull da yeterince first civlization tadını aldık zaten ..

    yine oyundaki o bütün sağda solda adalarda topladığımız şişelerdeki mektuplarda yine aita nın bi önce ki sage halinin kendini anlamlandırmasını içeren bilgiler içeriyiro cavanagh ın mektupları o da bir sage



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DaenerysStormborn -- 27 Temmuz 2014; 18:30:38 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • @BlogKaan @T_Ice

    Arkadaşlar bu konu başlığı altında spoiler vermeyin lütfen. Ya da mesajdan önce bir satır boşluk bırakın spoiler olduğunu söyleyin. Yanlışlıkla ikinizden de birer cümle okudum ve Allah'tan çok kritik bir şey almadan durdum ama Black Flag'de tanrıları ve günlük hayatı çok görmüyormuşuz onu öğrenmiş oldum sayenizde... şu an %72'deyim Black Flag'de haritayı temizleyerek yavaş gidiyorum main mission'ların yanı sıra.

    @Kasayı Ters Çevir

    Aynen hocam bence de sistemi kasabilir gibi. Oyunun yapım süreciyle ilgili 15'er dakikalık iki video izledim ve grafiklerde yeni nesil geliştirmeler var. Güneşin konumuna ve havanın bulutlu/açık olmasına göre gölge ve güneşteki yerlerin görünümü hatırı sayılır derecede değişiyor. Şehirde 5000 insan olacak sanırım ve videolarda gördüğünüz gibi birkaç yüz tanesi aynı anda ekranımızda olabiliyor. Onun dışında lens görünümleri olacak; arka plandaki sahneyi bulanıklaştıran vesaire.

    Paris ACIII'teki bütün Frontiers'le aynı büyüklükte olacakmış. Ayrıca evlere takılmasız giriş yapılacağını da duymuştuk ama şehirdeki kaç ev için geçerli olur bilmiyorduk. O da belirtilmiş: şehirdeki evlerin 4'te 1'ine giriş imkanı olacak. Yani tek bir bütün halinde çok büyük bir haritaya sahip olmuş oluyoruz ve bu da bilgisayarın kasması için bir başka etken.

    Yapımcılardan biri evlere giriş özelliğini söyledikten sonra şu cümleyi kullanıyor: "Yani artık bir "film seti"nde oynuyormuş gibi değil; bir filmin içinde gibi oynayacağız.". Duvarlarına tırmandığımız evlerin sadece oyunu oynadığımız sokakların sınırlarını belirlemesi, evlerin içinde hiçbir hayat olmaması ve çok az kapalı mekan yaşamak gerçekten bir eksiklik hissettiriyordu. 4te 1 iyi bir oran, umarım güzel kullanmışlardır bunu.




  • biran önce çıksa keşke
  • quote:

    Orijinalden alıntı: franksky

    biran önce çıksa keşke

    Aman hocam "hemen" çıkan oyunlardan bir cacık olmadı şimdiye kadar. Hele de ubisoft gibi mimli bir firmaysa... yavaş yavaş olsun, özenli olsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar 1 yıl sonra konuyu hortlatayım dedim. Şu an Unity'yi PS4'te oynuyorum, ucuzlayınca aldım 2 ay önce. 12 sequence'tan 10'u bitti. Her zamanki gibi şehirdeki yapılabilecek şeyleri temizleye temizleye gidiyorum, %70 progress yaptım, lütfen Spoiler vermeyin

    Geçen sene oyun çıkmadan önce yaptığımız tahminleri ve yorumları değerlendirelim, ne kadar isabetli olmuşuz görelim istiyorum. Tabi AC:U deyince önce Buglardan başlamak gerekiyor.

    1. Buglar (olumsuz)

    Oyun güzelse de kötüyse de, heyecanla bekleyip ilk zamanlarında alanları bugları nedeniyle o kadar soğuttu ki, oyun sitelerinin incelemelerinde bile en çok konuşulan konulardan biri oldu. Sırf bu nedenle kötü puanlar aldı. Ben oyunu patchler geldikten sonra aldığım için pek hissetmedim ama ben bile Co-op görevlerinde birkaç kere buglarla karşılaştım, görevi iptal edip yeniden girmeme neden oldular.

    2. Grafikler (Konsolda olumlu-PC'de belki olumsuz)

    Oyunun en beğenilen yanı. Işık teknolojisi: su birikintilerinin yüzeyinde baktığın açıya göre güneş ışığının ve gölgelerin yansımalarının değişiminden, saatin ve hava durumunun etkisiyle olan ışık değişimlerine kadar her şeyiyle mükemmele yakın yapılmış. Oyunun "yeni nesil"e geçen tek yanı.

    Fakat PC'de çok çok iyi bir bilgisayarınız yoksa kaldırmaması, örneğin Nvidia GT 740 gibi fena olmayan bir ekran kartıyla ancak Medium'da 20 fps ile oynanması çoğu oyuncunun belini büktü. Daha iyi optimizasyon gerektiği kesin.

    3. Sosyal gelişmeler (olumlu)

    Bu başlığı oyun çıkmadan önce de atmıştık. Bu tahminimiz tuttu, oyun çıkmadan önce bangır bangır bağırdıkları "Yaşayan şehir Paris" vaadini yerine getirmiş. Bir köşede pipo tüttüren adam, masa oyunları oynayıp tartışan kişiler, sağda solda ayyaşlar, bağıran gazeteciler, duvar dibinde cilveleşen sevgililer, bir avluda arabaya silah yükleyen devrimciler... ve daha neler neler... Koşmak yerine sokaklarda yavaş yavaş yürüyüp gözlem yapmayı tercih ettiğinizde sokağın yaşantısından keyif alabiliyorsunuz. Ve şahsen oyunu onlarca saat oynamama rağmen sokaklarda hala beni şaşırtan, daha önce görmediğim günlük yaşam animasyonlarıyla karşılaşabiliyorum.

    3. Animasyonlar (olumsuz)

    Bu kadar güzel grafikler varken, bu kadar iyi betimlenmiş sosyal yaşam detayları varken; animasyonlar yine serinin eski oyunlarındaki aynı hatalarını devam ettirmiş, ve madalyonun öbür yüzü çok güzel olduğu için bu sefer fazlaca da sırıtmış. Kiliseye büyük tahtadan bir haç taşıyan adam, ya da iki eliyle asılmış Fransa bayrağı sallayan adam, koşarken ona hafifçe bir dokunduğunuzda bir anda dik pozisyona gelip elindeki objeyi yere bırakıyor. Ne bir mimik ne bir animasyon var... Ve o kadarcık dokunmayla o obje neden düşsün? Hiç dokunmadan düştüğünü bile gördüm. Ubisoft bu konuda hiç özenmemiş.

    Ayrıca örneğin yere eğilmiş ya da hafif eğik durmuş bir düşmana arkadan bıçağı saplama tuşuna bastığınızda bir anda hiç geçiş animasyonu olmadan dik konuma gelmesi kaç oyundur hala devam ediyor. Eğilmiş ya da hafif yan durmuş adama bıçak saplama animasyonu geliştirilemez miydi? Artık 2015 senesinde böyle eksikler ayıp kaçıyor.

    4. Yapay Zeka (olumsuz)

    O kadar gerçek dışı unsur var ki...
    Düşmanların görüş alanının abartılı derecede küçük olması ve sizi inadına tespit edememeleri.
    Yüksek bir yere geçip herkesi tabancayla öldürdüğünüzde hepsinin cesetlerin başına toplanıp sağa sola bakınmaları ama silahı hala sıkmanıza rağmen kimsenin kafasını ses doğru, çatıya doğru kaldırıp bakmaması.
    Düşmanın sizi bir yerden geçerken görüp Last Seen'inize doğru yürürken sırf kafasındaki ünlemin süresi doldu diye güya "merakının geçmesi" ve yarı yolda geri dönmesi.
    Şu an aklıma gelmeyen ama gizlilik ve dövüş deneyimlerini tatsız bir şakaya çeviren çok fazla yapay zeka eksiği var.

    5. Daha zor dövüşler (Bir noktaya kadar olumlu)

    Bu başlığı da oyun çıkmadan önce atıp, genel olarak olumsuz bir tahmin yapmıştım. Tanıtım videolarından birinde adamın kombo yapması beni yine endişelendirmişti. Ama hakkını vermek gerek ki oyun bir noktaya kadar dövüş konusunda çok iyiydi. Sizi "Gizlilik" oynamaya iten, açık dövüşe girmekten kaçınmanıza neden olan zorlayıcı bir sistem vardı. Hatta bazen dövüşlerde çok ölmekten dolayı isyan ettiğim bile oldu. Assassin's Creed son 4-5 oyundur eleştirilen özelliğini bu oyunda yenmişti.

    Fakat level 4 bir silahla level 3 mahalleye girdiğiniz anda tüm Extremist'leri ve Guard'ları kesebiliyor oluyorsunuz. Dövüşte ilk vuruşta hemen kılıcı saplayabiliyorsunuz. Ve AC serisinde para kazanma konusunda işini bilen, bir süre tüm parayı malikaneye(bu oyunda Cafe Theatre) basıp böylece daha çok gelir elde eden oyuncular kolaylıkla 125bin kasıp Legend seviyesinde silah alabiliyor. Henüz progress'iniz %50 bile değilken. Ben de öyle yaptım(hatta ful Legend set dizdim) ve artık 5-6 düşman birden gelmediği sürece dövüşe girmek benim için hiç de korkacak bir şey değil. Kısacası oyun bir noktadan sonra gene dövüş sistemini fail etmeyi başarıyor.

    6. Gizlilik Oyunu (olumsuz)

    Hem yapay zekanın aptal olması size "gizli" olduğunuzdan zevk alamamanızı sağlıyor, hem de dövüşlerin bir noktadan sonra zorlayıcı olmaması gizli olma gereksiminizi azaltıyor. AC1 ve belki de II'den sonra dövüşleri otomatiğe bağlayan ve gizli olma gereksinimini kaybeden; Assassin's Creed IV Black Flag'de "Gizlilik oyunu" tanımından iyice çıkan seri, bu oyunda da bu tanım çerçevesine girmeyi başaramamış. Artık gizlilik anlamında serideki başarısız oyunların oranı başarılıları geçince Assassin's Creed serisi topyekün olarak böyle tanımlanma özelliğini kaybetmiş durumda. Oynamamama rağmen, Uncharted ve Metal Gear Solid gibi serilerin daha fazla Gizlilik oyunu olarak tanımlandığını duymak üzücü. Hani biz Assassin'dik? Süikastçiydik?

    Yalnız hakkını verelim, bazı Memory'lerdeki süikastler gerçekten kendinizi plan yapıp, saklanarak belirtilen ortama girip işi gizli bitirme isteği ve eylemi yaratıyorlar. Fakat bunu genele yaymak mümkün değil.

    7. Stealth Mode (olumlu)

    Bu da oyun öncesinde tahmin ettiğimiz gibi çıktı. Olumlu bir özellikti. Daha önceden de olması gerekiyordu.

    Controlled Descent(Kontrollü İniş) ve Yenilenmiş Navigasyon:
    Oyun öncesinde bahsedildiği gibi çok çok yenilikçi bir şey değildi ama sadece Free-Run Down tuşuna ve aşağı tuşuna basarak binadan kendi kendine inmesi güzel olmuş. Bu da olumlu bir özellikti. (Bahsettiğimiz anlamda bir navigasyon falan yokmuş)

    Yine ilk mesajda bahsettiğim Çapraz Tırmanma-İnme özelliği de tabi ki olumlu ve diğer yeni tırmanma dinamikleri/animasyonlarıyla birlikte oyunu daha akıcı kılıyor fakat o kadar da somut bir yenilik değilmiş. Quest Log olayı o kadar da somut değilmiş yine, ama menüden Progress Tracker'a girdiğinizde istediğiniz bir görevi başlatabiliyorsunuz, özellikle Co-op oynamak istediğinizde çok güzel bir olay.

    İlk mesajdaki tespitlerden devam edelim. Karakterin Kostümü tuttu. Arkasındaki uzun pelerinli kısmıyla ve vücudu saran tasarımıyla hakikaten Paris'e uyumlu bir kıyafetti. Oyunu bitirdikten sonra açılan "Arno's Master Outfit" sayesinde örneğin Legendary Phantom, Military, Napoleonic falan çekseniz bile tipinizi orjinal Arno olarak koruyabilmeniz de çok güzel. Ben daha bitiremedim ama bitirince ya onu ya da Nostradamus Enigmas'ı bitirince gelen şeyi giyerim.

    Şehir Silüeti de hakikaten var. Herhangi bir Viewpoint'ten Notre Dame'ı ve Adalet Sarayını görmek çok keyifli bir seyir oluyor. Süikast Animasyonları demişim. Gerçekten de hidden blade'le aldığımız anında kill'lere akıcılık ve çok daha fazla bir estetik gelmişti (koşarken basınca dönerek saplama falan gibi. hele bir de double yaparken çılgın atıyor.) Ama yukarıdaki animasyon bölümünde bahsettiğim olumsuz şeyler de yok değil.

    Bunların yanı sıra bir oyunu oyun yapan Senaryo faktörüne de bakmak lazım.

    AC serisinin hepimizin bildiği ve ortak olarak kabul edilen senaryo sorunlarını yazalım:
    - Güncel zaman senaryosunun tamamen bitirilmesi.
    - Tarihi zaman senaryosunun da artık tatmin etmemesi.
    - Karakterle Ezio'dan sonra bağ kuramamak.

    Peki Unity'deki durum nedir?
    - Güncel zaman senaryosu neredeyse sıfıra indirgenmiş.
    - Tarihi zaman senaryosunun henüz sonuna gelmedim ama fena değil gibi işte. Genelde bir cinayet ağını izleyip baştaki adamı bulmaya çalışıyoruz. Bitiren arkadaşlar daha iyi bilirler.
    - Şahsen Arno'yla Edward'la olduğundan daha çok bağ kurdum gibi. Elise'le olan aşkı da karakterin duygusal dünyasını bize direk yaşatıyor.

    Son olarak Yan Görevler'e bakalım. Burada da ortak kanı çok yavan oldukları yönünde. Ben de özellikle dertliyim bu konuda. O kadar sırf olsun diye konulmuş görev var ki... Bir kere şunu çoğu kişi kabul edebilir: Witcher vb. oyunlarda yan görevler keyifle yapılır, ana senaryoyu bırakıp yan görevlere dalabilirsiniz; ama Assassin's Creed'de tamamen %100 completion olsun gibi bir saplantıyla yapılır. Haritanın şu bölgesini temizleyeyim deyip orada sandıktan sandığa koşmak kabak tadı vermeye başlar örneğin. Fakat bu oyunda bu olay öyle boyutlara ulaşmış ki... Örneğin haritada mavi renkte gösterilen Companian Mission'lar var. O kadar yavan görevler ki... Orada birinden bir şey çalma görevini yaparken gram zorlanmayınca, aklıma AC1'de Altair'le Ortadoğu kentlerinin kapalı çarşılarında takip edip çantasından mektup çalmaya çalıştığımız adamlar geldi. Adamlar dönüp dönüp bakardı, devamlı gizli takip etmen gerekirdi vesaire. Sonra ikisini kıyaslayınca bir anda "ben burda ne yapıyorum?" dedim, Unity'nin görevlerinden de itildim... Paris Stories'de de "Şu eve git 3 tane lazım olan eşyayı al" formatında çok fazla şey yapmışlar. "Defend your ally"dan öteye gitmeyen çeşitlilik de harbiden bayıyor. Sadece Co-op'ların ve Murder Mistery'lerin güzel olduğunu söyleyebiliriz.

    Çok uzun bir yazı oldu, bitirelim.

    Ben de bütün AC severler gibi artık "AC serisinden bir şey bekleyememe, umudu kesmiş olma" ruh hali içerisindeyim. Syndicate'in, Londra'da Sanayi Devriminde geçecek bir AC oyununun beni zerre heyecanlandırmaması manidar. Fakat sırf seriyi bu noktaya kadar getirmişken bırakmak istemeyeceğim için onu da alıp bitireceğim.

    Bu beklenti meselesi harbiden Assassin's Creed oyunları duyurulduğunda çok konuşulan bir şey haline gelmiş durumda. Çünkü ACIII'te tanıtım videolarıyla milleti kandırıp sonra hiç beğenilmeyen bir şey sundular. ACIV:Black Flag'in çıkış aşamasını pek takip etmedim açıkçası ama her ne kadar seriyi toparlayan, kitleyi yeniden heyecanlandıran bir oyun olsa da, "Süikastçi" değil de korsan oyunu olduğu da ortak kanıdır. İşte Assassin's Creed Unity, serinin eski kalitesine tamamen(süikastçi oyunu olarak da) geri dönüşünü müjdelemiş, ve hatta seriyi şimdilere kıyasla çok iyi kalan ama zamanında olumsuz tepki de alan Revelations'ın çıktığı dönemdeki saygınlığına kavuşturacak, şimdiye kadar yapılmış en iyi Assassin's Creed oyunu olarak lanse edilmişti. Nitekim o işin öyle olmadığı anlaşılınca, yine ACIII'teki hayal kırıklığı ve şok dalgasını yarattı.

    Aynı hatayı iki kez yapınca geri dönüşü yolunu çok zora soktular. Üstelik Unity hepsinden daha beter eleştirilince Syndicate'i "hatalarımızı anladık" ön mottosuyla yayınladılar. Tanıtım videolarında da oyundaki yapay zeka sorunları görünse dahi o haliyle yayınladılar. Asla şişirmediler, siz bir oyuncu olarak başına otursanız göreceğiniz tablo aynen budur dediler. Şu ana kadar izlediğim videolardan yola çıkarak çok bir beklentim yok. Çok çok beğeneceğim bir şey görmedim. İnşallah daha da dibe batmazlar. Şimdilik sadece bize tarihi mekanları ve zamanları yaşatıp batırmadan keyif verseler yeter.

    Sizlerin de yorumlarını bekliyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi O Rei -- 11 Eylül 2015; 21:45:57 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.